08 Mayıs 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Yine Dağlıca, yine şehit

Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Dağlıca Karakolu bölgesinde teröristlerle güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada 2 asker şehit olurken, 1 asker yaralandı. 21 Ekim 2007’de bir grup PKK’lı teröristin saldırısına uğrayan, 12 askerin şehit olduğu ve 8 askerin kaçırıldığı Keri Tepe Üs Bölgesine önceki gece yine saldırı düzenlendi. Açılan ateşe, Mehmetçik ânında karşılık verdi.Olay sonrası bölgede operasyonlara devam ediliyor.

Dağlıca’ya yine saldırı: 2 şehit

Hakkarı’nın Yüksekova ilçesine bağlı Dağlıca bölgesinde, teröristlerle güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmada, 2 asker şehit olurken, 5 terörist ölü ele geçirildi. Çatışmada 1 asker de yaralandı. Alınan bilgiye göre, Yüksekova ilçesi Dağlıca bölgesinde 21 Ekim 2007’de bir grup PKK’lı teröristin saldırısına uğrayan Dağlıca 3’üncü Motorlu Piyade Tabur Komutanlığı, Keri Tepe üs bölgesine önceki gece yine saldırı düzenledi. Teröristlerin açtığı taciz ateşine, asker anında karşılık verdi, sıcak temas sağlandı. Çatışmada, 1 uzman çavuş ile 1 uzman onbaşı şehit oldu, 5 terörist ölü ele geçirildi. Çatışmada 1 asker de yaralandı. Yaralı askerin helikopterle Hakkari Asker Hastanesinde tedavi altına alındığı, çatışmanın ardından bölgeye çok sayıda hava ve kara desteğinin sevk edildiği bildirildi. Hakkari Valisi Muammer Türker, bölgede geniş çaplı operasyon başlatıldığını söyledi.

Dağlıca 3’üncü Motorlu Piyade Tabur Komutanlığı, Keri Tepe üs bölgesine 21 Ekim 2007’de bir grup PKK’lı terörist tarafından sadırı gerçekleştirilmiş, 12 asker şehit olmuş, 16 asker yaralanmış ve 8 askerin de kaçırılmıştı.

08.05.2010


 

MÜDAHALELER GERİYE GÖTÜRÜYOR

Norveç’in duayen dış politika yazarlarından Jahn Otto Johansen Türkiye’nin darbeci zihniyetten kurtulduğunda çok daha güçlü bir devlet olacağına dikkat çekti. Johansen, “Türkiye yönü Batıya dönük ve modern bir ülke. Büyümesi daha hızlı olacaktır” dedi. Norveçli gazeteci, "Eğer herhangi askerî müdahale olmazsa Türkiye’nin 10 yıl içinde Avrupa’nın en güçlü ülkesi ve dünyanın en büyük ekonomilerinden olacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

DARBEYE TEŞEBBÜS DE YARGILANMALI

Darbe teşebbüsünde bulunan herkesin yargılanması gerektiğini ve darbecilere karşı ülkelerin korunma yöntemleri geliştirmesinin zorunluluk olduğunu savunan Norveçli gazeteci-yazar, “Ordunun şeffaf, hesap verebilir olması gerekir. Kapalı sisteme sahip bir ordu, o ülke için büyük bir problem oluşturur ve Türkiye’de şimdi yaşandığı gibi darbe teşebbüsleri her zaman olmaya devam eder” dedi.

Darbecilerden kurtul, dünya devi ol

Norveç’ın duayen dış politika yazarlarından Jahn Otto Johansen, Türkiye’nin darbeci zihniyetten kurtulduğunda çok daha güçlü bir devlet olacağına dikkat çekti.

Türkiye’de son zamanlarda deşifre edilen darbe teşebbüslerini değerlendiren Norveçli yazar Johansen, darbe teşebbüsünde bulunan herkesin yargılanması gerektiğini ve darbecilere karşı ülkelerin korunma yöntemleri geliştirmesinin zorunluluk olduğunu kaydetti. Johansen, “Ordunun şeffaf, hesap verebilir olması gerekir. Kapalı sisteme sahip bir ordu, o ülke için büyük bir problem oluşturur ve Türkiye’de şimdi yaşandığı gibi darbe teşebbüsleri her zaman olmaya devam eder” dedi.

Bir ülkede bağımsız askerî mahkemelerin bulunmasının antidemokratik bir uygulama olduğunu ve bir hukuk devletine yakışmadığının da altını çizen Otto Johansen, genelkurmay başkanı da dahil herkesin hukuk karşısında eşit olması gerektiğini ve kimsenin ‘ayrıcalıklı haklara’ sahip olamayacağına dikkat çekti. Johansen, Norveç’te askeri mahkemelerin sadece savaş zamanlarında kurulduğunu da belirterek, “Savaş zamanları dışında genelkurmay başkanı da bir suç işlediğinde normal bir vatandaş gibi hakim karşısına çıkarılabilmeli. Eğer böyle olmazsa Sovyetler Birliği’nden farkınız kalmaz” diye konuştu.

Türkiye’nin farklı darbe teşebbüslerinin yargılanmasının da içinde yer aldığı Ergenokan dâvâsını sonuçlandırdığında ve darbeci zihniyetten kurtulduğunda çok daha güçlü bir devlet olacağına dikkat çeken Johansen, “Çünkü Türkiye bölgedeki diğer ülkeler gibi değil. Yönü Batıya dönük ve modern bir ülke. Büyümesi daha hızlı olacaktır” dedi.

Norveçli gazeteci, ayrıca nüfusunun büyük bir kısmı Müslüman olup da Türkiye gibi demokrat ve çağdaş bir yapıya sahip başka bir ülkenin olmadığına dikkat çekerek, şunları kaydetti:

“Eğer herhangi bir ordu müdahalesi olmazsa Türkiye’nin önümüzdeki 10 yıl içinde Avrupa’nın en güçlü ülkelerinin başında ve dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olacağını düşünüyorum. Meselâ Almanya’daki Türkler artık çok eğitimli ve gerek devlet yönetiminde gerekse özel teşebbüste çok yüksek yerlere gelmeye başladılar. Almanya’daki Türklerin şu andaki durumuna bakarak Türkiye’nin Avrupa’da gelecek yıllarda ne kadar güçlü bir hale geleceği tahmin edilebilir.”

08.05.2010


 

Tek plaka uygulamasından vazgeçildi

İkıncı el araçta tek plaka uygulamasından vazgeçildi. İkinci el araçların noter kanalıyla satışına ilişkin yönetmelikte düzenlenen araç plakasının değiştirilemeyeceğine ilişkin hüküm kaldırıldı.

Başka ilden alınan aracın plakası, isteğe bağlı olarak yerleşim yeri plakasıyla değiştirilebilecek. Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik, Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. Resmî Gazete’de geçen hafta yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmeliğin, trafik plakalarının değiştirilemeyeceği hükmü yumuşatıldı. Yönetmelik değişikliğiyle, 1 Mayıs 2010 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan yönetmelikteki, ‘’Satış, devir veya diğer işlemlerde plaka numarası değiştirilmez’’ hükmü kaldırıldı. Buna göre, yerleşim yeri adresi dışındaki başka bir trafik tescil kuruluşunda kayıtlı araçları satın veya devir alanlarla yerleşim yeri adresi değişenler, isteklerine bağlı olarak, araçlarına yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki trafik tescil kuruluşunun plakasını alabilecek.

08.05.2010


 

Rusya ile vizesiz dönem

Türkıye ile Rusya arasında vizesiz dolaşımı öngören anlaşmanın iki ülke yetkili heyetleri arasında parafe edildiği ve Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev’in 11-12 Mayısta Türkiye’ye yapacağı ziyaret sırasında imzalanması halinde yürürlüğe gireceği bildirildi.

Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Halil Akıncı, vizenin kaldırılmasına yönelik anlaşmanın iki ülkenin konsolosluk daireleri arasında parafe edildiğini ve karşılıklı iç onay sürecinin başladığını söyledi. Her iki ülke yetkili makamlarının anlaşmaya varılan metin üzerinde kendi değerlendirmelerini ve görüşlerini netleştirdikten sonra anlaşmanın imzalanabileceğini kaydeden Akıncı, “Karşı taraftan bazı ufak tefek yazım değişikliği isteği geldi” dedi. Büyükelçi Akıncı, tarafların metin üzerinde anlaşmaya vardığını ve Türkiye ziyareti sırasında Medvedev ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün iç onay sürecinin sona ermesini beklemeden anlaşmayı imzalayabileceklerini belirtti.

08.05.2010


 

“Baykal kaseti” iddiasına soruşturma

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a ait olduğu iddia edilen ve bazı internet sitelerinde yayımlanan görüntülerle ilgili olarak soruşturma başlattı.

Alınan bilgiye göre, Baykal’ın avukatları, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunarak, sorumluların cezalandırılmasını ve söz konusu görüntülere erişimin engellenmesini talep etti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, suç duyurusu üzerine soruşturma başlattı. Cumhuriyet Savcısı Bülent Yücetürk tarafından yürütülecek soruşturma, TCK’nın 134. maddesinde düzenlenen ‘’özel hayatın gizliliğini ihlal’’, TCK’nın 135. maddesinde yer verilen ‘’kişisel verilerin kaydedilmesi’’ ve TCK’nın 125/1. ve 2. maddelerinde düzenlenen ‘’hakaret’’ suçları kapsamında gerçekleştirilecek. Savcı Yücetürk, soruşturma çerçevesinde ilk olarak CHP Genel Başkanı Baykal’a ait olduğu iddia edilen görüntülere erişimin engellenmesine karar vererek, bunun uygulanması için Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına (TİB) talimat verdi.

08.05.2010


 

“Al ya da öde” şartında esneklik

Rus Gazprom, Türkiye’nin ve Avrupalı tüketicilerin sık sık şikâyetlerini dile getirdiği “Al Ya Da Öde” şartında kriz şartlarını göz önünde bulundurarak değişikliğe giderken, Türkiye’nin, 2010 yılında taahhüt ettiği gazın yüzde 25’ini alması halinde herhangi bir cezai müeyyideye maruz kalmayacağı belirtildi.

Rusya’nın saygın ekonomi gazetelerinden Kommersant’ın dünkü sayısında yer alan haberde, Gazprom’un Türkiye’ye, 2010 yılı için üzerinde anlaşmaya varılan gaz miktarından yüzde 75’lik bir esneklik sağladığı belirtilerek, Ankara’nın, anlaşmadaki gaz miktarının yüzde 25’lik bölümünü alması halinde herhangi bir ceza ödemeyeceği kaydedildi.

08.05.2010


 

Esad, bugün Türkiye’ye geliyor

Surıye Cumhurbaşkanı Beşar Esad, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün dâvetlisi olarak Türkiye’ye 2 günlük bir çalışma ziyaretinde bulunacak.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre Esad, 8-9 Mayıs 2010 tarihlerinde İstanbul’a bir çalışma ziyareti gerçekleştirecek. Açıklamada, ‘’Sayın Cumhurbaşkanımızın, Cumhurbaşkanı Sayın Esad’la yapacağı görüşmelerde her alanda memnuniyet verici bir düzeyde gelişmekte olan ikili ilişkilerimizin bütün boyutlarıyla ele alınması, ayrıca güncel bölgesel ve uluslar arası gelişmeler hakkında istişare ve görüş alış verişinde bulunulması öngörülmektedir’’ bilgisine yer verildi.

08.05.2010


 

Toplumca sürece saygı göstermek zorundayız

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, demokratik hukuk devleti olmanın önemine atıfta bulunurken demokratik ve anayasal bir sürecin işlediğini vurgulayarak, ‘’Sonuçta ne olur, bilmiyoruz, ama bütün toplum olarak bu sürecin sonunda ortaya çıkacak duruma herkesin saygı gösterme zorunluluğu vardır’’ dedi.

GERÇEKER: SÜRECE SAYGI GÖSTERMEK

ZORUNDAYIZ

YargItay Başkanı Hasan Gerçeker,demokratik hukuk devleti olmanın önemine atıfta bulunurken demokratik ve anayasal bir sürecin işlediğini vurgulayarak, ‘’Sonuçta ne olur, bilmiyoruz, ama bütün toplum olarak bu sürecin sonunda ortaya çıkacak duruma herkesin saygı gösterme zorunluluğu vardır’’ dedi. Gerçeker, Trabzon Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Karaburun’u ziyareti sırasında yaptığı konuşmada, güncel konulara fazla değinmek istemediğini söyledi. Gerçeker, ‘’Sadece şu kadarını söyleyeyim: Biz her zaman demokratik hukuk devleti olmanın, hukukun üstünlüğü ilkesinin gereği olan kuvvetler ayrılığı ilkesinin, yargı bağımsızlığı ilkesinin kendimiz için de değil bu toplum için çok gerekli ilkeler olduğunu savunduk. Bugün de bunu savunuyoruz’’ dedi. Gerçeker, demokratik ve anayasal bir sürecin işlediğini vurgulayarak, şunları söyledi: ‘’Sonuçta ne olur, bilmiyoruz, ama bütün toplum olarak bu sürecin sonunda ortaya çıkacak duruma herkesin saygı gösterme zorunluluğu vardır. Biz toplum için en büyük teminat olan yargı bağımsızlığı için doğru bildiğimiz, doğru olduğuna inandığımız şeyleri söylemeye devam edeceğiz. Bunun dışında bir şey söylemek istemiyorum.’’ Gerçeker, bir gazetecinin, ‘’Anayasa paketi referanduma giderse ne olur’’ sorusu üzerine, ‘’Bu olay halkın iradesidir. Herkesin saygı duyması gerekir. Sonuçta bu bir iradedir, kimsenin söyleyecek bir şeyi olamaz. Buradan çıkacak sonucu elbette ki herkes saygıyla karşılayacak’’ dedi.

08.05.2010


 

Gözler Çankaya’da

Anayasa değişikliği teklifi TBMM Genel Kurulunda 72 ret oyuna karşı 336 oyla kabul edildi.

TBMM Genel Kurulu, 2. tur görüşmelere 2 Mayıs Pazar günü başladı ve gece yarısına kadar sürdü. İlk günkü görüşmeler 10 saat 45 dakika sürdü ve teklifin ilk 6 maddesi kabul edildi. İkinci gün görüşmeleri ise 3 Mayıs Pazartesi günü başladı ve 11 saat 30 dakika süren görüşmelerde toplam 7 madde görüşüldü. Bu görüşmelerde, teklifin, siyasi partiler hakkında kapatma davası açılmasını TBMM’nin iznine bağlayan 8. maddesine ilişkin gizli oylamada 327 kabul oyuyla öngörülen beşte üç çoğunluğun (330) altında kalarak düştü. Teklif üzerindeki 2. tur görüşmelerin üçüncü gününde (4 Mayıs) ise Genel Kurulunun toplam 8,5 saatlik çalışmasıyla 4 maddeye ilişkin gizli oylama süreci tamamlandı. Dördüncü gün görüşmeler 5 Mayıs Çarşamba günü başladı ve gece yarısını biraz geçe tamamlandı. Bu çalışmalarda teklifin 6 maddesine ilişkin gizli oylama yapıldı. Genel Kuruldaki dördüncü gün görüşmeleri 13 saat sürdü.

Teklifin 2. tur görüşmelerinin son günündeki görüşmelere 24. maddeden başlandı. Teklifin reddedilen 8. maddesine bağlı düzenlemeler içeren Geçici 18. maddesi de öngörülen yeterli kabul oyunu alamayarak, reddedildi. Geçici 18. maddenin gizli oylamasına 282 milletvekili katıldı. Oylamada 203 kabul, 72 ret oyu kullanıldı; 3 milletvekili çekimser kaldı, 1 oy boş çıktı ve 3 oy da geçersiz sayıldı. Anayasa değişikliği teklifinin 2. tur görüşmelerine ilişkin süreçte yaklaşık 58 saat mesai yaptı. Genel Kurulun, anayasa değişikliği teklifinin 1. ve 2. turlarındaki görüşmelerinin süresi toplam 192 saate ulaştı. Anayasa değişikliği teklifi üzerindeki görüşmelere ilişkin süreçte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bakanlar çalışmalarını TBMM’de sürdürdüler.

Görüşmeler sırasında zaman zaman yaşanan tartışmalar Genel Kurulda gerginliğe yol açtı. Muhalefet partileri her madde üzerinde değişiklik önergesi verip, görüşlerini açıklamak üzere kürsüye gelerek İçtüzüğün verdiği engelleme haklarını kullandılar.

GÜL ONAYLARSA REFERANDUMA GİDİLECEK

CumhurbaşkanI Abdullah Gül’ün onaylaması halinde, 330-367 aralığında kabul edildiği için, teklif halkoyuna sunulacak. Teklif, halkoylamasında bütün halinde oylanacak. Oyların yarısından bir fazla olması durumunda teklif kabul edilmiş olocak ve sonuçların Resmî Gazetede yayımı tarihinde yürürlüğe girecek. Aksi durumda teklif reddedilmiş olacak. Cumhurbaşkanı Gül’ün teklifin tümünü ya da bazı maddelerini bir kez daha görüşülmek üzere TBMM geri gönderme yetkisi de bulunuyor. Bu durumda, görüşme sürecinin yenilenmesi gerekecek.

08.05.2010


 

Vakit, AİHM’e gidecek

Anadolu’da Vakit Gazetesi yazarı Ali İhsan Karahasanoğlu, “312 general” davasında 1,5 milyon lirayı aşkın manevi tazminat edilmelerini Yargıtay’da temyiz edeceklerini belirterek, Türkiye’de iç hukuk yollarının tıkanması halinde konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıyacaklarını bildirdi.

Vakit Gazetesi, yazarı Asım Yenihaber’in 2003 yılında yazdığı “Onbaşı olamayacakların general olduğu ülke” başlıklı yazısına karşı açılan davada 1,5 milyon liralık tazminata mahkûm edildi. Kararın, Türkiye’de şimdiye kadar bir ilk olduğunu belirten Vakit yazarı Ali İhsan Karahasanoğlu, kararın henüz kendilerine tebliğ edilmediğini söyledi. Kararın kendilerine ulaşmasının ardından Yargıtay’a temyiz haklarını kullanacaklarını belirten Karahasanoğlu, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin kararı bozacağına inandıklarını söyledi. Yargıtayın kararı bozması halinde olayın tekrar yerel mahkemeye döneceğini ancak aksi durumda Türkiye içinde hukuk yollarının sona ermesi halinde konuyu AİHM’e götürmeyi düşündüklerini belirten Karahasanoğlu, “Prensip olarak olarak bizi bu güne kadarki davalarda AİHM’e gitmedik. Ama bir sembolik olay bu. Sembolik olayda belki gitmeyi düşünebiliriz. Evvelki kararlarda 5-10 milyarlık kararlarda si-neye çektik. ‘Türkiye’yi bir dosyada daha davalık yapmayalım’ dedik. Bu işin yükü çok aşan bir karar çok astronomik bir karar” diye konuştu.

08.05.2010


 

Halis: Başörtüsü yasağı kaldırılmalı

Eşİtlİk ve Demokrasi Partisi (EDP) Genel Başkanı Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ziya Halis, yıllardır üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağının kaldırılmasını gerektiğini kaydetti.

Partisinin Bursa İl Başkanlığı tarafından düzenlenen basın toplantısına katılan EDP Genel Başkanı Halis, başörtüsü yasağını eleştirdi. Başörtüsü yasağını Türkiye’nin önemli sorunlarından biri olduğunu ve çözülmesi gereken sorunlardan biri olarak gördüğünü belirten Halis, kadınların başörtüsü takıp takmamalarının kendileri açısından önemli olmadığını, özgürlükçü bir parti oldukları için başörtüsü yasağına karşı olduklarını kaydetti. Halis, “Biz özgürlükçü partiyiz, gerçek bu. İnsanların giyim kuşamlarıyla herhangi bir sorunumuz olamaz ve bir yasakçı tavır almamız düşünülemez. Başörtüsü meselesi Türkiye’de uzun yıllarda tartışılmakta. Hükümetin kızlarımızın başörtülerinden dolayı eğitimlerinin önündeki engelleri kaldırmaya yönelik çabalarını destekliyoruz. Ancak bunu sınırlı buluyoruz. Ülkemizde çeşitli inançtan insanlar var, onların da inanç özgürlüğünün sağlanması gerekiyor” diye konuştu.

Başörtüsünün bir baskı unsuru olmamasının altını çizen EDP Genel Başkanı Ziya Halis, başı açık kadınların başörtülüler üzerinde, başörtülülerin de başı açık kadınlar üzerinde baskı oluşturmamasını istedi.

Parti olarak özgür düşündükleri için başörtüsü yasağına açık şekilde karşı olduklarının altını çizen Halis, “Bu sorun çözülmelidir. Bu sorun en rahat şekilde bizim iktidarımız döneminde çözülmelidir. Kamusal alandaki başörtüsü yasağı da uzlaşmayla çözülebilir. Genç kızlarımızın eğitimlerinin önündeki başörtüsü yasağını doğru bulmuyoruz. Büyük bir mağduriyet yaşanıyor” dedi.

08.05.2010


 

Tren kazası sinyalizasyon hatasından

UlaştIrma Bakanı Binali Yıldırım, Kocaeli’de meydana gelen tren kazasının ilk belirlemelere göre ‘’sinyal hatasından kaynaklandığının anlaşıldığını’’ bildirdi.

Yıldırım, Sivas’ta, Yıldızeli-Akdağmadeni bölünmüş yol açılış töreni sonrasında basın mensuplarının sorusu üzerine, Kocaeli’de meydana gelen tren kazasıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Binali Yıldırım, ‘’Dün (önceki gün) akşam Adapazarı-İstanbul seferini yapan tren ile İstanbul-Adapazarı seferini yapan tren, İzmit SEKA civarında trenin son vagonunun raydan savrulması neticesinde diğer yönden gelen trene çarpmış ve 32 yolcu çeşitli yerlerinden yaralanmıştır. Can kaybı yoktur. Yolcuların birçoğu tedavisinden sonra taburcu edilmiş, 10 civarında yolcunun tedavisi de devam etmektedir. Hayati tehlikesi olan yolcumuz bulunmamaktadır. İlk belirlemelere göre kazanın sinyal hatasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Tekrar yaralanan yolcularımıza geçmiş olsun diyor, acil şifalar diliyorum’’ dedi.

08.05.2010


 

“Amirallere suikast” dâvâsı başladı

“Amİrallere suikast” girişimi iddialarına ilişkin 9’u tutuklu 19 sanık hakkında açılan dâvâ görüşülmeye başlandı.

Beşiktaş’taki İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinde dün görülen dâvânın ilk duruşmasına, tutuklu sanıklar Faruk Akın, Sinan Efe Noyan, Alperen Erdoğan, Burak Düzalan, Yakup Aksoy, Tarık Ayabakan, Ülkü Öztürk, Ali Seyhur Güçlü ve Sezgin Demirel ile tutuksuz sanıklar Halit Mehmet Ergül, Barbaros Mercan, Fatih Göktaş, Burak Amaç, Burak Özkan, Yiğithan Göksu, Oğuz Dağnık, Koray Kemiksiz, Levent Çakın ve Mehmet Orhan Yücel katıldı. Duruşmada söz alan sanık avukatları, salonun küçük olması sebebiyle uygun şartlarda savunma yapamayacaklarını belirterek, mahkeme heyetinden salona kendileri için bir masa konulmasını istedi. Bunun istek kabul edildi ve avukatlar için salona masa konuldu. Duruşmada, dâvânın soruşturma aşamasında intihar eden Yarbay Ali Tatar’ın yakınları Ahmet Tatar, Fatma Tatar, Nilüfer Tatar, Haydar Tatar ve Hürriyet Ünver, dâvâya müdahil olarak katılma talebinde bulundu. Yarbay Tatar’ın yakınlarının bu talebi reddedildi.

08.05.2010


 

Trafik kazalarının faturası ağır

KARAYOLU Trafik Güvenliği Haftası faaliyetleri, çeşitli tören ve faaliyetlerle kutlanıyor. Muğla İsmail Tonguç Parkı’nda düzenlenen törende konuşan Muğla Valisi Ahmet Altıparmak, küçük öğrencilere seslenerek, “Trafik kazalarının yaşanmaması için anneniz, babanız ağabeyiniz direksiyona geçtiğinde, trafik kurallarına eksiksiz uymalarını sağlayın.

Alkollü araç kullanmamaları, 90 kilometrenin üzerinde hız ve hatalı sollama yapmamaları için de sürekli uyarın. Böylece gelecekte sizler, bilinçli sürücüler ve trafik kurallarına eksiksiz uyan bilinçli yurttaşlar olacaksınız. Ülkemizde sadece geçen yıl 10 bine yakın insanımız trafik kazalarında hayatını kaybetmiş, bu sayının birkaç katı kadar da yaralanmış.” dedi.

Belediye Başkanı Osman Gürün de trafik kazalarının, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal yaşamına olumsuz etki ettiğine dikkat çekerek, “Kazalarda yaralananların çoğu, engelli kişiler olarak yaşamlarını sürdürmek zorunda kalıyor. Genç nesillerde trafik bilincinin oluşması, bu kazaların sayısını azaltacaktır.” dedi. İl Emniyet Müdürü Kadir Ay ise trafik kazalarının önlenmesi için vatandaşlara önemli görevler düştüğünü söyledi. Ay, 155’e gelen bütün ihbarların titizlikle incelendiğini kaydederek, “Ülkemizde meydana gelen trafik kazalarında yılda 10 bin kişi hayatını kaybediyor. Anneler, babalar, çocuklar ve genç insanlar can veriyor. Ayrıca ülke ekonomisine de zararlı. Vatandaşlarımızdan trafikte hata yapan, insanları tehlikeye düşüren şoförleri 155 Alo Trafik hattına bildirmelerini istiyorum. Bu ihbarlarla belki bir kişinin hayatını kurtarabilirsiniz. Bu kişi, siz veya bir yakınınız da olabilir” şeklinde konuştu. Törende daha sonra “Trafik” konulu, şiir, kompozisyon ve resim yarışmalarında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi.

Minibüs devrildi 19 kişi yaralandı

MUĞLA’NIN Fethiye ilçesinde ilköğretim okulu öğrencilerini taşıyan minibüste yolcu olarak bulunan 14’ü öğrenci 19 kişi yaralandı. Alınan bilgiye göre, taşımalı eğitim kapsamında Fethiye’nin Kayacık köyünden Kıncılar Akbük İlköğretim Okulu’na giden öğrencileri ve ailelerini taşıyan Aydın Övmen’in kullandığı 48 HL 579 plakalı servis minibüsü, Çatak Köyü Dereçatı mevkiinde, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu yoldan çıkarak şarampole devrildi. Kazada, ilk belirlemelere göre, öğrenci servisi olarak kullanılan minibüste yolcu olarak bulunan 14’ü öğrenci 19 kişi yaralandı. Kaza yerine çok sayıda ambulans gönderildi. Yaralıların ilçedeki hastanelere gönderildiği bildirildi.

08.05.2010


 

Geçim sıkıntısı, aileleri çocuklardan ayırıyor

SON 10 yılda, 52 bin 220 aile, çocuğunu SHÇEK’e vermek için başvurdu.Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in, SHÇEK’te kalan çocuklar ile çocuğunu SHÇEK’e vermek için başvuran ailelerin sayısına ilişkin yazılı soru önergesine cevap verdi.

Kavaf’ın verdiği cevaba göre, korunmaya muhtaç çocuk başvurularının dağılımı; 2001’de 5 bin 122, 2002’de 7 bin 906, 2003’te 7 bin 392, 2004’te 6 bin 193, 2005’te 5 bin 502, 2006’da 5 bin 188, 2007’de 4 bin 793, 2008’de 4 bin 930 ve 2009’da 5 bin 194 oldu. Çocuğunu SHÇEK’e vermek için başvuran aileler arasında ilk sırayı bin 210 başvuruyla İstanbul aldı. Bunu 418 başvuruyla İzmir, 178 başvuruyla Ankara, 157 başvuruyla Samsun, 141 başvuruyla Antalya, 135 başvuruyla Gaziantep izledi. Kuruluşlarda, 2002’de 16 bin 244, 2003’te 16 bin 732, 2004’te 17 bin 299, 2005’te 16 bin 978, 2006’da 13 bin 96, 2007’de 12 bin 261, 2008’de 12 bin 258 ve 2009’da 12 bin 807, 0-18 yaş grubu çocuk kaldı.

Sokakta geçen yıl 8 bin 298 çocuk çalıştırıldı. Bu çocuklardan eğitime devam edebilecek durumdakiler eğitime kazandırıldı, hafif zihinsel özürlü olanlar ise kaynaştırma eğitimine yönlendirildi. Polis sorumluluk bölgesinde işledikleri suçlardan dolayı şüpheli sıfatıyla adli mercilere sevk edilen çocukların yıllara göre dağılımı ise şöyle: 2002’de 43 bin 853 çocuk, 2003’de 44 bin 926 çocuk, 2004’te 48 bin 67 çocuk, 2005’de 51 bin 576 çocuk, 2006’da 60 bin 163 çocuk, 2007’de 61 bin 656 çocuk, 2008’de 68 bin 583 çocuk, 2009’da 77 bin 40 çocuk.

08.05.2010


 

“Mevsimlik” hayatlar

GAZİANTEP ve Kahramanmaraş’tan Konya’nın Seydişehir ilçesine gelen mevsimlik işçi aileleri, kurdukları 100 çadırla, bir köyün nüfusunu geride bırakıyor.

Ancak kaldıkları yerde işçilerin ne elektrik, ne su, ne de tuvaletleri var. Çalışmak için aileleriyle birlikte Gaziantep ve Kahramanmaraş’tan Konya Ovası’na gelen tarım işçisi ailelerinin bir kısmı da, Seydişehir’e bağlı Aşağıkaraören Köyü yakınlarında yerleşti. Çocukların da aralarında bulunduğu 100 aile, köyün girişinde buldukları boş bir alanda 100 ayrı çadır kurarak, burayı adeta bir köy haline getirdi. Tarlalarda ırgatlık yaparak geçimlerini sağlamak isteyen aileler, ortalama bir köyün nüfusunu geride bırakan bu geçici yerleşim alanında zor şartlar altında barınıyor. Yetişkinler şafak vaktinden gün batımına kadar tarlada çalıştığı için, çadır alanında kalan çocuklar, çoğu zaman olduğu gibi ihmal ediliyor. Ellerinde bidonlarla çevreden çadırlara su getirmeye çalışan çocukların toz toprak içindeki halleri, uzun zamandır yıkanmadıkları izlenimi veriyor.

08.05.2010


 

Eczane teknisyenleri Kadıköy’de

ECZANELERDE yaşanan sıkıntılar eczacılar kadar eczane teknisyenlerini de sıkıntıya soktu. 9 Mayıs Pazar günü Kadıköy’de düzenlenecek protestoda teknisyenler eczacılara destek verecek.

Eczane Teknisyenleri Paylaşım Platformu yöneticisi Ramazan Ocak, şu ana kadar 300’e yakın eczanenin kapandığını, yıl sonuna kadar bunun 700 bulabileceğini belirterek, eczanelerin kapanmasıyla eczanede çalışan kalfaların da işsiz kalacağını söyledi. Ocak, eczane teknisyenleri olarak 9 Mayıs’ta Kadıköy’deki mitingte eczacılara destek vereceklerini belirterek şunları söyledi: “Eczane teknisyenleri hiçbir mitingde eczacılarını meydanlarda yalnız bırakmamıştır. 9 Mayıs’ta İstanbul Eczacılar Odası’nın destekçisi olacağız. 6 bölge Eczacı Odasının katılacağı bu mitinge, TEB katılmayacağını resmi gazete ile açıklamış olması da mitingde eczacıları ne kadar desteklediğini göstermektedir. Eczaneler can çekişiyor. Teknisyenler buna göz yummayacak. Eczanelerin kapanmaması, işsiz kalmamak için mitingde olacağız. Sloganımız ise, ‘Eczane teknisyenleri elele 9 Mayıs’ta Kadıköy’e’. Buluşma noktamız ise Mecidiyeköy İstanbul Eczacılar Odası önü olacak. Eczane teknisyeni meslektaşlarımızı Kadıköy mitingine bekliyoruz.” Ayrıntılı bilgi için: http://turkecztek.com.tr

08.05.2010


 

Yağışlar üreticiyi hem sevindirdi, hem üzdü

TÜRKİYE genelinde, 2008’deki kuraklığın ardından uzun yıllar ortalamasının üzerinde devam eden yağışlar bazı bölgelerde üreticiyi sevindirirken, kimi yerlerde de ürün kaybına sebep olacağı endişesiyle çiftçiyi üzdü.

Yağışlar, Ege Bölgesi’nde tarımsal üretimi genel olarak olumlu etkileyecek. İzmir, Manisa, Aydın ve Uşak’ta sebze ve meyve üretiminde artış beklenirken hububatta kış yağışına bağlı olarak verim kaybı yaşanabileceği belirtiliyor.

İzmir Tarım Müdürlüğü ve İzmir Ziraat Odasından alınan bilgiye göre İzmir’de, 2010 sezonunda tarımsal verimin artması bekleniyor. Uzun yıllar yağış ortalaması 680 milimetre olan ancak 2007-2008 döneminde 480 milimetreye kadar gerileyen İzmir’de, 2009 yılında alınan bin 71 milimetrelik yağışın ardından, 2010 yılı 4 aylık dönemde de ortalamaların üzerinde bir rakamla 480 milimetre yağış alındı. 2007’de bütün yıl alınan yağışı 2010’da sadece 4 ayda alan İzmir’de önceki sezonun da yağışlı geçmesi nedeniyle tarımsal üretimde önemli artış yaşanacak. Manisa Ziraat Odası Başkanı Nuri Sorman, ortalamaların üzerinde yağış nedeniyle barajlar ve taban suyu seviyesinde sorun yaşanmadığını, sebzede sorun olmayacağını kaydetti.

08.05.2010


 

Muş’u sel vurdu

MUŞ’TA etkili yağışlar sonucu derelerin taşmasıyla meydana gelen sel ve su baskınlarında hasarın 600 bin TL olduğu bildirildi.

İl Özel İdare Genel Sekreter Yardımcısı Sönmez Turgut, yaptığı açıklamada, taşkınlar sonucu meydana gelen selde 350 menfezin tahrip olduğunu, 250 içme suyu şebekesinde kopma oluştuğunu, böylece maddi hasarın 600 bin TL’yi bulduğunu söyledi. Özellikle dere yataklarından geçen bazı köy yollarının kısmen bozulduğunu ifade eden Turgut, ‘’Köylere hizmet götürme birliği ekipleri, tahrip olan köy yollarında onarım çalışmalarına devam ediyor’’ dedi.

08.05.2010


 

“Dolmuş uçak” ilk uçuşunu yaptı

BORAJET hava yolu şirketi, Turboprop ATR 72-500 tipi pervaneli uçakla ‘’dolmuş uçak’’ projesi kapsamında ilk uçuşunu Tokat’a yaptı.

Basın mensupları, yerli ve yabancı turistlerle saat 09.30’da Atatürk Havaalanı’ndan kalkan uçak, saat 10.30’da Ankara Esenboğa Havaalanı’na indi. Buradan bazı Tokatlı milletvekillerini alarak hareket eden uçak, saat 11.30’da Tokat Havaalanı’na iniş yaptı. Uçağı ve milletvekillerini Tokat Valisi Şerif Yılmaz ile diğer yetkililer ve Tokatlı vatandaşlar karşıladı. Vali Yılmaz, büyük uçakların iniş yapmasına uygun olmadığı için bir süredir uçuş yapılamayan havaalanına, tekrar uçuşların başlamasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

08.05.2010


 

Etin ucuzlaması desteğe bağlı

ERCİYES Üniversitesi (ERÜ) Veteriner Fakültesi Hayvan Sağlığı Ekonomisi ve İşletmeciliği Ana Bilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Savaş Sarıözkan, ‘’Başta kasaplık hayvan ve et olmak üzere hayvansal ürünlerin destekleme kapsamından çıkarılması, üretim, arz ve talebin piyasa ekonomisi koşullarında oluşacak fiyatlara göre belirlenmesi kararı, hayvancılık sektörünü tükenme noktasına getirmiştir’’ dedi.

Sarıözkan, yaptığı açıklamada, özellikle 24 Ocak 1980’de uygulamaya konulan ekonomik istikrar tedbirleri ile başlayan dönemin, hayvancılık sektörü için son derece sancılı bir sürecin başlangıcı olduğunu söyledi. Bu tarihten itibaren alınan ekonomik kararların, sektörde çok belirgin bir gerileme dönemini başlattığını anlatan Sarıözkan, şöyle devam etti: ’’Başta kasaplık hayvan ve et olmak üzere hayvansal ürünlerin destekleme kapsamından çıkarılması, üretim, arz ve talebin piyasa ekonomisi koşullarında oluşacak fiyatlara göre belirlenmesi kararı, zaten ihmal görmüş, büyük ölçüde desteğe ve korunmaya muhtaç olan hayvancılık sektörünü tükenme noktasına getirmiştir.”

08.05.2010


 

Boncuklara bilimsel inceleme

SonuçlarI kabul edilen proje kapsamında, başta süs olmak üzere, saygınlık, sağlık gibi farklı amaçlar için kullanılan boncukların, geçmiş medeniyetler döneminde, başka ülkelerden getirilmek yerine, Anadolu’daki taş kaynakları ile yapıldığı belirlendi.

TÜBİTAK desteği ile gerçekleştirilen, ‘’Doğu Anadolu Bölgesinde Yarı Değerli Taş Yatakları ve İşleme Teknolojileri’’ projesinin yürütücüsü Prof. Dr. Necla Arslan Sevin, projenin başarıyla tamamlandığını söyledi. Projeyi, bölgeyi çok iyi tanıyan, taş cinslerini bilen jeologlarla yürüttüklerini belirten Sevin, Anadolu kültüründe önemli bir yer tutan boncukların hammaddesini oluşturan taş kaynaklarının, Anadolu’da var olduğunun ve boncukların bu kaynaklardan yapıldığının belirlendiğini bildirdi. Kronolojik olarak neolitik dönemden başlayıp, teknik ve estetik özellikleri giderek zenginleşerek Ortaçağ sonrasına kadar uzanan boncukların, üretildikleri ve kullanıldıkları toplumlarda statü belirleme, hastalıklardan korunma gibi anlamlar taşıdığını belirten Sevin, boncuklarda kullanılan malzemelerin ise başta kornalin ve akik olmak üzere garnet, opal, manyezit, serpantin, malahit, ofiyolit ve obsidyen olduğunun belirlendiğini kaydetti.

DEĞERLİ TAŞ YATAKLARI DA BULUNDU

Sevİn, bilim dünyasının, Doğu Anadolu boncuklarının hammadde kaynaklarının Hindistan, Afganistan ve İran gibi ülkeler olduğunu ifade ettiğini belirterek, ‘’Ancak bölgede TÜBİTAK ile Yer ve Deniz Bilimleri Araştırma Grubunun (ÇAYDAG) desteği ile yaptığımız jeolojik yüzey araştırmalarında, hem tarihsel dönemlerde kullanılmış yarı değerli taş yataklarının varlığı tesbit edilmiş, hem de bölge ekonomisine katkıda bulunacak yataklar belirlenmiştir’’ dedi. Amaçlarından birinin de bu taş yataklarının günümüzde de kullanılıp kullanılamayacağı olduğunu hatırlatan Sevin, kaynakların mutlaka ekonomiye kazandırılması gerektiğini söyledi.

08.05.2010


 

Dünya Kupası gol kralı altın ayakkabısını satıyor

1994 Dünya Kupası’nın gol kralı Rus forvet Oleg Salenko, borçlarını ödemek için kupada kazandığı altın ayakkabı ödülünü 500 bin dolara satmaya hazırlanıyor.

Ukrayna’nın Blik gazetesine açıklama yapan Salenko, ‘’Birleşik Arap Emirlikleri’nden çok iyi bir teklif aldım. Küçük bir şirketim var, küresel ekonomik krizden sonra her şey kötüye gitti ve borçlarımı ödemem lazım’’ dedi. 48 yaşındaki Salenko, ‘’Zengin Arap şeyhleri, ödülüme iyi bakacaklarını ve müzede sergileyeceklerini söylediler’’ diye konuştu. ‘’Ödülün, Rusya ya da Ukrayna’da kalmasını tercih ederdim’’ ifadesini kullanan Salenko, ‘’Aynı teklif buradan gelseydi, dışarıya satmak zorunda kalmazdım’’ dedi.

08.05.2010


 

Batı Şeria’da öğrencilerden görme engelliler için sensörlü baston

Filistinli öğrenciler Asil Shaar ile Nur El-Arda, görme özürlüler için sesli uyarı veren baston geliştirdiler.

Batı Şeria’da Birleşmiş Milletler Yardım Kuruluşu (UNRWA) tarafından kurulan ve sadece kız öğrencilere hitap eden okulda bulunan Shaar ve El-Arda, sınıfta yaptıkları proje kapsamında geliştirdikleri sesli uyarı veren bastonu önce kendileri kontrol etti ve ardından görme engellilere nasıl kullanılacağını anlattı. İki öğrenci projeleriyle, California’da düzenlenecek uluslar arası bir gençlik bilim fuarına katılma hediyesi kazandılar.

08.05.2010


 

İnanç şehri Mardin, açık hava müzesi gibi

Güneydoğu’nun özellikle son dönemlerde turizm yönünden atağa kalkan tarihî şehri Mardin, her yıl binlerce ziyaretçi ağırlıyor.

Gecesi ve gündüzü bir başka güzel olan bu şehir, konuklarına ‘’iyi ki gelmişiz’’ dedirtiyor. UNESCO Dünya Kültür Mirası listesine girmeye aday, taşın ve inancın şehri Mardin, Güneydoğu Anadolu’nun cazibe merkezi olma yolunda ilerliyor. Tarihî medreseleri, manastırları ve özgün mimarisiyle kagir evleri Mardin’i bir açık hava müzesi haline getiriyor. Verimli Mezopotamya ovasının ortasında yükselen, kalker ve lavlarla örtülü bir dağın yamacındaki Mardin gezilmeye değer birçok güzelliği barındırıyor. Mardin’e kendi aracınız ya da otobüsle ulaşmak isterseniz İstanbul’dan bin 448, İzmir’den bin 429 Ankara’dan ise 995 kilometre yol kat etmeniz gerekiyor. Hava yoluyla gitmek isteyenler için de haftanın her günü şehre uçak bulmak mümkün.

08.05.2010


 

Tokyo sokaklarında sigara içilmiyor

Japonya’da birçok şehirde cadde ve sokakta sigara içmek yasak. Tokyo merkezde 23 belediye ve 26 merkezî yönetim sigara yasağını titizlikle uyguluyor.

Yasak bölgelerde tiryakiler şehrin belirli noktalarında oluşturulan “sigara içme alanları”nda bu ihtiyaçlarını gideriyor. Tokyo Belediyesi görevlileri belirlenen alanlar dışında sigara içenlere 2 bin Yen ceza uyguluyor. Belediye, otobüs duraklarına yerleştirilen tabelâlar ile de halkı sigara içilmemesi konusunda uyarıyor.

08.05.2010


 

Din Adamları Kıyafetleri Bursa’da sergilenecek

Dünyada ilk ve tek olduğu belirtilen “Din Adamları Kıyafetleri Müzesi", Bursa’da Uluumay Osmanlı Halk Kıyafetleri ve Takıları Müzesi bünyesinde açılacak.

Medeniyetler İttifakı Projesi kapsamında hazırlanan müzede, Rum Ortodoks, Ermeni, Katolik, Süryani papazları ile Yahudi haham, Alevi-Bektaşi dedeleri ve Müslüman din adamlarının kıyafetleri yer alıyor. Anadolu’da binlerce yıldır yan yana yaşamış farklı dinden toplulukların dini kıyafetleri bir arada sergilenecek. Koleksiyon, Osmanlı İmparatorluğundan günümüze kültür mirasının önemli ögelerinden hoşgörüyü, inanç özgürlüğünü, zenginliğini yansıtması ve Türklerin dünya barışına katkısını göstermesi açısından önem taşıyor.

08.05.2010


 

NASA'da acil durum deneyi

Amerİkan uzay kuruluşu NASA, uzay mekikleri kullanımdan kalktıktan sonra astronotları yörüngeye ve ötesine taşıyacak Orion kapsülü için bir acil fırlatma sistemini başarıyla denedi.

New Mexico çölünde yapılan denemede test edilen sistem, yörüngeye tırmanma sırasında füzede bir sorun veya fırlatmadan önce yangın çıkması durumunda astronotların içinde bulunduğu kapsülün fırlatılmasını sağlıyor. Test edilen mekanizma, Orion maketini saatte 720 km hızla 2,5 saniyede yaklaşık 2 bin metre irtifaya çıkardı. Daha sonra kapsül paraşütlerin yardımıyla yavaşça yere kondu. Test toplam 135 saniye sürdü. Başarılı denemeye karşın tek sorun, bu acil kaçış sisteminin gerçek bir roketin üzerinde kullanılıp kullanılmayacağı. Zira Başkan Barack Obama Şubat’ta yaptığı bütçe kesintisinde, Orion kapsülünün de içinde olduğu önceki yönetimin kısa dönemde Ay’a gidilmesini hedefleyen uzay programını iptal etmişti.

08.05.2010


 

Ardahan’ın bitkileri kitaplaştırıldı

Ardahan’a özgü bitkiler, ‘’Karlı yaylaların saklı bahçesi Ardahan’ın doğal bitkileri’’ adı altında kitaplaştırıldı. Ardahan Çevre ve Orman Müdürü Özcan Öztürk, müdürlükleri ile Doğal Hayatı Koruma Derneğince ortaklaşa hazırlanan kitapla şehirdeki nadir bitkilerin korunmasının amaçlandığını söyledi.

‘’Sahip olduğumuz değerleri koruyup geliştirebilmemiz için öncelikle onları tesbit etmemiz ve tanımamız gerekir’’ diyen Öztürk, şehirde yaklaşık 1500 çiçekli bitki ve eğrelti türü olduğu tahmin edildiğini belirtti. Öztürk, ‘’Bu çalışma kapsamında 1150 çiçekli bitki ismiyle tesbit edilmiş, bunların 300’ü fotoğraflarla desteklenmiş, sembollerle özellikleri hakkında bilgi verilmiştir. Bunların bir kısmı da endemiktir’’ dedi.

08.05.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Yeni Asya Gazetesi - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat-Promosyon - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım