29 Temmuz 2009 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Dergilerimiz

Kültür-Sanat

Halk müziği sanatçısı Turgay Başyayla: Her şey albüm değil, ahireti de düşünmeliyiz

nYoğun bir tempo içinde olduğunuzu duyduk. Doğru mu?

En yoğun aylardan birinin içindeyiz. Temmuz ayı özellikle çok yoğun geçiyor.. Tabiî Ağustos’un yarısından itibaren, mübarek Ramazan ayımız, on bir ayın sultanı geliyor. Ramazanda etkinliklerimiz bitmiyor... Türkiye çapında türküseverlerle, müzikseverlerle birlikte olacağız. Her yıl olduğu gibi yine bu yıl da dinleyicilerimizle birlikte olma şansını yakalayacağız.

nMüzik camiasına girmeniz nasıl oldu?

Yaklaşık 11 senedir camianın içindeyim. Camianın içerisine girdiğinizde birden bir ürküyorsunuz. “Eyvah! Nereye geldik?”... Çünkü Türkiye’de müzik sektörü çok oturmadı, ayakları çok fazla yere basmıyor. Türk Halk Müziği nispeten iyi. Böyle bir camianın içinde de güzel, temiz projeler yapılabiliyor, onu gördük. Ve kendi yolumuzdan şaşmadık. Bir misyon üstlendik kendi üzerimize. Geleneğimiz, göreneğimiz, özümüzü anlatmak... Hem kendi jenerasyonuma, hem benden sonraki jenerasyona. Bunu anlatmayı bir görev addettik ve bu doğrultuda çalışıyoruz. Yolumuzdan sapmadık şükürler olsun. Beşinci ve altıncı albüm hazırlıklarını yapıyoruz.

nİkisi birden?

İkisi birden olacak. Bir tanesi İnşallah bir single şeklinde... Biz de modaya mı uyduk ne yaptık (gülüyor)... Ama single tabi, bizim single’ımız bile türkü olduğu için “10” eserden oluşuyor. Bir ara verdim aslında. Bir iki türkü için yaptım. -İtiraf ediyorum çok güzel türküler onlar ama- yanına da yine eski eserlerimden hediye ettim. Bir tane-iki tane çıkarmak pek bize göre değil. Doyurmuyor dinleyicilerimizi... Öbür albümümüz halihazırda devam ediyor. 5 ay sonra çıkarmayı hedefliyoruz.

n“Biz o camianın içinde farklı bir yerde kaldık” dediniz. Bu ne demek?

Fırsat demek. Zor olan bir yol, ama hayırlı bir yol. Yani illa otobandan gitmemiz gerekmiyor. Çünkü türküler, halk oyunlarımız, folklörümüz, 29 folklorik devrimiz, toprağım yurdum insanı çok önemli. Dünya’daki en değerli kültüre sahibiz. Yani gezdiğim için söylüyorum, tek bölgemiz bile bir Avrupa’ya bedel. İç Anadolu’yu, Akdeniz’i, Karadeniz’i, Ege’yi tek tek ele alabilirsiniz.

Düşünün ki, sadece 4 bin küsur karakter halk oyunumuz var. Hangi ülkeye nasip olur böyle bir kültür? O yüzden onun üzerinde çok değerli, ona yakışan projeler gerçekleştirmek gerekiyor. O yüzden uzun uzun düşünüyoruz. İki yılda bir albüm yapıyoruz. “Ne yapmak gerekiyor, nerede bir boşluk var, gençlerimize türkülerimizi ve kültürümüzü nasıl sevdirebiliriz?” diye düşünüyoruz. Çünkü ciddî bir kopukluk var. Popüler kültür aldı başını gidiyor. Türk Halk Müziği solisti çok az yetişiyor. Sanat Müziği solisti artık yetişmiyor gibi... Bunlar tehlike sinyalleri aslında. Türküseverlerin çoğunlukta olması bizi teselli ediyor. Ama sanatçılarımızın, gençlerimizin biraz daha çoğalması gerekiyor camiada. Ben elimden gelen desteği veriyorum yeni arkadaşlarıma. Meselâ şöyle yapıyorum: Yılda 100-150 konsere koşturuyorum ki, halkımıza direkt ulaşalım. Albüm sanatçısı olmaktan ziyade konser sanatçısı olma yoluna gittim. Zira insan gördüğünü unutmuyor. Bire bir ulaşalım dedik, herkese.

n“Binbir türlü halk oyunlarımız var” dedik ya, sizi bu yöne iten ne oldu? Çünkü Turgay Başyayla biraz da eşittir, halk oyunları gibi...

Son dört beş senedir böyle bir yapı oldu. Aslında daha önce “Nazlıcan” gibi eserlerle albümlerimiz gündemdeydi. Ama bir boşluk sezdim orada. Dünya müziklerinde tamamen sahne sanatlarına doğru gitmeye başladı. E! Neden ikisini birlikte sunmayalım? Pilavla fasulye gibi halk oyunlarıyla, türkülerimiz. İkisini birden sunmak daha cazip olacaktı. Medyaya da açık söyleyeyim, Türk Halk Müziğinde, albümlerde ayakta kalabilmek, çalışmalarınızın devamının gelmesi için bir izlenebilirliğiniz olması lâzım. Türkiye’de fazla izlenen televizyonlarda bu çalışmaları sergilemek zorundayız. Yani “Ben küstüm, orada şu var, sabah programı, böyle şöyle” dersek, kendimizi geriye çekersek, gördünüz etraf nelerle doluyor. “Ben çekersem kendimi, o çekerse, ortada Türk Halk Müziği, o Türk Sanat Müziği kalmayacak. Bir gerçek var ki, artık böyle dönüyor bu iş. Yani ekranlarda çoluk çocuk, annelerimiz babalarımız, bu programları izliyorlar. Bari bu izlenen programlar ne kadar dejenere olmuş olurlarsa olsun, gidelim bari orada kültürümüzü anlatalım. Bizim olduğumuz yerde zaten bu saygısızlığı yapmıyorlar. Birkaç kez özel hayat meseleleri konusunda sıkıştırmaya çalıştırdılar, ama zaten mümkün değil bizi bu şekilde lanse etmeleri. Ben konuyu yine seymenlere, horona, zeybeğe, bar’a getirdim. Hep bunları anlatmaya çalışıyoruz ekranlarda. Zaten yaptığımız iş de, halk oyunları da başlıbaşına bunu gösteriyor görsel olarak....

nYani siz bir yerde yaşadığınız şeyi bir fırsata çevirdiniz...

Biraz kendi silâhlarıyla vurmak oldu, ama bunu yapmak zorundayım. Ben yurdumun insanına bunu borçluyum. Yani bunu yapmam gerektiğini düşündüm. Memnunuz çünkü, çocuklarımız ekranda neden topçuya popçuya özensin ki? Türk Halk Müziğimizi seslendiren sanatçılarımıza özensin. Kendi kültürünü yaşatmaya çalışan, hayata dair söyleyecek bir şeyleri olan insanları kendilerine örnek alsın. Gönül istiyor ki, Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği icra eden, halk oyunları sergileyen arkadaşlarımız çoğalsın. Çünkü bu siyaset üstü bir olgudur; geleneğimiz, göreneğimiz ve kültürümüzdür. Bunun canlandırılması aslında millete bir borçtur.

n“Hilmi Topaloğlu’yla ailemin isteği üzerine şu anda yaşamak zorunda olduğum hayatı seçtim” gibi bir ifade kullanmışsınız. Nedir bunun aslı?

Müzik camiasını, dışarıdan gördüğüm kadarıyla beğenmediğim için, ben istemedim. O sıralarda uluslar arası ilişkiler okuyordum. Diplomat olarak ülkemi başka türlü temsil etmekti niyetim. Hatta birinci ligde basketbol oynuyordum. Resimle de uğraşıyordum. Rahmetli Hilmi Topaloğlu tarafından firmasına dâvet edildim. 1 yıl gitmedim. Sonra bir konserde karşılaştık. Nüfus kâğıdımı aldı gitti. Ondan sonra 114 sayfa gibi bir sözleşmeye imza attım tabi (gülüyor). Dedim, “Hilmi Ağabey, okulumu bitirmek istiyorum. Albüm yapmayı çok fazla istemiyorum.” Amatör olarak seviyordum müziği. Ama o dönem ailemin çok isteği oldu. Onları da, Hilmi Topaloğlu’nu da kırmak istemedim. Ve camiaya atıldım. Camia hakkında yanılmadığımı gördüm. O zaman, kendime bir yol çizmeliyim, diye düşündüm. Onların gittiği yoldan gitmeden, daha bir Müslümana, bir Türk’e yakışır şekilde bir yol çizerek kendi kurduğum firmamda, kendi arkadaşlarımla, kendi çalıştığım ekiple projelerimi gerçekleştiriyorum, Allah’a çok şükür.

n“Yaşamak zorunda kaldığım hayat” cümlesi biraz umutsuzluk yüklü, ama şu anki gördüğümüz tablo...

O söylediğim zamanda umutsuzluğum vardı. 5-6 sene önce bir röportajda söylediğim bir sözdü. O dönem oldukça sıkıntılıydım. Firmamı henüz kurmamış. Müzik camiasından çekilme kararım vardı. Ki, albümler o kadar başarılı olduğu halde.

Her şey albüm değil, yani biraz da diğer tarafı da düşünmeliyiz, oraya göre de hesap yapmalıyız. Hep dünyevî hep dünyevî düşünüyoruz. Biraz daha ahirî hayatı düşünmeliyiz. Ben o dönem bırakıyordum aslında. Çünkü o kadar büyük bir dejenerasyon var ki camia içinde. Biz de diğer taraftan bir savaş veriyoruz. Biz de kaç kişiyiz ki? Bir elin parmaklarını geçmiyoruz. Biraz daha millî-manevî değerleri ön planda tutup... Alkollü mekânda çalışmadım. Alkollü mekânda çalışacağıma pazarda limon satmaya razıyım.

nCamianın durumunu biz de dışarıdan görüyoruz. İçi de böyledir tahminlerimize göre...

Biz de çok içeride değiliz zaten. Halkımızın yanındayız. Bana bazen kızıyorlar Konserlerde çok içli dışlı oluyor, çok sohbet ediyormuşum, diye... Kızsınlar efendim, kızsınlar. Ben içli dışlı olmayı seviyorum. Biz 80 tane korumayla çıkmıyoruz. En fazla boyun fıtığı olurum yani (gülüyor). Önemli değil. Onlar bir daha bizi göremeyecek. Yani kaç kere giderim ki Türkiye’nin en ücra köşesine? Orada da bıraksınlar, ben halkımla muhabbet edeyim ya...

FİKRİYE SENA ÇELİK / İSTANBUL

29.07.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

Bütün haberler

Başlıklar

  Halk müziği sanatçısı Turgay Başyayla: Her şey albüm değil, ahireti de düşünmeliyiz

  Cemil Ölürken…

  Faziletli bir eş seçmeye bakın

  Mehdi için tarih verilir mi?

  Bir elif roman

  Akıl ile hikmet ilişkileri

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular’ın STV Haber’deki programını izlemek için tıklayın.
Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.