Güncel |
Devlet adamı şantaj yapmaz |
Habertürk gazetesinden Fatih Altaylı ve Murat Bardakçı’ya konuşan Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, röportajın ikinci bölümünde, “Sabrımız taşarsa elimizdekileri açıklarız” dedi. Başbuğ’un bu sözleri şantaj olarak yorumlanarak, devlet adamı vasfıyla uyuşmadığı ifade edildi. Org. İlker Başbuğ, Altaylı’nın “Sabrımızı taşırmayın derken ne kastettiniz” sorusunu şöyle cevapladı: “Biz her şeyimizi hukuk devleti sınırları içinde yaparız. Sabrımızın taşmasından kastım şudur: Biz bütün bu olayların ve yapılanların arka planını biliyoruz. Birileri gerekeni yapar diye susuyoruz. Çünkü devlet adamıyım. Devlet adamı gibi davranmam lâzım...” Devlet adamı şantaj yapmaz
Habertürk gazetesinden Fatih Altaylı ve Murat Bardakçı’ya konuşan Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, röportajın ikinci bölümünde, “Sabrımız taşarsa elimizdekileri açıklarız” dedi. Başbuğ’un bu sözleri şantaj olarak yorumlanarak, devlet adamı tanımına yakışmadığı ifade edildi. Org. İlker Başbuğ, Altaylı’nın “Sabrımızı taşırmayın derken ne kastettiniz” sorusunu şöyle cevapladı: “Biz her şeyimizi hukuk devleti sınırları içinde yaparız. Sabrımızın taşmasından kastım şudur: Biz bütün bu olayların ve yapılanların arka planını biliyoruz. Birileri gerekeni yapar diye susuyoruz. Çünkü devlet adamıyım. Devlet adamı gibi davranmam lazım. Devlete ve hukuka saygımız var, ama bunun da bir sınırı var. Sınır aşılırsa bildiklerimizi halkla paylaşmaya başlayacağız.” Röportajda, ‘Kendi halkını düşman gören ordu olur mu?’ cümlesi ile alakalı olarak, bu kavramın ‘ithal’ olduğunu ileri sürerek, “Bazı kesimler, dışarıda birileri böyle bir dil geliştiriyor ve bunu Türkiye’ye de getiriyor” şeklinde konuştu. Org. Başbuğ, Altaylı’nın “Sınır aşılınca ne yaparsınız” sorusuna ise, Johns Hopkins Üniversitesi yayını olan ‘Constructing Democratic Governance in Latin America’ kitabından cümlelerle cevar vererek şunları kaydetti: “Bakın çevremizdeki veya Latin Amerika’daki bazı ülkelerde olan olaylara. Hükümet değişikliklerine veya modellerle yapılan oynamalara. Şimdi Türkiye’de bazı kesimler bir ifade kullanıyorlar. ‘Kendi halkını düşman gören ordu olur mu?’” Org. Başbuğ, ayrıca kitapta yer alan “Silâhlı Kuvvetler uzun süreden beri kendi halkını düşman görmeye alışmıştır” cümlesine dikkat çekiyor.
CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKANLA HERŞEYİ PAYLAŞIYORUM “Ben her şeyi hem Cumhurbaşkanı, hem de Başbakan’la paylaşıyorum” diyen Org. Başbuğ, “Dikkate alınmıyor mu?” sorusuna devamla, “Yetkili makamlar şikâyet makamı değildir. Ben şikâyet ediyorum zannetmeyin. Ben sorunları paylaşıyorum. Şunu söyleyebilirim. Devlet bu konuda aynı fikri paylaşıyor” şeklinde cevap verdi. SİYASETE MÜDAHİL DEĞİLİZ Ordudaki bilgi sızmaları ile ilgili olan sorulara da cevap veren Org. Başbuğ, “TSK’ya yönelik en fazla yapılan suçlama, Silâhlı Kuvvetler’in siyasete müdahil hatta dahil olması. Bu mudur durum?” sorusuna ise oldukça ilgi çekici cevabında şunları söyledi: ”Bizim siyasete dahil veya müdahil olma gibi bir durumumuz yok. Olmayız. Bizim dediğimiz şudur: ‘TSK siyasetin içinde olmasın ama kimse de TSK üzerinden siyaset yapmasın.’ Türk Silâhlı Kuvvetleri üzerinden siyaset yapılırsa, bize rağmen sanki TSK siyasetin içindeymiş gibi algılanır.
|
13.02.2010 |