Dünya

Kardinal minare yasağına karşı

Avusturya’da kilisenin önde gelen temsilcilerinden Kardinal Christoph Schönborn haftalık Furche gazetesine yaptığı açıklamada, “İslâm bu ülkede 1912’den beri resmî bir dindir ve Müslümanlar inançlarını yaşama hakkına sahiptirler. Dinî yapılar da bu anlamda değerlendirilmek zorundadır” dedi.

Avusturyalı Kardinal, minare yasağına karşı çıktı

İsvİçre'de başlayan minare tartışmaları Avrupa ülkelerinde tartışılmaya devam ediyor. Avusturya'da kilisenin önde gelen temsilcilerinden Kardinal Christoph Schönborn haftalık Furche gazetesine yaptığı açıklamada, "İslam bu ülkede 1912'den beri resmi bir dindir ve inançlarını yaşama hakkına sahiptirler. Dini yapılar da bu anlamda değerlendirilmek zorundadır." ifadelerini kullandı. İsviçre'deki yasak hakkında konuşmayan Schönborn, bu ifadelerle Avusturya'da minare yasağına karşı olduğunu deklare etmiş oldu. Avusturya İslam dini anayasal güvence altında olmakla birlikte, Voralberg, Karintiya gibi eyaletler, 'şehrin mimari dokusuna uymayan yapılara imar izni verilmemesi' adı altında yasalar çıkartarak yeni minareli camilerin yapımının önünü kesmişti.

25.12.2009

Dünya İsral’e ‘dur’ demeli

“Filistin’e yol açık” sloganıyla yola çıkan Filistin’e Özgürlük Konvoyuna Amerika New York’tan katılan 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Adriano Cotreras, Yeni Asya’ya yaptığı açıklamada, “Umarım, bu konvoy vicdan sahibi liderlere örnek olur. 17 ülkeden insanlar bu düşüncelerle burada. Tek isteğimiz barış. Dünya İsrail’e dur demeli” dedi.

Fİlİstİn’e Özgürlük Konvoyuna New York’tan katılan 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Adriano Cotreras, “Umarım bu konvoy vicdan sahibi liderlere örnek olur. 17 ülkeden insanlar bu düşüncelerle burada. Tek isteğimiz barış. Dünya İsrail’e dur demeli” dedi.

Filistin’e Özgürlük Konvoyuna Amerika'dan katılan 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Adriano Cotreras, konvoya ilişkin düşüncelerini konvoyun Ürdün durağında Yeni Asya’ya değerlendirdi. Kendisinin sosyoloji öğrencisi olduğunu belirten Adriano Cotreras, konvoy sayesinde değişik kültürlerden insanlarla tanıştığını söyledi. Adriano Cotreras, şunları söyledi: “Son 6-7 senedir İngiltere’de Filistin’e özgürlük çalışmaları var. Biz de bu çalışmalardan haberimiz olunca katılma kararı aldık. Arkadaşlarımızla birlikte konvoya İngiltere’den katıldık. Konvoyun geçtiği yerlerde birbirinden çok farklı kültürlerden insanlarla karşılaştık. Hepsi bize büyük ilgi gösterdi. Özellikle Türkiye’deki ilgi inanılmazdı. Bizi gören herkes kucaklaşıp sarılmak istedi. Bu bizim çok da alışkın olmadığımız bir durum. Ama insanlar Filistin’e karşı duydukları ilgi ve duyarlılığı bu şekilde gösterdi. Bundan çok büyük mutluluk duyduk. Bu hareket savaşlara karşı. Ben de savaşlara karşıyım. Bu yüzden bu konvoya katıldım. Gazze’de yıllardır süren bir savaşım mağduru olan insanlara bir yararım dokunursa kendimi mutlu hissedeceği. Bu yolculuk benim için hayatımın en anlamlı yolcuğu.”

OBAMA, ÜMİTLERİ BOŞA ÇIKARMAMALI

Adriano Cotreras, kendisinin Jamaika doğumlu Orta Amerika asıllı bir Amerikan vatandaşı olduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Benim ülkem Amerika dahil demokrasiye saygı yok. Filistin halkı demokratik bir seçim yaptı. Ancak halkın seçtiği politikacıları İsrail acımasızca cezalandırdı. Oysa bu seçimler uluslar arası gözlemciler denetiminde yapılmıştı. Özellikle Başkan Bush’un savaşçı tutumu sebiyle Irak’ta, Afganistan’da, Filistin’de savaşlar devam etti. Baba Bush da aynısını yaptı. Başkan Cilinton biraz daha barışçı, para politikalarına ağırlık verdi. Bu yüzden sevildi. Ama istenilen anlamda barışa hizmet edemedi. Başkan Obama seçilince insanlar dünya barışı için umutlandı. Ancak Başkan Obama da aynı politikkaları sürdürüyor. Amerika’nın değişmez politikası daha fazla para. Obama’nın Afganistan’a ağırlık vermesi onun için kötü bir sınav. Barış adamı böyle yapmamalıydı. Barıştan ve özgürlüklerden yana tavır almalıydı. Aynı şekilde Filistin ve Gazze de Obama için bir sınav, buralara barış gelmeden insanlığın vicdanı rahat edemeyecektir. Umarım bu konvoy vicdan sahibi liderlere örnek olur. 17 ülkeden insanlar bu düşüncelerle burada. Tek isteğimiz barış. Dünya İsrail’e dur demeli.”

MUSTAFA GÖKMEN

25.12.2009

Filipinler’de gemi kazası: 3 ölü

Fİlİpİnler’de bir feribotla balıkçı gemisinin çarpıştığı kazada 3 kişinin öldüğü bildirildi.

Sahil Güvenlik sözcüsü Armand Balilo, kazadan sonra başlatılan çalışmalarda yaklaşık 50 kişinin kurtarıldığını, 3 kişinin cesedinin bulunduğunu, 20’den fazla kişinin ise kayıp olduğunu söyledi. Çarpışma esnasında havanın açık olduğunu söyleyen yetkililer, kazanın sebebinin araştırılacağını ifade etti. 7500’den fazla adanın bulunduğu takımadalar ülkesi Filipinler’de feribotlar en önemli ulaşım aracı.

25.12.2009

BM’den Eritre’ye yatırım kararı

BM Güvenlik Konseyinin, Somali’deki militanlara yardım ettiği ve bu ülkede istikrarı bozucu eylemlerinden ve komşusu Cibuti’ye karşı düşmanca tutumundan dolayı Eritre’ye yaptırım kararı aldığı bildirildi.

Konsey üyesi 15 ülkenin 13’ünün onay verdiği karara Çin’in çekimser kaldığı, Libya’nın olumsuz oy verdiği belirtildi. Kararda, Eritre’nin, Somali federal geçiş hükümetini “doğrudan veya dolaylı olarak devirmeyi veya istikrarını bozmaya yönelik” kampanyasına son verme talebinde bulunulduğu kaydedildi. Eritreli askerî ve siyasî yönetimin mal varlığı dondurulan ve yetkililere seyahat kısıtlaması getirilen kararda ayrıca, bütün BM üyesi ülkelerden topraklarından Eritre ve Somali’ye gidecek kargonun tamamının denetlenmesi talep edildi.

25.12.2009

ABD’deki Müslümanlardan Obama’ya mektup

AmerİkalI Müslümanların en büyük insan hakları örgütlerinden Amerikan-İslâm İlişkileri Konseyi (CAIR), ABD Başkanı Barack Obama’dan, “ülkede alarm verici boyutlara ulaşan İslâm karşıtı nefrete” karşı harekete geçme çağrısında bulundu.

CAIR, Obama’ya gönderdiği mektupta, son dönemde meydana gelen, “Florida’da cami inşa edilmesi planlanan bir alana, üzerinde “Hıristiyan ulusu, Hıristiyan toplumu” yazılı haç yerleştirilmesi ve yerel bir kilise tarafından hazırlanan videoda İslâm karşıtı ifadelerin kullanılması” olaylarına atıfta bulundu.

Mektubunda, ülke genelinde buna benzer diğer olaylara da değinen CAIR, bunları şöyle sıraladı:

“l Minnesota’daki Somali toplumuna nefret içeren el ilânlarının postalanması,

l Illinois’da başörtüsü taktığı için Müslüman bir banka müşterisinin tacize uğraması,

l Yine Illinois’da diğer bir Müslüman’ın Fort Hood’daki silâhlı saldırının ardından saldırıya maruz kalması,

l ABD Temsilciler Meclisinin aşırı sağ üyelerinin Kongre’deki Müslüman stajyerlerin ‘casus’ olabilecekleri gerekçesiyle soruşturmaya tabi tutulmasını istemeleri,

l Virgina’daki seçimleri kazanan valinin, önemli destekçilerinden birinin İslâm karşıtı ifadelerine karşı cevap vermemesi,

l Michigan’daki bir camiye tahrif edilmiş bir Kur’ân-ı Kerim’in bırakılması,

l Ülke genelindeki camilere yönelik geniş çapta vandalist saldırılar,

l Evanjelist Hristiyan Franklin Graham’in İslâm karşıtı ifadeleri,

l Minnesota’daki bir kongre adayının kürsüsünde İslâm karşıtı retoriğe yer verilmesi.”

CAIR ayrıca, “son dönemde düzenlenen bir ankete göre, Protestan rahiplerin 3’te 2’sinin İslâmı ‘tehlikeli’ olarak gördüğünü” öne sürerken, Konsey’in icra direktörü Nihad Avad, yaptığı açıklamada, “Başkan Obama’nın, ülkede alarm verici boyutlardaki İslâm karşıtlığına karşı harekete geçmek, dinî ve siyasî liderlere hoşgörü ve karşılıklı anlayış çağrısı yapmak için en iyi pozisyonda olduğunu” belirtti.

Avad, “Obama’nın kendisinin de, Hristiyan olmasına rağmen Müslüman karşıtı nefretin hedefi olduğunu, meselâ yakın zaman önce Colorado’daki bir otomobil bayiinin, Obama’yı türban takan bir militan şeklinde tasvir eden reklâm panosu astığını” kaydetti. OBAMA’DAN HAYAL KIRIKLIĞI İTİRAFI ABD Başkanı Barack Obama, 7-18 Aralık’ta Danimarka’nın başşehri Kopenhag’da düzenlenen iklim zirvesinin büyük başarısızlığı üzerinde dünya uzmanlarının hayal kırıklığının haklı olduğunu itiraf etti. Obama, PBS haber kanalına yaptığı açıklamada, “ABD olarak durduğumuz yeri koruduk, ancak genel hayal kırıklılığı doğrudur” dedi. İngiltere Başbakanı Gordon Brown ile AB dönem başkanı İsveç’in de “tam felâket, kaos” olarak nitelediği Kopenhag’daki zirvede dünya atmosferine karbondioksit salımının azaltılması için somut tedbirler alınamadı; başarısız Japonya-Kyoto Protokolü (1997) yerine umut verici “antlaşma” sağlanamadı. Obama, 18 Aralık Cuma günü “son umut” gibi görünen girişimleri ile Çin, Hindistan, Brezilya ve Güney Afrika liderleriyle görüşerek durumu kurtarmaya çalıştı.

25.12.2009