Güncel |
Hâlâ darbe anayasası ile yönetiliyoruz |
Anayasanın AB’ye girilememesinde en büyük etken olduğunu kaydeden Başmüzakereci Bağış, “Bugün yürürlükte olan anayasa darbelerden sonra düzenlenen anayasadır. Bu anayasayı 40 yıl önce düzenlediler ve 40 yıldır AB’ye girmek için uğraşıyoruz. Türkiye’nin AB’ye girememesinin yegâne sebeplerinden birisi de darbe anayasasını hâlâ kullanmamız” dedi. Hâlâ darbe anayasasıyla yönetiliyoruz
DEVLET Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye’nin hâlâ darbe anayasalarıyla yönetildiğini belirterek, ‘’Anayasa değişikliği paketi, Türkiye’nin önündeki birçok sınırı kaldıracak’’ dedi. Egemen Bağış, İZTO’nun kendisi için düzenlediği özel gündemli meclis toplantısına katıldı. Başmüzakereci seçildikten sonra İzmir’e 5. gelişi olduğunu ifade eden Bakan Bağış, 45 yıl boyunca Türkiye’nin müzakerelere başlamak için tarih bile alamadığını dile getirdi. Bağış, burada tek suçun Türkiye’ye çifte standart uygulayan Avrupa’nın değil, hedef saptıranların, reformları yapmayanların, zamanı öteleyenlerin de mesuliyeti bulunduğunu ifade etti. Gündeme getirilen anayasa değişiklik paketinin muhalefet tarafından okunma zahmetinde bulunulmadığını söyleyen Bağış, “Paketi daha okumadan bize ‘bir çayımızı içip giderler’ dediler. Bu hareket son derece yakışıksız. Seçimlere daha 1 buçuk sene var. 1960’tan bu yana darbe anayasası ile yönetiliyoruz ve hala AB’ye girmeye çalışıyoruz” diye konuştu. Anayasanın AB’ye girilememesinde en büyük etken olduğunu kaydeden Egemen Bağış, “Bugün yürürlükte olan anayasa darbelerden sonra düzenlenen anayasadır. Bu anayasayı 40 yıl önce düzenlediler ve 40 yıldır AB’ye girmek için uğraşıyoruz. Türkiye’nin AB’ye girememesinin yegane sebeplerinden birisi de darbe anayasasını hâlâ kullanmamız. Anayasa değişikliği söz konusu. Mükemmeldir demiyorum, kutsal bir metin değildir, ama bugüne kadar önümüze çıkan birçok engelin, Türkiye’nin AB standartlarına kavuşmasına engel olan birçok uygulamanın son bulması açısından, yaşadığımız sıkıntıların bir kere daha yaşanmaması açısından, kendi tecrübelerimiz çerçevesinde hazırlandı. Uzlaşma kültürünü benimsemeden AB üyesi olamayız. AB’nin kendi içinde sorunları yok mu? Kendi aralarındaki savaşların ne kadar kanlı geçtiğine bakarsanız, onların arasında daha derin ayrım olduğunu görürsünüz. Onlar 1949’dan sonra savaşmamak üzere uzlaşma yaptılarsa, biz de uzlaşmayı yapmalıyız.” şeklinde konuştu.
|
30.03.2010 |