Güncel |
ERDOĞAN: AB ‘SİZİ ALMIYORUZ’ DİYENE KADAR DEVAM |
Başbakan Erdoğan, ABD’nin Princeton Üniversitesinde verdiği konferansta, Türkiye’nin AB’ye girmesiyle ilgili olarak, ‘’Ne yaparsanız yapın, biz bu yola girdik, tâ ki ‘biz sizi almıyoruz’ diyeceğiniz âna kadar devam edeceğiz, hedefimiz bu’’ dedi. AB “sizi almıyoruz” diyene kadar devam
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AB üyeliği ile ilgili olarak, ‘’Ne yaparsanız yapın, biz bu yola girdik, ta ki ‘biz sizi almıyoruz’ diyeceğiniz ana kadar devam edeceğiz, hedefimiz bu’’ dedi. Başbakan Erdoğan, Princeton Üniversitesinde verdiği konferansta, demokratik açılım konusunda ‘’Burada hesabımız şudur; kısa, orta ve uzun vadeli olarak bütün bu demokratik açılım sürecinin çalıştırmayı hedefliyoruz. Yani hepsini bir anda derseniz. Bu tabi mümkün değil, hazmede hazmede, hazmettire hazmettire bu süreci devam ettirmemiz lâzım’’ dedi. Türkiye’nin AB ile ilişkilerine de değinen ve 50 yıl önce başvuru yapıldığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, ‘’Kapısında bu kadar bekletilen başka ülke AB’de yok. Acaba niye bu kadar bekletiyorlar?’’ diye sordu. Başını Fransa’nın çektiği bazı ülkelerin de imtiyazlı ortaklık önerisinde bulunduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, bunun da yakışık almadığını belirterek, yola çıktıklarında böyle bir konunun bulunmadığını söyledi. Erdoğan, ‘’Ne yaparsanız yapın, biz bu yola girdik, ta ki ‘biz sizi almıyoruz’ diyeceğiniz ana kadar devam edeceğiz, hedefimiz bu’’ dedi. Siyasî kriterlerde, ‘’Ankara’’, ticarî noktada da ‘’İstanbul kriterleri’’ diyerek yola devam edeceklerini dile getiren Erdoğan, Kıbrıs sorunun çözüm platformu olarak da sadece BM’yi gördüklerini, bu kurum dışında herhangi bir çözüm görmediklerini söyledi. |
25.09.2009 |
2005'E KADARKİ ENERJİK TAVIR DEVAM ETMELİ |
Türkiye'nin AB süreci hakkındaki "Avrupa'da Türkiye: Kısır Döngüyü Kırmak" adlı raporu hazırlayan Bağımsız Türkiye Komisyonunun başkanı, Finlandiya'nın eski cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari, Washington Brookings Enstitüsündeki konferansında, hükümetin reformlar konusunda 2000-2005 yılları arasında sergilediği enerjik tavrı devam ettirmesi gerektiğini söyledi. Türkiye'de gelecek iki yıllık sürede seçim olmayacağını belirten Ahtisaari, hükümete bu süreyi reformlar açısından iyi kullanması çağrısında bulundu. TÜRKİYE NİYE AB'YE BAŞKAN OLAMASIN?
1982 anayasası yerine modern bir anayasanın kabul edilmesi gerektiğine işaret eden Ahtisaari, şeffaflığın sağlanması, yolsuzlukla mücadele, ifade ve din özgürlüğü, azınlık haklarına saygı, yeni siyasî parti yasaları, 301. maddenin değiştirilmesi gibi konularda adımlar atıldığını, ancak bunların hâlâ "sömürüye açık alanlar" olduğunu kaydetti. Ahtisaari, "Türkiye nasıl AB'nin başkanı olabilir diye soranlara, 'Neden olmasın' cevabını veriyorum. Öz güven nerede kaldı?” şeklinde konuştu.
2 yıl iyi değerlendirilmeli
Türkİye’nİn AB süreci hakkındaki “Avrupa’da Türkiye: Kısır Döngüyü Kırmak” adlı raporu hazırlayan Bağımsız Türkiye Komisyonunun başkanı, Finlandiya’nın eski cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari, Türkiye’de gelecek 2 yıllık sürede seçim olmayacağına dikkati çekerek, hükümetin bu süreyi reformlar açısından iyi kullanması gerektiği görüşünü dile getirdi. Washington’da Brookings Enstitüsünde konferans veren Nobel Barışı Ödülü sahibi Ahtisaari, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde kaydedilen ilerlemelerden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bu ilerlemelerin iki ülke ilişkilerinin normalleşmesini sağlamasını umduğunu belirtti. Ahtisaari, 1915 olayları konusunda yabancı parlamentolarda alınan kararların Türk-Ermeni sorunlarının çözümüne yönelik çabalara zarar verdiğini söyledi.
“BAZI AB ÜLKELERİNİN TAVRI, ALINAN KARARLARA AYKIRI” Konferansta Türkiye’nin AB süreci ve bu süreçte Türkiye’de sağlanan ilerlemelerden bahseden Ahtisaari, müzakereler başladıktan sonra bazı üye ülkelerin Türkiye’nin gerekli kriterleri karşılasa bile üye olamayacağı yönünde görüş bildirmesinin, AB zirvelerinde oy birliğiyle alınan kararlara aykırı bir tutum olduğunu vurguladı. Ahtisaari, alınan kararların açık olduğuna ve müzakerelerin Türkiye’nin tam üyeliğini hedeflediğine dikkati çekerek, müzakere sürecinde de Türkiye’ye karşı engeller çıkarıldığını ve 35 müzakere başlığından yarısından fazlasının bloke edildiğini söyledi. Hükümetin, ülkenin dönüşümü konusunda 2000-2005 yılları arasında sergilediği enerjik tavrı devam ettirmesi gerektiğini vurgulayan Ahtisaari, 1982 anayasası yerine modern bir anayasanın kabul edilmesi gereğine işaret etti. Ahtisaari, şeffaflığın sağlanması, yolsuzlukla mücadele, ifade ve din özgürlüğü, azınlık haklarına saygı, yeni siyasî parti yasaları, 301. maddenin değiştirilmesi gibi konularda adımların atıldığını, ancak bunların hala “sömürüye açık alanlar” olduğunu ifade etti. Türkiye’de gelecek 2 yıllık sürede seçim olmayacağına dikkati çeken Ahtisaari, hükümetin bu süreyi reformlar açısından iyi kullanması gerektiği görüşünü dile getirdi.
“TÜRKİYE NEDEN AB’NİN BAŞKANI OLMASIN?”
AB’nİn Türkiye’den korkması için bir sebebin bulunmadığını, Türkiye’nin enerjik ve genç bir nüfusa sahip olduğunu belirten Ahtisaari, “Türkiye nasıl AB’nin başkanı olabilir diye soranlara, ‘neden olmasın’ cevabını veriyorum. Öz güven nerede kaldı? Bir Kemal Derviş, bir Abdullah Gül ya da diğerlerinin bir AB toplantısını yönetmesinden ben şahsen hiçbir rahatsızlık duymam” dedi. Türkiye’nin AB üyesi olsun ya da olmasın reform sürecinin çok önemli olduğunu ve bu süreçte önemli ilerlemelerin de kaydedildiğini belirten Ahtisaari, Türkiye’nin ne zaman AB üyesi olabileceğinin müzakerelerin gidişatına bağlı olduğunu, ancak Türkiye’nin önüne sun'î engeller ve sun'î zaman dilimleri koyulmaması gerektiğini kaydederek, “Sun'î engeller koymak onurluca bir davranış olmaz ve ben onurlu davranmayan bir Avrupa’da yaşamak istemem” diye konuştu. Konferansın sonunda bir anısını da anlatan Ahtisaari, geçmişte Roma’ya bir seyahati sırasında el falına baktırdığını ve falcının 1 yıl sonra mükemmel bir şey olacağını söylediğini, gerçekten de bir yıl sonra Nobel Barış Ödülü aldığını anlatırken, “Falcı ayrıca 90 yaşına kadar yaşayacağımı söyledi. Umarım 90 yaşıma kadar Türkiye’nin üyeliğini göreceğim” ifadesini kullandı. |
25.09.2009 |
TÜSİAD’dan Erdoğan’a mektup |
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, G-20 Zirvesi öncesinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a küresel ekonomiye ilişkin görüşlerini konu alan bir mektup gönderdi. TÜSİAD’tan yapılan açıklamaya göre Yalçındağ, dün ve bugün Pittsburgh’da gerçekleşen G-20 Zirvesi öncesinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a bir mektup ile küresel ekonomiye yönelik kilit konular ve bu konuların Türkiye’ye yansımaları üzerine görüşlerini iletti. Finansal krizin ardından piyasada güveni tesis etmenin önemine değinilen mektupta, ekonomiyi yeniden yapılandırma teşebbüslerine ve finansal piyasaya yönelik reformlara devam edilmesi gerektiği belirtildi. |
25.09.2009 |
Şehitlikte basın açıklaması yasaklandı |
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Edirnekapı Şehitliği’nde basın açıklaması, toplantı ve benzeri faaliyetlerin yapılmasının yasaklandığını bildirdi. Emniyetten yapılan açıklamada, PKK/Kongra-Gel terör örgütünü, bütün açılımları ve unsurları ile birlikte tasfiye etmeyi hedefleyen ‘’demokratik açılım’’ sürecine destek vermek veya bu süreci protesto etmek isteyen bir kısım sivil toplum kuruluşları ile legal ve illegal grupların, şehrin muhtelif yerlerinde başta basın açıklaması olmak üzere bazı eylemler yaptıkları belirtildi. Söz konusu yerlerden biri olan ve Eyüp ilçesinde bulunan Edirnekapı Şehitliği’nde Şehit Aileleri Derneği ile tüzel kişiliği bulunan ve bulunmayan bazı sol görüşlü gruplara mensup kişilerin çeşitli tarihlerde yapılan basın açıklamalarının aynı saatlere denk gelmesi sebebiyle grupların karşı karşıya geldikleri ifade edilen açıklamada, kabir ziyaretine gelen şehit yakınları ile sol görüşe mensup bahsi geçen gruplar arasında sözlü sataşmaların vuku bulduğu ve çıkması muhtemel müessif olayların büyümeden güvenlik güçleri tarafından zorlukla engellendiğinin tesbit edildiği bildirildi. Açıklamada, şöyle denildi: “Bu nedenle gündemdeki sıcaklığını koruyan ‘demokratik açılım’ sürecinin sekteye uğratılmadan, paralelinde tesis edilen mevcut kamu düzeni ve güvenliğinin sürdürülebilmesi için Edirnekapı Şehitliği’nde basın açıklaması ve benzeri etkinliklerin yapılması yasaklanmıştır.’’ |
25.09.2009 |
Demokrasi, kalkınmaya büyük katkı sağlıyor |
Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, demokrasinin ülkenin gelişmesine kalkınmasına büyük katkıda sağladığını belirtti. Yılmaz, Isparta’da gerçekleştirilen 1. Uluslararası Davraz Kongresi’nde ele alınan ‘’küresel diyalog’’ temalı toplantının dünya açısından büyük önem arz ettiğini bildirdi. Küreselleşme ve bilgi toplumunun öneminin altını çizen Bakan Yılmaz, şunları söyledi: ”Biz her zaman şuna inanıyoruz, ekonomiyle farklı alanlardaki ilişkileri çok iyi kurmamız gerekiyor. Ekonomi ile demokrasi arasında güçlü bir bağ görüyoruz. Demokrasinin, ekonominin olmadığı alanda büyümeniz mümkün değil. Demokrasiyle, yeniliklerin, kalkınmanın da önü açılıyor. Ülkenin gelişmesine kalkınmasına büyük katkıda bulunuyor.’’ Yılmaz, dünya üzerindeki küresel diyaloğa önem verilirken, ülke içindeki diyaloglardan da taviz verilmemesi gerektiğini belirtti. |
25.09.2009 |
ASKİ tarifesinin iptali için dâvâ |
Çevre Mühendisleri Odası ile Ekoloji Kolektifi ve Tüketici Hakları Derneği, Ankara’daki su satış ve atık su tarifesinin belirlenmesinde “yüzde 10 kârlılık” şartı koşan ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin ilgili hükümlerinin yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle Danıştay’da dâvâ açtı. |
25.09.2009 |
Meclis’i yoğun gündem bekliyor |
1 Ekİmde başlayacak yeni yasama yılında TBMM’yi yoğun bir gündem bekliyor. TBMM’nin 23. Dönem 4. Yasama Yılı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yapacağı açış konuşmasıyla 1 Ekim Perşembe günü başlayacak. TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, yasama yılının açılışı dolayısıyla akşam da bir kokteyl verecek. Yoğun olarak tartışılan konular Ekim ayı başında TBMM gündemine gelecek. Bunların başında yer alan İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın koordinatörlüğünde yürütülen ‘’demokratik açılım’’ konusu, genel görüşme şeklinde Genel Kurulda ele alınacak. İktidar ve muhalefet sözcüleri konu ile ilgili görüşlerini Genel Kurulda ortaya koyacaklar. Ekim ayı başında gündeme gelecek diğer bir önemli konuyu da ‘’Türkiye-Ermenistan Protokolü’’ oluşturacak. Parafe edilen ve önümüzdeki günlerde imzalanması beklenen protokol, her iki ülke parlamentolarında kabul edilmesi şartını da içeriyor. TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, önceki dün akşam katıldığı bir televizyon programında, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüşme yaptığını hatarılatarak, Davutoğlu’na atfen ‘’protokolün Ekim ayının başında TBMM gündemine geleceğini’’ söylemişti. TBMM Dışişleri Komisyonu’nda ele alınacak protokol daha sonra Genel Kurulda görüşülecek. TBMM’nin açıldıktan hemen sonraki önemli bir gündem maddesini de Türk Silâhlı Kuvvetlerine (TSK) sınır ötesi operasyon izin veren tezkere oluşturuyor. Başbakan Erdoğan, 17 Ekimde süresi dolacak tezkerenin uzatılmasının ilk Bakanlar Kurulu toplantısında görüşüleceğini ve ardından TBMM’ye gönderileceğini açıklamıştı. Tezkere, 17 Ekimden önce Genel Kurulda oylanacak. CHP’nin İstanbul’da yaşanan sel felâketi ile ilgili genel görüşme talebi de TBMM’nin önemli gündem maddeleri arasında yer alıyor. Geçen yasama yılından kalan çok sayıda kanun tasarısı ve teklifi de TBMM’de görüşülme sırasını bekliyor. 190 tasarı komisyonlarda, 82 tasarı ise Genel Kurul gündeminde bulunuyor. 190 kanun tasarısının 117’si Dışişleri, 22’si Plan ve Bütçe, 15’i Adalet, 9’u Sanayi, 7’si Millî Eğitim, 6’sı Anayasa, 5’i İçişleri, 5’i Sağlık, 2’si Millî Savunma biri Tarım, biri de Bayındırlık komisyonunda bulunuyor. Kanun tekliflerinden 344’ü komisyon, 16’sı ise genel kurul gündeminde yer alıyor. Geçen yasama yılında kurulan Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin helikopter kazası sonucu ölümüyle ilgili oluşturulan komisyon yeni yasama yılında da çalışmalarını sürdürecek.
Şahin: Oturum açık yapılacak
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, “demokratik açılım” çalışmalarının kapalı oturumda görüşülmesi talebi gelmemesi halinde TBMM Genel Kurulu’ndaki oturumun İçtüzük gereği açık yapılacağını söyledi. Şahin, Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi’nce Isparta’da düzenlenen 1. Uluslararası Davraz Kongresi’nde gazetecilerin, “demokratik açılım” ile ilgili oturumun açık yapılacak olmasının MHP’nin tavrıyla mı ilgili olduğunu sormaları üzerine Şahin, Hükümet Sözcüsü, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in bir Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığı açıklamada, “Oturumun kapalı ya da açık olması bizim için fark etmez. Bizim milletten saklayacak bir şeyimiz yok” dediğini hatırlattı. Şahin, “Sayın Başbakan da bu görüşü orada (ABD) tekrar etmiştir, diye değerlendiriyorum. TBMM, İçtüzüğe göre yönetilir. Ben ve veya benim vekillerimden biri oturumu yönettiği takdirde İçtüzük neyi gerektiriyorsa o yapılır. Meclis’teki görüşmeler bir kapalı oturum talebi gelmediği sürece de İçtüzüğe uygun olarak açık olarak yapılacaktır” dedi. |
25.09.2009 |
Gaz boru hatları Türkiye’yi güçlendirir |
Asya Kalkınma Bankası Başkanı Haruhiko Kuroda Nabucco ve diğer boru hattı projelerinin, Türkiye’yi hem Asya, hem de Avrupa’da güçlü bir ülke yapacağını söyledi. Enerji hatları Türkiye’yi güçlendirir
Asya Kalkınma Bankası Başkanı Haruhiko Kuroda, Nabucco ve diğer boru hattı projeleriin, Türkiye’yi hem Asya, hem de Avrupa’da güçlü bir ülke yapacağını söyledi. Asya Kalkınma Bankası Başkanı Kuroda, Almanya’nın Plön şehrinde gerçekleştirilen Küresel Ekonomi Sempozyumunda, Türkiye’nin ekonomik ve jeostratejik önemine ilişkin soruları cevapladı. Türkiye’nin, enerji hatları üzerinde bir köprü ülke konumunda bulunduğunu belirten Kuroda, en son gerçekleştirdiği Nabucco projesiyle, enerji güvenliği ve güzergah çeşitliliği açısından, enerji kaynaklarıyla, tüketiciler arasında köprü ülke olduğunu kaydetti. Kuroda, önümüzdeki dönemde güçlü olmak isteyen ülkelerin, enerji kaynaklarının bulunduğu bölgeleri ve ulaşım yollarını kontrol eden ülkeler olacağını da vurguladı. Türkiye’nin bankacılık sistemini, 2002 yılından buyana uyguladığı reformlarla güçlendirdiğini belirten Kuroda, bu reformların faydasını son küresel mali krizde gördüğünü bildirdi. Türkiye’nin bankalarının krizden etkilenmediğinin altını çizen Kuroda, bankacılık sisteminde gerçekleştirilen reformların, diğer gelişmekte olan tüm ülkelere örnek oluşturması gerektiğini söyledi. |
25.09.2009 |
İhracatçının yüzünü komşular güldürdü |
Küresel krizden olumsuz etkilenen Güneydoğulu ihracatçıların yüzünü bölgeye komşu olan Irak ve Suriye güldürdü. Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) verilerinden derlediği bilgiye göre, bölgenin ihracatı Ocak-Ağustos 2009 döneminde 2 milyar 446 milyon 949 bin dolar olarak gerçekleşti. Bölgenin Ocak-Ağustos 2009 dönemi ihracat girdisi olan 2 milyar 446 milyon 949 bin doların 943 milyon 226 bin doları komşu ülkeler Irak ve Suriye’ye yapılan ihracatla kazanıldı. Güneydoğu Anadolu Bölgesinden geçen 8 ayda gerçekleştirilen ihracatın yüzde 39’u Irak ve Suriye’ye yapıldı. Bu dönemde bölge illerinden Irak ve Suriye’ye yapılan ihracat, Avrupa Birliği (AB) üyesi 26 ülkeye yapılan ihracatın 2 katına yaklaştı. Ocak-Ağustos 2009 döneminde Irak ve Suriye’ye toplam 943 milyon 226 bin dolarlık ihracat yapılırken, AB üyesi 26 ülkeye yapılan ihracatı 501 milyon 866 bin dolarda kaldı. Küresel krizden diğer ülkelere oranla daha az etkilenen ülkeler olan Irak ve Suriye’ye gerçekleştirilen satımlar, küresel kriz sürecinde bölge ihracatının korunmasına önemli katkı yaptı. |
25.09.2009 |
Trafiğe kaydedilen araç sayısı, yüzde 42,4 azaldı |
Trafİğe kaydı yapılan motorlu araç sayısı, Temmuz ayında, geçen yıla göre yüzde 31,3, bir önceki aya göre yüzde 42,4 azaldı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Temmuz ayı itibariyle motorlu kara taşıtları istatistiklerini açıkladı. Açıklamaya göre, Temmuz’da 50 bin 242 motorlu taşıtın trafiğe kaydı yapılırken, bunun yüzde 39,8’ini (20 bin 17 adet) motosiklet oluşturdu. Temmuz’da 15 bin 692 otomobil tescil edilirken, toplam içindeki payı yüzde 31,2 oldu. Söz konusu ayda, 10 bin 701 adet kamyonet, bin 433 adet kamyon, 2 bin 399 adet minibüs, otobüs, traktör ve özel amaçlı taşıt trafiğe kayıt edildi. Trafiğe Temmuz’da kayıt edelin araç sayısı, Haziran ayına göre yüzde 42,4 azalırken, bu azalma, otomobilde yüzde 64,7, minibüste yüzde 64,9, otobüste yüzde 5,8, kamyonette yüzde 42,7, traktörde yüzde 14 düzeyinde gerçekleşti. Temmuz’da trafiğe kaydedilen kamyon sayısı yüzde 7, motosiklet sayısı yüzde 3,2, özel amaçlı taşıt sayısı yüzde 2,3 arttı. TÜİK verilerine göre, Ocak-Temmuz döneminde, 432 bin 166 adet taşıtın trafiğe kaydı yapılırken 104 bin 76 adet taşıtın trafikten kaydı silindi. Böylece trafikteki toplam araç sayısı, 7 ayda 328 bin 90 adet arttı ve 14 milyonun üzerine çıktı. |
25.09.2009 |
Ekonomik kriz, en çok IMF’ye yaradı |
G20 Zirvesi’yle eşzamanlı olarak Pitsburgh’da G20 Sendika Liderler Zirvesinde bir araya gelen küresel sendikal hareketin temsilcileri, daha önce Londra’da gerçekleştirilen G20 Zirvesinde alınan bir kararın IMF’nin kaynak ve rolünün arttırılması olduğuna işaret ederek, böylece ‘’IMF’nin krizden en kârlı çıkan taraf olduğu’’nu vurguladılar. Kriz, en çok IMF’ye yaradı
G20 Sendika Liderler Zirvesi’nde, Londra’daki G20 Zirvesi’nde alınan bir kararın IMF’nin kaynak ve rolünün artırılması kararı olduğuna işaret edilerek, böylece ‘’IMF’nin krizden en kârlı çıkan taraf olduğu’’ belirtildi. Alınan bilgiye göre, G20 Zirvesi’yle eş zamanlı olarak Pitsburgh’ta G20 Sendika Liderler Zirvesi’nde bir araya gelen küresel sendikal hareketin temsilcileri, çeşitli konularda değerlendirmeler yaptı. İlk gün çalışmalarına Türkiye’den Türk-İş Genel Mali Sekreteri Ergün Atalay başkanlığındaki bir heyet katıldı. Değerlendirmelerde, daha önce Londra’da gerçekleştirilen G20 Zirvesi’nde ‘’istihdamın’’ ana gündem maddelerinden birisi haline gelmesi ve ILO’nun G20 Zirvelerinde masada yer almasının sağlanması sendikaların başarısı olarak gösterildi. Ancak G20 liderlerinin, Londra’da istihdam ve çalışanları ilgilendiren diğer konularda verdikleri sözleri tutmak konusunda aynı başarıyı göstermediği kaydedildi. Londra’da alınan bir diğer önemli kararın IMF’nin kaynak ve rolünün artırılması olduğuna işaret edilen değerlendirmede, böylece ‘’IMF’nin krizden en karlı çıkan taraf olduğu’’ vurguladı. Bu arada, sendikacılar, taleplerini iletmek üzere ülke liderleri ve kurum temsilcileriyle çeşitli görüşmeler yapacak. |
25.09.2009 |
TOKİ’nin “kara liste”ye aldığı firmalar arttı |
Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ), iş yaptığı firmalar arasında kara listeye aldığı firmaların sayısı arttı. TOKİ, iş yaptığı müteahhitlere ilişkin değerlendirme listesini yeniledi. İş verdiği müteahhitleri, “iş yapma becerileri, imalatın kalitesi, işin zamanlaması, resmi kurumlar nezdinde işin takibi, piyasaya borç ödemeleri, icra-haciz durumu, taşeron-işçi alacakları konusundaki tutumu, inşaat sonrası meydana gelebilecek şikayetlerin giderilmesi konusundaki tutumu” gibi kriterlere göre değerlendiren TOKİ, bu yıl Eylül ayı itibariyle yapılan değerlendirmeler sonrasında hazırladığı “Yüklenici Listesi” kitapçığını yayımladı. Listede, “çok iyiler” kategorisindeki müteahhitlerin sayısı geçen yılki listeye göre sadece 3 adet artarken, “kara liste”ye alınan firmaların sayısı 61’den 75’e çıktı. |
25.09.2009 |
Öğretmenlere 515 TL hazırlık ödeneği |
Öğretmenlerİn yeni eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği ödenecek. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, valiliklere gönderdiği genelgede, öğretmenlere 515 TL hazırlık ödeneği ödeneceği hükmünün kanunda yer aldığını hatırlattı. Çubukçu, buna göre eğitim-öğretim hizmetleri sınıfına dahil öğretmen unvanlı kadrolarda görevli olup fiilen öğretmenlik yapanlara (ilköğretim ve okul müdürleri ile yardımcıları, cezaevi okullarında çalışan öğretmenler, yönetici, eğitim uzmanı ve eğitim uzman yardımcıları dahil, ilköğretim müfettişleri hariç) 515 TL hazırlık ödeneğinin dünden itibaren ödenmesi talimatı verdi. |
25.09.2009 |
Bürokratlara yılda 40 milyar $ rüşvet |
UluslararasI Şeffaflık Örgütünün Türkiye’de temsilciliğini yapan Şeffaflık Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Zeki Gündüz, Uluslararası Şeffaflık Örgütünün yayımladığı Küresel Yolsuzluk Raporu’na göre sadece gelişmekte olan veya geçiş ekonomilerinde politikacılar ve bürokratların aldığı rüşvetin yılda 20-40 milyar dolar seviyelerine ulaştığını kaydetti. Kuruluş amacı ulusal arenada yolsuzlukla mücadele etmek, bu süreçte hükümet, sivil toplum, iş dünyası ve medyayı bir araya getirmek olan Merkezi Berlin’de bulunan Uluslararası Şeffaflık Örgütünün yayımladığı, raporun 2009 konusu ‘’Özel Sektör ve Yolsuzluk’’ oldu. Afrika’dan Avrupa’ya kadar çeşitli piyasalardaki yolsuzluk riskini analiz etmeyi hedefleyen rapor sonuçlarını açıklayan Gündüz, raporda Türkiye’nin yer almadığını, raporun ele aldığı konular arasında rüşvet, yolsuzlukla mücadele yöntemleri, kurum içi yolsuzluk ve kartelleşme gibi başlıkların yer aldığını bildirdi. Zeki Gündüz, krizin kurumsal yönetişimin önemini bir kez daha hatırlattığına dikkati çekerek, kriz sebebiyle özel sektör ve kamu sektörü temsilcilerinin yönetişim sistemlerini bir kez daha inceleme, derin analiz yapma gereği duyduklarını dile getirdi. Çin ve Hindistan gibi yeni ekonomilerle gelişen yeni piyasalar ve yeni oyuncuların yolsuzluk karşısındaki durumu hakkında en küçük KOBİ niteliğindeki firmalardan uluslar arası şirketlere kadar sonuçlar içeren raporda yolsuzluğun toplumsal düzeyde önemli bir ekonomik büyüklük oluşturduğunu ifade eden Gündüz, ‘’Sadece gelişmekte olan veya geçiş ekonomilerinde politikacılar ve bürokratların aldığı rüşvet yılda 20-40 milyar dolar seviyelerine ulaşmıştır’’ dedi. |
25.09.2009 |
Esnaf, çırak bulamıyor |
Küçük Ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, birçok meslek dalında faaliyet gösteren esnafın 8 yıllık kesintisiz eğitimden dolayı çırak bulamadığı için zor durumda kaldığını belirterek, ‘’Hükümet kesintisiz eğitimi 5 3 sistemine döndürmelidir’’ dedi. Özgenç, yaptığı yazılı açıklamada, ilköğretim okulunu bitiren bir öğrenci meslek eğitimi alırken, çıraklık eğitiminde 3 yıl ders gördüğünü, ancak bu 3 yılın sonunda lise diploması yerine geçen bir diploma olmadığı için kimsenin çocuğunu meslek öğrenmesi için ustanın yanına göndermediğini ifade etti. Özgenç şunları kaydetti: ‘’14 yaşında ilköğretimi bitirip lise çağına gelen çocuk, imkanı ve kabiliyeti varsa liseye kaydoluyor, bir kısmı liseye devam ediyor, bir kısmı da boşta kalıyor. Boşta kalanlar ise meslek öğrenemiyor. Çırak eğitim merkezleri de formalite bir eğitim olduğundan meslek ve sanat öğrenilemiyor. Çünkü temelde pratik olmadığından kaliteli bir çırak yetişmiyor. Eskiden olduğu gibi ‘eti senin kemiği benim diyen’ ana babalar yok. Dolayısıyla 8 yıllık kesintisiz eğitimden ötürü 14 yaşında mezun olan çocuk, yaşken eğilmediği için velilerinin öneri ve tavsiyelerine kulak asmadığından işsiz yığınlar maalesef çoğalıyor. Çırak bulamadığı için esnaf inanılmaz derecede sıkıntı yaşıyor.’’ Katsayının kaldırılmış olmasının ‘’geç ama olumlu’’ bir karar olduğunu ifade eden Özgenç, ‘’8 yıllık zorunlu eğitim çıraklık kültürünü bitirdi. Bu 5 3 şeklinde olmalıydı. Hükümet, katsayı adaletsizliği konusunda gösterdiği kararlığı 8 yıllık zorunlu eğitim olmak üzere eğitimin önündeki diğer bütün engellerin kaldırılması hususunda da göstermelidir. 8 yıllık kesintisiz eğitim çıraklık kültürüne adeta balta vurmuştur. Mevcut eğitim bir an önce kaldırılmalıdır. Hükümet, kesintisiz eğitimi 5 3 sistemine döndürmelidir’’ dedi. Özgenç, çırak olunmadan sanat öğrenilemediğini belirterek, organize sanayi bölgeleri ve küçük sanayi sitelerinin duvarlarının ‘’çırak aranıyor’’ ilanlarıyla dolu olduğunu kaydetti. |
25.09.2009 |
Son Osmanlı, dedesinin yanına defnedilecek |
OsmanlI Hanedanın en kıdemli üyesi Şehzade Ertuğrul Osman Osmanoğlu, yaşlılık ve böbrek yetmezliği sebebiyle tedavi gördüğü Amerikan Hastanesi’nde, 97 yaşında vefat etti. Şehzade Ertuğrul’un İstanbul’da dedesi Sultan II. Abdulhamit’in türbesinde toprağa verileceği bildirildi. SultanII. Abdülhamit’in torunu ve Şehzade Mehmet Burhaneddin Efendi’nin oğlu olan Ertuğrul Osman 1924 yılında 12 yaşında ailesiyle birlikte sürgüne gitti. 1933 yılında babası ile ABD’ye yerleşmiş, babasının 1949 yılında vefatından sonra, 1952 yılında Kanada merkezli bir madencilik şirketi kurmuştur. 1991 yılında Afgan Kraliyet Ailesinden Prens Abdulfettah Tarzi’nin ve Dr. Pakize Tarzi’nin kızı Zeynep Tarzi ile evlenmiştir. 1974’de yürürlüğe konulmuş bir af kapsamında, ailenin diğer üyelerini takiben, ilk kez 1992 yılında Türkiye’ye gelmiş, 2004 yılı içinde de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığını almıştır. Buna rağmen daha ziyade New York Manhattan’da yaşamaktaydı. Ertuğrul Osman Osmanoğlu, akıcı bir şekilde Türkçe, İngilizce, Almanca ve Fransızca ‘yı konuşur, ve İtalyanca ve İspanyolca’yı anlardı. Osman Ertuğrul, Osmanlı hanedanının “Reisi” ve “Son Osmanlı” diye anılmaktaydı. |
25.09.2009 |
Artvin yine sele teslim |
Artvin’in Borçka ilçesinde sağanak sonucu yıkılarak heyelan altında kalan evde aynı aileden 4 kişi hayatını kaybetti. Demirli köyünde de 80 yaşındaki Nafiye Şimşek, evine giren sel sularında boğularak vefat etti. Artvin, sel altında kaldı
ARTVİN’İN Borçka ilçesinde sağanak sonucu yıkılarak heyelan altında kalan evin enkazında kalan 3 kişiden 2’sinin cesedi çıkarıldı. Borçka’da etkili olan sağanak yağış sebebiyle Kale Köyünde, muhtar Yusuf Demirci’ye ait 3 katlı evin yıkılması sonucu enkaz altında kalan 3 kişinin kurtarılması için Trabzon, Rize, Giresun ve Erzurum’dan gelen sivil savunma ve AKUT ekiplerinin yürüttüğü çalışma sonucu, Hacer (54) ve Neşe Demirci’nin (17) cesetleri çıkarıldı. Borçka ilçesinde sağanak sonucu yıkılarak heyelan altında kalan evde bulunan 35 yaşlarındaki Gülsüm Demirci vefat etmiş, 3 yaşındaki Beyzanur Demirci ise dün sabaha karşı sağ olarak çıkartılmıştı. Köyde 7 ev ile bir caminin heyelandan etkilendiği ve yapılan uyarıları dikkate alan vatandaşların yağışla birlikte evlerini daha önceden boşalttığı bildirildi. İlçenin Demirciler Köyünün Ormanlı Mahallesi’nde, sel sularının evine girdiği Nafiye Şimşek (80) ise evde boğularak vefat etmişti. Öte yandan, Rize’de önceki gece etkili olan sağanak yağış sonucu Çamlıhemşin ilçesindeki bazı köylerde küçük çaplı toprak kayması meydana geldi. Ancak herhangi bir can kaybı veya yaralanma olmadı. |
25.09.2009 |
Dere ıslâhlarına 16 su kuruluşu bakacak |
İSTANBUL Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) Genel Müdürü Mevlüt Vural, büyükşehir belediyelerinin yetkisinde olan dere ıslâhlarının, yapılacak yasal değişiklikle İSKİ’nin de aralarında bulunduğu 16 su kuruluşuna verileceğini bildirdi. Vural, DSİ’nin görev alanında olan dere ıslâhlarının, 2004 yılında çıkarılan 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu ile büyükşehir belediyelerine verildiğini hatırlattı. Vural, İSKİ’nin dere ıslâhlarıyla ilgili kanunî bir yükümlülüğü olmamasına karşın İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile İSKİ arasında imzalanan bir protokolle bazı derelerin ıslâhını üstlendiğini belirtti. Vural, Türkiye’deki 16 büyükşehir belediyesindeki su kurumlarının 5260 sayılı yasayla çalıştığını, bu yasada değişiklik olması halinde bundan sonra dere ıslâhlarından İstanbul’da İSKİ, İzmir’de İZSU, Ankara’da ASKİ’nin de aralarında bulunduğu 16 su kuruluşunun sorumlu olacağını kaydetti. |
25.09.2009 |
Faciaya ramak kalmış |
TEM otoyolunda orta refüje devrilen yolcu otobüsünde bulunan 46 kişiden 42’si yaralandı. Samsun’dan İstanbul’a giden Süleyman Sırrı Aşıkkutlu yönetimindeki 34 JZB 61 plâkalı yolcu otobüsü, TEM Otoyolu’nda, Bolu Doğu Gişelerine 500 metre kala, bariyerlerine çarptığı orta refüje düştü. Yan yatan araç, orta refüjdeki iki beton arasına sıkıştı. Kazada, otobüste bulunan 46 yolcudan 42’si yaralandı. TEM otoyolunda bariyerlere çarparak orta refüj arasına sıkışan yolcu otobüsünün orta refüje düştüğü yerin yaklaşık yarım metre gerisinde, yüksekliği 20 metreyi bulan viyadük boşluğu bulunuyor. Olay yerine gelen ve otobüsün kaza yaptığı yeri gören trafik ekipleri, otobüsün birkaç metre daha geriye düşmüş olması durumunda araçtaki yolculardan birçoğunun vefat edebileceğini, facianın ucuz atlatıldığını söyledi. |
25.09.2009 |
TRAFİK KAZALARI, TERÖR VE DEPREMDEN BETER |
Türkiye Trafik Güvenliği Vakfı Başkanı Ekrem Bulgun, Türkiye’de her yıl trafik kazalarında 5-6 bin kişinin öldüğünü belirterek, ‘’Bu, teröre verdiğimizden daha fazla can kaybı demek, her 5 yılda bir Marmara Depremi geçiriyoruz demek’’ diye konuştu. Bulgun, yurt genelinde Arefe Günü ve bayram boyunca meydana gelen trafik kazalarında 99 kişinin öldüğünü, 441 kişinin yaralandığını, Ramazan Bayramı’nda trafik kazası bilânçosunun ağır olduğunu belirtti. Türkiye’de her yıl trafik kazalarında 5-6 bin kişinin öldüğünü ifade eden Bulgun, ‘’Terörde bugüne kadar 6 bin şehit verdik, 30 bin civarında yurttaşımız öldü. Ama bu, 20-25 senede meydana geldi. Halbuki trafikte her sene 5-6 bin canı yitiriyoruz. Bu, terörden daha fazla can kaybı demek, her 5 yılda bir Marmara Depremi geçiriyoruz demek. Marmara’da deprem oldu, 25 bin vatandaşımız hayatını kaybetti. Binlerce kişi yaralandı, aynı şekilde trafikte de oldu. Binlerce araba hasar gördü’’ dedi. Ölü sayısının 5 katına yakın yaralı olduğunu kaydeden Bulgun, hastaneye yaralı olarak kaldırılanların bir bölümünün öldüğünü ya da sakat kaldığını, hastanede ölenlerin ya da kaza dolayısıyla sakat kalanların istatistiğinin tutulmadığını ifade etti.
TRAFİK KURALLARINA DEĞER VERİLMİYOR Trafiğin insan, araç ve yoldan oluştuğuna işaret eden Ekrem Bulgun, uzun yola çıkacak olanların bedenen ve ruhen dinlenmiş olması ve 2-2,5 saat araç kullandıktan sonra 10 dakikalık molalar vermesi gerektiğini söyledi. Şoförlerin yeterince uyumadan yola çıktığına dikkat çeken Bulgun, uzun yol öncesi araçların bakımının yaptırılmadığını, yolların da mucur ve çukurlarla dolu olmasının kazaya dâvetiye çıkardığını kaydetti. Türkiye’de trafik kurallarına değer verilmediğinin altını çizen Bulgun, şöyle devam etti: “Bir nev'î umursamazlık, ‘Bana bir şey olmaz, direksiyon hakimiyetim kuvvetlidir’ mantığı söz konusu. ‘Bu virajı da alırım, sollarım da’ diye düşünüyorlar. Üstelik şoförler, özellikle otobüs şoförleri 2 saat uykuyla yola çıkıyorlar. Gece yarısından sonra veya sabaha karşı uykusuzluk iyice bastırıyor ve kazalar meydana geliyor.’’ İzmir / aa |
25.09.2009 |
İstanbul trafiğinde ‘okul’ yoğunluğu yaşanmadı |
İSTANBUL trafiğinde yeni eğitim öğretim yılının başlamasıyla birlikte beklenen yoğunluk yaşanmadı. Ana güzergâhlardaki trafiğin akıcı olduğu gözlendi. Okulların başlama saatiyle birlikte trafikte bulunan öğrenci servis araçlarının yoğunluğu dikkat çekti. Trafiğin akışıyla ilgili polis, zabıta ve diğer ilgililer erken saatlerinden itibaren belirli bölgelerde iş başı yaptı. Afet Koordinasyon Merkezi’nde de oluşturulan bir ekip İstanbul trafiğindeki aksaklıkları görüp müdahale etti. Trafik polislerinin okul, hastane ve trafik akışının yoğun olarak yaşandığı bölgelerde yaya görev yapmaları dikkatlerden kaçmadı. Öte yandan İstanbulluların, okulların açıldığı bugün ücretsiz olarak hizmet veren toplu taşıma araçlarını tercih ettikleri gözlendi. |
25.09.2009 |
15 milyon öğrenci derste |
OKULLARDA ders zili 3 ay aradan sonra yeniden çaldı. 2009-2010 eğitim öğretim yılı birinci döneminde yaklaşık 15 milyon öğrenci ile 600 bin öğretmen dün ders başı yaptı. Yaz tatilinin Ramazan Bayramı tatili ile birleştirilmesiyle yaklaşık üç ay tatil yapan öğrenci ve öğretmenler dün ders başı yaptı. İlköğretim ve liselerde eğitim gören ve okula yeni başlayan yaklaşık 15 milyon öğrenci için ders zili çaldı. Günler öncesinden hazırlıklarını tamamlayan öğrenciler dün yeni üniformaları ve yeni çantalarıyla okulun yolunu tuttu. Okula bu yıl başlayan öğrenciler ise anneleri veya babaları ile okula gitti. Yaz tatilini gezerek ve memleketlerine giderek köyde geçiren öğrenciler en çok arkadaşlarını, öğretmenlerini ve okulu özlediklerini belirtti. Birbirilerine sarılarak hasret gideren öğrencilerin bu yılki eğitim maratonu 18 Haziran 2010 yılında sona erecek. |
25.09.2009 |
İtfaiyeciler ‘haftalarını’ buruk kutluyor |
HER yıl 23-29 Eylül tarihleri arasında çeşitli faaliyetlerle kutlanan İtfaiye Haftası, bu yıl yine çözümlenmemiş sorunlar yumağı, teslim edilemeyen kazanılmış hakların beklentisi içinde geçiyor. 24 saat sürekli görev başında olan itfaiye personelinin sorunlarının başında can güvenliklerinin halen sağlanamamış olması geliyor. Büyükşehir belediyeleri ve bir kısım il belediyeleri hariç, Türkiye’nin pekçok belediyesinde, itfaiye personeli yangınlara günlük giyilen gömleklerle müdahale etmek zorunda kalıyorlar. Kendilerini asla ateşten, yüksek ısıdan, soğuktan, yağmurdan koruyamayacak gömleklerle, zaman zaman çok büyük kimyasal yangınlara bile müdahale etmek zorunda kalan itfaiye personeli, can güvenliklerinin yeterince sağlanamaması ve uygun araç gereç ile görev yapamamanın sıkıntısını çekiyor. İtfaiye teşkilâtlarının teknolojik alt yapısının yeterli olmayışı, yeterli yangın söndürme araç-gereci bulunmaması, kimi belediyelerde ise itfaiye personelinin taşeron firmalar aracılığı ile işe yerleştirilen eğitimsiz elemanlardan oluşması, itfaiye teşkilâtlarının en büyük sorunlarından birisini oluşturuyor. Avrupa ölçeğinde hizmet verilmesi ve görev alanlarının gerektirdiği konularda sorunsuz görev yapılabilmesi için Türkiye’nin 40 bin itfaiyeciye daha ihtiyacı bulunuyor. |
25.09.2009 |
THY, New York’a Boeing 777 ile uçacak |
TÜRK Hava Yolları, 28 Eylül 2009 tarihinden itibaren New York seferlerini Boeing 777 uçaklarıyla gerçekleştirecek. Boeing 777 ile her gün gerçekleşecek New York uçuşlarında yolcular “First Class” seyahat etme imkânına kavuşacak. Boeing 777-300ER uçaklarında 8 First Class, 30 Business Class, 274 Economy Class koltuğu olmak üzere toplam 312 koltuk bulunuyor. New York uçuşlarının Boeing 777 ile icra edilmesi ile her bir uçuşta ortalama 40 yolcu ve mevcut kargo kapasitesine sefer başına 18 tonluk ilâve kapasite sağlayacak. |
25.09.2009 |
8. Türkçe Günleri başlıyor |
İZMİR’DE Konak Belediyesi ile Dil Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği 8. Türkçe Günleri, yarın başlıyor. 77. Dil Bayramı’yla birlikte kutlanacak günlerin ana teması “Dil Bilinci”, sloganı “Okudum Türkçe, Yaşadım Türkçe” olarak belirlendi. Türkçe Günleri’ni, dildeki bozulmalara dikkat çekmek için düzenlediklerini belirten Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan söyleşi, oyun, konser ve sergilerle dolu bir program hazırladıklarını, faaliyetleri okullarda sürdüreceklerini söyledi. |
25.09.2009 |
51 yıl önce denize düşen jet görüntülendi |
BALIKESİR’İN Ayvalık ilçesinde, Çiçek Adası (Balık Adası) açıklarındaki Gümüşlük mevkiinde 1958 yılında devriye görevi yaparken arıza dolayısıyla denize düşen 9. Ana Jet Üssü 192. Filo’ya ait 894 numaralı F-84G savaş uçağının enkazı 51 yıl aradan sonra Anadolu Ajansı tarafından görüntülendi. Batığa dalış yapan eski sünger avcılarının anlattıkları ve o tarihte 12 yaşında çocuk olan görgü şahidinin yardımıyla yaklaşık bir aylık çalışmanın ardından, 51 yıldır unutulan uçağın yerini tesbit eden ve aralarında AA yurt muhabiri Emrah Elmas’ın da bulunduğu 3 dalgıç, enkazın dalış turizmine kazandırılmasını amaçlıyor. |
25.09.2009 |
Ne MSN, ne Facebook |
İZMİR’İN küçük bir ilçesinde yüzyıllardır yaşatılan gelenek, gençlerin, çağın buluşları MSN, Facebook teknolojisine ihtiyaç olmadan, yüzyüze tanışmalarını sağlıyor. Tarihinde kadılık merkezi olarak da bilinen Beydağ’da, evlilik çağı gelen gençlerin birbirini tanımalarına fırsat sağlamak amacıyla yılda bir kez, dinî bayramlardan bir gün seçilerek, “kızlar genceri’’ düzenleniyor. |
25.09.2009 |