Güncel |
Türmen kimin sözcüsü? |
Eskİ AİHM hakimi Rıza Türmen, ABD’deki düşünce kuruluşu Woodrow Wilson Merkezinde “İnsan Hakları ve Dış Politikada Türkiye’nin İstikameti” başlıklı verdiği konferansta garip açıklamalarda bulundu. Türmen, göreve geldikten sonra önemli reformları hayata geçiren AKP’nin, özellikle “ezici çoğunlukla kazandığı” 2007 seçimlerinin ardından giderek “demokratik otoriter” bir yönetime yöneldiğini iddia etti. Toplumun giderek İslâmlaştırıldığını savunan Türmen, bunun etkilerinin iş dünyasında ve bürokraside görüldüğünü, kadınlar üzerindeki baskıların arttığını ve son kamuoyu yoklamalarına göre, “toplumun İslâmlaştırılmasının” diğer din ve etnisitelere mensup gruplar üzerinde hoşgörüsüzlüğü de çoğalttığını öne sürdü. Türmen, Türkiye’de bugün çoğunluğun görüşünün bireysel hakların ve hukukun üstünlüğünün üzerinde tutulduğunu, buna muhalefet edenlere ise “düşman” etiketinin yapıştırıldığını iddia etti. Ergenekon dâvâsına değinen Türmen, dâvânın “muhalefeti baskı altına alan ve korkutma amacı güden, hükümetin elindeki bir araca dönüştüğünü” öne sürerek, Türkiye’de basın özgürlüğü konusunda problemler bulunduğu, yargının bağımsızlığı üzerinde baskı olduğunu savundu. Türmen, toplumdaki bütün bu dönüşümün tabiî olarak dış politikaya da yansıdığını ifade ederek, “Türk dış politikasında görülen dinamizmin motorunun, reel politik değerlerden ziyade, ideolojik düşünceler” olduğunu iddia etti. “Türkiye’nin Gazze operasyonlarıyla ilgili olarak İsrail’i eleştirirken, Hamas’a sesini çıkarmadığını, İsrail’e karşı kullanılan ahlâkî kriterlerin örneğin Sudan’a karşı kullanılmadığını” iddia eden Türmen, “Türkiye’nin nükleer konuda adeta ‘İran’ın sözcüsü’ gibi davrandığını” da öne sürdü. Türkiye’nin 20 yılda “Cumhuriyet’in kurucu değerleriyle ilgisi olmayan bambaşka bir ülke olmasından korktuğunu” belirten Türmen, “Eğer (gidişat) böyle devam ederse, korkarım ki daha çok Doğu tarzında, otoriter demokrasiye sahip, sırtını Batıya çevirmiş bir ülke ortaya çıkacak” dedi. |
04.12.2009 |