Dünya |
Rumlar müzakerelerden ümitsiz |
KIbrIs Rum kesiminde yapılan bir ankete göre, Rumların yüzde 70’i Kıbrıs sorununun çözümü amacıyla yürütülen müzakerelerin sonuç getireceğine inanmıyor, yüzde 65’i ise Kıbrıslı Türklerle birlikte yaşamanın zor olacağını düşünüyor. Kıbrıs Rum kesiminde ‘’Marfin Laiki Bank’’ adına ‘’RAI Consultants Public Ltd’’ şirketi tarafından yapılan ‘’2009 ‘Kıbrıs’ Barometresi’’ isimli anketin sonuçları açıklandı. 24 Şubat-8 Mart tarihleri arasında, yoğunlaştırılmış Kıbrıs müzakerelerinin bitiminden hemen sonra 1002 kişinin katılımıyla yapılan anketin sonuçlarına geniş yer veren Rum basını, Kıbrıslı Rumların müzakerelere olan inancının eskiye göre daha da azaldığına işaret etti. Söz konusu ankete katılanlardan yüzde 70’i ‘’mevcut müzakere süreci sonuç getirecek mi’’ sorusuna olumsuz, yüzde 23’ü de olumlu cevap verdi. Rum gazeteleri, bu sonuçların Mehmet Ali Talat’ın KKTC Cumhurbaşkanı iken elde edildiğini belirtti. Kıbrıslı Türklerle barış içerisinde birlikte yaşama konusuna Kıbrıslı Rumların bu yıl daha da olumsuz yaklaştıklarını kaydeden Rum basını, ‘’Kıbrıslı Türklerle barış içinde birlikte yaşamak ne kadar kolay’’ sorusuna yüzde 65’lik bir oranın ‘’birlikte yaşamanın zor olacağı’’ cevabını verdiğini aktardı. Bu soruya ‘’kolay olacak’’ cevabını verenlerin oranı yüzde 30’da kaldı. Geçen yılın sonuçlarında ‘’kolay olacak’’ diyenlerin oranınınsa yüzde 45 olduğu hatırlatıldı.
TÜRKİYE’NİN TAM ÜYELİĞİNE KARŞILAR
Ankete katılan Kıbrıslı Rumların yüzde 75’i, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyeliğine karşı olduğunu belirtti. Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine karşı çıkarak imtiyazlı ortak olmasından yana tavır takınan yüzde 75’lik kesimin yanında, sadece yüzde 14’lük bir kesim tam üyeliğe destek verdi. Ayrıca, ‘’Güney Kıbrıs’ın Türkiye’den talep ettiği koşulların yerine getirilmemesi durumunda, Türkiye’nin tam üyelik sürecinin engellenmesi mi gerektiği’’ sorusuna da yüzde 82’lik bir kesim destek belirtti. Yüzde 12’lik bir kesimse bu teze karşı çıktı. |
01.05.2010 |
Barış görüşmeleri başlayacak mı? |
İsraİl ordusu radyosunun haberine göre İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman, ülkesini ziyaret eden Kolombiya Dışişleri Bakanı Jaime Bermudez ile görüşmesinden sonra düzenlenen ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Görüşmelerin kesin tarihi belli olmamakla birlikte, birkaç hafta içinde başlayacağına inanıyorum” diye konuştu. Ülkesinin doğrudan görüşmelere de hazır olduğunu söyleyen Lieberman, Filistin Yönetimini, aldığı bazı kararlardan dolayı eleştirdi. Lieberman, Filistin Ulusal Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimlerinde üretilen ürünlere ve İsrail sim kartlarına yasak getirmesini “tuhaf” karşıladığını belirtti ve bu kararları “barış veya işbirliğine gitme niyetinde olmadıklarının işareti” olarak yorumladı. “Ekonomik bir boykot barış görüşmeleriyle el ele gitmez” diyen Lieberman, sim kart yasağıyla ilgili olarak da, “Filistinli bakanlardan çoğunun telefonlarından, sim kartlarından vazgeçmeleri gerekiyor” dedi. İsrail Dışişleri Bakanı, Suriye’nin Lübnan’daki Hizbullah’a Scud füzeleri verdiğine ilişkin haberlerle ilgili sorular üzerine de, “bunun çok ciddî bir konu olduğunu ve bölgenin istikrarı için büyük bir tehdit oluşturduğunu” söyledi. Lieberman, ABD Savunma Bakanı Robert Gates’in Hizbullah’ın dünyadaki birçok ülkeden daha fazla füzeye sahip olduğu yolundaki açıklamalarını da hatırlatarak, “Bu, kesinlikle çok rahatsız edici. İsrail’in herhangi bir mantıksız hareketlere girişme gibi bir niyeti yok. İsrail, sorumlu bir hükümete sahip bir ülkedir. Yine de Savunma Bakanının bu sözlerini duymak çok rahatsız edici. Bu, bütün bölgenin istikrarına yönelik bir tehdittir” dedi.
MECLİS BAŞKANI: İSRAİL VATANDAŞI OLSUNLAR
İsraİl Meclisi Başkanı Reuven Rivlin, “iki devletli çözüm doğrultusunda İsrail ve Batı Şeria’yı bölme yerine, Filistinlileri İsrail vatandaşı olarak kabul etmekten yana olduğunu” söyledi. Rivlin, İsrail’deki Yunanistan büyükelçisiyle görüşmesi sırasında yaptığı açıklamada, bir barış anlaşmasına ulaşma ihtimalini değerlendirirken, “Toprakları bölme yerine Filistinlileri bu ülkenin vatandaşları olarak görmeyi tercih ederim” dedi. Meclis Başkanı Rivlin, geçen yıl yaptığı bir konuşmada İsrail’in kuruluşunun, ülkedeki Filistinliler arasında bir travmaya yol açtığını belirten sözleriyle gündeme gelmişti. Bu açıklamasında Rivlin, İsrail’deki Arapların ülkenin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulamış, pek çok Arap’in kendilerini Filistinli olarak addettiklerini ve diğer Filistinli kardeşleri için üzülüp acı çektiklerini söylemişti. |
01.05.2010 |
Hindistan ve Pakistan görüşmesi pozitif geçti |
Güney Asya Bölgesel İşbirliği Teşkilâtı (SAARC) liderler zirvesi için Bhutan’ın başşehri Thimpu’da bulunan Hindistan Başbakanı Manmohan Singh ile Pakistanlı meslektaşı Yusuf Rıza Gilani’nin bir araya gelmeleri uluslar arası camiada sürpriz olarak değerlendirilirken, 9 ay sonra yapılan görüşme gergin iki komşunun ilişkilerini yumuşattı. İki ülke arasında 2008 yılındaki Mumbai terör saldırılarından beri süren diplomatik açmaza bir son vermek için bir araya gelen iki liderin görüşmesi, iki ülke diplomatları arasında da “beklenenden daha pozitif” olarak yorumlandı. Hindistan Dışişleri Sekreteri Nirupama Rao, Thimpu’da Hindistan ve Pakistan başbakanlarının yaptığı görüşmenin “çok iyi” geçtiğini, liderlerin iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi gerektiği konusunda anlaştıklarını söyledi. Yaklaşık 1 saat 15 dakika süren görüşmenin, 1947 yılından bu yana 3 kez savaşan iki nükleer güç arasındaki ilişkiler açısından önem taşıdığını belirten yetkililer, toplantıdan çıkacak herhangi bir olumlu sonucun ülkeler arasındaki gerginlikleri azaltabileceğini vurguladı. Hindistan’ın en üst düzey diplomatı olan Rao, iki ülke başbakanlarının dışişleri bakanlarının ilişkilerde yeniden güven tesis edilmesinin yollarını aramakla görevlendirildiğini de ifade etti. Dışişleri bakanlarının hazırlayacağı bir yol haritası üzerinde görüşmelere devam edilmesi kararlaştırıldı. Görüşmelerin takvimi hakkında ise açıklama yapılmadı. |
01.05.2010 |
Yunanistan’ı kurtarma paketi krizin yayılmasını önleyecek |
AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Yunanistan’a yardım paketinin birkaç gün içinde şekilleneceğini ve bu paketin krizin diğer ülkelere yayılmasını önleyeceğini söyledi. Çin’de temaslarda bulunan Barroso, ‘’Yunanistan’ın ihtiyaçlarının zamanında karşılanacağı konusunda şüphe yok. Görüşmelerin çok yakında, gelecek günlerde tamamlanacağından eminim’’ dedi. Yunanistan ile ilgili kurtarma paketinin hazırlanmasında ‘’sağlam ve hızlı ilerleme’’ sağlandığını ifade eden Barroso, ‘’Kurtarma paketi, Avro Bölgesi’nin finansal istikrarının korunmasıyla alakalı. Bu paket yayılmanın muhtemel etkilerini önleyecek’’ diye konuştu. Yunanistan’ın içinde bulunduğu durumun, Avrupa’nın içinde ve dışında ekonomideki dengesizliklerin halledilmesine ihtiyaç olduğunu gösterdiğini belirten Barroso, bu ülkenin sorunlarını Çin Başbakanı Wen Jiabao ile ele aldığını, Çinli yetkililerin Yunanistan’a muhtemel yardım konusunda hiçbir ifadeleri olmadığını kaydetti. Çin’in, devlet borçlarının Avrupa’yı çalkalasa bile avroya güveninin sürdüğünü bildiren Barroso, ‘’Çin’in Avrupa Birliği ve avroya güveninin azaldığını düşünmüyorum’’ dedi. Alman siyasetçilere göre, Yunanistan’a yardım paketinin miktarı üç yıllığına 100-120 milyar avroyu bulabilir. |
01.05.2010 |
Economist: İngiltere’yi muhafazakârlar yönetsin |
İngİlİz Economist dergisi, ülkedeki genel seçimi David Cameron liderliğindeki Muhafazakâr Parti’nin kazanmayı hak ettiğini yazdı. Derginin bu haftaki sayısında, 6 Mayısta yapılacak genel seçimle ilgili “İngiltere’yi kim yönetmeli” başlıklı bir makale yayımlandı. Makalenin girişinde, “Varsayımları unutun, politikalara bakın. Bu çerçevede, Muhafazakârlar kazanmayı hak ediyor” denildi. İngiliz seçim sisteminde, küçük oy farklarının bile parlamentodaki sandalye sayılarında büyük değişikliklere sebep olabildiğine dikkat çekilen makalede, mevcut durumda Muhafazakar Parti, İşçi Partisi ve Liberal Demokrat Parti arasında başa baş giden seçim yarışı nedeniyle, koalisyon hükümetine gidilmesinin tahmin edildiği belirtildi. Makalede, mevcut seçim sistemine de değinilerek, meselâ Liberal Demokrat Parti lideri Nick Clegg’in, İşçi Partisi ile aynı oyu alacak olmasına karşın, parlamentoda İşçi Partisinin sandalye sayısının ancak üçte birine sahip olabileceğine dikkat çekildi. İngiliz seçim sistemi dar bölge ve çoğunluk esasına göre düzenlendiği için, yani her seçim bölgesinde en çok oyu alanın doğrudan milletvekili seçilmesi dolayısıyla, herhangi bir siyasî parti seçimde ilk sırada yer almasa da parlamentoda en çok sandalyeye sahip olabiliyor. |
01.05.2010 |
İran, uranyum takasının topraklarında yapılmasını istiyor |
İran, güven sorunu sebebiyle uranyum takasının kendi topraklarında yapılması gerektiğini bildirdi. İran’ın resmî haber ajansı IRNA’nın haberine göre, dini lider Ayetullah Ali Hamaney’in uluslararası danışmanı Ali Ekber Velayeti, uranyum takası konusunda Batılı ülkelere güvenilemeyeceğini söyledi. Batılı ülkelerin geçmişte bu konuda İran ile anlaşmalar yapmasına rağmen sözlerinde durmadığını hatırlatan Velayeti, ‘’Binbir güçlükle yüzde 3,5 oranında zenginleştirdiğimiz uranyumu Batılıların ihtiyarına verirsek, onların sözlerini tutup tutmayacaklarından emin değiliz’’ dedi. Uranyum takasının Türkiye gibi üçüncü bir ülkede yapılıp yapılmayacağına ilişkin soruyu cevaplayan Velayeti şunları söyledi: ‘’Onlar, gerçekten Türkiye’ye karşı dürüst davranıyorlar mı? Onlar sözlerinde durmak istemedikten sonra Türkiye de onları anlaşmaya uymaya mecbur edemez.’’ Velayeti, uranyum değiş tokuşu için Çin seçeneğinin bile söz konusu olamayacağını belirtti ve ‘’Batılılar, yüzde 20 zenginleştirilmiş uranyumu İran’a getirsinler, yüzde 3,5 ya da 5 oranında zenginleştirilmiş uranyumu teslim alsınlar’’ diye konuştu. |
01.05.2010 |