15 Mart 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

80 model anayasa ile kalkınma olmaz

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, ‘’1990’da dünyada ekonomik kalkınmanın modeli değişti, ama bizim anayasamız halen 80 model’’ dedi. Hisarcıklıoğlu, devlet eliyle kalkınmaya çalışanların hepsinin battığını ifade ederek, mevcut sistemin kavga ve kaos ürettiğini söyledi.

80 model anayasa ile kalkınamayız

Türkİye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, ‘’1990’da dünyada ekonomik kalkınmanın modeli değişti, ama bizim anayasamız halen 80 model’’ dedi. Hisarcıklıoğlu, Yalova Sanayi ve Ticaret Odası (YTSO) tarafından Termal ilçesinde düzenlen ‘’İş Dünyasına Yön Verenler 2009’’ ödül töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında olmak istiyorsa, ekonomisinin güçlü ve demokratik standartlarının yukarıda olması gerektiğini söyledi.

Bu ikisinin olabilmesi ve sistemin düzenlenebilmesi için birinci şartın 72 milyonun mutabakat sözleşmesi olan anayasayı yeniden yazmak olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti: ’’İlk dört maddesi hariç. Yeni bir anayasaya ihtiyaç var mı? ‘Evet’ var. Ben ekonomik açıdan bakıyorum 80 yılındaki dünyadaki ekonomik kalkınmayı öngörüyor. 1990’da dünyada ekonomik kalkınmanın modeli değişti, ama bizim anayasamız halen 80 model. ‘Kalkınma devlet ve özel sektör eliyle olacak’ diyor. Dünyada böyle bir anlayış yok. Devlet eliyle kalkınmaya çalışanların hepsi battı.

Buna en büyük örnek ise Rusya’dır. Özel sektörü ve rekabeti olmadığı için battı. Bizim anayasa diyor ki; devlet özel sektör eliyle kalkınacak. Bu anlayış bitti. O zaman bunu yeniden yapılandırıyor olmamız lâzım. Siyasî Partiler ve Seçim Yasası da bunun ekinde ve devamında olmalı.’’

Hisarcıklıoğlu, mevcut sistemin kavga ve kaos ürettiğini ifade ederek, şöyle dedi: ‘’Millet de bunlardan rahatsız. Ben Türkiye’yi geziyorum. Artık bize lâzım olan ortak akıl. Ortak akıl ve ülkenin geleceği noktasında ne yapılması gerekiyorsa el birliğiyle birbirimizi ‘öteki’ diye kınamadan, başı açıktı, kapalıydı, Alevî’ydi, Sünnî’ydi, Kürt’tü, Türk’tü demeden birbirimize sımsıkı sarılarak yapabiliriz. Türkiye’de mevcut sistem değişmedikçe, bürokrasiden şikâyet etmeye devam edeceğiz.’’

15.03.2010


 

Bu anayasa yama tutmaz

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, gerçekten istenmesi halinde demokratik yeni bir anayasa yapılabileceğini ifade ederek, ‘’Yama tutmayan bu Anayasa’ya bir yama daha yapmak istiyorlar’’dedi. Demirtaş, partisinin Manisa İl Başkanlığı 1. Olağan Kongresi’nde yaptığı konuşmada, yeni ve demokratik bir Türkiye’nin inşası için mutlaka yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu ifade etti.

Yeni anayasa yapılmasına toplumun desteğinin olduğunu anlatan Demirtaş, şunları söyledi: ‘’Yıl 2010, biz hala darbe anayasası ile yönetiliyoruz. Kenan Evren’in yaptığı, yaptırdığı baskıyla, hileyle halka onaylattığı darbe anayasası ile yönetiliyoruz. Bu ülkeye demokrasi getireceğim diyerek iktidara gelmiş olan AK Parti hükümeti, son 8 yıldır Kenan Evren’in yaptığı Anayasa’yla bizi yönetiyor. Yeni bir anayasa yapılması için halkın, toplumun büyük kesiminin desteği var, talebi var, beklentisi var. Kenan Evren bile yaptığı anayasadan pişman olduğunu açıkladı, ama artık yama tutmayan bu Anayasa’ya, bir yama daha yapmak istiyorlar. İçinde yasakların, engellerin olmadığı, Türkiye’nin bütün farklı kesimlerinin kendini görebildiği, sivil demokratik çoğulcu bir anayasa istiyoruz. En azından Kenan Evren sağken, o yaptığı Anayasa’nın çöpe atıldığını görsün istiyoruz. Yeni bir anayasa, demokratik bir anayasa, nasıl olur görsün istiyoruz.’’

15.03.2010


 

Muhalefetin kapısını çalıp destek isteyeceğiz

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, anayasa değişikliğiyle ilgili bir hazırlık yapıldığını, Mecliste grubu bulunan partilerle, Meclis dışında yüzde 1’den fazla oy almış muhalefet partilerine gelecek hafta çalışmanın gönderilmesinin planlandığını bildirdi.

Çelik, Denizli’de demokratik açılım çalışmalarına ilişkin verdiği konferansın ardından Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını cevapladı. Hüseyin Çelik, anayasa değişikliği, kapsamında Mecliste grubu bulunan partilerle Meclis dışında yüzde 1’den fazla oy almış muhalefet partilerine gelecek hafta çalışmanın gönderilmesinin planlandığını belirterek, şöyle konuştu: ’’Onların desteğini isteyeceğiz. Eğer TBMM’de 367’yi bulursak zaten bir sorun yok. Bulamazsak 330 ile 367 arasında bir rakama ulaşırsak, o zaman da referanduma gidecek, halkın kendisine gidip diyeceğiz ki ‘Sizin adınıza bu anayasa değişikliklerini yapmak istiyoruz. Kabul ediyor musunuz’ diyeceğiz. Millet kendi iradesiyle buna oy verecek. Referanduma gerek kalmadan Meclis zemininde çözülmesini umut ediyorum.’’ Hükümetin yargı mensuplarının sorunlarının giderilmesi konusunda yaptığı çalışmaları anlatan Çelik, ‘’Bizden önce yargı, bağımsız yargı olmaktan ziyade bakımsız yargı idi’’ dedi. Çelik, Edirne’den Kars’a kadar Türkiye’de gerçekten ‘’saray’’ kelimesine yakışır adliye sarayları yaptıklarını söyledi.

15.03.2010


 

Anayasa bu dönem küçük bir paket olarak geliyor

AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, anayasa değişikliğinin şart olduğunu belirterek, ‘’Biz bu anayasayı bugün küçük bir paket olarak, ama önümüzdeki dönemde bu millete bu konuyu her defasında ısrarla anlatarak çağdaş sivil bir anayasa haline getireceğiz’’ dedi.

AKP Karşıyaka İlçe Başkanlığının Karşıyaka Öğretmen Evinde düzenlediği faaliyette konuşan Kapusuz, Türkiye’nin en temel konularından birinin anayasa olduğunu söyledi. Kapusuz, 1876 yılında başlayan anayasa çalışmalarının halk ihmal edilerek, belirli kesimler, elitler veya olağanüstü şartlarda askerlerin yazılı hale getirdiği anayasalarla bugüne gelindiğini, yürürlükteki 1982 anayasasının da 1980 ihtilali ürünü olduğunu ifade etti. Kapusuz, bugüne kadar sadece AKP’nin değil, CHP ve MHP’nin yanı sıra sivil toplum örgütlerinin anayasa değişikliği konusunda çalışma yaptığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: ’’Bunu isteyen siyasî partiler, bugün ‘anayasa değişikliği yapalım’ dediğimizde her biri geri çekilmekte. ‘Topyekûn sivil, çağdaş anayasa yapmaktan vazgeçtik, Türkiye’nin temel çözümleri konusunda, paket üzerinde çalışıyoruz’ dediğimizde herkes bahane buldu. Özellikle CHP paketin içinde ne var, içeriği nedir, bunları görmeden ‘karşıyız, istemezük’; yetmedi ‘Anayasa Mahkemesi’ne göndereceğiz’ dedi. Bu elbise dar geliyor. Bir paket hazırlıyoruz. Bu hazırladığımız paketin çerçevesi yakın tarihte önce siyasiler olmak üzere tartışılacak. TBMM gündemine gelecektir."

15.03.2010


 

Osmanlı eserleri ihya edilecek

VAKIFLAR Genel Müdürlüğü, Kuzey Afrika’dan Balkanlara uzanan coğrafyada başlattığı projeyle Osmanlı zamanında yapılan vakıf eserlerine sahip çıkacak. Eserlerin tesbit ve teciline başlayan Genel Müdürlük, vakıf akarlarından elde edilen gelirlerle ecdat yadigârlarını restore ederek, ihtişamlı günlerine kavuşturacak.

Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Macaristan’dan Bosna-Hersek’e, Kosova’dan Yunanistan’a, Bulgaristan’dan Kuzey Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyada Osmanlı zamanında inşa edilen vakıf eserleri bulunduğunu söyledi.

Osmanlı’nın yol, köprü, çeşme, sebil, han, hamam, medrese ve camileri mutlaka vakıf eliyle yaptırdığına işaret eden Beyazıt, başlattıkları projeyle bu geniş coğrafyadaki ecdad yadigârlarını tesbit ve tecil edeceklerini, envanter çıkaracaklarını kaydetti.

Geçen yıl kabul edilen Vakıflar Kanunu’nun Vakıflar Genel Müdürlüğünü bu konuda doğrudan yetkilendirdiğini anlatan Beyazıt, eskiden bu tür restorasyonlara sadece teknik destek verdiklerini, vakıflar kanunu ile ülkeler arasında doğrudan protokol yapmaya yetkili hale geldiklerini belirtti. Yabancı ülkelerdeki vakıf eserlerinin restore edilmesi için bu hükümetlerin bütçesinden kaynak ayırmalarına da ihtiyaç kalmadığını vurgulayan Beyazıt, eserlerin restorasyon giderlerinin vakıf akarlarından sağlandığını ifade etti. Önümüzdeki hafta Bosna-Hersek’i ziyaret edeceğini belirten Beyazıt, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Biz öncelikle Bosna Hersek’te kurulmuş ne kadar vakıf varsa bunların belgelerini vakfiyelerini, hüccetlerini, fermanlarını, beratlarını kendi arşivlerimizden ve tapu kadastrodan yararlanarak çıkardık. Bosnalılar, bu konuda bizden yardım istemişti. Biz bu çalışmaları yaptık. Bunları Bosna diline çevirmek suretiyle o bölgelere göndereceğiz. Ayrıca orada bir medrese ve cami var. Onların proje çalışmalarını da başlattık. Ziyaret sırasında gerekli protokolleri imzalayacağız. Ata yadigârları bu şekilde değerlendirmiş olacağız.’’

Vakıflar Genel Müdürü Beyazıt, benzer bir çalışmayı Kosova’da yapacaklarını ve gerekli protokolleri imzalamak üzere gelecek ay bu ülkeye gideceklerini kaydederek, projeyi Kuzey Afrika’dan Balkanlara kadar uzanan coğrafyaya yaymayı planladıklarını sözlerine ekledi.




"HABERDE DOĞRULUK, YORUMDA İSABET"
www.sentezhaber.com

15.03.2010


 

Depremzedeler yardım bekliyor

ELAZIĞ Valiliği depremden zarar gören vatandaşların ihtiyaç duydukları malzemeleri açıkladı. Valiliğin internet sitesinde, 8 Martta meydana gelen depremde 3 ilçe ve köylerinde 41 vatandaşın vefat ettiği, 137 vatandaşın yaralandığı, 2500’ün üzerinde meskende hasar meydana geldiği hatırlatıldı.

İnternet sitesinden yapılan açıklamada, depremden 10 binden fazla kişinin etkilendiği, yaşanan bu büyük afetin yaralarını sarmak için kamu kurum ve kuruluşlarının, özel kurumlar ile şahısların depremin ilk dakikalarından şu ana kadar üstün gayret gösterdikleri, depremzedelerin ihtiyaçlarını karşıladıkları belirtildi. Deprem dolayısı ile yardımda bulunanlara Valilik ve bütün Elazığlılar adına şükran sunulan açıklamada, depremzedelerin acil ihtiyaçlarının yanı sıra çeşitli malzemelere de ihtiyaç duyulduğu bildirildi. Depremzedelerin ihtiyaç duydukları malzemeler şöyle sıralandı:

‘’Kuzineli soba 2 bin, beyaz eşya takımı (Buzdolabı- fırın- televizyon, çamaşır makinesi) 2 bin, mutfak eşyaları takımı 2 bin, çekyat 4 bin, orta boy halı 4 bin, orta boy kilim 2 bin, her türlü ev mefruşatı 2 bin, seyyar tuvalet ve banyo 200 adet ve çok sayıda her türlü temizlik malzemesi.’’

15.03.2010


 

Ağrı’da hafif şiddetli deprem

Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde, 3.8 büyüklüğünde deprem meydana geldi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nden edinilen bilgiye göre, saat 23.24’te, merkez üssü Doğubayazıt olan 3.8 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi. Depremin ardından paniğe kapılan vatandaşlar, evlerinden dışarı çıktı.

15.03.2010


 

Esenyurt’ta bahçe duvarı yıkımında arbede çıktı

ESENYURT’TA bir sitenin bahçe duvarının yıkımı sırasında, site sakinleri ile polis arasında arbede yaşandı. Alınan bilgiye göre, Bahçekent Sitesi’nin bahçe duvarı, belediye ekiplerince, bir kişiye ait olduğu gerekçesiyle yıkılmak istendi.

Bu sırada yıkıma tepki gösteren site sakinleri, ekiplerin çalışmasını engelledi. Yıkımın ‘’kanunsuz’’ olduğunu savunan vatandaşları, polis ve belediye yetkilileri ikna etmeye çalıştı. Yıkımın mahkeme kararıyla yapıldığını belirten görevlilerin ikazına rağmen vatandaşların iş makinelerinin önünden çekilmemesi üzerine, polis müdahale etti. Yaşanan arbedenin ardından bazı görevlilerin araya girmesiyle ortam sakinleştirildi. Bahçe duvarı, site sakinlerinin alkışlı protesto eşliğinde geri çekilmesinden sonra iş makineleri tarafından kısmen yıkıldı.

15.03.2010


 

Robot nöbetçi nöbete hazır

Kışlalarda nöbetçilerin daha emniyetli bir noktadan çevreyi gözetlemesine ve ateşli saldırıya karşılık vermesine imkân sağlayan uzaktan komutalı gözetleme ve atış platformu ‘’nöbetçi,’’ silâhlı kuvvetlerde göreve hazır. Bilim-kurgu filmlerinde görmeye alışık olduğumuz teknolojiye sahip bir silâh sistemi olan robot nöbetçi karakollarda nöbet tutacak.

KIşlalarda nöbetçilerin daha emniyetli bir noktadan çevreyi gözetlemesine ve ateşli saldırıya karşılık vermesine olanak sağlayan uzaktan komutalı gözetleme ve atış platformu ‘’nöbetçi’’ silahlı kuvvetlerde göreve hazır. Bilim-kurgu filmlerinde görmeye alışık olduğumuz teknolojiye sahip silah sistemi olan robot nöbetçi karakollarda nöbet tutmaya hazır hale geldi. Uzaktan kumandalı robot Nöbetçi, savunma sanayinde gerçekleştirdiği önemli projelerle dikkat çeken Yüksel Savunma Sistemleri A.Ş. tarafından iki yıllık bir teknoloji geliştirme projesi kapsamında, tamamen milli ve özgün tasarım yetenekleri ile geliştirildi. Nöbetçi, kışlalarda nöbetçilerin daha emniyetli bir noktadan çevreyi gözetlemesine ve ateşli saldırıya karşılık vermesine olanak sağlayan bir ‘’Uzaktan Komutalı Gözetleme ve Atış Platformu’’. Yüksel Savunma Sistemleri A.Ş. Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi Hayri Esen tarafından verilen bilgiye göre, iki yıl önce savunma sanayine adımını atan Yüksel Savunma Sistemleri A.Ş.nin terörle mücadele kapsamında kullanılması öngörüsüyle geliştirdiği Nöbetçi, atış testlerini başarıyla tamamladı. 500 mermi kapasitesi ile Nöbetçinin tespit ettiği hedeflerin kurtuluş şansı bulunmuyor. Karakollarda nöbet tutan askerlerin terörist baskınlarında her zaman ilk atışa hedef olduğu göz önünde bulundurulduğunda Nöbetçi, karakol ve kışla savunmasında hayati bir rol oynayacak.




"HABERDE DOĞRULUK, YORUMDA İSABET"
www.sentezhaber.com

15.03.2010


 

‘Sevgi Marketi’ yüz güldürdü

Bursa Yıldırım Belediyesi’nin Türkiye ve Avrupa’ya örnek, üniversitelere tez konusu olan ödüllü ‘Sevgi Marketi’nden 2009 yılında 63 bin kişi yararlandı.

Bir yıl öncesine göre yüzde 60 artışın sağlandığı Sevgi Marketi bereketli bir elin yoğurduğunu belirten Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin, “Sadaka taşları gibi kimin aldığı, kimin ne kadar verdiği belli değil. Zengin gönderiyor, bankamatik kartı gibi kartı olan ihtiyaç sahipleri dilediği zaman gelip marketten yararlanıyor” derken Sevgi Market’te yüzlerce çeşit gıdanın yanısıra mobilyadan, beyaz eşyaya, gelinlikten, çeyiz setine yoksulların ihtiyaçlarına cevap verecek ürünler bulunuyor.

Sevgi Market’in 5 yıldır hizmet verdiğini, gayet rantabl şekilde işlediğini, aksamadan bugünlere gelmesinin de kendilerini mutlu ettiğini belirten Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin, “Burada güzel bir bereket var. Binlerce insan yararlanıyor. Belediyenin altı süper markete dönüştü. Görevliler dışında kimse marketten yararlananları görmüyor. Gururlarının kırılmasını, rencide edilmelerini istemiyoruz. Sadaka taşları gibi kimin aldığı, kimin ne verdiği belli değil” dedi.

Zenginin de elektronik ortamda hibe ettiği ürünlerin nasıl dağıtıldığını gördüğünü ve güven sayesinde Sevgi Market’e hediyeler geldiğini anlatan Özgen Keskin, “Gıda ünitesinde yoksullarımızın elektronik kartları var. Kartlarıyla ailenin nüfusu oranında limiti ne kadarsa alış verişini yapıyor. Sepetlerle süpermarketten alış veriş yapar gibi rahatlıkla istediğini alıyor. Sevgi Market’in giysi reyonu var. Burada birinci ve el ikinci el giysiler var. Bursa tekstil kenti olduğu için ihraç fazlası ürünler ya da iş adamlarımızın gönlünden kopanlar geliyor. İkinci el giysileri ise semtlerimizdeki giysi kumbaralarından fakirlere ulaştırıyoruz” diye konuştu.

“Eskiyi getir yeniyi götür” şeklinde beyaz eşya ya da mobilya kampanyası yapan firmaların kullanılmış ürünleri de kendilerine gönderdiğini, Uludağ’da sezon başında yenilenen bir otelin eski eşyalarını temiz bir şekilde kendilerine ulaştırdığını anlatan Başkan Keskin, “2008 yılında burada 40 bin adet hizmet verildi. 2009 yılında bu rakam 63 bin oldu. Son derece güzel bir şey. Bu hizmetlerin artarak devam etmesini istiyoruz. Çok dua alıyoruz” şeklinde konuştu.

Sevgi Market’e son olarak hayırsever iş adamlarının yanı sıra, okullarında sosyal sorumluluk projesi düzenleyip katkı sağlayan anaokulu öğrencileri de yardımda bulunmuştu.




"HABERDE DOĞRULUK, YORUMDA İSABET"
www.sentezhaber.com

15.03.2010


 

Merve ‘Canavan’a direniyor

Konya’da yaşayan Kaymak ailesi, gözleri görmeyen, konuşamayan, yürüyemeyen ve adeta bir bebek gibi bakıma muhtaç olan 13 yaşındaki kızlarının iyileşeceği günü bekliyor.

Konya’da tanıştığı Hatice Kaymak (50) ile 23 yıl önce hayatını birleştiren Abdullah Kaymak (49), eşiyle mutlu bir hayat sürmeye başladı.

Ancak çocukları olmayan Hatice Kaymak, doktor kontrolünde ilâç tedavisiyle 5 yıl sonra erkek çocuk sahibi oldu. Kaymak ailesi, dünyalarını renklendiren bebeklerinin 25 gün yaşadıktan sonra vefat etmesi üzerine adeta yıkıldı.

Bir kez daha ilâç tedavisi gören Hatice Kaymak, ilk çocuğunun ölümünden 5 yıl sonra bu defa kızı Merve’yi kucağına aldı. 1 yaşına kadar çocuklarının sağlık problemi olmayan aile için kötü günler, Merve’nin ilerleyen yaşına rağmen gelişememesiyle başladı.

Bugüne kadar aile tarafından çok sayıda doktora götürülen küçük Merve yürüyemiyor, konuşamıyor ve göremiyor.

Ankara’da gittikleri Dr. Sami Ulus Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Merkezi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çocuklarına ‘’Canavan’’ hastalığı teşhisi konulduğunu ifade eden Kaymak, kendilerine hastalığın tedavisinin olmadığının söylendiğini belirtti.

ACIKTIĞINDA SADECE SES ÇIKARTABİLİYOR

23 yIllIk evliliklerinden olan kızları Merve’nin 13 yıl boyunca gözlerinin önünde eridiğini belirten Kaymak, ‘’Şu anda 13 yaşında ama vücudu gelişmediği için 7-8 yaşlarındaki çocuk görünümünde. Kızımın yüzde 99 özürlü raporu bulunuyor. Bütün ihtiyaçlarını biz karşılıyoruz. Acıktığında veya susadığında sadece sesler çıkartarak, bize anlatmaya çalışıyor’’ dedi. Selçuk Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Emre Atabek ise canavan hastalığının, ilerleyici, genetik geçişli, sinir sistemi harabiyetiyle giden bir hastalık olduğunu bildirdi. Canavan’ın çok nadir görülen genetik yapılı bir hastalık olduğuna dikkati çeken Atabek, hastalığın tedavisinin mümkün olmadığını ancak gen tedavisi üzerinde çalışmaların sürdürüldüğünü kaydetti.

15.03.2010


 

‘Masal Dünyası’ kapılarını açacak

Eskİşehİr’dekİ Sazova Bilim, Sanat ve Kültür Parkı’nda inşası süren ‘’Masal Dünyası’’, her yaştan çocuğu kitaplardaki dünya ile buluşturacak. Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, yaptığı açıklamada, Masal Dünyası’nda, çocukların masalları yaşayabilecekleri alanların bulunacağını, etrafı sularla çevrili kale görünümünde olacağını kaydetti.

Masal Dünyası’nın içinde ülkenin dört bir yanında bulanan kuleler yükseleceğini ifade eden Büyükerşen, şöyle konuştu:

‘’Türkiye’de ilk ve tek olma özelliği taşıyan masal dünyası, bu yıl içinde tamamlanacak. Masal dünyasında kentin plaka numarası olan 26 kulemiz var. İstanbul’daki Galata kulesi 50 metrelik yüksekliğiyle Masal Dünyası’nın en uzun kulesi olacak. Bunların arasında Antalya’daki Yivli Minare, Diyarbakır’da yıkılan Çan Kulesi, İstanbul Topkapı Sarayı’ndaki Adalet Kulesi, Mardin’deki Ulu Cami’nin minaresi, Amasya’daki Burgulu Minare, İstanbul’daki Kız Kulesi, Sivas ve Kayseri’deki iki çifte minare ve İstanbul gravürlerindeki bir çizimden esinlenerek yapılan bir kule bulunuyor. Bu kuleler dışında gözetleme ve yavru kulelerimiz de var. Kuleleri masalsı şekilde yapılandırıyoruz. Çocuk dünyasına göre hareket ediyoruz. Disneyland’daki şatoyu Türkiye coğrafyasında bulanan eski dönem yapılarıyla şekillendirdik. Parkla bir bütünlük sağlıyor. Masal Dünyası, parkın en önemli unsurlarından birisi olacak.’’

Büyükerşen, Masal Dünyası’nın 1700 metrekare taban alanına sahip olduğunu, projenin tamamının 7 bin metrekareye yayıldığını bildirdi.

15.03.2010


 

Batman’da 250 aile sac ekmeğiyle geçimini sağlıyor

Sanayİnİn gelişmediği, ekonominin daha çok tarımsal üretime dayandığı Batman’da çalışan kadınlar ile kendi iş yerini kuran kadınların sayısında son 2 yılda artış yaşanıyor.

Daha çok yemek sektörüne yönelen kadın girişimciler, birbiri ardına açtığı gözleme salonlarında yüzlerce kadın çalışma imkânı buldu. İlk etapta kadın derneklerinin öncülüğünde yemek sektörüne giren kadınlar kısa sürede büyük başarı elde etti. Sac ekmeği olarak adlandırılan gözleme, Batman’da kadınların en önemli geçim kaynaklarından biri haline geldi. Her geçen gün sayıları artarak adeta yeni bir sektör haline gelen gözleme salonlarında 15-70 yaş arası yaklaşık bin kadın istihdam ediliyor. Batman’da daha önce sadece tarlada iş bulabildiklerini belirten kadınlar, sac ekmeği, tandır ekmeği ve yörede yapılan börek çeşitlerinin piyasada tüketiminin artması ile artık yemek sektöründe de kolayca iş bulduklarını ifade etti.

15.03.2010


 

Hamsinin tostunu da yaptılar

Düzce’nİn Akçakoca ilçesinde bir esnaf, önce kendisinin deneyip beğendiği hamsili tostu müşterileri için de yapmaya başladı.

Akçakoca’da 3 yıldır tost satarak geçimini sağlayan Uğur Tenekeci, deniz ürünlerinden palamut, deniz anası, balina gibi isimlendirdiği tost çeşitlerinden sonra şimdi de hamsili tost üretimine başladı. Hamsili tostu Karadeniz’de ilk kez kendisinin yaptığını belirten Tenekeci, yeni ürününün çok beğenildiğini söyledi. Hamsili tostu yapmaya başlamasının tesadüf olduğunu ifade eden Tenekeci, şöyle konuştu: ‘’Canım dükkânda tost yemek istedi. Hamsiden tost yapsam nasıl olur diye düşündüm. Ekmeğin içine hamsileri dizdim ve üstüne biraz kaşar peyniri, biraz kuş üzümü, birazcık salça ve turşu koyarak 5 dakika tost makinesinde pişirdim. Daha sonra da müşterilerime sundum, çok beğenildi. Şimdi tüm müşterilerim hamsi tostu istiyor. Tostumuzu 1.5 TL’den satıyoruz. Karadeniz’de yöreye has ekmekler üretilmektedir. Ben de bu ekmeklere palamut, balina gibi deniz ürünlerinin isimlerini koydum. Müşterilerim hangi çeşit tost isterse bu isimleri kullanıyorlar, çok hoş oluyor. Tost sevenler bu isimleri benimsedi. Mancardan da tost yapmayı düşünüyorum.’’

15.03.2010


 

Fırın denetiminde küflenmiş hamur çıktı

Konya’nIn merkez Meram ilçesindeki denetimlerde 13 fırından 12’sine temizlik ve hijyene dikkat edilmediği gerekçesiyle 286’şar lira para ve uyarı cezası verildi. Meram Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri gece, ilçedeki ekmek fırınlarını denetledi.

Belediye Başkanı Serdar Kalaycı, Başkan Yardımcısı Ali Uysal ve zabıta ekiplerinin katıldığı denetimlerde, gramaj kontrolü, temizlik ve hijyen şartlarına uyulup uyulmadığı, un ve kullanılan katkı maddelerinin son kullanma tarihlerinin kontrolü yapıldı. Fırınların büyük çoğunluğunda hijyen ve temizliğe dikkat edilmediği, pasa bezlerinin aşırı şekilde kirli olduğu, sigara izmaritlerinin yerlere rastgele atıldığı görüldü. Bir ekmek fırınında küflenmiş halde olan hamur, karıştırma aletinden sızan sıvı yağın hamurun içine karışması, böceklerin bulunması ve temizlik açısından çok kötü bir görüntüyle karşılaşılması yetkilileri kızdırdı. Denetimlerde 13 fırından 12’sine 286’şar lira para ve uyarı cezası verildi.

15.03.2010


 

Bingöl’de 390 ev hasarlı

ElazIğ’In Karakoçan ilçesine bağlı Başyurt beldesinde meydana gelen 6.0 büyüklüğündeki depremin ardından Bingöl’de 390 evin ağır hasar gördüğü tesbit edildi.

Bingöl Valisi İrfan Balkanlıoğlu, şimdiye kadar yapılan hasar tesbit çalışmalarında, başta Yelesen Köyünde olmak üzere Bingöl’de 390 evin ağır hasarlı olduğunu söyledi. İl Acil Afet Durum Müdürlüğü ile Bayındırlık ve İskân İl Müdürlüğünce 6 ekip oluşturulduğunu belirten Vali Balkanlıoğlu, Elazığ’daki depremin ardından çok sayıda vatandaşın evlerinin hasar gördüğü gerekçesiyle kendilerine başvurduğunu ifade etti.

15.03.2010


 

Kar eridi Muradiye Şelâlesi coştu

Van’In Muradiye ilçesinde bulunan Muradiye Şelalesi, karların erimesiyle birlikte adeta coştu. İlçeye 8 kilometre uzaklıkta bulunan Muradiye Şelâlesi, karların erimesiyle birlikte kabına sığmaz hale geldi. Karların erimesi ve yağmurların yağmasıyla birlikte çoğalan sular, şelâleyi hırçınlaştırdı.

Su debisinin yüksek olması dolayısıyla bölgeye gelen yerli ve yabancı turistler şelâleye yaklaşamayarak metrelerce uzakta izliyor. Öte yandan Kemer Köprü Köyünün aşağı kısmı ile Şeytan Köprüsü arasında bulunan 60 metre yükseklikteki Kanyon Şelalesi ise, görenleri hayranlık içerisinde bırakıyor.

15.03.2010


 

Kızını kaçıran kişinin kulağını kesti

Aksaray'In Gülağaç ilçesinde, 71 yaşındaki kişinin, kızını kaçıran gencin sağ kulağını 4 santim kadar kestiği öne sürüldü.

Edinilen bilgiye göre, Abdulkadir D. (71), Demirci beldesinde bir süre önce kızını kaçıran Osman U. (25) ile tartışmaya başladı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Abdulkadir D'nin bıçakla, Osman U'yu sağ kulağından yaraladığı iddia edildi. Gülağaç Devlet Hastanesine kaldırılan Osman U'nun kulağında yaklaşık 4 santim kadar kesik bulunduğu öğrenildi. Kulağına 8 dikiş atılan Osman U, tedavisinin ardından taburcu edildi. Abdulkadir D. gözaltına alındı.

15.03.2010


 

Traktörler yolu tıkıyor

Traktörlerİn, ehliyetsiz sürücüler veya küçük yaştaki çocuklarca kullanılması, römorklarda stop lambası ya da reflektör olmaması, dengesiz ve aşırı yükleme ile römorkta insan taşınmasının, trafik kazalarına neden olduğu bildirildi.

Karayolu Trafik ve Yol Güvenliği Araştırma Derneği Başkanı İhsan Memiş, yaptığı açıklamada, trafik kazalarının Türkiye için önemli bir problem olduğunu, kazaların önemli sebeplerinden birisinin de traktörler olduğunu kaydetti.

15.03.2010


 

Ergenekon biziz biz

Emekli Albay Erdal Sarızeybek, “İstanbul’daki savcılara soruyorum. Siz Cumhuriyetin mi, yoksa Ergenekon’un mu savcılarısınız? Cumhuriyetin savcıları iseniz sözümüz yok. Eğer Ergenekon savcıları iseniz sözümüz var. Türkiye’de kimsenin Ergenekon’u yargılamaya gücü yetmez. Çünkü Ergenekon biziz biz” diye konuştu.

Ergenekon biziz, biz

EMEKLİ Albay Erdal Sarızeybek, Ergenekon davasına bakan savcı ve hâkimler ile Adalet Bakanı’nı sert bir dille eleştirdi. Hiç kimsenin İstanbul’daki bir suç soruşturmasına Ergenekon kod adını veremeyeceğini belirten Sarızeybek, “İstanbul’daki savcılara soruyorum. Siz Cumhuriyet’in mi, yoksa rgenekon’un mu savcılarısınız? Cumhuriyetin savcıları iseniz sözümüz yok. Eğer ergenekon savcıları iseniz sözümüz var. Türkiye’de kimsenin Ergenekon’u yargılamaya gücü yetmez. Çünkü Ergenekon biziz biz” dedi. Emekli Albay Sarızeybek, Eskişehir’de, Sosyal Demokrasi Derneği tarafından düzenlenen ‘Açılımlar ve Terör’ adlı konferansa katıldı. Zeybek, konuşmasında erken seçimin mutlaka yapılarak CHP ve MHP koalisyonun iktidara getirilmesi gerektiğini savunurken, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcı ve hâkimleri de eleştirdi. Ergenekon’un Türk milletinin bir destanı olduğunu ve bu ismin her yerde kullanılamayacağını dile getiren Sarıbeybek, “İstanbul’daki soruşturmanın kod adı niye Ergenekon? Ergenekon nedir? Türk milletinin dünya sahnesine çıkış destanının adıdır. Türk milletinin yaradılış destanıdır. Bugün Türkiye’de ne siyaset ne hukuk ne de ahlaken hiç kimse İstanbul’daki bir suç soruşturmasına bunu kod adı olarak veremez. Hukuken veremez. Çünkü bizim hukuk sistemimizde suç soruşturmaları kod adı almaz. Yıl ve sayı ile ifade edilir. Siyaseten verilemez. Çünkü siyaset hukuka uymak zorundadır. Ahlaken verilemez. Çünkü Ergenekon Türk milletinin yaradılış destanıdır” diye konuştu.


"HABERDE DOĞRULUK, YORUMDA İSABET"
www.sentezhaber.com

15.03.2010


 

Erdoğan, Roman vatandaşlarla buluştu

“Roman Çalıştayı” için Türkiye’nin çeşitli yerlerinden İstanbul’a gelen roman vatandaşlar Eyüp Sultan Camii’nde sabah namazı kıldı.

İstanbul’u ilk defa gören Romanlar hatıra fotoğrafları çektirdi, Başbakan Erdoğan’ın çalıştaya katılacak olmasından duydukları menuniyeti dile getirdi. Türkiye’nin çeşitli yerlerinden kafileler halinde İstanbul’a gelen Roman vatandaşlar sabah namazında Eyüp Sultan Camii’ne giderek namaz kıldı. Bazıları ise namaza yetişemeyince Eyüp Sultan Camii’nin çevresinde hatıra fotoğrafı çektirmekle yetindi. Yüzlerce otobüsle İstanbul’a gelen Roman vatandaşlar Türkiye’de ilk defa bir başbakanın kendileriyle görüşecek ve sorunlarını dinleyecek olmasından duydukları memnuniyeti dile getirdi. Dikili Roman Derneği Başkanı İstemi Kara, “Başbakan’ın daveti üzerine İstanbul’a geldik. Bu vesile ile Eyüp Sultan Camii’ne gelerek namaz kılmak istedik ancak bazılarımız namaza yetişemedi. Bugün Başbakan Erdoğan’a Roman vatandaşların sorunlarını anlatacağız” dedi. Sabah namazını Eyüp Sultan Camii’nde kılan Roman vatandaşlar görüşmenin başlayacağı saate kadar İstanbul’u gezdi. Daha sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Roman Buluşması’nı gerçekleştireceği Abdi İpekçi Spor Salonu önünde renkli görüntüler yaşandı. Bazı Romanlar da kendilerine çingene denmesinden son derece rahatsız olduklarını belirterek, “Bizlere çingene demesinler. Biz de bu vatan için askerlik yaptık, vergi veriyoruz. Başbakan bunun da önüne geçsin” dedi. Romanlardan bir kısmı da başbakanın kendilerini gecekondulardan kurtarmasını istedi.


"HABERDE DOĞRULUK, YORUMDA İSABET"
www.sentezhaber.com

15.03.2010


 

Gıda güvenliği Meclis’te

GENETİĞİ Değiştirilmiş Organizmalarla (GDO) ilgili düzenlemeleri içeren Biyogüvenlik Yasa Tasarısı bu hafta salı günü Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda ele alınacak.

Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) ve ürünlerine ilişkin üzenlemeleri de içeren Biyogüvenlik Yasa Tasarıyla, bilimsel ve teknolojik gelişmeler çerçevesinde, modern biyoteknoloji kullanılarak elde edilen genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar ve ürünlerinden kaynaklanabilecek riskleri engellemek, insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması, sürdürülebilirliğinin sağlanması amaçlanıyor.

Tasarıya göre, GDO ve ürünlerinin; insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitliliği tehdit etmesi, çevrenin ekolojik dengesinin ve ekosistemin bozulmasına neden olması, GDO ve ürünlerinin çevreye yayılma riski olması durumlarında başvurular reddedilecek. GDO ve ürünlerinin onay alınmaksızın piyasaya sürülmesi, Biyogüvenlik Kurulu kararlarına aykırı olarak kullanılması veya kullandırılması, genetiği değiştirilmiş bitki ve hayvanların üretimi, GDO ve ürünlerinin Kurul tarafından piyasaya sürme kapsamında belirlenen amaç ve alan dışında kullanımı yasaklanacak.

İzlenebilirliğin sağlanması amacıyla, GDO ve ürünlerinin ülkeye girişi ile dolaşımında, Bakanlığa beyanda bulunulması, gerekli kayıtların tutulması, kararın bir örneğinin bulundurulması ve etiketleme kurallarına uyulması zorunlu olacak. Her bir GDO ve ürününe ayırt edici kimlik verilerek kayıt altına alınacak. Kayıt altına alınan GDO ve ürünlerine ilişkin belgelerin 10 yıl süreyle saklanması zorunlu olacak.

GDO ve ürünlerini, yasaya aykırı olarak ithal eden, üreten veya çevreye serbest bırakanlar, 5 yıldan 12 yıla kadar hapis ve 10 bin güne kadar adli para cezasına çarptırılacak. Genel Kurulda, Türkiye’nin Bahreyn, Tayland, Fas, Kosova, Bulgaristan, Suriye, Guyana, Burkina Faso, Laos ile çeşitli alanlarda imzaladığı anlaşmalar ile protokollerin onaylanmasının uygun bulunduğuna ilişkin kanun tasarıları da ele alınacak. Genel Kurul; 16 Mart Salı günü 15.00-20.00, 17 Mart Çarşamba ve 18 Mart Perşembe günleri ise 13.00-20.00 saatleri arasında çalışacak.

KOMİSYONLARDA NE VAR?

TBMM'DEKİ ihtisas ve araştırma komisyonları da gündemlerindeki konuları görüşmek üzere toplanacak. TBMM Dışişleri Komisyonu, 15 Mart Pazartesi günü toplanarak, ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonunda, 4 Mart 2010’da kabul edilen 1915 olayları ile ilgili yasa tasarısını değerlendirecek ve gündemdeki diğer dış politika konularını ele alacak. Toplantıya, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da katılacak ve bu gelişmeler hakkında komisyon üyelerini bilgilendirecek. TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu, Eski BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili yeniden kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, Kayıp ve Mağdur Çocukları Araştırma Komisyonu, Madencilik Meclis Araştırma Komisyonu, TBMM AB Uyum Komisyonu gibi komisyonlar toplanarak gündemdeki konularını göreşecek.

15.03.2010


 

SHP ile EDP birleşti

SHP ile birleşen Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) Genel Başkanlığına, oy birliği ile Ziya Halis seçildi. Yeni kurulan EDP ile SHP’nin birleşmesinin öngörüldüğü, SHP 3. Olağanüstü Kurultayı, Anadolu Gösteri Merkezinde yapıldı.

EDP Genel Başkanlığına seçime tek aday olarak katılan Ziya Halis’in oy birliğiyle seçildiği kurultayda, 100 kişilik parti meclisi de oluşturuldu. Parti meclisinde İbrahim Gürsoy, Şahin Ulusoy, Salman Kaya, Erol Katırcıoğlu, Hüseyin Ergün ve Kazım Genç gibi isimler de yer aldı.

15.03.2010


 

Demokrasi, açılım sonrası daha açık ve net olacak

TBMM Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı ve AKP Kahramanmaraş Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Sağlam, ‘’Türkiye demokrasisi biraz daha açık, net, karanlık odakları olmayan bir rejime doğru gidiyor’’ dedi.

AKP Afşin İlçe Teşkilatında düzenlenen toplantıda demokratik açılıma ilişkin bilgi veren Sağlam, demokratik açılım konusunda son derece samimi olduklarını söyledi. ‘’Bizim niyetimiz son derece samimi. Bizim niyetimiz son derece halis. Gencecik fidanların, delikanlıların, ana kuzularının sararıp solmasına tahammülümüz yok’’ diyen Sağlam, sözlerini şöyle sürdürdü:’’Annelerin gözyaşlarına, evlat acısına, feryat figana daha fazla tahammülümüz yok. Türk demokrasisi bu açılım sonrası daha açık ve net olacak. Demokratik açılım sürecinin iki temeli var. Birincisi terör örgütünü bitirmek ve en aza indirmek. Diğeri ise ülkenin kaliteli demokrasisiyle siyaset ve ekonomiyi ileriye götürmek.’’

15.03.2010


 

Bürokratik yargıçlar devleti istemiyoruz

MEMUR Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, ‘’Bu ülke değil darbeyi gerçekleştirmek, darbeyi rüyasında bile görenlere ceza getirmezse, darbecileri yargılamazsa, demokratikleşmenin hayal olduğu gerçeğini de görmek zorundadır’’ dedi.

Genel Başkan Gündoğdu, bir restoranda düzenlenen Memur-Sen Kayseri İl Divan Toplantısı’nda, ‘’Türkiye’nin ve dünyanın demokratikleşememe gibi bir belası’’ olduğunu savundu. ‘’Hukukun üstünlüğüne inanmıyorsanız, toplum mühendislerinin siparişlerini karşılamak için üstünlere hukuk oluşturmak istiyorsanız, bunun adı demokratik devlet değil yargıçlar devleti olur’’ diyen Gündoğdu, şöyle konuştu: ‘’Bürokratik devlet de yargıçlar devleti de istemiyoruz. Demokratik devletle demokratikleşmeyi, demokrasiyle cumhuriyeti ve cumhuru bir araya getirmekte sıkıntı yaşıyoruz. Cumhuriyetten bahsedenler demokrasiyi ağızlarına almıyor, demokrasiden bahsedenler cumhuru hazmedemiyor. Cumhuriyeti cumhurla iç içe olduğu gerçeğiyle ele alırsak bu cumhuriyetin demokratik cumhuriyet olmasını da beraberinde getirmiş oluruz.‘’Anayasanın geçici 15. maddesinin Kenan Evren ve arkadaşlarını zırha büründürmek için çıkarıldığını’’ belirten Gündoğdu, ‘’Bu ülke değil darbeyi gerçekleştirmek, darbeyi rüyasında bile görenlere ceza getirmezse, darbecileri yargılamazsa, demokratikleşmenin hayal olduğu gerçeğini de görmek zorundadır’’dedi.

15.03.2010


 

Alevîlerden birlik çağrısı

ERZİNCAN'DA yaşayan Alevi kanaat önderleri birlik ve beraberlik mesajı verdi. Hacı Bektaşı Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Sadık Düzgün, “Herkesin gözleri açık olmalıdır.

Bizleri birbirimize kim düşürmek istiyorsa dikkat etmeliyiz” dedi. Erzincan’daki Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan ve Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, Erzincan’da Alevi-Sünni kavgası çıkarılmak istendiği iddiaları yer almıştı. İddianamenin ek klasörlerinde ise Erzincan’daki Alevi dedelerinin isimleri ile cemevinin krokisi çıkmıştı. Alevi kanaat önderlerinin bir bölümü, Alevi ve Sünniler arasındaki birlikteliğe dikkat çekti. Düzgün, “Bizleri birbirimize kim düşürmek istiyorsa dikkat etmeliyiz. Yüzyıllarca birlikte yaşamışız. Bizi gaza getirip birbirimize düşürmek isteyenler olabilir, her iki kesim de dikkatli olmalıdır” dedi.

15.03.2010


 

Terörün kökünü kazımak istiyoruz

AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, terörün kökünü kazımak, Türkiye’nin önünü açmak istediklerini belirterek, ‘’Açılım, şehitler olmasın diye, bu işi bitirelim diye yapılıyor’’ dedi.

Bozdağ, partisinin İstanbul İl Başkanlığınca Pendik Yunus Emre Kültür Merkezinde düzenlenen ‘’Türkiye Buluşmaları’’ toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin bugüne kadar böyle bir değişim görmediğini, ama değişim devam ederken değişim taraftarı olmayanların kötü propagandalarla bunu engellemeye çalıştığını söyledi. Bugün Türkiye’nin artık sorunlarını çözerek ilerlememesi halinde güçlü bir ülke olma ihtimali bulunmadığını ifade eden Bozdağ, ‘’Türkiye sorunlarını çöze çöze büyüyecektir. Ülkenin daha iyi bir noktaya gitmesi için sorunları çöze çöze yolumuza devam edeceğiz."

15.03.2010


 

Çocuk, anne babasından aldığı terbiyeyi yansıtır

BakIrköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi başhekim yardımcısı Sosyal Hizmetler Uzmanı Fatih Kılıçarslan, çocuğun kişiliğinin ana babasının kendisine verdiği terbiye ve davranış biçimini yansıttığını söyledi.

“Çocuğun Eğitiminde Ailenin Rolü” konulu seminerde velilere hitaben konuşma yapan Fetih Kılıçarslan, “Aile ve toplumsal hayatımızda ilişki içinde olduğumuz çocuklarımızı tanımak, psiko-sosyal gelişim özelliklerini izleyerek gelişim sürecinde meydana gelen gelişme ve değişimi izleyebilmeliyiz. Böylece çocukla ilişkilerimizde kişilik gelişimini destekleyici, geliştirici ve rehberlik rolünü ebeveynleri olarak verimli olarak gerçekleştirebiliriz” dedi.

Çocuk kişiliğinin ana babasının kendisine verdiği terbiye ve davranış biçimini yansıttığını vurgulayan Kılıçarslan; “Kişilik çocukla içinde yaşadığı toplumla sıkı ilişkilerden ve çok kuvvetli duygusallıklardan oluşmaktadır. Aile sistemi içerisinde, aile üyelerinin kuşaklar boyu aktararak getirdiği duygu, düşünce ve davranış özellikleri çocuğun normlarını, değerlerini oluşturarak kişilik gelişiminin niteliğini ve özelliğini belirlemektedir” diye ifade etti.

15.03.2010


 

AİLELER TV, ÇOCUKLAR PC BAŞINDA KALIYOR

Rehberlİk, Psikolojik Danışman ve Eğitim Koordinatörü Ersin Işın, aileler içi iletişimin önemine değinerek ailelerin kendilerini televizyonun başına atarak çocuklarını ihmal etmemelerini istedi.

Işın, “Teknoloji çağında aileler yeteri derecek iletişime öneme vermeyerek çocuklarını ihmal etmektedirler. Günümüzdeki ekonomik şartlar nedeniyle artık hem baba, hem de anne çalışma ihtiyacı duymaktadır. Bu nedenle çocukların anne ve babalarıyla iletişiminde, ciddî bir açık meydana gelmektedir” dedi. Işın, buna ilâve olarak teknolojik cihazların aile içindeki iletişimsizliği körüklediğini, işten yorgun gelen anne ve babanın televizyonun karşısına geçtiğini, çocuklarında bilgisayarın başında kendince vakit geçirmeye çalıştığını anlattı. Işın, “Aileler, haftayı bir düzene koysun. Televizyon başında geçirilecek saati, kitap okunacak saati, ders yapılacak saati düzenlesin. Sohbet zamanları ayarlasınlar. Onlarla sanki büyüklerle konuşur gibi konuşun. Gün içinde yaptığı işleri dikkatlice dinleyin. Yani sözün özü, onlara değer verdiğinizi ve sevdiğinizi hissettirin” diye konuştu.

15.03.2010


 

Eve teslim kitap projesi sürüyor

Eve bağımlı yaşayanlara ‘Ücretsiz Eve Teslim Kitap” projesi ilgi görmemesine rağmen Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından sürdürülüyor.

Son 4 yılda projeden sadece 85 kişi faydalanmasına rağmen bakanlık projeyi uygulamaya bu yılda devam edecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü, 2006 yılının Temmuz ayında 20 ilde başlattığı projeden umduğunu bulamadı, ancak projeden geri adım atmadı. Ücretsiz “Eve Teslim Kitap” projesi bu yıl da sürecek.

15.03.2010


 

Google’dan Pi Günü’ne özel logo

Google, en çok bilinen sayı olan matematik sabiti pi ‘’3,14’’ için belirlenen “Dünya Pi Günü’’ dolayısıyla, özel logo hazırladı.

ABD’nin San Francisco şehrindeki Exploratorium müzesi, Amerikan tarih formatı 3/14 olduğu için tahsis ettiği ‘’Pi Day’’ 14 Martta kutlanıyor. Bu kutlama Türkiye’de ilk kez 2007 yılında Manisa ODTÜ Ülkem Koleji’nde gerçekleştirildi. Google da, matematikte kullanılan Pi gününü, internet kullanıcılarına hazırladığı logoyla hatırlattı. Aynı zamanda Einstein’ın doğum günü de 14 Mart. Dünya bilim çevreleri, özellikle bilime gönül vermiş gençler, çeşitli faaliyetlerle bu günü kutladı.

15.03.2010


 

Yaşlı nüfusun çoğunluğu kadın

Türkİye’de yaşlı nüfus oranının hızla arttığı ve bu oranın büyük bir kısmını kadınların oluşturduğu bildirildi. Uzmanlar, 2009’da Türkiye nüfusunun yüzde 7,01’inin 65 yaş üzerinde olduğunu, yaşlı nüfusun yüzde 56’sını kadınların oluşturduğunu belirterek, yaşlı kadın nüfusun önemli bir bölümünün gelir sahibi olmadığını ve eğitim seviyelerinin düşük olduğu için, bu konuda yeni politikalar geliştirilmesi çağrısında bulundu.

Nüfusbilim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hilal Özcebe, Türkiye’nin nüfus göstergelerinin, diğer ülkelerle karşılaştırıldığında en hızlı yaşlanan ülkeler arasında yer aldığına dikkati çekerek, ‘’Örneğin, 2005-2050 yılları arasında 80 yaş ve üzeri yaş grubunun artış hızı Türkiye için yüzde 736 olarak hesaplanırken, bu oran Fransa’da yüzde 140, Almanya’da yüzde 153’tür’’ dedi.

15.03.2010


 

Konya’nın kapadokyası, turizme kazandırılıyor

Konya’nIn Meram ilçesine bağlı Gökyurt Köyünde bulunan ve Kapadokya’ya benzerliğiyle dikkat çeken Kilistra, yabancı turistlerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. Hellenistik ve Roma çağında yerleşim yeri olarak kullanıldığı tesbit edilen Kilistra, Hz. İsa’nın havarilerinden Saint Paul’ün ilk vaaz verdiği yerlerden biri olarak kabul ediliyor.

Hıristiyanlar tarafından hac maksadıyla ziyaret edilen Kilistra’nın turizme kazandırılması için, İl Genel Meclisi harekete geçti. Hazırlanan proje kapsamında Kilistra, yeniden yapılandırılarak turizme kazandırılacak. Tarihî bölge için ilk etapta 150 bin TL ödenek ayrıldı.

15.03.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim oktay usta yemek tarifleri Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl