Kültür-Sanat |
Faziletli bir eş seçmeye bakın |
Fazîlet, hiçbir karşılık beklemeksizin, beşeriyete hizmet etmek, sevgi beslemek, saygı göstermek şeklinde tarif edilebilir. Öfkeyi yenebilmek, düşmanlarını affedebilmek, hangi düşünce ve inanca sahip olursa olsun, herkesin haklarını korumak, insanlığı kucaklamak, yaratılanlara şefkatle yaklaşmak da fazîlettir. Gelmiş geçmiş en fazîletli insan, âlemlere rahmet olarak ve güzel ahlâkı tamamlamak için gönderilen Hz. Peygamber (asm) değil mi? Onu örnek almak, Müslümanın yegâne emeli olmalı. Öyle ise, siz de fazilet sahibi bir eş seçmelisiniz. Eğer araştırdığınız adayda bencilce davranışlara rastlarsanız dikkat edin. Zira, şimdilik takındığı maske iyi görünebilmek içindir. O durumda bile, bencilce hareketleri sırıtıyorsa, zamanla bütün bencilliği ortaya çıkmayacak mı? *** Fedâkâr, feragat sahibi biriyle evlenin: Her şeyin kıymeti zıddıyla bilindiğinden kimi zaman olumsuzluklar ortaya çıkar. Dolayısıyla hayat düz çizgi üzerinde gitmez. İnişler, yükselişler yaşanır. Dış âlemde yaşanan gün-güneşli, soğuk, fırtınalı havalar, aynen iç âlemde de yaşanır. İşte, bu dalgalanmalar, ancak fedakârlıkla feragatla atlatılabilir. Fedâkârlık, ferdin kendi hakkından vazgeçmesi, bu hakkını, eşi, insanlık ve mukaddes değerler hesabına devretmesi gibi yüksek bir duygudur. Mü’min çıkarını değil, başkasını düşünür. Dolayısıyla, bir Müslüman, malını, mülkünü, rahatını, uykusunu ve benzeri pek çok dünyevî nimeti fedâ edebilir. Daha doğrusu, İslâmiyet, ona bu ruhu aşılar. Şu ince çizgiye dikkat etmek lâzımdır: Ferd, kendi hakkını fedâ edebilir, ama başkasının adına fedâkârlıkta bulunamaz. Bulunsa, hıyanet işlemiş olur. Kâinat, baştan başa fedâkârlık örnekleriyle dolu. Bitkiler, ağaçlar, hayvanlar, güneşler, yıldızlar, unsurlar, mütemadiyen insanlığa fedâkârlık örnekleri sunmaktadırlar. Çünkü hiçbir bitki ve hayvan, ürettikleri ürünleri kendileri için harcamaz. Arı bal yapar, insanlara takdim eder. İnek süt imâl eder, insanlara verir. Meyve ağaçları hazine-i Rahmetten ellerini doldurup insanlara sunarlar. Elbette insan ve dolayısıyla aile fertleri, yani eş olarak bitkilerden ve diğer varlıkların bu fedâkârlıklarından örnek almalılar. *** Hz. İbrahim’i (as) ateşe attıklarında bütün melekler, hayvanlar ve kuşlar ağlaştılar; etrafında toplanıp bir yardım yapabilmenin çaresini aradılar. Aralarında zayıf bir bülbül yavrusu vardı. Kendini ateşe atacağı sırada Allah (cc) Cebrail (as) emredip buyurdu ki: “O kuşu tut dileğini sor?” Kuş dedi ki: “Halilullah’ı ateşe atıyorlar. Madem ki kurtarmaya kadir değilim, bari onunla beraber yanayım.” Bunun üzerine âlemlerin Rabbi: “O kuşun Benden dilediği nedir?” Bülbül şöyle arz etti: “Benim dünyada, Allah’ın adını anmaktan başka arzum yoktur. Binbir ismi olduğunu işittim. Yüzbirini biliyorum. Dokuzyüz ism-i şerifini de bilmek isterim.” Kuşun talebi kabul edilir. Şimdi feryat eden bülbül, Hak Hak diye ismini zikretmektedir! |
Ali FERŞADOĞLU 29.07.2009 |