Kültür-Sanat |
Anadolu’nun son göçerlerine belgesel |
Mersın’de, ‘’Anadolu’nun Son Göçerleri Sarıkeçililer’’ adlı belgesel filminin galası yapıldı. Mersin Valiliğinin desteğiyle yönetmen Yüksel Aksu tarafından çekilen belgesel filmin gösterimi Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirildi. Gösterime Sarıkeçili aile yöresel kıyafetleri ile katıldı. Merkezin bahçesine de kıl çadır kuruldu. Vali Hüseyin Aksoy, filmin gösterimi öncesinde yaptığı konuşmada, bir yılı aşkın süredir yapılan çalışma sonucunda profesyonel yaklaşımla hazırlanan belgeselin, Orta Asya’dan Anadolu’ya yapılan göçlerin Anadolu’daki son örneklerini göz önüne serdiğini söyledi. Göç ve göçerliğin bir hayat biçimi olduğunu belirten Aksoy, ‘’Toroslar’da hangi köye giderseniz gidin, köklerinin önce göçer olduğu sonra köyleşmiş olduğunu görürsünüz’’ dedi. Bu geleneksel hayat biçimini sürdürenlerden henüz köyleşmemiş olanlardan geriye sadece 100 hanelik bir topluluk kaldığını vurgulayan Aksoy, şöyle konuştu: ‘’Onlar da kış aylarında ilimizde ve Anamur, Aydıncık, Silifke, Gülnar ve Mut ilçelerinde yaşamaktadır. Ne yazık ki günümüzdeki tarım arazilerinin genişlemesi, orman ağaçlandırma faaliyetlerinin artması ve meraların köy tüzel kişilikleri tarafından korumaya alınması, Sarıkeçili göçerlerin göç yollarını daraltmakta, ayrıca sosyal hayat tarzları da onları yerleşik hayata geçişe zorlamaktadır. Bu nedenle de sayıları her geçen gün azalmaktadır. Hazırlattığımız bu belgesel, Sarıkeçililerin kışlak ve yayla arasında zorlu hayat mücadelesini konu etmektedir. Bu belgeselle sadece göç olgusuna değil, bütün bu unsurlara yer vererek kültürel zenginliğe de işaret etmek istedik.’’
‘’BEN DE BİR YÖRÜĞÜM’’
Yönetmen Yüksel Aksu da, kendisinin de bir Yörük olduğunu, bu sebeple de belgeselin kendisi açısından özel bir yeri olduğunu vurguladı. Muğla’nın bir Yörük köyünde doğup, büyüdüğünü anlatan Aksu, ‘’Kendi köklerimi ve kendi aidiyetlerimi Toroslar’da kameramla yansıtmak özel heyecan meydana getirdi. Toroslar ve bu hayat alanında Yaşar Kemal’den Karacaoğlan’a, Dadaloğlu’ndan Osman Şahin’lere kadar Türkiye’nin ve Anadolu’nun dünya çapında çıkarttığı sanatçıların gezip gördüğü yerlerde bir şeyler çekmek, kendi tarihimle ve göçer kültürüyle bir arada yaşamak, kayda alıp gelecek kuşaklara aktarmak benim için özeldi’’ dedi. Film gösteriminin ardından gazeteci Mehmet Miras’ın çektiği Sarıkeçelilerin hayatına ilişkin fotoğrafların yer aldığı sergi ziyarete açıldı. |
10.05.2010 |
Şirinevler’de ‘kader’ konuşuldu |
Şİrİnevler Kültür Merkezi tarafından organize edilen Salı sohbetlerinin geçen haftaki konuğu Dr. Hakan Yalmandı. Kader bahsinin konu olarak belirlendiği bu haftaki sohbete üniversiteli öğrencilerin ilgisi büyüktü. Kuantum fiziğinden yola çıkarak Cenab-ı Allah’ı tanıma yönündeki çalışmaları ile öne çıkan gazetemiz yazarlarından Dr. Hakan Yalman, geçen hafta Şirinevler Kültür Merkezinin düzenlediği Salı sohbetlerinin konuğu oldu. Kader ve kazaya iman bahsinin konu seçildiği bu haftaki sohbete büyük ilgi gösteren üniversiteli gençler, sordukları sorularla da akıllarındaki soru işaretlerinin cevabını bulduklarını ifade ettiler. Geçmişte olmuş ve gelecekte olabilitesi olacak olayların imam-ı mübin olduğunu ve içinde bulunduğumuz anda yaşanan olayların da kitab-ı mübin olduğunu ifade eden Yalman, “Annemizin karnında bizi düşünüp gıdamızı veren Cenâb-ı Allah’ın dünyaya geldikten sonra bizi unuttuğunu iddia etmemiz ne kadar doğru? Kâinatı yoktan var eden Cenâb-ı Allah, dünya yokken de bizden haberdardı ve her şeyi geçmişte olduğu gibi bugün de biliyor. Burada şu soru gündeme geliyor: Öyleyse biz figüran mıyız? Bu soruya cevabımız elbetteki hayır olacaktır. Çünkü bir taşı havaya attığımızda taş düşer dediğimizde biz düşer dediğimiz için taşın düşmediğinin farkındayız. Aynen bu şekilde Cenâb-ı Allah da bizim ne yapacağımızı biliyor yani biz yapacağımız için o biliyor” diye konuştu. Yarın, Salı Sohbetlerinin bu yıl sonuncusunu darbelerle ilgili yapılacağını söyleyen Şirinevler Kültür Merkezi yetkilileri, herkesi bu programa davet etti. |
10.05.2010 |
Sadık Yalsızuçanlar’la Zeytinburnu’nda |
Son dönem öykücüleri arasında en üst sıralarda yer alan Sadık Yalsızuçanlar, 11 Mayıs Salı günü saat 19.00’da Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi’nde olacak. Öykülerinde, romanlarında, denemelerinde sıklıkla aşka yer veren yazarın sade bir o kadar da etkili üslûbu, ciddî bir okur kitlesi edinmesini sağlamış. Yalsızuçanlar’ın, gerçekleştireceği “Aşk ve Edebiyat” konulu söyleşiye bütün okurları ve ilgililer dâvetlidir. |
10.05.2010 |
Japon kadınları oya öğreniyor |
Japonya’da geçen yıl kurulan Japon Oya Derneği (Oya No Kai) üyesi kadınlar, incelik ve sabır isteyen Türk el sanatını öğrenmek için çalışıyor. Bir televizyon programında izledikten sonra merak ettiği Türkiye’ye gelen ve hayran kalan Mizue İmai’nin İzmir’de bir köyde tanıdığı oyayı öğrenmesiyle başlayan Japon Oya Derneği çalışmaları, ikinci yılını doldurdu. Mizue İmai’nin ülkesine döndükten sonra bu el sanatını kendisi gibi merak eden kadınlara öğretmeye başlamasıyla kurulan Oya Derneğinin üyeleri arasında gazeteci, öğretmen ve ev hanımları da bulunuyor. Oya Derneği Başkanı Mizue İmai, oyanın Türk ve Japon kadınlarının temelde aynı düşünen kültürün bir parçası olduğunu gösterdiğini söyledi. |
10.05.2010 |