Güncel |
Memur haciz, çiftçi destek peşinde |
Sezon Pirinç, çeltik hasadının bütün hızıyla sürdüğü Edirne’nin Keşan ve İpsala gibi önemli çeltik üretim merkezlerine bir basın gezisi düzenledi. Geziye Yeni Asya adına katıldık. Gazeteci meslektaşlarımızla birlikte, çeltik hasadı yapan köylüleri arazide ziyaret edip beklentilerini dinleme imkânı bulduk. İpsala’nın Paşa Köy yakınlarında bulunan Küçük Karpuzlu Köyü’ndeki çeltik tarlasında ziyaret ettiğimiz üretici-ler, çeltik üretiminde girdi maliyetlerinin yüksekliğinden yakınıyor. Hükümetin üreticiyi desteklemesi gerektiğini ifade eden çeltik üreticileri, bu yılki çeltik taban fiyatı beklentilerinin ise 1.300-1.400 TL civarında olduğunu dile getirdi. Serbest piyasa şartlarında oluşan fiyatların kendilerini tatmin etmediğini söyleyen üreticiler, bölge insanının tek geçim kaynağının çeltik olduğuna dikkat çektiler. Çiftçiler, bu yıl mahsulün iyi olduğu, ancak fiyatlar da iyi olursa ekonomik olarak rahatlayacaklarını dile getirdi. Tarla ziyaretimizin ardından yol üzerindeki bir fabrikaya uğradık. Burada çeltiğin pirince nasıl dönüştürüldüğünü gördük. Görüntülerimizi aldıktan sonra İpsala’nın Sultan Köy Beldesi’nde bulunan Sezon Pirinç Fabrikası'na geçtik. Fabrikada bizleri Sezon Pirinç Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Erdoğan karşıladı. Yönetim katındaki çay sohbetimiz, “çeltik ve pirinç” merkezliydi. ÜRETİCİ VE SANAYİCİ AÇIK HAVADA BULUŞTU Mehmet Erdoğan, Keşan, İpsala, Uzunköprü ve civarındaki çeltik üreticilerini ve onların yöneticilerini İpsala’nın Sultan Köy Beldesi’nde topladı. Basın mensuplarının ilgiyle takip ettiği açık hava toplantısında, çeltik üreticilerinin sorunları tartışıldı. Toplantıda İpsala ve Uzunköprü Çeltik Üreticileri Birliği yetkilileri ve vatandaşlar, hükümetten ve sanayiciden beklentilerini dile getirdiler. Toplantıda Mehmet Erdoğan, kendilerini çiftçiden ayrı görmediklerini belirtti.
ÇİFTÇİ, MAZOT DESTEĞİ İSTİYOR Toplantıda söz alan çiftçi vatandaşlar, deniz araçlarına sağlanan vergisiz yakıt desteğinin çiftçilere de sağlanmasını istedi. Vatandaşlar, tarımda üretimin ana girdisini oluşturan makina ekipmanlarının çok pahalı olması sebebiyle kendini amorti etmesi için yıllar geçmesi gerektiğini belirterek, “tarımda akaryakıt desteğinin şart olduğunu” söylediler. Çeltik tarlalarının ekime hazırlanmasında, ekimde ve hasadda kullanılan traktörler bildiğimiz basit traktörler değil. Araziler çamur olduğu için daha güçlü dev cüsseli güçlü traktörler kullanmak zorundalar. Bir traktörün beledi 50-70 bin EURO civarında. Çeltik hasadında kullanılan ve ön tekerlek yerlerinde lastik paletler bulunan özel biçer döverlerin fiyatları ise 250-300 bin EURO arasında değişiyor. Küçük üreticinin bu makinaları alması mümkün değil. Büyük üreticiler de önceliği kendi işine verdiği için ekimden hasada kadar bir sürü sıkıntı yaşanıyor. Köylülerin söylediğine göre birçok üretici aldığı makinaların taksitlerini ödeyememiş. Haciz memurları arabalarla tarla tarla dolaşıp ürün tesbiti yapıyor. Yani daha tarlada çeltiğe haciz memurları göz dikmiş durumda. Üreticiler 2005 yılından buyana hep zararına çalıştıklarını, kendilerinin mutlaka desteklenmesi gerektiğini söylüyor.
BÜYÜK ÜRETİCİLER BULGARİSTAN’A GÖÇTÜ Büyük üreticiler maliyetlerin ve tarla kiralarının daha uygun olduğu Bulgaristan’a gitmiş. Çeltik üretimini oralarda sürdürüyormuş. Çeltik ekimi, Mayıs ayında başlayıp Haziran ayında tamamlanıyor. Ürün hasadı ise Eylül ayında başlıyor, Ekim ayında tamamlanıyor. Üretim makinalı hale gelince Trakya’nın köylerinde işsizlik de almış başını gitmiş. Kahvehaneler işsiz güçsüz insanlarla dolu. Eskiden bütün işler kol gücü ile yapıldığı için göç alan bölge şimdi işsizliğin pençesinde kıvranıyor. Uçakla ilâçlama dünyanın birçok yerinde devam ederken Türkiye çevreye zararlı olduğu gerekçesiyle uçakla ilâçlamayı durdurdu. Bu üretici için büyük sorun. Geniş çeltik tarlalarını karadan ilâçlamak günler alıyor. Üreticiler Ankara’dan masa başında alınan kararla “uçakla ilâçlama”nın durdurulmasına kızgın. Ergene Havzası’nda fabrikaların, sanayinin kirletmesi sebebiyle çeltik üretimi durmuş durumda. Yüzlerce dönüm arazi ekilemez hale gelmiş. İpsala ve Uzun- köprüde de aynı korku yaşanıyor. Meriç kirlenirse Uzunköprü ve İpsala Ovası’ndaki üretim de duracak. Bu Türkiye pirinç üretiminin yüzde 30’unun durması anlamına geliliyor. Bunun için şimdiden vakit geçirmeden tedbir alınmalı.
PİRİNÇ İTHALATI, YERLİ ÜRETİCİYİ MAĞDUR EDİYOR Toplantıda söz alan İpsala Çeltik Üreticileri Derneği Başkanı İlhan Gürbüz, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) geçen yıl uyguladığı lisanslı depoculuk sistemiyle üreticiyi memnun ettiğini ancak sistemde yaşanan suistimaller sebebiyle bu yıl uygulamadan vazgeçildiğini söyledi. Gürbüz, üreticinin ürününü emanete alan depoların belirli bir sisteme bağlanarak mağduriyetinlerinin giderilmesini istedi. İpsala Çeltik Üreticileri Birliği İkinci Başkanı Sedat Balcılar ise, “kendilerinin adlarını bile bilmediği ülkelerden Türkiye’nin pirinç ithal ettiğini, bu se-beple yerli üreticinin mağdur edildiğini” söyledi. Yeni sezon ürünün pazara sürülmesine kadar ithalatın durdurulmasını talep eden Balcılar, “Her sene bizim yerli ürünümüz pazara inmeden ithal pirinç piyasaya sürülüyor. Bunun en azından yıl sonuna kadar durdurulması iyi olur” dedi.
BULGARİSTAN İLE SU ANLAŞMASI YAPILSIN Uzunköprü Çeltik Üreticileri Birliği Başkanı Ali Öner, Türkiye’deki pirinç üretiminin bazı yıllar afetlerden etkilendiğini hatırlatarak, bu konuda gerekli tedbirlerin alınmasını istedi. Öner bu afetleri ise bazı yıllar yaşanan kuraklık, seller ve erken yağan yağmurlar olarak sıraladı. Ali Öner, çeltiğin suyu seven bir bitki olmasına rağmen fazla suyunda bu ürüne zarar verdiğine dikkat çekerek, bu sene Gönen civarında sel suları altında kalan çeltik tarlalarında hasad yapılamayacağını hatırlattı. Türkiye’deki çeltik üretiminin yüzde 50’ye yakınının yapıldığı Meriç havzasında bazı yıllar kuraklık yaşandığını hatırlatan Ali Öner, Bulgaristan ile bu kurak yıllarda Türkiye’ye su desteği sağlaması için anlaşma yapılmasını teklif etti. Ali Öner, Türkiye için pirinç ithal etmenin kaçınılmaz olduğu durumlarda da kaliteli pirinç ithal edilmesini istedi. Ali Öner, “Kalitesiz pirinç ithal edilip kaliteli pirince karıştırılıp satılıyor. Paketlerin dışında ne yazıyorsa içinde de o olsun” dedi. Öner’e göre üretimde makinalar başta olmak üzere kafaları, her şeyi değiştirmek lâzım. Dünyadaki değişimlere ayak uydurmak lâzım. Makinaları kendimiz için değil, ülkemiz için yenilememiz lâzım.
BİLGİ NOTU:Türkiye’de üretilen pirincin yüzde 50’ye yakını, Edirne’nin Uzunköprü ve İpsala ilçelerinde üretiliyor. Kalan üretim ise Güney Marmara’da (Manyas, Gönen) ve Batı Karadeniz`de (Sinop-Boyabat ve Kastamonu-Tosya) Çorum’un Osmancık ve Kargı ilçelerinde yapılıyor. Osmancık pi-rinci kendi başına bir marka. Ünü ilçenin önünde. Samsun’un bazı kesimleri Adana-Çukurova ve GAP bölgesi potansiyel üretim sahaları. Çeltik üretimi yapılan coğrafya da en büyük sorun sivrisinekler. Çeltik tarlaları sivrisinekler için en elverişli hayat alanı. Bu bölgelerde yaşayan insanlar sivrisineklerle yaşamaya alışmak zorunda.
|
MUSTAFA GÖKMEN 17.10.2009 |