Güncel |
“Sahte çürük raporu” çetesine 6 tutuklama daha |
İSTANBUL'DA ‘’sahte askerliğe elverişsiz raporu’’ hazırladıkları iddiasıyla gözaltına alındıktan sonra mahkemeye sevkedilen 6 kişi daha tutuklandı. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde, savcıya ifade verdikten sonra nöbetçi 10. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevkedilen Fehmi Suna, Ömer Uçar, Tahir Mete Turan, İsmail Es, Taylan Özgür Düşko ve Murat Tugay Tepe yargıç karşısına çıktı. Burada nöbetçi yargıç Murat Üründü tarafından yeniden sorgulanan Murat Tugay Tepe, ‘’suç işlemek amacıyla örgüt kurma’’, ve ‘’yağmaya teşebbüs’’ suçlarından diğer 5 şüpheli ise ‘’suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak’’ suçundan tutuklandı. Öte yandan, bu kişilerle birlikte adliyeye çıkarılan ve savcılık sorgusunun ardından serbest bırakılan 6 kişiden 4’ünün kadın olduğu kaydedildi. Ergenekon iddianamesinde de yer alan İP Karagah Evleri soruşturmasını yürüten askeri savcı Albay Ahmet Zeki Üçok da aynı operasyon kapsamında tatuklanmıştı. |
29.09.2009 |
DARBE ÖVGÜLERİ TEPKİLER ÜZERİNE KİTAPTAN ÇIKARILMIŞTI |
İçerdiği darbe övgüsü niteliğindeki ifadeler sebebiyle geçen yıl büyük tepkilere konu olan ve bu tepkiler sonucu o bölümleri çıkarılan ilköğretim 8. sınıf ''İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük'' ders kitabının, Atatürk'ün ölümünden sonra Türkiye'de yaşanan olaylar ve yakın tarihe ayrılan 7. ünitesindeki ''Türkiye'ye yönelik tehditler'' bölümünde, bölücü unsurların faaliyetleri, irticaî faaliyetler, misyonerlik faaliyetleri, Türk-Ermeni ilişkileri anlatılıyor. GİZLİ ANAYASA ÜSLûBUNUN DERS KİTABINDA NE İŞİ VAR?
Demokratik açılımın konuşulduğu ve Millî Eğitim Bakanının yeni ders yılı açılışında “ayrımcılığı reddeden mesajlar” verdiği bir ortamda, bir ders kitabında, gizli anayasa olarak da anılan Millî Güvenlik Siyaset Belgesi üslûbuyla “iç tehdit”lerin anlatılması, “bölücü ve irticaî faaliyetler”den bahsedilip misyonerlik tehdidinden dem vurulması devlette etkin olan kışla siyasetinin okullara müdahalesi olarak yorumlanıp yadırganıyor.
‘Kışla siyaseti’ okulda
İLKÖĞRETİM okullarının, içerdiği darbelerle ilgili ifadeler sebebiyle geçen yıl büyük tepkilere konu olan ve bu tepkiler sonucu o bölümleri çıkarılan 8. sınıf ‘’İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük’’ ders kitabının, Atatürk’ün ölümünden sonra Türkiye’de yaşanan olaylar ve yakın tarihe ayrılan 7. ünitesindeki ‘’Türkiye’ye yönelik tehditler’’ bölümünde, bölücü unsurların faaliyetleri, irticaî faaliyetler, misyonerlik faaliyetleri, Türk-Ermeni ilişkileri anlatılıyor.Milli Eğitim Bakanlığınca, Samettin Başol, Tuğrul Yıldırım, Miyase Koyuncu, Abdullah Yıldız ve Ömer Faruk Evirgen’den oluşan bir komisyona yazdırılan, ‘’İlköğretim Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük’’ dersi 8’inci sınıf ders kitabında, Mustafa Kemal Atatürk’ün doğumu, öğrenim hayatı, katıldığı savaşlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu, Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomi, sanat, spor, eğitim, sağlık alanında katettiği aşamalar, dış politika, 2. Dünya Savaşı ve Soğuş Savaş dönemi ayrıntılı olarak ele alınıyor.
GİZLİ ANAYASA ÜSLUBUNUN DERS KİTABINDA NE İŞİ VAR?
KİTABIN Atatürk’ün ölümünden sonra Türkiye’de yaşanan olaylar ve yakın tarihe ayrılan 7. ünitesinde, ‘’Türkiye’ye yönelik tehditler’’ bölümünde, bölücü unsurların faaliyetleri, irticai faaliyetler, misyonerlik faaliyetleri, Türk-Ermeni ilişkileri hakkında bilgi veriliyor. Demokratik açılımın konuşulduğu ve Millî Eğitim Bakanının yeni ders yılı açılışında “ayrımcılığı reddeden mesajlar” verdiği bir ortamda, bir ders kitabında, gizli anayasa olarak da anılan Millî Güvenlik Siyaset Belgesi üslûbuyla “iç tehdit”lerin anlatılması, “bölücü ve irticaî faaliyetler”den bahsedilip misyonerlik tehdidinden dem vurulması devlette etkin olan kışla siyasetinin okullara müdahalesi olarak yorumlanıp yadırganıyor. Gazete kupürleriyle görsel zenginlik katılan bu bölümde, Türkiye Cumhuriyeti’nin son 40 yılının belli başlı olayları ele alınıyor. Kitabın 1970’li yılların sonlarında vatandaşların çeşitli malları satın almak için girdikleri kuyruklar ile ilk yerli otomobil olan Anadol’un bir fotoğrafının yer aldığı bu bölümünde, TRT’nin kuruluşu ile Antalya Uluslararası Altın Portakal Film Festivali’nin gelişim öyküsüne de yer veriliyor. Türk ordusunun Kıbrıs’taki soydaşlarını kurtarmak için gerçekleştirdiği ‘’Barış Harekatı’’nın yanı sıra Kore’den Somali’ye, Bosna Hersek’ten Kosova’ya, Makedonya ve Afganistan’dan Lübnan ve Sudan’a kadar dünya barışına katkı için aldığı etkin roller de ders konuları arasında bulunuyor. Bölücü unsurların faaliyetlerinin anlatıldığı bölümde ise Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın katledilmesi, bölücü teröristlerin Dağlıca Karakolu’na saldırısı sonucu 12 Mehmetçiğin şehit olması, terör saldırılarına karşı vatandaşların çeşitli illerde düzenledikleri mitinglerin haberlerinin yer aldığı gazete kupürleri kullanıldığı görülüyor. Bu bölümde, Ermeni terör örgütü Asala’nın Türk diplomatlarına yönelik suikastleri ile Irak ordusunun 1991’de Kuveyt’e girmesiyle baş gösteren Körfez Krizi de çeşitli örneklerle anlatılıyor. |
29.09.2009 |
Meclis de, kurumlar da yeni anayasaya hazır değil |
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, anayasa değişikliği konusunun gündemlerinde olduğunu hatırlatırken, Parlamentonun da kurumların da buna hazır olmadığını savundu. Erdoğan, ABD ziyareti dönüşünde Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi’nde yaptığı açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını ceapladı. Bir gazetecinin, ‘’ABD Başkanı Obama ile baş başa gerçekleştirilen 15 dakikalık görüşmenin gündeminin ne olduğuna’’ ilişkin sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, görüşmenin ağırlıklı gündemini bölgesel sorunların oluşturduğunu belirterek, gerek Irak, Suriye, gerek Orta Doğu’daki gelişmeler ve bunun yanında Türkiye-Ermenistan ilişkileriyle ilgili atılmakta olan adımların ele alındığını bildirdi. Bir gazetecinin, ‘’Demokratik Açılım sürecinde başka ne tür konuların çıkacağı ve bunu kapsayan bir Anayasa değişikliği olup olmayacağına’’ ilişkin sorusu üzerine de Başbakan Erdoğan, Anayasa değişikliği konusunun gündemlerinde olduğunu hatırlatarak, ‘’Fakat görünen o ki parlamento da buna hazır değil, kurumlar da buna hazır değil. Biz bir Demokratik Açılım içeresinde ağırlıklı olarak, terör sorunu başta olmak üzere Kürt kökenli vatandaşlarımızın sorunlarından tutun da tüm etnik unsurların sorunlarına varıncaya kadar bu sorunlar üzerinde duracağız’’ dedi.
“7-8 MİLYAR DOLARLIK FÜZE ALIMI SÖZ KONUSU DEĞİL”
Erdoğan, bir soru üzerine Türkiye’nin füze alımı ile ilgili olarak da ‘’Bu konuda ifade edilen rakamlar çok yanlış. 7-8 milyar dolarlık alım söz konusu değil, ki henüz verilmiş bir karar da söz konusu değil’’ dedi. Savunma Sanayi Müsteşarlığının füze alımı konusunda çalışmalarını sürdürdüğünü ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: ‘’Eğer böyle bir şey İcra Konseyine gelecekse, bu paket aslında dört rampalık bir pakettir ve 1.3 milyar dolarlık bir ihale söz konusudur. Bunlar da mobildir, sabit değildir. Konuyu burada da saptırıyorlar. Kimisi ‘bu İran’a karşı mı, batıya karşı mı alınıyor’ gibi hedef saptıran başlıklar atıyor. Bunlar yanlış. Mobil olursa zaten nerede ihtiyaç duyulursa eğer alınması halinde orada kullanılır. Ama şu anda henüz bu işin talebi var. Görüşülme safhasındadır. Ama icra konseyimize gelmemiştir. İcra Konseyimize henüz böyle bir şey gelmemiştir. Söylendiği gibi bir rakam değildir. Mesela komşumuz Yunanistan’da 6 tane füze rampası var. Türkiye’nin ona karşı böyle bir şeyi yok. İran’da ne kadardır bilemiyorum.’’ |
29.09.2009 |
CHP’li Okay’ın kardeşi ifade verecek |
EMNİYET Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan ile 4. sınıf emniyet müdürleri Murat Nemutlu ile Mustafa Aral’ın da tutuklandığı İstanbul’daki uyuşturucu operasyonuna ilişkin gözaltına alınan CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay’ın kardeşi Mustafa Fehmi Okay’ın bugün Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk’e ifade vereceği öğrenildi. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesinde, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk’in talimatıyla İstanbul Emniyet Müdürlüğüne bağlı Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltı işlemi yapılan ve sağlık kontrolünden geçirilen Okay, adliyede bir süre bekletildikten sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğüne götürüldü. Operasyon kapsamında hakkında ‘’arama’’ kararı bulunan ve dün sabah geldiği adliyede gözaltına alınan Okay’ın, bugün Cumhuriyet Savcısı Mehmet Berk’e ifade vereceği öğrenildi. |
29.09.2009 |
İsveç elçisinden üyelik desteği |
İSVEÇ Büyükelçisi Christer Asp, Çanakkale Valisi Abdülkadir Atalık’ı ziyaret etti. Vali Atalık, İsveç büyükelçisini Çanakkale’de misafir etmekten memnuniyet duyduklarını söyledi. Büyükelçi Asp ise ülkesinin, Türkiye’nin AB üyeliğine tam destek verdiğini ve bu amaçla genel olarak Türkiye’yi gezerek bilgi sahibi olmak istediğini belirtti. Türkiye’yi gelecekte AB üyesi bir ülke olarak gördüğünü söyleyen Asp, ‘’Özellikle Türkiye’nin bu bölümü Avrupa için çok önemli bir bölge. Bu bölgenin antik ve modern tarihle Avrupa ile bağlantısı bulunuyor’’ dedi. Asp, Gelibolu’daki anıt ve şehitlikleri ziyaret ettiğini ifade ederek, şöyle devam etti: ‘’Burası çok önemli bir bölge. Tabii barışın önemini anlamak için savaşların olduğu yerleri görmek gerekiyor. Barış bizim için çok önemli. Buraya gelmemin en önemli nedeni tarihsel olarak Avrupa ile özellikle bu bölgenin çok büyük bir bağlantısı olduğunu düşünmem. Çanakkale, hem tarihsel hem de doğa olarak çok güzel bir şehir.’’ |
29.09.2009 |
Adana’da iki araç kundaklandı |
ADANA'DAAdana’da bir kişi, park halindeki 2 aracı yaktı. Kimliği henüz belirlenemeyen kişi, Seyhan ilçesi Manisalı Alibey Caddesi’nde park halindeki 01 UZ 010 plakalı otomobil ile 01 S 0771 plakalı servis minibüsünü benzin dökerek kundakladı. Araçlar, itfaiye ekipleri tarafından söndürüldü.
|
29.09.2009 |
Okullar kışlalaştırıldı, öğrenciler askerleştirildi |
Özgür-Der’den yapıln açıklamada ise insan kişiliğini ve inanç bütünlüğünü görmezden gelen, statükoya aykırı fikir ve yaklaşımlar benimseyebilme ve geliştirebilme hakkını yok sayan bir anlayışla çocukların ve gençlerin resmi ideolojik kalıplar doğrultusunda şekillendirilmeye çalışıldığı belirtildi. Sadece giyime değil, zihne de yansıtılan üniformalı bir eğitim anlayışının neticesinde okulların kışlalaştırıldığı, öğrencilerinde askerleştirildiği ifade edilen açıklamada, şöyle denildi: “Özgür-Der olarak kışla tipi eğitim anlayışına son verilmesinin hukuki, ahlaki ve insani bir hak olduğuna inanıyoruz. Eğitim alanında süregelen ulusçu, laik dayatmacı anlayışın topyekün terk edilmesini ve resmi ideolojik kalıpların esareti altında tutulan beyinlerin özgürleştirilmesi için eğitim sisteminin baştan aşağıya yenilenmesi gerektiğine inanıyoruz. Acilen alınması gereken tedbirler, ilk elde atılması gereken somut adımlar olarak şunları talep ediyoruz: - Eğitim alanında her türlü inanç yasağı son bulmalı; bu çerçevede başörtüsü yasağına derhal son verilmelidir. - Eğitim binalarında, araçlarında ve müfredatında kişi putlaştırılmasına yönelik yaklaşımlar terk edilmeli; düşünen, sorgulayan, eleştiren mantık öne çıkartılmalıdır. -Okullarda askeri denetim ve vesayet aracı olarak işleyen ve kışla tipi eğitimin simgesi haline gelen Milli Güvenlik Dersleri acilen kaldırılmalıdır. -Eğitim faaliyetinin her aşamasına taşınmış bulunan resmi ideolojik yönlendirmelere son verilmelidir.” Bu arada, Özgür-Der, 27 Eylül 2009 tarihinde 6. Olağan Kongresini gerçekleştirdi. Yeni yönetim kurulu ve diğer kurullar belirlendiği kongrede, Kurucu Genel Başkan Hülya Şekerci, görevini Rıdvan Kaya’ya devretti. |
29.09.2009 |
Sağlık harcamaları neden artıyor? |
Sağlık harcamalarıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunan SGK Başkanı Emin Zararsız, genç nüfusa rağmen sağlık giderlerinin altı yılda 7,2 milyar liradan 27,6 milyar liraya çıktığını kaydederek, “Bizi endişelendiren sağlık harcamalarındaki artıştır. Buna ‘dur’ demek gerekir. Gereksiz ilaç kullanımını, israfı ortadan kaldırmalıyız” diye konuştu. Sağlık harcamaları niye artıyor?
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Emin Zararsız, genç nüfusa rağmen sağlık giderlerinin altı yılda 7,2 milyar liradan 27,6 milyar liraya çıktığını kaydederek “Bizi endişelendiren sağlık harcamalarındaki artıştır. Buna ‘dur’ demek gerekir. Gereksiz ilaç kullanımını, israfı ortadan kaldırmalıyız” dedi. Zararsız, SGK’nın “Sosyal Güvenlik” dergisine yaptığı açıklamada, Türkiye’de son yıllarda sağlık konusunda önemli değişimler yaşandığını belirtti. SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı çatısı altında birleştirilmesine atıfta bulunan Zararsız, “Düşünün 150 hastaneye 40 milyonun, 700 hastaneye 25 milyonun mahkûm edildiği sistemden, şimdi hiçbir ayrım olmaksızın 70 milyonun özel, üniversite, devlet hastanelerine rahatça gidebildiği ilaçlarını eczanelerden rahatça alabildiği bir sisteme geçtik” diye konuştu. Sağlık harcamalarına da değinen SGK Başkanı Zararsız, toplam sağlık harcamalarının gayri safi yurt içi hasılaya oranına bakıldığında Almanya’nın 10,1, Fransa 11,1, İspanya 8,2, İtalya 8,9 iken Türkiye’de 6,3 olduğunu belirtti. Aynı ülkelerdeki kişi başı sağlık harcamasına bakıldığında Almanya’da 3 bin 499, Fransa’da 3 bin 800, İspanya’da 2 bin 700 dolar olduğunu kaydeden Zararsız, Türkiye’de ise 880 dolarda kaldığını aktardı. Zararsız, sadece bu verilere bakarak değerlendirme yapmanın doğru olmayacağına, 65 yaş üstü nüfusa bakmak gerektiğine dikkat çekerek, en fazla sağlık harcaması yapılan yaş grubunun 65 yaş üstü olduğunu ifade etti. Zararsız, Türkiye’de bu oranın yüzde 6,8 gibi çok düşük bir oran olduğunu belirterek, “Yani Türkiye genç bir nüfusa sahiptir ve sağlık harcamalarının bu ülkelere göre çok daha az olması normaldir” ifadelerini kullandı.
“AYDA 23 MİLYON REÇETE YAZILIYOR”
2002 yılında 7,2 milyar lira olan sağlık harcamalarının 27,6 liraya ulaştığını ve sürekli artma eğilimi gösterdiğini dile getiren Zararsız, “Bizi endişelendiren sağlık harcamalarındaki artıştır. Buna ‘dur’ demek gerekir” dedi. Zararsız, ilaç harcamalarında da 2002 yılına göre yüzde 46,34 oranında reel artış yaşandığını belirterek, toplam sağlık harcamaları içindeki ilacın payının yüzde 30’u ulaştığını söyledi. Bu oranın ABD’de yüzde 12,6, Japonya’da yüzde 19,6, İngiltere’de yüzde 15,8, Almanya’da yüzde 14,8’de kaldığına dikkat çekti. Türkiye’de ayda 23 milyon reçete yazıldığına işaret eden Zararsız, gereksiz ilaç kullanımının, ilaç israfının sona ermesi gerektiğini söyledi. İlaçta kare kod sistemine mutlaka geçilmesi gerektiğini belirten Zararsız, suiistimallerin önlenmesi gerektiğine dikkat çekerek, bir kişiye 93 defa çekilen usulsüz MR’ı örnek gösterdi. |
29.09.2009 |
Statükoculuk çıkmaz yol |
İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, Cumhurbaşkanı Gül’ün de katıldığı yeni öğretim yılı açılışında, modernleşmenin ve ilerlemenin önündeki en büyük engelin statükoyu korumak olduğunu belirterek, “Değişime direnmek, gelişmeye ayak sürümek, durağanlık, yani ‘statükoculuk’ çıkmaz yoldur” dedi. Statükoculuk çıkmaz yol
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, modernleşmenin ve ilerlemenin önündeki en büyük engelin; statükoyu korumak olduğunu söyledi. Söylet, “Değişime direnmek, gelişmeye ayak sürümek, durağanlık, yani ‘statükoculuk’ çıkmaz yoldur.” dedi. Prof. Dr. Yunus Söylet, İÜ’nün 2009-2010 akademik yıl açılış töreninde yaptığı konuşmada, törene katıldığı için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e teşekkür etti. Prof. Dr. Söylet, “Uzun yıllardan sonra üniversitemizin akademik yıl açılış töreninde bir devlet büyüğümüzü aramızda görmekten sevinç ve gurur duymaktayım. Törenimizi onurlandırdığı için sayın Cumhurbaşkanımıza ‘hoşgeldiniz’ diyorum” dedi. Prof. Dr. Söylet, modernleşmenin ve ilerlemenin önündeki en büyük engelin statükoyu korumak olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: “Halbuki insanlar da kurumlar da gelişir, değişir. Değişime direnmek, gelişmeye ayak sürümek, durağanlık, yani ‘statükoculuk’ çıkmaz yoldur. Çağı yakalamak, atılım yapmak, bilimsel gelişmelerin gerisinde kalmamak, değişmek ve gelişmek, ‘Muasır medeniyetler seviyesine çıkmak’ ülküsüne uymak demektir.” Demokratik açılım konusuna da değinen Söylet, “Farklılıklarımızı zenginlik kabul ettiğimiz için Mart ayında Kürdoloji Araştırma Merkezi kurulması kararı alarak demokratik açılım konusunda da öncü olduk. Merkezimiz bu konuyu her yönüyle araştıracak, bilimsel çalışmalar yapacak, öneriler sunacak, bu konuya kafa yormuş, birikim ve sorumluluk sahibi tüm bilim insanlarımıza, aydınlarımıza sorunun değil çözümün bir parçası olmak için gayret sarf etmek isteyenlere açık olacaktır” diye konuştu. |
29.09.2009 |
Arınç: RTÜK’ün yayın öncesi müdahale yetkisi yok |
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, RTÜK’ün, programlara yayından önce müdahale etme ve programları yayından kaldırma yetkisinin bulunmadığını bildirdi. CHP Adana Milletvekili Gaye Erbatur’un yazılı soru önergesini, RTÜK Başkanı Davut Dursun’un bilgi notuyla cevaplayan Arınç, RTÜK’ün, programları yayınlandıktan sonra ilgili yasa hükümlerine uygunluk açısından denetlediğini belirtti. Arınç, RTÜK’ün, programlara yayından önce müdahale etme ve programları yayından kaldırma yetkisinin bulunmadığına işaret ederek, uzmanlarca titizlikle takip edilen ve yasa hükümlerine aykırı bulunan yayınlar için rapor düzenlendiğini bildirdi. Arınç, “bu raporlar ve yayın kopyalarının Üst Kurulca değerlendirilerek, gerektiğinde kuruluşlara sırasıyla, uyarı/özür dileme, program durdurma, para cezası ve geçici yayın durdurma cezası verildiği” bilgisini aktardı. |
29.09.2009 |
IMF toplantısına 15 bin kişi katılacak |
Dünya genelinde yaklaşık 15 bin kişinin katılacağı, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile Dünya Bankası 2009 yıllık toplantısı 6-7 Ekim tarihlerinde, Türkiye’nin ev sahipliğinde İstanbul’da yapılacak. Türkiye, son 60 yılın en büyük küresel ekonomik krizinin ortasında, dünyanın en önemli ekonomik toplantılarından birine ev sahipliği yapacak. 1930 dünya ekonomik buhranından buyana ki en büyük krizin devam ettiği ve bu krizden çıkma arayışlarının bulunduğu böylesine tarihi bir dönemde İstanbul’da IMF-Dünya Bankası yıllık toplantılarının gerçekleştirileceğine dikkat çekiliyor. Edinilen bilgiye göre, İstanbul’da yapılacak toplantıda IMF ve Dünya Bankasının küresel ekonomik önemi ile küresel krizden çıkış ile küresel mali sistemin, bir daha krizlere neden olmayacak şekilde yeniden düzenlenmesi görüşülecek ve bu nedenle, tüm dünyanın ilgi odağı İstanbul olacak. 28 Eylül’deki hazırlık toplantılarıyla başlayacak olan yıllık toplantıya dünya genelinde yaklaşık 15 bin kişinin katılacağı, IMF ve Dünya Bankası yetkililerinin, resmi yetkililerin yanı sıra toplantılar öncesinde ve esnasında sivil toplum kuruluşları ile özel sektör temsilcileriyle de önemli toplantılar yapılacak. Türkiye, ABD dışında, IMF-Dünya Bankası yıllık toplantılarına ikinci kez ev sahipliği yapan ilk ülke olarak kayda geçecek. |
29.09.2009 |
Hurda araç sahiplerini “af” da ikna edemedi |
Trafİkten çekilmeleri halinde motorlu taşıt vergisi borçları affedilecek ve piyasa değerinin üzerinde ödeme yapılacak 30 yaş üstü 164 bin araçtan yaklaşık 160 bini hâlâ trafikte seyrediyor. Edinilen bilgiye göre, Ulaştırma Bakanlığı Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğünün trafikten çekilmeleri halinde motorlu taşıt vergisi borçlarının affedilmesi ve ortalama 6 bin TL ödeme yapılmasına yönelik düzenlemesine rağmen hurda araç sahipleri taşıtlarından vazgeçemiyor. Uygulamanın yürürlüğe girmesinden bu yana geçen 6 ayda 30 yaş ve üzeri (1979 model ve öncesi) kamyon, çekici, tanker ve otobüsten oluşan 164 bin 24 araçtan sadece 5 bin 520’si trafikten çekildi. Trafikte can ve mal güvenliğinin artırılması amacıyla 2007 yılında yayımlanan ‘’Bir Kısım Motorlu Karayolu Taşıtlarının Piyasadan Çekilmesine İlişkin Tebliğ’’ kapsamında 15 Ocak 2008-31 Ocak 2009 tarihleri arasında hedeflenen 59 bin 442 araçtan da sadece bin 511’i hurdaya çıkarılabilmişti. |
29.09.2009 |
Antalya’ya 9 ayda 7,5 milyon turist geldi |
Antalya’ya yılbaşından bu yana hava yoluyla gelen turist sayısının, 7,5 milyona yaklaştığı bildirildi. Antalya Kültür ve Turizm Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, 25, 26 ve 27 Eylül tarihlerinde, Antalya Havalimanı Dış Hatlar Terminalinden, 140 bin 618 turist giriş yaptı. 1-27 Eylül tarihleri arasında Antalya’ya gelen turist sayısı 1 milyon 144 bin 949 olurken, yılbaşından bu yana Antalya’ya gelen turist sayısı 7 milyon 331 bin 245’e ulaştı. Antalya’ya 1-27 Eylül tarihleri arasında gelen turist sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2 artış gösterdi. Yıllık bazda yüzde 6-7’lerde olan düşüş ise yüzde 4’e geriledi. Geçen yıl 1 Ocak-27 Eylül tarihleri arasında Antalya’ya 7 milyon 655 bin 375, 2007 yılında aynı dönemde ise 6 milyon 451 bin 429 turist gelmişti. |
29.09.2009 |
“Açılım” kapıya da yansıdı |
Hakkarİ, Ağrı, Bitlis ve Van’da Kürtçe anonslu kapı zilleri ilgi görüyor. Ziller, Kürtçe olarak ‘’Lütfen kapıyı açar mısınız? Misafirleriniz geldi’’ anonsu yapıyor. Van, Hakkari, Bitlis ve Ağrı illerinde vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği Kürtçe olarak kapının açılması talimatını veren kapı zillerinin satışlarında artış yaşanıyor. Kapı zilleri Van’da elektrik malzemesi satan iş yerlerinde 10 ile 15 TL arasında satışa sunuluyor. Vatandaşların talebi doğrultusunda çeşitli dillerde çalan kapı zillerini sattıklarını belirten esnaf Metin Ebinç, ‘’Rusça, Japonca, İngilizce, Arapça, Yunanca ve Kürtçe çalan kapı zilleri satıyoruz. Bölgede Kürt kökenli vatandaşların olması nedeniyle en çok bu ziller tercih ediliyor’’ dedi. Öte yandan, vatandaşlar da demokratik açılımla birlikte kapı zillerininde çeşitli dillerde çalmasının memnun edici bir durum olduğunu belirtiyor. |
29.09.2009 |
Petrol, 66 doların altında |
UluslararasI piyasalarda ABD ham petrolünün varil fiyatı, Asya’da borsaların düşmesi ve yatırımcıların bu hafta açıklanacak ABD ekonomisine ilişkin verileri beklemesi sebebiyle 66 doların altına geriledi. Geçen hafta cuma günü 66.02 dolar olan ABD ham petrolünün varil fiyatı Kasım ayı teslimi dün Asya’daki işlemlerde 46 sent azalarak 65.56 dolara indi. Londra Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da 44 sent gerileyerek, 64.67 dolara düştü. Geçen yıl Aralık’ta 32 dolara kadar inen petrolün varil fiyatı bu yıl en yüksek seviyesini 75 dolarla Ağustos ayında gördü. ABD’de bu hafta merakla beklenen en önemli ekonomik veri Çalışma Bakanlığı’nın aylık işsizlik raporu olacak. Yatırımcılar, ayrıca konut fiyatları, imalat, tüketici güveni, inşaat harcamaları ve fabrika siparişleri verilerini de yakından izliyor. |
29.09.2009 |
“Atak” ilk kez havalandı |
Türk taarruz helikopteri T129, ilk uçuşunu AgustaWestland firmasının Milano yakınlarındaki tesislerinde gerçekleştirdi. AgustaWestland tesislerinde ilk uçuşunu gerçekleştiren T129’u bir İtalyan bir de Türk pilot kullandı. Yaklaşık yarım saat süren gösteri uçuşu başarıyla gerçekleştirilirken, Milli Savunma Bakanı Gönül pilotları kutladı. Bakanı Gönül, törende yaptığı konuşmada, Türk taarruz helikopteri T129’un, dünyadaki benzerlerinden çok daha üstün bir taarruz helikopteri olacağını söyledi. T129’un ilk deneme uçuşunu gerçekleştirmesine rağmen, bütün manevraları başarıyla yaptığını, bu nedenle Türk Silahlı Kuvvetlerinin göz bebeği olacağına inandığını söyledi. Gönül, helikopterdeki en gurur verici noktalardan birinin de Milli Görev Bilgisayarı olduğuna dikkati çekti. |
29.09.2009 |
Erken kar yaylada mahsur bıraktı |
Sivas’ın Suşehri ilçesinde bir yaylada, kar yağışı nedeniyle mahsur kaldığını bildiren 21 kişiyi kurtarmak için ekip gönderildi. Ayrıca, Gümüşhane’nin Kürtün ilçesine bağlı yaklaşık 30 yayla yolu ulaşıma kapanırken, bazı yaylalarda mahsur kalan vatandaşlar oldu. Trabzon’da kar yağışının etkili olduğu yüksek kesimlerdeki 25 köyün yolu da ulaşıma kapandı. Kar mahsur bıraktı
Sİvas’In Suşehri ilçesi Mahmutoğlu Yaylasında 21 kişi kar yağışı yüzünden mahsur kaldı. Maçka ilçesine bağlı Üçgedik Yaylası’nda yaklaşık 20 evde 50 kişi mahsur kaldı. Gümüşhane’de etkili olan kar yağışında Kürtün ve Torul ilçelerinde yaklaşık 30 yayla yolu ulaşıma kapandı. Rize’nin Güneysu ilçesine bağlı Handüzü, İkizdere ilçesine bağlı Çağrankaya, Çamlıhemşin ilçesine bağlı Kito yaylaları ile bazı dağ köylerinin yolları kapandı. Yaylalarda mahsur kalan vatandaşların kurtarılması için çalışma başlatıldı. Alınan bilgiye göre Sivas’ın Suşehri ilçesinde bir yaylada, kar yağışı sebebiyle mahsur kaldığını bildiren 21 kişiyi kurtarmak için ekip gönderildi. Alınan bilgiye göre, ilçeye bağlı Yukarıakören köyüne ait Kösedağ eteklerinde bulunan Mahmutoğlu Yaylası’nda önceki gün akşam saatlerinden itibaren etkili olan kar yağışı nedeniyle 21 vatandaş yaylada mahsur kaldı. Mahsur kalan vatandaşlar, sabah saatlerinde cep telefonuyla köy muhtarı Süleyman Şahin’i arayarak yoğun kar yağışı olduğunu ve köye gelemediklerini bildirdi. Durumun yetkililere iletilmesi üzerine Özel İdareye bağlı bir iş makinesi, köy muhtarı Şahin’le birlikte yaylada kalan vatandaşları kurtarmak için yola çıktı. Suşehri Kaymakamı Yusuf Özdemir, mahsur kalan vatandaşları kurtarmak için köy muhtarı Süleyman Şahin’le birlikte İlçe Özel İdare Müdürlüğüne bağlı bir greyderin ilçeye yaklaşık 25 kilometre uzaklıkta bulunan Mahmutoğlu Yaylasındaki vatandaşları kurtarmak için yola çıktığını belirtti. Telefonla irtibat kurulan yaylada mahsur kalan vatandaşlardan Salim Yahşi, yaylada 7 hane olarak 21 kişi kaldıklarını, 50 büyükbaş hayvanla birlikte 5 tane de traktörün bulunduğunu söyledi. Yahşi, çocukluğundan bugüne kadar ömrünün çoğunun yaylada geçtiğini, bugüne kadar Eylül ayında hiç kar yağışının olmadığını, ilk defa böyle bir durumla karşı karşıya kaldıklarını kaydetti.
GÜMÜŞHANE’DE 30 YAYLA YOLU KAPANDI
Gümüşhane’de etkili olan kar yağışı hayatı olumsuz etkiliyor. Gümüşhane merkez ile Kürtün ve Torul ilçelerinde önceki gün akşam başlayan sağanak, sabah saatlerinde yerini kar yağışına bıraktı. Kar yağışının sürdüğü ilçelerde kar kalınlığının yer yer 10 santimetreye, yüksek kesimlerde ise 30 santimetreye ulaştığı bildirildi. Kürtün Kaymakam Vekili Şafak Gürçam, ilçeye bağlı yaklaşık 30 yayla yolunun kar sebebiyle tamamen kapandığını belirterek, yaylalarda mahsur kalan vatandaşların kurtarılması için çalışma başlatıldıldığını bildirdi.
OVİT DAĞI’NDA KONTROLLÜ GEÇİŞ
Rİze’de etkili olan soğuk hava sonucu yağan kar nedeniyle Rize-Erzurum kara yolunun Ovit Dağı mevkisinde ulaşım kontrollü olarak sağlanıyor. Alınan bilgiye göre, Rize-Erzurum kara yolunun İkizdere-İspir arasında bulunan 2 bin 600 rakımlı Ovit Dağı’nda, bir süredir etkili olan soğuk hava sebebiyle birkaç günden bu yana kar yağışı etkili oluyor. Kar kalınlığının bazı yerlerde 10-15 santimetreye ulaştığı, ancak Karayolları ekiplerinin yaptığı çalışma sonucunda yolun ulaşıma açık olduğu belirtildi. Öte yandan, il genelinde yüksek kesimlerde kar yağışı nedeniyle Güneysu ilçesine bağlı Handüzü, İkizdere ilçesine bağlı Çağrankaya, Çamlıhemşin ilçesine bağlı Kito yaylaları ile bazı dağ köylerinin yollarının araç ulaşımına kapandığı öğrenildi. Rize İl Özel İdaresi kapanan yayla yollarının ulaşıma açılması için çalışma başlatıldı. |
29.09.2009 |
TRABZON’DA 25 KÖYÜN YOLU ULAŞIMA KAPANDI |
Trabzon’da kar yağışının etkili olduğu yüksek kesimlerdeki 25 köyün yolu ulaşıma kapandı. İl Özel İdaresi Yol Şube Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, gece saatlerinde başlayan ve aralıklarla süren kar yağışı özellikle yayla yollarını olumsuz etkiledi. Kar yağışından dolayı Hayrat ve Şalpazarı ilçeleri başta olmak üzere yüksek kesimlerdeki ilçelerde toplam 25 köyün yolu ulaşıma kapandı. Yetkililer, kapanan köy yollarının yaklaşık 475 kilometre olduğunu, bu yolların açılması için İl Özel İdaresine bağlı 22 ekibin çalışmalara başladığını belirtti. Öte yandan, Maçka ilçesine bağlı Üçgedik Yaylası’nda ailesiyle birlikte evlerinde mahsur kalan Hüseyin Hakkı, Ayaptığı açıklamada, yaylada yaklaşık 20 evde 50 kişinin dışarıya çıkamadığını söyledi. Gece saatlerinde başlayan kar yağışının fırtınayla birlikte etkili olduğunu ifade eden Hakkı, ‘’Gerekli mercilere bilgileri verdik. Burada iki tane felçli hastamız var. Tek çekincemiz onlar. Kısa sürede yolumuzun açılacağına inanıyoruz’’ dedi. |
29.09.2009 |
Katsayı engeli kalktı dersanelere ilgi arttı |
Özel Dershaneler Birliği Derneği (ÖZDEBİR) Başkanı Faruk Köprülü, bu eğitim öğretim yılında üniversiteye girişte katsayı uygulamasının tüm lise mezunları için eşit hale getirilmesi nedeniyle dershanelere meslek lisesi öğrencilerinin başvurularının arttığını bildirdi. Köprülü, yaptığı açıklamada, üniversiteye giriş sınavlarına hazırlık dershanelerine kayıtların devam ettiğini, lise mezunlarının kayıtlarının ekim ayında da süreceğini belirtti. Üniversiteye girişte, 2010’dan itibaren yeni sistemin uygulanmaya başlanacağına işaret eden Köprülü, şöyle konuştu:’’ Bu nedenle dershanelerin öğrenci sayısında artış olacağını düşünüyoruz. Çünkü yeni sınav sistemi öğrencinin daha iyi hazırlanmasını gerektiren bir sınav sistemi. Sınav içerik olarak aynı olmakla birlikte daha çok soru yöneltilecek. Bütün müfredattan soru gelme ihtimali artacak. Bundan dolayı öğrencinin daha iyi hazırlanması gerekiyor. Daha iyi hazırlık için de öğrenciler dershanelere ihtiyaç duyacak.’’ YÖK’ün, ‘’katsayı uygulamasının tüm lise mezunları için eşit olması’’ yönündeki kararını da hatırlatan Köprülü, dershanelere başvuran meslek lisesi öğrencilerinin sayısının da artmaya başladığını ifade etti. Köprülü, ‘’Meslek lisesi öğrencileri 8-7 yıldır pek dershanelere gelmiyorlardı ama bu yıl meslek lisesi öğrencileri de başvuruyor, bunu gözlüyoruz. Kayıtlarda Yüzde 20, yüzde 30’luk bir artış söz konusu olabilir. Kayıtlar devam ediyor’’ dedi. SBS hazırlık kurslarına kayıtların da arttığını belirten Köprülü, hem ‘’velilerin bilinçlenmesinin’’ hem sınavların ilköğretim 6. ve 7. sınıflarda da yapılmasının kayıtların artışında etkili olduğunu söyledi. Köprülü, ‘’Geçtiğimiz yıllarda veliler çok fazla bilinçli değildi. Milli Eğitim Bakanlığının geçen yıl Türkiye genelinde yaptığı SBS, velilerin bir parça daha bilinçlenmesine neden oldu. Tabii SBS’nin yıllara yayılmasının da etkisi var, kayıtların artışında. Artık 6. ve 7. sınıflarda da öğrenciler dershanelere geliyorlar. Kayıtlarda da en az yüzde 40, yüzde 50 gibi artış söz konusu’’ diye konuştu. 2008-2009 eğitim öğretim yılı istatistiklerine göre, Türkiye genelinde 4 bin 262 dershanede 1 milyon 178 bin 943 öğrenci kayıtlı görünüyor. |
29.09.2009 |
Hemzemin geçitte feci kaza: 3 ölü, 15 yaralı |
Konya’nIn Çumra ilçesinde lokomotifin, hemzemin geçitte tarım işçilerinin bulunduğu traktörün römorkuna çarpması sonucu 3 kişinin öldüğü, 15 kişinin yaralandığı bildirildi. Edinilen bilgiye göre, raylar üzerinde geri doğru gitmekte olan Saygun Karataş (59) yönetimindeki vagonsuz lokomotifin, Cem G’nin (15) kullandığı 34 SFV 56 plakalı traktörün, içinde tarım işçileri bulunan römorkuna çarpması sonucu römorkta bulunan Kevser Gava, Saadet Gava ve Rahime Demir öldü. Kazada yaralanan Sinan, Mehmet, Perihan, Ali ve Ayşe Gava, Ahmet, Yasin, Gazal, Kadir, Nilüfer, Mehmet ve Elif Demir, Sabiha ve Zekiye Batur ile Kadir Kart, Konya’daki hastanelerde tedavi altına alındı. Traktör sürücüsü Cem G’nin göz altına alındığı belirtildi. |
29.09.2009 |
Adrese teslim yeşilkart |
Adana’da sürekli sıra kavgalarının yaşandığı yeşilkart bürosu önündeki kuyrukların, Başbakanlık genelgesi doğrultusunda oluşturulan ‘’Tek Adımda Hizmet Bürosu’’ aracılığıyla işlemlerin takip edilmesi ve kartların adrese teslimi sayesinde sona erdiği bildirildi. Yeşil kart talep edenler ya da mevcut yeşilkartının vizesini yeniletmek isteyenlerin doldurdukları formu başvuru bürosuna teslim etmeleri yeterli oluyor. Kişinin gelir durumu kart alma şartlarını taşıyorsa, hazırlanan yeşilkartı kargo ile adresine teslim ediliyor. |
29.09.2009 |
İlaç fiyatları düşecek |
Konya Eczacılar Odası Başkanı Harun Kızılay, Sağlık Uygulama Tebliği’nde yapılan değişikliğin, neredeyse bütün ilaçların fiyatlarının yüzde 40’a kadar düşmesine neden olacağını söyledi. Kızılay, yaptığı açıklamada, Bakanlar Kurulunda görüşülen ve Resmi Gazete’de yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliği’ndeki değişikliğin bayram öncesi yapıldığını anımsattı. Tebliğin yurt dışı fiyat ve ilaç listesi ile ilaçlardaki iskontolara ilişkin hükümleri sonucu büyük bir fiyat düşüşü beklendiğini ifade etti. |
29.09.2009 |
Kadınların kalbi daha hassas |
Prof. Dr. Nurgül Keser, ‘’5. Kardiyoloji ve Kardiyovasküler Cerrahide Yenilikler Kongresi’’ için bulunduğu Antalya’da, yaptığı açıklamada, kadın ve erkek kalpleri arasındaki farklılıkları ve hastalığa yakalanma oranlarını anlattı. Kadınlarla erkeklerin damar yapısında farklılıklar olduğunu kaydeden Keser, şu bilgileri verdi: ‘’Koroner arterler (kalbi besleyen damarlar) kadınlarda daha küçük, daha ince. Kadın kalbi daha küçük, mikro vasküler dediğimiz küçük damar hastalıkları kadınlarda daha çok görülüyor. Dolayısıyla anjiyo yapıp damarlarda belirgin bir daralma yok dediğimiz hasta grubuyla karşı karşıyayız. Halbuki hastalık var. Teşhisi biraz daha güçlük arz edebiliyor. Damarların iç çeperini bir teflon gibi kaplayan zarda belirgin bir hasar ortaya çıkabiliyor.’’ Kadınlarda koroner arter hastalıklarında menopozdan sonra belirgin bir artış gördüklerini dile getiren Keser, östrojenin koruyucu etkisinin çekilmesinin ardından yıllardır biriken risk faktörlerinin damarlara etki ettiğini belirtti. Erkeklerde östrojenden kaynaklanan bir koruma olmadığı için damarların hastalığa daha hazırlıklı olduğunu ifade eden Keser, şöyle konuştu: ‘’Kadınlar menopoza girmelerinin ardından koroner arter hastalıklarına daha hazırlıksız yakalanıyor. O yüzden ani enfarktüsler ve ölüm oranları kadınlarda daha fazla ortaya çıkıyor. Enfarktüs geçiren kadınların ölüm oranı, erkeklere göre iki kat daha fazla. Kalp yetersizliği riski de erkeklere göre daha fazla. By-pass sonrası erkeklerde ölüm oranı yüzde 2.6 iken kadınlarda yüzde 4 oranında. Kadınlarda 40-45 yaşlarından sonra iki katına yaklaşan bir oranda kardiyovasküler hastalığa yakalanma ve bundan dolayı ölüm söz konusu. Dünyada her yıl 250 bin kadın koroner arter hastalıklar sebebiyle ölüyor.’’ Koroner arter hastalığının bir erkek hastalığı olmadığının bilinmesi gerektiğini vurgulayan Keser, bu hastalıkların kadınları daha çok vuran ve vurduğu zaman da daha ölümcül sonuçlarla kendisini gösteren bir hastalık olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Nurgül Keser, kalp ve damar sağlığının korunması ve koroner arter hastalıklarının önlenmesi için kadınlara öncelikle bilinçli olmalarını ve hastalığı engelleyici yöntemleri öğrenmelerini tavsiye etti.
Kadınlar sağlıklarının değerini bilmeli
Koroner arter hastalıklarının önlenmesinde doğru beslenme ve düzenli egzersizin önemine değinen Keser, şunları söyledi: ‘’Türk kadını, eşinin ya da çocuğunun sağlığını ilk planda tutuyor. Kendi sağlığını hep ikinci plana atıyor. Kadınlar, öncelikle sağlıklarının değerinin farkında olacaklar. Daha sonra sağlıklı hayat prensiplerini uygulamaları lâzım. Alkol, sigara veya pasif içicilikten uzak durmalılar. Dumansız hava sahasını desteklemeliler. Bunlar çok ciddi oranda koroner arter hastalıklarını azaltılıyor. Kuzey Amerika ülkelerinde koroner arter hastalıklarındaki azalmanın yüzde 30’lara indiğinden söz ediliyor. Dolayısıyla sağlıklı beslenme, klasik Türk mutfağından zeytinyağı ağırlıklı Akdeniz mutfağına doğru yönelme, sebze ve meyve ağırlıklı beslenme önemli.’’ Çocukların da fast foodlardan uzak tutulması gerektiğine işaret eden Keser, koroner arter hastalıklarının çok küçük yaşlara indiğini hatırlattı. |
29.09.2009 |
Netbooklar, notebookların yerini alıyor |
YaklaşIk 15 yıldır kullanımı her geçen gün ivme kazanan notebook türü dizüstü bilgisayarlar, hakimiyeti yavaş yavaş netbook türü mini dizüstü bilgisayarlara kaptırıyor. Canalys şirketinin raporundan derlenen bilgilere göre, notebooka göre daha az özelliğe sahip, CD ya da DVD okuyucusu bulunmayan, ama buna karşılık daha hafif olan netbookların satışı, her geçen gün artıyor. Rapora göre bu yılın sadece ilk çeyreğinde tüm dünyada 13.5 milyondan fazla netbook satışı gerçekleştirildi. Özellikle Avrupa’da, 3G modem entegre edilmiş ve aylık 145-290 dolar fiyatla netbook satışları önemli ölçüde arttı. |
29.09.2009 |
Kolları yok, ama boğazı yüzerek geçti |
KollarI olmayan Fransız, Akdeniz’deki Bonifacio boğazını yüzerek geçti. Fransız haber ajansı AFP’nin haberine göre, kolları olmayan 50 yaşındaki Thierry Corbalan, Korsika ve Sardunya adaları arasında bulunan 15 km uzunluğundaki boğazı yüzerek geçmeyi başardı. Corbalan, “Sudayken solungaçlarım varmış gibi hissediyorum, ne ağrı ne acı duyuyorum” dedi. 29 yaşında geçirdiği kazanın ardında iki kolunu kaybeden Corbalan, engellilere umut vermek için boğazı geçtiğini söyledi. Corbalan’ın, boğazı geçmeden önce 4 ay çalıştığı belirtildi. |
29.09.2009 |
“Okullarda el yıkama dersi verilmeli” |
Başta grip olmak üzere, bir çok bulaşıcı hastalığın yayılmasında doğru yıkanmayan ellerin büyük rolü olduğunu belirten uzmanlar, özellikle ilköğretim okullarında uygulamalı doğru el yıkama derslerinin verilmesini tavsiye ediyor. Sakarya Vatan Hastanesi Başhekimi uzman doktor Dursun Bostancı, el temizliğinin sağlıklı bir hayat için vazgeçilmez olduğunu söyledi. Bostancı, okul gibi kalabalık gurupların bulunduğu yerlerde başta grip olmak üzere Verem, Hepatit-A gibi bulaşıcı hastalıkların yıkanmayan eller sebebiyle hızla yayılabileceğini belirterek, bu bakımdan ellerin sık sık yıkanmasının büyük önem taşıdığını söyledi. Bostancı, genelde ellerin yanlış ve acele olarak yıkandığının altını çizdi. Bostancı, ellerin şöyle yıkanması tavsiye etti: Önce eller su ile iyice ıslatılmalıdır. Sonra ele dökülen sıvı sabunla iyice ovalanmalıdır. Ovalama işlemi sırasında avuç içi, tırnak araları ve bilek kıvrımları unutulmamalı. Ovalama işlemine en az 30 saniye devam edilmeli. Eller bol su ile iyice durulanmalı. ” |
29.09.2009 |
Bel ağrılarını hafife almayın |
İKİ haftanın üzerinde devam eden, sabahları belde tutukluluğa sebep olan bel ağrısının, iltihaplı romatizmanın belirtisi olabileceği, hastalığın tedavi edilmediğinde yatalaklık, hayati organlarda tahribiyet görülebileceği, hayat süresinin kısalabileceği belirtildi. Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği Başkanı Prof. Dr. Şebnem Ataman, yaptığı açıklamada, her 100 kişiden yaklaşık 65-80’inin hayatının herhangi bir döneminde bel ağrısı çektiğini söyledi. Bel ağrılarının genellikle en az 1-2 hafta sürdüğünü belirten Ataman, yapılan çalışmalara göre, bel ağrılarının yüzde 50’sinin ilk hafta, yüzde 90’nın 2. hafta sonunda geçtiğini, yüzde 10’unda ise sorunun devam ettiğini ifade etti. Ataman, iltihaplı olmayan ve bir iki hafta içinde geçen bel ağrılarının, zorlanma, ağır kaldırma, ters hareket yapma, sportif faaliyetler sırasında bel bölgesindeki kasları ve omurgayı zedeleme gibi etkenlere bağlı ortaya çıktığını, bu tip bel ağrılarının 1-2 günlük yatak istirahati ve uygun egzersiz programı ile tedavi edildiğini anlattı. |
29.09.2009 |
Su her zaman önemliydi |
Çanakkale’nİn Ayvacık ilçesi sınırları içinde yer alan Assos Antik Kenti’nde yaşayan halkların suya büyük önem verdiği bildirildi. Kazı ekibi Başkanı Doç. Dr. Nurettin Arslan, yaptığı açıklamada, Assos Antik Kenti’nin yaklaşık 165 metre yükseklikteki bir kayalık üzerine kurulduğunu söyledi. Arslan, şehrin 500 metre batısında Tuzla Deresi’nin bulunmasının suya olan önemi azaltmadığını vurguladı. Arslan, söz konusu derenin suyunu şehir halkının kullanma imkânı olmadığını ifade ederek, ‘’O yüzden Assos halkının, özellikle yağmur sularını en iyi şekilde biriktirip, içme ya da diğer ihtiyaçlarını giderme yoluna gittiklerini görmekteyiz’’ dedi. Arslan, ‘’Hatta akropole çıktığımız zaman iki tane devâsâ sarnıcı hâlâ görebiliriz. Şehrin sokaklarının zeminin kaya olması sebebiyle, yağmur sularının bir damlası bile boşa akıtılmamak için iyi bir su kanalizasyon sistemi yapılmış. Bu sistem, sarnıçlara ya da su depolarına yönlendirilmiş’’ diye konuştu. |
29.09.2009 |