Kültür-Sanat

Bu kitap fuarı yüzüyor

ÜSKÜDAR’DA kitap severler, denize nazır kitap fuarı ile okumaya doyuyor. 31 Temmuz’a kadar sürecek olan fuarı Üsküdar Belediyesi organize ediyor.

Fuar işletmecisi Ümit Boztaş tarih, kişisel gelişim ve edebiyat alanlarındaki kitaplara daha fazla talep olduğunu söyledi. Boztaş, fuarda YeniAsya Neşriyat’tan kitapların da bulunduğunu belirterek, Zübeyir Gündüzalp’in Nefis Muhasebesi kitabının günde yaklaşık 50 adet satıldığını kaydetti. Üsküdar Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Ekmen ile organize ettikleri kitap fuarını ve insanların kitaba ilgisini konuştuk.

Üsküdar’da denizle iç içe bir kitap fuarına

rastladık ve Üsküdar Belediye’sinin organize ettiğini öğrendik. Bu kitap yerleşkesi hakkında bilgi alabilir miyiz?

Bu yerleşke, bizim Ramazan etkinliklerimizi gerçekleştirmekte olduğumuz bir duba. Üsküdar vapur iskelesinin hemen yanında bulunuyor. Yaklaşık 300 metrekare büyüklüğünde bir yerleşke. Bu alanı özellikle kültürel etkinlik taleplerinde değerlendiriyoruz.

Kitap fuarı ne zamandır açık ve ne kadar

sürecek?

15 Nisan’da açılan kitap fuarı 31 Temmuz tarihine kadar hizmet verecek. Biz bu yerleşkeyi dönemsel olarak değerlendiriyoruz. Yaz ve kış aylarında ayrı ayrı kültürel faaliyet çalışmalarında kullanılan alanımız her dönem büyük ilgi görüyor.

İnsanların ilgisi nasıl?

Üsküdar’ın “Tarih ve Kültür Şehri” olması nedeniyle insanlarımız da bu kimliğe yakışır şekilde hareket ediyorlar. Bilgi neredeyse gidip oradan almayı hiç ihmal etmiyorlar. Hele de bu hizmet ayaklarına kadar gelmişse bu fırsatı kaçırmamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu yüzden de fuara ilginin yüksek olduğunu görüyor ve bundan mutluluk duyuyoruz.

Bu işletmede kitaplar yalnızca satışa mı

sunuluyor, yoksa halkın okuması için sunulmuş kitaplar da var mı?

Fuar alanında sadece halkımızın okumasına yönelik olarak bir hizmet söz konusu değil. Fuar alanı özel bir şirket tarafından kiralanmış olduğundan, kitap satış ağırlıklı olarak hizmet veriliyor.

Ülkemizde kitap okuma oranı oldukça az. Halka sorduğumuzda kitap fiyatlarının pahalı olduğunu söylüyorlar. Siz buna katılıyor musunuz?

Kültüre paha biçilmesinin yanlış olduğu kanısındayım. İnsanlar, yıllar boyunca edindikleri bilgi ve tecrübeyi bin bir emekle kitap haline getiriyorlar. Bu kitapların, bu emeğin karşılığını ancak o kitabı yazan insan bilir. Şöyle bir örnek vereyim: 40 yıl boyunca fotoğraf çeken bir insan, tek bir kare fotoğraf için büyük miktarlarda para isteyebiliyor. Dışarıdan bakıldığında deklanşöre tek bir kez basılması için yüksek bedeller ödenmesi hoş karşılanmayabilir. Ancak o deklanşöre basmadan önce emek verilmiş 40 yıl var. 40 yıl artı 1 saniye olarak değerlendirilirse emeğin gerçek karşılığının ne olduğu görülebilir. Elbette kitaplar satışa sunulurken Türkiye’nin ekonomik koşullarını değerlendirmek de önemli. Bence Türkiye’nin ekonomik şartlarında harcanan emek ve bilgi birikimi değerlendirerek kitapları fiyatlandırmak en doğrusu olur. Olaya bu yönde bakıldığında kimi kitaplar çok pahalı, kimileri ise çok ucuz olarak algılanabilir.

İnsanların kitap okumaya daha fazla

yönelebilmesi için ne yapılmalıdır?

Eğitim ilköğretimden başlar. Çocuklarımıza daha ilkokul döneminde kitap ve okuma sevgisini kazandırmayı başarabilirsek halen yaşamakta olduğumuz bu zorlukları kolaylıkla aşabiliriz. Kitap zorunluluktan okunmamalı. Kitap okurken insanlar zevk almalı. Özellikle öğrencilerimizi okudukları kitaplar için ödüllendirme yoluna gitmek bence uzun dönemde kitap okuma alışkanlığı arttırmada önemli bir adım olur. Bizler Üsküdar Belediyesi olarak Bilgi Evlerimizde hizmet alan çocuklarımıza kitap okuma sevgisini aşılamak için önemli faaliyetler gerçekleştiriyoruz. Kitap okuyan, okuduğunu anlayan, anladığını anlatabilen, kompozisyon yazmayı bilen çocuklarımızı ödüllendirme yöntemi geliştirdik. Bilgi Evlerimize gelen çocuklarımız bilgisayar ortamına girmeden önce muhakkak kitap okumak durumundalar. Ancak kitap okudukları ve okuduklarını anladıklarını ispat ettikleri takdirde bilgisayardan faydalanabiliyorlar. Öğretmenlerimiz bu yönde son derece yönlendirici çalışmalar gerçekleştiriyor.

Üsküdar Belediyesi olarak başka ne gibi kültürel faaliyetler yapıyorsunuz?

Üsküdar Belediyesi bünyesinde Altunizade Kültür Merkezi, Burhaniye Münevver Ayaşlı Kültür Merkezi, 75. Yıl Ünalan Kültür Merkezi, Yavuztürk Niyazi Sayın Kültür Merkezi ve Çengelköy Ahmet Yüksel Özemre Kültür Merkezleri’nde ay boyunca sinemalardan konserlere, kültür ve tarih sohbetlerinden eğitim seminerlerine, çocuk oyunlarından büyükler için sergilenen tiyatrolara kadar birçok faaliyetimiz devam ediyor. Bunun yanı sıra daha önce de bahsetmiş olduğum gibi Üsküdar genelinde hizmet veren 14 Bilgi Evimizde çocuklarımızın eğitimine ve geleceğine yönelik çalışmalar yapıyoruz. Ayrıca gerek kendi bünyemizde gerekse özelde Üsküdar genelinde gerçekleştirilen tüm kültürel çalışmalara elimizden geldiğince destek sağlıyoruz. Bu destek kimi zaman duyuru anlamında kimi zaman ise lojistik anlamda gerçekleşebiliyor.

Kültürel anlamda yeni projeleriniz olacak mı?

2009 yerel seçimlerinde işbaşı yaptığımızda şunu söyledik: Üsküdar’ı, tarih ve kültür kenti imajına yakışır şekilde yöneteceğiz. Bizim dönemimiz bu açıdan adım atan, taşın altına elini koyan bir atılıma tanıklık etmiş olacak. Bu yaklaşım çerçevesinde, göreve geldiğimiz günden itibaren Üsküdar’ın milâttan önce 6000’lere kadar uzanan tarihî mirasına, dokusuna sahip çıkmaya yönelik çalışmaları arkadaşlarımızla yürütmekteyiz. Bu çalışmalar arasında “Üsküdar’ın tarihî eser envanterinin çıkarılması”, “mevcutta bulunan eserlerin temizliği ve korunması”, “yeniden inşası mümkün olan eserlerin restorasyonu”, “sağlıklılaştırılması”, “restorasyonu biten eserlere sosyal ve kültürel faaliyetler için fonksiyon kazandırılması” bulunuyor. Hâlihazırda Üsküdar merkezde iki adet tarihî tekkenin (Sandıkçı ve Balaban Tekkeleri) restorasyonu aslına uygun olarak devam ediyor, yakın bir gelecekte bu eserler Üsküdarlının kültürel ve sosyal hayatına zenginlik katmak üzere hizmete açılacaklar.

Eklemek istedikleriniz var mı?

Üsküdar’da tarih ve kültürün yaşatılması açısından sadece tarihî eserleri restore etmek yeterli değildir. Buna ek olarak bir dizi sosyal, kültürel ve turistik çalışmaya da ihtiyaç var. Restore edilen tarihî eserlerimizi sosyalleştirmemiz de lâzım. Bu mekânlara, mekânın ruhuna uygun fonksiyonlar yükleyerek kültürel ve sosyal hayatımızı zenginleştirmek istiyoruz. Öte yandan turistik anlamda neler yapılacak derseniz, işe önce Üsküdar’ı Üsküdarlıya gezdirmekten başlayacağız. Üsküdar’da oturup da Valide-i Atik külliyesini, Aziz Mahmut Hüdayi’yi ve nice tarihî mekânımızı görmemiş, gezmemiş insanımız var. Diğer taraftan İstanbul’dan, Anadolu’dan ve Avrupa başta olmak üzere tüm dünyadan Üsküdar’ın tarihini canlı canlı yaşamak isteyecek binlerce turisti misafir etmek üzere Üsküdar’a bekliyoruz. Bütün bunlar üzerine şunu söylemek mümkün: Üsküdar gelecekte İstanbul’un genel turizm potansiyeline ciddî katkı sağlayan, tarihî ve kültürel dokusuyla ön plana çıkan bir şehir olacak. Unutmayalım ki kaybedilmiş bir tarih aynı zamanda kaybedilmiş bir gelecektir.

19.05.2010