Haberler |
İPTAL KARARI YİNE MAĞDUR EDECEK |
Hukukçu derneklerinin oluşturduğu Hukukun Üstünlüğü Platformu adına yapılan açıklamada, YÖK'ün katsayıyı kaldırma kararına karşı İstanbul Barosunun Danıştay'da açtığı dâvâda verilmesi muhtemel bir iptal kararının, kendilerine bırakılan iki yıllık yüksek okulları dışında eğitim göremeyen meslek lisesi öğrencilerini mağdur edeceği vurgulanarak, buna seyirci kalınmaması çağrısı yapıldı. DİLEKÇE ÖRNEĞİ İÇİN MAİL ADRESİ Baronun açtığı dâvânın ehliyet yönünden reddi istenen açıklamada şöyle denildi: “Dâvâ sonucundan meslek lisesi öğrencilerinin hukukî durumları etkilenecektir. Bu nedenle mahkemeye müdahale dilekçesi verme hakları mevcuttur. Meslek lisesi öğrenci ve mezunları dâvâya müdahil olmak için müdahale dilekçe örneğini [email protected] adresine mail gondererek temin edebilirler.”
HUKUKÇULAR Derneği, Çağrı Avukatlar Grubu, Uluslararası Hukukçular Derneği, Adalet ve Hukuk Derneği, Hukukun Üstünlüğü Derneği, Demokrat Hukukçular Derneği, Boğaziçi Avukatlar Derneği, Hukukî Araştırmalar Derneği, Mizan Hukukçular Derneği, Savunma Avukatları Derneği, Hukukçular Birliği Derneği, Birlik Vakfı Hukukçular Kulübü ve Hukuk-Der, ortak açıklama yaparak, İstanbul Barosu’na hukukun üstünlüğünü hatırlattı. Hukukçular adına konuşan Av. Necati Ceylan, şöyle dedi: “Bilindiği üzere İstanbul Barosu, YÖK’ün katsayı eşitsizliğini ve adaletsizliğini ortadan kaldıran düzenlemesinin iptali için Danıştay’ a dâvâ açtı. Açılmış olan bu dâvânın haksız oluşu bir yana, avukatlık mesleğinin onca sorunu barodan çözüm beklerken, dâvâ açmaya sıfatı bile olmadığı halde, baro yönetiminin durumdan vazife çıkararak bu dâvâyı açmasını anlamak mümkün değildir.” “Baro yönetimine soruyoruz. Bu dâvâyı açmakla avukatlık mesleğine ne tür bir hizmetiniz ve katkınız olmuştur?” diye soran Av. Necati Ceylan, düzenlenen basın toplantısında şöyle konuştu: “Dâvâ dilekçenizde “Hukukun üstünlüğünü savunmak ve korumak“ adına bu dâvâyı açtığınızı belirtiyorsunuz. Anayasada teminat altına alınan eğitim hakkı ve eşitliğini ortadan kaldıran katsayı adaletsizliğine son veren düzenlemenin “Hukukun üstünlüğü” adına iptalini talep etmek Dünya baroları içinde sadece İstanbul Barosuna özgü bir garabet olsa gerek! “1999 yılından beri uygulanan katsayı sistemi, on senedir milyonlarca meslek lisesinin yükseköğretime erişim hakkını kısıtlamıştır. Bu öğrencilere, “liseye girerken on beş yaşındayken aldığın karara uyacak ve daha başka bir bölümde okuyamayacaksın” denmiştir. Üstelik askerî liseler meslek lisesi oldukları halde, fen lisesi kabul edilip katsayı adaletsizliğinden etkilenmezken, mühendislik alt dallarında eğitim gören endüstri meslek lisesi mezunlarının mühendislik fakültelerine girmeleri bile engellenmiştir. “Buradan, baro yönetimine, meslek lisesi olan askerî lise mezunlarına üniversite sınavına girerken fen lisesi statüsünde katsayı uygulanması adaletsizliği için de dâvâ açıp açmayacağını sormak istiyoruz. “Sağlık eğitimi alan sağlık lise mezunları, doktor olmak istediklerinde puanları kırılmıştır. “Meslek lisesi memleket meselesi” sloganları ile meslek liselerine teşvik edilir, tüm dünya meslek liselerine yönelirken, Türkiye de meslek liselerinin önü kapanmıştır. Dar gelirli ailelerin çocukları, meslek liselerinde okumalarının bedelini hayallerinden vazgeçerek ödemişlerdir. Bu derece ağır sonuçları olan bir eşitsizliğin, sadece imam hatip fobi ile mazur gösterilmesine imkân yoktur. “İstanbul Barosu katsayı adaletsizliğin devam etmesi için dâvâ açmıştır. Olası bir iptal kararı, kendilerine bırakılan bir iki yıllık yüksek okul dışında eğitim göremeyen meslek lisesi öğrencilerini mağdur edecektir. Dâvâ sonucundan Meslek lisesi öğrencilerinin hukukî durumları etkilenecektir. Bu nedenle mahkemeye müdahale dilekçesi verme hakları mevcuttur. Zaten Yüksek mahkemeden beklenen, insan hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan, siyasî, ideolojik ve sosyal engellere geçit vermemektir. Ancak bizler için üzücü olan, özgürlüklere en çok sahip çıkması gereken İstanbul Barosunun, hukuka aykırı bir yorumla, adaletsizlikten yana ve özgürlük karşıtı bir tavır almasıdır. Şu ana kadar mensuplarının özlük haklarını kısıtlayan düzenlemelerle ilgili dâvâ açma yetkisini kullanmayan İstanbul Barosunun, meslekî bir menfaati olmayan bu konuda dâvâ açması, dâvânın ehliyet yönünden reddini gerektirmektedir. “Daha esef verici olan ise Baronun ideolojik kaygılarla temel hakların kısıtlanmasını talep etmesidir. “Hukukun üstünlüğü”, “insan haklarını savunmak ve korumak”, gerçekte Baronun, şu ana kadar on yıldır süren katsayı adaletsizliği ve farklı puan sisteminin sonlandırılması için çaba göstermesini gerektirmekteydi. “İnsan hakları, eşitlik, ayrımcılık yapmama ilkesi, fırsat eşitliği, hukuk fakültesinin birinci sınıfında öğretilen ilkelerdir. Adaletsizliği savunduğu için Baro yönetimini kınıyor ve bizi kendi barosundan utanacak noktaya getiren baro başkanına, öğrendiklerini unuttuğu, özümseyemediği “Hukuk Başlangıcı” kitabını hediye ediyoruz.” İstanbul / Yeni Asya |
09.08.2009 |