Görüş |
Tank, balyoz, ciddî yazı
Geçen gün uykulu bir vaziyete gazete almaya gittim. Market sahibi Haşim Abi bana tuhaf bir bakış atarak ‘’bir naneye yaramıyorsun, baksana gazetedeki diğer yazarlar yazdıkları yazılarla gündemi alaşağı ediyorlar, sen tutturmuş pilav, kedi, köpekle meşgulsün. Biraz damardan yaz. Yoksa tesir etmiyor’’ dedi. Ben bir anda rehavet makamından nihavent makamına geçiş yaptım. Kendi kendime şöyle dedim: ‘’Bundan böyle artık ciddî yazılar yazacam ve gündemin köküne kibrit tutuşturacam.’’ Hemen eve gazladım. Cidden ciddî yazma eğilimim Baykal’ın etrafa lâf atmasından daha çok hoşuma gitti. Ben tam evin kapısına zor belâ yetişmiştim ki, bizim Fatih almış eline süpürgeyi evi temizliyordu. Zaten pek de şaşırmadım, çünkü ne zaman yazı yazmaya niyetlensem Fatih sağ olsun, hemen provokasyon yapmayı ihmal etmiyor. ‘’Madem yazarlık alanım kısıtlanıyor, bari bu kara günde (28 Şubat) Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak, Burhan Kuzu’nun seminerine gideyim’’ dedim. Tabi, tek başına da gitmek pek hayra alamet değil. ‘’Taha’yı alayım da öyle gideyim bari’’ diye düş kurdum. Tam Taha’yı ikna etmiştim ki bizim Kemal lap diye araya girip Taha’yı alıp film izlemeye götürdü. Bütün bu olumsuzluklar karşısında yılmadan seminer için yola koyuldum. Aramızda kalsın, ilk önce yanlış yere gittim. Uzun uğraş ve sorgulamalardan sonra buldum. İçeri girdiğimde herkes kendisine yer bulmuş, ben ve birkaç kişi kabak gibi ayakta bekledik. Burhan Kuzu ilk önce sazı aldı eline konuşmasına başladı; ‘’Ey ahali biz hükümet olarak 28 Şubat’ın uzantısı olacak Ergenekon’u ve Emasya’yı ortadan kaldırmaya uğraşıyoruz. Lütfen yiğidi öldürün, ama hakkını yemeyin’’ dedi. Ondan sonra Nazlı Ilıcak başladı; Ergenekon 28 Şubat’ın rövanşıdır, unutmayalım bizde askerler gelip iz bırakıp gidiyorlar. Hükümet suya sabuna dokunmayan halini bırakıp, darbe anayasasını değiştirmelidir” şeklinde konuştu. En son Mehmet Altan sonu bağlayarak; “Yılgınlık, korkaklığı bırakmalıyız. Askerden ürkmekle vatandaş olunmaz. Önemli olan orayı, burayı kazanmak değil. Önemli olan askerî zihniyeti kaldırmaktır. 12 Eylül rejimi olduğu gibi duruyor, ben bundan utanç duyuyorum. Her gün askeri konuşmaktan ziyade, artık san'atı, edebiyatı konuşalım. AKP 8 yıldır iktidarda, ama daha generallerin maaş bordrosunu düzenleyemedi’’ dedi. Evet seminer bitince eve dört nala koşarak geldim. Ciddî ciddî yazmaya başladım. İsterseniz ciddî olup olmadığını size bırakayım. Öyleyse buyurun, okuyun… 28 Şubat; sadece çok dar düşünen insanların onayladığı, seksen yıldır ‘’neden acaba yerimizde sayıyoruz?’’ sorusunun çok net cevabı olacak olan post modern darbe günüdür. 28 Şubat’ı alkışlamak mantıkla izah edilemeyecek derecede saplantıdır. Aklı başında, düşünen hiç kimsenin de onaylamasının mümkün olmadığı utanç günüdür. 13 yıl önce başımıza taş gibi düşen kör zihniyetin murat markalı arabasıdır kısaca. Demokrasinin katledildiği, 28 Şubat’ın yıldönümü dolayısıyla sizin için okkalı sorular hazırladım. Ruhun şad olsun hiç ülkemizde görmediğimiz demokrasi! Eğer bir ara uğramak istersen (darbeder ordu zihniyeti nedeniyle hayata olmayacak şey) sakın 28 Şubat’larda gelme, yoksa darbe duvarına toslarsın haa. Elhasıl iktidarda olanlara darbecilerin; ‘’biz sizi doğrudan alaşağı edemiyoruz, ama orada oturursanız siz görürsünüz’’ tarzında aba altından sopa göstermesidir 28 Şubat. 1) Yukarıdakileri de göz önüne alırsak, 28 Şubat post modern darbe ne anlama geliyor? A) Demokrasi cacığına birkaç darbeci soğanın eklenilmesidir. B) Askerî vesayetin tırlamasıdır. C) Gelen, geçenin fişlenilip kodese tıkılmasıdır. D) Çorap değiştirir gibi hükümet değiştirmedir. 2) 28 Şubata Sincan’da ne oldu? A) Tanklar hazır ola geçti. B) Hürriyet gazetesinin emriyle tanklar Sincan’ı ikinci defa fethetti. C) Hayvanat bahçesindeki ördekler firar etti. D) Oruçlu olan darbeciler oruçlarını bozdu. 3) 28 Şubat darbe midir? Ya da damdaki taş mıdır? A) 28 Şubat darbedir. Değildir demek caiz değildir. B) 28 Şubat darbedir. Demokrasinin geri vitese takılmasıdır. C) 28 Şubat darbe değildir. Hitlervari diktatörlüktür. D) 28 Şubat darbedir. Dindar kesimi hazmetmemenin daniskasıdır. 4) ‘’28 Şubat bin yıl sürecek’’ diyen bir zat elbette anlatım bozukluğu yapmıştır. Acılı isotta yemiş olabilir. Her neyse peki bin yıl sürecek mi? A) O zata Allah akıl versin. Bu söylem çok banal B) O zat dünyadan habersizdir baksanıza dünyada demokrasi tavan yapmış. C) O zat basbaya halüsinasyon görüyor. Hastaneye bir ara uğrasa hiç fena olmaz. D) O zat Ergenekon’a baksın, eğer kalp rahatsızlığı yoksa. Çünkü 13 yıl olmadan dağıldı. 5) 28 Şubattaki ‘’Balans ayarı’’ tabiî ki bozuk bir ayardır ve demokrasi katlini caiz görme entrikasıdır. O halde nedir bu Balans ayarı? A) Tanka asfaltta kundak atlatma ile yapılan ayarlama. B) 28 Şubat gününde demokrasiye yapıldığı iddia edilen uzun atlama. C) Oto tamircilerinin işidir. Araba ayarı işte. D) Askerin siyasilere ayar çekmesidir. 6) Post modern darbe kısaca veya uzunca ne anlama geliyor? A) Rejime verilen “ince” ayar. B) Ne darbe sayılan, ne de darbe kategorisi dışında bırakılabilen eylem. C) Dört veya beş suikast, bir operasyon. D) Post modern Ninja kaplumbağaları’ dır. 7) ‘’28 Şubat’’ günü hakkında ‘’Çevik biri’’ olsaydınız ne derdiniz? A) Kenan Evren ile birlikte insan hakları kalesine gol atardım. B) Hakemi ayar eder kendi kaleme gol atardım. C) 28 Şubatı devam ettirmek için başıma balyoz vururdum. D) Güiza’yi gol atması için transfer ederdim.
ÇETİN KASKA |
15.03.2010 |