Dünya |
MÜSLÜMANLARLA 20 GÜN ORUÇ TUTTUM |
Kanada'nın Montreal belediyesi, kurulduğu 1832'den beri ilk kez verdiği bayram davetinde Müslümanları ağırladı. Hıristiyan olmasına rağmen Ramazan'da 20 gün oruç tuttuğunu ve Müslüman bir aile ile iftar yaptığını belirten Başkan Tremblay, Ramazan'ı “sosyal adalet, barış, sevgi ve yardımlaşmanın sembolü” olarak niteledi. Hıristiyan belediye başkanı oruç tuttu
Kanada’nIn Montreal şehri belediyesi, kurulduğu 1832 yılından bu yana ilk kez Ramazan Bayramı faaliyetine sahne oldu. Montreal Belediye Meclisi binasında gerçekleştirilen Ramazan Bayramı kutlamasının ev sahipliğini ise Belediye Başkanı Gerald Tremblay yaptı. Montreal Diyalog Vakfı tarafından hazırlanan bayram kutlama programına, Türk ve Müslüman temsilcilerin yanı sıra, Yahudi, Hristiyan ve Sihlerden oluşan 100’e yakın davetli katıldı. Programda dâvetlilere, Türkiye’de Ramazan ve sonrasında da bayramın nasıl kutlandığına ilişkin görüntüler sunuldu. Montreal Belediye Başkanı Gerald Tremblay yaptığı konuşmada, belediyede ilk kez böyle bir program düzenlendiğini belirterek, kendisinin de buna ev sahipliği yapmaktan mutlu olduğunu söyledi. Tremblay şunları söyledi: ‘’Hristiyan olmama rağmen ben de Ramazan boyunca 20 gün oruç tuttum. Diyalog Vakfı’nın dâvetlisi olarak bir Türk ailesinin evine ailemle birlikte konuk oldum ve onlarla birlikte iftar ettim. Ramazan’ın, sosyal adaletin, barışın, sevginin ve yardımlaşmanın sembolü olduğunu düşünüyorum. Montreal’de yaşayan Türkler de sergiledikleri barış ve diyalog ile Ramazan esprisine çok uygun insanlar. Montreal’deki Barış Bahçesi’nde Türkiye’den getirilen lâlelerle bir bölüm oluşturduk. Kasım ayındaki seçimlerin ardından Türkiye’ye gitmeyi çok arzuluyorum.’’ Programda, geceye katılan diğer dinlerin temsilcileri de birer konuşma yaptı. Konuşmaların ardından ezan ve Kur’ân-ı Kerim okundu. |
27.09.2009 |
GÜZEL SÖZLER YETMEZ, UYGULAMA ŞART |
Avusturya Cumhurbaşkanı Heinz Fischer, ülkedeki Müslüman toplumun önde gelenlerine Hofburg Sarayında verdiği bayram davetlerinin 6.'sında, “Antisemitizm gibi İslâmofobiyi ve her türlü İslâm düşmanlığını da şiddetle reddediyorum ve karşısındayım” dedi. Obama başta olmak üzere çok sayıda liderin İslâm düşmanlığına karşı söylemlerini onayladığını belirten Fischer, “Ama sadece güzel sözler söylemek yeterli değil. Bunların uygulanması da gerekir” şeklinde konuştu. İslâm düşmanlığına red
Avusturya Cumhurbaşkanı Dr. Heinz Fischer, ülkedeki Müslüman toplumunun ileri gelenlerine bayram resepsiyonu verdi. Eşi Margit ile birlikte konuklarını resepsiyon salonunun kapısında karşılayan Cumhurbaşkanı Fischer, daha sonra konuklarına hitaben yaptığı konuşmada, ‘’Uluslar arası toplumda, antisemitizm (Yahudi düşmanlığı) gibi İslamofobi’nin de reddedilmesi ve tepki gösterilmesi gerektiğini’’ belirterek, ‘’Ben antisemitizm gibi İslamofobi’yi ve her türlü İslâm düşmanlığını şiddetle reddediyorum ve karşısındayım’’ dedi. Avusturya’daki Müslümanların ‘’Büyük bir zenginlik olduğunu’’ ifade eden Fischer, bu yıl altıncı defa Hofburg Sarayı’nda bayram resepsiyonu vermekten büyük memnuniyet duyduğunu söyledi. Cumhurbaşkanlığı makamı olan tarihi Hofburg sarayının, ‘’Irk, cinsiyet, dil ve din ayırımı gözetmeksizin, Avusturya’yı hayatlarının merkezi olarak kabul eden her kişinin evi olduğunu’’ ifade eden Fischer, ‘’Ülkedeki Müslüman toplumunda büyük bir nüfus artışı yaşandığını ve toplam nüfusun 440 bin kişiye çıktığını’’ kaydetti. ABD Başkanı Barak Obama başta olmak üzere çok sayıda liderin New York’ta ‘’Medeniyetler ittifakı ve İslâm düşmanlığına karşı söylemlerini onayladığını’’ belirten Fischer, ‘’Ancak sadece güzel sözler söylemek yeterli değil. Çeşitli konferanslarda dile getirilen bu dilek ve temennilerin uygulanması gerekir’’ diye konuştu. Tarihî Hofburg sarayındaki bayram resepsiyonuna Türklerin çoğunlukta olduğu 300 kadar Müslüman katıldı. Cumhurbaşkanı Heinz Fischer ile eşi Margit Fischer, resepsiyonda uzun süre kalarak konuklarıyla yakından ilgilendi ve hatıra fotoğrafları çektirdi. |
27.09.2009 |
Brezilya’dan darbeciye kesin tavır |
Brezilya Devlet Başkanı Luiz İnacio Lula da Silva, Honduras’ın devrik devlet başkanı Manuel Zelaya’nın Honduras’ın başşehrindeki Brezilya Büyükelçiliğinde istediği kadar kalabileceğini söyledi. Darbeci Honduras Başbakanının, Brezilya’ya, Zelaya’nın ülkesine dönüşünü kolaylaştırdığı yönündeki suçlamalarına ilişkin bir soru üzerine Lula, ‘’Bir darbecinin budalaca sözlerini yorumlayacak değilim. Anormal olan Zelaya’nın dönüşü değil, Micheletti’nin hâlâ orada olmasıdır’’ dedi. Brezilya’dan darbeciye tavır
Brezİlya Devlet Başkanı Luiz İnacio Lula da Silva, Honduras’ın devrik devlet başkanı Manuel Zelaya’nın Honduras’ın başşehrindeki Brezilya Büyükelçiliğinde istediği kadar kalabileceğini söyledi. Lula, ABD’nin Pittsburg şehrindeki G20 zirvesi sonrasındaki açıklamasında, ‘’Zelaya, güvenliği için ne kadar gerekiyorsa Tegucigalpa’daki Büyükelçilikte o kadar kalabilir’’ ifadesini kullandı. Roberto Micheletti’nin hükümetinin Brezilya’yı Zelaya’nın ülkesine dönüşünü kolaylaştırdığı yönündeki suçlamalarına ilişkin bir soru üzerine Lula, ‘’Bir darbecinin budalaca sözlerini yorumlayacak değilim. Anormal olan Zelaya’nın dönüşü değil, Micheletti’nin hâlâ orada olmasıdır’’ dedi. Manuel Zelaya, beklenmedik biçimde Pazartesi günü ülkesine dönmüş ve Brezilya Büyükelçiliğine sığınmıştı. BM Güvenlik Konseyi de, Roberto Micheletti hükümetini Brezilya Büyükelçiliğinin dokunulmazlığını ihlâl edilmesi ihtimaline karşı uyarmıştı. |
27.09.2009 |
İKT 40 yaşını doldurdu |
40. yılını kutlayan İslam Konferansı Teşkilâtı (İKT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, BM’den sonra dünyadaki en büyük teşkilât olan ve 1,5 milyar Müslümanın sesi haline gelen İKT’nin 40 yılda uzun mesafe aldığını söyledi. İhsanoğlu, İKT'nin son 4 yılda insanî yardım, bilim ve teknoji, krizlerin önlenmesi, ihtilâfların giderilmesi gibi alanlarda yaptığı pekçok çalışma ve öncü adımın olduğuna işaret ederek, teşkilâtın Irak'taki Sünnî-Şiî çatışmasını önlemedeki rolünü örnek gösterdi. İKT, 40. yIl DÖNÜMÜNÜ kutluyor İslÂm Konferansı Teşkilâtı (İKT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, BM’den sonra dünyadaki en büyük teşkilât olan ve 1,5 milyar Müslümanın sesi konumuna gelen İKT’nin 40 yıl içinde uzun mesafe aldığını söyledi. İKT’nin 40. kuruluş yıl dönümü, New York’ta Waldorf Astoria otelinde İhsanoğlu’nun evsahipliğinde düzenlenen bir resepsiyonla kutlandı. Geceye başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Vicdana Çağrı Vakfının başkanı ve kurucusu Haham Arthur Schneier olmak üzere İKT’ye üye ülkelerin üst düzey temsilcileri, BM ülkelerinin daimî temsilcileri, diplomatlar, gazeteciler katıldı. İKT Genel Sekreteri İhsanoğlu, gecede hoşgeldiniz konuşması yaptı. İhsanoğlu daha sonra Türk gazetecilere yaptığı açıklamada, 1969 yılında kurulan İKT’nin modern İslâm tarihindeki en önemli gelişmelerden biri olduğunu belirterek şöyle konuştu: ‘’Birinci Dünya Savaşından sonra İslâm dünyasının dağılmış olmasından dolayı İslâm dünyası liderleri, entelektüelleri, hep bir şemsiye teşkilâtı kurulmasını istemişlerdir, bunun için uğraşmışlardır. İKT 1969 yılından bugüne 40 yıl içerisinde uzun mesafe almıştır. İKT, BM’den sonra en büyük teşkilâttır. İKT 1,5 milyar Müslümanın sesidir, bütün İslâm dünyasının, 1,5 milyar insanın düşüncelerini, hissiyatını ifade eden bir teşkilât olması bakımından artık bugün ciddî olarak ele alınmaktadır.’’ İhsanoğlu, İKT’nin son 4 yıl içerisinde insanî yardım, bilim ve teknoji, krizlerin önlenmesi, ihtilâfların giderilmesi gibi alanlarda yaptığı pekçok çalışmanın ve öncü adımın olduğuna işaret ederek, teşkilâtın, Irak’taki Sünnî-Şiî çatışmasının önlenmesindeki rolünü örnek gösterdi. İKT’nin şimdi Somali’deki sorunun çözümü için uğraştığını anlatan İhsanoğlu, İKT’nin Filistin’de Hamas ile El Fetih arasında 2006 yılında anlaşma sağlanmasında da büyük rol oynadığını söyledi. İKT Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, ‘’Ben ümit ediyorum ki bu 40. yıl İKT tarihinde hep bir dönüm noktası, bir atlama, sıçrama tahtası olarak görülecektir’’ dedi. |
27.09.2009 |
Miliband: Aklı olan, İran’la savaşmaz |
İngİltere Dışişleri Bakanı David Miliband, aklı başında hiç kimsenin, İran ile nükleer programı sebebiyle bir çatışmaya girmek istemeyeceğini söyledi. Miliband, Channel 4 haber kanalına yaptığı açıklamada, “Aklı başında hiç kimse, İran ile nükleer faaliyetleri sebebiyle askerî bir çarpışmaya girmek istemez. Bu sebeple ben daima yüzde yüz diplomatik yola bağlı olduğumuzu söylüyorum. Diplomatik yolun işleyebileceğine inanıyorum” dedi. David Miliband, İranlıların silâhsızlanma anlaşması çerçevesinde haklarını yerine getirecek sivil nükleer programa sahip olmak istediklerini belirterek, “Bunu, gizli ya da açık bir askerî nükleer programa sahip olmayacakları yönündeki sorumluluklarını kabul ettikleri sürece yapabilirler” diye konuştu. |
27.09.2009 |
Guantanamo’nun kapanması ertelenebilir |
ABD’nİn terörle mücadele gerekçesiyle çeşitli ülkelerde yaptığı operasyonlarda yakalananların tutulduğu Guantanamo kampını kapatmasının ertelenebileceği bildirildi. Associated Press ajansının Beyaz Saray’daki üst düzey bir yetkiliye dayandırarak verdiği haberde, ABD Başkanı Barack Obama’nın, Guantanamo kampının Ocak 2009 itibariyle kapatılacağı yönündeki vaadinin gerçekleşmesinin öngörülmediği belirtilirken, sebep olarak hapishanede halen 225 tutuklunun bulunduğu, dâvâları yeniden görülen bu kişilerin nasıl ve nereye gönderilecekleriyle ilgili konuların henüz belirlenmemesi gösterildi. Guantanamo kampı, ABD’nin önceki başkanı George W. Bush döneminde, 11 Eylül saldırılarından sonra başlatılan ‘’terörle mücadele’’ kampanyası sırasında başta Afganistan olmak üzere çeşitli ülkelerde yakalanan terör şüphelilerinin tutulması için açıldı. Müslümanlardan oluşan tutuklulara yönelik insanlık dışı uygulamalarla adını duyuran Guantanamo, dünya genelinde tepkilere sebep oldu. Obama, seçilmesinin hemen ardından kampın 2010 Ocak ayı itibariyle kapatılacağını söylemişti. |
27.09.2009 |
Pakistan kana bulandı |
Pakİstan’In kuzey batı bölgesinde iki farklı yerde yapılan bombalı saldırılarda toplam 14 kişinin öldüğü ve onlarca kişinin de yaralandığı bildirildi. Saldırıları Taliban üstlendi. Saldırıların birincisi ülkenin kuzeyi batısındaki Peşaver şehrinde meydana geldi. Ordu mensuplarını çoğunlukta kullandığı bankaya yapılan bombalı saldırı sonucu 8 kişinin öldüğü ve 47 kişinin de yaralandığı açıklandı. Peşaver polis yetkilisi Malik Shafqat, “Biz saldırını yapıldığı arabada ceset parçaları bulduk. Ayrıca yaptığımız incelemeler sonucu patlamanın suikast saldırısı sonucu meydana geldiği netlik kazandı. Saldırgan arabayı patlatmadan önce banka önüne bir el bombası da atmış. Ama bomba patlamadı.” dedi. İkinci saldırının ise ülkenin kuzey batısındaki Banu eyaletinde bir polis merkezine yapıldığı kaydedildi. Polis merkezine yapılan saldırı sonucu 6 kişinin öldüğü ve yaklaşık 70 kişinin de yaralandığı ifade edildi. Yetkililer Taliban’ın saldırıları üstlendiğini bildirdi. Geçtiğimiz Temmuz ayında Pakistan ordusu geniş çaplı operasyon başlatarak Taliban’ı Svat Vadisi’nden kovmuştu. Taliban ise Pakistan’da suikast saldırılarının arttırılacağı tehdidinde bulunmuştu. |
27.09.2009 |