Güncel |
Hakim, deolojik düşünceden kurtulmalı |
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, hukukun üstünlüğünün ve bağımsızlığının sağlanması için yargıçların her türlü ideolojik düşünceden arınarak karar vermesi gerektiğini vurguladı. Hakimler, ideolojik kuşatmadan arınmalı
ANAYASA Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, hakimlere seslenerek, ‘’Etrafını saran ideolojik kuşatmalardan kendisini kurtaran hakim, tarafsızlığını ve onurunu yücelterek yaşayabilir’’ dedi. Kılıç, Ufuk Üniversitesi’nde yeni eğitim yılının başlaması sebebiyle ders verdi. Öğrencilere Anayasa Mahkemesi’nin görevlerinin yanı sıra, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı gibi konularda açıklama yapan Kılıç, son günlerde sıkça tartışılan konularda da üstü kapalı görüş bildirdi. Hak ve özgürlükleri koruma, kollama ve güvenliğini sağlama görevi yargıya emanet edildiğine göre bu emanetin güvenliğinin de ancak yargının tarafsızlığıyla sağlanabileceğini vurgulayan Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Hakim, vicdanında kurulan mahkemede tarafsızlığını etkileyecek duygularına, öznel düşüncelerine ve öfkesine kayıtsız kalmak zorundadır. Etrafını saran ideolojik kuşatmalardan kendisini kurtaran yargıç, tarafsızlığın onurunu yücelterek yaşayacaktır. Hakimden beklenen, Sokrates’in ifade ettiği gibi; ‘adaleti lütfetmek değil, yasaları doğru uygulamaktır’. Tevfik-el Hakim’de ‘yasa maddeleri uygun zamanlarda istediklerimizi vurmak için elimize tutuşturulan silâh değildir’ derken de yargı yetkisinin vicdanlara emanet edildiğini vurgulamaktadır. Aksi yönde halkın iradesini yansıtmayan, evrensellikten uzak kirli kurallar ve bunu uygulayan kirli vicdanlar toplumu asla arındıramaz.’’
“ÜSTÜNLERİN HUKUKU DEĞİL, HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ”
ANAYASA Mahkemesi Başkanı Kılıç, son yıllarda toplumun güvensiz, sevgisiz ve hoşgörüsüz yaşantısıyla ciddî bir travma geçirdiğini belirterek, şöyle konuştu: ‘’Adeta toplumsal bir cinnet hali yaşamaktayız. Hayatın her aşamasında şiddetin, öfkenin, kinle nefretin dalgalarıyla savrulmaktayız. Birlikte yaşamamak için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Akıllara durgunluk veren ölüm ve cinayet yöntemleri toplumun ilgiyle izlediği dizi programları arasına katıldı. Görsel ve yazılı basının reyting uğruna insanî tüm değerleri alt üst eden yaklaşımları, toplumda yaşanan bu travmanın ivme kazanmasında önemli katkıda bulunmuştur. Ekonomik ve siyasi çöküşler bu krizin yanında önemini daha az hissettirmekte, sonuçları ise kontrol altına daha çok alınabilir görülmektedir. Ekonomik hayattaki olumsuzlukların bu soruna olan etkileri şüphesiz ki göz ardı edilmez. Ancak hiç bir gerekçe bu toplumsal çılgınlığın haklılığını izah edemez. Üniversitelerimizdeki tüm sosyologların, toplum bilimcilerin ve felsefecilerin bu sosyal travmaya karşı çok acil çözüm yolları ve çareler üreteceklerine inanıyorum.’’ Kılıç, hukuk devletinin topluma sağlıklı ve güven içinde yaşanır bir ortam sağlamayı taahhüt ettiğini belirterek, her bireyin devletten bu yükümlülüğü yerine getirmeyi isteme hakkı bulunduğunu kaydetti. Bu yükümlülüğün sorumlularının yasama, yürütme ve yargı organları olduğunu söyleyen Kılıç, hukuk devletinde bu organların insanlara, insan onuruna yakışan bir hayat sağlama görevi bulunduğunu ifade etti. Haşim Kılıç, ‘’Aydınlık bir Türkiye’ye ulaşmanın olmazsa olmaz koşulu üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğünün sağlanmasıdır’’ dedi. |
30.09.2009 |