Ekonomik suçlar da arttı |
Londra’dakı PricewaterhouseCoopers Ticari Anlaşmazlıkların Çözümü ve Suiistimal İncelemeleri Başkanı Tony Patron, küresel ekonomik krizin suiistimale yönelik baskı ve teşvikleri artırdığını söyledi. 54 ülkeden üç bini aşkın katılımcının yer aldığı şirket içi suiistimal ve ekonomik suçlara ilişkin en kapsamlı araştırma olan PwC Küresel Ekonomik Suçlar Araştırması dünyaca ünlü INSEAD Business School ile işbirliği içinde yürütüldü. Araştırma, artan mevzuat tedbirleri ve suiistimali önleme kontrollerine rağmen ekonomik suçların tüm ülke ve sektörlerde yaygın biçimde sürdüğünü gösteriyor. Küresel ekonomik krizin suiistimale yönelik baskı ve teşvikleri artırdığını belirten Tony Patron sözlerini şöyle sürdürdü: “Ekonomik suçlar yayılmaya meyillidir, süreklidir ve kurumlar için tehlike arz eder. Her kurum ya da sektör suiistimal tehdidine açıktır. Bu zor zamanlarda, sonuçları çarpıtma ya da mali tablolara ilişkin diğer suiistimallere karışma eğilimi, etik değerlerin önüne geçebilir. Bir ekonomik gerilemede, mali hedefleri tutturmak daha zordur ve bireyler kendilerini baskı altında hissedebilir. Çalışanların mali durumları, ücretlerin azaltılması ve işten çıkarmalardan dolayı kötüye gidebilir.” PwC araştırmasına göre, ekonomik suçlar en fazla büyük şirketlerde görülüyor. Binden fazla çalışanı olan kuruluşların yüzde 46’sı bu tür vakaların olduğunu dile getirdi. Suiistimalleri bildiren şirketlerin neredeyse üçte biri son bir yıl içinde ondan fazla suiistimal vakasıyla karşılaştığını belirtti. Geçtiğimiz 12 ay içerisinde suiistimalden en çok etkilenen sektörler yüzde 46 konaklama, yüzde 42 ile eğlence, yüzde 44 ile finansal hizmetler ve yüzde 45 ile sigorta sektörleri oldu. Özellikle orta düzey yönetim kademesinde ekonomik suç oranında ciddi artış yaşandığı belirtilirken, şirketlerin yüzde 43’ü suiistimal vakalarının son bir yılda arttığını söylüyor. Ekonomik suça maruz kaldıklarını bildiren katılımcıların yüzde 67’si şirket varlıklarına yönelik hırsızlığı en yaygın ekonomik suç türü olarak gösterirken, bunu katılımcıların yüzde 38’ine göre mali tablo suiistimali ve yüzde 27’sine göre ise yolsuzluk ve rüşvet izliyor. Raporlanan diğer suçlar ise şunları kapsıyor: “Fikri mülkiyet hakkı ihlalleri, kara para aklama, vergi suiistimali, şirket içinden bilgi sızdırma ve casusluk.” Araştırmaya göre, örneğin, mühendislik ve inşaat sektöründe katılımcıların yüzde 47’si rüşvet ve yolsuzluk olayları yaşandığını belirtti. En yüksek oranda ekonomik suç rapor edilen bölgeler ise yüzde 71 ile Rusya, yüzde 62 ile Güney Afrika, yüzde 57 ile Kenya, yüzde 56 ile Kanada ve yüzde 51 ile Meksika oldu. Ekonomik suç faillerinin yüzde 53’ünü suçun işlendiği kuruluşta çalışanlar; yüzde 44’ü ise kurum dışındaki kişiler. Şirket içi suiistimal havacılık-uzay, kimya, üretim ve ilaç sektörlerinde en yüksek çıkarken şirket dışı suiistimal ise en fazla sigorta, teknoloji, iletişim ve finansal hizmetler sektöründe gerçekleşti. Dışarıdan birisinin suiistimalinden bahseden katılımcıların yüzde 45’i müşterilerin suiistimalinden, yüzde 20’si ise temsilci ya da aracıların suiistimalinden muzdarip oldu. Araştırma küresel ekonomik krizin ekonomik suçları artırdığını ortaya koyarken, katılımcıların yüzde 40’ı durgunluk dönemlerinde şirketlerinin daha büyük ekonomik suç riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Ekonomik suç vakası sayısında yaşanan ciddi artışa rağmen şirketlerin bu olayları raporlamak yerine gizli tutmayı tercih ettikleri ve ekonomik suç neticesinde şirketlerin büyük çoğunluğunun suçun faili ile iş ilişkisi kesme yoluna gittiği ve yargı yolunun çok tercih edilmediği belirtiliyor. İstanbul/iha |
24.11.2009 |