14 Ağustos 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Haberler

 

CİNAYET VE KAZALARIN ÇOĞU ALKOLDEN

Türkiye Yeşilay Cemiyeti alkol tüketiminin her geçen gün arttığını belirterek, Ramazan ayında insanları alkolden uzaklaştırmak için seferberlik başlatılması teklifinde bulundu. Cemiyetin Gebze şubesince hazırlanan raporda, cinayetlerin yüzde 85'inin, tecavüzlerin yüzde 50'sinin, trafik kazalarının yüzde 65'inin, akıl hastalıklarının yüzde 60'ının alkol nedeniyle olduğu vurgulandı.

ALKOLÜN ZARARLARINI ANLATALIM

Türkiye'de kişi başına yıllık alkol tüketiminin 15.4 litreyi bulduğu, sadece geçen yıl 3.3 milyar doların alkole harcandığı belirtilen raporda, şarap, rakı ve likör tüketiminin hızla arttığı, en çok tüketilen içkinin de bira olduğu ifade edilerek, “Gelin, çok can alan alkolün zararlarını herkese anlatalım” çağrısı yapıldı.

Yeşİlay Gebze Şubesi Başkan Yardımcısı Bilal Başkonuş yaptığı basın açıklamasında içki tüketiminin arttığına dikkat çekerek, “İçki tüketiminin azalması için herkese görev düşüyor” dedi. Başsonuş, Ramazan ayında insanları alkolden uzaklaştırmak için seferberlik başlatma teklifinde bulundu. Gebze Şubesi’nin hazırladığı rapora göre, Türkiye’de kişi başına yıllık alkol tüketimi 15.4 litreyi buldu. Raporda, ülkemizde sadece geçen yıl 3.3 milyar doların alkole harcandığı da belirtildi. Şarap, rakı ve likör tüketiminin hızla arttığı vurgulanan raporda, en çok tüketilen içkinin bira olduğu ifade edildi. Ülkemizde cinayetlerin yüzde 85’inin, tecavüzlerin yüzde 50’sinin, şiddet olaylarının yüzde 50’sinin, trafik kazalarının yüzde 65’inin, akıl hastalıklarının yüzde 60’ının alkol nedeniyle olduğu belirtilen raporda, alkolün hafıza kaybı, körlük, mide kanaması, kalp yetmezliği ve erkeklerde iktidarsızlığın en önemli nedenlerinden biri olduğu kaydedildi. Raporda, şu değerlendirme de yapıldı: “Sadece Yeşilay değil herkes alkol sorununa el atmalı. Daha genç yaşta bira içen çocuğuna ‘içsin, aslanıma yarasın’ diyen ebeveynler, çocuğu büyüdüğünde de rakı parasını cebine koymak zorunda olduğunu bilmeli. Alkol masum değil. O çok can aldı. Bizler dur demezsek daha da alacak. Gelin herkese alkolün zararını anlatalım şu gelecek olan Ramazan ayında insanları alkolden uzaklaştırmak için Yeşilay ile seferberlik halinde olalım.” İstanbul / Yeni Asya

14.08.2009


 

Ramazan’da israf uyarısı

Türkİye İsrafı Önleme Vakfı Başkanı (TİSVA) Prof. Dr. Aziz Akgül, iftar sofralarında aşırıya kaçılmaması tavsiyesinde bulunarak, toplu ikramlarda servis edilmeyen yemeklerin ihtiyaç sahiplerine dağıtılmasını istedi.c

Akgül, Türkiye’de gıda israfının ciddi boyutlarda olduğuna dikkati çekerek, bu durumla ilgili her kesimin üzerine düşeni yapması gerektiğini belirtti. Gıda maddeleri arasında en çok ekmeğin israf edildiğine dikkati çeken Akgül, ‘’Türkiye’de bir günde yaklaşık 3,5 milyon ekmek israf ediliyor. Bunun yanında diğer gıda maddeleri de aynı şekilde atık durumuna dönüşüyor. Ekmek ön plana çıkıyor. Ancak sadece bu veri bile olayın ciddiyetini gözler önüne seriyor’’ dedi. İftar sofraları hazırlanırken aşırıya kaçılmamasını isteyen Akgül, şöyle devam etti: ‘’İster büyük otellerde olsun, ister kendi evimizde iftar sofrası hazırlarken aşırıya kaçmamalıyız. Yiyeceğimiz kadarını hazırlamalı, ihtiyaç fazlasını iyi değerlendirmeliyiz. Türkiye genelinde yaklaşık 100 kadar gıda bankası var. Bunlar sivil toplum kuruluşları ve belediyelerin öncülüğünde kuruluyor ve ihtiyaç fazlası gıdaları gerekli yerlere iletiyor. Toplu ikramlarda servis edilmeyen yemekler, gıda bankaları aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine dağıtılmalı. Bu sayede hem israf önlenir hem de bir muhtacın sofrası zenginleştirilebilir.’’ Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Osman Ateş de israfın haram olduğuna dikkati çekerek, “Oruç tutup sevap kazanırken israfa neden olarak günah işlememeliyiz” dedi. Adana / aa

14.08.2009


 

Çözüm Mecliste

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ‘demokratik açılım’ çalışmaları kapsamında dün de DTP’yi ziyaret etti. Ziyaret sonrası yaptığı açıklamada, sorunun çözümünü Meclis çatısı altında yapmak istediklerini belirten Bakan Atalay, “Kendimize güvenelim, bu sorunu çözeriz” dedi.

İÇİŞLERİ Bakanı Beşir Atalay, ‘’Demokratik Açılım’’ çalışması kapsamında DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ile bir araya geldi. Beşir Atalay, AKP Grup Başkan Vekili Bekir Bozdağ ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu ile DTP Genel Başkanı Ahmet Türk ve diğer parti yöneticilerini parti genel merkezinde ziyaret etti. Görüşmenin ardından açıklama yapan Atalay, siyasî partilerle görüşmelerin devam ettiğini, bu çerçevede Ahmet Türk ile görüştüğünü hatırlatarak, ‘’Değerli genel başkan yardımcımız ve grup başkanvekilimizle birlikte çok detaylı, verimli bir görüş alış verişinde bulunduk’’ dedi.

Bakan Atalay, siyasî partilerle görüşmeyi önemsediklerini ifade ederek, şunları kaydetti: ‘’Başından beri dileğimiz, bu çalışmanın yeri Meclis çatısı olsun, Meclis çatısının altı olsun. Bu mânâda siyasî partilerimizin, ülkemizin bu en büyük kardeşlik ve huzur projesine katkısını çok önemli görüyoruz. Bu ziyaretlerimizde çalışmalarımızı anlatıyoruz. Onların görüşlerini ve katkısını almaya çalışıyoruz. Bütün görüşmelerde, gerek daha önce görüştüğüm üç siyasî partimiz, gerek bugünkü siyasî partimizle görüşmelerimizde, bizim için gerçekten çalışmamıza ışık tutucu önemli görüşler elde ettik. Bu, Türkiye’nin büyük kardeşlik ve huzur projesi. Türkiye büyük bir ülke. Kendimize güvenelim, biz bu sorunu çözeriz. Kendi sorunlarımızı kendimiz çözeceğiz. Yeter ki öz güvenimiz olsun, kendimize güvenelim. Biz buna benzer önemli konuları, hükümet olduğumuz süreç içinde gerçekten başardık. Onun için büyük bir katılımla, İnşallah bütün partilerimizin, bütün sivil toplum kuruluşlarımızın, bütün kesimlerin katılımıyla kardeşlik ve huzur ortamımızı artıralım istiyoruz. Çabamız bunun içindir.’’

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Türkiye Barolar Birliği, Türk-İş ve Hak-İş’i ziyaret edeceğini de hatırlatarak, sendikalarla görüşmelerinin süreceğini bildirdi. Bu süreçte, 18 Ağustos Salı günü İstanbul’da TÜSİAD’ı ziyaret edeceğini kaydeden Atalay, bu görüşmelerin hepsinden verim aldıklarını ve faydalandıklarını söyledi.

TÜRK: UMUDA YOLCULUK HAYAL KIRIKLIĞIYLA SONUÇLANMASIN

DTP Genel Başkanı Ahmet Türk de, Atalay’ın ardından yaptığı açıklamada, Türkiye’nin önemli bir sürecin içinde olduğunu, siyasilerin 30 yıldan bu yana yaşanan acıların sona ermesi konusunda çaba gösterdiklerini belirtti. Türk, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Biz de bu acıların sona ermesi, barışa evrilmesi, Türkiye’nin normalleşmesi için çaba gösteriyoruz. Bizim amacımız sorunun çözümüdür, birilerinin söylediği gibi Türkiye’yi çözmek değil. Tam tersi Türkiye’de toplumsal uzlaşıyı sağlamaya yönelik bir çabadır. Biz işin başındayız, umut ediyoruz ki, bu umuda yolculuk bir hayal kırıklığıyla sonuçlanmaz. Geçmişte de bazı açılımlar oldu ama hayal kırıklığı yarattı. Ama ben bu dönemde daha ciddî bir çalışmanın yapıldığına inanıyorum.’’ Ankara / aa

14.08.2009


 

İsim dayatması da tutmadı

Cumhurbaşkanı Gül’ün Güroymak ilçesinin eski adı ‘Norşin’i kullanması; Türkiye’de ismi değiştirilen yerler konusunu yeniden gündeme taşıdı. Fırat Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Harun Tuncel’in, ‘Türkiye’de İsmi Değiştirilen Köyler’ başlıklı bir yazısında bugüne kadar 28 bin yerleşim biriminin isminin değiştirildiği bildiriliyor.

Adı değiştirilen köyler ülke geneline yayılırken; daha çok Doğu Karadeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yoğunlaşıyor. Bu değiştirme işlemleri hem Türkçe köy adlarında, hem de Türkçe olmayanlarda yapıldı. Köylere verilen yeni isimler halk tarafından hâlâ benimsenmiş değil.

CumhurbaşkanI Abdullah Gül’ün Bitlis ziyaretinde Güroymak ilçesinin eski adı ‘Norşin’i kullanması, Türkiye’de ismi değiştirilen il, ilçe, köy, dere, çay, nehir isimlerini yeniden gündeme taşıdı. Yapılan araştırmalara göre, Türkiye’de yaklaşık 28 bin yerleşim adı değiştirildi. Köylerin yeni isimleri henüz halk tarafından tamamen benimsenmiş değil. Özellikle orta yaştakiler ile yaşlılar hâlâ eski isimleri kullanmayı tercih ediyor. İsimleri değiştirilen köyler tüm yurda yayılmış olsa da Doğu Karadeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde belirgin bir yoğunlaşma söz konusu.

Fırat Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Harun Tuncel’in, üniversitenin Sosyal Bilimler Dergisi’nde 2000 yılında yayımlanan “Türkiye’de İsmi Değiştirilen Köyler” başlıklı yazısı, son 50 yılda yapılan değişikliklere ışık tutuyor. 1949 yılında yürürlüğe giren İl İdaresi Kanunu’nun verdiği yasal dayanakla 1957’de kurulan “Ad Değiştirme İhtisas Komisyonu”, 1957 ile 1978 arasında 75 bin civarında yerleşim yeri adını inceleyip 28 bin kadarının ismini değiştirdi. 1965-1970 ve 1975- 1976 arasında tabiî yer adlarıyla da ilgilenen komisyon, bunların ise yaklaşık 2 binini değiştirdi. İçişleri Bakanlığı’nın 1982 yılında yayınladığı “Köylerimiz” adlı çalışmada 1981 yılına kadar yapılmış olan köy adı değişikliklerinin, ilçeler esas alınarak miktarları tesbit edildi. Çalışmanın bu aşamasında 11 bin 931 adı değiştirilen köy listelendi. Bakanlığın arşiv kayıtları incelenerek 1981 yılı sonrasında isim değişikliği yapılan köylerin bir listesi de çıkarıldı. Arşiv çalışmasına göre 1981 yılı sonrasında 280 tane daha köy adı değiştirildi.

TÜRKÇE DAHİ OLSA DEĞİŞTİRİLDİ

Türkiye’de ismi değiştirilen köylerin sayısı 12 binden fazla, bir başka ifadeyle köylerin yüzde 35’inin ismi değiştirildi. İsim değiştirme işlemleri yapılırken en çok dikkat edilen özellik, Türkçe olmayan yahut olmadığı düşünülenler ile karışıklığa sebep olan isimlerin öncelikle ele alınması ve değiştirilmesi oldu. Doç. Dr. Harun Tuncel’in yazısına göre, birbirlerine yakın mekânlarda bulunan ama aynı adı taşıyan köylerin isimleri de karışıklığa meydan vermemek amacıyla değiştirildi. Aptaldam, Aşıran, Atkafası, Cadı, Çakal, Çürük, Deliler, Domuzağı, Dönek, Haraççı, Hırsızpınar, Hıyar, Kaltaklı, Kansız, Karabelalı, Keçi, Kıllı, Komik, Kötüköy, Kuduzlar, Sinir, Şeytanabat, Zurna gibi anlamları güzel çağrışımlar uyandırmayan, insanları utandıran, gururunu incitici, yahut alay edilmesine fırsat tanıyan kelimelerden oluşan isimler Türkçe dahi olsalar değiştirildi.

Bazı isim değişiklikleri ise mevcut adın yazı diline dönüştürülme çabasıyla sadece bir-iki harf farklılığından ibaret. Şıh kelimesi içerenler şeyh, viranlar ören, ağlar ak, yörükler yürük haline dönüştürüldü. Bunun dışında Kürt, Gürcü, Tatar, Çerkez, Laz, Arap, muhacir gibi kelimeler içeren köy isimleri de bulundukları ortamda bölücülüğe meydan vermemek amacıyla değiştirildi. Ankara / cihan

HALK HÂLÂ ESKİ

İSİMLERİ KULLANIYOR

Doç. Dr. Harun Tuncel, Anadolu’daki inceleme gezileri ve çeşitli çalışmalar sırasında konuya ilişkin olarak yaptıkları soruşturmalar, inceleme ve gözlemlerin, bu isim değişikliklerinin çoğu yerde henüz tamamen halk tarafından benimsenmiş ve kullanılır olmadığını gösterdiğini belirtiyor.

Özellikle orta yaşlı ve yaşlı olanların hâlâ yerleşim yerlerini eski ismiyle andıklarına dikkat çeken Tuncel, daha çok gençlerin ve çocukların yeni isimleri öncelikli olarak bilip kullandığını ifade ediyor. Bu durumun, yeni isimlerin kullanımının tamamen yerleşmesi için yeterli sürenin geçmediğini gösterdiğini anlatan Tuncel, eski isimlerin toplumsal hafızadan tümüyle silinmediğine işaret ediyor. Konunun, halkın ev içinde kullandığı dil, yerel ağız, lehçe ve vurgu özellikleriyle de alâkalı olduğuna dikkat çeken Tuncel, şunları ifade etti:

“Ancak tüm ülkede yaygın olarak dikkati çeken özellik ise artık yeni isimlerin de bilinir oluşudur. Bunda okuldaki eğitim sırasında, tapu ve nüfus işlemleri gibi çeşitli resmi işlerde yeni isimlerin kullanılmasının da payının olduğu göz ardı edilmemelidir. Ancak eski isimlerin uzunca bir süre daha kullanılmaya devam edeceği kesin görünmektedir. Türkçe olmasına rağmen yazı diline uygun hale getirmek amacıyla yapılan, özellikle birkaç harf değişikliğinden ibaret olan isim değişikliklerinin ise hiçbir zaman yöre halkı tarafından benimsenmeyeceği ve eski haliyle daha yüzyıllar boyunca kullanılmaya devam edeceği de bir gerçektir.”

14.08.2009


 

GAP’a rekor ödenek ayrıldı

GAP kapsamındaki bütün yatırımlar için bu yıl, kamu kaynaklarından ayrılan ödenek tutarı 3 milyar lirayı aştı.

Böylece GAP genel yatırımlarının kamu kaynaklarından aldığı pay 2009 yılında yüzde 14’e yükseldi.

Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz’ın makamından yapılan yazılı açıklamaya göre, GAP Eylem Planı kapsamında 4 gelişme ekseni altında 73 ana eylem bulunuyor. Ana eylemler çerçevesinde 300’ün üzerinde proje ve faaliyet yer alıyor. Söz konusu eylemlerin gerçekleştirilmesi için 2012 yılı sonuna kadar yaklaşık 15 milyar lira ilave kaynak tahsis edildi. 2009 yılında GAP Eylem Planı kapsamındaki yatırımlara toplam 2,7 milyar lira tahsis edildi. GAP Bölgesi’ndeki bütün yatırımlar için kamu kaynaklarından ayrılan ödenek tutarı ise 3 milyar lirayı aştı. Böylece GAP genel yatırımlarının kamu kaynaklarından aldığı pay 2009 yılında yüzde 14’e yükseldi. Açıklamada, şu bilgilere yer verildi:

‘’Yukarı Harran Ovası sulamasının eksikleri tamamlanarak, 2009’da bitirilecek. Bu yıl sonunda toplam 1373 dersliğin yapımı tamamlanarak eğitim ve öğretime kazandırılacak. 5 çocuk ve gençlik merkezi, 3 sevgi evi, 5 sosyal bakım ve rehabilitasyon merkezi, 5 engelsiz yaşam merkezi, 10 toplum merkezi yapım işi bu yıl ihale edilecek. SODES kapsamında uygulanacak projelerin finansmanı için 145 milyon lira ayrıldı. Bu kapsamda, toplam tutarı 270 milyon lira olan bin 655 proje teklifinin değerlendirme çalışmalarının tamamlanmasının ardından desteklenebilecek projeler tespit edilecek. GAP Bölgesindeki 3 kalkınma ajansı’na 2009 yılı için toplam 50 milyon lira ödenek transferi öngörüldü.” Ankara / aa

14.08.2009


 

GELECEĞİN ÇEVRECİ ŞEHİRLERİ

Geleceğin binalarının tasarımları, bilimkurgu filmlerindeki insanı karamsarlığa sürükleyen yapılar yerine, tabiatla iç içe, çevreyle dost ve kendi enerjisini kendi üreten binalar olarak yapılıyor. Yeni tasarımlarda karalar kadar denizlerin de yerleşim birimi olması planlanıyor.

Bugüne kadar gelecek dendiğinde genellikle karanlık, kurak ve beton şehirlerden oluşan bir atmosfer tahayyül edilegelmiştir. Oysa yakın geleceğin şehirlerini tasarlayanların aklında -bu korkunç bilimkurgu atmosferini görüp buna bir karşı çıkış olarak mı yaptılar bilinmez ama- daha farklı, daha insanî, çevre dostu ve yeşillikleri korumaya yönelik tasarımlar var.

NTV Bilim dergisinin bu ayki sayısında yakın geleceğin şehirlerinin günümüzdekinden daha yeşil ve tabiatla barışık olacağı, ekolojinin korunması için sürdürülebilir mimarî anlayışının giderek arttığı bilgisi veriliyor. Dergide, Bahreyn’deki 240 metre yüksekliğinde ve 50 katlı bir bina olan Dünya Ticaret Merkezi’nin (Bahrain World Trade Center - BWTC) şimdiden bu sürdürülebilir mimarî anlayışıyla yapılan bir bina olduğundan bahsediliyor. Bu binayı diğer gökdelenlerden ayıran en önemli ise yüksekliği ya da şeklinin güzelliği değil. Birbirine bağlı ikiz bloklardan oluşan bina bir yelken görünümünde. İran Körfezi’ne bakan ve rüzgârların önünde duran bu binanın yelken biçiminde olması ise bir rastlantı değil, çünkü aslında tıpkı bir gemi gibi BWTC’yi de rüzgâr enerjisi yaşatıyor. İki binanın arasında yer alan kirişlere asılı üç rüzgâr türbini, döndükçe enerji üretiyor ve bu da gökdeleni besliyor.

BWTC’nin dışında henüz proje halinde olan ve 2010’da bitirilmesi planlanan; 71 katlı ve 310 metre olarak tasarlanan “Forward Dallas” projesi de çevreyle iç içe bir hayat vaad eden binalardan biri olacak. Proje büyük ölçüde tabiattan esinlenilerek oluşturulmuş. Buna göre binaların vadiler ve dağ yamaçları gibi inşa edilmesi planlanıyor. Farklı seviyelerde, o yüksekliğe uygun farklı bitkiler yetiştirilecek. Çatılar, güneş enerjisi, fotovoltaik (güneşten elektrik elde etme yöntemi) ve rüzgâr enerjilerini yakalayacak şekilde tasarlanmış. Ayrıca çatılarda yağmur suyunu toplayan sistemler, geri dönüşümle atık suları da yeniden kullanıma sokacak.

Dergide kendi enerjisini üreten binalar arasında en önemli binalardan biri de Londra’da yapılan “Strata” olarak gösteriliyor ve ağırlıklı olarak işyeri amaçlı kullanılacak benzerlerinin aksine, bir kentsel dönüşüm programında konut olarak inşa edilen bina 147 metre uzunluğunda olacak.

Yüzen

şehirlere doğru

Geleceğİn ideal şehir tasarımları sadece karaları değil, suları da kullanmayı hedefliyor. “Nilüfer yaprağı” projesinin yaşanabilir alanlarının kayda değer bir bölümü su altında. Gelecek için tasarlanan en radikal tekliflerden biri belki de “Nilüfer yaprağı” adı verilen yüzen şehirler. Vincent Callabeut Mimarlık firmasının tasarladığı yüzen şehir modelleri denizlerde, herhangi bir kısıtlama olmadan dolaşabilecek ve kaynaklarını olabildiğince çevresinden sağlayacak şehirler olarak düşünülmüş. Yüzen şehirler düşüncesinin altında bir fikir daha yatıyor. O da iklim değişikliğinden korunmak. Özellikle kutupların erimesiyle yükselecek deniz sularının birçok insanı evinden edeceği korkusu, yüzen şehirleri ekolojik bir felâketin mağdurları için sığınılacak bir yuva yapabilir.

AHMET CEYLAN / İSTANBUL

14.08.2009


 

Baklavacılar rahat nefes alacak

Baklava ve Tatlı Üreticileri Derneği (BAKTAD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım, Ramazan ayında sektörlerinde bir canlılık oluşmasını beklediklerini, ancak bu canlılığın geçmiş yıllardaki kadar fazla olmayacağını söyledi.

Yıldırım, şu anda yaz dönemi olması ve ekonomik kriz dolayısıyla satışlarında yüzde 30 oranında düşüş yaşandığını belirtti. Geçmiş yıllarda yaşanan Ramazan ayı hareketliliğinin bu yıl yaşanmasını beklemediklerini dile getiren Yıldırım, ‘’Geçmiş Ramazan aylarına göre bu Ramazan ayında satışlarımızın biraz daha düşük olacağını tahmin ediyoruz. Genel mânâda yaşanan yüzde 30’luk düşüşün aynen Ramazan ayına da yansıyacağını düşünüyoruz’’ dedi. Gaziantep / aa

14.08.2009


 

Kışlıklar vitrinlerde

Türkİye genelinde aşırı sıcaklar devam ederken, kriz dolayısıyla az olan üretimin tüketilmesi üzerine firmaların yeni sezonu erkene çektiği ve vitrinlerde kışlık giysileri sergilemeye başladığı gözlendi. Akdeniz Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Tarık Bozbey, Ocak, Şubat ve Mart aylarında krizi derin bir şekilde yaşayan hazır giyim sektöründe hizmet veren firmaların, yaz sezonunu yavaş yavaş bitirmeye başladığını söyledi. Firmaların kış sezonunu Ağustosun son haftasında açtıklarını belirten Bozbey, şunları kaydetti: ‘’Kriz nedeniyle üretimi az olan yazlıklar bitince firmalar sezonu iki hafta önceye çekti. Bu yıl erken gelen kışlık giysi satışları firmaların yüzünü güldürecek. Geçen yıla nazaran umutluyuz ve satışlarda yüzde 20 oranında artış bekliyoruz.’’ Adana / aa

14.08.2009


 

İzmir’li öğrencilerin yüzde 58’i üniversiteli oldu

İzmİr’de, ÖSS’ye giren adayların yüzde 58.4’ü üniversiteli oldu. Sınava giren 70 bin 48 adaydan 15 bin 976’sı lisans, 11 bin 384’ü ön lisans programına, 13 bin 577’si de açık öğretim fakültelerine olmak üzere 40 bin 937’si yerleşti. İzmir Millî Eğitim Müdürü Mehmet Rağip Üye, İzmir’in yerleşen aday sayısı bakımından Türkiye’deki ilk 5 ilden biri olduğunu söyledi. İzmir’de bu yıl 68 bin 211 adayın ÖSS’ye başvurduğunu, sınava girmek üzere gelen öğrencilerle birlikte şehirde ÖSS’ye girenlerin sayısının 70 bin 48’e ulaştığını ifade eden Üye, İzmir’in 145 puanlık barajı geçen aday sayısı bakımından Türkiye’de 25. sırada olduğunu hatırlatarak, illerin başarı sıralamasında da ‘’geçen yıla oranla yüzde 100’den fazla bir atılım yaptıklarını’’ kaydetti. İzmir / aa

14.08.2009


 

Fatih Emniyet Müdürlüğü’nde yangın

İstanbul Cağaloğlu’nda bulunan Fatih Kaymakamlığı ve Fatih Emniyet Müdürlüğü’nün bulunduğu binanın çatısı yandı. Cağaloğlu Hükümet Konağı Sokak’ta bulunan Fatih İlçe Emniyet Müdürlüğü binasının çatısında gece saat 04.00 sıralarında çıkan yangına, Fatih, Şişli, Beyoğlu, Bakırköy, Zeytinburnu itfaiye grupları ile Balat ve Eminönü müfrezelerinden yaklaşık 30 itfaiye aracı ve 100 itfaiye görevlisi müdahale etti. İtfaiye ekipleri, yangının İstanbul Valiliği’nin de bulunduğu diğer binalara sıçramaması için büyük çaba gösterdi. Kısa sürede yaklaşık 2 bin metrekare alan üzerine kurulu olan binanın çatısını tamamen etkisi altına alan alevler, itfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmanın ardından söndürüldü. Yangında, çatı tamamen yanarken, büyük çapta maddî hasar meydana geldi. Yangının çıkış sebebi araştırılıyor. İstanbul / aa

14.08.2009


 

SÜRÜCÜ ELEKTRİK DİREĞİNİ YIKTI

Zonguldak’In Ereğli ilçesinde meydana gelen trafik kazasında bir kişi yaralandı. Elektrik direğine çarptıktan sonra 60 metre takla atarak sürüklenen araç kaldırıma çarparak durabildi. Hastaneye kaldırılan araç sürücüsü Mehmet Aktaş’ın yapılan kontrolünde 205 promil alkollü olduğu öğrenildi. Yeşiltepe’den Ereğli istikametine gitmekte olan Mehmet Aktaş yönetiminde ki 34 FH 2593 plâkalı araç, dün sabah saat 06.00 sıralarında, çarptığı orta refüjdeki elektrik direğini yıktı. Aşırı sür'atli olan araç yaklaşık 60 metre sonra kaldırıma çarparak durabildi. Araç parçaları, çarpmanın etkisi ile 60 metrelik alana dağıldı. Motor bloğu parçalanan araçtan çevredeki vatandaşların yardımı ile çıkartılan sürücü Aktaş, kaza yerine gelen 112 görevlileri tarafından Ereğli Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Aracın düzeltilmesi esnasında açık bira şişesi ise dikkatlerden kaçmazken, sürücü Aktaş’ın ehliyetinin olmadığı öğrenildi. Mehmet Aktaş’ın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken, yapılan kontrollerde 205 promil alkollü olduğu öğrenildi. Polis olayla ilgili tahkikatı sürdürüyor. Zonguldak / cihan

14.08.2009


 

İşkenceci gardiyanlara ceza yok

BELÇİKA'NIN Jamioulx hapishanesinde geçen Cumartesi günü hayatını kaybeden Mikail Tekin olayına tepkiler devam ederken, Savcılık tarafından sorgulanan 3 gardiyanın serbest bırakıldığı, herhangi bir suçlamaya veya disiplin cezasına hedef olmadıkları bildirildi.

Türk vatandaşı Tekin (31), geçen cuma günü, Cuma namazı çıkışında polis memurlarıyla bir tartışma çerçevesinde gözaltına alınmış, bilinen sağlık sorunlarına rağmen, henüz net olarak açıklanmayan gerekçelerle adli bir karar olmadan doğrudan hapishaneye kapatılmıştı.

Hapishane yönetimi, ertesi gün, Tekin’in ailesini arayarak, “yemek yerken boğulduğunu ve öldüğünü” bildirmiş, cesedin bir an önce teslim alınmasını istemişti.Ailenin ve hapishanedeki şahit mahkûmların tepkileri üzerine Savcılık olaya el koymuş, Pazar günü yapılan otopside, Tekin’in “fiziksel şiddet” sebebiyle öldüğü anlaşılmış ve açıklanmıştı.

Savcılık, olayla ilgili 3 gardiyanı sorgu altına almış, hapishanenin diğer gardiyanları, arkadaşlarına destek amacıyla grev hareketi başlatmıştı. Grev hareketinin son bulması, gözaltındaki gardiyanların hiçbir suçlama veya disiplin cezasına hedef olmadan salıverilmelerinin ardından tartışma ve tepkiler devam ediyor. Brüksel / aa

14.08.2009


 

Avşa Adası'nda şüpheli yangın

BALIKESİR'İN Marmara ilçesine bağlı Avşa beldesi (Avşa Adası) “Mavi Koy” mevkisinde eşzamanlı olarak 5-6 noktada yangın çıktı. 6 bin dekar makilik alanda etkili olan yangında sabotaj ihtimali üzerinde duruluyor.

Bandırma Orman İşletme Müdürü Tuncay Akgün, yaptığı açıklamada, yangının Avşa Adası’nın “Mavi Koy” mevkisinde, eşzamanlı olarak 5-6 ayrı nokta çıktığını belirtti. Akgün, Orman İşletme Müdürlüğü ekipleri, Avşa Belediyesi itfaiye ekipleri ve bölgedeki vatandaşlar ile Bursa, Balıkesir ve Çanakkale'den gelen 4 adet yangın söndürme helikopterinin müdahale ettiği yangının, şiddetli rüzgara rağmen ekiplerin çalışması sonucu, daha fazla büyümeden kontrol altına alındığını söyledi. Yangının ormanlık alana sıçramadığını belirten Akgün, ilk belirlemelere göre, yaklaşık 6 bin dekar makilik alanın zarar gördüğünü bildirdi.

Avşa Belediye Başkanı Cevdet Çağlar da “Mavi Koy”daki yangının eş zamanlı olarak 5-6 farklı noktada çıktığına dikkati çekerek, bunun sabotaj ihtimalini güçlendirdiğini söyledi.

Çağlar, “10. Avşa Festivali”nin 14-15 Ağustos tarihlerinde düzenleneceğine işaret ederek, “Festival öncesinde yangının meydana gelmesi, bizlere sabotaj ihtimalini düşündürtüyor” dedi. Avşa / aa

14.08.2009


 

Cuntz: Türkiye, daha da güçlenir

“DEMOKRATİK Açılım” çalışmalarını değerlendiren Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Eckard Cuntz, bu çalışmaları olumlu olarak nitelendirdiklerini söyledi ve Türkiye’nin, önündeki sorunlarla başedebilir ve bu sorunlara çözüm üretebilirse daha da güçleneceğine inandığını kaydetti. Büyükelçi Cuntz, yaptığı açıklamada, Türkiye gündeminin üst sıralarında yer alan “demokratik açılım” çalışmalarını değerlendirerek, konuya ilişkin görüşlerini aktardı. Türk kamuoyunun şu anda aslında hiç de kolay olmayan meseleler hakkında yoğun tartışmalar yapmakta olduğunu ifade eden Cuntz, sadece Türkiye açısından değil, AB ve dünya açısından da bakıldığı zaman, bunların olumlu ve önemli adımlar olduğunu bildirdi. Türk hükümeti ve kamuoyunun bu tartışmalara aktif şekilde katıldığını, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın bu görevi sorumlulukla yürüttüğünü söyleyen Cuntz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer önündeki bu sorunlarla başedebilir ve sorunlarına çözüm üretebilirse, Türkiye’nin daha da güçleneceğine inanıyorum. Türkiye’nin bu şekilde güçlenmesinin başka ülkeler açısından da olumlu yansımaları olacaktır. AB ve Almanya da bu gelişmeleri takdir edecektir.” Ankara / aa

14.08.2009


 

Bilge Köyü sanıkları Çorum’a nakledildi

MARDİN'İN Bilge köyünde 7’si çocuk 44 kişinin öldürüldüğü saldırıyla ilgili açılan ve güvenlik gerekçesiyle Çorum’da görülmesi kararlaştırılan davada tutuklu olarak yargılanan 1’i çocuk 11 kişi, Çorum L Tipi Cezaevine nakledildi. Cezaevi yetkililerinden alınan bilgiye göre, Yargıtay 5. Ceza Dairesinin, saldırıyı düzenledikleri gerekçesiyle haklarında dava açılan ve ‘’güvenlik gerekçesiyle’’ Çorum’da yargılanmalarına karar verdiği 1’i çocuk 11 tutuklu sanığın, 8 Ağustos Cumartesi günü Gaziantep F Tipi Kapalı Cezaevinden, Çorum L Tipi Kapalı Cezaevine nakledildikleri öğrenildi. Yoğun güvenlik önlemleri altında Gaziantep’ten Çorum’a sevk edilen tutuklu sanıklar A.K.Ç, M.S.Ç, S.Ç, M.Ç, Ö.Ç, A.H.Ç, M.Ç, A.Ç, M.Ş.Ç, A.Ç. ile A.Ç için Çorum L Tipi Kapalı Cezaevi’nde özel bir koğuş oluşturulduğu ve diğer hükümlü ve tutuklularla ilişkilerinin önlendiği ifade edildi. Çorum Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hakim Hüseyin Turgut Bayraktar ise, dava dosyasının 24 Temmuzda kendilerine ulaştığını, ilk duruşmanın da 2 Eylül 2009 günü saat 09.30’da Çorum Adliyesinde yapılacağını söyledi. Çorum / aa

14.08.2009


 

Vekile ucuz konut talimatı yok

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’in milletvekillerinin ucuza ev sahibi olmaları için yeni bir konut projesi talimatı verdiğine ilişkin iddiaların gerçeği yansıtmadığı bildirdildi. TBMM İletişim Daire Başkanlığı’nın açıklamasında Meclis Başkanı Şahin’in görevi devralmasının ardından, Başkanlık Divanının 11 Ağustos’ta tanışma amaçlı toplandığı hatırlatırlatıldı. Açıklamada, ‘’Toplantıda TOKİ’nin talebi üzerine milletvekillerimizin piyasa koşullarında konut sahibi olmaları amacıyla 2007 yılında başlatılarak projelendirme safhasına getirilen ve tanıtım amacıyla broşürleri milletvekillerine dağıtılan Ankara Gölbaşı İncek Toplu Konut Projesi hakkında bilgiler arz edilmiştir. Sayın Şahin’in yeni bir toplu konut projesi için talimat vermesi kesinlikle doğru değildir” denildi. Ankara / aa

14.08.2009


 

Ergenekon’da bir gözaltı daha

‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında Ulusal Kanal’ın yöneticilerinden olduğu belirtilen Teoman Alili gözaltına alındı. Alınan bilgiye göre, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcılarının talimatı doğrultusunda, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne bağlı ekipler, Teoman Alili’yi evinde gözaltına aldı. Alili, Vatan Caddesindeki İstanbul Emniyet Müdürlüğüne getirildi. İstanbul / aa

14.08.2009


 

Devlet hastanesinde Cem Garipoğlu alarmı

Eskİşehİr Devlet Hastanesi, Münevver Karabulut’u katil zanlısı olarak aranan Cem G’nin tedavi gördüğü ihbarı üzerine arandı. Edinilen bilgiye göre Asayiş Şubesi Ağır Şuçlar Büro Amirliği ekipleri, “155 Polis İmdat Hattı”na gelen “Münevver’in katili devlet hastanesinde” ihbarı üzerine harekete geçti. Polis ekipleri, devlet hastanesi çevresinde güvenlik tedbiri aldı. Yetkililerden bilgi alan polis ekipleri, güvenlik kameralarını da inceledi. Yapılan araştırma ve inceleme sonucu ihbarın asılsız olduğu belirlendi. Eskişehir / aa

14.08.2009


 

Ergani’de, AVM’ye ses bombası atıldı

DİyarbakIr’In Ergani ilçesinde bir alış veriş merkezine ses bombası atıldı. Edinilen bilgiye göre, kimliği henüz belirlenemeyen kişi, Kemaliye Mahallesi Şafak Sokak’taki bir alış veriş merkezine ses bombası atarak kaçtı. Alış veriş merkezinin güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerde, zanlının 20 yaşlarında, siyah giysili, yüzü poşuyla kapalı bir kişi olduğu tesbit edildi. Olayda can kaybının olmadığı belirtildi. Ergani / aa

14.08.2009


 

Petrol, 70 doların üstünde

UluslararasI ham petrolün varil fiyatı 70 doların üstüne çıktı. Gösterge niteliğindeki ham petrolün Eylül ayı varil teslim fiyatı 48 sentlik artışla 70 dolar 64 sente çıktı. Analistler, ham petrolün ortalama varil fiyatının üçüncü çeyrekte 71 dolar, dördüncü çeyrekte de 76 dolar olacağını tahmin ediyor. Singapur / aa

14.08.2009


 

Kamu-Sen, memura 200 TL zam istedi

Türkİye Kamu-Sen, toplu görüşmeler öncesi ek ödemelerin 110 TL arttırılmasını, bütün kamu görevlilerine net 200 TL seyyanen zam yapılmasını ve toplu görüşme priminin 50 TL’ye çıkarılmasını talep etti. Konfederasyon Genel Başkanı Bircan Akyıldız, bağlı sendikaların genel başkanlarıyla Türkiye Kamu-Sen Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, toplu görüşmelere ilişkin taleplerini şöyle açıkladı: “Malî haklar konusundaki talebimiz, ek ödeme oranlarına 21 puan eklenmek suretiyle eski adı denge tazminatı olan ek ödemelerin 110 TL arttırılması, bütün kamu görevlilerinin maaşlarına 200 TL net seyyanen zam yapılması ve sendika üyesi kamu görevlilerine ödenen 10 TL toplu görüşme pri

14.08.2009


 

Doğu'da 3 ile daha havaalanı

Demİryollar, Limanlar ve Hava Meydanları İnşaatı (DLH) Genel Müdürlüğü, Bingöl, Şırnak ve Iğdır’a yapılacak havaalanları için ayrı ayrı ihaleye çıktı. Edinilen bilgiye göre, 2009 yatırım programında yer alan Bingöl, Şırnak ve Iğdır havaalanlarının alt yapı ve müteferrik işleri inşaatı için ihale tarihleri belirlendi. DLH Genel Müdürlüğü, Iğdır Havaalanı’nın alt yapı ikmal ve müteferrik işler inşaatı için 25 Ağustosta firmalardan teklif alacak. Havaalanının pist, apron, taksirut, çevreyolu ve emniyet tel örgüsü inşaatı, pat sahaları ile çevre aydınlatması işlerini içeren ihalede, işin süresi yer tesliminden itibaren 600 takvim günü olarak tespit edildi. Bingöl’e yapılacak havaalanının alt yapı ikmal ve müteferrik işleri inşaatı için 27 Ağustosta açık ihale yapılacak. Bingöl Havaalanının pist, apron, taksirut inşaatı, PAT Sahaları aydınlatması işleri ve diğer müteferrik işlerini kapsayan ihale ilânında, yapım süresi, yer tesliminden itibaren 500 takvim günü olarak belirlendi. Şırnak Havaalanı ihalesinde ise teklifler, 9 Eylülde alınacak. İhale ilanında, Şırnak Havaalanının pist, apron, taksirut, çevreyolu ve emniyet tel örgüsü inşaatı, PAT sahaları ile çevre aydınlatması işleri ve diğer müteferrik işlerin yapım süresi yer tesliminden itibaren 730 takvim günü olarak belirlendi. Her üç ihalede de ekonomik açıdan en avantajlı teklif, sadece fiyat esasına göre belirlenecek. Ankara / aa

14.08.2009


 

Türkiye'de, 22 bin 505 yabancı şirket var

Türkİye’de faaliyette bulunan uluslar arası sermayeli şirket sayısı, Haziran 2009 itibarıyla 22 bin 505’e ulaştı. Hazine Müsteşarlığı verilerine göre, söz konusu şirketlerin 17 bin 725’i yeni, 4 bin 216’sı iştirak, 564’ü de şubelerden oluştu. Türkiye’de faaliyet gösteren uluslar arası sermayeli şirketlerin 12 bin 312’sini (yüzde 54,7) Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden gelen şirketler oluşturdu. Bu şirketlerin içinde Almanya 3 bin 852 adetle birinci sırada yer aldı. Bunu, 2 bin 123 şirketle İngiltere, 1732 şirketle Hollanda izledi. Türkiye’de 1089 İranlı, 974 ABD’li, 651 Azerbaycanlı ve 627 Iraklı uluslar arası şirket faaliyet gösterdi. Türkiye’ye en az, dünyanın önde gelen gelişmiş 7 ülkesi arasında yer alan Kanada, dünyanın 3. büyük ekonomisi olan Çin Halk Cumhuriyeti ile Orta ve Güney Amerika’dan uluslar arası sermayeli şirket faaliyette bulunuyor. Uluslar arası şirketler en fazla İstanbul’u tercih ederken, İstanbul’un ardından Antalya ve Ankara’da en çok tercih edilen iller arasında yer aldı. İstanbul’da 12 bin 278, Antalya’da 2 bin 854, Ankara’da ise 1488, İzmir’de 1321, Muğla’da 1300 adet uluslar arası sermayeli şirket faaliyet gösteriyor. Ankara / aa

14.08.2009


 

Bilgi istediler ceza aldılar

Ödenmeyen döner sermaye paylarıyla ilgili Başbakanlık Bilgi Edinme Merkezine (BİMER) başvuran 8 sağlık personeline, hastane yönetimi tarafından “usulsüz müracaat veya şikâyette bulundukları” gerekçesiyle “uyarı cezası” verildi. Zonguldak Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinde görev yapan ebe, hemşire ve sağlık memuru 8 sağlık çalışanı, 2 ay döner sermaye alamadıkları için Mayıs 2009’da internet üzerinden BİMER’e başvurdu. Başvuruda, iki aydır döner sermaye alamadıklarını belirterek, “bunun nedenini öğrenip, mağduriyetlerinin çözülmesini” isteyen sağlık çalışanlarının talebi, gereği yapılmak üzere Başbakanlık tarafından Zonguldak Valiliğine gönderildi. Valiliğin de söz konusu talebi hastaneye göndermesinin ardından, başvuru “şikâyet” olarak değerlendirilerek, başvuru sahipleri hakkında soruşturma açıldı. Soruşturma kapsamında savunmaları alınan çalışanlara, savunmaları yeterli görülmeyerek “usulsüz müracaat veya şikâyette bulundukları” gerekçesiyle Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin (A-d) bendine göre “uyarı cezası” verildi. Ankara / aa

14.08.2009


 

Babacan: Türkiye hızlı toparlanacak

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Türkiye çok daha hafif bir borç yüküyle ve çok daha sağlam bir finans sistemiyle bu krizini çok daha hafif atlatacak’’ dedi.

Ekonomi Koordinasyon Kurulu (EKK), Devlet Bakanı Ali Babacan’ın başkanlığında toplandı. Konya Dedeman Otel’de düzenlenen toplantı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın dışında, devlet bakanları Cevdet Yılmaz, Zafer Çağlayan ile Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun katılımıyla gerçekleşti. Toplantıya ayrıca, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, 11 ilin valisi, büyükşehir belediye başkanları ve çok sayıda bürokrat katıldı. Babacan, toplantıda yaptığı konuşmada, ne yapılırsa yapılsın 2009 yılının dünya ekonomik tarihine kayıp bir yıl olarak geçeceğini belirterek, ‘’alınan önlemlerle 2010-2011’de pek çok ülke problemlerini aşmaya çalışırken, Türkiye çok daha hafif bir borç yüküyle ve çok daha sağlam bir finans sistemiyle bu krizini çok daha hafif atlatacak’’ dedi. Babacan, ‘’Türkiye çok şükür bir finans krizi yaşamadı. Bizim aldığımız tedbirler ve yaptığımız bankacılık düzenlemeleri, Türkiye’de bugün itibariyle bir finans krizi yaşanması önlenmiştir. Bankacılık sektörüne destek zorunda kalmayan tek ülke Türkiye’dir. Kriz sonrasında Türkiye’nin neler yapacağıyla alakalı detaylı bir program üzerinde çalışıyoruz. Bu orta vadeli program Türkiye’nin krizden çıkış stratejisi olacak” diye konuştu. Konya / aa

14.08.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.