Güncel |
İslâm Yaşar, “açılım” toplantısına katılacak |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sanatçılardan sonra şimdi de Türk edebiyatının tanınmış yazarlarıyla buluşuyor. “Açılım”ın konuşulacağı toplantıya gazetemiz yazarlarından İslâm Yaşar da davet edildi. Toplantıya romancı-yazar İslâm Yaşar’ın yanı sıra davet edilen isimlerden bazıları ise şunlar: “Yaşar Kemal, Ayşe Kulin, Adalet Ağaoğlu, Elif Şafak, Ahmet Ümit, Ece Temelkuran, Muhsin Kızılkaya, Şûle Yüksel Şenler...” İslâm Yaşar, “açılım” toplantısına katılacak
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün Türk edebiyatının tanınmış yazarlarıyla buluşacak. “Açılım”ın konuşulacağı toplantıya gazetemiz yazarlarından İslâm Yaşar da davet edildi. Başbakan Erdoğan, sinema sanatçılarının ardından şimdi de Türk edebiyatının önemli isimleri ile “açılım”ı konuşmaya hazırlanıyor. Bugün Dolmabahçe Sarayı’nda yapılacak olan toplantıya davet edilen isimlerden bazıları şöyle: “Yaşar Kemal, Ayşe Kulin, Adalet Ağaoğlu, Elif Şafak, Ahmet Ümit, Ece Temelkuran, Muhsin Kızılkaya, Şûle Yüksel Şenler...” AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, demokratik açılım toplantıları yazarlardan sonra da devam edeceğini belirterek, “”Mayıs ayında da spor dünyamızın ileri gelenlerini davet etmeyi düşünüyoruz. Biz sporcularla ilgili böyle bir şey planlamamıştık talep onlardan gelince biz de değerlendirdik. Bu mânâdaki buluşmalar devam edecektir” dedi.
************************************************************************************************************************* |
17.04.2010 |
İŞSİZLİK KANSERE BENZİYOR |
“İşsizlik sadece ekonomik tablolarda ortaya çıkan oran ve rakamlar değildir” diyen KESK Genel Sekreteri Emirali Şimşek, ‘İşsizliğin toplumsal hayatı çürüten ve insanları onarılması imkânsız travmalara yol açan bir kanser olduğunu, bu kansere siyasî iktidarın neoliberal politikalarının yol açtığını’’ söyledi. GERÇEK İŞSİZ SAYISI 6 MİLYON
Şimşek, yaptığı yazılı açıklamada Türkiye’deki resmî işsiz oranının çalışan nüfusun yüzde 14.5’ine tekabül ettiğini, ancak yaşanan işsizliğin bu rakamların çok ötesinde olduğunu savundu. Gerçek işsiz sayısının ise 6 milyonu aştığını öne süren Şimşek, işsizliğin ülkenin yapısal sorunu olduğunu ifade etti.
İşsizlik toplumu çürütüyor
KESK Genel Sekreteri Emirali Şimşek, ‘’İşsizliğin toplumsal hayatı çürüten ve insanları onarılması imkânsız travmalara yol açan bir kanser olduğunu, bu kansere siyasî iktidarın neo-liberal politikalarının yol açtığını’’ söyledi. Şimşek, yaptığı yazılı açıklamada Türkiye İstatistik Kurumunun açıkladığı 2010 yılı Ocak ayı hane halkı iş gücü anketi sonuçlarına göre Türkiye’deki resmî işsiz oranının çalışan nüfusun yüzde 14.5’ine tekabül ettiğini, ancak yaşanan işsizliğin bu rakamların çok ötesinde olduğunu kaydetti. Gerçek işsizlik oranının yüzde 25’e dayandığını, işsiz sayısının ise 6 milyonu aştığını öne süren Şimşek, işsizliğin ülkenin yapısal sorunu olduğunu, ülkeyi yönetenlerin bu soruna çözüm üretmediklerini iddia etti. Şimşek, sorunun vakit geçirmeksizin alınması gereken yapısal tedbirler gerektirdiğini belirterek, şunları kaydetti: ‘’Öncelikle 6 milyonu aşan işsizin yaşadığı bir ülkede emekçilerin 12-14 saat çalıştırılması, Cumartesi çalıştırılması uygulamalarına derhal son verilmeli ve buradan ortaya çıkacak iş gücü talebi değerlendirilmelidir. Çalışma gününün kademeli olarak 6 saate çekilmesi gibi önlemlerle birleşince işsizlik oranının yarı yarıya düşürülebileceği ortadadır. İstihdam yaratıcı faaliyetlere daha fazla kamusal kamusal kaynak ayrılması, istihdam öncelikli yatırımların arttırılması gerekmektedir. Kamuda artık devasa boyutlara ulaşmış personel açığı hızla kapatılmalıdır. İşsizlik sigortasının kapsamı genişletilmeli, işsiz yurttaşlar bir iş bulana kadar desteklenmelidir. Açlık sınırı altında yaşayan yurttaşlara yönelik yurttaşlık ücreti uygulamasına geçilmelidir. İşsizlik sadece ekonomik tablolarda ortaya çıkan oran ve rakamlar değildir. Toplumsal hayatımızı çürüten ve insanlarımızda onarılması olanaksız travmalara yol açan bir kanserdir. Bu kansere yol açansa siyasî iktidarın neo-liberal politikalarıdır. Siyasî iktidar emekçilerin daha fazla işsizliğe, örgütsüzlüğe ve güvencesizliğe boyun eğmeyeceğini bilmelidir.’’
************************************************************************************************************************* |
17.04.2010 |
Tüketici hâlâ kötümser |
Türkİye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Merkez Bankası tarafından her ay ortaklaşa düzenlenen ve tüketicilerin harcama, davranış ve beklentilerinin değerlendirildiği, “Aylık Tüketici Eğilim Anketi”nin 2010 Mart ayı sonuçları açıklandı. Tüketici Güven Endeksi, Mart ayında yüzde 3,53 (2,89 puan) oranında artarak 84,74’e yükseldi. Endeksin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durum, 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durum, 100 olması ise tüketici güveninde ne iyimser ne de kötümser durum olduğunu gösteriyor. Endeksin alt kalemleri ve değişim oranlarına bakıldığında, mevcut dönemde 6 ay öncesine göre satın alma gücü endeksi Şubat ayına göre 73,75’den 76,14’e, gelecek 6 aylık dönemde satın alma gücü endeksi 80,-81’den 82,65’e, gelecek 3 aylık dönemde genel ekonomik durum 78,29’dan 82,26’ya yükseldi. |
17.04.2010 |
BDP Silopi İlçe Başkanı tutuklandı |
BarIş ve Demokrasi Partisi (BDP) Silopi İlçe Başkanı Bahattin Alkış, tutuklandı. “Terör örgütüne yardım ve yataklık yaptığı, dağ kadrosuna eleman temin ettiği” iddiasıyla önceki gün evinde güvenlik güçlerince yapılan aramanın ardından gözaltına alınan Alkış, yapılan sorgulamasının ardından adliyeye çıkarıldı. Savcılıktaki ifadesinin ardından nöbetçi mahkemeye sevk edilen Alkış, tutuklandı. |
17.04.2010 |
Enerjimizi boşa harcadık |
Van Valisi Münir Karaloğlu, bölgede son 20-25 yıldır iç ve dış çıkar odaklarının kirli oyunları sebebiyle ülkenin enerjisinin, zekâsının, paraları ve zamanının gereksiz işlerde kullanıldığını belirterek, “Ama artık biz enerjimizi, zekâmızı, paramızı ve zamanımızı gençliğimizi daha iyi yetiştirmek için harcayacağız” dedi. Enerjimizi boşa harcadık
VAN Valisi Münir Karaloğlu, bölgede son 20-25 yıldır iç ve dış çıkar odaklarının kirli oyunları sebebiyle ülkenin enerjisinin, zekâsının, paralarının ve zamanının gereksiz işlerde kullanıldığını belirterek, “Ama artık biz enerjimizi, zekâmızı, paramızı ve zamanımızı gençliğimizi daha iyi yetiştirmek için harcayacağız.” dedi. Millî Eğitim Bakanlığı ile TÜBİTAK’ın ortaklaşa düzenlediği ilköğretim okulları arası “Bu Benim Eserim” proje yarışmasında dereceye giren eser sahipleri ödüllendirildi. Van Ticaret ve Sanayi Odası Erek Kongre Salonu’nda 2 gün önce başlayan ve 8 ilden 70 eserin sergilendiği sergi tamamlandı. TÜBİTAK tarafından görevlendirilen Seçici Kurul üyeleri tarafından 2 gün süren titiz bir çalışmanın ardından matematik ile fen dallarında dereceye giren eser sahiplerine düzenlenen bir tören ile ödülleri verildi. Ödül töreninde konuşan Van Valisi Münir Karaloğlu, büyümenin kalkınmanın yolu üretimden, üretmenin yolunun ise araştırmadan geçtiğini kaydetti. İnsanın herhangi bir şeyi araştırmadan, herhangi bir şey ortaya koymadan, yeni bir şeyi üretme şansının olmayacağını ifade eden Karaloğlu, “Onun için eğitim sistemimiz son yıllarda bir çaba içerisinde. Ezberci eğitimden, araştıran, sorgulayan, okuyan, laboratuvara giren bir gençlik ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Bu tür yarışmaların en büyük faydası, gençler arasında böyle bir yarış başlatarak gençlerimizi daha çok araştırmaya yönlendirmektir” dedi. Van ile beraber 8 ilden 574 proje katıldığını kaydeden Vali Karaloğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu 8 il biliyorsunuz son 20-25 yıldır iç ve dış çıkar odaklarının kirli oyunları sebebiyle maalesef biz enerjimizi, zekâmızı, paramızı, zamanımızı gereksiz işlerde kullandık. Ama artık biz enerjimizi, zekamızı, paramızı ve zamanımızı gençliğimizi daha iyi yetiştirmek harcayacağız. Gençliğimizi okuyan, araştıran, sorgulayan deney yapan, laboratuvarda zamanını geçiren gençlik olarak geçirmek için harcamak istiyoruz. Artık Türkiye bir huzur ortamına girmiştir. Bu huzur ortamında biz bölge gençliğinin, bu illerdeki gençlerimizin kendi kentlerinin ve ülkelerinin geleceklerinde daha çok söz sahibi olmaları için daha iyi yetiştirmemiz için çaba serf etmek istiyoruz. Onların gelecekteki bilim adamı olmalarını arzu ediyoruz. Onun için bu çalışmaları önemsiyoruz.” Vali Karaloğlu, konuşmasının ardından 70 eser içerisinde seçilen ilk 5’e girerek bölgeyi Ankara’da temsil edecek olan eser sahiplerine ödüllerini verdi.
************************************************************************************************************************* |
17.04.2010 |
EMASYA kalkmadı |
Bugün gazetesinin haberinde, Balyoz planı haberlerinden sonra, EMASYA protokolünün 04 Şubat 2010’da yürürlükten kalktığı, fakat iptalin sadece kâğıt üzerinde kaldığı ortaya çıkarıldı. Haberde, 8 Şubat'ta tüm askerî birliklere gönderilen “gizli” emirde, EMASYA türü görevlerin Genelkurmay’ın emirleri çerçevesinde devam edileceği ifade ediliyor. Askere göre EMASYA kalkmadı
8 Şubat 2010 tarihli ve bütün askerî birliklere gönderilen “GİZLİ” emirde protokolün kalktığı hatırlatılarak, “Söz konusu iptal işlemi, toplumsal olaylara müdahale planlaması icrası açısından herhangi bir değişiklik getirmemiştir. Garnizon komutanları bu tür görevleri 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu esasları dahilinde ve Genelkurmay’ın emirleri çerçevesinde devam edilecektir” deniliyor. Bugün gazetesinin haberine göre, Taraf Gazetesi’nin gündeme taşıdığı Balyoz Darbe Planı’nın ortaya çıkmasından sonra gözler EMASYA protokolüne çevrilmişti. Seminere katılan ve planlarda imzası olan emekli Orgeneral Çetin Doğan “EMASYA protokolü çerçevesinde” bu tip toplantılar yaptıklarını açıklamıştı. Hatta darbe planlarının yapıldığı toplantının ses kayıtlarında Çetin Doğan, EMASYA protokolünü “paşa paşa imzalattıklarını” söylemişti. Oluşan kamuoyu hassasiyeti sebebiyle 04 Şubat’ta protokol yürürlükten kaldırıldı. Fakat hukukçular EMASYA protokolünün kaldırılmasının Balyoz benzeri planların yapılmasının önüne geçemeyeceğini iddia edip 5442 sayılı İller İdaresi Kanunu’nun 11/D maddesinin de yeniden düzenlenmesi gerektiğini iddia etti. Hukukçuların endişesini doğrulayan belge ise ortaya çıktı. 8 Şubat 2010 tarihinde bütün askerî birliklere gönderilen ‘GİZLİ’ ve ‘ÇOK İVEDİ’ emirde EMASYA protokolü kalksa da çalışmalara devam edilmesi tebliğ ediliyor.
EMİR ÇERÇEVESİNDE Tek sayfalık emirde 7 Temmuz 1997’de imzalanan EMASYA protokolünün kaldırıldığı, söz konusu durum dolayısıyla yıllık seminerin iptal edilerek ileri bir tarihe ertelendiği belirtilerek “Söz konusu iptal işlemi, toplumsal olaylara müdahale planlaması icrası açısından herhangi bir değişiklik getirmemiştir. Garnizon komutanları bu tür görevleri 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu esasları dahilinde ve Genelkurmay Başkanlığı emirleri çerçevesinde yapmaya devam edeceklerdir” deniliyor. Emirde ayrıca ‘yeni durum’la ilgili olarak bilahare detaylı emirlerin yollanacağı hatırlatılıyor.
BAŞBUĞ DA ‘YETER’ DEMİŞTİ Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ da Hürriyet’e verdiği röportajda EMASYA protokolünün iptalinin kendileri açısından önemli olmadığını, İl İdaresi Kanunu’nun her türlü yetkiyi tanıdığını söylemişti.
************************************************************************************************************************* |
17.04.2010 |
Ahmet Türk’e saldırıda tutuklama talebine ret |
KAPATILAN Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) eski Genel Başkanı Ahmet Türk’e yumruklu saldırıda bulunduğu iddiası ile hakkında soruşma yürütülen 2 kişiden Uğur K’nin serbest bırakılmasıyla ilgili Cumhuriyet Savcısının yaptığı itirazın ilgili mahkemece reddedildiği bildirildi. Uğur K’nin, Ahmet Türk’e saldırıyla ilgili gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı mahkemece serbest bırakılmışt |
17.04.2010 |
Necmettin Erbakan: One minute sözü bizim eserimiz |
Türkiye’nin yok edilmesini kendilerinin önlediğini savunan Erbakan, “Biz İsrail’i telin mitingi düzenlediğimiz için Davos’ta ‘one minute’ sözü söylenmiştir” dedi. Erbakan: ‘One minute’ bizim
KAPATILAN Refah Partisi’nin eski Genel Başkanı Necmettin Erbakan, İslâm Toplumu Millî Görüş (IGMG) Derneğinin kuruluşunun 40. yılı dolayısıyla Berlin teşkilâtı tarafından bir düğün salonunda düzenlenen toplantıda konuşmasında, Batılıların ilimi, temizliği ve iyi ahlâkı Müslümanlardan öğrendiğini, ancak bunu her zaman inkâr ettiklerini söyledi. Erbakan, “Batılılara sesleniyorum: Kendinize gelin, Bilmeden konuşuyorsunuz. Maksatlı aldatıldınız, felâkete gidiyorsunuz” dedi. Türkiye’nin yok edilmesini kendilerinin önlediğini savunan Erbakan, “Biz İsrail’i telin mitingi düzenlediğimiz için Davos’ta ‘one minute’ sözü söylenmiştir. Türkiye’de bugün başı örtülü bir Cumhurbaşkanı eşi varsa bu hükümetin değil, Millî Görüş’ün eseridir” dedi.
************************************************************************************************************************* |
17.04.2010 |
Gül: Her zaman konsensüs olmuyor |
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, çoğulcu demokrasilerde Anayasa değişiklikleri ve kanunların çıkışının her zaman büyük konsensüsle olmadığını belirtti. Cumhurbaşkanı Gül, Estonya Cumhurbaşkanı Toomas Hendrik Ilves’le Çankaya Köşkü’ndeki görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek, Anayasa’nın bazı maddelerinin değiştirilmesine yönelik değişiklik paketi konusunda siyasî partiler arasında uzlaşma olmadığını hatırlatması üzerine, Cumhurbaşkanı Gül şunları söyledi: ‘’Çoğulcu demokrasilerde Anayasa değişiklikleri, kanunların çıkışı her zaman büyük konsensüsle olmuyor. Tartışmalar oluyor, farklı fikirler oluyor. Sonunda her zaman yakınlaşma imkânı vardır. Dolayısıyla genel kurulda, bunlar konuşulurken yeni fikirler ortaya atılıyor. Ümit ediyorum ki daha çok iş birliği, daha çok istişare ve neticede fikirlerin daha çok birleştiği bir süreç gerçekleşir. Hep beraber takip edeceğiz bunu.’’
*************************************************************************************************************************
|
17.04.2010 |
Vizelerden önce önyargı kalkmalı |
DEVLET Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye’ye uygulanan vizenin hukuka ve hakkaniyete sığmadığını ifade ederek, “Vizeler eninde sonunda kalkacaktır, ama önce önyargıların kalkması lâzım” dedi. İstanbul Ticaret Odası (İTO) ile Avrupa Forumu Derneği tarafından düzenlenen “Türkiye ve AB Ülkeleri Arasında Kişilerin Serbest Dolaşımı ve Vize Sorunları” konulu uluslar arası konferansta konuşan Bağış, Türkiye’nin AB sürecindeki engelleri tek tek aşacağını belirtti. Bağış, şöyle konuştu: “Türkiye’nin AB sürecindeki en önemli engeli önyargılardır. Bunun sonucunda bir vize sorunuyla karşı karşıyayız, ama biz sabırla bu sorunları ortadan kaldırmak için çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz. Vize konusunda yapılan atılımlar Avrupa toplumunun Türkiye’ye bakışını değiştirmiştir ve değiştirecektir. Vize konusu haksız bir konudur. Türkiye’ye uygulanan vize hukuka ve hakkaniyete de sığmamaktadır. Kendisiyle 52 yıldır yakın ilişkileri bulunan ve gelecekte de üyesi olacağı bir ülke için vize sorunu yaşanması doğrusu kabul edilemez. Vizeler eninde sonunda kalkacaktır. Vize olması hukukî ve vicdanî açıdan mümkün değil, ama önce önyargıların kalkması lâzım. AB’li dostlarımıza, Türkiye’nin yük olmaya değil, yük almaya geldiğinin anlatılması gerekir.”
TÜRKİYE’NİN , AB’YE GİRMESİ İÇİN ÇOK ÇALIŞMASI LÂZIM
Türkİye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Helene Flautre de bariyerlerin kaldırılması gerektiğini ifade ederek, “Hepimizin, Avrupa’nın geleceği için vizelerin kaldırılması konusunda yapılan çalışmalara destek olması gerekmektedir” diye konuştu. Türkiye’nin önümüzdeki süreçte AB’ye üye olmayı beklediğini belirten Flautre, Türkiye’nin de yapması gereken ödevleri bulunduğunu kaydetti. Türkiye ile AB bünyesinde önyargıların kaldırılıp işbirliğinin sağlanabileceğine inandığını vurgulayan Flautre, bu tür toplantıların da bunu sağladığını söyledi. Vizenin Türkiye vatandaşlarına zorla kabul ettirilemeyeceğini anlatan Flautre, Türkiye’nin AB’ye girmesi için çalışması gerektiği gibi, AB’nin de Türkiye’yi içine almadan önce uyum süreciyle ilgili bir çalışma planı çıkarması gerektiğini belirtti. |
17.04.2010 |
Türkiye, AB’ye tam üye olsun |
BİRLEŞMİŞ Milletler (BM)’in eski Genel Sekreteri Kofi Annan, Türkiye’nin, Avrupa Birliği’ne (AB) girebilmek için birçok reform yaptığını hatırlatarak, tam üyelik yerine sunulmak istenen özel statü tanınması sorununun çözülmesi ve Türkiye’nin AB’ye tam üye olması gerektiğini söyledi. Annan, Avrasya Amerikan Turkuvaz Konseyi’nin davetlisi olarak, Houston’da faaliyet gösteren ve Türkiye ile ilgili kültür, eğitim ve sanat faaliyetleri konusunda hizmet veren Turkuaz Kültür Merkezi’nin yeni bölümlerinin temel atma törenine katıldı. Annan, törende yaptığı konuşmada da Türkiye’nin AB’ye girebilmek için birçok reform yaptığını hatırlatarak, tam üyelik yerine sunulmak istenen özel statü tanınması sorununun çözülmesi ve Türkiye’nin AB’ye tam üye olması gerektiğini kaydetti. Orta Doğu ile Afganistan’ı içine alan bölgede çok sayıda problem bulunduğuna dikkati çeken Annan, “Bu bölgede Türkiye gibi etrafındaki bütün ülkelerle iyi ilişkileri olan bir ülkenin, geçmişte olduğu gibi gelecekte de son derece faydalı olacağını” söyledi. |
17.04.2010 |
Diyanet’ten ‘Kutlu Doğum’ sinevizyonları |
DİYANET İşleri Başkanlığı, Hz. Muhammed ve Kur’ân-ı Kerim’i yalın ifadelerle anlatan sinevizyonlar hazırlayarak, ulusal TV kanallarına gönderdi. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Özafşar, Kur’ân-ı Kerim’in indirilişinin 1400. yılı ve Kutlu Doğum Haftası dolayısıyla 2 ayrı sinevizyon hazırladıklarını söyledi. Özafşar, Hz. Muhammed’in örnek ahlâkının anlatıldığı ‘’Onun Hayatı Kur’ân’dı’’ ile Kur’ân-ı Kerim’in mesajına yer verilen ‘’Hayat Kitabı Kur’ân’’ adlı DVD’lerin Başkanlık tarafından ulusal kanallara gönderildiğini, müftülükler aracılığıyla da yerel kanallara ulaştırılacağını belirtti. İsteyen yayın kuruluşlarının Kutlu Doğum Haftası içinde bu sinevizyona yer verebileceğini dile getiren Özafşar, sinevizyonun Kur’ân’ın ve Hz. Peygamber’in evrensel mesajını yalın bir biçimde spot ifadelerle topluma ilettiğini kaydetti. Soyut resimlerle desteklenen, görselliği yüksek, özgün müziğe sahip sinevizyonların bu yılki bütün faaliyetlerde kullanılacağını dile getiren Özafşar, ‘’Sinevizyon, Hz. Muhammed’i peygamberler tarihine bağlayan, Kur’ân ile buluşmasını anlatan ve Kur'ân’ın mesajını da spot ifadelerle gününüz izleyicine aktaran bir içeriğe sahip. İzleyenler bir kez izlemekle yetinmeyecek, birkaç kez daha izleme isteğinde olacaklar’’ diye konuştu.
KUR’ÂN'I ANLATAN KISA METRAJLI BELGESELLER
Kur’Ân’in indirilişinin 1400. yılı faaliyetleri kapsamında kısa metrajlı belgeseller hazırlamayı da planladıklarını belirten Özafşar, belgesellerde 15 asırlık İslâm kültür ve medeniyetinin çeşitli yansımalarının tema olarak alınacağını kaydetti. Özafşar, belgesellerde Kur’ân’ı Kerim’in indirilişinin yanı sıra Kur’ân’ın ele aldığı temel konulara, ahlâkî değerlere, İslâm kültür muhitine, İslâm medeniyeti ve İslâm san'atına da yer verileceğini söyledi.
************************************************************************************************************************* |
17.04.2010 |
Şehit yakınlarının cennet tesellisi |
BATMAN'DA güvenlik güçleri ile terör örgütü üyeleri arasında çıkan çatışmada şehit olan Kıdemli Üstçavuş Süleyman Gür’ün ağabeyi Orhan Gür, ‘’Acımız büyük, ama şehitlik mertebesi kadar büyük bir yer bilmiyorum. Biliyorum ki mekânı cennet olacak. O yüzden içimiz rahat’’ dedi. Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde taziyeleri kabul eden öğretmen Orhan Gür, yaklaşık 3 yıllık evli olan kardeşinin, bir yıldır Batman’da görevli olduğunu söyledi. Kardeşinin dün akşam anne ve babasıyla telefonda görüşerek, ‘’Ben operasyona çıkıyorum’’ diye bilgi verdiğini belirten Gür, ‘’Kardeşim de ben de bu ülke için varız. Acımız büyük, ama şehitlik mertebesi kadar büyük bir yer bilmiyorum. Biliyorum ki mekânı cennet olacak. O yüzden içimiz rahat’’ diye konuştu. Kardeşinin daha önce Hakkâri ve Şırnak’ta da görev yaptığını bildiren Gür, ‘’Oraya ataması yapıldığında güvenli bölge olduğunu ve rahat edeceğini söylemişti’’ dedi. Bu arada, Şehit Kıdemli Üstçavuş Süleyman Gür’ün babası Ahmet Gür ve diğer aile fertleri, evin önünde kurulan çadırda taziyeleri kabul ettiler. Ahmet Gür’ün evine ve evin bulunduğu sokağa Türk bayrakları asıldı. İlçedeki esnafın da dükkânlarına bayrak astığı görüldü. Şehit Gür, kılınan cenaze namazından sonra Korubaşı Köyü Canvarcık mezarlığına defnedildi. Gazipaşa |
17.04.2010 |
Ev sahiplerinin gözü korktu |
GELİR İdaresi Başkanlığının Türkiye çapındaki denetimleri, kira geliri elde edip de bunu saklayan ev ve işyeri sahiplerinin gözünü korkuttu. Bu yıl kira geliri beyannamesi sayısında 87 bin 730, kira geliri tutarında da 804,5 milyon liralık artış sağlandı. İdarenin kayıt dışını önleme ve verginin tabana yayılması amacıyla başlattığı çalışmalar olumlu neticelerini vermeye başladı. 2009 yılı içinde Gayri Menkul Sermaye İradı (GMSİ), yani kira geliri elde edip de, bunları Mart ayında beyan eden mükellef sayısında belirgin bir artış meydana geldi. 2009 yılının Mart ayında, 2008’de elde edilen ev ve işyeri kira gelirleri için 724 bin 885 mükellef beyanda bulunurken, bu yılın Mart ayında söz konusu sayı 812 bin 615’e yükseldi. Geçen yılki beyannamelerde ev ve işyeri sahipleri, 6 milyar 608 milyon 715 bin lira gelir bildirirken, gelir tutarı bu yılki beyannamelerde 7 milyar 413 milyon 289 bin liraya ulaştı. Kira gelirlerine tahakkuk ettirilen vergi miktarı ise 1 milyar 538 milyon 901 bin liradan 1 milyar 713 milyon 289 bin liraya çıktı. Bu arada kira geliri elde edenlerin yıllık ortalama geliri de 9 bin 201,4 lira olarak hesaplandı. Gelir İdaresi Başkanlığı verilerine göre, Türkiye’de en fazla kira geliri elde eden iller İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya, Eskişehir, Balıkesir, Konya, Muğla ve Aydın olarak sıralandı. |
17.04.2010 |
Yazlık giyim sezonu zamlı açıldı |
AKDENİZ Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Tarık Bozbey, pamuk fiyatlarının geçen yıla göre yüzde 100 artmasının yazlık giyim sezonunun yüzde 15 zamla açılmasına sebep olduğunu belirtti. Bozbey, dünya borsalarındaki artışın ardından Türkiye’de de lif pamuk fiyatının son bir yılda iki kat artarak, 1 dolardan 2 dolara çıktığını söyledi. Bu artışın tekstil ve konfeksiyon maliyetlerini de arttırdığını ifade eden Bozbey, ‘’Pamuk fiyatlarındaki bu artış ürünlere de yansıdı. Şu an raflardaki yazlık ürünler geçen yılın fiyatlarına göre yüzde 15 zam ile satılıyor’’ dedi. Bozbey, tüketiciye sunulmaya başlanan yazlık ürünlere havaların serin gitmesi dolayısıyla beklenen ilginin gösterilmediğini belirterek, şu an durağan geçen satışların Haziran itibariyle hareketlenmesini beklediklerini ifade etti. |
17.04.2010 |
Eczane teknisyenleri yarın Çanakkale’de |
ECZANE teknisyenleri sorunlarını kamuoyuyla paylaşmak ve moral depolamak amacıyla 18 Nisan’da Çanakkale şehitleri huzurunda buluşuyor. Son dönemlerde eczanelerde yaşanan sorunlar eczacılar kadar eczane çalışanlarını da etkileyerek gelecek endişesine doğru itti. İlâç fiyatlarındaki düşüşler, market eczane söylentileri, sürekli sistem değişiklikleri eczaneleri kapanma noktasına kadar getirdi. Konuyla ilgili olarak konuşan www.turkecztek.com internet sitesi kurucusu eczane teknisyeni Ramazan Ocak, site aracılığıyla bütün Türkiye’deki eczane teknisyenlerine ulaşabildiğini, bu platformda teknisyen arkadaşlarla meslekî sorunları paylaşıldığını anlattı. Çeşitli illerden gelen eczane teknisyenleriyle bu gece İstanbul’dan yola çıkarak Çanakkale şehitliğine gideceklerini belirten Ocak, hem moral depolamak, hem de anlatamadıkları sorunlarını kamuoyuna ulaştırmak için Çanakkale’yi seçtiklerini kaydetti. Ramazan Ocak, düzenledikleri Çanakkale gezisine tahminlerinin üzerinde yoğun bir katılım olduğunu ifade etti. |
17.04.2010 |
Tüketicinin güveni arttı, ama... |
TÜKETİCİ Güven Endeksi, Mart ayında yüzde 3,53 (2,89 puan) oranında artarak 84,74’e yükseldi. Endeksin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durum, 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durum, 100 olması ise tüketici güveninde ne iyimser ne de kötümser durum olduğunu gösteriyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Merkez Bankası tarafından her ay ortaklaşa düzenlenen ve tüketicilerin harcama, davranış ve beklentilerinin değerlendirildiği, ‘’Aylık Tüketici Eğilim Anketi’’nin 2010 Mart ayı sonuçları açıklandı. Buna göre Şubat ayında 81,85 olan tüketici güven endeksi, Mart ayında bir önceki aya göre yüzde 3,53 oranında artarak 84,74 oldu. Güven endeksindeki artış, tüketicilerin mevcut ve gelecek dönem satın alma gücü, gelecek dönem genel ekonomik durum, gelecek dönem iş bulma imkânları ve mevcut dönemin dayanaklı tüketim malı satın almak için uygunluğuna dair değerlendirmelerinin iyileşmesinden kaynaklandı. |
17.04.2010 |
Otoban gürültüsüne ‘ses perdeli’ çözüm |
BÜYÜK şehirlerde şehir merkezlerinden geçen otoyolların gürültüsünün insan sağlığını zorlayan 45 desibelin üzerinde olmasının çevredeki yerleşim birimlerinde yaşayanların ruh sağlığını olumsuz etkilediği bildirildi. Türkiye’nin en sıcak şehirlerinden Adana’da, şehir içinden geçen otoyol, özellikle yaz aylarında pencerelerini açık tutmak zorunda kalan şehir halkını adeta çileden çıkarıyor. Son günlerde, havaların ısınmasıyla birlikte kaygıları artan şehir halkı, Karayolları Mersin Bölge Müdürlüğü ile otoyol sınırlarında kalan merkez Çukurova ilçe belediyesinden sorunun çözümünü istiyor. Çukurova Belediye Başkanı Yıldıray Arıkan, ses perdelerinin uzun yıllardır dünyanın her yerinde kullanıldığını ancak, Türkiye’de sadece İstanbul ve İzmir’de örneğinin bulunduğunu söyledi. Arıkan, genelde yaklaşık 2,5 metre yüksekliğinde olan, her türlü iklim şartlarında kullanılabilen, ısıya dirençli, özel maddelerden üretilmiş, fiber şeffaf ses perdelerinin, araçların seyir esnasında çıkardığı gürültünün desibelini aşağıya çektiğini ifade etti. |
17.04.2010 |
Makedonya’da mehter sesleri |
Makedonya’da “Edirne Günleri” faaliyetleri kapsamında İstanbul Tarihî Türk Müziği topluluğu konser verdi. Edirne Valisi Mustafa Büyük, Üsküp Tiyatro Binasında düzenlenen konserden önce yaptığı konuşmada amaçlarının Türk müzik ve kültürünü Makedonya’da tanıtmak olduğunu belirtti. Makedonya’da Edirne Günleri faaliyetleri kapsamında çeşitli toplantılar, ziyaretler ve konserler düzenlediklerini anlatan Büyük, “Mehter tarihte bilinen en eski müzik topluluğudur. Bugün gerçekten çok güzel bir konser izliyoruz. Konsere Makedon halkının yoğun ilgi gösterdiğini görüyorum. Bu bizi çok mutlu etti” dedi. Geleneksel mehter repertuvarının yanı sıra Rumeli türküleri ve tasavvuf mûsıkîsinden eserler seslendiren topluluğa Üsküp’te vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Özelikle Mehter Marşının okunuşu sırasında topluluğa alkışla tempo tutan vatandaşlar, marşın bitiminde grubu ayakta alkışladı.
************************************************************************************************************************* |
17.04.2010 |
Minare yarışması bitti |
“COJEP International’’ın girişimi, Avrupa Konseyi, İslâm Konferansı Örgütü ile ISESCO gibi kuruluşların desteğiyle yürütülen ‘’Avrupa’nın En Güzel Çağdaş Minaresi’’ fotoğraf yarışması sona erdi. COJEP’ten yapılan açıklamaya göre, 13 farklı ülkeden, 53 cami kriterlere uygun görüldü. Jüri, 19 Nisan tarihinde Strasbourg’da Avrupa Parlamentosu binasında gerçekleştirilecek toplantının ardından dereceye girenleri açıklayacak. Yarışmada dereceye giren minareler, 20 Nisanda Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenecek basın konferansıyla kamuoyuna duyurulacak. |
17.04.2010 |
Kan bağışında artış |
Türk Kızılayı’na geçen yılın ilk üç ayında yapılan 188 bin 702 ünite kan bağışı, bu yılın aynı döneminde yüzde 23 artışla 233 bin 20’ye yükseldi. Türk Kızılayı’nın 2008-2009 yılları arasındaki kan bağışı, bağışların dağılımı ve üretim oranları karşılaştırmasını yansıtan istatistikler belli oldu. Türk Kızılayı Kan Merkezi istatistiklerine göre, 2008 yılında toplam kan bağışı sayısı 654 bin 81 ünite olarak gerçekleşirken, bu rakam 2009 yılında yüzde 30’luk artışla 848 bin 586 üniteye ulaştı. |
17.04.2010 |
TASAVVUF MÜZİĞİNE İLGİ BÜYÜK |
Kültür Bakanlığı tarafından Klâsik Türk Müziğinin, özellikle Tasavvuf Müziği ve Mehter Müziği türlerinin, kendilerine has üslûp ve icra özelliklerine sadık kalınarak ortaya konulmasını, tanıtılmasını sağlamak amacıyla kurulan İstanbul Tarihî Türk Müziği Topluluğunun yurt içi ve yurt dışında verdiği konserler büyük ilgi görüyor. |
17.04.2010 |