Güncel |
Türk basını bağımlı |
AP Türkiye raportörü Oomen Rujiten, “Türkiye’de basın inşaat, altyapı ve petrol şirketlerine sahip holdinglere büyük ölçüde bağımlı. Bu holdingler kendi çıkarlarını gözetiyor” dedi. Türk basını bağımlı
Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Ria Oomen Rujiten, Türk medya sektöründe birçok farklı kuruluşun bulunduğunu belirterek, ‘’Türkiye’de basının inşaat, altyapı ve petrol şirketlerine sahip holdinglere büyük ölçüde bağımlı olduğunu yazdım. Bu holdingler kamu yararı yerine kendi çıkarlarını gözetiyor” dedi. Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu toplantısı çerçevesinde İstanbul’da bulunan Rujiten, Boğaziçi Üniversitesi’nde bir derse katılarak öğrencilerin sorularını cevapladı.Türkiye’de sabırsızlanan bazı insanların kendisine ne zaman başka bir fasıl açılacağını sorduklarını söyleyen Rujiten, şunları kaydetti: ‘’AB’ye katılmak, fasıl açmaktan öte bir şey. Bildiğiniz gibi aday ülkenin AB Kopenhag kriterlerini yerine getirmesi gerekiyor. Buna göre bir demokrasiye, yargının bağımsız ve adil olduğu hukuk sistemine sahip olmanız gerekiyor. Her bireyin hakları ve ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü, cinsiyet özgürlüğü gibi kolektif insan haklarına sahip olmanız gerekiyor. Bunların sadece anayasa ya da yasalarda değil insanların kalplerinde de olması gerekiyor.’’ Kopenhag kriterlerine uyum sağlamaya çalışan Türkiye’nin bunu Avrupa için değil, kendisi için yapması gerektiğini ifade eden Rujiten, ‘’Eğer modern bir ülke olmasını istiyorsanız çaba sarf etmeniz gerekiyor. Parlamento, Türkiye’nin ilerlemesine bakıyor. Ben bu noktada görevliyim. Eleştiriler yapabilirim ama şu ana kadar kaydedilen mesafeyi göz önünde bulundurduğumda olumlu görüyorum’’ dedi.
‘’HAZIR DEĞİLSİNİZ’’ Rujiten, bir öğrencinin ‘’Bulgaristan ve Romanya çok kısa bir sürede istikrarlı bir demokrasiye sahip olabiliyor da köklü bir devlet olan Türkiye neden olamıyor? Burada çifte standart mı uygulanıyor?’’ şeklindeki sorusunu şöyle cevapladı: ‘’Bana göre siz hazır değilsiniz. Bazı parlamento üyelerine göre Bulgaristan ve Romanya AB’ye 1,5 yıl önce katılmalıydı. Onlara hazır olmaları için 1,5 yıl verdik. Sebep büyük orandaki yolsuzluktu. Kopenhag kriterleri yerine getirilmemişti. Yargıları bağımsız değildi. Eğer bağımsız bir adalet sisteminiz yoksa yolsuzluğa karşı bir şey yapamazsınız. İkinci husus Kopenhag kriterleridir. Modern bir demokrasiye sahip değilseniz, her bir bireyin haklarını tanımıyorsanız, sadece modern bir toplum değil herkesin özgürce düşünebildiği, hakları olan ve çalışabildiği, inancını yaşayabildiği bir toplum da olamazsınız. Bu bizim nasıl işbirliği yaptığımızı gösterir.’’ Rujiten, ‘’Her genişlemede Kopenhag kriterlerinin yerine getirilip getirilmediğine bakıyoruz. Rum Ortodoks kilisesinin de Müslüman toplum ile aynı fırsatlara sahip olması gerekir. Bu bizim demokrasi ölçütlerimizden biri. Benim ülkemde nasıl Katolik toplum kilise yapabiliyorsa, Müslüman toplum da cami yapabilir.’’ dedi. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ve Almanya Başbakanı Merkel’in gündeme getirdiği ‘’imtiyazlı üyelik’’ statüsüne de değinen Rujiten, ‘’Ben imtiyazlı üyelik nedir anlamıyorum. Böyle bir şey bilmiyorum ama kriterleri yerine getirdiğinde AB üyesi olup olmamak Türkiye’ye kalmış bir şey olacak’’ dedi. Kıbrıs meselesiyle ilgili bir soru üzerine de Rujiten, ‘’Eğer bu mesele çözülürse AB-Türkiye ilişkilerindeki birçok sorun da çözülür. Fasıl açma ve kapama genellikle Kıbrıs’ta bir çözüm konusundaki niyete bağlı’’ şeklinde konuştu.
‘’HOLDİNGLER KENDİ YARARINI GÖZETİYOR’ Köşe yazarlarıyla yaptığı toplantıda ‘’Türkiye’de basın özgürlüğü ve tekeller’’ konusunun gündeme geldiği hatırlatılarak değerlendirmesi istenen Rujiten, Türk medya sektöründe birçok farklı kuruluşun bulunduğunu söyledi. Rujiten, ‘’Raporumda Türkiye’de basının inşaat, altyapı ve petrol şirketlerine sahip holdinglere büyük ölçüde bağımlı olduğunu yazdım. Bu holdingler kamu yararı yerine kendi çıkarlarını gözetiyor. Avrupa’ya baktığınızda da medya sektörü düzenlemelerinin bütün Avrupa’da uygulandığını söyleyemem tabii. Fransız medyası da böyle holdinglerden oluşuyor ama doğu toplumları için bu sağlıklı değil.’’ dedi. |
27.05.2010 |