Yargıda ‘kriz’ patlaması |
BÜTÜN dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşanan ekonomik kriz, özellikle icra mahkemelerinin işini daha da zorlaştırıyor. Artan icra dosyaları, iş yükünün yoğunlaşmasına sebep olurken yüzbinlerce alacaklı, mahkeme kapılarını aşındırıyor. Ankara ve İzmir gibi büyük illerde diğer illere göre icra takip dâvâlarında bir kat daha artış gözlendi. 2008 yılında bir icra mahkemesi 7 ile 10 bin arasında dâvâ dosyasına bakarken, 2009’da bu rakam bir kat daha arttı. İstanbul Mahkemeleri, Ankara ile İzmir mahkemelerinde görülen dâvâları katladı. Ankara ve İzmir mahkemeleri bir yılda 19 bin dosyaya bakarken, İstanbul Mahkemeleri’nde sadece 2009’un ilk 3 ayında 18 bin dâvâ açıldı. Bu da ekonomide yaşanan krizin en büyük göstergesi oldu. İş adamları için ödemedikleri borçlar dolayısıyla verilen haciz kararları ekonomik krizin göstergesi olurken, icra dairelerinde de dosyalar kabarmaya devam ediyor. Kriz dolayısıyla batan birçok iş adamı ve krize dayanamayan küçük esnaf icralık olurken, mahkemeler alacaklıların umudu oluyor. Mahkemelere başvuran alacaklılar, zaten zor şartlarda ve yoğun iş yüküyle çalışan hakimlerin ve personelin işini daha da ağırlaştırıyor. Bu zorluğa alınan az maaşla, trilyonlar hakkında karar vermenin psikolojik etkisi de eklenince ortaya daha da vahim bir tablo çıkıyor.
KREDİ BORCU İLE KREDİ KARTLARINDA PATLAMA
2009 yılı yapılan sayımlarda icra mahkemelerinde ilk sırayı kredi borçları aldı. Bankalardan ihtiyaç, araba ve ev kredisinin yanı sıra kredi kartı kullanıp borcunu ödeyemeyenlerin sayısında büyük artış olduğu gözlendi. Kriz dolayısıyla borcunu ödeyemeyenlerin evlerine ve işyerlerine haciz işlemi uygulanırken, yediemin depolarında yer kalmadı. Kredi borçlularından sonra ikinci sırayı telefon borçluları alıyor. Daha sonra çek ve senet işlemleri geliyor. Borçluların adreslerinde bulunmaması ve kaçması sebebiyle mevcut icra takip dosyalarının yüzde 70’ine yakını infaz edilip borçlar tahsil edilemiyor. Mahkemelerin borçluların adreslerine yaptığı tebligatlar, adres değişikliklerinin bildirilmemesi, vatandaşların kaçması veya tebligat belgelerini imza karşılığı almak istememesi sebebiyle mahalle muhtarlıklarında birikiyor. Adliye koridorlarına sığmayan icra takip ve dâvâ dosyaları buralarda çalışan personeli de olumsuz etkiliyor. Bir hakim, bir kalem müdürü ile birlikte dört personel bir yıl içinde 20 bin üzerinde açılan icra dosyasına işlem yapmak için mücadele veriyor. 2009 yılındaki sayının 2010 yılında daha fazla olması bekleniyor. İcra Hukuku alanında binlerce dosyası bulunan Avukat Kurtuluş Atalay, şöyle konuştu: “Ülkemizde yaşanan krizden özellikle iş dünyası etkileniyor. Binlerce çalışan alacaklarının peşine düşmek için dâvâ açıyor. Bu arada işten çıkarılan veya çalıştığı halde parasını alamayanlarda yargı yoluna başvuruyor. İcra takibinden kurtulmak isteyen çok sayıda çift anlaşmalı boşanmalar yapıyor. Saydığım tüm bu gerekçeler yargıdaki dosya sayısında patlama yaratıyor. Yargı çalışanları da büyük fedakârlık gösteriyor. Hakim ve savcıların görevleri günden güne daha da zorlaşıyor.” |
19.02.2010 |