15 Aralık 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

Şehit babasından itidal çağrısı

Bölücü terör örgütü yandaşlarının Bahçelievler’de korsan gösteri yapmasının ardından yaşları 15-25 arasında değişen yaklaşık 100 kişilik grup eylem yaptı. Tokat’ın Reşadiye ilçesinde şehit olan Cengiz Sarıbaş’ın evini de ziyaret eden grup, Baba Talip Sarıbaş’ın elini öptü. Şehit babası Talip Sarıbaş, Türk ve Kürtlerin kardeş olduğunu vurgulayıp protestocu gençlerden itidalli davranmalarını istedi.

Şehit babasından itidal çağrısı

BÖLÜCÜ terör örgütü yandaşlarının Bahçelievler’de korsan gösteri yapmasının ardından yaşları 15-25 arasında değişen yaklaşık 100 kişilik grup eylem yaptı. Türk bayraklarıyla birlikte slogan atan göstericiler, sopalarla sokak sokak gezerek örgüt yandaşı aradı. DTP binasına girmeye çalışan grubu çevik kuvvet polisi güçlükle ikna etti. Tokat’ın Reşadiye ilçesinde şehit olan Cengiz Sarıbaş’ın evini de ziyaret eden grup, Baba Talip Sarıbaş’ın elini öptü. Şehit babası Talip Sarıbaş, Türk ve Kürtlerin kardeş olduğunu vurgulayıp protestocu gençlerden itidalli davranmalarını istedi.

15.12.2009


 

ANDIÇLARLA YAPILAMAYANLAR ŞİMDİ OLUYOR

Yayılan sokak eylemleriyle alttan alta olağanüstü halin, hatta sıkıyönetimin pişirilmekte olduğunu ifade eden Ulusal Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Başkanı Sedat Laçiner, “Andıçlarda, planlarda yapılamayan işler oluyor şu anda. Türkiye birşeylere hazırlanıyor. Danıştay saldırısıyla, 'Sarıkız'la, 'muhtıra'yla, 'ıslak imza'yla ve daha birçok denemeyle başarılamayan şey gümbür gümbür geliyor. Hedef iç savaş, kanlı bir iç savaş” şeklinde konuştu.

SOKAKLARDA PKK’YI AŞAN ŞEYLER YAŞANIYOR

Laçiner: “Görünen o ki PKK hedefe kilitlenmiş durumda ve hedefte de iç savaş var. Sokaklar ne kadar kana bulanırsa, Kürtlerle Türklerin arasının o kadar çatırdayacağı hesap ediliyor. Uçurumun kenarından dönen bir terör örgütü böylece can bulacak. İstanbul, Diyarbakır v.s. kana bulandıkça örgütün eylem yapmasına bile gerek kalmayacak. Diğer taraftan sokaklarda PKK'yı aşan işler oluyor. Alttan alta OHAL, hattâ sıkıyönetim pişiriliyor.”

Açılım OHAL ile kapanmasın

ULUSAL Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Başkanı Sedat Laçiner, sokak eylemleriyle altan alta olağanüstü halin (OHAL), hatta sıkıyönetimin pişirildiğini belirtti. DTP’nin “İrade İmralı’da” dediği gün aslında kendisini kapatıp sine-i PKK’ya döndüğünü savunan Laçiner, ‘Danıştay saldırısı’yla, ‘Sarıkız’la, ‘Muhtıra’yla, ‘Islak İmza’yla ve daha birçok denemeyle başarılamayan iç savaşın hedeflenmeye çalışıldığını kaydetti.

USAK’ın resmi internet sitesinde “Hedef İç Savaş” başlığıyla bir yazı kaleme alan Laçiner, dikkat çekici ifadeler kullandı. Terör örgütü PKK’nın “Demokratik Açılım”ı iyi bir fırsat olarak gördüğünü dile getiren Laçiner, şunları söyledi:

“İşin içinde Öcalan da var mı, bilemiyorum. Fakat ortada en az iki irade olduğu açık. Öcalan dışarı çıkmak için ne istense yapacak haldeyken örgüt onun bu halinden de, Türkiye’nin demokratikleşme arzusundan da yararlandı. Açılım’ın neredeyse tamamen DTP üzerine kurulmuş olması bu açıdan örgüt için bir şans oldu. Açılım biraz ilerleyince DTP’ye yerleştirilmiş derin PKK devriye girdi ve partinin iradesini tamamen ellerine aldı. Partiyi kapattırmak ve sokakta kaos için ellerinden geleni yaptılar. Bu anlamda DTP “irade İmralı”da dediği gün aslında kendisini kapatmış ve sine-i PKK’ya dönmüş, ya da döndürülmüş oldu.”

“ANDIÇLARDA, PLANLARDA YAPILAMAYAN

YAPILIYOR”

LAÇİNER kapatmadan sonra bazı DTP’lilerin açıklamalarının derin PKK’nın konuşmalarına benzediğini savunarak, Öcalan değil, derinlerden, bazı yerlerle de teması olan aslında pek de bilinmeyen bir PKK’nın konuştuğuna işaret etti. “Üstelik bu PKK hiç de Kürtçü görünmüyor. Derdi ne Kürtler ne de Kürtçülük. Türkiye’nin Kürt sorununda en ılımlı olduğu noktada her şeyi göze almış ya da aldırılmış bir örgüt var karşımızda” diyen Laçiner, şöyle devam etti: “Görünen o ki PKK hedefe kilitlenmiş durumda ve hedefte de iç savaş var. Sokaklar ne kadar kana bulanırsa, Kürtler ile Türklerin arasının o kadar çatırdayacağı hesap ediliyor. Uçurumun kenarından dönen bir terör örgütü böylece can bulacak. İstanbul, Diyarbakır, vs. kana bulandıkça örgütün eylem yapmasına bile gerek kalmayacak. Diğer taraftan sokaklarda PKK’yı aşan işler oluyor. Altan alta olağanüstü hal, hatta sıkıyönetim pişiriliyor. Andıçlarda, planlarda yapılamayan işler oluyor şu anda. Türkiye bir şeylere hazırlanıyor. Görünürde PKK var, hedefte ise Türkiye. Sürecin iki sigortası var demiştik, Hükümet her iki sigortayı da gevşek tuttu. Ve olan oldu, gevşek hatlar üzerinden gelen akım 2002’den bu yana gelen en ölümcül akım oldu. Danıştay saldırısıyla, ‘Sarıkız’la, ‘Muhtıra’yla, ‘Islak İmza’yla ve daha birçok denemeyle başarılamayan gümbür gümbür geliyor. Hedef iç savaş, kanlı bir iç savaş.”

15.12.2009


 

Sorunların çözüm yeri parlamento

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, hiçbir ülkede sorunların sokaklarda çözülemediğini, çözüm yerinin daima parlamento olduğunu belirterek, ‘’Kapatılan partinin geride kalan milletvekillerinin parlamentodan çekilmesini çok yanlış buluyorum’’ dedi.

Demokrat Parti tarafından kadınların karar alma mekanizmalarındaki temsil oranını artırmak amacıyla düzenlenen ‘’DEPAR-81 İl Kırmızı Bant Kampanyası’’, Hüsamettin Cindoruk’un da katıldığı etkinlikle başlatıldı. Cindoruk,Türkiye’nin son dönemde büyük bir tehlike ile karşı karışa olduğunu ifade ederek, önceki gün Diyarbakır’da içinde belediye meclislerinin de yer aldığı toplantıda Türkiye Cumhuriyeti’ni tehdit eden bir bildirinin yayınlandığını vurguladı. Bir siyasî partinin kapatılmasına karşı olunabileceğini, ancak bunun nefret duygularının ortaya çıkmasına yol açmaması gerektiğini belirten Cindoruk, ‘’Çok ağır taleplerle yüklü ve ileri günlerde sokak hareketlerine gerekçe yapılabilecek bildirinin yayınlanmasına’’ tepki gösterdi. ‘’Kadınlarımızdan, annelerden, ablalardan bir şey rica ediyorum, çocuklarımızı sokaklardan toplayalım. Bu bildiriler, bu yayınlar, bu nefret duyguları, bu hatta kin ve hırs, intikam diyebileceğimiz duygular çocuklarımızı sokağa dökmeye sebep olmamalıdır. Güzel çocuklarımıza taş, sopa yakışmıyor. O yaşlardaki çocuklarımızın gözleri sadece okuma kitaplarında olmalı’’ diye konuştu.

“BU GİDİŞ, İYİ BİR GİDİŞ DEĞİL’’

“Bu gidiş iyi bir gidiş değil. Bu gidişin iyi bir gidiş olduğunu söyleyenler bizi kandırıyorlar’’ görüşünü savunan Cindoruk, Demokrat Parti olarak her zaman barıştan, huzurdan, demokrasiden ve Cumhuriyet’ten taraf olduklarını söyledi. DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk, sözlerine şöyle devam etti: ‘’Bizim işimiz kavgayla, sopayla, yumrukla olamaz. Buna evvela çocuklarımızdan başlayacağız. Çocuklarımızı sokaktan toplarsak, bir takım fevkalade yanlış düşüncelere kapılmış insanların bu istikamette çocukları kullanmasını önlersek, sokaklardaki karşı koyuşlar gevşeyecektir. İki başkenti olamaz bir ülkenin. Bir başkentimiz Ankara, bir başkentimiz Diyarbakır... Bunu çok sakıncalı buluyorum.’’ Hiçbir ülkede, hiçbir sorunun sokaklarda çözülemediğini, çözüm yerinin daima parlamento olduğunu ifade eden Cindoruk, ‘’Kapatılan partinin geride kalan milletvekillerinin parlamentodan çekilmesini çok yanlış buluyorum. Onun getireceği sıkıntıları hep birlikte yaşayacağımızı düşünüyorum. Ve ümit ediyorum ki düşündüklerim olmaz’’ dedi.

15.12.2009


 

Mağdur esnaftan akl-ı selime davet

TÜRKİYE Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, siyasi gerilimler sonrası, dükkânları taşlanan, camları kırılan, malları zarar gören esnaf ve sanatkârın faturayı ödediğini belirterek, yasa dışı olaylara sebep olanları aklı selime davet etti.

Palandöken yaptığı yazılı açıklamada, esnaf ve sanatkârın, her siyasi gerilimde kepenk kapatmak durumunda kaldığını dile getirdi. Ülkede yaşanan siyasî gerilimler sonrası, dükkânları taşlanan, camları kırılan ve malları zarar gören esnaf ve sanâtkarın faturayı ödediğine dikkati çeken Palandöken, yetkilileri, acilen tedbir almaya çağırarak, zarar görenlerin bir an önce düzlüğe çıkarılması gerektiğini ifade etti. Yasa dışı gösteriler sebebiyle hem halkın hem de esnafın mağdur olduğunun altını çizen Palandöken şunları kaydetti: ‘’Ortaya çıkan yasa dışı gösteriler bölgeye ve esnafımıza büyük zarar veriyor. Can ve mal güvenliği olmayan esnaf kepenk kapatmak zorunda kalıyor. İş yapamayan esnaf bir de cam ve tabelaların kırılması nedeniyle zarar görüyor. Ülke nüfusunun üçte birini oluşturan esnaf ve sanatkârların mağdur olması demek, toplumun tamamının mağdur olması demektir. Yasa dışı bu olaylara neden olanları aklı selime davet ediyoruz.’’

15.12.2009


 

Gösericilere silâh çeken 3 kişiden ikisi serbest

BEYOĞLU'NDA izinsiz gösteri yapan kişilere silâh çektikleri gerekçesiyle gözaltına alınan 3 kişiden 2’si savcılık talimatıyla serbest bırakıldı.

Diğer şüpheli ise başka suçtan adliyeye sevk edildi. DTP İstanbul İl Başkanlığı önünde önceki gün yapılan basın açıklamasının ardından, yürüyüşe geçen ve araç, iş yeri ile evlerin camlarına taş atarak zarar veren göstericilere silâh, bıçak ve kesici alet çektikleri gerekçesiyle S.Ü, T.G. ve S.Z. gözaltına alındı. Beyoğlu İlçe Emniyet Müdürlüğündeki işlemleri tamamlanan T.G. ve S.Z. savcılık talimatıyla polis merkezinden serbest bırakılırken, S.Ü. ise adliyeye sevk edildi. S.Ü’nün emniyette ‘’hırsızlık’’ suçuna ilişkin kaydı bulunduğu ve bu gerekçeyle adliyeye gönderildiği öğrenildi.

15.12.2009


 

Sıkıntıları milletle aşarız

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün İstanbul’da yaşanan olaylarla ilgili olarak, bazı iller ve semtlerde lokal sıkıntılar yaşandığını ancak bunların genele yönelik olmadığını belirterek, “Ama meydanlarda siyasi liderler bu süreci germek için elinden geleni yaptığı sürece de bazı sıkıntılar olur. Ama bu sıkıntıları da biz yine milletle aşacağız. O liderlerle değil” dedi.

Başbakan Erdoğan, bütçe görüşmeleri için TBMM’ye gelişinde gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Erdoğan, DTP’lilerin istifalarını sunmalarıyla ilgili bir soruya “Her zaman benim bir ifadem var; doğmamış çocuğa don biçilmez” cevabını verdi. İstanbul’da önceki gün yaşanan olayların hatırlatılması üzerine ise Erdoğan, şunları kaydetti: “Bu lokal olayları mevzi olayları böyle abartarak yayınlamak bana göre çok ciddi bir yanlış. Medyaya bu noktada yine çok önemli görev düşüyor. Özellikle görsel medya bu noktada sürekli olarak bunu çevirip çevirip yayınlaması doğru değil. Yani bu ülkede bazı illerimizde, bazı semtlerde maalesef bazı tahrikler sebebiyle olan bu olayların bu kadar böyle abartılı bir şekilde verilmesi doğru değil. Yani şüphesiz ki bazı yerlerde bazı sıkıntılar var ve bu sıkıntılar genele yönelik değil. Bunların hepsi millî birlik, kardeşlik süreci içerisinde demokratik açılım süreci içerisinde açılacak olan bir süreçtir. Dayanışma içerisinde olduktan sonra milletimizle beraberlik içerisinde olduktan sonra bunları aşarız. Ama tabiî meydanlarda siyasî liderler bu süreci germek için elinden geleni yaptığı sürece de bazı sıkıntılar olur. Ama bu sıkıntıları da biz yine milletle aşacağız. O liderlerle değil” dedi.

15.12.2009


 

Tasfiye işlemlerini Maliye yürütecek

ANAYASA Mahkemesinin DTP’nin kapatılmasına ilişkin kısa kararı ile Partinin tasfiye işlemlerinin Maliye Bakanlığı’nca yapılmasına ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının dünkü Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından DTP’nin tasfiye süreci başladı.

Maliye Bakanlığı, Anayasa Mahkemesi’nce kapatılan DTP’nin mal varlığı ile borç ve alacaklarının tespiti için valilere birer yazı gönderiyor.

15.12.2009


 

DTP levhası, Genel Kurul Salonundan kaldırıldı

TBMM Genel Kurulunda, kapatılan DTP milletvekilleri için ayrılan bölümde partinin isminin yazıldığı levha kaldırıldı.

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, 2010 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Tasarısının tümü üzerindeki görüşmeler için toplanan Genel Kurul’da ilk olarak kendi imzasını taşıyan TBMM Başkanlığı tezkeresini okuttu. TBMM Katip Üyesi Murat Özkan, Anayasa Mahkemesinin, DTP’yi kapatma kararı verdiği, kapatma kararının verildiği tarihte parti tüzel kişiliğinin sona erdiği ve DTP’nin TBMM’deki bütün faaliyetlerinin sona erdiğine ilişkin tezkereyi okudu. Ayrıca, partinin isminin yer aldığı levhanın da söküldüğü görüldü.

15.12.2009


 

Bir an önce anayasayı değiştirin

İnsan Hakları İzleme Örgütü DTP’nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasıyla ilgili yayınladığı raporunda Türkiye’nin bir an önce anayasa değişikliğine giderek parti kapatmaların önüne geçmesi gerektiğine dikkat çekti.

Bir an önce anayasayı değiştirin

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Türkiye’nin bir an önce anayasa değişikliğine giderek, parti kapatmaların önüne geçmesi gerektiğine dikkat çekti. HRW Türkiye uzmanı Emma Sinclair’in DTP’nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasıyla ilgili hazırladığı raporda, yürürlükteki mevcut kanunların Türkiye’de kişilerin siyasete aktif katılımını garanti altına almadığını ve dolayısıyla insan haklarıyla uyumlu olmadığına işaret edildi. Raporda, “DTP’nin kapatılması, Türkiye’nin siyasi katılımı garanti altına alması bakımından bir anayasa reformuna ne derece ihtiyacı olduğunu gözler önüne seriyor” ifadesi kullanıldı. DTP’nin, Anayasa Mahkemesi tarafından oy birliğiyle kapatıldığı hatırlatılan raporda, bunun Türkiye’de kapatılan 25. parti olduğu, partinin 37 üyesinin de 5 yıl boyunca siyasetten men edildiği belirtildi. HRW raporunda, “DTP, Türkiye’de uluslararası insan hakları standartlarına uymayan ilgili kanunların son kurbanıdır” ifadesine yer verildi. Raporda, Cumhuriyet Başsavcılığın; DTP hakkında terör örgütü PKK ile bağlantısı olduğu gerekçesiyle 2 yıl önce suç duyurusunda bulunduğunu, Anayasa Mahkemesi’nin oy birliğiyle verdiği kararın da bu suçlamaları onaylar nitelikte olduğu belirtiliyor.

Bu suçlamaların tamamen parti üyelerinin çeşitli yerlerde sarfettikleri sözlerden ve meclisteki konuşmalarından oluştuğunu belirten raporda, “Ancak bu söylemlere baktığımızda bu kişilerin konuşmaları açık bir şekilde şiddeti körüklemiyor” denildi.

AKP’nin başlattığı demokratik açılımı da raporuna ekleyen HRW, ancak DTP’nin kapatılmasının hükümetin Kürt sorununu çözme çabalarına darbe indirdiğini açıkladı. HRW, Türkiye’de bundan sonrası için benzer olayların yaşanmaması için anayasa değişikliğinin acil bir ihtiyaç olduğunu vurguladı.

15.12.2009


 

Açılıma ilk darbeyi PKK vurdu

AB Komisyonu Sözcüsü Amadeu Tardio, demokratik açılım sürecine vurulan darbenin PKK’nın saldırıları ile başladığını ifade ederek, “DTP’nin Anayasa Mahkemesince kapatılması konusunda ise, öncelikle şunu söylemek isterim ki, bu partinin terörü açıkça kınamamış olması ve terör örgütü ile arasına yeteri kadar mesafe koymamış olması Komisyon olarak doğru bulmuyoruz” dedi.

AB: AÇILIMA İLK DARBEYİ PKK VURDU

Avrupa Komisyonu Sözcüsü Amadeu Altafaj Tardio, DTP’nin kapatılması ile ilişkin AB’nin pozisyonu konusunda, demokratik açılım sürecine vurulan darbenin PKK’nın saldırıları ile başladığını ifade ederek, geçtiğimiz hafta içerisinde 7 askerin ölümüne sebap olan terör olayının kınandığını belirtti. Sözcü Tardio, şunları kaydetti: “Ölen askerlere başsağlığı ve yakınlarına da üzüntülerimizi iletiriz. Türkiye’nin güney doğusunun ekonomik ve kültürel gelişme kadar barışa demokrasiye ve istikrara da ihtiyacı vardır. Demokratik açılım her Türk vatandaşının yaşam standardını yükseğe çıkarmayı hedeflemekte ve onlarca yıllık şiddetten sonra sorunların diyalogla çözülebileceği beklentilerini yükseltmektedir. Bu açılımın başarısı her siyasî parti ve her toplum kesiminden alacağı desteğe bağlıdır. DTP’nin Anayasa Mahkemesi’nce kapatılması konusunda ise öncelikle şunu söylemek isterim ki, bu partinin terörü açıkça kınamamış olması ve terör örgütü ile arasına yeteri kadar mesafe koymamış olması Komisyon olarak doğru bulmuyoruz. Öte yandan bu parti ve milletvekilleri Türkiye’de oy veren önemli bir kısım vatandaşı temsil ediyor. Bu da demokratik açılımın başarıya ulaşması için önemli bir ayak. Komisyon bu konuyu insan hakları çerçevesi, AB standartları ve Venedik Konvansiyonu açısından yakından incelemeye devam edecektir. Bu konuda Avrupa Dönem Başkanlığının da görüşleri aynı yöndedir” Ermenistan -Türkiye ilişkileri ile de ilgili açıklama yapan sözcü, protokolün imzalandıktan sonra hayata geçirilmemesi konusunda da ilişkilerin geleceği ve sürecin başarısı hakkında endişeler duyulmaya başlandığını kaydetti.

15.12.2009


 

Grizuda üç gözaltı

Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde meydana gelen maden ocağı göçüğüyle ilgili olarak 3 kişi gözaltına alındı. Gözaltılar, olayla ilgili soruşturmayı yürüten Mustafakemalpaşa Cumhuriyet Savcılığının talimatıyla yapıldı. Geçen Perşembe gecesi meydana gelen göçükte 19 madenci hayatını kaybetmişti.

Madendeki göçükle ilgili 3 yetkili gözaltına alındı

Mustafakemalpaşa ilçesinde maden ocağındaki göçükle ilgili aralarında işletme müdürünün de yer aldığı 3 firma yetkilisinin gözaltına alındığı bildirildi. Alınan bilgiye göre, olayla ilgili soruşturmayı yürüten Mustafakemalpaşa Cumhuriyet Savcılığının talimatıyla, maden ocağını işleten firmada görevli 3 kişi ‘’19 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayda ihmalleri oldukları’’ iddiasıyla gözaltına alındı. Gözaltına alınan kişilerin işletme müdürü F.Ç. ile işçilerden sorumlu H.Ç. ve B.E. olduğu belirtildi. Jandarma ekiplerince önceki gün akşam maden ocağında gözaltına alındıktan sonra Cumhuriyet Savcısı tarafından sorgulanan zanlıların, Adliye’ye sevk edilecekleri bildirildi.

15.12.2009


 

Saadet Partisinden “Kudüs Nöbeti”

Saadet Partisi İstanbul İl Başkanlığınca, ‘’Kudüs Nöbeti’’ çadırı kurulacak.

Saadet Partisi İl Başkanlığından yapılan yazılı açıklamada, İstanbul Valiliğinden alınan izin çerçevesinde Eyüp Meydanı’nda kurulacak çadırda, 16 Aralık Çarşamba sabahı ‘’Kudüs Nöbeti’’ tutulmaya başlanacağı bildirildi. Nöbeti, partinin ilçe teşkilatlarının yanı sıra, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve gönüllülerinin de tutabileceği belirtilen açıklamada, ayrıca, nöbet tutmak isteyenlerin partinin il başkanlığı ile irtibata geçerek kayıt yaptırabilecekleri ve kayıt yaptıranların daha sonraki haftalarda nöbet tutabilecekleri kaydedildi. Bu arada, Kudüs’e ulaşmak üzere İngiltere ve Fransa’dan hareket eden ‘’Filistin’e Özgürlük Konvoyu’’ üyelerinin de, 16 Aralık Çarşamba günü İstanbul’da olmasının ve çadıra uğramasının beklendiği belirtildi. Filistin ile ilgili video gösterisi, seminer ve fotoğraf sergisi gibi etkinliklerin düzenleneceği çadırdaki nöbetin, 1 ay süreceği kaydedildi.

15.12.2009


 

9 kuruluş farklı dilde yayın istedi

RTÜK’e, 9 televizyon ve radyo kuruluşu, ‘’Farklı dil ve lehçelerde yayın yapmak’’ üzere başvuruda bulundu.

RTÜK’ten alınan bilgiye göre, konuyla ilgili yönetmelik değişikliğinden sonra farklı dil ve lehçelerde 24 saat yayın yapmak üzere 9 kuruluş Üst Kurul’a başvurdu. Başvuruların bu hafta RTÜK’ün gündemine geleceği, kuruluşların bir kısmının hali hazırdaki eski yönetmeliğe göre haftada belli süre farklı dil ve lehçelerde yayın yapan kuruluşlar olduğu bildirildi. Üst Kurul’un bu başvuruları inceleyerek toplantıda karara bağlayacağı kaydedildi.

15.12.2009


 

Mübarek, Türkiye’ye geliyor

MISIR Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in, Türkiye’ye 15-17 Aralık 2009 tarihlerinde çalışma ziyareti gerçekleştireceği bildirildi.

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan yazılı açıklamada, Mübarek’in ziyareti vesilesiyle yapılacak görüşmelerde, başta ikili ilişkiler ve Orta Doğu’daki gelişmeler olmak üzere bölgede ve uluslararası alanda iki ülkeyi yakından ilgilendiren meselelerin ele alınacağı belirtildi.

15.12.2009


 

Bağış: AB konusunda MEB ile çalışma içindeyiz

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB konusundaki gelişmelerin Ankara’dan değil Türkiye’nin her yerinden hissedilmesinin sağlanması için Millî Eğitim Bakanlığı ile yoğun bir çalışma içerisine girdikleri söyledi.

Millî Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’yu ziyaret eden Bağış, görüşmeden sonra yapılan ortak açıklamada, eğitim ve kültür faslı başta olmak üzere Millî Eğitim Bakanlığı ile yakın çalışma içinde oldukları AB müktesebatını ve fasılları gözden geçirme imkanı bulduklarını, aynı zamanda Millî Eğitim Bakanlığını ortak çalışma kararlılığı içinde gördüklerini kaydetti. Bağış, şunları belirtti: “Bundan sonra 81 ilimizdeki öğretmenlerimize, öğrencilerimize ulaşabilmek, onlara AB hakkında yeni gelişmeleri aktarabilmek, gerekirse eğitim müfredatı içerisine AB ile ilgili bilgilerin yerleştirilmesini sağlamak, AB heyecanının yeniden artması için öğrencilerimizin bilgilendirilmesi, onların arasında açılacak yarışmalar çerçevesinde yeni projelerin üretilmesi, model Avrupa Parlamentosu çalışmalarının yapılabilmesi, belki millî eğitim müdürlerimizin toplantılarında AB süreciyle onların ve dolayısıyla öğretmenlerimizin bilgilendirilmesi, AB konusundaki gelişmelerin Ankara’dan değil Türkiye’nin her yerinden hissedilmesinin sağlanması için Millî Eğitim Bakanlığı ile yoğun bir çalışma içerisine girme konusunda bir kararlılığa vardık.”

15.12.2009


 

YTL'nin son günleri

Yenİ yılın ilk günü itibarıyla yürürlükten kaldırılacak Yeni Türk Lirası’nın (YTL) geri dönüşüm oranının banknotlarda yüzde 97, madenilerde ise yüzde 48 olarak gerçekleştiği bildirildi.

Merkez Bankası Bursa Şubesi yetkililerinden alınan bilgiye göre, paradan altı sıfırın atılmasıyla birlikte 1 Ocak 2005 tarihinde tedavüle çıkarılan YTL, son günlerini yaşıyor. ‘’Yeni’’ ibaresinin 1 Ocak 2009’da kaldırılmasına karar verilmesiyle birlikte piyasadan toplanmaya başlanan ancak halen kullanılan banknot ve madeni paraların geri dönüşümü sürüyor. Ülke genelinde YTL’nin geri dönüşüm oranının banknotlarda yüzde 97, madeni paralarda ise yüzde 48 olarak gerçekleştiği bildirildi. Yıl sonuna kadar bu oranın biraz daha artacağını belirten yetkililer, paraların 1 Ocak 2010 itibarıyla yürürlükten kalkacağını, dolayısıyla kullanılamayacağını bildirdi. Yetkililer, Yeni Türk Lirası banknotların 10 yıl boyunca Merkez Bankası ve Ziraat Bankası şubelerince değiştirilebileceğini belirtti.

15.12.2009


 

Avukatlar yeni yasa istiyor

Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in katılımıyla Nevşehir’in Kozaklı ilçesinde düzenlenen ‘’Avukatlık Meslek Sorunları ve Yargı Reformu Stratejisi’’ konulu konferansta, yeni Avukatlık Yasası için çalışma başlatılması kararlaştırıldı.

Konferansı düzenleyen Kayseri Baro Başkanı Ali Aydın, yaptığı açıklamada, avukatlık meslek sorunlarının düzeltilmesi ve yargı reformu stratejisi çalışmasına destek sağlanması amacıyla 12-13 Aralıkta düzenledikleri konferansın verimli geçtiğini bildirdi. Toplantıya Türkiye Barolar Birliğinin yanı sıra 58 baronun temsilcilerinin katılmasının sorunların çözümü açısından önemli olduğunu belirten Aydın, toplantıya Adalet Bakanı Ergin’in üst düzey bakanlık bürokratlarıyla katılmasından memnun olduklarını ifade etti. Toplantıda avukatların sorunlarını anlatan ve bakanlık yetkililerine ileten baro temsilcilerinin en çok yeni Avukatlık Yasası çıkarılması konusunda talepte bulunduğunu bildiren Aydın, ‘’Toplantıda, talepler doğrultusunda yeni Avukatlık Yasası yapılması için Türkiye Barolar Birliğinin çalışması gündeme getirildi. Sayın Bakan, Türkiye Barolar Birliğinin yapacağı çalışmayı hiçbir müdahalede bulunmadan meclisten geçireceğine dair bize açık çek verdi. Bu onu da meclisten geçirilmeye çalışılacak’’ dedi.

15.12.2009


 

Memurların sicil notu dâvâlık oldu

Türk Sağlık-Sen, kamu çalışanlarının görevde yükselme sınavlarına katılmasında avantaj sağlayan sicil notu, takdirname ve ödüller gibi unsurların değerlendirme dışında tutulması için dâvâ açtı.

Alınan bilgiye göre, sendikanın Danıştay’da açtığı dâvânın dilekçesinde, kamuda görevde yükselme sınavına katılmak için yapılan sıralamada önemli avantaj sağlayan sicil notu, takdirname ve ödüllerin objektifliğini yitirdiği savunuldu. Dilekçede, memurların öğrendikleri düşük sicil notları hakkında açtıkları davalarda mahkemelerin ‘’objektif ve nesnellikten uzak dolduruldukları için’’ bu notları iptal ettiğine işaret edildi. Takdirname ve ödüllerin keyfilikle, ‘benim adamım’ anlayışıyla ve mutlak takdirle dağıtıldığı” savunulan dilekçede, ayrıca daha önceki sınavlarda başarısız olanların ve sınava girmeyenlerin puanının düşürülmesinin ise fırsat eşitliği ilkesine aykırı olduğu belirtildi. Dilekçede, bu kriterlerin sınava girişlerde değerlendirme dışında tutulması için sicil notu, takdirname ve ödüller gibi unsurların değerlendirme dışında tutulması talep edildi.

15.12.2009


 

Doğu’da Sibirya soğukları

KAR yağışının etkili olduğu Doğu Anadolu Bölgesi’nin kuzey kesimlerinde, özellikle geceleri hava sıcaklıklarının eksi 15 ve daha altına düşmesi bekleniyor.

Meteoroloji Bölge Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, Doğu Anadolu Bölgesi’nin bazı kesimleri Sibirya üzerinden gelen yüksek basınç sisteminin etkisi altına girdi. Bölgede gece en düşük hava sıcaklığı eksi 4 dereceyle Erzurum’da ölçüldü. Önceki gece ölçülen en düşük hava sıcaklıkları Ardahan’da eksi 2, Kars’ta eksi 1, Erzincan’da 1 ve Iğdır’da ise 2 derece oldu. beklenen en yüksek hava sıcaklıklarının ise Ardahan’da 0, Erzurum ve Kars’ta 3, Iğdır ve Erzincan’da 5 derece olması bekleniyor. Yetkililer, bölgede bugün özellikle gece sıcaklıklarında düşüşler yaşanacağını belirterek, eksi 15 ve daha altı derecelerin görülebileceğini ifade etti. Çarşamba günü bölgenin yeni bir yağışlı hava sisteminin etkisi altına gireceğini bildiren yetkililer, özellikle sabah saatlerinde meydana gelecek don, sis ve puslu hava şartlarına karşı vatandaşların dikkatli olmaları gerektiğini kaydetti.

Erzurum’da 61 köy yolu ulaşIma kapandI

ERZURUM'DA dün gece başlayan kar yağışı şehir merkezinde bazı köylerle ulaşımı kesti. İl Özel İdaresi’nden alınan bilgilere göre 61 köy yolu ulaşıma kapandı. Soğuk havaların etkisini artırmaya başladığı Erzurum’a dün gece kar yağdı. Merkezde bazı semtlerde elektrik kesintileri yaşanırken kar yağışı nedeniyle bazı köylerle ulaşım sağlanamadı. Kar yağışı nedeniyle bazı araç sürücüleri yollarda zor anlar yaşarken, önceki gece Erzurum Hava Limanı’nda uçuşlar iptal edildi. Dün etkisini azaltan kar yağışının önümüzdeki günlerde devam edeceği öğrenildi. Erzurum İl Özel İdaresi’nden alınan bilgilere göre Erzurum merkez ve ilçelerinde 61 köy yolu aşırı yağış nedeniyle ulaşıma kapandı. Karla mücadelenin sürdüğü köylerde toplam 469 kilometrelik mesafede yol açma çalışmaları sürüyor. Meteoroloji Bölge Müdürlüğü yetkililerinin yaptığı açıklamaya göre merkezde kar kalınlığı 10 santimetre olarak ölçülürken yağışın önümüzdeki günlerde yeniden başlayacağını bildirildi.

15.12.2009


 

KARBONMONOKSİTTEN 3 KİŞİ ZEHİRLENDİ

KAYSERİ’DE kömür sobasından karbonmonoksit gazı sızması sonucu aynı aileden 3 kişi zehirlendi.

Melikgazi İlçesi Battalgazi Mahallesi Yemlik Sokak’ta Seda Ergin (31) ile çocukları Gizem (4) ve Cem Deniz Ergin (3), gece yatarken yakılan kömür sobasından karbonmonoksit gazı sızması sonucu zehirlendi. Sabah yakınları tarafından evde baygın bulunan Ergin ailesi fertleri, Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alındı. Hastane yetkilileri, çocukların hayati tehlikeyi atlattığını, anne Seda Ergin’in hayati tehlikesinin bulunduğunu kaydettiler.

15.12.2009


 

Mahsur hacılar yurda döndü

MUKADDES topraklarda hac vazifesini yerine getirdikten sonra Cidde Havalimanı’nda 3 gün mahsur kalan yaklaşık 500 hacı, yurda döndü.

Hacıları taşıyan uçaklar, Ankara Esenboğa Havalimanı’na önceki gece saat 03.50 sıralarında indi. Hacılar, havalimanında kendilerini bekleyen yakınlarıyla hasret giderdi. Dönüş hazırlığı yaptıkları sırada 3 gün boyunca havalimanında bekletilmelerine tepki gösteren hacılar, mağduriyetlerine sebep olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nı gösterdi. Cuma sabahı saat 05.00’da Türkiye’de olmaları gereken yaklaşık 500 hacı, 3 gün Cidde Havalimanı’nda mahsur kaldıktan sonra gece saat 03.50 sıralarında uçakla Esenboğa’ya indi. 3 gündür yakınlarından haber alamayan hacı yakınlarının ise endişeli bekleyişi sona erdi. Havalimanına indikten sonra yaşadıkları 3 günü anlatan bir hacı, “Mahsur kaldık. Betonda yattık. Neden bekliyoruz diye sorduğumuz yetkililer uçağımızın arıza yaptığını söyledi. Hepimiz perişan bir haldeydik” dedi. Havalimanında mahsur kalmalarının ardından Türk bayrağı açıp eylem yaparak durumlarını protesto ettiklerini belirten hacılar, konuyu basının gündeme getirmesinin ardından yurda dönüş yapabildiklerini söyledi. Hacılar, mağduriyetlerinden sorumlu tuttukları Diyanet’e tepki gösterdi.

15.12.2009


 

İlâcın ucuzlaması sebebiyle 7 bin eczane kapanacak

ISPARTALI eczacılar 4 Aralık’tan önce raflarında kalan ilaçlardan doğan zararlarını tespit etmeye başladı.

Hükümet’in tasarruf tedbirleri kapsamında ilâç iskontolarında indirim uygulaması 4 Aralık 2009 tarihinde hayata geçmişti. Eczacılar stok yapmamalarına rağmen bu tarihten önce alıp raflarında kalan ilâçlardan doğan zararlarını tespit ederek, Türk Eczacılar Birliği’ne bildirmeye başladı. Konuyla ilgili bir açıklamada bulunan Eczacı Mustafa Aytaç, ilâç fiyatlarında düşüş olacağını bildikleri için stok yapmadıklarını söyledi. Kendi tedbirlerini almalarına rağmen ilaçların rafta kaldığını dile getiren Aytaş, “Şimdi raflarımızda kalmış ilâçları tek tek tespit ederek, Türk Eczacılar Birliğinin web sitesindeki bildirim formuna iletiyoruz. Aradaki fark firmalara bildirilecek ve ilâç firmaları eczacıların zararını karşılayacak. Artık ilâçlar düşen fiyatlar üzerinden satılıyor. Aradaki farkın geri ödenmesine ilişkin uygulamanın nasıl olacağını hep birlikte göreceğiz” dedi. Eczane raflarındaki ilâçların yüzde 50’sinde fiyatların düştüğünü hatırlatan Aytaç, şöyle konuştu; “Gündelik veya raporlu ayrımı olmaksızın ilâçlarda yüzde 50’ye varan düşüşler var. 100 TL’lik bir ilâçta eczacı yüzde 20 ıskontoyla 20 TL kazanırken, 80 TL’ye inen aynı ilâçtan şimdi 16 TL kazanıyor. Kâr marjı azalıyor ancak giderler artıyor. İşte bu nedenle yıl sonuna kadar cirosu düşük 7 bin eczanenin kapanması bekleniyor.”

15.12.2009


 

Denizli’de otobüs devrildi: 37 yaralı

DENİZLİ'NİN Acıpayam ilçesinde bir otobüsün devrilmesi sonucu meydana gelen trafik kazasında 37 kişi yaralandı.

Edinilen bilgiye göre Antalya’dan Bodrum’a gitmekte olan Asım Sertkaya yönetimindeki 48 UP 939 plakalı otobüs, Acıpayam yakınlarında bir kavşakta şarampole devrildi. Kazada yaralanan 37 yolcu Acıpayam Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Yaralılardan durumları ağır olan Ahmet Acar, Yılmaz Yazgan, Ariadna Karataş ve Yusuf Alagöz Denizli Servergazi Devlet Hastanesi’ne, Bekir Karataş, Halil Uğur, Begüm Coşkuner, Ertuğrul Coşkuner, Gülşen Okan, Mustafa Nezih Aydın, Şefik Arslan, Çiğdem Vural, Onur Uğur Şahverdi, Müge Coşkuner, ve Ülker Güner Vakitbilir Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi’ne, Denizli Devlet, ile Özel Cerrahi hastanelerine sevk edildi. Yaralılardan bazılarının hayati tehlikesinin bulunduğu bildirilirken Acıpayam ilçesinde tedavi edilen 22 yaralının durumlarının iyi olduğu öğrenildi.

15.12.2009


 

10 bin öğretmen yarın atanacak

MİLLÎ Eğitim Bakanlığının (MEB), yarın 10 bin öğretmenin atamasını yapacak.

MEB, resmî eğitim kurumlarının öğretmen ihtiyacını karşılamak üzere 2008/2009 KPSSP10 sonuçlarını esas alırak ilk atama, açıktan/kurumlararası yeniden atama, açıktan/kurumlararası ilk atama ve Beden Eğitimi alanına millî sporcu olanlardan sınavsız atanma yoluyla toplam 10 bin kadrolu öğretmen ataması gerçekleştirecek. Başvuruların değerlendirilmesinden sonra atama işlemleri 16 Aralık 2009 Çarşamba günü bilgisayar kurasıyla yapılacak. 10 bin kadronun, 8 bin 980’i ilk atama, 700’ü açıktan/kurumlararası yeniden atama, 300’ü açıktan/kurumlararası ilk atama, 20’si ise beden eğitimi alanına millî sporcu olarak sınavsız atanacaklar için ayrıldı.

15.12.2009


 

Eğitim konusu masaya yatırıldı

EĞİTİM-BİR-SEN İzmir Şube Başkanlığı tarafından Eğitim-öğretim Bilim Hizmet Kolu Çalışanları Sorunları ve Çözüm Önerileri Şurası İzmir Çalıştayı düzenlendi.

Eğitim-öğretim çalışanlarının komisyonlar halinde temel sorunları masaya yatırdığı toplantıya Dokuz Eylül Üniversite İlâhiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ömer Dumlu, İzmir İl Millî Eğitim Müdür Vekili Saadettin Dumlu, Eğitim-Bir-Sen İzmir Şube Başkanı Abdurrahim Şenocak, Menemen Kaymakamı Turgut Subaşı, Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkan Vekili Yusuf Kenan Çakar, Ege Üniversitesi Prof. Dr. Cüneyt Özcoşkunlar, Memur-Sen Konfederasyonuna bağlı sendika başkanları ve çok sayıda eğitimci katıldı. Şura toplantısında eğitim çalışanlarının sorunları ve çözüm önerileriyle ilgili rapor hazırlanacağı hatırlatıldı.

15.12.2009


 

Hayvancılık yanlış politika kurbanı

Son bir yılda küçükbaş hayvan fiyatının yüzde 60-70 civarında artması üzerine yetiştiricilerin, dişi kuzuları damızlık için elinde tutmaya başladığı, kesime giden küçükbaşların yüzde 90’ını erkeklerin oluşturduğu belirtildi.

Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ, yaptığı açıklamada, hayvancılık politikasında yapılan yanlışlıklar nedeniyle son 30 yılda küçükbaş hayvan sayısının 5’te 1’ine gerileyerek 10 milyona düştüğünü ileri sürdü. Tüketim alışkanlıklarının değişmesi, yünü ve sütünün üreticisine para kazandırmaması gibi nedenlerin de etkisiyle azalan hayvan sayısı sonucunda fiyatların son bir yılda yüzde 60-70 arasında artış gösterdiğini dile getiren Yalçındağ, Kurban Bayramı öncesinde kemikli kuzu etinin kilosunun 24 liraya kadar çıktığını anlattı.

Fiyatlardaki bu artışın ardından yetiştiricilerin, damızlıkları elinde tutmaya başladığını vurgulayan Yalçındağ, şöyle devam etti:’’Küçükbaş etinin para etmesi, olumsuzluklara rağmen bu sektörden çıkmayan üreticilerin yüzünü güldürdü. En azından zarar etmemeye başladılar. Anasını, kuzusunu kesip kurtulmaktansa elindeki hayvan sayısını artırmayı planlamaya başladılar. Yaklaşık 4-5 ay öncesinde kesime gelen kuzuların yüzde 40-50’si erkek oluyordu. Şimdilerde ise kesime gönderilenlerin yüzde 90’ını, hatta fazlasını erkekler oluşturuyor. Bu durum, yetiştiricilerin, dişileri damızlık için elinde tuttuklarını gösteriyor.’’

Yalçındağ, elde tutulan kuzuların 1 yaşını tamamlayınca önümüzdeki yıllarda yavru yapacağını belirterek, ‘’Bu olumlu gelişme, küçükbaş hayvan sayısındaki azalmanın hızını kesecek ancak yeterli olacağını düşünmüyorum. Küçükbaş hayvancılığa yönelik teşvik edici desteklerin hayata geçirilmesi gerekiyor. Üreticinin en azından kış aylarında yem ihtiyacını karşılaması sağlanabilmeli’’ dedi.

Teşviğin yanı sıra küçükbaş hayvanın yününün ve sütünün değerlendirilmesi için bazı projelere ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Yalçındağ, ‘’Üretici kazanamazsa gelecekte yine anasını, kuzusunu kesecektir. Yetiştiricinin kazanması, üretmesi gerekiyor. Sürekli söylediğim gibi, destek olmaması durumunda, gelecek yıllarda küçükbaş hayvanları sadece hayvanat bahçesinde görürüz’’ diye konuştu. Yalçındağ, Kurban Bayramı’ndan sonra ete olan talebin düştüğünü ve özellikle küçükbaşlar için bir dengenin oluştuğunu belirterek, eldeki küçükbaş hayvanların bir süre ülke ihtiyacını karşılamaya yeteceğini, sonraki süreç için yavruların yetişeceğini sözlerine ekledi.

15.12.2009


 

Van fuara hazırlanıyor

KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın verdiği destekle gelecek yıllarda bölgesel bir turizm fuarı düzenlemeye hazırlanan Van’da, sınır kapısının açılması halinde doğacak potansiyelin değerlendirilmesi amacıyla çalışma yapılıyor.

Travel Turkey İzmir Turizm Fuarına bir stantla katılan Van’ın Vali Yardımcısı Halil Berk, kentin İran’dan gelen turistlerin uğrak noktası olduğunu, Ermenistan ile ilişkilerin normalleşmesi halinde bu ülkeden de önemli miktarda turist gelebileceğini belirtti. Bölgede bu potansiyele hazırlık yapabilmek amacıyla bir fuarın düzenlenmesinin gündemde olduğunu, bakanlık ve TÜRSAB’ın desteğiyle o coğrafyanın çehresini önemli ölçüde değiştirecek bir fuar organize etmek istediklerini ifade eden Berk, fuar binalarının inşası konusunda Turizm Bakanlığının desteğinin beklendiğini bildirdi.

Van’ın İran ile geniş bir sınırı olmasına rağmen karayolu çıkış kapısının bulunmadığını, Kapıköy sınırının açılması için çalışma yapıldığını kaydeden Berk, Türkiye tarafında hazırlıkların tamamlandığını, İran tarafının beklendiğini söyledi. Berk, Ermenistan ile sınırın açılması halinde Van’ın özellikle inanç turizmi konusunda büyük avantaj yakalayabileceğini belirterek, ‘’Restore edilen Akdamar Kilisesi Anıt Müzesi’ne Ermenistan’dan karayoluyla çok sayıda turist gelecektir’’ dedi. Türkiye ve Ermenistan arasındaki yakınlaşma, iki ülkeden turizmcileri umutlandırdı. 2004 yılından bu yana Türkiye’de çeşitli turizm etkinliklerine katılan Ermenistan Seyahat Acenteleri Birliği (AATA) Başkan Yardımcısı Yeğişe Tanaşyan, Türkiye’yi kendilerine birçok Avrupa ülkesinden daha yakın hissettiklerini belirterek, turizmin iki ülke insanının kaynaşmasına büyük faydalarının dokunacağını söyledi.

İzmir’de düzenlenen Travel Turkey Fuarında AATA olarak açtıkları stantta soruları cevaplayan Tanaşyan, Türkiye’de katıldıkları turizm organizasyonları ve fuarlarda yoğun ilgi gördüklerini, insanların Ermenistan’ı merak etmesinin kendilerini mutlu ettiğini ifade etti.

15.12.2009


 

2 İETT otobüsü taş yağmuruna tutuldu

SANCAKTEPE’DE yolcuları bırakıp garaja gitmek için yola çıkan 2 İETT otobüsü, bir grup PKK sempatizanı tarafından durduralarak taş yağmuruna tutuldu.

Her iki otobüsün de büyük hasar gördüğü olayda şoförlerden biri yaralandı. Edinilen bilgiye göre, saat 22:00 sıralarında Sarıgazi Yenidoğan Yolu üzerinde toplanan bir grup, o sırada yoldan geçmekte olan 2 İETT otobüsünü durdurdu. Otobüs şoförlerinden biri grubun arasında kaçmaya çalışınca, grup otobüsü taş yağmuruna tuttu. Grubun arasında kalan otobüsün bütün camları kırılırken, şoför de atılan taşlarla yaralandı. Grup bu olaydan sonra ara sokaklara dağılarak gözden kayboldu. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri yaralı şoföre ilk müdahaleyi yaptıktan sonra hastaneye kaldırdı. Büyük hasar gören otobüsler de incelenmek üzere güvenli bir yere çekildi. Polis çevrede araştırma yaparak failleri yakalamaya çalıştı ancak şahıslar bulunamadı. Grubun arasından kaçan otobüsün şoförü olayı şöyle anlattı: “Yolcuları bıraktıktan sonra garaja gitmek için yola çıktık. Bir anda yaşları 15-16 olan 30 kişilik bir grup önümüzü kesti. Ben grubun arasından kaçmaya çalıştım. Arkamdan molotof kokteyli attılar ancak isabet ettiremediler. Diğer otobüs ise grubun arasında kaldı.”

15.12.2009


 

Organik ürün tarlada kaldı

MANİSA’NIN Saruhanlı ilçesinde, pamuğa alternatif olarak ekilen ve üretimi organik olarak yapılan biberin, bu yıl fiyatı maliyetini karşılamadığı gerekçesiyle tarlada bırakıldığı bildirildi.

Saruhanlı Ziraat Odası Başkanı Aydoğan Okur, yaptığı açıklamada, bu yıl 25 bin dekar alanda biber üretildiğini ancak üreticilerin maliyetini karşılamadığı için ürününü hasat etmediğini bildirdi. Okur, ‘’Bu yıl ekilen ve kış sezonunda hasadı yapılacak olan biberler tarlada kaldı. İşçilik ve diğer maliyetler yüksek, alıcı ise yok’’ dedi.

15.12.2009


 

İşitme engelli okuma-yazma kursu, öğretmen engeline takıldı

DENİZLİ Sağır ve Dilsizler Eğitim ve Kültür Derneği ile Halk Eğitim Merkezi’nin, işitme engellilere okuma yazma eğitimi verilmesi için hazırladığı okuma yazma kursu programı, işaret dilini bilen öğretmen bulunamadığı için başlatılamadı.

Denizli Sağır ve Dilsizler Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı İbrahim Çelebioğlu, yaptığı açıklamada, işitme engellilerden eğitimle ilgili büyük talep olmasına rağmen, eğitim verecek öğretmeni 3 aydır bulamamanın sıkıntısını yaşadıklarını söyledi. Denizli’de bin 750 işitme engelli vatandaş olduğunu,bunların çoğunun okuma yazma bilmediğini belirten Çelebioğlu, şunları kaydetti: ’’Okuma yazma kursu programını hazırladıktan sonra, işitme engellilere duyurduk. Yoğun bir ilgi oldu. Listelerimizi bile hazırladık. Ancak 3 aydır biz de Halk Eğitim Merkezi de eğitim verecek öğretmeni arıyoruz. Maalesef bulamadık. Programı başlatabilirsek, yaklaşık 300 işitme engelli kişiye okuma yazma öğreteceğiz.’’ Çelebioğlu, resmi kurumlarda sorunlarını anlatamamaktan dolayı büyük sorun yaşayan işitme engellilerin, bu kurs verildiği takdirde en azından yazıyla dertlerini anlatabilme imkânı yakalayacaklarını ifade etti.

15.12.2009


 

Tarihî Orta Mahalle, ‘örnek evlerle’ tanıtılacak

TRABZON’UN Akçaabat ilçesindeki Orta Mahalle’de, 19. yüzyıl Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşıyan tarihî evlerden 3’ü, aslına uygun restore edilerek turizme açılacak.

Akçaabat Belediye Başkanı Şefik Türkmen, yaptığı açıklamada, Trabzon Valiliği ile yaptıkları ortak proje kapsamında, 1998’de sit alanı ilan edilen Orta Mahalle’de, tarihi evlerden 3’ünün ev sahibiyle anlaşma sağlandığını, bu evlerin orijinaline uygun restore edilerek Trabzon turizmine kazandırılacağını söyledi. Mahallede yer alan 96 evin 34’ünün tescil edildiğini belirten Türkmen, ‘’Geriye kalan evlerin çoğu, ev sahiplerince terk edilmiş durumda. Bakımsız durumda olan bu evler, ilçe ve Trabzon turizmi için büyük önem taşıyor. O nedenle tarihi Orta Mahalle’yi kaldırmayı hedefliyoruz’’ dedi. 19. yüzyıl sivil Osmanlı mimarisinin örneği olan evler, sokakları, merdivenleri, duvarları ve çeşmeleriyle dikkat çekiyor.

15.12.2009


 

Gümüşhaneli dağcılılar Köse Dağ’a yürüdü

GÜMÜŞHANE Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü Derneği (GÜDAK), hafta sonu gerçekleştirdiği yürüyüş ile Köse Dağı’nda yürüdü.

Gümüşhane Valisi Enver Salihoğlu ve Millî Eğitim Müdürü Ferda Yıldırım ile GÜDAK sporcularının yanı sıra doktor ve öğretmenlerden oluşan 21 kişilik ekip, Gümüşhane’nin Köse ilçesine bağlı Subaşı köyünden başladıkları yürüyüşü, Maden yaylasından 2 bin 200 metre rakımlı Taşlı Burun Tepesi’ne kadar zirve tırmanışı şeklinde gerçekleştirdiler. Zirvede ilçenin ve bölgenin eşsiz manzarasını bir süre hayranlıkla izleyen sporcular, bol bol hatıra fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmediler. Taşlı Burun Tepesi’nin ardından Hurutlar mevkii ve Hamam Deresi vadisinden Köse Barajı şantiyesine ulaşan sporcular yaklaşık 12 kilometrelik parkuru 4 saatte aldılar.

15.12.2009


 

Denizden topladıkları çöplerle geçiniyorlar

SAMSUN’UN Alaçam ilçesi geyikkoşan mevkîinde oturan Mehmet Mutlu (58) ve ve Ayşe Mutlu (48) çifti derme çatma bir barakada hayatlarını sürdürüyor.

Alile geçimlerini deniz kenarından nişanba ve şişe toplayarak sağlamaya çalışıyor. Sağlıksız hayat şartları sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Kısa bir süre önce ameliyat olan Ayşe Mutlu, çok zor şartlar altında yaşadıklarını, yağmurlu havalarda barakadan içeri su aktığını, geceleri ise haşereleden uyuyamadıklarını söyledi. Ayşe hanım, elektrik olmadığı için mum ışığında oturmak zorunda kaldıklarını söylüyor. Gözü yaşlı Ayşe Hanım, kendilerini duyan ve gören tüm yetkili kişilerden yardım beklediklerini söylerken, çocuklarının ilgisizliğinden yakındı. İki kızı ve iki oğlu bulunan çiftin çocukları anne ve babalarını arayıp sormuyorlar.

15.12.2009


 

60 kilometre kanal yenilenecek

İZMİR Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (İZSU), 21 ilçede eski su kanallarını yenilemeye başladı.

Karşıyaka, Bayraklı, Çiğli, Bornova, Konak, Balçova, Narlıdere, Güzelbahçe, Buca, Karabağlar, Gaziemir, Menderes, Torbalı, Urla, Seferihisar, Menemen, Aliağa, Foça, Kemalpaşa, Bayındır ve Selçuk’ta toplam 60 kilometre uzunluğunda, ömrü dolmuş kanal şebekesi yenilenecek. Çalışmalar bir yılda tamamlanacak ve 3,5 milyon liraya mal olacak. İZSU yetkilileri, kanalı olmayan ilçe, mahalle ve köylerde bir yandan yeni şebeke döşeme çalışmaları devam ederken diğer yandan sokak aralarında çalışmayan kanalları da yenilediklerini belirtti. Yetkililer, “Caddelerde veya sokak aralarında, uzunluğu 100-200 metreyi bulan, eski, çöken ve çalışmayan kanalları yeniliyoruz. Bu yıl içinde 22 kilometre kanal yeniledik. Yeniden ihaleye çıktık ve 60 kilometre daha yenileyeceğiz.” dedi.

15.12.2009


 

Yeşil Vadi Projesi yakında hayata geçirilecek

BEYLİKDÜZÜ Bizimkent İlköğretim Okulu yemek salonunda düzenlenen sabah kahvaltısına Kaymakam Yusuf Odabaş, Belediye Başkanı Yusuf Uzun ve İlçe Millî Eğitim Müdürü İkram Kayapınar katıldı.

Öğretmen, öğrenci ve velilerin görüşlerini ve isteklerini dinleyen Başkan Uzun, “Yeşil alan bakımından Beylikdüzü üst bir noktada. Yeşil Vadi Projesini unutmadık, hayata geçireceğiz. 15 kilometre sahil şeridini halka açacak ve deniz yolu ulaşımını sağlayacağız. Şu an dünyada ve Türkiye’de bir kriz mevcut bu aşılacak bir sorun. Hiç kimsenin endişesi olmasın Beylikdüzü’nde yapılması gerekeni yapacağız” şeklinde konuştu. Kaymakam Odabaş, “Bu ülke bizim ülkemiz, mesailerimizi bu ülke için kullanırsak bizim çocuklarımız çok daha iyi şartlarda yaşayacaktır” dedi.

15.12.2009


 

Şabut balığı kayıt altına alındı

ABD ve İsrailliler, yalnızca Fırat Nehrinde yetişen Şabut balığına büyük ilgi gösteriyor. Harran Üniversitesi Bozova Su Ürünleri Meslek Yüksek Okulu Fırat havzasında bulunan balıkları ve diğer canlı türlerinin yaşatılması ve üretiminin sağlanması için başarılı çalışmalarını sürdürüyor.

Fırat havzasında yetişen ve dünyada başka yerde yetişmeyen birçok canlı örneğini kayıt altına alan Harran Üniversitesi Bozova Su Ürünleri Meslek Yüksek Okulu İsrailliler tarafından kutsal sayılan Şabut balığının gen kaynaklarını da kayıt altına aldı. Dünyada eşi benzeri nadir olan bir yılan balığı türü, yayın balığı ve İsrailliler tarafından kutsal sayılan Şabut balıklarını kayıt altına alan Su Ürünleri Yüksek Okulu yönetimi, bu türlerin yok olmaması ve yaşatılması için gen kaynaklarını kayıt altına alarak, ileride üretim yapmayı tasarlıyor. Harran Üniversitesi Bozova Su Ürünleri Meslek Yüksek Okulu Müdürü Yardımcı Doçent Dr. Erdinç Şahin, bölgedeki birçok canlı türü hakkında çalışma yaptıklarını belirterek, “Şabut balığı İsrailler tarafından kutsal kabul ediliyor. Çünkü İsrailler domuz etinin haram kılınmasıyla bir arayışa geçmişler ve Şabut balığını kendilerine kutsal görerek bu balığı tüketmeye başlamışlar. Bugün ise İsraillerin elinde Şabut balığı yok. Bu balık çok kıymetli onlar için. Dünya tüketiminde hatırı sayılır bir balıktır. ” dedi.

15.12.2009


 

KorkularInIzI unutun

Özellİkle travma sonrası stres bozukluğunun iyileştirilme sürecindeki başarısıyla bilinen teknikte, beyindeki stres kaynağı düşüncelerin nötrleştirildiği belirtildi.

Adana Numune Hastanesi’nde görevli Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Psikiyatr Sümer Öztanrıöver, yaptığı açıklamada, ‘’Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme’’ olarak bilinen EMDR tekniğini, basit ancak etkili olması sebebiyle son zamanlarda sıkça kullandıklarını söyledi. EMDR’nin sağ-sol göz hareketleri, işitsel uyaranlar veya dokunma yolu ile yapılabildiğini belirten Öztanrıöver, teknik ile genellikle 6-8 seansta başarılı sonuçlar alınabildiğini kaydetti. Kişideki acı dolu deneyimlerin beyinde görsel, işitsel, duygusal, düşünsel ve bedensel temsillerle saklandığını anlatan Öztanrıöver, ‘’Alâkasız bir durum, anıyı belleğe çağırıp şiddetli bir tepkiye sebep olabilir. Tümüyle zararsız olan bu durum ise kişi için korku dolu bir ölüm kalım mücadelesine dönüşebilir’’ dedi. Söz konusu durumlarda, öncelikle travmatik anı ya da hayatı etkileyen olayların (hastalık korkusu, panik atak geçirme korkusu, uçağa binememe, kapalı yerde kalamama, boğulma korkusu, kalabalıkta konuşamama, sınav kaygısı) belirlendiğini belirten Öztanrıöver, şöyle konuştu: ‘’Kişi bu olayı hatırladığında beyninde görsel bir resim (hedef olay) vardır. Bu resme eşlik eden gerçekçi olmayan negatif düşünceler (ben değersizim, güçsüzüm, sevilmeyen biriyim, yeterince iyi değilim, kendime güvenemem, mükemmel olmalıyım, tehlikedeyim) belirlenir. Olay hatırlandığında ve negatif inanç belirlendiğinde öfke, korku, kızgınlık, utanç gibi bazı duygular ortaya çıkar. Bu duyguların bedende yoğunlaştığı (kalbi, beyni, karnı, kolları, bacakları gibi) yerler vardır, bunlar belirlenir. EMDR çift taraflı beyin uyarımı ile bu deneyimi işler. İşlem sonrası kişi anıyı ya da korkutucu olayı unutmaz, ama bu durumlar kişi için artık bir stres kaynağı olmaktan çıkar. Ona karşı nötrleşir, olayı başkasının başına gelmiş gibi hatırlamaya başlar.’’

SİHİRLİ DEĞNEK GİBİ OLABİLİR

Seanslarda, kişinin gözlerini sağa ve sola hareket ettirerek (bu genelde terapistin parmağını gözlerle takip etmek şeklinde olur), beyninin her iki yarım küresini hafifçe uyarır ve bu şekilde kişinin kendisini rahatsız eden bellek ve duygulara yoğunlaşmasının sağlandığını belirten Öztanrıöver, şunları söyledi: ‘’Sınavlara girdiğinizde bildiklerinizi unutuyor, iş görüşmelerinde eliniz ayağınız birbirine dolanıyor, sesiniz titriyor, çarpıntıdan kalbiniz duracak gibi oluyorsa, hoşlandığınız biriyle konuşurken yüzünüz kızarıyor, ter içinde kalıyor ve elleriniz titriyorsa, uçakta, kapalı alanda korkuyorsanız, unutamadığınız bir kalp acısı, ölüm ya da çözümlenmemiş bir travmanız varsa ve bir çok ilâç kullanmış, psikoterapiler almış ve bir türlü iyileşememişseniz EMDR sizin için bir sihirli değnek olabilir.’’ EMDR’nin kişiye nasıl etki ettiğinin hâlâ tam olarak bilinmediğini ifade eden Öztanrıöver, tedavi sonrası kişinin kendinde rahatsızlığa yol açan olaylara duygusal değil, mantıklı olarak bakmaya başladığını, hatta üzerine daha rahat konuşabildiğini de bildirdi.

15.12.2009


 

Kışın kalın değil, kat kat giyinin

KIŞ aylarında kalın giyecekler yerine ince ve kat kat giyinilmesinin daha sağlıklı olduğu belirtildi.

Sakarya Vatan Hastanesi Başhekimi Dr. Dursun Bostancı, kalın giysilerin, hareket etmek gibi fiziksel aktiviteleri zorlaştırma yanında terlemeye sebep olduğunu, bunun da soğuk kış günlerinde soğuk algınlığı ve gribal hastalıklara davetiye çıkardığını söyledi. Bostancı, yaptığı açıklamada, kış aylarında iç çamaşırı üzerine kalınca bir kazak türü giysi, bunun üzerine kışlık bir kaban şeklinde bir giyinmenin doğru olmadığını kaydetti. Bu tür bir giyinmenin yürümek gibi basit bir fiziksel aktiviteyi bile zorlaştırmanın yanında, terlemeyi de kolaylaştıracağına dikkat çeken Bostancı, “Kışın terlemek kolay üşütmeye sebep olur. Üşütmek de vücudun bağışıklık sistemini zayıflatır. Bu da başta soğuk algınlığı olmak üzere gribal enfeksiyonlara davetiye çıkarır.” dedi. Tek parçadan oluşan kalın giysilerin giyilmesi durumunda, kişinin dışarıda ve iç mekânlarda terleyeceğini hissettiği zaman yapabileceği bir şey olmayacağını ifade eden Bostancı, ancak ince ve üst üste giyinilmesi durumunda bir iki parçanın çıkarılarak terlemenin önüne geçilebileceğini kaydetti. Bostancı, kışın doğru giyinme şekli konusunda ise şu önerilerde bulundu: “Giyilen giysilerin mutlaka yüzde yüz pamuklu olmasına dikkat edilmeli. İç çamaşırının üzerine kalın bir kazak ve dışarı çıkarken onun üzerine kışlık bir mont ya da pardesü giyilmesini tavsiye etmiyoruz. İç çamaşırından sonra pamuklu bir gömlek, onun üzerine yine pamuklu ve kalın olmayan bir kazak ve süveter, dışarı çıkarken de ceket ve yine çok kalın olmayan bir mont pardesü giyilebilir. Havanın ve ortamın durumuna göre bir iki parçayı çıkarma şansımız olur. ”

15.12.2009


 

2010’da dünya 4G’ye geçecek

2010 yılı içerisinde en az 8 ülkede, 4G (LTE) mobil iletişim hizmeti başlayacak.

Küresel Mobil Tedarikçileri Birliğinin (GSA) raporundan derlediği bilgilere göre, Türkiye, 3G mobil iletişime henüz alışmış ve bununla ilgili uygulamalara yeni yönelmişken, 24 ülkede 51 operatör, 4G üzerine çalışmalarını sürdürüyor. Rapora göre ayrıca 3G, 132 ülkede 315 ticari ağ üzerinde kullanılıyor ve bunlardan yüzde 96’sı da, ‘’Hızlandırılmış 3G’’ olarak da bilinen HSPA’ya (saniyede 14 Mbits indirme hızı) ulaştı.

15.12.2009


 

Probiyotik ürünler aşı etkinliğini arttırıyor

Gastroenterolojİ uzmanı Prof. Dr. Ali Özden, soğuk kış aylarında bakteriyel ve viral ajanlara karşı savunmayı güçlendirmek amacıyla probiyotik içeren ürünler tüketilmesini önerdi.

Özden, yaptığı açıklamada, son zamanlarda beslenmenin bir parçası haline gelen probiyotik ürünlerin ağız yoluyla yeterli miktarda alınması durumunda sağlık üzerinde olumlu etki yaptığını söyledi. Probiyotiklerin kapsül veya kaşelerde toz şeklinde sunulduğu gibi fermente süt ürünlerinde kültür veya ilave edilmiş şekilde bebek mamaları, yoğurt, süt, peynir, ayran, tereyağ, dondurma ve margarinlerde bulunabildiğini anlatan Özden, ‘’Bağışıklık sistemini uyardıkları için kış aylarında bakteriyel ve viral ajanlara karşı savunmayı güçlendirmek amacıyla probiyotik içeren ürünlerin tüketilmesini öneriyoruz. Ayrıca bu ürünler aşılanma periyodunda antikor oluşumunu da güçlendirir.’’ dedi.

15.12.2009


 

Avrupalı gençler mozaik san'atını öğreniyor

İtalyan, Polonyalı, Makedon, Alman ve İspanyol öğrenciler Akınal Çocuk, Gençlik ve Aile Merkezinde Mozaik yapımını öğreniyor.

Gaziantep Eğitim ve Gençlik Derneği’nin “Gençlik Programı Avrupa Gönüllü Hizmeti” kapsamında Gaziantep’e gelen İtalyan, Polonyalı, Makedon, Alman, İspanyol gönüllüler Gaziantep Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki Akınal Çocuk, Gençlik ve Aile Merkezindeki sosyal risk taşıyan çocuklar ve gençlerle birlikte mozaik öğrenme fırsatı buldular. Büyükşehir Belediyesi Dış İlişkiler Daire Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Sosyal dışlanmışlık riski yaşayan, çocuk ve gençlerin topluma kazandırılması için çalışmaların başarı ile sürdürüldüğü bildirildi. Risk altında bulunan çocuk ve gençlerin eğitimi ve istihdamı konusunda hizmet veren Akınal Çocuk, Gençlik ve Aile Merkezi ile Gaziantep Eğitim ve Gençlik Derneğinin işbirliğinde yürütülen sosyal faaliyetlerde hedefin sağlıklı, eğitimli bir genç nesil yetiştirmek olduğu” vurgulandı.

15.12.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl