Güncel |
AB süreci yeni bir dönemece giriyor |
TÜRKİYE'NİN Avrupa Birliği (AB) süreci, 1 Aralık’ta yürürlüğe girecek olan Lizbon Antlaşması sayesinde yeni bir dönemece giriyor. Lizbon Antlaşması sayesinde genişleme sürecinin önünün açılacağı belirtiliyor. Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Türkiye raportörü olan Hıristiyan Demokratlar grubundan Ria Oomen Ruijten, Liberal Demokratlardan Andrew Duff ve Yeşiller Grubu eş başkanı Daniel Cohn-Bendit, Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerindeki son durumunu Deutsche Welle’ye değerlendirdiler. Her üç parlamenter, AB’nin 1 Aralık’ta yürürlüğe girecek olan Lizbon Antlaşması sayesinde genişleme sürecinin önünün açılacağı görüşünde. Ancak Türkiye raportörü Ria Oomen Ruijten, aday ülkelerin üyeliğe kabulünün eskiye oranla zorlaşacağını söyledi ve şunları kaydetti: “Lizbon Antlaşması ile AB’nin üyelik için belirlediği Kopenhag kriterleri artık anlaşmanın temel unsurlarından biri haline geldi. Bu da Kopenhag kriterlerinin yerine getirilmemesinin, anlaşmada hukuki bir zemine oturtulmuş olması anlamına geliyor. Eğer Kopenhag kriterleri eskiden AB Anayasası’nın bir parçası olmuş olsaydı, o zaman ne Bulgaristan ne de Romanya AB üyesi olabilirlerdi.” Liberal Demokrat parlamenter Andrew Duff ise Lizbon Antlaşması’nın yürürlüğe girecek olmasının, Türkiye için iyi haber olduğunun savundu ve “Diğer taraftan Lizbon sayesinde, eğer güçlü, olgun bir dış politika ve güvenlik politikası oluşturamamış olsaydık, Türkiye’nin AB üyeliği konusu da bundan olumsuz etkilenecekti” diye konuştu. Cohn-Bendit da reform antlaşmasına sadece genişleme perspektifinden bakılmaması gerektiğine vurgu yaptı. Daniel Cohn-Bendit, şunları kaydetti: “10 yıl sonra İngiltere halen Avrupa Birliği’nin bir üyesi olacak mı? Lizbon Antlaşması ile birlikte İngiltere’nin başına geçebilecek muhafazakar İngiliz hükümeti, AB’den çıkmak için referandum düzenleyebilir. Lizbon sadece, AB’nin genişlemesi devam edecek anlamına gelmiyor. AB’den çıkmak isteyen ülkeler Lizbon sayesinde böyle bir girişimde bulunabilirler.” |
24.11.2009 |