Haberler

Davutoğlu, Bağdat ve Şam’a gitti

Irak ile Suriye arasında meydana gelen gerginliğin sona ermesi için Bağdat ve Şam'a giden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Bu temaslarımın odak noktası, son dönemde iki çok değerli komşumuz, Türkiye ile çok yakın ilişkileri olan iki kardeş ülke Irak ile Suriye’nin arasındaki tansiyonu düşürmeye dönük bir çabadır” dedi.

Davutoğlu, Suriye-Irak gerginliği için devrede

DIşİşlerİ Bakanı Ahmet Davutoğlu, Bağdat ve Şam’da temaslar öncesi yaptığı açıklamada, “Bu temaslarımın odak noktası, son dönemde iki çok değerli komşumuz, Türkiye ile çok yakın ilişkileri olan iki kardeş ülke Irak ile Suriye’nin arasındaki tansiyonu düşürmeye dönük bir çabadır” dedi. Davutoğlu, sırasıyla Irak, Suriye, KKTC, Mısır ve İsveç’i kapsayacak gezisine çıkmadan önce Esenboğa Havalimanında açıklamalarda bulundu ve soruları cevapladı. İlk olarak Bağdat ve Şam’da temaslarda bulunacağını belirten Davutoğlu, “Bu temaslarımın odak noktası, son dönemde iki çok değerli komşumuz, Türkiye ile çok yakın ilişkileri olan iki kardeş ülke Irak ile Suriye’nin arasındaki tansiyonu düşürmeye dönük bir çabadır” dedi. Bakan Davutoğlu, bir soru üzerine, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile önceki gün akşam Slovenya’da Suriye ve Irak ziyaretleri konusunda uzun bir telefon görüşmesi yaptığını bildirdi.

01.09.2009

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ GÜNDEMDE YOK

''Demokratik Açılım'' sürecine ilişkin bugüne kadar yapılan çalışmalar hakkında basın toplantısı düzenleyen İçişleri Bakanı Beşir Atalay, bir soru üzerine anayasa değişikliğinin gündemlerinde olmadığını söyledi. 12 Eylül ürünü ihtilâl anayasası ile "demokratik bir açılımın" nasıl olabileceği sorusuna ise cevap aranıyor.

AÇILIM YENİ DÖNEMDE MECLİSE GELECEK

Atalay, “Bu konunun hem Bakanlar Kurulumuzda, hem de grubumuzda görüşülmesi gerekiyor. Ekip çalışması devam edecek. Bizim niyetimiz, mümkün olabildiğince parlamento yasama yılı başlayana kadar çalışmaları belli bir seviyeye getirmektir. Bu konuların, politikaların, önerilerin ilk açıklanacağı yer TBMM çatısının altı olacaktır” diye konuştu.

Anayasa değişmeden açılım olmaz

İçİşlerİ Bakanı Beşir Atalay, ‘’Demokratik açılım’’ çalışmaları kapsamında yaptığı görüşmeleri değerlendirirken, anayasa değişikliğinin gündemlerinde olmadığını söyledi. 12 Eylül ürünü İhtilâl anayasası ile “demokratik bir açılımın” nasıl olabileceği ise tartışmaya yol açtı.

Atalay, İçişleri Bakanlığı Konferans Salonu’nda düzenlediği basın toplantısında, ‘’demokratik açılım’’ çalışmaları kapsamındaki temasları hakkında bilgi verdi. Bakan Atalay, basın toplantısının başında, Şemdinli’de 4 askerin şehit olması ile ilgili üzüntülerini dile getirdi. Bir aylık sürede değişik siyasi parti temsilcileri, 22 sivil toplum kuruluşu, 11 meslek örgütü, şehit ailelerini temsil eden 24 dernekten gelenlerin yanı sıra bireysel görüşmeler gerçekleştirdiğini kaydetti.

“ÇÖZÜM İÇİN GÜÇLÜ MUTABAKAT VAR”

‘’Bir aylık süre zarfında yaptığım görüşme ve toplantılar süreç açısından son derece olumlu olmuştur’’ diyen Atalay, bu süreci geniş çaplı görüşme, müzakere ve mutabakat anlayışı çerçevesinde yürüttüklerini kaydetti. Görüşmeler sırasında farklı kesimlerin temsilcilerini dinleme fırsatı bulduğunu belirten Atalay, bu çalışmaların bir ‘’ortak akıl arayışı’’ olduğunu ve bu konuda da hedefe ulaştıklarını kaydetti. Atalay, ‘’Sorunun çözülmesi gerektiği konusunda toplumda çok net ve güçlü bir mutabakatın var olduğun gördük. Herkes, bir defa, herkes terörün bitmesini istiyor. Herkes ülkemizde demokratik standartların yükseltilmesini istiyor. Bunlara karşı koyan hiç kimse yok’’ dedi.

“AÇILIMIN ARKASINDA

YABANCI PARMAĞI YOK”

Bakan Beşir Atalay, ‘’her açılımın arkasında yabancı bir el aramaktan vazgeçilmesini’’ isteyerek, ‘’Türkiye’nin büyüklüğünün ve gücünün farkında olalım. Bu meseleyi biz çözüceğiz. Yürüttüğümüz çalışmaları, bir yabancı düşünce kuruluşunun raporlarıyla ilişkilendirmek en hafif tabirle siyasi kompleksin bir tezahürüdür’’ dedi.

Görüşmeler sırasında dile getirilen düşünceleri, görüşleri ve kendilerine verilen raporları titizlikle değerlendirdiklerini, bundan sonra bu tür katkıları almaya devam edeceklerini anlatan Atalay, ‘’Elimizdeki veriler ışığında, konunun tüm boyutları en ince ayrıntısına kadar çalışılmaktadır. Kurumlarımız da bu sürece katkı vermeye devam etmektedir’’ dedi.

Demokratik açılım süreciyle ilgili Türkiye’de son derece dinamik, özgür, samimi, verimli tartışmalar yapılmaya başlandığını belirten Atalay, çok değerli analizlerin yayınlandığını, son 1 ayda çok sağlıklı bir müzakere ve değerlendirme ortamı oluştuğunu ifade etti.

‘’TEMEL İLKELER TARTIŞILMAZ’’

‘’Demokratik açılım’’ sürecinin temel unsurlarını geniş bir müzakere sonucunda oluşturulacağının daha önce ifade ettiğini hatırlatan Atalay, ‘’Bu yüzden biz herhangi bir paket yahut eylem planı çıkarmadık. Halen de bu çerçevede işte bu tür ortak aklı bularak bunları olgunlaştırmaya çalışıyoruz’’ diye konuştu. ‘’Buna rağmen muhalefet veya bazı kesimlerin bir tarafta bizi içeriği açıklamamakla suçladıklarını’’ dile getiren Atalay, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Hiç kimse devletin bütünlüğünü, milletin birliğini, resmi dilin Türkçe olduğunu, bayrağımızın ay yıldızlı bayrağımız olduğunu ve milli marşımızın İstiklal Marşı olduğunu tartışmıyor. Biz bu temel ilkeleri zaten tartışılmaz olarak kabul ediyoruz.”

“AÇILIMIN ASIL SAHİBİ MİLLET”

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ‘’Demokratik Açılım’’ çalışmalarına ilişkin, ‘’Bu konu hem Bakanlar Kurulumuzda hem de grubumuzda görüşülmesi gerekiyor. Ekip çalışması devam edecek. Bizim niyetimiz, mümkün olabildiğince parlamento yasama yılı başlayana kadar çalışmaları belli bir seviyeye getirmektir. Bu konuların, politikaların, önerilerin ilk açıklanacağı, sunulacağı yer TBMM çatısının altı olacaktır. Meclis açılacak ve biz bu konudaki çalışmalarımızı, değerlendirmelerimizi ilk orada açıklayacağız. Demokratik açılımın asıl sahibi milletimizdir. Afaki öneriler, toplumumuzu rahatsız edecek teklifler, gerçekçi olmayan beklentiler, sürece karşı çıkmak çözümü istememekle eş anlamlıdır. Çözüm sürecine şiddetle karşı çıkmak ne kadar doğru değilse, toplumsal kabule mazhar olmayacak önerileri gündeme getirmek de o derece doğru değildir’’ dedi.

“SÜREÇLE İLGİLİ BİR ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ

GÜNDEMİMİZDE YOK’’

Açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan İçişleri Bakanı Atalay, bir gazetecinin, ‘’Düzenleme hayata geçtikten sonra kalıcı ve sizden sonra da geçerli olabilmesi için Anayasal değişiklik yapılacak mı?’’ sorusu üzerine, ziyaret ettiği siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının Türkiye’de Anayasa’nın geneliyle ilgili düşüncelerini ifade ettiklerini söyledi. Atalay, ‘’Sivil olmayan bu anayasanın değişmesi yönünde temennide bulundular. Bizim şu anda bu süreçle ilgili bir anayasa değişikliği gündemimizde yok ama Türkiye’de mevcut anayasanın değişmesiyle ilgili çok yüksek bir talep var. İnşallah siyaset kurumumuz, parlamentomuz bunu dikkate alır’’ diye konuştu.

01.09.2009

Artık yürekler yanmasın

Hakkari’nin Şemdinli ilçesi Derecik beldesinde şehit düşen Jandarma Uzman Çavuş Güçlü’nün annesi Başbakana seslendi: “Başbakanımız artık ne olur bitirsin bu yanlışları, yüreği yananları.”

Şehit annesi: Artık yürekler yanmasın

Hakkarİ’nİn Şemdinli ilçesi Derecik beldesinde şehit düşen Jandarma Uzman Çavuş Mehmet Güçlü’nün annesi oğluyla en son iki gün önce konuştuğunu belirterek Başbakana seslendi: ‘’Başbakanımız artık ne olur bitirsin bu yanlışları, yüreği yananları.’’ Alınan bilgiye göre, Güçlü’nün Mersin merkez Mezitli ilçesine bağlı Bozön Köyü’ndeki evine giden askeri yetkililer, acı haberi aileye verdi. Köyde, kayınpederinin yanında kalan şehidin eşi Seher Güçlü, aldığı haberin ardından gözyaşlarına hakim olamadı. Acı haberi askeri yetkililerden aldıklarını anlatan baba Ramazan Güçlü, ‘’Oğlumla en son bir hafta önce görüşmüştüm. Göreve gideceğiyle ilgili herhangi bir şey söylememişti. Vatan sağolsun, gerekirse yerine ben giderim’’ diye konuştu. Oğluyla en son iki gün önce konuştuğunu belirten anne Emine Güçlü ise ‘’Benim kuzum şehit oldu. Allah o teröristleri kahretsin, kendi analarının da yüreği yansın’’ diye feryat etti. Anne Emine Güçlü, ‘’Başbakanımız artık ne olur bitirsin bu yanlışları, yüreği yananları’’ dedi.

01.09.2009

Sanayi üretimi 6 ayda %12 azaldı

TİK’in verilerine göre sanayi üretimi geçen yılın Haziran ayına göre yüzde 12 azaldı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış endekste ise, bir önceki aya göre yüzde 0,4 gerileme yaşandı.

Sanayi üretimi yüzde 12 azaldı

Takvİm etkisinden arındırılmış aylık sanayi üretim endeksi, Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12,0 azaldı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ‘’Mevsim ve Takvim Etkilerinden Arındırılmış Göstergeler, Aylık Sanayi Üretim Endeksi Haziran 2009’’ sonuçlarını açıkladı. Buna göre, takvim etkisinden arındırılmış aylık sanayi üretim endeksi Haziran ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 12,0 azalırken, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış endeks bir önceki aya göre yüzde 0,4 azaldı. TÜİK ve Merkez Bankası, kullanıcılar ile karar alıcıların ardışık aylara/dönemlere ait verileri karşılaştırabilmelerine imkan sağlamak amacıyla kısa dönemli ekonomik göstergelerde mevsim ve takvim etkilerinden arındırma çalışmalarına Aylık Sanayi Üretim Endeksi ile başlamıştı.

01.09.2009

İsviçre'nin kapısını çalacağız

ABD ve Fransa’dan sonra Türkiye de İsviçre bankalarında Türklere ait hesaplarla ilgili olarak bu ülkeden bilgi istemeye hazırlanıyor.

Edinilen bilgiye göre, İsviçre UBS Bankası ile ABD’nin, İsviçre’de hesabı bulunan 4 binden fazla ABD’liye ilişkin bilgilerin ABD’ye verilmesi konusunda anlaşma imzalaması Türkiye’yi de harekete geçirdi. Anlaşma ile UBS’nin ABD Gelir İdaresi tarafından istenen kişilerle ilgili bilgileri ABD’ye verecek olması, Maliye Bakanlığınca hemen değerlendirmeye alındı. Bakanlık ve Gelir İdaresi Başkanlığı, söz konusu anlaşmanın Türkiye’yi nasıl etkileyeceğini araştırırken, bu defa OECD’nin ‘’vergi rejimleri açısından Türkiye gibi ‘’beyaz listede’’ yer alan ülkelerin, İsviçre gibi ülkelerin bankalarında kendi vatandaşlarınca açtırılan hesaplar hakkında bu ülkelerden bilgi isteyebilmelerine imkan tanıyan’’ çalışması açıklandı. Bu iki gelişme, Maliyede bütün yönleriyle ele alındı. Yapılan değerlendirmelerde, Türkiye’nin de İsviçre ve diğer ülke bankalarında bulunan hesaplarla ilgili olarak bu ülkelerden bilgi isteyebileceği sonucuna varıldı.

01.09.2009

3 milyarın 250 milyonu yapılandırıldı

7 Temmuz’da yürürlüğe giren ‘’Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’’ kapsamında kredi kartı borcunu taksitlendirmek için yaklaşık 81 bin tüketicinin başvurduğu ve 3 milyar 100 milyon liralık toplam borcun sadece 251 milyon lirasının yani yüzde 8’inin yapılandırıldığı bildirildi.

Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, kanunda yapılan değişikliğin kredi kartı borcu nedeniyle haklarında icra takibi başlatılmış 875 bin kişiyi kapsadığını ve toplam borcun, 3 milyar 100 milyon lira olduğunu söyledi. Bu kanunun, ‘’parası olmadığı için kredi kartı borcunu ödeyemeyen kişiler’’e yönelik çıkarıldığını ileri süren Kaya, şunları kaydetti: ‘’Yine parası olmayan tüketici, borcunu yapılandırmak için para bulamadı. Bankalar, yapılan başvuruları ilk başlarda kabul etmedi. Sistem yoğunluğunu gerekçe gösterilip, tüketiciler ilk 2-3 hafta geri çevrildi. Ardından bazıları, tüketicileri, borçlarıyla ilgilenen avukatlarına yönlendirdi. Avukat parasını aradan çıkarmak için böyle bir yol denediler. Avukat parasının tamamının ödenmesini istediler. Bu konuda tüketicilerden yoğun şikayet aldık. Halen bu uygulama devam ediyor. Tüketici, icra takibi yüzünden ortaya çıkan avukat parasının tamamını ödemek zorunda değil. Kanunda bu açıkça belirtiliyor. Avukat parasının yüzde 75’i silinecek ve yüzde 25’i yapılandırmaya dahil edilecek.’’

7 EYLÜL’E KADAR MUTLAKA YAPILANDIRIN

KAYA, kredi kartı borcunun yapılandırılması için tüketicilerin acele etmesini isteyerek, şunları söyledi: ‘’Kredi kartı borcunu ödeyemeyen 9 milyon kişiden şanslı olan yüzde 10’luk kesim için son bir hafta kaldı. 875 bin kişi borcunu yapılandırmak için bu fırsatı değerlendirmeli. Yapılandırmaya gitmeyenler, 8 Eylülden itibaren çok ciddi borçlarla karşılaşabilir. Bankalar, 8 Eylülü bekliyor. Zaten faiz üstü faizle kredi kartı borçları beklenmedik rakamlara ulaştı. Bu borç yüzünden daha fazla mağdur olmamak için tüketicilerin bankalara giderek yapılandırmaya gitmesini istiyoruz. Ne yapıp etsinler, mutlaka borçlarını yapılandırsınlar.’’

01.09.2009

Yabancı medyanın Türkiye ilgisi

CEZAYİR Devlet Televizyonu çekim ekibi, mesleki çalışma yapmak üzere Türkiye’ye geliyor.

Ekip, 1830-1847 yılları arasında Cezayir’in düşman işgalinden Kurtuluşuna öncülük yapan ve 1852-1855 yılları arasında Bursa’da ikamet eden Emir Abdelkader’in hayatını, verdiği mücadeleyi ve Bursa’da geçirdiği yılları ele alan belgesel film çalışması yapacak. Öte yandan, Türkiye’de 2000’li yılların başında 30 ile 40 arasında yerleşik yabancı medya mensubu bulunurken, şu anda Türkiye’de faaliyette bulunan 265 civarında yerleşik yabancı medya mensubunun her gün 400 civarındaki gazete, televizyon, radyo, haber ajansı ve internet sitelerine haber ve görüntü geçiyor.

01.09.2009

Üniversitelere kayıtlar başladı

TRAKYA Üniversitesini (TÜ) kazanan öğrenciler, kayıtlarını yaptırmaya başladı. İlk kaydı TÜ Rektörü Prof. Dr. Enver Duran yaptı.

Sabahın erken saatlerinden itibaren TÜ Balkan Yerleşkesi Menza binasındaki kayıt merkezinin önünde kayıt yaptırmak için sıralanan öğrenciler ve yakınları heyecanla kayıtların başlamasını bekledi. TÜ’ye 2009 - 2010 akademik yılı için ilk kayıtı Sağlık Bilimleri Yüksek Okulu Hemşirelik bölümünü kazanan Gözde Dökümcü yaptırdı. Prof. Dr. Duran’ın işlemlerini yaptığı Dökümcü, insanları sevdiğini ve onlara sağlık alanında hizmet vermek için hemşirelik bölümünü seçtiğini söyledi. Rektör Prof. Dr. Duran da Dökümcü ve annesini kutlayarak başarı diledi. TÜ’de kayıtlar 7 Eylül Pazartesi gününe kadar sürecek.

01.09.2009

Helikopter ambulanslar Eylül’de geliyor

EYLÜL ayının ilk haftasından itibaren 8 il daha hava ambulansına kavuşacak. Sağlık Bakanlığı’nın aldığı 10 yeni helikopter ambulans, Çanakkale, Bursa, Afyonkarahisar, Konya, Adana, Samsun, Trabzon ve Van’ın yanı sıra, halen birer helikopter ambulansın bulunduğu Ankara ve İstanbul’da konuşlandırılacak.

Böylece Sağlık Bakanlığı’nın Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Kayseri, Erzurum ve Diyarbakır’daki mevcut helikopter ambulanslarıyla birlikte toplam sayı 17’ye ulaşacak. 28 Ekim 2008’den beri hizmet veren ve bugüne kadar toplam 2 bin 695 saat uçuş yapan hava ambulanslarıyla bin 475 hasta/yaralı, 11 de organ taşındı.

01.09.2009

Hızlı trenlerde kesintisiz iletişim

TCDD Genel Müdürlüğü, Yüksek Hızlı Tren’lerde (YHT) kesintisiz mobil iletişime imkan sağlayan GSM-R sistemini devreye sokuyor.

İlk uygulaması 2000 yılında Avrupa’da gerçekleştirilen ve bir çok ülkede çalışmaları devam eden GSM-R sistemi, demiryolu haberleşme teknolojisindeki yeni Avrupa standardı olarak kabul ediliyor. Türkiye’de konforlu ve kısa sürede ulaşım imkânı sağlayan hızlı tren projelerinden ilkini tamamlayan TCDD, YHT’deki mobil iletişim bağlantı sorununun çözümü için başta Avrupa ülkeleri olmak üzere pek çok ülkede kullanılan GSM-R sistemini YHT altyapısına entegre etti. Sistemi 10 gün içinde devreye sokmayı planlayan TCDD, sistem kapsamında 5 bin personelinin kendi arasında iletişim kurabileceği ‘’0594’’ kod numaralı GSM hatlarından 200’ünü Ankara-Eskişehir YHT görevlilerine dağıtmayı sürdürüyor.

01.09.2009

Mahallenin ilçe seçme referandumu

ANKARA'NIN Elmadağ ilçesine 27, merkez Çankaya ilçesine 24 kilometre uzaklıkta bulunan Tekke mahallesi, hangi ilçeye bağlanacağına referandumla karar verecek.

Büyükşehir Belediye Kanunu ile Ankara Büyükşehir Belediyesi sınırlarına dahil edilen ve köy statüsünden mahalle statüsüne geçen Tekke mahallesi, 6 Eylül 2009 günü referanduma gidecek. Seçmen sayısı 116 olan 45 haneli mahalle, muhtarlıkta kurulacak sandıkta seçimini yapacak.

01.09.2009

Can Kardeşler hatim indirdi

GEMLİKLİ Can Kardeş okuyucuları Ramazan ayı öncesi Kur’ân-ı Kerim okumayı öğrenerek, Ramazan ayı içinde hatim indirdiler.

Okulların tatile girdiği 12 Haziran ile birlikte Kur’ân-ı Kerim okumayı öğrenmeye başladılar. Ramazan ayı içinde her gün mukabeleye devam ederek hatim indirdiler. Kur’ân-ı Kerim eğitiminin yanı sıra temel dinî bilgiler de edinen öğrenciler diğer zamanlarda çeşitli sportif ve kültürel faaliyetlerle birlikte vakit geçirdiler. Öğrenci velileri çocuklarına gösterilen ilgiden memnun olduklarını belirterek çocuklarının hatim indirmelerini sevinçle karşıladılar.

01.09.2009

Asırlık dede her gün oruç tutuyor

BATMAN’DA ikâmet eden 100 yaşındaki Mehmet Can, yılın 365 günü oruç tutuyor. Aynı zamanda iyi bir çevreci olan Can, 70 yıldır hastane yüzü görmemiş.

Yediği yemeklere dikkat ettiğini belirten Can, yağlı yemeklerden kaçındığını, daha çok yoğurt, pekmez, domates, salatalık ve benzer gıdalarla beslenerek sağlığını koruduğunu ifade etti. Yıl boyu oruç tuttuğunu aktaran Can, artık alıştığını ve orucun kendisini etkilemediğini kaydetti. Şehir içi minibüslere binme yerine yürümeyi tercih eden Can, herkese bol bol yürümeyi ve fidan dikmeyi tavsiye ediyor.

01.09.2009

Zam şampiyonu salatalık

TÜRKİYE Ziraat Odaları Birliği (TZOB), Ramazan ayında gıdada spekülatif hareket olmadığını açıkladı. Bununla birlikte bazı ürünlerin fiyatlarında artış yaşandığını aktaran birlik, salatalığı Ramazan’ın zam şampiyonu ilan etti.

Tavuk eti ve sebze meyvede ise ucuzluğun devam ettiğine işaret eden birlik, pek çok üründe üretici ve market fiyatları arasındaki makasın açıldığına dikkat çekti.

01.09.2009

,57 metrelik vinç Boğaz’da

ST. Vincent bandıralı ‘’Zhen Hua 11’’ adlı vinç gemisi, Çanakkale Boğazı’ndan geçti.

Çin’den Ukrayna’ya giden ve limanlarda konteyner yüklemesinde kullanılan 3 vinç taşıyan 244 metre uzunluğunda ve 57 metre yüksekliğindeki gemi, Çanakkale Boğazı’nda giriş yapmadan önce Bozcaada açıklarında demir attı. Boğazlar Tüzüğü’ne göre, su yüzeyindeki yüksekliği İstanbul Boğazı’nda geçmesine engel olan geminin rahat seyir yapması amacıyla 9 Çinli personel, air draftı (hava çekimi) düşürmek için çalışma yaptı.

01.09.2009

Personelimiz iftardaydı

YENİ ASYA MEDYA GRUP'UN tüm birimleri geleneksel personel iftarında Bahçelievler Nazenin Resteurant'ta biraraya geldi.

Nezih bir ortamda, keyifli ve güzel geçen iftar, var olan birlikteliğe hoş bir katkıda bulundu.

01.09.2009

İzmarit ormanları yaktı

Orman Genel Müdürlüğü kayıtlarına göre, bu yıl, 29 Ağustos’a kadar çıkan 1279 yangında, 1386 hektarı sigara izmariti kaynaklı toplam 4 bin 228 hektar orman alanı zarar gördü.

Orman Genel Müdürlüğü Yangın Harekat Merkezi’nin hazırladığı 30 Ağustos tarihli yangın raporuna göre, geçen yıl, 28 Ağustos’a kadar bin 600 yangın çıktı ve 28 bin 556 hektar ormanlık alan tahrip oldu. Bu yıl ise aynı dönem içinde çıkan bin 279 yangında toplam 4 bin 228 hektar ormanlık alandaki ağaçlar kül oldu. Bu sürede bin 286 kırsal alan yangını çıktı ve 3 bin 492 hektar alan zarar gördü. Yangınların çıkış sebepleri, ihmal dikkatsizlik, kasıt ve kaza olarak 3 ana grup altında toplanıyor. İhmal ve dikkatsizlik yüzünden çıkan yangınlarda ilk sırayı sigara alıyor. Rapora göre, söndürülmeden atılan sigara izmariti yüzünden çıkan 121 yangında bin 386 hektar ormanlık alandaki ağaçlar yandı. Sigarayı izleyen çoban ateşi kaynaklı 42 yangında 63 hektar, anız yakılması yüzünden çıkan 37 yangında 111 hektar, piknik ateşinden çıkan 25 yangında 50 hektar, çöplüklerden başlayan yangınların büyümesi üzerine ise 48 hektar ormanlık alan zarar gördü. İhmal ve dikkatsizlik grubunda diğer sebeplerden çıkan 381 yangında, bin 72 hektar alan zarar gördü. Kundaklama sonucu çıkan 36 yangında 45 hektar ormanlık alan tahrip oldu. Terör kaynaklı 4 yangında ise 1.6 hektar alan azar gördü. Kasıt grubu içinde diğer sebeplere bağlı olarak 387 hektar ormanlık alandaki ağaçlar yandı. Enerji nakil hatlarından kaynaklanan 62 yangında 165 hektar alan tahrip olurken, lokomotifin neden olduğu 4 yangında 64 hektar, trafikteki araçlardan kaynaklanan 3 yangında 2 hektar alan zarar gördü. Çıkış sebebi belirlenemeyen 254 yangında 353 hektar, yıldırım gibi tabii nedenlerle çıkan 205 yangında ise 76 hektar ormanlık alandaki ağaçlar yandı.

01.09.2009

KARADENİZ ORMANLARINI NEM VE AĞAÇ TÜRLERİ KORUYOR

Artvİn Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bülent Sağlam, Karadeniz’deki ormanlarda, ağaç türleri, nem ve ısı sebebiyle yangın çıkma oranının, Akdeniz, Ege ve Marmara Bölgesi’ne göre daha az olduğunu belirterek, ‘’Nem yüzde 10’un altına düşünce o tabaka artık çıtır çıtır olur ve en küçük bir kıvılcımda yangın çıkar’’ dedi.

Orman yangınlarında ağaçlardan dökülen yapraklarının da yer aldığı ibrelerin çok etkili olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Sağlam, Karadeniz’de, Akdeniz, Ege ve Marmara Bölgesi’ne göre karaçam ve kızılçama oranla daha küçük ibreli ağaç türleriyle yapraklı türlerin hakim olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti: “Bu ibreler üst üste düşünce aralarında hiç boşluk kalmayacak şekilde istiflenme olur. Dolayısıyla hem alt tabakaya oksijen girmez hem de ısı iletimi fazla olmaz. Bu alanlar fazla kurumadığı için yangınlar daha az oluyor. Yüzde 30’ların altındaki nem tehlikelidir. Nem yüzde 10’un altına düşünce o tabaka artık çıtır çıtır olur ve en küçük bir kıvılcımda o alanda yangın çıkar.’’

01.09.2009

Fransa’da karbon vergisi

FransIz Hükümeti, 2010 bütçesine karbon vergisi koyuyor. Vergi, fosil yakıtların tüketiminin azaltılarak temiz enerji kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla uygulamaya geçecek.

Verginin adı ise “Enerji-iklim”. Fransız Bütçe Bakanı Eric Woerth, verginin ayrıntıları henüz belli olmamakla birlikte, ton başına 32 Avro’dan düşük olacağını belirtti. Buna göre Fransa’da bir litre benzin için 7-8 sent karbon vergisi ödenecek.

01.09.2009

İFTARDA SİGARA KALBİ TEHDİT EDİYOR

KTÜ Farabi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Tevfik Özlü, iftarda üst üste içilen sigaranın kolesterolün yükselmesine sebep olduğunu, damarda pıhtı oluşması sebebiyle ani kalp spazmları yaşanabileceğini söyledi.

Prof. Dr. Özlü, Ramazan ayının sigarayı bırakmaya niyetli olan kişiler için büyük bir fırsat olduğunu, toplumun sigara içmediği bir ortamda sigarayı bırakmanın daha kolay olacağını belirtti. Ramazan ayında genellikle iftar yemeklerinin ağır ve yağlı olduğunu belirten Özlü, üst üste sigara içilmesinin de kalp hastalıklarına davetiye çıkardığını kaydetti. Özlü, ‘’İftarda üst üste sigara içilmesi kolesterolün aşırı yükselmesine, damarda pıhtı oluşmasına ve ani kalp spazmlarına sebep olabilir. Bu sebeple tiryakilere iftarda acele etmemelerini ve üst üste sigara içmemelerini öneriyoruz. Ramazan ayı onlar için büyük bir fırsattır. Dilerlerse bu ayda sigaradan kurtulabilirler’’ diye konuştu.

01.09.2009

KAPALI ALANDA SİGARA İÇENE 5 GÜN HAPİS

Çİn’İn Çongçing eyaletinde bir adam, alışveriş merkezinde sigara içtiği için 5 gün gözaltına alındı.

Şinhua ajansının haberine göre, “halka örnek olması ve yasalardan taviz verilmediğini göstermek adına” 56 yaşındaki adam, kapalı alanda sigara içtiği için 5 günlüğüne hapse atıldı. Polis Müdürü Şü Yühang, sigara içenlere daha önce uyarı ve para cezaları verdiklerini, ancak halkın bunu umursamayarak cezaları hiçe saydığını bu sebeple kanuna karşı gelenleri en sert şekilde cezalandıracaklarını söyledi. Hapse atılan Cao adlı adam, cezaların bu kadar sert olduğunu bilmediğini, bu sebeple alışveriş merkezinde sigara içtiğini söyledi. Cao, “Hapse atılacağımı bilseydim asla böyle bir şey yapmazdım” dedi. Polis, kapalı alanlarda sigara içen herkesi, uyarmadan gözaltına alacaklarını, aynı zamanda da yasal para cezası olan 500 yüen’i (125 TL) tahsil edeceklerini duyurdu.

01.09.2009

Şempanze, leopara annelik yapıyor

Güney Carolina’da nesli tükenmekte olan ve nadir bulunan hayvan türleri için kurulan enstitüde (The Institute of Greatly Endangered and Rare Species) bulunan Anjana isminde bir şempanze henüz yeni doğmuş bir leopara annelik yapıyor.

Şempanze Anjana yavru leoparı hiç sakınmadan besliyor, sarılıp kucaklıyor ve onu takip edip, gözlemliyor. Kimi zaman yavru leopar yaramazlıklarıyla şempanzeye zorluk çıkarmaya çalışsada, Anjana kontrolü elinde tutuyor. Enstitüde bulunan yetkili Dr. Bhagavan Antle yaptığı açıklamada şempanzelerin iyi bir öğrenme ve taklit yeteneğine sahip olduklarını, gerektiğinde koruyucu bir ebeveynlik üstlendiğini belirtti. Anjana’nın şimdiye kadar iki beyaz kaplanın, bir leoparın ve dört aslanın büyümesine yardımcı olduğu belirtildi.

01.09.2009

Baz istasyonları bal arılarını öldürüyor

Hİndİstan’da yapılan bir araştırma, baz istasyonlarının işçi arıların yollarını kaybetmesine sebep olduğunu ortaya koydu.

Kerala eyaletinde yapılan araştırma, istasyon kulelerinin yaydığı radyasyonun kırsal bölgelerde bal yapan işçi arıların ölmesine ya da kovana geri dönememelerine sebep olduğunu gösterdi. Çevreci ve Hayvanbilimi uzmanı Dr. Sainudeen Pattazhy’nin yaptığı araştırmaya göre özellikle kırsal bölgelerde sayıları her geçen gün artan dev baz istasyonu kuleleri, bal arılarını tehdit ediyor. Pattazhy’nin raporuna göre, önlem alınmazsa gelecek on yıl içerisinde Kerala eyaletindeki bal arılarının sayısı yok denecek kadar azalacak. Raporunu deneylerlerle ispatladığını dile getiren Dr. Pattazhy, bir arı kovanının çok yakınına bir cep telefonu koyarak gözlem yaptıklarını söyledi. 10 gün sonra işçi arıların hemen hemen hepsinin koloniden uzaklaştığı ya da geri dönüş yolunu bulamadığı, kovanda sadece kraliçe arı, yumurtalar ve gelişmemiş yavru arıların kaldığı gözlendi. Dr. Pattazhy’nin raporu, cep telefonu operatörleri ile çevrecileri bir kez daha karşı karşıya getirdi.

01.09.2009

Denizde ‘Vira Bismillah’

2009-2010 balıkçılık sezonu bugün başlıyor. Yapılan açıklamada, su ürünleri avcılığında ilkenin, halkın dengeli ve sağlıklı beslenmesinde önemli bir hayvanî protein kaynağı olan balık stoklarını koruyarak en ekonomik şekilde yararlanmak ve sürdürülebilir işletilmesini sağlamak olduğu belirtildi.

Sorumlu ve sürdürülebilir avcılığın sağlanmasına yönelik son yıllarda kontrol ve denetimlere ağırlık verildiği, bunun için gerekli altyapının kurulduğu ifade edildi.

01.09.2009