Güncel |
Mahkeme, orduevinden görüntüleri istedi |
Birinci ‘’Ergenekon’’ dâvâsına bakan mahkeme heyeti, Danıştay saldırısına karıştığı iddia edilen sanık veya sanıkların olay yerine gelişlerinin tespit edilmesi için Sıhhiye Orduevi Müdürlüğünden 16-17 Mayıs 2006’ya ait görüntülerin yer aldığı hard diskleri istedi. BİRİNCİ ‘’Ergenekon’’ davasına bakan mahkeme heyeti, Danıştay saldırısına karıştığı iddia edilen sanık veya sanıkların olay yerine gelişlerinin tespit edilmesi için Sıhhiye Orduevi Müdürlüğünden 16-17 Mayıs 2006’ya ait görüntülerin yer aldığı hard diskleri istedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 21 Nisandaki oturumda değerlendirilmeyen taleplere ilişkin ara kararlar celse arasında alındı. Buna göre,Sıhhiye Orduevi Müdürlüğüne müzekkere yazılmasını kararlaştıran mahkeme heyeti, 16-17 Mayıs 2006 tarihinde kullanılan hard diskin ve hard disk içerisindeki görüntülerin seyredilmesine imkan verecek programın mahkemece incelenmek üzere gönderilmesini karara bağladı. Mahkeme heyeti, o tarihte güvenlik kameralarıyla ilgili hangi şirketle anlaşma yapılıp yapılmadığı, istenilen hard diskin ne zaman takıldığı ne zaman ve neden söküldüğünün de bildirilmesini kararlaştırarak, bu hard diskin, Orduevi’nde olmaması halinde de nerede olduğunun bildirilmesine karar verdi. Mahkeme ayrıca, Sıhhiye Orduevi’nden, 16-17 Mayıs 2006 tarihlerinde kullanılan ve Orduevi’nin etrafını gösteren kameraların nerelerde olduğunun basit kroki üzerinde gösterilmesini, krokide kameraların yerlerinin de kamera numaraları yazılarak bildirilmesini istedi. |
19.05.2010 |
SAV: GÜÇLERİ YETİYORSA GÖREVDEN ALSINLAR |
CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş'in kendisine yönelik sözleriyle ilgili olarak, ''Yılmaz Ateş'in, Önder Sav'ın çapına gelebilmesi için çok fırın ekmek yemesi lâzım” dedi. Sav, kendisine yapılan istifa çağrılarına da “CHP'de genel sekreteri Parti Meclisi seçer. Güçleri yetiyorsa PM'yi toplasınlar, beni görevden alsınlar” diye meydan okudu. SEVİGEN: İHANET KARA LEKE OLARAK KALIR
Baykal'a yakın isimlerden Mehmet Sevigen ise, “Uzun süre beraber olmuş insanların böyle bir anda 'Ben burada kalayım' diye arkadaşlarını vurması, yaralaması hoş değil. Yıllar geçse de yaptığınız iyi, kötü her şey unutulur, ama eğer ihanet ettiyseniz, birisini arkadan vurduysanız o hiç unutulmaz. İnsanların siyasî hayatında bir leke ve kambur olarak kalır'' dedi.
CHP’DE KAVGA KIZIŞTI
CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş’in kendisine yönelik sözleriyle ilgili olarak, ‘’Yılmaz Ateş’in, Önder Sav’ın çapına gelebilmesi için çok fırın ekmek yemesi lazım. Ateş, daha CHP’liliği bilmeden başka kulvarlarda yüzerken Önder Sav, CHP’de siyaset yapıyordu, yapmaya da devam edecek. Üzüntüm, bu telaşa koskoca Deniz Baykal’ı alet etmeye kalkışmalarıdır. Ben, Sayın Baykal’ın bu oyuna gelmeyeceğine inanıyorum’’ dedi. Sav, CHP Genel Merkezi’nden çıkışta gazetecilere açıklama yaptı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş’in yaşananları ‘’Önder Sav operasyonu, darbe’’ olarak olarak değerlendirmesine değinen Sav, ‘’Yılmaz Ateş’in, Önder Sav’ın çapına gelebilmesi için çok fırın ekmek yemesi lâzım. Yılmaz Ateş daha CHP’liliği bilmeden başka kulvarlarda yüzerken Önder Sav, CHP’de siyaset yapıyordu, yapmaya da devam edecek. Çok Yılmaz Ateş’leri biz cebimizden çıkardık, sokağa bıraktık. Zaten bu telâşın temelinde yaklaşan kurultayda yok olacaklarını görmeleri yatıyor’’ dedi. Gelişmelerden dolayı üzüntü duyduğunu ifade eden Sav, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Üzüntüm, bu telaşa koskoca Deniz Baykal’ı alet etmeye kalkışmalarıdır. Ben, Sayın Baykal’ın bu oyuna gelmeyeceğine inanıyorum. Bu kurultayı ahenkli bir şekilde, CHP’ye yaraşır bir şekilde, belli çıtayı aşağı düşürmeden, birbirimizi severek, sayarak, omuz omuza, gönül gönüle yaşayacağımızı CHP ailesine yaraşır bir kurultay yapacağımıza inanıyorum’’ diye konuştu.
İL BAŞKANLARINDAN KILIÇDAROĞLU’NA DESTEK
CHP'NİN 22-23 Mayıs tarihinde yapılacak kurultayı öncesinde il başkanları genel merkezin çağrısıyla bir araya geldi. Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, il başkanları toplantısına gönderdiği mesajda, ‘’İl başkanlarımızdan CHP’nin birliğini, bütünlüğünü gözetecek bir dayanışma içinde yeni yönetimin oluşmasına el birliğiyle destek olmalarını, katkıda bulunmalarını bekliyorum’’ dedi. Kurultay sürecinin değerlendirildiği toplantıda konuşan il başkanlarından 77’si Kemal Kılıçdaroğlu’nu desteklediğini açıkladı. Desteğini açıklayanlar arasında İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin de yer aldı. Tekin, ‘’İstanbul delegasyonunun büyük çoğunlukla Kemal Kılıçdaroğlu’ndan yana tavır sergilediğini’’ bildirdi. İzmir İl Başkanı Ekrem Bulgun ise ‘Baykal geri gelsin’ dedi. Öte yandan 46 ilin gençlik kolu CHP Genel Merkezi önünde Kemal Kılıçdaroğlu’na destek olduklarını belirten bildiriyi okudu. CHP Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı Orhan Eraslan ise Baykal’ın eksikliği doldurulamayacak bir siyaset adamı olduğunu ve deneyimlerden partinin her zaman yararlanacağını ifade ederek, ‘’Genel Başkan adayı olan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu 15 üyesi bulunan kurulumuzun 13 üyesinin imzalarıyla destekliyoruz’’ dedi.
ÖZYÜREK: KOMPLONUN İÇİNDE GİBİ DÜŞÜNMEYİZ
CHP Sözcüsü ve Genel Sayman Mustafa Özyürek, il başkanları toplantısına gelişinde şunları söyledi: ‘’Sayın Baykal’ın göreve dönmesini talep etmemiz Sayın Kılıçdaroğlu’na karşı olduğumuz için değil... Bir haksızlığa uğramıştır Sayın Baykal, komploya uğramıştır. Bu komployu püskürtmek, bu komploculardan hesap sormak için Deniz Baykal’ın tekrar göreve gelmesinin daha doğru olacağını ifade ettik. Biz komplo derken hükümet tarafından Deniz Baykal’a yönelik düzenlenmiş komployu kastettik. Yoksa arkadaşlarımızın farklı bir tavır alması, Sayın Kılıçdaroğlu’nu desteklemiş olması nedeniyle bir komplonun içinde gibi bir değerlendirme, bizim kesinlikle düşünmediğimiz bir nitelemedir.’’
SEVİGEN: İHANET KARA LEKE OLARAK KALIR
CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen de “Yıllar geçse de yaptığınız iyi, kötü her şey unutulur ama eğer ihanet ettiyseniz, birisini arkadan vurduysanız o hiç unutulmaz. İnsanların siyasî hayatında bir leke olarak, kambur olarak sırtlarında kalır’’ karşılığını verdi. Sevingen, Kılıçdaroğlu’nun kendisinin de yakın çalışma arkadaşı olduğunu ve adaylığına karşı olmadığını söyledi.
BİNGÖL: TEYİT EDEREK LİSTEYİ OLUŞTURDUM
CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl ise Kılıçdaroğlu’na destek veren milletvekillerinin listesi oluşturulurken, ‘’Kesinlikle Baykal’ın aday olmayacağı, adaylığı düşünmediği ve Kılıçdaroğlu’nu desteklediği’’ yönünde tek bir kelime sarf edilmediğini belirtti. Bingöl, ‘’Arkadaşlarımızın tamamıyla ben birkaç kez görüştüm. Hatta bazı arkadaşlarla yaptığımız görüşmeler içime sinmedi. Dönüp tekrar o arkadaşlarla görüşüp teyit ederek, ondan sonra o listeyi oluşturdum’’ dedi. |
19.05.2010 |
Türkiye’nin ihtiyacı sivil anayasa |
AVRUPA Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Başkanı ve AKP Antalya Milletvekili Mevlüt Çavuşoğlu, sivil bir anayasaya Türkiye’nin ihtiyacı olduğunu AKPM olarak her zaman gündeme getirip söylediklerini belirterek, “Bu değişiklik paketini destekliyoruz ancak yetersiz buluyoruz’’ dedi. Çavuşoğlu, resmi ziyaret için geldiği Karadağ’ın başkenti Podgorica’da yaptığı açıklamada, Türkiye’deki anayasa değişikliği paketiyle ilgili gelişmelere değindi. Mevlüt Çavuşoğlu, ‘’AKPM olarak nasıl diğer ülkelerin demokratikleşmesini, daha sivil bir anayasaya sahip olmasını istiyorsak, Türkiye için de aynı şeyleri istiyoruz’’ dedi. ‘’Türkiye’nin gerçekleştirdiği Anayasa paketini her ne kadar yetersiz bulsak da destekliyoruz’’ diyen Çavuşoğlu, şunları kaydetti: ‘’Sivil bir anayasaya Türkiye’nin ihtiyacı olduğunu AKPM olarak her zaman gündeme getirip söylüyoruz. Umarım bu paket halk oylamasından da geçer. Türkiye’nin demokratikleşmesi ve sivilleşmesi açısından bu referandum önemli bir adım olacaktır. Türkiye’nin Avrupa Konseyi’ndeki konumunu güçlendirecektir. Türkiye’ye AB’ye üyelik sürecinde mesafe kazandıracaktır. Maalesef Türkiye’deki muhalefet bu sürece karşı çıktı. Hiç kimse Meclise ‘siz bu konuda yasa çıkartamazsınız’ diyemez. Mevcut anayasaya aykırı bir durum olsa tamam. Ama anayasanın kendisiyle ilgili değişiklik yapma yetkisi TBMM’dedir. Dolayısıyla bırakalım halk karar versin, elbette biz mahkemelerin verdikleri kararlara saygı duyarız. YSK’nın 12 Eylül tarihine referandumu vermesini eleştiririz, ancak nihayetinde referandum o tarihte yapılacak. Çünkü temyizi yok. Belki de önemli ve hayırlı bir tarih oldu. Türkiye’nin darbe anayasasının en azından belli kısmının gündemden düşmesine vesile olacak. Türkiye’nin yeni bir sivil anayasaya ihtiyacı vardır. Bu değişiklik yeterli değildir. Değişiklikle ilgili referanduma giderken tamamının götürülmemesinin doğru olmadığını söyleyenler var, ancak anayasa değişikliği paket olarak veya tek madde halinde bile referanduma götürülebilir. Bu değişiklik paketini destekliyoruz ancak yetersiz buluyoruz.’’ |
19.05.2010 |
Etik Kurul “teşhirine” iptal |
ANAYASA Mahkemesi, “etik davranış ilkelerine aykırı işlem veya eylemi olduğunu tespit edilen kamu görevlisi hakkındaki kararın Başbakanlık tarafından, Etik Kurul kararı olarak Resmi Gazete aracılığıyla kamuoyuna duyurulmasına” ilişkin hükmü iptal etti. Danıştay 5. Dairesi, 5176 sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 5. maddesinin 3. fıkrasının, Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. Başvuruyu esastan inceleyen Anayasa Mahkemesi, söz konusu yasanın 5. maddesinin 3. fıkrasında yer alan ‘’Kurul, başvuruya konu işlem veya eylemi gerçekleştiren kamu görevlisinin, etik davranış ilkelerine aykırı işlem veya eylemi olduğunu tespit etmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde, bu durumu Başbakanlık, Kurul kararı olarak Resmi Gazete aracılığıyla kamuoyuna duyurur. Ancak, Kurul kararlarının yargı tarafından iptali halinde Kurul, yargı kararını yerine getirir ve Resmi Gazetede yayımlatır’’ hükmünü oy birliğiyle iptal etti.Yüksek Mahkeme kararında,İdari yargı denetimine açık olan eylemlerin yargısal kesinlik kazanmadan Resmî Gazete ile kamuoyuna duyurulmasının ilgilinin herkese teşhiri anlamına gelecek ve bu durum da insan onuru ile kişinin maddî ve manevî varlığının önemli ölçüde zedelenmesine neden olacaktır’’ denildi. |
19.05.2010 |
2001 MALÎ YILI BÜTÇE KANUNUNA KISMÎ İPTAL |
ANAYASA Mahkemesi, 2001 Malî Yılı Bütçe Kanununun 29. maddesinin (e) fıkrasında yer alan ve ‘’tasfiye edilen fonların her türlü gelirlerinin, tasfiye edilmelerine ilişkin mevzuatta özel bir düzenleme bulunmaması halinde, bu konuda yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar yürürlükten kaldırılan hükümlere göre tahsil edilmesine ve genel bütçeye gelir kaydedilmesine’’ imkân sağlayan hükmü iptal etti. Danıştay 8. Dairesi, 2001 Malî Yılı Bütçe Kanununun 29. maddesinin (e) fıkrasının, Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasıyla iptali ve yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmesi istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. “4/C’’YE İPTAL TALEBİNİN İLK İNCELEMESİ YARIN
BU ARADA, Anayasa Mahkemesi, Danıştay İdarî Dâvâ Daireleri Kurulunun, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun, geçici personel çalıştırılmasına imkân sağlayan ‘’4/C’’ maddesinin iptali talebine ilişkin ilk incelemesini yarın yapacak. Anayasa Mahkemesi, yaptığı ilk incelemede, dosyada eksiklik bulunmadığına karar verirse dâvâyı daha sonra belirlenecek bir günde esastan karara bağlayacak. Yüksek Mahkemenin dâvâyı esastan incelemeye karar vermesi halinde, yürürlüğün durdurulması talebi hakkında öncelikli olarak karar vermesi bekleniyor. Öte yandan, Anayasa Mahkemesi, Eşitlik Partisi’nin ‘’kendiliğinden dağılmış sayılarak, hukuki varlığının sona erdiğine’’ oy birliğiyle karar verdi. |
19.05.2010 |
LYS ikinci kez uzatıldı |
YÜKSEKÖĞRETİME Geçiş Sınavı’nda (YGS) en az bir puan türünden 180 puan barajını aşan ve Lisans Yerleştirme Sınavlarına (LYS) girmek isteyen adaylar için başvuru tarihi 2. kez uzatıldı. Yeni başvuru tarihi 20 Mayıs olarak belirlendi. ÖSYM’nin açıklamasında “2010 LYS başvuru süresi bilgisayar sistemlerindeki tıkanıklık sebebiyle 20 Mayıs 2010 Perşembe günü saat 17.00’a kadar uzatılmıştır. Adaylara ve kamuoyuna önemle duyurulur” denildi. Başvurularını son güne bırakan adaylar öncelikle ÖSYM’nin sitesindeki yoğunluk sebebi ile zor anlar yaşadı. Adaylar, aşırı yüklenmeden dolayı oldukça geç açılan sayfayı kullanarak kayıt yaptırmakta zorlandı. İnternet sitesindeki yavaşlığa tepki gösteren vatandaşlar, ÖSYM bürolarını telefon yağmuruna tuttu. Öte yandan adaylar, kayıt için gerekli olan başvuru ücretini bankalara yatırırken de uzun kuyruklarda beklemek zorunda kaldı. Bu arada 2010 KPSS’ye başvuru işlemleri 21 Mayıs’ta sona erecek, ancak ÖSYM’nin 2010 KPSS Lisans sınav kılavuzunda yayımladığı, Halk Bankası, Vakıflar Bankası, Ziraat Bankası ve Akbank’ın tüm şubelerinde, sınav ücretinin yatırılması sırasında sorunla karşılaştı ve sınav ücreti yatırılamadı. Ödemelerin ÖSYM tarafından sınav ücretinin internet üzerinden yapılabileceği açıklanmış olmasına rağmen, internet üzerinden de ücret ödemeleri sırasında “İşleminizi şu an gerçekleştiremiyoruz” hatası verdi. |
19.05.2010 |
DUALAR GÖÇÜKTEKİ MADENCİLER İÇİN |
Türkiye Taşkömürü Kurumu Karadon Müessese Müdürlüğüne bağlı bir ocakta meydana gelen grizu patlaması sonucunda göçük altında kalan 30 işçi için endişeli ve gergin bekleyiş sürerken, işçiler arasında eşi ve iki akrabası bulunan Gülşen Karabektaşoğlu, 6 yaşındaki kızı Ebral’ın durumun farkına vardığını ve kendisine ‘Üzülme anne, babamın iş elbiselerini koklarız’ dediğini söyledi. Madende endişeli bekleyiş
Türkİye Taşkömürü Kurumu Karadon Müessese Müdürlüğü’ne bağlı bir ocakta meydana gelen grizu patlaması sonucunda göçük altında kalan 30 işçi için endişeli ve gergin bekleyiş sürüyor. Maden ocağındaki grizu patlamasında ulaşılmaya çalışılan işçiler arasında eşi ve iki akrabası bulunan Gülşen Karabektaşoğlu (24), 75. Yıl Cumhuriyet Kuyusu alanında gazetecilere yaptığı açıklamada, grizu patlamasında eşi Ahmet, kardeşi Erdem ve eniştesi Adem’in kurtarılmasını beklediklerini söyledi. Eşinin Trabzon’dan geldiğini ve madencilik konusunda hiçbir bilgisinin olmadığını anlatan Karabektaşoğlu, şunları söyledi: ‘’Eşim yaklaşık 4-5 yıldır firmada çalışıyordu. Kardeşimle maden ocağının aynı bölgesinde, yan yana çalışıyorlardı. Eşim, yer altında defalarca yaralandı. Ancak çalışmasını istemediğim halde maden ocağındaki işine imkânsızlıklar nedeniyle devam etti. Asıl mesleği aşçılık olan eşim maden ocağında çalışmaya başlamıştı. Şu anda 6 yaşındaki kızım Ebral ile bekliyoruz. Çocuğum durumun farkına vardı, bana ‘üzülme anne, babamın iş elbiselerini koklarız’ dedi.’’ Gözü yaşlı Dilek Aslan da yaşanan kazayla ilgili kendilerine açıklama yapılmadığını söyleyerek, ‘’Maden ocağında 3 kardeşim var. Biri kardeşim Erdem, diğerleri halamın çocuğu ve eniştem. Başbakan duysun bizi. Buraya gelsin. Yer altında kalanların hepsi gariban, fakir’’ dedi. Ocakta oğlu bulunan Ayşe Alkin, dün saat 13.30’dan itibaren beklediklerini belirterek, ‘’Oğlum, arkadaşların burada bekliyorlar’’ diye ağladı. Türk Kızılayı Derneği Zonguldak Şube Başkanı Nihat Aygün de kuyu alanında seyyar mutfak kurduklarını belirterek, ‘’Yiyecek ve içecek dağıtımı yapacağız. 2 psikoloğumuz da bölgede mahsur kalan işçilerin yakınlarıyla görüşerek moral veriyor’’ diye konuştu.
BAKAN DİNÇER: UMUDUMUZU KORUYORUZ
ÇalIşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, TTK Karadon Müessese Müdürlüğü Yeni Servis Kuyusu alanında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, kurtarmaya yönelik 400 kişinin ellerinden gelen çalışmayı ortaya koyduğunu vurguladi. Dinçer, şunları söyledi: ‘’Göçüğün olduğu bölgeye ulaşıldı. Havalandırma temin edildi. Sabahleyin ilk kazma vuruldu, Göçüğün temizlenmesine başlandı. Dün (önceki gün) saat 13.28’de grizu patlaması oldu. Onun dışında patlama yok. Mümkün olduğu kadar en kısa zamanda ulaşmaya çalışacağız. Göçüğün olduğu yerdeyiz, umudumuzu koruyoruz. Çünkü metan gazının olmadığı bölümlerin olduğuna dair bilgiler var elimizde. Ümit ediyorum ki işçilerimiz o bölgededirler. Umudumuzu kaybetmeye hiç gerek yok. İnşallah korktuklarımız başımıza gelmez.’’ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ise şuan önceliklerinin işçilere ulaşmak olduğunu belirtti. Olayla ilgili adli ve idari soruşturmaya yapacaklarını ifade eden Yıldız, Başbakan Erdoğan’ın arayarak bilgi aldığını kaydetti. Bakan Yıldız, kurtarma ekiplerinin 2-2,5 saat arayla daha hızlı çalışmak için değiştiğini anlattı. GAZDAN ETKİLENDİ Kurtarma çalışmalarına katılan TTK işçisi Selim Yağız, gazdan etkilenerek 75. Yıl Cumhuriyet Kuyusu alanında bekletilen ambulansta tedavi altına alındı. Yağız’ın, durumunun iyi olduğu ve oksijen verildiği bildirildi. “KRİZ BİLGİLENDİRME MASASI” OLUŞTURULDU Türkİye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağında meydana gelen grizu patlamasının ardından Zonguldak Valiliği başkanlığında ‘’Kriz Bilgilendirme Masası’’ oluşturulduğu belirtildi. Diğer yandan, Türk Kızılayı Zonguldak Şubesi tarafından ocağın olduğu bölgede bekleyen vatandaşlara su, pide, ekmek, çay gibi yiyecek ve içecek dağıtımına devam ediliyor. |
19.05.2010 |
İngilizce oluyor da Arapça niye olmuyor? |
Demokrat Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, Arapçanın okullarda seçmeli ders olarak kabul edilmesine karşı çıkanlara tepki göstererek, “İtalyanca, İngilizce nasıl seçmeli yabancı dil olabiliyorsa, Arapça neden olmasın?” diye sordu. DES Genel Başkanı Avcı, örgün eğitim kurumlarında Arapça’ın eğitim ve öğretiminin yapılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nın Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesine karşı çıkan CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter ile CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce’ye sert tepki göstererek, açıkmalarını “talihsiz siyasî açıklamalar” olarak değerlendirdi. Gürkan Avcı, şunları kaydetti: “İtalyanca, İngilizce nasıl seçmeli yabancı dil olabiliyorsa, Arapça neden olmasın? Kaldı ki Arap ülkeleri inanç ve kültür beraberliğimiz olan komşu bir coğrafyadır. Bu olayda öne sürülen yersiz korkulara baktığımız zaman ülkemizde eğitime ve eğitimle ilgili birçok konuya pedagojik değil ideolojik bakma alışkanlığı maalesef devam etmektedir. Milletimizin dini, milli ve kültürel değerlerine hakaretamiz şekilde yaklaşan, her fırsatta hilafet ve şeriat çığırtkanlığı yapan, dini değerlerimize karşı kayıtsızca yaklaşabilen bu anlayış sözde laik ve sözde çağdaş zihniyeti temsil etmektedir. Kutsal kitabımız Kur’ân’ın öğrenilmesinden rahatsızlık duyan zihniyet kendini değiştirmediği ve özeleştiriye açmadığı takdirde milletimizin nezdinde her geçen gün itibarsızlaşmaya devam edecektir.” |
19.05.2010 |
“81 İlin 81 Yıldızı” |
CumhurbaşkanI Abdullah Gül’ün eşi Hayrünnisa Gül'ün himayelerinde gerçekleştirilen “81 İlden 81 Yıldız Eğitim Projesi”nin 2010 yılı yıldızları, Çankaya Köşkü’nde düzenlenen törenle basına tanıtıldı. Tanınmış sporcu ve tiyatrocuların katıldığı törenin sunuculuğunu ünlü şarkıcı Kerem Cem yaptı. Hayrünnisa Gül, yaptığı konuşmada, 1 yıl önce 2009 yılının yıldızları ile bir araya geldikleri töreni hatırlatarak, “Birbirimizden kopmadık. Her zaman iletişim halinde olduk. 81 evladımı sürekli yakından takip ettim. İl ziyaretlerimde beni hep bir çocuğum karşıladı” dedi. Spor alanında çeşitli başarılara imza atan yıldızların, kendilerini mahcup etmediğini söyleyen Gül, öğrencilerin bundan sonra da aynı azim ve kararlılıkla çalışarak eğitim ve spordaki başarılarını devam ettireceklerine inandıklarını kaydetti. Gül, şöyle devam etti: “Ailemiz her geçen gün büyüyor. Bugün aramıza 81 yıldız daha katılıyor. Sizlerden söz vermenizi istiyorum. Derslerine çok çalışacak, hedeflerinizi yüksek tutacaksınız. Sporda alacağınız dereceler ile bayrağımızı dünyada en yukarıda dalgalandıracaksınız. Başarı, bilgi ve ahlakınız ile herkese örnek olacaksınız. Bana söz veriyor musunuz ?” diye sordu. Gül’ün bu sözleri üzerine salondan, “Söz veriyoruz” sözleri yükseldi. Hayrünnisa Gül ise bunun üzerine, “Bakın herkes artık şahit oldu” dedi. |
19.05.2010 |
Kendi uçağımızı yapma zamanı geldi |
UlaştIrma Bakanı Binali Yıldırım, havacılıkta gelinen noktanın adeta bir destan olduğunu söyleyerek, “Kendi uçağımızı kendimiz yapma hayalimizi hayata geçirme zamanı gelmiştir” dedi. Yıldırım, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Ayazağa Yerleşkesi Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Türk Bölgesel Yolcu Uçağı Çalıştayı”nın açılışında yaptığı konuşmada, Türk havacılık sektörünün gelişim sürecine ilişkin bilgi verdi. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu büyüme bize tarihi bir sorumluluk getirmektedir. O sorumluluk artık geçmişte başladığımız, devamını getiremediğimiz kendi uçağımızı kendimiz yapma hayalimizi, projemizi artık hayata geçirme zamanı gelmiştir, geçmektedir. Bunun için her şey var. Heyecan, birikim, siyasi irade, kararlılık var. Üniversite var. Sanayi bunu yapmaya muktedirdir. Proje geliştirme, AR-GE yapma kabiliyeti vardır. O halde vakit durmak değil, hareket etme zamanıdır. Bu çalıştay da bu hareketin başlangıç noktasıdır. Bunun başarılması için bütün şartların mevcut olduğu görülüyor. Türkiye Cumhuriyeti tarihine altın harflerle yazılacak bu projenin ülkemize hayırlı olmasını dilerim.” |
19.05.2010 |
Çiçek, “Balyoz”dan serbest |
“İrtİca ile Mücadele Eylem Planı” iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan Deniz Albay Dursun Çiçek, “Balyoz Planı” iddialarından serbest bırakıldı. Tutuklu bulunduğu Hasdal Askerî Cezaevinden cezaevi ring aracıyla Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesine getirilen Çiçek, “Balyoz Planı” iddialarına ilişkin soruşturmayı yürüten savcı tarafından sorgulandı. Çiçek, sorgusunun ardından bu suçtan dolayı savcılık tarafından serbest bırakıldı. ‘’Kafes Eylem Planı’’ iddiasına ilişkin açılan davanın tutuklu sanığı Albay Mücahit Erakyol da ‘’Balyoz planı’’ iddialarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında savcıya ifade verdi. Erakyol’da bu suçtan serbest kaldı. Albay Erakyol, ‘’İrtica ile Mücadele Eylem Planı’’ iddialarına ilişkin tutuklu olan Çiçek ile birlikte Hasdal Askerî Cezaevine geri gönderildi. |
19.05.2010 |
“Amiral” ve “Poyrazköy” davaları birleştirildi |
‘’Amİrallere suikast’’ girişimi iddialarına ilişkin dava ile ‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında Poyrazköy’de yapılan kazılarda ele geçirilen mühimmata ilişkin dâvâ birleştirildi. Beşiktaş’taki İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 9’u tutuklu 19 sanık hakkında açılan dâvânın üçüncü duruşmasında Cumhuriyet Savcısı Nuri Ahmet Saraç’ın “Amirallere suikast” girişimi dâvâsının, aynı mahkemede görülen Poyrazköy’deki kazılarda ele geçirilen mühimmata ilişkin dâvâ ile “fiili ve hukuki irtibat olduğu gerekçesiyle” birleştirilmesi istemi görüşüldü. İstemi değerlendiren mahkeme heyeti, ara kararında iki davanın birleştirilmesini oy çokluğuyla kabul etti. Bu arada, savcı Saraç’ın, mahkeme heyetinden, tutuklu teğmenlerden Ülkü Öztürk, Ali Seyhur Güçlü ve Sezgin Demirel’in tahliyesi talebi de oy birliğiyle kabul edildi. |
19.05.2010 |
Facianın eşiğinden dönüldü |
İstanbul’un Maltepe ilçesinde yangın çıkan evde 50 parça dinamit lokumu bulundu. Alınan bilgiye göre, Eczacıbaşı Mahallesi Bağdat Caddesi’ndeki 4 katlı bir binanın 2. katında yangın başladı. Oturma odasındaki bir koltukta başlayan yangın, itfaiye ekipleri ve içeri giren vatandaşlarca diğer odalara sıçramadan kısa sürede söndürüldü. Yangın sırasında evde tek başına olduğu anlaşılan 7 yaşındaki Mert B. dışarı çıkarılırken, yapılan incelemede dairede 50 parça dinamit lokumuna rastlandı. Mert B’nin çakmakla oynarken çıkardığı anlaşılan yangının, dinamit lokumlarına sıçramamasının büyük bir tehlikeyi önlediği belirtildi. Samsun’da daha önce taş ocağı işlettiği ve dinamit lokumlarını buradan getirdiği anlaşılan Mehmet B, bilgisine başvurulmasının ardından polis merkezinden serbest bırakıldı |
19.05.2010 |
TÜBİTAK'tan engelliler için büyük proje |
TÜBİTAK, DPT AB Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi tarafından desteklenen ‘’Yürüyen Akıl Projesi’’ (YAP) kapsamında, engelli gençliğe yönelik hizmetlere ilişkin taslak bir strateji belgesinin hazırlanması için 12 ilde 240 engelli ve engelsiz gençle toplantılara başlayacak. Toplantılar sonunda hazırlanacak taslak belgenin, engelli gençliğe hizmet sunan bütün kurum ve kuruluşların hizmetlerini şekillendirmesine katkı vermesi hedefleniyor. Proje kapsamında, 10 engelli ve 10 engelsiz olmak üzere her ilde toplam 15-30 yaş arasındaki 20 gençle toplantılar yapılacak ve bu toplantılarda engellilere sunulan hizmetlere ilişkin mevcut durum değerlendirilecek, stratejik amaçlar ve olası eylemler saptanacak. Engelli ve engelsiz gençlerin katkılarıyla hazırlanacak taslak strateji belgesinin, bütün kurum ve kuruluşların katkı sağlaması hedefleniyor. Projenin ilk toplantısı, 1-2 Haziran’da İstanbul’da yapılacak. Diğer toplantı tarihleri şöyle: Adana-08.06.2010, İzmir-10.06.2010, Trabzon-29.06.2010, Samsun-01.07.2010, Eskişehir-06.07.2010, Ankara-08.07.2010, Erzurum-20.07.2010, Bingöl-22.07.2010, Diyarbakır-26.07.2010, Kayseri-29.07.2010, Edirne-04.08.2010. Katılmak isteyenler, [email protected] adresinden başvuru yapabiliyor. |
19.05.2010 |
Özdabak’ın dâvâsı düştü |
Gazetemizin karikatüristi İbrahim Özdabak hakkında, çizdiği karikatürde adlî makamlara hakaret ettiği gerekçesiyle Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan dâvânın dünkü karar duruşmasında mahkeme heyeti dâvânın süresi dışında usulsüz olarak açıldığına hükmederek, dâvâyı düşürdü. Ankara Sincan Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Osman Kaçmaz, Özdabak’ın 21 Mayıs 2009 tarihinde çizdiği karikatürde kendisinin şahsında adlî makamlara hakaret edildiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuştu. |
19.05.2010 |
BM'den balık uyarısı |
BM Çevre Programı’nın (UNEP) “Yeşil Ekonomi Girişimi Dairesi”nin özel danışmanı Pavan Sukhdev, ABD’nin New York şehrinde gazetecilere yaptığı açıklamada, balık avının yeniden yapılanması gerektiğini, çünkü aşırı ve plansız avlanmalar sonucu 2050 yılına gelindiğinde okyanuslarda balık kalmayacağını bildirdi. Bioçeşitlilik ve çevrebilim (ekoloji) uzmanı Hindistanlı Pavan, “Eğer yaptığımız değişik tahminler doğru çıkarsa, 40 yıl içinde artık balığımız kalmayacak” dedi. BM’nin uzmanları, balıkların tamamen yok olması gibi “tabiat kâbusunun” önlenebilmesi için, ülke yöneticilerini, balıkları korumak için bölgeler oluşturulması başta olmak üzere etkili tedbirler almaya çağırdı. İnsanların kendi geçim kaynaklarını yok ettiklerini belirten UNEP’in Alman müdürü Achim Steiner, “Kurumlarımız, hükümetler kötü gidişatı değiştirme gücüne sahiptirler” diye konuştu. Steiner, 30 küsur ülkenin UNEP’le işbirliği yaptığını, başka ülkelerin de çevre politikalarını gözden geçirdiklerini söyledi. Bazı BM uzmanları, dünyanın balık rezervlerin azalmasının sadece tabiat sorunu teşkil etmeyeceğini, aynı zamanda bir milyar insanın geçim kaynağı olmasından ötürü balığın yok olmasının çok ciddî beslenme sorunu doğuracağını belirtiyor. Uzmanlar, balığın kalkınmakta olan ülkelerde yaşayan insanların protein bakımından tek beslenme kaynağı olduğunu vurguluyor. BM uzmanlarına göre, dünyada 35 milyon insan balıkçılıktan geçiniyor, 170 milyon kişinin işi doğrudan balıkçılığa bağlı ve 520 milyon insan da malî açıdan balıkçılıkla irtibatlı. BM uzmanlarının okyanuslardaki balıkların geleceğiyle ilgili görüşleri, uyarıları ve alınacak tedbirler, New York’ta gazetecilere ön sunumda tanıtılan UNEP’in “Yeşil Ekonomi” raporunda yer alıyor. Rapor, bu yıl içinde dünya kamuoyuna ayrıntısıyla açıklanacak.
BUZULLARIN ERİMESİ DE ETKİLİYOR
SANAYİ ürünleri, petrol, kömür gibi fosil yakıtlarının tüketiminden kaynaklanan karbondioksitle dünya ikliminin giderek ısınması en çarpıcı biçimde Grönland’da da kendini gösteriyor ve balıkların hayatına doğrudan bağlı. İskoç bilim adamlarının Norveç’in başşehri Oslo’da açıklanan çalışmasına göre, Grönland’da buzulların denize doğru kayarak erimesi, yaz aylarında yüzde 220 oranında artıyor. 35 km kıt'a içinde ve 1095 metre rakımlı yerlere kadar buzullar, Grönland’da yazın denize 300 metre kayabiliyor. BM’nin son derece kritik Danimarka-Kopenhag İklim Zirvesi’nin 8-17 Aralık 2009’da tam başarısızlıkla bitmesi ve dünyanın hızla nüfus artışına sahne olması, sanayi ürünlerinin, yakıtların karbondioksit salımının atmosferde sera etkisi yapması, bazı bilim adamlarınca son derece esefle karşılanıyor. |
19.05.2010 |
5 kuşaktır minareci |
İskelesİz minarelere halat yardımıyla tırmanan minare ustası Mehmet Sinan Minareci, mesleğinin yakın gelecekte son bulmasının hüznünü yaşıyor. Minare ustası Minareci, 18 yaşından beri mesleğin içinde olduğunu, şehirde herkesin kendisine ‘’Örümcek Adam’’ dediğini söyledi. Minareci, şimdiye kadar 85 tane minareye halatla tırmanarak, minarelerin tepesine ay yıldızı taktığını anlattı. Minareci, 5 kuşaktan beri süren bu meslek sebebiyle soyadlarının ‘’Minareci’’ olduğunu bildirerek, ‘’Ancak bu mesleği yapan Türkiye’deki 4-5 kişiden biriyim. Çok az sayıdayız’’ dedi. |
19.05.2010 |
Dünya izliyor, bizde yasak |
VİDEO paylaşım sitesi Youtube, bir günde platformunda izlenen video sayısının 2 milyarı geçtiğini bildirdi. Kuruluşunun beşinci yılını kutlayan YouTube’un resmî blogunda yapılan açıklamada, sitede günlük izlenen video sayısının iki milyarı geçtiği kaydedilerek, bu sayının en büyük üç ABD televizyonunun prime time’da izlenen programlarının neredeyse iki katına yakın olduğu vurgulandı. En çok ziyaret edilen üçüncü internet sitesi olan YouTube, 23 ülkede 24 farklı dilde hizmet veriyor, ancak Türkiye'de yasak. |
19.05.2010 |
Böcek ilâçları çocukta hiperaktiviteyi arttırıyor |
SEBZE ve meyve yoluyla böcek öldürücü kimyasallara maruz kalan çocuklarda dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) görülme riskinin daha fazla olabileceği bildirildi. Amerikalı ve Kanadalı bilim adamlarının yaptığı araştırma, organofosfat türü böcek öldürücülere yüksek oranda maruz kalan çocuklarda DEHB görülme riskinin daha fazla olduğunu gösterdi. Araştırma “Pediatrics” dergisinde yayımlandı. |
19.05.2010 |