"Gerçekten" haber verir 24 Mart 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Haberler

İslâm dünyasının kurtuluşu Risale-i Nurlarda

Hollanda İslâm Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bünyamin Duran, Bediüzzaman Said Nursî’nin İslâm uygarlığının 20. yüzyıldaki en büyük düşünürlerinden biri olduğunu belirterek, İslâm dünyasının kurtuluşunun da hem kelâmcı, hem filozof, hem de tasavvufçu olan Nursî’nin kaynaklarından geçtiğini kaydetti.

Risale-i Nur Enstitüsü tarafından bu yıl 4.’sü düzenlenen Ulusal Risale-i Nur Kongresi 21-22 Mart tarihlerinde İstanbul’da yapıldı. Ana konusu “Küresel Kriz ve Said Nursî’nin İstisat Görüşü” olarak belirlenen kongre, İstanbul’da 21 Mart Cumartesi günü masa çalışmalarıyla başladı. Yaklaşık 60 kişinin katıldığı masa çalışmaları; I. Masa: Din ve İktisat, II. Masa: Toplum, Ahlak ve İktisat, III. Masa: Siyaset, İdeolojiler ve İktisat, IV. Masa: Felsefe, Medeniyet ve İktisat, V. Masa: Çevre ve İktisat başlıkları altında yürütüldü. Bir buçuk günlük çalışma sonunda her masa kendi konusuyla ilgili bir sonuç bildirisi hazırlayarak kamuoyuna duyurdu. Kongre, 22 Mart Pazar günü Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda Gazi Üniversitesi Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Battal, gazeteci-yazar Dr. Yusuf Kaplan, Hollanda İslâm Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bünyamin Duran, gazeteci-yazar Ali Bulaç’ın konuşmacı olarak katıldığı panel ile son buldu.

Avukat Kadir Akbaş’ın yönettiği panelin açılışında konuşan Yeni Asya Gazetesi İmtiyaz Sahibi Mehmet Kutlular, dünyada ve ülkemizde çok önemli değişikliklere sebep olması beklenen küresel bir ekonomik krizle karşı karşıya kalındığını belirterek, bu krizin sonuçlarıyla birlikte sebeplerini de ortaya koymak, insanlığın geleceği açısından büyük önem taşıdığını vurguladı. Kutlular, genel bir değerlendirmeyle bugünkü küresel ekonomik krizin temel sebeplerine inmenin, farklı ilmi disiplinleri ve ideolojileri ilgilendiren tartışmaları da beraberinde getireceğini söyledi. Risale-i Nur Enstitüsü olarak, bu kongrede bütün dünyayı yeni bir dönemin eşiğine getiren küresel krizi Bediüzzaman Said Nursî’nin eserleri ışığında yorumlamayı hedefledikleri belirten Kutlular, “Bu krizi, insanlık tarihi boyunca yaşanan dramatik değişikliklerin, insanın bitmek tükenmek bilmeyen hırsının ve sınır tanımaz hazcılığının bir neticesi olarak değerlendirmek mümkündür” diye konuştu.

RİSÂLE-I NURLAR

“KELÂMİ BİR TEFSİR”

Prof. Dr. Bünyamin Duran ise Bediüzzaman’nın biri bütün felsefeler için diğeri İslâm felsefesi için geçerli iki değerlendirme kriteri olduğunu belirterek, her konuda olduğu gibi felsefe konusunda da Bediüzzaman’ın toptan mahkûm ya da toptan olumlama yoluna gitmediğini, seçici davranarak olumlu ve olumsuz felsefeden bahsettiğini söyledi. Prof. Dr. Duran, Bediüzzaman’ın insanlığın ahlâk ve refahına hizmet eden felsefe ve doktrinlerin olumlu; buna karşılık ateist ve ahlâksızlığı yayan ve tervic eden felsefelerin olumsuz olduğunu vurguladığını kaydetti.

Genel olarak Risâle-i Nurların bir Kur’ân tefsiri olduğu, ama “Kelâmî bir tefsirdir” demenin mümkün olduğunu belirten Prof. Dr. Duran, “Keza başka bir zaviyeden baktığınızda rahatlıkla felsefî bir tefsir olduğunu söyleyebilirsiniz. Bir kere Bediüzzaman felasifenin, özellikle İbn-i Sina ve İbn-i Rüşd’ün geliştirdiği ve felsefe dünyasına kattığı çok sayıda felsefi kanun ve argümanı kullanmakta, iman ve Kur’ân hakikatlerini bu argümanlarla ispat etmeye çalışmaktadır” dedi.

BATI’NIN GAYR-İ İNSANÎ

İLKELERİNİN YERİNE İSLÂMİ

İLKELER İKAME EDİLECEK

Prof. Dr. Duran, Bediüzzaman’ın bize daha çok İslâm medeniyetinin temel ilkeleriyle Batı medeniyetinin ilkelerini kıyaslama sadedinde bazı ilkeler verdiğini, ona göre yeni medeniyet Batı medeniyetinin müktesebatı üzerine inşa edileceğini söyledi. Batı’nın çok sınırlı zamanların dışında dengeli bir toplumsal yapıya ulaşamadığını belirten Prof. Dr. Duran şunları kaydetti:

“Ya aşırı idealist, öte dünyacı ya da aşırı materyalist, bu dünyacı eksenlere savrulmuştur. Bu nedenle Batı’nın uygarlığı uzun soluklu olmayacak, olamayacaktır. Bediüzzaman da ilginç bir şekilde yeni İslâm medeniyetinin Batı medeniyetinin parçalanmasından neş’et edeceğini söyler. Bilim, teknoloji, güzel sanatlar ve düşüncedeki gelişmeler mevcut malzemeler olarak kullanılacak. İslâm medeniyeti, Batı’nın gayr-i insanî ve gayr-i ahlâkî ilkelerinin yerine İslâmî ilkeleri ikame edecektir.

Prof. Dr. Duran, Bediüzzaman Said Nursî’nin İslâm uygarlığının 20. yüzyıldaki en büyük düşünürlerinden biri olduğunu vurgulayarak, İslâm dünyasının kurtuluşunun da hem kelâmcı, hem filozof, hem de tasavvufçu olan Nursî’nin kaynaklarından geçtiğini belirtti. "Avrupa'da Allah'ın sıfatları, cennet, cehennem gibi kavramlar öldü. Avrupa'da şimdi kaç kişi kili-seye gidiyor, gibi araştırma yapıyorlar" diyen Duran, Avrupa'dan gelen bir profesörün kendisine “İslâm çok canlı bir din. Avrupada ölen teolojiyi sizler canlandıracaksınız" dediğini aktardı. Duran, şöyle devam etti:

“Eğer hikmetli gidebilirsek bu Batı’nın teolojisine de Risâle-i Nur'u aktarmak demektir. Müslümanlar peygamber, din gibi konuların tartışılmasını sağlıyor. Elimizde Risâle-i Nur gibi bir eser var. Onlarla en güzel şekilde konuşarak davranarak, dâvânızı anlatın anlayışını geliştirebilirsek önümüzde büyük bir gelişme var. Hıristiyan bir profesör arkadaşım bir konuda benden yazı istedi. Gönderdiğim yazıyı gazeteye ‘Post modern Avrupa, Kur'ân'a Muhtaç’ başlığıyla manşet yazmışlar.”

KADİR AKBAŞ:

KRİZDE İSLÂM DÜNYASININ DA SORUMLULUĞU VAR

Panelİn yöneticiliğini yapan Av. Kadir Akbaş, dünyanın bugün büyük bir krizle karşı karşıya olduğunu belirterek, Kur’ân’ın düsturlarından uzaklaştıkça kriz yaşanmasında payımızın olduğunu unutmamamız gerektiğini söyledi. Akbaş, “Kriz Batıda çıkmış olabilir, ama bu krizde İslâm dünyasının da sorumluluğu var” diye konuştu.

YUSUF KAPLAN:

BEDİÜZZAMAN’I

AKTİF BİR ŞEKİLDE OKUYALIM

Gazetecİ-yazar Yusuf Kaplan da, “çağ körleşmesinden” bahsederek, bu çağda daha önce yaşanılan bir durum olduğunu söyledi. Kaplan “Yaşadığımız çağ, bizi zihnî körleşmeye itmiş. Bu sebeple insanlık dünyası bugün ikinci krizi olan medeniyet krizini yaşıyor” dedi. Kaplan, insanlık tarihinde hiçbir uygarlığın tek başına bütün dünyaya egemen olamadığını ve son 200 yıldır yeryüzüne egemen olan bir Batı uygarlığının bulunduğunu ve bunun da dünyayı sonu olmayan bir yola doğru sürüklediğini ifade etti. Kaplan, bunun da bizim dünyayı algıma biçimimizi körleştirdiğini belirterek, “Şu ana kadar Bediüzzaman’ı pasif bir şekilde okuduk, artık aktif şekilde okumamız gerekiyor” dedi. Batı uygarlığının tarihte 300 yıl içinde 26 uygarlıktan 16’sını yok ettiğini, 9’unu da fosilleştirdiğini ifade eden kaplan, kendi uygarlığını ve bütün özelliklerini dünyaya yaymaya çalışan bu uygarlığa karşı Müslümanlar’ın bir an önce harekete geçmeleri gerektiğini söyledi. Kaplan, “Bediüzzaman Said Nursî, 21. yüzyılın ihtiyaçlarını da karşılayacak şekilde yorumlarda bulunmuş, 'nasıl' sorusuna cevap aramıştır. Bu çok önemli bir noktadır" diye konuştu.

ALİ BULAÇ:

NEFSİMİZİ KONTROL EDEBİLİRSEK ÇÖZÜM BULABİLİRİZ

Gazetecİ-yazar Ali Bulaç ise, şehirlere doğru akan nüfusun gelir paylaşımında muazzam bir kavga oluşturduğunu belirterek, beraberinde etnik çatışmalar hızlanması, marjinal hareketlerin önem kazanması, bütün şehirlerin kalbinde şiddet potansiyelinin giderek artması gibi bunun bazı sıkıntılar getirdiğini söyledi. Bulaç, aslında içine girdiğimiz bu krizin her ne kadar ekonomik kriz gibi gözükse de, temelinde sosyo-politik ve demografik bir alt yapı da yattığını söyledi.

Burada sorunun 3 noktada toplandığının görüldüğünü anlatan Ali Bulaç, şöyle devam etti:

“Yabancılaştırıcı süreç bütün hızıyla devam ediyor. Yani varlıkta insan anlam kaybediyor. İnsan varlıkta amaçsız yaşıyor, insan varlıkta güvensiz yaşıyor, insan merkezden kopmuş oluyor. Halbuki modernliğin üç temel vaadi vardır; insanlığa özgürlük, güvenlik ve refah sağlayacaktı. Şu anda modern dünya bu üçünü de gerçekleştiremiyor.

Diğer açıdan ahlâkî olarak mihverinden sapmış bulunmaktadır. Sosyo-politik olarak da insan derin bir kaosun içine sürüklenmiş bulunmaktadır. Bunun önemli sebeplerinden birisi büyüme ideolojisinin hâlâ en başta ideoloji olmasıdır. Halbuki geldiğimiz nokta büyümenin bizatihi kendisi maddî ve fizikî sınırlarına dayanmıştır. Yeryüzünün daha fazla maddî ve fizikî büyümesi mümkün değildir. Daha çok büyüme daha çok kaynak tüketimi ve şehir nüfusuna yol açıyor. Bu beşerin içine girdiği fasit bir dairedir. Bunun içinden çıkamıyor. Sorun iktisadın modern tanımında ve algısında yatmaktadır. Halbuki insanın ihtiyaçları sınırlıdır, sınırsız olan insan arzularıdır. Modern iktisad insan arzularını tahrip etmekte kışkırtmakta, tabiatın maddî kaynakları buna yetmemekte hem de adil bir şekilde paylaşılmamaktadır. Dolayısıyla bu kendi içinde bir çatışma potansiyeli taşımaktadır. O halde iktisadın bizatihi kendisini sorgulamamız gerekmektedir. Acaba bu bilim arzularla kaynaklar arasında mı denge kurmalı, ihtiyaçlarla kaynak arasında mı denge kurmalı? Bir başka yanılgı ise sürdürülebilir kalkınmadır. Halbuki sürdürülebilir kalkınma, kontrolsüz kalkınmanın kılıfıdır. Kalkınmanın bizatihi kendisini sorgulamak lâzım. Kalkınma bir ideolojidir ve bir politikadır. Teknik ve iktisadî mesele değildir. Liberal kapitalizm dediğimiz şey; nefsin bütün isteklerini, heva hevesini kışkırtan onun doyumsuz arzularını ayakta diri tutan bir sistemdir ki, bunun dinamiği ve zaafı da aynı noktada toplanmaktadır. Birbirimizle, Allah’la ve kâinatla barışarak bu krizden çıkabiliriz.”

PROF. DR. AHMET BATTAL:

KRİZİN

SEBEBİ KOLAY KAZANMA HIRSI

Prof. Dr. Ahmet Battal ise iktisadın, muktesit olmanın adı olduğunu belirterek, bugün ise iktisadın para harcamanın adı olduğunu belirtti. Prof. Dr. Ahmet Battal, şöyle devam etti: “Bugünün iktisatçıları eli delik iktisatçılar. Bu eli kesmeden veya eli dikmeden düzlüğe çıkamayacağız. Bediüzzaman’ın 1935 yılında yazdığı İktisat Risâlesi’nin sonunda ‘bu seneye Sene-i İktisat tesmiyesi lâyıktır’ diye not düşmüş. Zaman iki sene sonra bu keramet-i iktisadiyeyi, İkinci Harb-i Umumiye’de her taraftaki açlık ve tahribat ve israfatla ve nev-î beşer ve herkes iktisada mecbur olmasıyla ispat etmiş. Krizin sebebi hırs, kolay kazanma hırsı. Ahlâkî sınırları olmayan, kazanmak için her yolu deneyen bir hırs. Ve hırs, hasaret sebebidir. Bediüzzaman hayat-ı içtimaiyenin medarının san’at, ticaret ve ziraat olduğunu ifade ediyor. ‘Memuriyete giren ancak hamiyet ve hizmet için girmelidir’ diyor. Bankalar lâyıkıyla çalışsa milletten topladıkları tasarrufu ihtiyacı olan üreticiye, sanayiciye kredi olarak vermesi gerekir. Ama bankalar ne yapıyor topladıkları tasarrufu üretime aktarmıyor, parayı, imkânları kendisi emiyor.”

A. TURAN SÖYLER - ÜMİT KIZILTE / İSTANBUL

24.03.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  “SEN ÇALIŞ, BEN YİYEYİM” ANLAYIŞI

  Soylu: Lobilerin, adamı değilim

  İşçi çıkarmak, sosyal sorumlulukla bağdaşmaz

  Benzine yine zam geldi

  Tefecilere maliye takibi

  İçki reklâmı yasaklansın

  ELBİSTAN’DA SAİD NURSî SEMİNERİ

  Krizzede vatandaş depresyon tedavisinde

  Eğitim hakkı “engel”lenemez

  2. iddianame hakkındaki karar yarın açıklanacak

  Kıbrıs'ta müzakereye devam

  Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Irak’ta

  Avrupa, ihtiyarlar sokağına dönüştü

  Türkiye, çetelerin yönettiği bir devlet değil

  Kriz, turistleri de tasarrufa yöneltti

  Arınç: 5 yıl daha iktidarız

  Seçim afişi yolu kapattı

  Demir-çelik üretimi geriledi

  İslâm dünyasının kurtuluşu Risale-i Nurlarda

  İslâm dünyasının kurtuluşu Risale-i Nurlarda

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır

Kurumsal Linkler:
Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl

Reklam Linkleri:
Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis