SU |
Temiz, tertemiz; hayâtın en mühim sebeplerinden biri. En azîz bir mertebede bulunduğu hâlde en mütevâzıı. Yumuşak, berrâk. Akan, okşayan. Dosta-düşmana, nebâta-hayvana, toprağa-insana faydası dokunan: Sıcak-soğuk, serin-ılık.. her hâli ayrı bir işe yarayan... Kâh buhar olup yükselen, kâh bulut olup gölge veren, kâh katre olup ağlayan, kâh sel olup çağlayan... Hayâta başlangıç olan; kan olan, süt olan; sevinç olan, keder olan, ter olan... İçilmesi ni’met, kullanılması ibâdet: Rahmet, rahmet!.. Olmadığı yer çöl, olduğu yer yemyeşil cennet... Şurada deniz, şurada göl! Şurada dere, şurada ırmak! Şurada havuz, şurada kaynak! Çağıl çağıl, şırıl şırıl... Şimdi kar, şimdi buz! Şimdi kaktüs, şimdi karpuz! Kökte tatsız özsuyu; meyvede usâre: Lezzetli, kokulu... Ateşi, harâreti söndüren! Acıyı, yorgunluğu dindiren! Güç, kuvvet, enerji veren; çarkları döndüren... Ha bir tas, ha bir gemi: Kâh sen onu taşırsın, kâh o seni! İçinde hayât sâhipleri, yanında hayât sâhipleri, etrâfında hayât sâhipleri... Kirlerden arındıran, aklayıp paklayan... Tabiatın, ölenin yıkandığı... Ayrının yandığı, kavuşanın kandığı... Türkü olan, şarkı olan! Şiir olan, kasîde olan! İşâret olan, remz olan! Düşman elinde dert, dost elinde şerbet... Arada denizse hasret, baharda selse âfet... Mekke’de Zemzem, sevgililer sevgilisinin (asm) elinde Kevser! Âşıkta iştiyâk, gurbetzedede hicrân, günahkârda pişmanlık, mâşûkta nâz, kulda niyâz! Sâkin, boğuk, hıçkırıklarla sarsı- larak... Cennetlerde, yemyeşil ağaçlar arasından nazlı nazlı akan; lütuf kokan, kerem kokan, ihsân kokan... “Hâk-i pâyine varam der, ömrlerdir muttasıl, Bâşını taşdan taşâ ûrup gezer âvâre su!..”
EKREM KILIÇ - [email protected] |
02.10.2009 |