Güncel |
Hükümet göreve |
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, eğitim problemlerine siyasî ve ideolojik yaklaşımların acı ve sıkıntı vereceğini, başka da bir işe yaramayacağını söyledi. Bu konuda hükümetin de artık ciddî mânâda gayret göstermesi gerektiğinin altını çizen Koncuk, “Meclisteki muhalefet partilerinin de bu konunun çözülmesinde bir desteği ve konsensüsü söz konusudur” dedi. Ülkemizin geleceği çalınıyor
YÖK’ün, katsayı farkını azaltan kararının da Danıştay’dan dönmesini gazetemiz için değerlendiren Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, sözkonusu kararın millî eğitim sistemimizi kaosa sürükleyen yanlış bir karar olduğunu ifade etti. Kararın eğitim sistemini sıkıntıya sokacağını ifade eden Koncuk, “Meslekî teknik eğitim gelişme ve ilerleme bakımından çok büyük bir öneme sahiptir. Meslekî eğitimde başarı sağlamak teknoloji yarışında var olmak demektir. Eğitimin bu gibi problemlerine siyasal ve ideolojik yaklaşımlar o ülkeye acı verir, sıkıntı verir. Başka da bir işe yaramaz” dedi. YÖK VE DANIŞTAY ARASINDA KAN DÂVÂSI OLDU Kararın ideolojik bir karar olduğunu vurgulayan Koncuk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu karar kesinlikle hukukî bir karar değildir. Kararın altyapısı incelendiğinde Danıştay’ın, YÖK’ün yetkilerini hiçe saydığı ve görmezden geldiği anlaşılmaktadır. Burada ne yazık ki kör bir inatlaşmaya şahit olmaktayız. Adeta bu problem YÖK ile Danıştay kurumları arasında bir kan dâvâsına dönüşmüştür. Bundan bu probleme müsebbib olan bütün icra sahipleri müteselsilen sorumludur. Bu olaya siyasî bir yaklaşımla bakmamak gerekiyor. Siyasî bir gözlükten ziyade, eğitim bilimi çerçevesinde yaklaşılmalıdır. Ancak, maalesef eğitim ve öğretimle ilgili kararlarda bile siyasi ve ideolojik yaklaşımlar olduğunu görüyoruz.”
HÜKÜMET ARTIK GAYRET GÖSTERMELİ
Bu konuda hükümetin de artık ciddî mânâda gayret göstermesi gerektiğini hatırlatan Koncuk şunları söyledi: “Meclisteki muhalefet partilerinin de bu konunun çözülmesinde bir desteği ve konsensusu sözkonusudur. Meclisteki partilerimiz zulmün kaldırılması konusunda görüş birliğine sahiptir. Ancak bu meseleyi mutlaka ve mutlaka siyasî malzeme yapmadan çözüme kavuşturmak gerekiyor. Bakın sınavların birinci kademesinde 2 ay kadar bir süre kaldı. Bu sürede bu sorunun çözülmesi için ne yapılması gerekiyorsa acilen yapılmalıdır. Zira yüzbinlerce öğrencimizin, gencimizin geleceği tehlikededir. Böyle bir zulüm ve böyle bir anlayış olamaz. Eğitim sisteminde adeta çocukları bir alana zincirlemek ve hapsetmek gibi bir eğitim anlayışı dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Türk millî eğitim sistemi artık kurtarılmalıdır. Çocuklarımızı ideolojik kavganın kurbanı haline getirmemeliyiz. Bu çocuklar ve gençler ve onların aileleri bu acıları yaşamakta ve geleceklerine tereddüt ve endişe ile bakmaktadırlar. Dediğimiz gibi meclisteki siyasî konsensus ve milletin iradesi göz önüne alınarak, hükümet tarafından derhal, gerekiyorsa kanun değişikliği yapılarak kati bir çözüme gidilmelidir. Bu gibi kısıtlamalar bu çocuklarımızın geleceğini çalmak anlamına geldiği gibi, aynı zamanda ülkemizin geleceğini de çalmaktır.” |
UMUT YAVUZ / ANKARA 10.02.2010 |