Güncel |
Avrupa Birliği fonlarından en fazla Kocaeli yararlanıyor |
Kocaelİ Valisi Gökhan Sözer, Avrupa Birliği’nin (AB) fonlarından Kocaeli’nin en fazla yararlanan il olduğunu ancak yine de yetersiz olduğunu bildirdi. Vali Sözer, TR42 Doğu Marmara Kalkınma Ajansı Başkanlığı’nca düzenlenen ‘’AB ve Uluslararası Fonlar’’ konulu eğitim seminerinde ülke genelinde 26 kalkınma ajansının faaliyet gösterdiğini anımsattı. TR42 Doğu Marmara Kalkınma Ajansı’nın da Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu ve Yalova illerini kapsadığını belirten Sözer, ajansın eğitim seminerlerinin başladığını söyledi. Tam üyelik sürecinde hazırlanan projelere AB tarafından fonlar verildiğini ifade eden Sözer, şöyle konuştu: "AB fonlarından ülke genelinde en fazla Kocaeli yararlanıyor ancak yine de yetersiz. Bunun için daha çok proje üretilmeli ve AB’ye sunulmalı, fonlardan daha çok yararlanılmalı. Bu tür eğitim seminerleriyle de projelerin nasıl hazırlanması gerektiği, hangi projelere ağırlık verileceği konusunda bilgilendirme yapılacak." Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu da Büyükşehir Belediyesi olarak, fonların değerlendirilmesi ve proje üretilmesini son derece önemsediklerini ifade etti. AB fonlarının akılcı, verimli ve etkin kullanımının kentin refahına önemli katkı sağlayacağını anlatan Karaosmanoğlu şunları kaydetti: "Bu açıdan katılım öncesi mali işbirliği çerçevesinde ülkemize hibe şeklinde sağlanan fonların verimli bir şekilde değerlendirilmesi uzun süredir gündemimizde. Söz konusu fonların üyelik sürecimize pozitif katkı sağlayacak şekilde yönetilmesi, projelendirilmesi atacağımız önemli bir adım olacak. Fonların yönetimini doğru yaptığımız taktirde, üyelik sürecinin sonunda ekonomik, sosyal pek çok alanda, eğitim ve sağlık sektörlerinde gelişme bekleyebiliriz. Hazırladığımız projeler, AB’ye uyum amaçlarımızla örtüşmeli. Hedeflerimize yürümeyi kolaylaştıracak ya da bir ihtiyacı karşılayacak mahiyette olmalı. Projelerimiz üye ülkelerle diyaloğumuzu artırmaya yönelik olmalı." Konuşmaların ardından Kocaeli AB İl Koordinatörü Enver Düz, AB’nin kuruluş amacını, yaşanan süreci ve AB fonları ve proje hazırlama teknikleriyle ilgili katılımcılara bilgi verdi. |
03.11.2009 |
AÇILIM, BÜTÜN KÜRTLERİ SAKİNLEŞTİRDİ |
The Economist dergisi, Türkiye'nin dış politikasındaki hareketliliği değerlendirdiği son sayısında, bu gelişmeleri “AB üyeliği süreci, gücü tehditçi generallerden sivil kurumlara aktardı” tesbitine ve AB üyeliği sürecinde gerçekleşen demokratikleşme reformlarına bağladı. Dergi, demokratik açılım projesinin, Türkiye'nin yanı sıra Irak, Suriye ve İran'daki Kürtleri de sakinleştirdiği görüşüne yer verdi. TEZKERENİN REDDİ, ARAPLARI DEĞİŞTİRDİ
“Türkiye'nin Arap dünyasında yer edinmesi 2003 yılında Amerikan askerlerine izin vermemesinden sonra oluştu" ifadesini de kullanan dergi, Irak savaşı öncesinde tezkerenin Mecliste reddiyle, Arap âleminin Türkiye'ye bakışının pozitif anlamda değiştiğini vurguladı. Dergi, “Bölgede artık Mısır ve Irak'ın etkisi yok. Irak savaşı fiyaskosundan sonra ABD'nin de etkinliği önemli derecede azaldı” diye yazdı.
Türkiye’nin önünü AB süreci açtı
The Economist dergisi, bu haftaki sayısında Türkiye’nin dış politikasındaki hareketlilik ve bunun sonucunda yaşanan pozitif gelişmelere geniş yer verdi. Türkiye’nin demokratikleşme yolunda attığı adımlara dikkat çeken dergi, bu değişimle birlikte ülkedeki gücün tehditçi Generallerden sivil kurumlara geçtiği yorumunda bulundu. Türkiye’nin Avrupa Birliği ile olan ilişkilerinin önemine değinen The Economist dergisi, “Her ne kadar Davutoğlu hırslı ve hevesliyse de Türkiye’de yaşanan bu gelişmeler radikal kararlar alınmamış olsaydı gerçekleşmezdi. Bu reformların bazıları Türkiye’nin AB ile olan üyelik görüşmelerinden dolayı gerçekleşti. AB üyeliği süreci de Türkiye’deki gücü tehditçi generallerden sivil kurumlara aktardı”yorumunda bulundu. Dergi ayrıca yakın zaman önce başlatılan demokratik açılımı da ele aldı. Açılımla birlikte Türkiye’nin Kürtlere daha çok kültürel ve politik haklar vereceğini yazan dergi, bu hareketin sadece Türkiye’deki Kürtleri değil İran, Irak ve Suriye’deki Kürtleri sakinleştirdiğini aktardı.
TEZKERE’NİN REDDİ ORTADOĞU’DA TÜRKİYE’NİN ÖNÜNÜ AÇTI
Türkiye’nin Ortadoğu’da artan ağırlığına dikkat çeken The Economist, şunları aktardı: “Bölgede artık Mısır ve Irak’ın etkisi yok. ABD’nin de Irak savaşı fiyaskosundan sonra etkinliği önemli derecede azaldı. Türkiye’nin Arap dünyasında yer edinmesi ise 2003 yılında Amerikan askerlerine izin vermemesinden sonra oluştu.” Türkiye’nin komşuları ve Arap dünyasıyla aktif dış politika atağına kalkmasının farklı şekillerde yorumlandığını yazan The Economist, şöyle devam etti: “Bu gelişmelerle birlikte Türk diplomatlar bunun Türkiye’nin yüzünü batıdan doğuya çevirdiği manasına gelmediği görüşündeler. Türkiye’yi faydalı bir köprü, bölgesel barışta bir motor ve İslâm ile bir arada olabilecek demokrasiye örnek bir ülke gibi kullanmaya çalışıyorlar. Batılılar da genellikle Türkiye ile aynı görüşteler ve Türkiye’nin bu açılımına karşı çıkmadılar. Ama Türkiye’nin AB üyelik süreci başarısızlıkla sonuçlanırsa, ülkenin doğuya kaymasına yönelik kaygılar gerçekleşebilir.” Türkiye’nin geçmiş yedi yılda Ortadoğu ülkelerine olan ihracatının 7 kat artarak 31 milyar dolara çıktığını yazan The Economist, “Otomabilden mobilyaya, kuru incirden televizyon dizilerine kadar on yıl önce hiç bilinmeyen Türk ürünleri şimdi Cezayir’de Tahran’da biliniyor”yorumunu yaptı. |
03.11.2009 |
Hükümet, vatandaşın cebinden elini çeksin |
Türk Sağlık-Sen’in Antalya’da düzenlediği şube başkanları ve yönetim kurulları istişare toplantısının sonuç bildirgesi yayınlandı. Sağlık alanında yaşanan gelişmelerin sistemi zora soktuğunu ve çalışanları mağdur ettiğine dikkat çekilen sonuç bildirgesinde sağlık hizmetlerinin vatandaşların lehine olduğu iddia edilen sözde reformlarla piyasa şartlarına terk edildiğine dikkat çekildi. Hükümetin, yanlış sağlık politikalarıyla sağlık harcamalarının artması üzerine, vatandaşların sağlık hizmetlerine ulaşmasına engeller çıkarmaya başladığı kaydedildi. 50 yıldır ücretsiz olan sağlık ocaklarında bile muayene katılım payı adı altında vatandaşlardan ücret alınmaya başlandığının hatırlatıldığı bildirgede “Ayrıca kamu çalışanlarına yüzde 2,5 gibi komik bir zammı reva gören hükümetin, muayene katılım paylarına yüzde yüze varan oranda zam yapmasını kabul etmemiz mümkün değildir.” açıklamasına yer verildi. Hükümetin açıklarını kapatmak için faturayı vatandaşlara ve kamu çalışanlarına kestiğine dikkat çekilerek hükümetin, vatandaşın ve memurun cebinden elini çekmesi istendi. |
03.11.2009 |
Şehit polisin cenazesi memleketine gönderildi |
Esenyurt’ta polis şüpheli kovalamacası sırasında yaşanan boğuşma esnasında tabancayla vurularak şehit olan polis memuru Halil Taşçı için ilçe emniyet müdürlüğünde tören düzenlendi. İstanbul Valisi Muammer Güler, 3. Kolordu Komutanı Korgeneral Hulusi Akar ile Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, şehit polisin ailesine taziyelerini iletti. Törende konuşan Vali Güler, çok üzgün olduklarını ifade ederek, ‘’Görevini yapmaya çalışırken şehit oldu. Huzuru sağlamak isterken şehit oldu. Başımız sağ olsun’’ dedi. İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın da, polisliğin kutsal bir meslek olduğunu belirterek, geride kalan acılı aileye sahip çıkacaklarını söyledi. Çapkın, tüm emniyet teşkilatına da baş sağlığı diledi. Törenin ardından şehit polisin Türk bayrağına sarılı naaşı, bir süre polis mangası eşliğinde eller üzerinde taşınarak, cenaze arabasına konuldu ve toprağa verilmek üzere memleketi Manisa’ya gönderildi. Tören sırasında şehit polisin eşi Fazilet Taşçı, 1.5 yaşındaki oğlu Samet ve şehit polisin annesi Munise, tabuta sarılarak gözyaşlarına hakim olamadı. Fazilet ve Munise Taşçı, kadın polis memurlarınca sakinleştirilmeye çalışıldı. |
03.11.2009 |
Başsavcı soruları cevapsız bıraktı |
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne geldi. Adliyeye sabah saatlerinde gelen Başsavcı Engin, yaklaşık 2 saat kaldıktan sonra adliyeden ayrıldı. Engin, adliyeden ayrılışı sırasında basın mensuplarının sorularını cevapsızsız bıraktı. |
03.11.2009 |
Özdalga: TSK soruşturmaya yardımcı olmalı |
Adalet ve Kalkınma Partisi Ankara Milletvekili Haluk Özdalga, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) dâhil herkesin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmaya yardımcı olması, hukuki süreci zorlaştırıcı bir tavırdan kaçınması gerektiğini belirtti. Özdalga, yaptığı yazılı açıklamada, Genelkurmay Başkanlığı’nın ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’nın basına yansımasından sonra eşi az görülen bir yıpranma ve itibar kaybı yaşadığına işaret etti. Özdalga, açıklamasında “Genelkurmay Başkanlığı karargâhında hazırlandığı anlaşılan ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’nın kamuoyuna yansımasını izleyen gelişmeler sonucunda, TSK maalesef eşi az görülen bir yıpranma ve itibar kaybı yaşadı. Şimdi elbette herkes yürütülen soruşturmaya ve onun kurallarına saygı duymalı, olayın hukuki sonuçları için bu sürecin neticesi beklenmelidir” dedi. Açıklamasında hukuki süreç yürürken yapılması gereken şeyler olduğunu kaydeden Özdalga, “Öncelikle, TSK dâhil herkesin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmaya yardımcı olması, hukuki süreci zorlaştırıcı bir tavırdan kaçınması gerekiyor. Ama en önemlisi, ordu yönetiminde köklü bir zihniyet ve işleyiş değişimine duyulan şiddetli ihtiyacın karşılanmasıdır. TSK’nin modern demokrasilerin ordusu niteliğini kazanması için böyle bir dönüşüm şarttır” ifadelerini kullandı. |
03.11.2009 |
Avrupa köyü konseyi Kayseri'de toplanacak |
Bİlkent Üniversitesinin Fransa Strasbourg Üniversitesi ve Hollanda Leiden Üniversitesi ile birlikte gerçekleştirdiği ‘’Kırsal Avrupa’yı Derinlemesine Anlamak’’ projesi kapsamında Hollandalı, Fransız ve Türk köylülerinden oluşan Avrupa Köylü Konseyi, Kayseri’de bir araya gelecek. Kayseri Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamaya göre, proje kapsamında bir yılı aşkın süredir 3 ülkeden 6 köyde yürütülen çalışma tamamlandı. Bu köylerden 24 temsilci, Avrupa Birliğinin kırsal ve tarımsal politikalarını tartışmak üzere 4 Kasım Çarşamba günü saat 16.00’da, Kayseri İl Özel İdaresi Toplantısı Salonu’nda bir araya gelecek. Gerçekleştirilecek açılış toplantısı ve film gösteriminin ardından Avrupa Köylü Konseyi, çalışmalarını Yeşilhisar ilçesine bağlı Soğanlı köyü ile Kocaeli’nin Kefken köyünde sürdürecek. Avrupa Köylü Konseyi’nde köylülerin ortaya koyacağı sorunlar bir dilekçe halinde Avrupa Birliği ve Avrupa Parlamentosu yetkililerine iletilecek. |
03.11.2009 |
2010 bütçesi görüşülüyor |
CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi, 2010 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısının, anayasal açıdan tartışmalı bir halde olduğunu öne sürdü. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, 2010 bütçesinin tümü üzerindeki görüşmeler devam ediyor. 2010 bütçesinin, mevcut sorunlara çözüm getirecek nitelikte olmadığını savunan Hamzaçebi, ‘’Bütçede 3 temel sorun bulunuyor. Faiz dışı giderler artıyor, bütçe gelirleri, artan faiz dışı giderleri karşılayamıyor ve Türkiye’nin tasarrufu azalıyor’’ dedi. Hamzaçebi, ‘’Memura refahtan da pay verilmeli’’ dedi. MHP Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan da konomik büyüme konusunda bütçede ‘’hayalperest’’ bir yaklaşım sergilendiğini savundu. Ayhan,‘’Hükümet, işsizliğe çare bulmaktan zaten vazgeçmiş. Ekonomide çarklar durmuş. Hükümet, dış ekonominin durumunun iyileşmesine ve tuhaf Deli Dumrul vergilerine bel bağlamış durumda’’ dedi. |
03.11.2009 |
Asgari ücrete yüzde 3 zam geliyor |
Hükümet asgari ücrete 2010 yılında Ocak ve Temmuz aylarında yüzde 3+3 oranında zam yapmayı planlıyor. 2010 Yılı Programının Uygulanması, Koordinasyonu ve İzlenmesine Dair Bakanlar Kurulu Kararı Eki, Resmi Gazete’nin dünkü mükerrer sayısında yayımlandı. Buna göre, 2010 yılında krizin etkilerinin azalacağı ve yeniden büyüme ortamına geçilerek mali dengelerde nispi bir iyileşmenin sağlanması bekleniyor. Programa göre, 2010 yılında memur maaşlarına Ocak ayında yüzde 2,5, Temmuz ayında yüzde 2,5 oranında artış yapılacak. Asgari ücretin 2010 yılı Ocak ve Temmuz aylarında yüzde 3 oranında, emekli aylıklarının ise Ocak ve Temmuz aylarında önceki altı aylık enflasyon tahminine göre sırasıyla yüzde 4 ve yüzde 2,4 oranlarında artırılması öngörülüyor. |
03.11.2009 |
Hak aramada dil engeli kalksın |
TBMM Dilekçe Komisyonu Başkanı Yahya Akman, mevzuata göre, komisyonlarına Türkçe dışındaki dillerde başvuru yapılmadığını ifade ederek, ‘’Hak aramayla ilgili başvurularda, insanlar istedikleri veya bildikleri dillerde başvuru yapabilmeli’’ dedi. Akman, komisyon başkanlığına seçilmesinin ardından basınla sohbet toplantısı düzenledi. Amaçlarının, vatandaşlara hak aramanın kutsallığını anlatabilmek ve daha fazla hak arama ortamı meydana getirebilmek olduğunu belirten Akman, komisyonlarının ombudsmanlık işlevi yürüttüğünü anlattı. Komisyonlarına; bazen şahsi, bazen kendilerini güldüren, bazen hüzünlendiren başvurular geldiğini ifade eden Akman, en çok başvurunun aş ve iş talebi konularında olduğunu kaydetti. Akman, her yaştan ve her eğitim seviyesinden komisyonlarına dilekçe geldiğini, hatta akli dengesi bozuk vatandaşların da başvuruda bulunduğunu söyledi. Komisyonlarına gelen ilginç dilekçelerden de örnek veren Akman, bir vatandaşın dilekçesinde, ‘’İktidar milletvekillerinden 100’er ye te le istiyorum’’ şeklinde talepte bulunduğunu anlattı. Akman, vatandaşların, kendilerini hak arama kapısı olarak gördüğünü ifade ederek, temel hedeflerinin vatandaşların derdine derman olmak olduğunu belirtti. TBMM Dilekçe Komisyonuna, 23 Dönem 1. Yasama Yılında 270, 2. Dönem Yasama Yılında 1953, 3. Yasama Yılında 1638 ve 4. Yasama Yılında ise 151 dilekçe geldi. 23. dönemde komisyona, 598 kadın ve 3 bin 275 erkek başvurdu, 139 dilekçe de sivil toplum örgütleri, özel kuruluş ve diğerlerinden geldi.
OMBUDSMANLIK KONUSUNDA UZLAŞMA
OmbudsmanlIkla ilgili yasa ve anayasa değişikliği konusunda iktidar ve muhalefetin uzlaşı içinde olduğunu anımsatan Akman, ‘’Ama tek maddelik değişiklik mi gelsin, yoksa gelebilecek bir anayasa paketi içinde mi olsun konusunda henüz bir mutabakat sağlanamadı. Zannediyorum ki tek başına da olsa değişiklik bu dönem görüşülecek. AB’nin de bizden özellikle istediği bir yasa ve anayasa değişikliği. Bununla ilgili net bir takvim yok ama muhalefet partilerinin itirazının olmaması, desteklemesi nedeniyle bunun en kısa sürede çıkacağı konusunda umutluyum’’ dedi. Akman, profesyonel hak arayıcılarının da bulunduğunu ifade ederek, komisyonlarının tarafsız olduğunu ancak, zayıfın hakkını aradıklarını belirtti.
KÜRTÇE BAŞVURUYA İÇ TÜZÜK ENGELİ VAR
Dİlekçe Komisyonuna, Kürtçe dilekçe gelmesi halinde, bunu işleme alıp almayacağına ilişkin bir soru üzerine Yahya Akman, şu anki mevzuata göre bunun mümkün olmadığını anımsattı. Akman, başvuruların Türkçe yapılması gerektiğini dile getirerek, böyle bir tercüme mekanizmasının da bulunmadığını belirtti. Akman, TBMM İçtüzüğünün yürürlükte olduğuna işaret ederek, ‘’Bana sorarsanız, hak arama noktasıyla ilgili başvurularda insanlar istedikleri veya bildikleri dillerde başvuru yapabilmeli. Çünkü, hak arama başka bir şeydir. Polis merkezlerinde 155’te, Kürtçe bilen insanların olması buna bir örnektir. Sadece Kürtçe bilen birisi aramışsa, o anda kendisine cevap verebilecek birisinin olması önemli’’ diye konuştu. |
03.11.2009 |
Talat, Downer’i kabul etti |
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’i kabul etti. Talat, KKTC Cumhurbaşkanlığında 40 dakika kadar süren görüşmeyle ilgili açıklama yapmazken; Downer görüşmeyi, “görüşmelerin nasıl gittiğine bakmak açısından iyi bir fırsat” olarak nitelendirdi. Liderlerin bugün yeniden buluşacağını ve “Mülkiyet” konusunu ele alacağını anımsatan Downer, bunun, “herkesin bildiği gibi önemli ve zor bir konu olduğunu”, liderlerin bu konuda temsilcilerinin de yardımıyla çalıştığını söyledi. KKTC Cumhurbakanı Talat ve Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, dün saat 16.00’da Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde Lefkoşa ara bölgede bir araya gelerek “Mülkiyet” konusunu görüştü. |
03.11.2009 |
Terörle Mücadele Kanununa açılım ayarı |
TBMM Adalet Komisyonu Başkanvekili AKP Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü, Terörle Mücadele Kanunu’nun 5. maddesindeki terör suçundan verilen cezaların ‘’yarı oranında artırılmasını’’ öngören hükmünün, çocuklar yönünden kaldırılacağını bildirdi. Köylü, çeşitli incelemelerde bulunmak üzere geldiği Kastamonu’da gazetecilerin sorularını cevapladı. Türkiye’de 15 yaşından büyüklerin ağır ceza mahkemelerinde yargılandığını, ancak yapılacak olan yeni düzenlemeyle 18 yaşından küçük tüm suçluların çocuk mahkemelerinde yargılanacağını belirten Köylü, şöyle konuştu:’’15 yaşını bitirip de 18 yaşını bitirmeyen çocukların örgütlü suçlardan dolayı yargılanmaları özel yetkili ağır ceza mahkemelerinde yapılıyor. Biz, 18 yaşından aşağısını çocuk kabul ediyoruz. Ama 15 yaşından aşağısını ayrı tutuyoruz. 15 yaşından küçükler çocuk mahkemesinde yargılanıyor. 15-18 arası ise özel yetkili ağır ceza mahkemesinde yargılanıyordu. Burada bir değişiklik olacak. 18 yaşından küçük olan çocukların tüm yargılanmaları çocuk mahkemesinde olacak.’’ Terörle Mücadele Kanunu’nun 5. maddesinde yer alan verilen cezanın ‘’yarı oranında artırma’’ hükmünü çok tasvip etmediğini ifade eden Köylü, ‘’Biraz garip bir şey. Suça zaten terör suçu demişsiniz ve özel ceza koymuşsunuz. Ama ondan sonra ‘bu kanunda yazıldığı için yarı oranında artırılarak hükmedilir’ diyorsun. Çocuklar hakkında ‘yarı oranında artırma’ hükmünün uygulanmamasına yönelik bir çalışma var’’ diye konuştu. |
03.11.2009 |
Memur “uyarı” grevine hazırlanıyor |
Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu Genel Başkanı Resul Akay, üyelerinin, Türkiye Kamu-Sen ve KESK tarafından 25 Kasım'da gerçekleştirilecek ‘’uyarı grevine’’ destek vereceğini bildirdi. Akay, hükümetin yüzde 23 oranındaki zamlarla memur ve emeklide hayal kırıklığı meydana getirdiğini ifade etti. Memur, ‘uyarı grevi’ne hazırlanıyor
BAĞIMSIZ Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu (BASK) Genel Başkanı Resul Akay, üyelerinin, Türkiye Kamu-Sen ve KESK tarafından 25 Kasımda gerçekleştirilecek ‘’uyarı grevine’’ destek vereceğini bildirdi. Akay, yaptığı açıklamada, Genel Yönetim Kurulu ile il temsilcileri toplantısında, iki konfederasyonun aynı gün gerçekleştirilecek eyleme verilecek desteği değerlendirdiklerini söyledi. Hükümetin yüzde 2-3 oranındaki zamlarla memur ve emeklide hayal kırıklığı meydana getirdiğini, refah payı ödemelerini kaldırdığını ifade eden Akay, buna karşın Türkiye Kamu-Sen ve KESK’in 7 yıldır izlediği yol ve yöntemlerin yetersiz kaldığı görüşünü dile getirdi. Memur ve emeklinin çarşı ve pazarın yolunu unuttuğunu savunan Akay, bu kesimlerin, ‘’insaf sınırlarını zorlayan ekonomi politikaları’’ yüzünden kredi kartı sarmalına girdiğini öne sürdü. Hükümetin, çalışan ve emeklilere yönelik yaklaşımını eleştiren Akay, ‘’Hükümet, Anayasamızın pek çok maddesini değiştirirken, memurların grev ve toplu sözleşme hakkını engelleyen 53, 54 ve 128. maddelerini değiştirmek için hiç bir girişimde bulunmamıştır. Dahası 2006’da Avrupa Sosyal Şartı’nın 5 ve 6. maddelerindeki grev ve toplu sözleşme hakkına da çekince koymakta tereddüt etmemiştir’’ dedi. Türkiye Kamu-Sen ve KESK’in 2002’ye kadar pek çok eylemi birlikte gerçekleştirdiğini anımsatan Resul Akay, 24 Temmuz 1999 ve 1 Aralık 2000 Kızılay mitinglerini buna örnek gösterdi. İki konfederasyonun birlikte eylem kararı almasının memur ve emekli kitlesini mutlu ve memnun ettiği Akay, şunları kaydetti:”Emek örgütleri çalışanların hak ve kazanımlarına yönelik ulusal ve küresel saldırılara karşı güç birliği yapmak, çalışanların hak ve çıkarları söz konusu olduğunda siyasi ve ideolojik sürtüşmeleri buzdolabına kaldırmak zorundadır. Türkiye Kamu-Sen ve KESK yöneticileri, hükümeti ve küresel güçleri mutlu edecek tutum ve davranışlardan kaçınmalı, 25 Kasımı emek mücadelesi için yeni umudun ve şahlanışın başlangıcı için fırsata dönüştürmelidir. Bu nedenle Türkiye Kamu-Sen ve KESK yöneticileri 25 Kasımda sorumluluklarının idrakinde olmalıdır. Çünkü çalışanların ve kamuoyunun gözü iki konfederasyonun üzerinde olacaktır. BASK mensupları, örgütlü olduğu tüm iş yerlerinde 25 Kasım eylemlerine destek verecektir. BASK, çalışanların haklı ve meşru eylemlerini dün olduğu gibi, bundan sonra da destekleyecektir.” |
03.11.2009 |
Sakarya Emniyet Müdürü cezaevinde |
ÇETE soruşturması kapsamında ikinci kez adliyede ifade veren Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal, sevkedildiği mahkemece tutuklanarak Üsküdar Paşakapısı Cezaevi’ne konuldu. Sakarya Emniyet Müdürü Faruk Ünsal, Sakarya’nın Akyazı ilçesinde yürütülen ‘’silâhla yaralama ve ihaleye fesat karıştırma’’ olaylarına ilişkin soruşturma çerçevesinde, önceki gün öğle saatlerinde Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne getirildi. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk tarafından ifadesi alınan Ünsal, 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edildi. Burada tekrar ifadesi alınan Ünsal, mahkemece ‘’çete üyelerine bilgi sızdırdığı’’ gerekçesiyle tutuklanarak Üsküdar Paşakapısı Cezaevi’ne sevk edildi. |
03.11.2009 |
Basın Kartları Komisyonu toplanacak |
BASIN Kartları Komisyonu, 5-6 Kasımda toplanacak. Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamaya göre, Ankara’da Genel Müdürlük binasında gerçekleştirilecek toplantıda, ilk defa basın kartı alacaklar ile adlarına sürekli nitelikte basın kartı düzenlenmesi önerilen gazetecilerin durumları incelenecek. Komisyon çalışmalarında ilk kez basın kartına müracaat eden 200, sürekli basın kartına müracaat eden 55 kişinin dosyası karara bağlanacak. Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdür Vekili Salih Melek, toplantıda ayrıca Basın Kartı Yönetmeliğindeki değişikliklerin de ele alınacağını bildirerek, ‘’Basın kartlarının işlevinin artırılması yönündeki çalışmalarımız devam etmektedir’’ dedi. |
03.11.2009 |
Etik Kurulu: SGK Başkan Yardımcısı etik davranmadı |
KAMU Görevlileri Etik Kurulu, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkan Yardımcısı Veysel Uyar’ın, ‘’5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce 5 ve 13 yaşlarındaki iki çocuğunu erken emeklilik ve diğer avantajlardan yararlanabilmeleri için bir matbaada sigortalı çalışıyor göstererek, kamu görevlilerinin etik davranış ilkelerine aykırı davrandığına’’ karar verdi. Kurulun kararı, Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlandı. Kararda, ihbar üzerine başlatılan inceleme kapsamında, Uyar’ın dosyasındaki bilgi ve belgeler çerçevesinde; basın yayın organlarında ileri sürülen iddiayla ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığınca hakkında soruşturma başlatıldığı bildirildi. Müfettiş raporunda, bir matbaada, Nisan 2008’de işe giriş yapılarak sigortalı gösterilen ve prim yatırılan toplam 59 kişi arasında Uyar’ın çocuklarının da yer aldığı, ancak Sosyal Güvenlik Kontrol Memurlarınca yapılan denetlemede iş yerinde sadece 2 kişinin çalıştığının belirlendiği kararda anlatıldı. Kararda, iş yerince 2008 yılı 4. ve 5. aylarında bildirimi yapılan bir kişi dışındaki diğer kişilerin sigortalı işe giriş bildirgelerinin gerçeğe dayanmamasına istinaden Uyar’ın çocuklarının sigortalılığının iptal edildiğine yer verildi. Uyar’ın davranışının, görevinin gerektirdiği dikkat, özen ve itibar duygusunu zedeler nitelikte olduğu belirtildi. Kararda, Bakan ‘’OLUR’’u ile Uyar’ın, 657 sayılı kanun gereğince ‘’uyarma’’ cezası ile tecziye edildiği bildirildi. Karara karşı idari yargı yolunun açık olduğu da hatırlatıldı. |
03.11.2009 |
Bakan Atalay, ‘Nefes’i izledi |
NEFES filmini izleyen İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ‘’Filmde yer alan bu üzücü sahnelerin tekrarlanmaması, acıların yaşanmaması ve ülkemizin huzura kavuşması için çalışıyoruz. Tek amacımız bu’’ dedi. Konya milletvekili Sami Güçlü ile Bilkent’teki Cinebonus Sinemasına gelen Atalay, yönetmenliğini Levent Semerci’nin yaptığı ve Kuzey Irak sınırında bir karakolda yaşananların anlatıldığı ‘’Nefes/Vatan Sağ Olsun’’ filmini izledi. Sinemadan çıkışında filmle ilgili sorularını cevaplayan Atalay, filmin yapım ve teknik olarak standardı yüksek olduğunu belirterek yapımcı ve oyuncularını kutladı. Filmin güvenlik güçlerinin uzun süren terörle mücadelesinden sahnelerle dolu olduğunu ifade eden Atalay, filmde fedakârlık, özveri ve yiğitlikle birlikte acıların ve özlemlerin de işlendiğini vurguladı. Filmin insani boyutları öne çıkarttığını ifade eden Atalay, birden çok mesaj verdiğini kaydetti. Terörle mücadelenin 25 yıldır sürdüğünü ve güvenlik güçlerinin özveri ve fedakarlıkla mücadelelerini sürdürdüğünü belirten Atalay, ‘’burada şehitlerimiz var, acılarımız var. Filmde yer alan bu üzücü sahnelerin tekrarlanmaması, acıların yaşanmaması ve ülkemizin huzura kavuşması için çalışıyoruz. Tek amacımız bu’’ diye konuştu. |
03.11.2009 |
DOMUZ GRİBİ AŞILARI BAŞLADI |
Sağlık Bakanlığı, halk arasında domuz gribi olarak bilinen H1N1 virüsüne karşı sağlık çalışanlarını aşılamaya başladı. İlk domuz gribi aşısı, Ankara İl Sağlık Müdürü Mustafa Aksoy’a yapıldı. Çalışmalar kapsamında 350 bin sağlık çalışanının aşılanacağı bildirildi. Ölü sayısı 7'ye yükseldi
SağlIk Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, Konya’da domuz gribi sebebiyle tedavisi devam eden 22 aylık bir kız çocuğu ile kronik hastalığı olan 14 yaşında bir erkek çocuğun hayatını kaybettiği, Şanlıurfa'da da bir kız çocuğunun ölmesiyle beraber domuz gribinden hayatını kaybedenlerin sayısının 7’ye ulaştığı belirtildi. Açıklamada, durumu ağır olan 8 hastanın tedavisinin yoğun bakımlarda sürdürüldüğü ifade edildi. Açıklamada, şu önerilerde bulunuldu: ‘’2 yaşından küçük çocuklar, kronik hastalığı olanlar, gebeler ve 65 yaş üstündekilerin grip belirtileri ortaya çıktığında mutlaka bir hekime müracaat etmeleri gerekmektedir. Bunların dışındaki kişilerde grip belirtileri ortaya çıktığında evlerinde istirahat etmeleri, ancak genel durumda kötüleşme, solunum güçlüğü, göğüs ağrısı, nefes darlığı, bilinç bulanıklığı, 3 günden fazla süren ateş, ciddi ve sürekli kusma şikâyetlerinden biri olan vakaların beklemeden doktora müracaatları büyük önem taşımaktadır.’’ Akşam saatlerinde de Ankara’da 27 yaşındaki bir hastane çalışanının domuz gribinden hayatını kaybettiği açıklanmıştı. Öte yandan Konya’da domuz gribinden ölen iki çocuğun 31 Ekim Cumartesi günü Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’ne yüksek ateş şikâyetiyle geldiği ve aynı gün hayatını kaybettiği belirtildi. Sağlık Bakanlığı’nın Konya’da virüsünden hayatını kaybettiğini açıkladığı çocuklardan birinin isminin Burak Kuş (14), diğerinin ise 22 aylık Emine Duygu Gündüz olduğu bildirildi. Dün öğleden sonra ise Şanlıurfa’da 4 yaşındaki bir kız çocuğunun ‘’domuz gribi’’ sebebiyle hayatını kaybettiği bildirildi. Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Şanlıurfa’da ‘’Pandemik’’ grip (domuz gribi) sebebiyle tedavisi devam eden ve altta yatan kronik hastalığı olan 4 yaşında bir kız çocuğu hayatını kaybetti. Açıklamada, ‘’Bu vefatla beraber, Pandemik gripten kaybedilen vatandaşlarımızın sayısı 7 olmuştur" denildi.
RECEP AKDAĞ: 1800’ÜN ÜZERİNDE VAK’A VAR
SağlIk Bakanı Recep Akdağ, domuz gribi konusunda,’’Laboratuvar kayıtlı sayımız bin 800’leri geçti. Ama çok net olarak şunu ifade etmem lâzım. Bu vaka sayılarının daha çok üstünde vaka sayısının olduğunu tahmin ediyoruz’’ dedi. Afyonkarahisar Korel Termal Otel’de düzenlenen ‘’Sağlıkta Dönüşüm Programı Afyonkarahisar İl Değerlendirme Toplantısı’’ nın ardından açıklamalarda bulunan Akdağ, H1N1 virüsünden ölenleri tek tek sayılmasından vazgeçilmesi gerektiğini söyledi. Akdağ, bir gazetecinin sorusu üzerine, ‘’Nasıl korunacağımızın üstüne yoğunlaşmamız lazım. Bu kardeşimiz de bir hastane çalışanı. Onun için daha öncede konuştuğumuz gibi öncelikle hastane çalışanlarını Pazartesi gününden itibaren süratli bir şekilde aşılayacağız’’ cevabını verdi. Bakan Akdağ, şunları kaydetti: ‘’İster beyaz önlüklü sağlık çalışanlarımız olsun, doktorlarımız, hemşirelerimiz, laboratuvar teknisyenlileri ve diğer beyaz önlüklüler, ister bu hastanelerde çalışan diğer kardeşlerimiz olsun, temizlik işleri, yemek, güvenlik diğer benzeri hizmetlerde çalışan personelimiz için söylüyorum, lütfen aşılarını yaptırsınlar. Bu hususta dedikodulara kulak asarak aşı yaptırmazlık etmesinler. Bakın 4 vakadan 2’si hastanelerde çalışan vatandaşımız çıktı. Yani 2 ölüm vakası buralarda çalışan kardeşlerimizde çıktı. Ne kadar doğru bir kararla sağlık çalışanlarının hem dünyada hem Türkiye’de öncelikli aşılanması gereken grup olarak belirlendiğini buradan açık bir şekilde görüyoruz.” Vatandaşları uyaran Sağlık Bakanı Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Hiçbir özel kuruluş bu virüs ile ilgili bir çalışma yapmamaktadır ve bu anlamda vatandaşlarımızda dikkatli olmalılardır. Gereksiz harcamalar içerisine girmemelilerdir.’’
GRİP TATİLİ SONA ERDİ
Ankara’da domuz gribi sebebiyle ara verilen ilk ve ortaöğretim okullarında eğitim dün yeniden başladı. Ankara’da domuz gribi sebebiyle bir kişinin hayatını kaybetmesinin ardından tatil edilen ilk ve orta öğretimde eğitim yeniden başladı. Domuz gribi tatilinde bazı öğrenciler dinlendiklerini, bazıları ise hiç bir şey yapmadıklarını ve bazı öğrenciler konuları test çözerek takip ettiklerini söyledi. Okula gelen öğrencilerin çoğunda maske olmaması dikkat çekti. |
03.11.2009 |
Kömür yardımı yüzleri güldürdü |
BaşbakanlIk Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Zonguldak Şubesi, kent merkezinde 3 bin 83 aileye 750’şer kilo kömür yardımında bulunacak. Kış soğuklarının kendini hissettirmeye başladığı bugünlerde kömür alamayan vatandaşlar, kömür yardımı yapılacaklar listesinin Zonguldak Valiliği’nin önüne asılmasıyla büyük sevinç yaşadı. Listede isminin olup olmadığına bakarken kısa süreli izdihama sebep olan vatandaşlar, kömür alacak olmanın mutluluğunu yaşadı. |
03.11.2009 |
SGK Başkanı etik davranmamış |
BaşbakanlIk Kamu Görevlileri Etik Kurulu, 5 ve 13 yaşındaki çocuklarına sigorta yaptıran Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkan Yardımcısı Veysel Uyar’ı haksız buldu. Uyar, çocuklarının katalog çekimlerinde model olarak görev aldıklarını iddia etti. Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun kararı Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yer aldı. Kurul, Uyar’ın çocuklarını sigorta ettirmesinin etik davranış ilkelerine aykırı olduğunu tespit etti. Başbakanlık Etik Kurulu, durumuyla ilgili olarak Duyar’dan savunma istedi. Kurul, Veysel Uyar’ın çocuklarını sigorta ettirmesinin etik davranış ilkelerine aykırı olduğuna karar verdi. |
03.11.2009 |
Deprem için gezici eğitim |
Eskİşehİr’de Vilayet Meydanı’na konuşlandırılan ‘’Gezici Deprem Simülasyon Eğitim Tırı’’nda orta şiddetli deprem oluşturuldu, vatandaşlara bu afetten korunma yöntemleri hakkında bilgi verildi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Ulusal Deprem İzleme Merkezi’nde görevli Jeofizik Mühendisi Yavuz Güneş, simülasyon eğitimi öncesi yaptığı açıklamada, şehirde iki gün bulunacak tırda, deprem ve depremde yapılması gerekenler hakkında bilgilendirme yapılacağını söyledi. Depremde yaralanmaların çoğunun ev eşyalarının düşmesi sonucu olduğunu belirten Güneş, alınacak tedbirlerle deprem sırasındaki zararın en aza indirilebileceğini bildirdi. |
03.11.2009 |
Kızılay kan bağışçısı arıyor |
Türk Kızılay’ı Kan Hizmetleri Yönetimi Kan Bağışçı Kazanım Birimi Yöneticisi Armağan Aksoy, yaptığı açıklamada, Türkiye’de yıllık yaklaşık 1.5 milyon ünite kana ihtiyaç olduğunu, Kızılay’ın kan bağışçı sayısını artırmaya yönelik çalışmalar yürüttüğünü belirtti. Kızılay’ın ‘’1 milyon iyi insan aranıyor’’ kampanyasının bu yıl başarıya ulaştığını, 2010 yılında yine 1 milyon kan bağışçısına ulaşılmasının zorunlu olduğunu kaydeden Aksoy, şu bilgiyi verdi: ‘’ En çok kan bağışçımız üniversite öğrencileri. Kadın kan bağışçı sayısı çok az. ÜBiz, kadınlarda kan bağışını artırmaya yönelik çalışmalar yapıyoruz.’’ |
03.11.2009 |
Kış kendisini hissettiriyor |
Kar kalınlığının yaklaşık 10 santimetreyi bulduğu Zigana Geçidinde çok sayıda araç yolda kaldı. Sivas ve Ankara’ya mevsimin ilk karı düşerken, Tokat’ta da yüksek kesimlere kar yağdı. Karaman-Mersin yolunu kullanacak sürücüler, kar yağışına karşı tedbir almaları konusunda uyarıldı. Öte yandan. Konya-Antalya karayolunda kar temizleme çalışmaları sürerken, Trabzon’da geçen ay ilk karın düştüğü yaylalar ikinci karın yağmasıyla boşaldı. Birçok il beyaza büründü
YURDU etkisi altına alan soğuk ve yağışlı hava, hayatı olumsuz etkiledi. Türkiye’yi etkisi altına alan soğuk ve yağışlı hava Başkent Ankara’yı da etkisi altına aldı. Dün sabah saat 07.00 sıralarında yüksek kesimlere kar düştü. Turan Güneş Bulvarı üzerinde spor yapan vatandaşlar güne kar ile merhaba dedi.Yüksek kesimlerde etkili olan kar yağışı sürücülere de zaman zaman zor anlar yaşattı. Mesailerine gitmek için hazırlık yapan Başkentliler, beyaz örtü ile karşılaşınca şaşkınlıklarını gizleyemedi. Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde de, Toroslara mevsimin ilk karı yağdı. Toroslardaki Akçal dağının yüksek kesimlerine geceden itibaren kar yağışı başladı. Gümüşhane’de önceki gün öğle saatlerinde başlayan yağmur, yüksek kesimlerde yerini dün sabahtan itibaren kar yağışına bıraktı. Kar yağışına hazırlıksız yakalanan sürücüler, 2 bin rakımlı Zigana Geçidi’nde zor anlar yaşadı. Kar kalınlığının yaklaşık 10 santimetreyi bulduğu Zigana Geçidi’nde çok sayıda araç yolda kalırken, Karayolları ekipleri kar temizleme çalışması başlattı. Yetkililer, kar yağışının sürmesi nedeniyle sürücülerin dikkatli olmalarını, araçlarında zincir ve çekme halatı bulundurmalarını istedi. Sivas’ta şehir merkezine mevsimin ilk karı yağdı. Şehir merkezi ve bazı ilçelerinde gece saatlerinden itibaren kar yağışı etkili oldu. Sivas’ta yaşayan vatandaşlar, güne beyaz kar örtüsüyle karşılaşarak başladı. Kimi vatandaşlar kışa hazırlıksız yakalandı. Şarkışla’da pancar ve patates ekili tarlaların üzeri karla kaplanınca, henüz hasat yapmayan çiftçiler üzüldü. Tokat’ta yüksek kesimlerde kar yağışı etkili oldu. Karaman’da yüksek kesimlerde başlayan kar yağışı nedeniyle, Sertavul Geçidi’ni kullanacak sürücüler tedbirli olmaları konusunda uyarıldı. Konya’nın Seydişehir ilçesinde yüksek kesimlere mevsimin ilk karı yağdı. Seydişehir-Antalya kara yolunun 20. kilometresinden itibaren etkili olan yağış nedeniyle, yüksek kesimlerde kar kalınlığı 10 santimetreyi buldu.
Sel bir öğretmeni yuttu
Siirt’in Eruh ilçesi’nde sel sularına kapılan minibüsteki öğretmenlerden biri vefat etti. Eruh’un Kekliktepe köyüne bağlı Duygulu mezrasına giden öğretmenleri taşıyan minibüs, Kekliktepe köyü yakınlarından geçen derenin taşması sonucu sele kapıldı. Olayda, öğretmenlerden Arif Yaşar hayatını kaybederken, hafif yaralanan sürücü ile 2 öğretmen Eruh Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Bu ölümle birlikte selde hayatını kaybedenlerin sayısı 5’e çıktı. Dargeçit’te sele kapılarak ölen 2 kız kardeşin de cenazesi de toprağa verildi. |
03.11.2009 |
Kurbanlıklar pazara indi |
KURBAN Bayramına bir aydan az zaman kala hayvan pazarlarında hareketlilik hızlanırken, fiyatların geçen yıla göre yüzde 60’a varan oranlarda arttığı bildirildi. Kasım ayı sonunda kutlanacak Kurban Bayramı için küçük ve büyük baş hayvanlar, pazarlara getirilmeye başlandı. Bursa’nın merkez Yıldırım İlçe Belediyesi ve Bursa Kasaplar Odasının kurduğu İsabey Hayvan Pazarı’na genellikle Doğu ve Güneydoğu illerinden kamyonlarla getirilen hayvanlar, çadırlara indirilirken, vatandaşlar da bütçelerine uygun kurbanlığı bugünden aramaya başladı. Kırmızı ette son aylarda yaşanan büyük artış, kurbanlık hayvanlarda da kendini gösterdi. Küçük ve büyükbaş hayvanlarda yüzde 60’a ulaşan fiyat artışları, kurbanlık almayı planlayan vatandaşları yeniden planlama yapmaya yöneltti. Geçen yıl 400-450 liradan satılan koçların 600 liraya çıktığı, 250-300 liradan satılan koyunların 400-500 aralığına ulaştığı pazarlarda, büyükbaş hayvanların yanına bile yaklaşılamıyor. Geçen yıl Kurban Bayramı öncesinde 1200-1300 liradan satılan büyükbaş hayvanların 2 bin, 2 bin 600 ile 2 bin 700 liradan alıcı bulanların ise 4 bin liraya kadar yükseldiği pazarlara gelen vatandaşların, fiyatları düşürmek için sıkı pazarlık yapmaları gerekiyor. Hayvan satıcıları, geçen yıl küçük bir düvenin 800 liradan satıldığını belirterek, ‘’Bu yıl etine dolgun iyi bir koçun fiyatı da 800 lira oldu. Bu yıl bin 500 liranın altında büyükbaş bulmak neredeyse imkânsız. Kurban bayramında hayvan başına ortak sayısı artacak’’ dediler. Türkiye Kasaplar Federasyonu Başkan Yardımcısı Muhsin Yıldız, hayvan pazarlarına geçen yıla göre daha az hayvan geldiğini, bu azlığın fiyatları yükselttiğini söyledi. Sadece İsabey Hayvan Pazarı’na gelen büyükbaş sayısının 9 binden 6 bine gerilediğini ifade eden Yıldız, şunları kaydetti: ‘’Hayvan az geliyor. Fiyatlarda da yüzde 60’a ulaşan oranlarda artışlar oldu. Bugünlerde yükseliş biraz durdu ancak yüzde 60’lık bir artış çok ciddî. Bir yıl önce hayvan sayısı bugüne oranla daha iyiydi. Girdi maliyetlerinin yükselmesi, sütün para etmemesi gibi etkenler yüzünden üreticiler damızlıkları kesime götürdü. Bu durum, ülkedeki hayvan sayısının azalmasına yol açtı. Az hayvana yüksek talep olunca da fiyatlar önlenemez şekilde yükseldi.’’ Pazarlarda küçükbaş hayvanların ortalama 400-600 lira arasında satıldığını belirten Yıldız, ‘’Büyükbaş hayvanların fiyatları da oldukça yüksek. Vatandaşlar pazara geliyor, fiyat soruyor ve alıyor. Hareketlilik beklediğimizin de üzerinde. Satışların iyi olacağını düşünüyorum’’ dedi. |
03.11.2009 |
Çiftçilere soğuk uyarısı |
KIRKLARELİ ve Edirne’de çiftçiler soğuk hava nedeniyle ürünlerin donabileceği uyarısı yapıldı. Kırklareli Meteoroloji Müdürü Naci Gürbüz, bu akşam hava sıcaklığının sıfırın altında 2 dereceye düşmesinin beklendiğini, çiftçilerin tedbir alması gerektiğini belirtti. Kasım ayında Kırklareli’nde don olayının görülmesinin normal olduğunu ifade eden Gürbüz, ‘’Yeni ekilen ürünler varsa dondan etkilenebilir’’ dedi. Gürbüz, Çarşamba günü hava sıcaklığının 4 derece artacağını ve yağmur beklediklerini kaydetti. Kırklareli Ziraat Odası Başkanı Necmi Koyuncu da üreticiler açısından riskli aylara girildiğini belirterek, çiftçileri don olayına karşı önlem almaları için uyardı. Koyuncu, oluşacak dondan sebze üreticilerinin etkileneceğini söyledi. Koyuncu, şöyle konuştu: ‘’Don olaylarına karşı belediye de anons yaparak sebze üreticilerini uyarıyor. Seralarda üretim yapanlar önlem alabilir ama geniş alanda üretim yapan köylünün, yetiştiricinin önlem alması çok zor. Dondan, domates, ıspanak, biber, marul gibi sebzeler ile slajlık mısır etkilenecektir. Dondan etkilenmek istemeyen, zarar görmek istemeyen üreticiler, yetişmiş ürünlerini tarladan toplayabilir.’’ |
03.11.2009 |