Güncel |
2005'E KADARKİ ENERJİK TAVIR DEVAM ETMELİ |
Türkiye'nin AB süreci hakkındaki "Avrupa'da Türkiye: Kısır Döngüyü Kırmak" adlı raporu hazırlayan Bağımsız Türkiye Komisyonunun başkanı, Finlandiya'nın eski cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari, Washington Brookings Enstitüsündeki konferansında, hükümetin reformlar konusunda 2000-2005 yılları arasında sergilediği enerjik tavrı devam ettirmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'de gelecek iki yıllık sürede seçim olmayacağını belirten Ahtisaari, hükümete bu süreyi reformlar açısından iyi kullanması çağrısında bulundu. TÜRKİYE NİYE AB'YE BAŞKAN OLAMASIN?
1982 anayasası yerine modern bir anayasanın kabul edilmesi gerektiğine işaret eden Ahtisaari, şeffaflığın sağlanması, yolsuzlukla mücadele, ifade ve din özgürlüğü, azınlık haklarına saygı, yeni siyasî parti yasaları, 301. maddenin değiştirilmesi gibi konularda adımlar atıldığını, ancak bunların hâlâ "sömürüye açık alanlar" olduğunu kaydetti. Ahtisaari, "Türkiye nasıl AB'nin başkanı olabilir diye soranlara, 'Neden olmasın' cevabını veriyorum. Öz güven nerede kaldı?” şeklinde konuştu.
2 yıl iyi değerlendirilmeli
Türkİye’nİn AB süreci hakkındaki “Avrupa’da Türkiye: Kısır Döngüyü Kırmak” adlı raporu hazırlayan Bağımsız Türkiye Komisyonunun başkanı, Finlandiya’nın eski cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari, Türkiye’de gelecek 2 yıllık sürede seçim olmayacağına dikkati çekerek, hükümetin bu süreyi reformlar açısından iyi kullanması gerektiği görüşünü dile getirdi. Washington’da Brookings Enstitüsünde konferans veren Nobel Barışı Ödülü sahibi Ahtisaari, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde kaydedilen ilerlemelerden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bu ilerlemelerin iki ülke ilişkilerinin normalleşmesini sağlamasını umduğunu belirtti. Ahtisaari, 1915 olayları konusunda yabancı parlamentolarda alınan kararların Türk-Ermeni sorunlarının çözümüne yönelik çabalara zarar verdiğini söyledi.
“BAZI AB ÜLKELERİNİN TAVRI, ALINAN KARARLARA AYKIRI” Konferansta Türkiye’nin AB süreci ve bu süreçte Türkiye’de sağlanan ilerlemelerden bahseden Ahtisaari, müzakereler başladıktan sonra bazı üye ülkelerin Türkiye’nin gerekli kriterleri karşılasa bile üye olamayacağı yönünde görüş bildirmesinin, AB zirvelerinde oy birliğiyle alınan kararlara aykırı bir tutum olduğunu vurguladı. Ahtisaari, alınan kararların açık olduğuna ve müzakerelerin Türkiye’nin tam üyeliğini hedeflediğine dikkati çekerek, müzakere sürecinde de Türkiye’ye karşı engeller çıkarıldığını ve 35 müzakere başlığından yarısından fazlasının bloke edildiğini söyledi. Hükümetin, ülkenin dönüşümü konusunda 2000-2005 yılları arasında sergilediği enerjik tavrı devam ettirmesi gerektiğini vurgulayan Ahtisaari, 1982 anayasası yerine modern bir anayasanın kabul edilmesi gereğine işaret etti. Ahtisaari, şeffaflığın sağlanması, yolsuzlukla mücadele, ifade ve din özgürlüğü, azınlık haklarına saygı, yeni siyasî parti yasaları, 301. maddenin değiştirilmesi gibi konularda adımların atıldığını, ancak bunların hala “sömürüye açık alanlar” olduğunu ifade etti. Türkiye’de gelecek 2 yıllık sürede seçim olmayacağına dikkati çeken Ahtisaari, hükümetin bu süreyi reformlar açısından iyi kullanması gerektiği görüşünü dile getirdi.
“TÜRKİYE NEDEN AB’NİN BAŞKANI OLMASIN?”
AB’nİn Türkiye’den korkması için bir sebebin bulunmadığını, Türkiye’nin enerjik ve genç bir nüfusa sahip olduğunu belirten Ahtisaari, “Türkiye nasıl AB’nin başkanı olabilir diye soranlara, ‘neden olmasın’ cevabını veriyorum. Öz güven nerede kaldı? Bir Kemal Derviş, bir Abdullah Gül ya da diğerlerinin bir AB toplantısını yönetmesinden ben şahsen hiçbir rahatsızlık duymam” dedi. Türkiye’nin AB üyesi olsun ya da olmasın reform sürecinin çok önemli olduğunu ve bu süreçte önemli ilerlemelerin de kaydedildiğini belirten Ahtisaari, Türkiye’nin ne zaman AB üyesi olabileceğinin müzakerelerin gidişatına bağlı olduğunu, ancak Türkiye’nin önüne sun'î engeller ve sun'î zaman dilimleri koyulmaması gerektiğini kaydederek, “Sun'î engeller koymak onurluca bir davranış olmaz ve ben onurlu davranmayan bir Avrupa’da yaşamak istemem” diye konuştu. Konferansın sonunda bir anısını da anlatan Ahtisaari, geçmişte Roma’ya bir seyahati sırasında el falına baktırdığını ve falcının 1 yıl sonra mükemmel bir şey olacağını söylediğini, gerçekten de bir yıl sonra Nobel Barış Ödülü aldığını anlatırken, “Falcı ayrıca 90 yaşına kadar yaşayacağımı söyledi. Umarım 90 yaşıma kadar Türkiye’nin üyeliğini göreceğim” ifadesini kullandı. |
25.09.2009 |