Güncel |
EMASYA YÜRÜRLÜKTE KALACAK MI? |
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformunun haftalık eyleminde İlim ve Hikmet Vakfı adına basın açıklamasını okuyan Haluk Can, "Türkiye gizli ve hiçbir yasal dayanağı olmayan belgelerle mi yönetilecek? EMASYA yürürlükte kalacak mı? İç tehdit değerlendirmesini kim yapıyor? Neye göre yapıyor? Hangi hakla yapıyor? TBMM'nin denetimine tâbi olmayan bir Millî Güvenlik Siyaset Belgesi ve iç tehdit yorumu olabilir mi?" diye sordu. TÜRKİYE ARTIK TERCİHİNİ YAPMALI
Can şunları kaydetti: "Görünen odur ki, bu darbe planı ne ilktir, ne de son olacaktır. Burada asıl meselenin altı çizilmelidir: Türkiye askerî vesayet altında bir ülke olarak mı devam edecektir, yoksa seçilmiş sivil otoritenin demokratik meşruiyetine dayanan bir ülke olarak mı yaşayacaktır? Türkiye artık tercihini yapmalıdır. Biz Türkiye'nin sivilleşip normalleşmesi yolundaki tüm engeller kalkıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz.”
Gizli belgelerle mi yönetileceğiz?
SAKARYA Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu (SAGİR) 228. Basın Açıklaması Adapazarı AKM önünde gerçekleştirildi. İlim ve Hikmet Vakfı adına Haluk Can’ın okuduğu basın açıklamasında, “Taraf gazetesinin gündeme getirdiği ‘Balyoz Harekatı Eylem Planı’ adı verilen darbe planı ile ilgili olarak Türkiye ‘gizli’ ve hiçbir yasal dayanağı olmayan belgelerle mi yönetilecek? EMASYA yürürlükte kalacak mı? ‘İç tehdit’ değerlendirmesini kim yapıyor? Neye göre yapıyor? Hangi hakla yapıyor? TBMM'nin denetimine tâbi olmayan bir Millî Güvenlik Siyaset Belgesi ve iç tehdit olabilir mi? Bu mesele de Türkiye’nin ‘askerî vesayet’ altında bir ülke olarak mı devam edecektir yoksa ‘seçilmiş sivil otorite’nin ‘demokratik meşruiyeti’ne dayanan bir ülke olarak mı yaşayacaktır?” diye sordu. Darbe planlarının sivil yargıya taşındığı, kozmik odada bir aya yakın araştırmaların yapıldığı bir dönemde, Anayasa Mahkemesi’nin, askere sivil yargı yolunu açan düzenlemeyi iptal ettiğini ve yürütmesini durdurduğunu hatırlatan Can, bugüne kadar siviller tarafından sürdürülen ve askerleri kapsayan tüm davaların bu karardan etkileneceğini ifade etti. Can, başörtüsü yasağından Cumhurbaşkanı seçimlerine, parti kapatmadan cuntacıların yargılanmasına ve katsayı kararına kadar, hak ve özgürlükler konusunda, yargının sürekli “yasakçı” kararlara imza atması meselesinin kökten çözülmesi gerektiğinin açıkça ortaya konulduğunu vurguladı. Can, “Başta darbe planları olmak üzere, bu tür kirli senaryolara boyun eğmeyeceğimizi ve mücadelemize devam edeceğimizi bir kez daha hatırlatıyoruz” ifadelerine yer verdi.
TOKAD: Hükümet harekete geçmek için ne bekliyor?
Tokat’ta düzenlenen eylemde darbe eylem planları protesto edilerek “Bu ülke insanlarını sürekli bir güvercin tedirginliğinde yaşatanlara binlerce kez “Artık yeter!” mesajı verildi. Tokat’ta faaliyetlerini sürdüren Toplumsal Dayanışma Kültür Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Derneği (TOKAD), Balyoz Eylem Planı’nı yoğun yağış altında yaptığı bir eylemle protesto etti. TOKAD Genel Sekreteri Çetin Yıldırım tarafından okunan basın açıklamasında, “Halka bir gün bile rahat nefes aldırmayan darbecilere, cuntacılara, Ergenekonculara, Kafesçilere ve Balyozculara ‘Artık yeter!’ Bu ülke insanlarını sürekli bir güvercin tedirginliğinde yaşatanlara binlerce kez ‘Artık yeter!’ Her türlü haklı eleştiri 301. ya da 53. maddelerle susturulmak isteniyor. Asıl tehlikenin farkında mısınız? EMASYA protokolüyle her an yeni bir fiili darbe durumu yaratılabilir. Kozmik odalardan çıkan belgeler yok edilebilir. Yeni bir darbe planı daha hazırlanabilir. Tüm bu gerçekler ortadayken, Hükümet harekete geçmek için daha neyi beklemektedir? Bunca sözün ardından acilen atılması gereken adımlar neden hâlâ geciktirilmektedir? Resmi ideolojinin tahakkümüne dokunmadan açılım yapılabilir mi? Halkın talep ve beklentileri kırmızı çizgilere sığabilir mi?” denildi.
Kaya: EMASYA, bir an önce yürürlükten kaldırılmalı
FATİH Saraçhane Parkı’nda toplanan Özgür-Der mensupları, Balyoz Darbe Planı’nı protesto ederek, başta plana sahip çıkan Genelkurmay Başkanı Başbuğ olmak üzere vahşet duygusuyla hazırlanan planda ismi geçen tüm generallerin yargılanmasını istediler. Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Balyoz’daki korkunç planlara dikkat çekerek, 12 Eylül Darbe süreci öncesinde ve sonrasında icra edilen pratikleri, 28 Şubat sürecindeki kampanyaları ve daha yakın bir tarihte askerlerce gerçekleştirilen Şemdinli’deki Umut Kitabevi’nin bombalanması eylemlerini hatırlattı, bu planların TSK’ya yabancı olmadığını belirtti. Militarizmin köküne kadar kurutulması gerektiğine dikkat çeken Kaya, bunun için darbeci oluşumlara ve darbelere karşı mücadele etme sorumluluğuna işaret etti. İnsan olmanın gereği ve Müslüman olmanın yüklediği bir sorumluluk olarak halk düşmanı, İslam düşmanı cuntalara karşı direnmenin şart olduğunu söyleyen Kaya, Balyoz Planı’nın dayandığı EMASYA’nın bir an önce Hükümet tarafından yürürlükten kaldırılmasını istedi. İç-dış tehdit tanımlarının halk düşmanlığı olarak belirdiğine dikkat çeken Rıdvan Kaya, ordunun halk ve siyaset üzerindeki vesayetinin sonlandırılması ve darbecilerin yargılanarak tasfiye edilmesi çağrısında bulundu. |
25.01.2010 |