Güncel |
Darbe düzeni devam ediyor |
Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği, 27 Mayıs darbesi için yaptığı açıklamada, halka darbenin değişik usullerle devam ettiğini vurgulayarak, “Darbeler sadece fiilî ya da postmodern müdahalelerle yapılmaz. Darbe yasalarını yaşatarak, bir asra yakındır sürdürülen darbeden beter dayatmalarla yapılır” denildi. Darbe düzeni devam ediyor
Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği’nden (TOKAD), yapılan açıklamada, 27 Mayıs’ın halkı darbelerle terbiye etmenin başlangıcı olduğu belirtilerek, darbenin değişik usullerle devam ettiğinin altı çizildi. 27 Mayıs darbesinin 50. yılı sebebiyle TOKAD’dan yapılan açıklamada, 27 Mayıs darbesinin halkı terbiye etmek isteyen egemenlerin gerçekleştirdiği darbe zincirinin ilk halkası olarak değerlendirildi. Halkın değerlerine savaş açan darbeci zihniyetin 27 Mayıstan 12 Mart muhtırasına, 12 Eylül’den 28 Şubat’a oradan da 27 Nisan e-muhtırasına devam ettiğinin vurgulandığı açıklamada, “Ergenekoncu”, “Balyozcu” darbeci anlayışla topyekûn mücadele edilmesi gerektiği vurgulandı. “Türkiye, bir darbeler ülkesidir. 27 Mayıs’ın açtığı yoldan devam eden 12 Mart muhtırası, 12 Eylül darbesi, 28 Şubat postmodern müdahalesi darbeciler için yeterli olmamış, bir de Kutlu Doğum Haftası etkinliklerinde ilahi okuyan kızlara 27 Nisan gecesi e-muhtıra vermişlerdir” cümleleriyle darbeciliğin kısa bir geçmişinin çıkarıldığı açıklamada halkın seçtiği başbakan ve bakanların asılmasının bazı kesimlerce ilericilik olarak kabul edilmesi mide bulandırıcı bir durum olarak değerlendirildi. Açıklamada, halka darbenin değişik usullerle devam ettiğinin altı çizilerek, şöyle denildi: “Şu bir gerçektir ki darbeler sadece fiili ya da postmodern müdahalelerle yapılmaz. Darbe yasalarını yaşatarak, bir asra yakındır sürdürülen darbeden beter dayatmalarla yapılır. Başörtülü kızlarımızı okul kapılarından sürerek yapılır. İnsanların dillerini ve kimliklerini yasaklayarak yapılır. Halkı korkularla teslim alarak yapılır. Okullardaki tek tipçi militarist eğitim anlayışları devam ettirilerek yapılır. Katsayı zulmüyle çocuklarımız üniversitelere alınmayarak yapılır. Çözülmeyen Kürt sorunu üzerinden gerçekleştirilen hak ihlalleri ile yapılır. Madenlerde öldürülen, asgari ücretlerle köle gibi çalıştırılan, savaşlara yollanan Anadolu halkının sırtında asalakça yaşamaya devam edilerek yapılır. Kısacası darbenin usulleri çoktur. Halka karşı egemenlerin yürüttüğü savaşın görünen ve görünmeyen bin türlü tarafıdır darbeler.” Açıklamada, darbe ve darbecilere karşı şu çağrıdu bulunuldu: “Bu çerçevede farklı toplumsal kesimlere de bir çağrıda bulunmak istiyoruz: İyi darbe, kötü darbe olmaz! 12 Eylül’e karşı çıkarken 28 Şubat’ı görmemek; 27 Mayıs’la 27 Nisan’ı atlamak vicdana, ahlaka asla sığmaz! Özgür ve adil bir ülke ancak adalet temelinde, farklı kimlik ve inançlara saygı duyularak kurulabilir. O nedenle önyargı ve bencilce yaklaşımlar darbeciliği yok etmez, aksine karşıtlıklar üreterek darbeciliği besler. Dolayısıyla zulme ve zalimlere karşı birlikte direnecek bir irade ortaya konulmadığında kazananlar sadece zalimler olacaktır!” |
27.05.2010 |