TÜRK-İŞ Genel Sekreter Yardımcısı Naci Önsal, Önsal, Tes-İş Dergisi’nde yayımlanan yazısında, işletmelerin sosyal sorumluk uygulamalarının ekonomide ortaya çıkan kriz dönemlerinde daha önemli ve dikkat çekici olduğunu vurguladı.
Türkiye’de sosyal sorumluluk projelerinin son dönemde çeşitlenerek arttığına işaret eden Önsal, bu alanda fotoğraf, müzik, resim, takı tasarımı, tenis, yelken ve yemek kulüpleri kurarak kurslar verme, ödüllü resim yarışmaları düzenleme, bilişim teknolojileri sınıfı kurma, özürlülere iş ve istihdam imkânı sağlama, öğretmen ve öğrencilere yönelik projeler yürütme, sosyal ve kültürel etkinlikleri destekleme, burs verme, ağaç dikme gibi örneklere rastlandığını belirtti.
Bu faaliyetlerin önemli kısmının ‘’hayır faaliyeti’’ niteliğinde olduğuna dikkati çeken Önsal, şunları kaydetti: ‘’Ancak sanılmasın ki bu şirketler bu faaliyetleri sadece hayır olsun diye yapmaktadırlar. Sosyal sorumluluk hayır işi olmanın ötesine geçmiştir. Çünkü günümüz tüketicisi, sosyal sorumluluklarını yerine getirmeyen şirketlerin ürünlerini almak istemiyor. Ayrıca yapılan araştırmalar sosyal sorumluluk uygulamalarının şirketlere para kazandırdığını da gösteriyor.
Sosyal sorumluluk faaliyetlerinin bir boyutu da reklam. Bu faaliyetler yazılı ve görsel medyada yayımlanıyor ve halk arasında konuşuluyor. Böylece ücretsiz bir reklam aracı haline geliyor. Ancak kurumsal sosyal sorumluluğun amacı ‘hayır’ ya da ‘reklâm’ değil.’’
Kriz ortamında, sosyal sorumluluk kavramını ve uygulamalarını yeniden gözden geçirmek ve değerlendirmek gerektiğini ifade eden Önsal, özellikle bu dönemde işletmelerin varlıklarını sürdürmelerine, kâr etmelerine imkân sağlayan topluma karşı sorumluluklarının gereğini yerine getirmeleri gerektiğini belirtti. Türkiye’de işletmelerin 2001’den bu yana önemli kazançlar elde ettiklerine dikkati çeken Önsal, ancak sağlanan karların işçilerle paylaşılmadığını, işçilere bu kârdan pay verilmediğini savundu. Ankara / aa
|