Basından Seçmeler |
Müslümanların demokrasi gücü
PRİŞTİNA/PODGORİCA- Avrupa’nın batısındaki siyaset adamlarının anlayamadığı -veya- anlamak istemedikleri bir hareket her geçen gün biraz daha ağırlığını hissettiriyor... Dünyanın, “üçüncü dünya kırları”nda, radikalizmin ana zemini olarak değerlendirilen bir dinin mensuplarının Avrupa’nın istikrarında giderek “demokratik güç” olarak kendilerini gösterdikleri bir süreç bu... “İslâm” kavramını, Usame bin Ladin, intihar komandoları, Taliban gibi unsurlara indirmeye hazırlıklı Avrupa için “felaket” bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Öyle ya, bir dinin tüm mensuplarını belli bir senaryonun çok önceden belirlenmiş aktörlüğüne hazırlamışken, onların bambaşka bir rotaya yönelmeleri... Sanki, bir oyunu bozar gibi Avrupalı Müslümanlar...
RADİKAL OLSALAR İŞ KOLAY Aslında, iki ana zeminde bunun çok önemli işaretleri alınmıştı ama, büyük olasılık, Müslümanlar’ı, Avrupa kültür dairesinin dışında göstermeye çalışan klasik unsurlar açısından yeterli değildiler. Birincisi, bir Avrupa Birliği üyesi olan Yunanistan’da, Batı Trakya’daki Müslüman Türk azınlık, üzerindeki tüm baskı ve kışkırtma senaryolarına karşın derli-toplu bir görüntü çizmiş ve vatandaşı olduğu ülkenin diğer tüm unsurlarıyla birlikte Avrupalı olmuştu... Batı Trakya’nın hemen öte yakasındaki Kırcaali’de ise durum daha da derinleşmişti. Bulgaristan,bir dönem, isimlerini bile değiştirerek olağanüstü baskılar kurduğu Türk azınlığı, koalisyon ortağı bir partinin sahibi yaparak Avrupa Birliği üyesi olmayı başarmıştı!.. Yani, Bulgar siyasetindeki Müslüman Türk azınlık ağırlığı, Bulgarlar’ı, belki de hiç hak etmedikleri bir süratle Avrupa’nın ortağı yapmayı başarmıştı... Oysa, Avrupa’nın bazı aklı evvel politikacıları ve yazar-çizer takımının beklentileri doğrultusunda, bu Müslümanlar, radikal dinci akımların etki alanına girmiş olsalar, onları “öteki” kılmak açısından ne kadar kolay olacaktı her şey...
BALKANLAR'DAKİ BEKLENMEDİK GELİŞME Her ne kadar, Avrupa Birliği, Bosna-Hersek, Arnavutluk ve Kosova gibi “Müslüman ağırlıklı” devletleri yeni vize uygulaması dışında bıraksa ve bu yolla, Avrupalı Müslümanlar’a bir kez daha “ayrımcı” mesajlar iletse de Balkanlar’daki hareket devam ediyor. Dr. Asım Dizdareviç, 2006 yılında Sırbistan’dan ayrılarak bağımsızlığını kazanan ve adım adım Avrupa Birliği tam üyelik sürecini yaşayan Balkan ülkesi Karadağ’ın önde gelen Müslüman Boşnak portrelerinden biri... Ülkesinin demokratikleşme sürecine Müslümanlar’ın katkılarını anlatırken, dünyanın görmezlikten gelmeye çalıştığı bir gerçeğin de altını çiziyor: “Karadağ’ın, dinen ve dil olarak bağlı olduğu Sırbistan’dan ayrılması düşünülemezdi. Karadağlılar bir gün buna karar verdiler. Bu kararlarında en büyük desteği de Karadağ vatandaşı Müslümanlar’dan aldılar. Şimdi demokratikleşme sürecini yaşıyoruz. Müslümanlar bir kez daha bu konuda ön saftalar. Karadağ’da Müslümanlar’ın desteği olmadan demokratikleşme yaşanılamaz, Müslümanlar’ın desteği olmadan Avrupa Birliği süreci tamamlanamaz...” Geçiniz... Kosova’ya... Ülkenin önde gelen gazetecilerinden, şimdi TV sahibi Baton Haciu’nun şu sözleri: “Kosova, sadece yeni bir devlet deneyimi olarak değerlendirilemez. Kosova aynı zamanda Avrupa’nın ihtiyacı olan bir demokrasi deneyimidir ve bu deneyimi başlatıp, butün zorluklara, engellemelere rağmen sürdüren ise bu ülkenin Müslüman toplumudur...”
İSLAM VE DEMOKRATİKLEŞME Artık çok net olarak belli olan bir gerçek, Sırbistan’ın bir gün Avrupa’nın çağdaş sistemi içinde yer almasının yolunun da Balkanlar’daki Müslümanlar ile buluşup, barışmasından geçtiğidir. Avrupa yanlısı Sırp hükümetinin içinde iki Müslüman Boşnak Sancaklı Bakan’ın bulunması bir tesadüf olarak değerlendirilebilir mi? Hayır. Makedonlar’ın, topraklarında yaşayan Müslüman Arnavutlar ile barışmaları ve Müslümanlar’ı ülkenin demokratikleşme sürecine tartışmasız bir şekilde davet etmeleri, bugün Makedonya’nın yaşadığı tüm olumsuz ekonomik koşullara karşın Avrupa ile ilişkilerinin düzelmesine yol açıyor... Balkanlar’daki bir gezi, Türkiye’nin doğu sınırlarının ötesinde “radikalizmin” çıkış noktası olarak algılanan bir dinin, Avrupa topraklarında ırkçılık, hristiyan taasubu ve hoşgörüsüzlük artarken nasıl demokrasi ile el sıkıştığını gösteriyor. Balkan Müslümanlar’ı... Tarih yazıyor... Ardan Zentürk, Star, 10.8.2009 |
11.08.2009 |