28 Temmuz 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Görüş

‘Horhor’uyla güzel Van’ımız

Her yerin kendine özel güzellikleri vardır. Van ilimizde de çok farklı özellikler bulunmaktadır. Bu özelliklerin tamamını saymak kolay değil.

Van’ın tarihi, Milattan Önceye dayanır. Urartuların Başkenti olan Van, çeşitli zamanlarda stratejik öneme sahip olmuş, İpek Yolu üzerinde de ticaret merkezi olmuştur. Birçok milletin yerleşmek için çaba harcadığı bu güzel Anadolu kentinde çeşitli kuşatmalar yaşanmıştır. Bu yüzden Van Kalesi imar edilerek dıştan gelecek hücumlara karşı muhafaza edilmiştir.

Yüzyıllarca durumu muhafaza edilen kale, her şeye rağmen yıpranmış, çeşitli hücumlar ve bakımsızlıkla büyük bölümü yıkılmıştır. Van’ın bir mezar taşı gibi duran kale, hal diliyle de çok şey anlatmaktadır.

Kaleye ilk girişte bulunan eski ‘Van Evi’ni görmeden geçemezsiniz. İki katlı olarak imar edilen ev, yapısal olarak, tam bir Osmanlı evi. Girişinde iki tokmak var. Erkekler ayrı, bayanlar ayrı tokmağı çalar. Böylece gelenin erkek veya bayan olduğu kapı çalışından belli olur. Giriş katında mutfak, kiler, banyo-tuvalet, dinlenme odası bulunur. Üst katta; misafir odası, oturma salonu, yatak odası bulunur. Üst kata çıkan merdiven ayrıyeten kapak ile kapatılarak, misafir için özel bir hale getirilebilir. İç tasarım çok güzel. Oturma grubu sedir denen tahta divan üzerine atılan minderlerle, sırtınızı dayayacağınız yastıklarla donatılmış. Yer sofrası modern yemek masalarından çok daha güzel. Yerden otuz cm yüksek, rahat yemek yeme imkânı sunuyor insana. Yemek sonrası, semaver çayı sefası da, bu güzel evin bir başka özelliği.

Van evinin hemen yanında tandır evi mevcut. Burada tandırın dışında mutfak, kiler gibi yerlerde mevcut. Binanın üstündeki havalandırma bir başka güzel yapılmış.

Kalenin hemen güneyinde eski Van bulunmaktadır. Burada camiler, külliyeler, Van’ın kültür merkezi olduğunu da göstermektedir. Birinci dünya savaşında Ermenilerin yaptığı içler acısı yıkım insanın içinde bir ürperti meydana getirmekte, Ermenilerin ne kadar düşmanca tavır sergilediklerini de ortaya koymaktadır.

Van’ın ve Van Kalesinin bir başka özelliği de bu yörede büyük hizmetleri olan, bölge halkına çok faydası bulunan, Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri ile birlikte anılmasıdır. Milyonları bulan Nur Talebeleri bu yöreye gelmek için çaba harcamakta, fırsatını bulunca da buraları ziyaret etmektedir.

Horhor Medresesi

Van’a gelenler, genellikle, ilk olarak Van Kalesini ziyaret ederler. Van Kalesi, Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin üzerinde kaldığı, Horhor Medresesi ile ünlü. Bu medresenin hemen altında çok güzel bir su var. Bu suyun etrafındaki sayfiye alanında bir gün piknik yapmak çok şey ifade eder. Âdete buz gibi olan suyundan içince sanki bir şey yememiş gibi oluyorsunuz.

Horhor Çeşmesi

Kalenin tam üzerinde olan, tepesi yıkılmış minareye çıkmadan Kaleye çıktım denmez. Tepeden aşağıya güney tarafına baktığınızda, yıkılmış olan eski Van şehrini görürsünüz. Bir kısım yıkık duvarlar, tarihi yerlerin görüntüsü insana hüzün verir. Bediüzzaman Hazretlerinin yıkım sonrası geldiğinde, gördüğü manzara karşısındaki üzüntüsü de boşuna değil. Kaleden inip tümsek köprüden geçerek, bu güzel yerden ayrılışımız biraz hüzünlü oldu.

Mehmet ÇALIŞKAN

28.07.2009


İnternet teknolojileri üzerine

Dünya nüfusunun %21’ini oluşturan 1.5 milyar insanın interneti aktif bir şekilde kullandığını biliyor muydunuz? Kafa karıştıran sorulardan birisi, bu kadar devasa ve karmaşık bir sistem nasıl bu kadar kararlı olabiliyor?

Hiç şüphesiz interneti evinize kadar getiren sistemlerin arkasında dev yatırımlar, uzun yıllar yapılan araştırmaların neticeleri ve binlerce insanın titiz çalışmaları yatıyor. Türkiyede henüz 10.yılını tamamlayan internet, kısa sürede insanların hayatına girmeye başladı. e-devlet uygulamalarından tutun da, sınav ve eğitimlerine kadar her alanda aktif bir şekilde kullanılmaya başlandı.

Devlet dairelerindeki kuyrukları kısa süre içerisinde tamamen kaldıracak olan bu yapı, nasıl bu kadar devasa olmayı başarabiliyor? Düşünün dünyanın diğer ucunda bulunan akrabanız ya da arkadaşınız ile saniyeler içerisinde bağlantı kurarak görüntülü, sesli bir şekilde konuşabiliyorsunuz. Bu sistem sadece bildiğiniz üzere kablolardan ya da tek bir yapıdan oluşmuyor.

Örnek vermek gerekirse, Amerika’daki bir arkadaşınızla görüşürken birçok yapı üzerinden atlayarak karşı tarafla görüşme sağlanır. Görüşme sırasında ses ve video görüntüsü parçalara ayrılarak karşı tarafa sinyaller ile ulaşır. Sıralamayı şu şekilde yaparsak, öncelikle bilgisayarınızdan çıkış yapan sinyal, modeminize ulaşır. Modemden internet servis sağlayıcınızın bulunduğunuz semtteki santraline ulaşır. Bu santralde sinyalin gitmesi gereken en kısa yol bilindiği için, ilgili santraldeki sistemler gönderdiğiniz sinyali şehir çıkışına gönderir.

Daha sonra tekrar benzer sistemlerden geçerek ülke çıkışına kadar ilerler. Ülke çıkışında komşu ülkenin internet servis sağlayıcısı sinyali kendi üzerinden gitmesi gereken ülkeye doğru iletir. Bu şekilde benzer sistemlerden geçerek sinyaliniz yüzlerce atlama yaparak en son noktaya ulaşır. İnanması zor ama bu iletişim sadece saniyenin onda biri gibi kısa bir sürede yapılır. Bu şekilde tüm veriler aynı yöntemle iletilir. Karşı tarafta ise bu verileri birleştiren ve anlamlı bir dizi çıkaran sistemler mevcuttur.

Dünyanın en büyük devletleri bile ulusal çapta ve önemde internet ve bilgisayar teknolojileri üzerine çok özel çalışmalar ve araştırmalar yapıyor. Sizce önemsiz bir teknoloji için dünya devletleri bu kadar harcama yapmaları normal mi?

Askeri, tıbbi araştırmaların bile tamamen sanal olarak yürütülebilmesi yapılanları normal kılmaya yetiyor. Henüz ülke olarak bunun başlangıcında olsak da son birkaç senedir internet’in hızlıca hayatımıza girmesi mutluluk verici. Düşünsenize, vergilerinizi ve faturalarınızı yatırmak için saatlerinizi harcıyordunuz, bir arkadaşınıza para transfer etmek için onca transfer masrafı ve kuyrukta bekliyordunuz, uzaktaki bir akrabanızla görüşmek sizin için faturanın ay sonu kabarık gelmesiydi. İnovasyon’a ve her türlü yeniliğe bir kulp bulan ve kabul etmekte zorlanan ülkemiz bu gibi imkânları gördükçe her geçen gün değişmeye devam ediyor.

Şu ara tüm basın yayın organlarında bolca gördüğümüz 3G teknolojisi ise cep telefonlarımız için hızlı internet imkânı sunacak. Turkcell, Vodafone ve Avea 3G ihalelerinde büyük bedeller ödeyerek lisans aldılar. Bu yatırımlar geleceğin teknolojisi için devede kulak misali. Mobil operatörlere göre 3G teknolojisi telefonlarımıza girmeye başladığında evlerimizde bulunan internetten azami olarak 10 kat hızlı olacaklar. Bu demektir ki, yeni telefon modelleri, yeni cihazlar, yeni teknolojiler ardı arkası kesilmeden cebimizi yakmaya devam edecek. Bu teknolojinin ülkemizde yaygınlaşması bile uzun süre almayacak gibi gözüküyor. İnsanlara konuşabildiği her insanla görüntülü konuşmayı vaad edecek bu teknoloji, insanımızın yeni gözdesi olacak.

Bildiğiniz üzere zaten sosyal ağ adıyla geçen platformlara millet olarak pek bir alışkanlık gösterdik. Önce Msn Messenger, Google Talk (Sohbet), Skype derken son zamanların furyası Facebook tamamen hayatımıza girmiş durumda. Görünen o ki, dünya artık sanal bir teknolojinin etrafında dönmeye başladı. Bu durum aslında internet ve bilgisayar teknolojilerinden asla kaçamayacağımızı gösteriyor.

Uzun zamandır birçok Avrupa ülkesindeki üniversiteler çevrimiçi (internet tabanlı) ders vermeye başladı. Öğrenciler bu sayede hem kampüse gitmeden ders alabiliyor, hem de aynı dersin tekrarını alabiliyor.

Gördüğümüz üzere internet hayatımızın her alanında aktif bir şekilde rolünü üstleniyor. Bize düşen ise yenilikçi bir yaklaşım ile internet teknolojilerini takip etmek ve güncel olmak. Kendimizi geliştirmenin ve yenilikçi dünyanın içinde meşru kalabilmenin anahtar cümlesi olan “İki günü birbirine eşit olan, ziyandadır.” hadis-i şerifiyle yazımı noktalıyorum. Bir sonraki hafta görüşmek üzere, selam ve sevgilerimle...

[email protected] www.halid.org

HALİD SAİD ALTUNER

28.07.2009


Üniversitelerde bilişimle alâkalı lisans programları

Üniversite sonuçları açıklandı. Yerleştirmeler yaklaşırken öğrencileri tatlı bir telaş sarar. Biz de sayfamızda ‘bilişimle ilgili programları’ tanıtarak tercih sürecine yardım etmiş olalım. Üniversitelerde bilişim üzerine eğitim veren birçok değişik isim altında program bulunmaktadır. Bunları sıralayacak olursak; Bilişim Sistemleri Mühendisliği, Bilişim Sistemleri ve Teknolojileri, Yönetim Bilişim Sistemleri, Bilgisayar Teknolojisi ve Bilişim Sistemleri…

Genelde bilişimle alakalı birçok program özel ve vakıf üniversitelerinde daha ağırlıklı olduğu göze çarpmaktadır. Son zamanlarda ise devlet üniversitelerinde de bu tür programların açıldığı gözlenmektedir. Mesela, Yönetim Bilişim Sistemleri bölümünün Mehmed Akif Üniversitesinde ve Bilgisayar Teknolojisi ve Bilişim Sistemleri bölümünün Mersin Üniversitesinde açılması gibi. (Bu seneye ait üniversite kontenjanları klavuzunda da Bartın Üniversitesine Yönetim Bilişim Sistemleri ve Trakya Üniversitesine Bilgisayar Teknolojisi ve Bilişim Sistemleri bölümü açıldığı görülüyor.)

Bilişimle alakalı bölümlerden vakıf ve özel üniversitelerden mezun olanların bir çok popüler firmada rahatça iş imkânına kavuştuğu görülüyor. Devlet üniversitelerinde bu bölümlerin yeni açılması nedeniyle mezunları yeni yeni piyasaya çıkmaktadır, bu durumun bilişim sektörünü nasıl etkileyeceği merak edilen ve ancak zamanla görebileceğimiz bir konu…

Bilişim Sistemleri Mühendisliği; Atılım Üniversitesi’nde, Doğuş Üniversitesi’nde ve Kıbrıs’ta 2 üniversitede bulunuyor. Say-2 puan türüne göre öğrenci alıyor. Kıbrıs’ta yer alan programlara yapılan yerleştirmelerin azlığı dikkat çekiyor.

Yönetim Bilişim Sistemleri devlet Üniversitesi olarak; Boğaziçi Üniversite’sinde, Cumhuriyet Üniversitesinde, Mehmet Akif Üniversitesinde veTrakya Üniversitesinde bulunuyor. Özel olarak ise Beykent, Başkent, Kadir Has, Yeditepe ve Kıbrıs’ta 4 üniversitede bulunuyor. Ayrıca Bilişim Mühendisliği ve Bilgisayar Teknolojisi ve Bilişim Sistemleri programlarında bu ad altında dönemlik ders bulunmaktadır. Puan türlerine bakıldığında EA-1 ve EA-2 puan türlerine göre öğrenci alımı yapıldığı görülüyor. Ayrıca bu bölümlerde okutulan birçok dersin de ortak olması dikkat çekiyor. Veri Tabanı Yönetimi, Finansal Tablolar Analizi, Veri yapıları ve Algoritmalar, Bilgisayar Ağları ve veri madenciliği dersleri gibi…

Bilgisayar Teknolojisi ve Bilişim Sistemleri Bilkent Üniversitesinde ve Mersin Üniversitesi’nde bulunuyor. Mersin Üniversitesi’nde 2006 senesinde Erdemli Uygulamalı Teknoloji ve İşletmecilik Yüksekokulu’na bağlı olarak bu program öğrenci alımına başlamıştır. Devlet üniversitelerinde ilk olma özelliğine sahiptir. Ama bölüme 2 senedir öğrenci alınmamaktadır. Aynı isimle bir program Silifke’de vardır, ama oraya da bu sene YÖK kontenjan vermemiş.

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesine bağlı Bucak Uygulamalı Teknoloji ve İşletmecilik Yüksekokulu web sayfasında 2009-2010 yılında bu bölüme öğrenci alınacağı belirtilmiş, ama YÖK’ün kontenjan kılavuzunda bunu da göremiyoruz. Belki ek yerleştirme zamanında kontenjan verilebilir. Bilgisayar Teknolojisi ve Bilişim Sistemleri bölümlerine niye öğrenci alınmadığı da ayrı bir merak konusu. Bilhassa orada eğitime devam eden öğrenciler için. Sonuç olarak Bilgisayar Teknolojisi ve Bilişim sistemleri eğitimini devlet üniversitesinde almak isteyenlerin bu sene tek tercihi Trakya Üniversitesi olmalı…

Bilişim sektörünün daima büyüdüğü göz önüne alınırsa, bilişimle ilgili programlarda okuyanların iş imkânlarının iyi olduğu söylenebilir.Tercih yapacak bütün arkadaşlara başarılar!

ZÜBEYİR ERGENEKON

28.07.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.