Güncel |
Yürüyüşümüz durmayacak |
MAZLUMDER Kocaeli Şubesi Başkanı Çetin Tahtacı, Danıştay’ın, YÖK’ün katsayı ile ilgili aldığı kararın yürütmesini ikinci defa durdurduğunu hatırlatarak, “Danıştay, yürütmeyi durdurdu. Ancak özgürlük yürüyüşümüzü durduramayacak” dedi. Kocaeli Gönüllü Kültür Teşekkülleri Platformu başörtüsüne özgürlük eyleminin 252’ncisini gerçekleştirdi. Eylemde platform adına açıklama yapan Tahtacı, herkesin sınıfsal, sosyal, dini ve etnik kimliğiyle özgür olduğu, adil ve kardeşçe bir toplumsal durumu özlediklerini ve istediklerini ifade ederek, “Ancak devletin sahibi olduğunu düşünen ve halkı sadece az gelişmiş barbarlar topluluğu olarak gören toplum mühendisleri buna izin vermiyor. Kendi halkının kimlikleri ve değerleriyle savaşım içerisinde olan bu imtiyazlı azınlık, her gün yeni senaryolar ve taktikleri geliştirmeye devam ediyor. Danıştay’ın darbe artığı “katsayı” uygulaması konusunda verdiği karar, bunun güncel somut bir göstergesidir. Bugün burada, sayıları milyonla ifade edilebilecek genclerin, eşit ve özgür eğitim hakkını yok sayan Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararını protesto etmek için toplandık. Evet Danıştay, yürütmeyi durdurdu. Ancak özgürlük yürüyüşümüzü durduramayacak...” diye konuştu. Tahtacı açıklamasında şunları söyledi: “Danıştay, yükseköğretime girişte katsayı uygulamasına son veren Yüksek Öğretim Kurulu kararının yürütmesini, kanunun lafzı açısından bakıldığında “söz konusu kararın uygulanması halinde telâfisi güç ve imkansız zararlar doğacağı ve açıkça hukuka aykırılık bulunduğu” prensibine dayandırmıştır. Danıştay’ın kararındaki esasa dönük gerekçe ise kısaca; farklı hukuki statüdeki öğrencilerin aynı konumda değerlendirilmesinin Anayasal eşitliğe aykırı olduğu ve Yüksek Öğretim Kanununun 45. maddesinin mevcut katsayı düzenlemesini kaldırmaya imkân vermediği şeklindedir. Merak ediyoruz ve soruyoruz: Telâfisi güç ve imkansız zarar nedir? Eşitler arası eşitlik nedir ? Mutlak eşitlik neden kabul edilemez ? Katsayı uygulamasının kalkması ile iptal dâvâsı açanların hangi hakkı ihlal edilmiştir ? Farklı hukuki statüdeki öğrencilerin aynı konumda değerlendirilemez oluşu, “halk plajlara akın etti vatandaş denize giremiyor” buluşundan mı mülhemdir ? Danıştay 8. Dairesi, 2005 ve 2009 yıllarında, katsayı uygulamasının iptali için açılmış davalarda “Katsayı düzenlemesi YÖK’ün yetkisindedir” kararını vermiş ve bu davaları reddetmiştir. Aynı Danıştay dairesi şimdi, YÖK’ün “katsayı” uygulamasını kaldıran mevcut kararının yürütmesini ise adeta YÖK’ün yetkili olmadığı tesbitiyle durdurmuştur. Merakla soruyoruz: Hangi karara inanalım, bir çelişki yok mudur? Açıkça söyleyelim ve adını koyalım : 28 Şubat darbe sürecinde ihdas edilen “katsayı” uygulamasına ilişkin YÖK kararı, imam hatip liselerini bitirmeye, İslam’ı ve İslam’ın toplumsal tezahürlerini bastırmaya yönelik bir “irticayla mücadele eylem planı”nın eseridir. Fakat ne acıdır ki hukuk tekniği düzenleyici işlemin genel olmasını zorunlu kıldığından “katsayı” zulmü, uygulamanın doğrudan hedefi onbinlerce imam hatip lisesi öğrencisinin yanında yüzbinlerce meslek liseliyi de mağdur etmiştir ve etmektedir. Bu aşamada, doğrudan muhatabımız ise sadece parlamentodur. Kocaeli Gönüllü Kültür Teşekkülleri Platformu olarak parlamentodan talebimiz; 8. Dairenin diline doladığı YÖK kanununun 45. maddesini, “katsayı” uygulamasını mutlak surette kaldıracak, mutlak eşitliği ve adaleti tesis edecek bir şekilde aciliyetle değiştirmesidir. Parlamento, bürokratik oligarşinin değil, halkın vekili olduğunu unutmamalıdır.”
|
15.02.2010 |