30 Eylül 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Dünya

 

İKT’den Obama’ya çağrı

İKT Genel Sekreteri Prof. Dr. İhsanoğlu, Obama’nın İslâm dünyasıyla farklı ilişkiler kurmak istediğini ilk günden beyan ettiğini hatırlatarak, ‘’Artık bu beyan ve ifade safhasından fiiliyata geçmek lâzım’’ dedi.

İSLÂM Konferansı Teşkilâtı (İKT) Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, İKT’nin New York Temsilciliğinde, 64. Dönem BM Genel Kurulu üst düzey toplantıları sırasındaki temaslarıyla ilgili bilgi verdi ve değerlendirmelerde bulundu. İKT’nin 40. kuruluş yıl dönümünü New York’ta kutladıklarını anımsatan İhsanoğlu, bu çerçevede 26 Eylülde BM’de, İKT Dışişleri Bakanları Toplantısı’nı düzenlediklerini ve toplantıya 57 tam üye ve 5 gözlemci üyenin bakanlarının katıldığını söyledi.

ABD Başkanı Barack Obama’nın İslâm dünyasıyla farklı ilişkiler kurmak istediğini, ilk günden gerek Ankara’da TBMM’de, gerek Kahire’de yaptığı konuşmalarda beyan ettiğini hatırlatan İhsanoğlu, ‘’artık bu beyan ve ifade safhasından fiiliyata geçmek lâzım. Bu, iyi niyetle ifade edilen sözlerin bir politikaya dönüşmesi, bu politikaların da program ve projeye dönüşmesi lâzım. Teoriden pratiğe dönmek lâzım’’ görüşünü dile getirdi. Dünyada ‘’İslâm korkusu’’nun devam ettiğini belirten İhsanoğlu, bunun bir günde, bir adımda durmasının beklenemeyeceğini, çünkü bu İslâm fobisinin yeni değil eski bir konu olduğunu; şekil, bağlam ve söylem değiştirdiğini, ama hareket noktasının aynı olduğunu söyledi. İKT’nin bu konudaki çalışmalarının bir takım meyveler verdiğini belirten İhsanoğlu, şöyle konuştu: ‘’Fakat bu yeterli değildir. Başkan Obama’nın idaresi ve Başkan Obama’nın tavrı daha olumlu eski yönetime nazaran. Fakat dünyada aşırı, radikal, ırkçı, dinî ideolojilere sahip sağın artması ve bu aşırı sağcı grupların fikirleri kamuoyunu da etkiliyor, o bakımdan bizim korkumuz, Batı’daki radikal grupların kamuoylarını İslâm’ın aleyhine kışkırtmaları, buna karşılılık da İslâm dünyasından başka radikal grupların da buna karşılık vermesi. O yüzden ben diyorum ki, gelin hem İslâm dünyası, hem Batı dünyası olarak kendi radikallerimizin ve aşırı uçlarımızın esiri olmayalım.’’

30.09.2009


 

BU YASAKLA HEPİMİZ KAYBEDERİZ

Belçika'da aralarında eski başbakanların da bulunduğu 50'ye yakın entelektüel, yayınladıkları ortak bildiriyle, devlet okullarında uygulamaya konulan başörtüsü yasağına tepki gösterdi. “Saygıya davet” başlıklı manifestoda, “Başörtüsü yasağı uygulamasında kaybeden, sadece taraflar olacak” uyarısında bulunuldu.

BAŞÖRTÜSÜNE KARŞI SİSTEM BASKISI

Türkiye ve Fransa'daki yasakların emsal gösterilmesinin eleştirildiği bildiride, “Başörtüsü takmak için var olduğu iddia edilerek sıkça dile getirilen ve onaylanamayacak olan sosyal baskı artık takmamak için sistem baskısına dönüşmüştür” denilerek, yasak kararının yeniden gözden geçirilmesi çağrısı yapıldı.

Başörtüsüne saygı çağrısı

TOPLUMUN önde gelen siyasetçi, akademisyen, gazeteci ve sivil örgüt temsilcilerinin imza attığı bildiride, Müslümanların muhatap alınmasının kesin şart olduğuna vurgu yapıldı. Gent Üniversitesi’nden Patrick Loobuyck’nin kaleme aldığı ‘Saygıya Davet’ başlıklı manifestoda “Artan endişeler üzerine geçtiğimiz haftalardaki başörtüsü tartışmasını takip ettik. Gelinen noktada toplumun aldığı yaralardan dolayı üzgünüz.” denildi. İslâmiyet’in ülkenin ayrılmaz bir unsuru olduğunun kabul edilmesi çağrısında bulunuldu.

Bildiriye imza atanlardan ilk göze çarpan isim eski başbakanlardan ve halen AP Milletvekili Jean-Luc Dehaene oldu. Eski Limburg Valisi Steve Steavart, uzun süre Gent’te belediye başkanlığı yapan Frank Beke, ünlü siyaset bilimci Prof. Carl Devos, yine aynı üniversiteden Prof. Dries Lesage, akademik yılın açılışında yaptığı başörtülü kızlara destek çağrısı ise dikkatleri toplayan Anvers Bölgesi Yüksek Eğitim Kurumları Birliği Başkanı Porf. Walter Nonneman da imzacılar arasında bulunuyor. Zaman gazetesinde yer alan habere göre, aşırılığa karşı mücadele edilirken aşırıların güçlendirildiğine dikkat çekilen bildiride Türkiye ve Fransa’daki yasakların emsal gösterilmesi de eleştirildi. 1831 yılında kabul edilen Belçika anayasası hâlâ dünyanın en liberal metinlerinden biri olarak kabul ediliyor. Din ve vicdan hürriyetini teminat altına alan 1831 Belçika Anayasası, Türkiye’nin ilk anayasa metni olan 1876 tarihli Kanuni Esasi’nin örnek aldığı anayasalarından oldu. Belçika İslâm’ı 1974’te resmî din olarak kabul etti.

BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI, TOPLU

CEZALANDIRMADIR

YasaklarIn kuraldan ziyade istisna olması gerektiğini vurgulayan bildiride şöyle denildi: “İçinde bulunduğumuz durum ise; haksız bir şekilde toplu cezalandırmaktır. Sıkça dile getirilen ve onaylanamayacak olan başörtüsü takmak için var olduğu iddia edilen sosyal baskı artık takmamak için sistem baskısına dönüşmüştür. Biz Flaman Devlet Okulları ve Anvers’teki Okullar Birliği’ni aldıkları kararları yeniden gözden geçirmeye dâvet ediyor, sürecin yeniden öğrenci, veli ve sivil toplum örgüt temsilcileriyle masaya yatırılması çağrısında bulunuyoruz.”

‘Müzakereler birbirimizle yapılmalı, birbirimiz hakkında değil.’’ denilen açıklamada ‘’İnsan hakları, demokratik hukuk devleti, kadın erkek eşitliği ve fikir özgürlüğü gibi temel hak ve özgürlüklerin yanında İslâm’ın da toplumsal hayatımızda yerinin iyi tesbit edilmesi gerekiyor. İslâmiyet öyle ya da böyle toplumumuzun bir parçası olarak kalacak. Göç ve çok kültürlülüğün zorlu bir süreç olduğunun farkındayız. Fakat bununla birlikte köprüler oluşturmalıyız. Müslümanlar arasındaki ‘birlikte hayat’ı destekleyen her düşünceye sahip çıkılması gerektiğine inanıyoruz. Bütün inananları haksız bir şekilde karalama yerine muhataplarımızı özenle seçmeliyiz. İslâm içindeki radikalleşme dahil birçok konu masaya yatırılabilmeli.’’ denildi.

Bildiri şu tavsiye ile neticeleniyor: ‘’Belçika’daki başörtüsü yasağı uygulamasında sadece kaybeden taraflar olacak. İnsanların devlete ve birlikte yaşamaya dair inançları sarsıldı. Bunun asla tekrar yaşanmaması gerekiyor. Siyasîlerden güçlü bir şekilde Müslümanların bu toplumun bir parçası oldukları ve öyle de kalacaklarına dair sinyal vermelerini bekliyoruz. Çoğulcu bir yapıya sahip toplumumuzda ve globalleşen bir dünyada en faydalı yolun bu olduğuna inanıyoruz.’’

30.09.2009


 

İsrail polisi terör estiriyor

İSRAİL polisi, önceki gün Haremüşşerif içinde çıkan olaylardan sonra, önceki gece yarısında başlattığı ve sabah devam eden “gözaltı operasyonunda” Eski Şehir ve çevresindeki mahallelerde en az 50 Filistinliyi gözaltına aldı.

Operasyonun, pazar günü Tapınak Dağı Müminleri adlı gruptan aşırı sağ yerleşimcilerin, İsrail polisinin koruması altında Haremüşşerif yerleşkesine girip, El Aksa Camii içine girme teşebbüsleri üzerine başlayan olaylarla ilgili olduğu ifade ediliyor. Bir görgü şahidi, dün sabah namazında 45 yaşın altındakilerin camiye alınmadıklarını belirterek, El Aksa camisinden çıkarken 2 farklı noktada, polislerin yaşları 16 ila 18 olan iki genci kelepçeleyerek götürdüğünü gördüğünü anlattı. Gözaltı uygulamasının Eski Şehir’in Müslüman mahalleleri Hart-ı Sadiyye, Elvad caddesi, Aslanlı Kapı yakınındaki Bab-Hutta ile Bab El-Silsileh’in yanı sıra Eski Şehir’in hemen dışındaki Silvan köyü ile yakınlardaki At-Touri’de yoğunlaştığı kaydedildi.

30.09.2009


 

Goldstone, raporunu savundu

İSRAİL'İN Gazze Şeridi’nde Aralık sonu ve Ocak başında düzenlediği operasyonlar sırasında hem İsrail’i hem de Filistinli direnişçileri savaş suçları işlemekle suçlayan raporu hazırlayan BM komisyonunun başkanı olan eski Güney Afrikalı yargıç Richard Goldstone, tüm eleştirilere rağmen raporununu savundu.

Başta İsrail olmak üzere ABD tarafından da eleştirilen raporla ilgili konuşan Goldstone, 575 sayfalık raporun siyasî yönlendirmeyle hazırlandığını ileri süren İsrail’in eleştirilerini reddetti. Goldstone, ekibinin raporu hazırlarken yasa kurallarına, insan haklarına ve savaş sırasında sivillerin korunması gerekliliğine inanarak hareket ettiğini söyledi. Goldstone, ekibinin İsrail’in 27 Aralık 200818 Ocak 2009 tarihlerinde Gazze Şeridi’ne düzenlediği askerî operasyonlar sırasında meydana gelen 36 olayı soruşturduğunu ifade etti.

30.09.2009


 

“Demokrasiler, vatandaşın giyimine karışmaz”

KAZAKİSTAN Adalet Bakanı Raşid Tusupbekov ile Millî Eğitim ve Bilim Bakanı Zhanseit Tuimabayev, Kazakistan’da bulunan okullarda, başörtüsü takmanın yasak olmadığını söyledi.

Özgürlük Vicdan ve Din Dernekleri günü dolayısı ile düzenlenen törenler sonrasında bir vatandaşın ‘’bazı okullarda başörtülü öğrenciler derslere alınmıyor. Böyle bir yasak var mı’’ diye sorması üzerine açıklama yapan Adalet Bakanı Raşid Tusupekov ile Millî Eğitim ve Bilim Bakanı Zhanseit Tuimabayev Kazakistan’da başörtüsü yasağının olmadığını isteyenin inandığı gibi giyinebileceğini söyledi. Anayasanın dinî inançların yerine getirilmesinin garantisi olduğunu ifade eden Adalet Bakanı Raşid Tusupekov, ‘’Anayasamızın 22. maddesine göre herkesin istediği dine inanma ve dininin gereklerini yaşama özgürlüğü vardır. Devlet bu konularda kimseye baskı yapamaz. Bizim ülkemizde din işleri ile eğitim ve devlet işleri birbirlerinden ayrılmıştır. Bu sebeple kimse bir başkasının inancına müdahalede bulunamaz’’ diye konuştu. Millî Eğitim Bakanı Zhanseit Tuimebayev de kendisine başörtüsü yasağı ile ilgili sorular yöneltildiğini belirterek, ‘’Kazakistan demokratik ve laik bir devlettir. Demokratik ve laik devletler, vatandaşlarının dini gerekçelerle giyimlerine karışmaz’’ dedi. Okullarda okul üniformalarının giyilmesi gerektiğinin mevzuatta yer aldığını ifade eden Millî Eğitim Bakanı Tuimabayev, bunun öğrencilerin dinî inançlarını yaşamasına engel olmadığını kaydetti.

30.09.2009


 

İran, tesislerini denetime açacak

İRAN, yeni nükleer tesislerin BM tarafından denetlenmesi için bir takvim çizelgesi üzerinde çalışıldığını bildirdi.

Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi, devlet televizyonuna verdiği demeçte, “Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) müfettişlerinin yeni nükleer tesislerde inceleme yapabileceklerini” söyledi. Nükleer enerji faaliyetlerinin barışçıl ve enerji üretimine yönelik olduğunu yineleyen Salihi, tesislerin denetlenmesi için en kısa sürede UAEK’ya bilgi vereceklerini belirtti. Salihi, yeni nükleer tesislerde sadece yüzde 5 oranında uranyum zenginleştirmeyi hedeflediklerini ifade etti. Batılı ülkelerin, nükleer enerji programıyla ilgili tutumunu “siyasî” olarak değerlendiren Salihi, Nükleer Silâhların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) ve UAEK yasaları uyarınca faaliyetlerine devam edeceklerini kaydetti.

30.09.2009


 

Filipinler’de, sel büyük kayba yol açtı

FİLİPİNLER'İ vuran Ketsana tropik fırtınasının başşehir Manila’nın da yer aldığı ülkenin kuzey kesiminde yol açtığı sel felâketinde ölenlerin sayısı 240’a yükselirken, yetkililer uluslar arası yardım çağrısında bulundu.

Ulusal Afet Koordinasyon Konseyi’nden yapılan açıklamada, arama kurtarma ekiplerinin taşkın nehirlerden ve su altında kalan caddelerden cansız bedenler topladığı belirtilerek, ölü sayısının daha artmasından endişe edildiği bildirildi. Başşehir ve çevresinde yaklaşık 1,9 milyon insanın barındığı evlerin sular altında kaldığı belirtilen açıklamada, bunların 380 bininin okul, kilise ve benzeri kurum binalarına yerleştirildiği kaydedildi. Hava tahmin raporlarına göre, ülkeyi Cuma günü yeni bir fırtınanın vurabileceğini bildiren yetkililer, yeni bir fırtınanın sonuçlarıyla mevcut kaynaklarla baş edilemeyeceğini vurguladı, uluslar arası yardım çağrısında bulundu. Savunma Bakanı Gilbert Teodoro, düzenlediği basın toplantısında, polis, asker ve gönüllülerin 12 bini aşkın insanı kurtardığını, ölü sayısının da daha fazla olmasından endişe ettiklerini kaydetti. Yabancı hükümetlerin yardımcı olmasıyla çalışmalarını daha kolay sürdürebileceklerini söyleyen Teodoro, ‘’temel ihtiyaçları karşılamak için en iyisini yapmaya çalışıyoruz, ancak buradaki durum çok daha ciddî’’ dedi.

30.09.2009


 

Vietnam’da, 100 bin kişi tahliye edildi

FİLİPİNLER'İ vuran Ketsana tropik fırtınasının Vietnam sahillerine hızla yaklaşması üzerine, ülkenin orta kesiminde 100 bin kişinin tahliye edildiği bildirildi.

Sel ve fırtınalara karşı ulusal mücadele komitesinin yetkilisi Nguyen The Hung, AFP’ye yaptığı açıklamada, Filipinler’de sebep olduğu sel felâketinde 240 kişinin ölümüne yol açan Ketsana Fırtınasının Vietnam sahillerine beklenenden daha çabuk yaklaştığını ve Vietnam’ı vurabileceğini belirtti. Nguyen, gelecek günlerde nehirlerdeki su seviyesinin artmasından ve sellere yol açmasından endişe edildiğini de belirtti.

30.09.2009


 

Devrik lider Zelaya: Hukuk devleti istiyorum

HONDURAS'IN devrik Devlet Başkanı Manuel Zelaya, BM’nin Honduras’ta hukuk devletini tesis etmesini istedi. Başşehir Tegucigalpa’daki Brezilya büyükelçiliğine 8 gün önce sığınan Zelaya, cep telefonuyla BM genel kuruluna seslendi.

Büyükelçilikte kuşatma altında tutulan Zelaya, “BM’yi, Honduras’ın layık olduğu hukuk ve hürriyet devletini yeniden tesis etmeye davet ediyorum” dedi. Zelaya, BM’nin kendisi ve yanındakilerin can güvenliğini sağlamasını da istedi. Zelaya, 28 Haziranda darbeyle al aşağı edilerek yurt dışına sürgüne gönderilmiş, ancak 21 Eylülde gizlice Tegucigalpa’ya dönerek Brezilya büyükelçiliğine sığınmış ve halka isyan çağrısında bulunmuştu.

30.09.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.