"Gerçekten" haber verir 29 Ocak 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Haberler

 

YETKİ VE CESARET

İtalya'da son 20 yılını ülkedeki gizli yapılanmalara, gizli servisler ile mafya arasındaki işbirliğine ve faili meçhul cinayetleri araştırmaya veren gazeteci Philip Willan: “İtalya'da Gladyo soruşturmasını yürüten savcı ve hakimlere büyük baskı yapılıyordu. Ancak Soğuk Savaş yılları sona erdikten sonra savcılar bu olayın üzerine rahatça gidebildiler. Yeni İtalyan anayasası da onlara büyük özgürlük verdi. Ama bu yetkiyi cesaretle kullanmaları da önemliydi.”

MEDYA VE PARLAMENTO

Ülkede korku toplumu oluşturan gizli yapılanmaların gün yüzüne çıkarılması ve etkisiz hale getirilmesi için bilhassa özgür medya ve seçilmiş parlamentonun inisiyatif alması gerektiğini ifade eden İtalyan gazeteci, bunların ortaya çıkarılmasında yaşanacak bir başarısızlığın getireceği sonuçların ise ülkede sürekli bir çatışma ortamının doğmasına ve demokrasinin tehlikeye düşmesine sebep olabileceğini vurguladı.

İtalya’da son 20 yılını ülkedeki gizli yapılanmalara, gizli servisler ile mafya arasındaki işbirliklerine ve faili meçhul cinayetleri araştırmaya veren gazeteci Philip Willan, Türkiye’de Gladyo benzeri bir yapılanmanın olmamasının şaşırtıcı olacağını söyledi. Ergenekon terör örgütü ile Gladyo’nun birbirine çok benzediklerine dikkat çeken Willan, Gladyo’nun geçmişiyle ilgili şu açıklamaları yaptı: “Şu ana kadar Türkiye’de Ergenekon ile ilgili ortaya çıkan deliller ile İtalya’daki Gladyo arasında büyük benzerlikler olduğu görülüyor. Gladyo, 2. Dünya Savaşı döneminde Doğu Bloku’nun İtalya’yı işgal etmesi olayı sırasında silâhlı direniş ve sabotaj için kurulmuş gizli bir örgüttü. Bu örgüt NATO tarafından özellikle Amerikalı ve İngiliz gizli servisi ve özel kuvvetleri kullanılarak kurulmuştu. Üye olarak ise özel olarak komünizme karşı kişiler arasından seçiliyordu ve örgütün İtalya’nın birçok yerinde yer altında gizli silâh ve patlayıcıları vardı.”

Gladyo’nun ‘Kaos Stratejisi’ni kullanarak ülkedeki bazı güçlerin demokratik yollarla iktidara gelmesini engellemeye çalıştığını dile getiren Willan, “O zamanlar Gladyo örgütü adına çalışan gizli servisler Ergenekon örgütünde olduğu gibi bütün enerjilerini ünlü politikacı, gazeteci ve iş adamlarına şantaj yapmak için kişisel bilgilerini toplamaya adamışlardı” dedi.

“KİLİT İSİM CLARRIDGE”

“Türkiye’de Gladyo’ya benzer bir yapılanmanın olmaması şaşırtıcı olurdu” diyen Willan, şöyle devam etti: “Gladyo’nun olduğu dönemlerde Türkiye’de de içinde ‘Bozkurtlar’ adlı milliyetçi grupların olduğu gizli örgütler mevcuttu. CIA görevlisi Duane Clarridge, Soğuk Savaş döneminde hem Türkiye’de hem de İtalya’da görev yapmış bir kişidir. Her iki ülkede de görev yapmış olan Duane Clarridge hem İtalyan, hem de Gladyo’nun Türk versiyonu ile temas halindeydi. Bozkurtlar örgütünün bir üyesi olan ve Papa II. John Paul’e suikast düzenleyen Mehmet Ali Ağca, Soğuk Savaş yılları döneminde her iki Akdeniz ülkesinde bulunan gizli örgütler arasındaki meçhul ilişkiye bir delil olarak kalmaya devam ediyor. Bunun yanı sıra Gladyo’nun P2 dediğimiz iş adamları ve mason Licio Gelli tarafından yönetilen ‘Propaganda Masonica’ yasadışı örgütüyle de ilişkisi vardı.”

MEDYANIN ROLÜ ÇOK ÖNEMLİ

Türkiye’de Gladyo’ya benzer bir yapılanmanın olmasına pek şaşırmadığını anlatan Willan, Türkiye’nin hâlâ siyasî, kültürel ve ideolojik seçeneklerle karşı karşıya olduğunu ancak İtalya’nın böyle bir pozisyonda olmadığını ifade etti. Ülkede korku toplumu oluşturan gizli yapılanmaların gün yüzüne çıkarılmasında medyanın rolünün çok önemli olduğuna dikkat çeken Willan, bu yapılanmanın ortaya çıkarılmasında özgür medya ve seçilmiş bir parlamentonun insiyatif alması gerektiğini söyledi. Willan, bunun ortaya çıkarılmasında yaşanacak bir başarısızlığın sonuçlarının ise ülkede sürekli bir çatışma ortamının yaşanmasına ve demokrasinin tehlikeye atılmasına sebep olabileceğini vurguladı. Londra / cihan

HAKİM VE SAVCILARA

BÜYÜK BASKI VARDI

Ergenekon dâvâsında yargıya destek verilmesine işaret eden Willan, son olarak sözlerini şöyle sürdürdü: “İtalya’da bu olayı yürüten savcı ve hakimlere de büyük baskı yapılıyordu. Soğuk Savaş yılları sona erdikten sonra ancak o zaman savcılar bu olayın üzerine rahatça gidebildiler. İtalyan anayasası mahkemelere büyük özgürlük vermiştir. Ama onların bu yetkisi daima hakimlerin cesaretine bağlıdır. Toplumu korkutan Ergenekon ve Gladyo gibi gizli yapılanmaları gün yüzüne çıkarmak her zaman için ve her toplum için çok önemlidir. Hâlâ Ergenekon üzerine ortaya çıkarılması gereken çok şey olduğuna inanıyorum. İtalya’da da hâlâ geçmişe ilişkin ortaya çıkarılması gereken çok şey gizli kalmaya devam ediyor. Örneğin Aldo Moro’nun ölümü. Türkiye’de de buna benzer gizli yapılanmaların olduğuna inanıyorum.”

29.01.2009


 

Yeni savcılara Bakan yorumu

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Ergenekon dâvâsına yapılan 3 yeni savcı atamasının dâvânın seyrini etkileyebileceği yönündeki yorumlara karşılık, “Savcılarımızın arasında bir ayrım yapılmasını, ‘şu şu görüşte, bu bu görüşte, acaba şu şöyle mi davranır’ diye değerlendirilmesini doğrusu yargıya saygısızlık sayıyorum” dedi.

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, ‘’Tüm savcılarımız, hukuk sınırları içinde hareket eder, eldeki delil durumuna göre, bilgilere, belgelere göre yargılama işi yapar’’ dedi. TBMM’de gazetecilerin sorularını cevaplayan Şahin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının özel yetkili mahkeme için 3 savcı görevlendirilmesi talebinin Adalet Bakanlığınca da uygun görüldüğünü söyledi. Öncelikle hakim ve savcılara güvenilmesi gerektiğini belirten Şahin, ‘’Onlar, adaletin gerçekleşmesi için ellerinden geldiği kadar Türk yargısına hizmet ettikleri gibi bundan sonra da üstlenecekleri her görevde aynı performansı göstereceklerdir. Farklı yorumlar yapmayı isabetli bulmuyorum.’’ dedi. Şahin, ‘’savcılar arasında kıdem söz konusu olacak mı’’ sorusuna da ‘’O kadar çok yorum yapılıyor ki yargı mensuplarının aklının köşesinden geçmeyen hususların kamuoyunda tartışılıyor olması, görüşler ileri sürülmüş olması, herhalde Türkiye’nin içinden geçtiği şu süreçte yeni bir durum olsa gerek’’ cevabını verdi. Şahin, söz konusu savcı atalamalarının dâvânın seyrini etkileyebileceği yönündeki bir soru üzerine şunları söyledi: ‘’Böyle bir şey olabilir mi? Tüm savcılarımız hukuk sınırları içinde hareket eder, eldeki delil durumuna göre, bilgilere, belgelere göre yargılama işi yapar. Savcılarımızın arasında bir ayrım yapılmasını, (şu şu görüşte, bu bu görüşte, acaba şu şöyle mi davranır) diye değerlendirilmesini doğrusu yargıya saygısızlık sayıyorum.’’ Ankara / aa

29.01.2009


 

BBC reddetti, yardımlar ikiye katlandı

İngİlİz yayın kuruluşu BBC ve ülkenin en büyük özel haber kanallarından SKY TV’nin yayımlamayı reddettiği Gazze’ye yardım çağrısı yapan tanıtım filminin, diğer tv kanallarında yayınlanmasıyla, İngiliz halkının yaptığı bağışların miktarının ikiye katlandığı bildirildi. Kanal 4 ve 5 televizyonlarıyla ITV’nin yayımladığı klip sonrasında gerçekleştirilenlerle birlikte, bağış miktarının 1 milyon sterline ulaştığı açıklandı. Açıklamayı yapan Felaketlere Acil Müdahale Komitesi (DEC) adlı şemsiye kuruluş, Kanal 4 ve Kanal 5 televizyonlarıyla ITV’nin pazartesi gününden itibaren klibi yayımlamaya başladığına dikkat çekerken, bağışların ulaştığı noktadan büyük memnuniyet duyulduğunu, ada halkının acıların sonlandırılması için gerçekleştirdiği bağışların süreceğine inandıklarını bildirdi. 13 yardım vakfı ve kuruluşunun bir araya gelerek oluşturduğu DEC’in hazırlattığı üç dakikalık klibin BBC’de yayımlanmayacağının ortaya çıkmasıyla büyük tartışmalar yaşanmış, sivil toplum kuruluşları ve halk yayın kuruluşunun kararını, kuruluşun binası önünde düzenlenen gösterilerle protesto etmişti. Karar ayrıca 122 milletvekilinin hazırladığı bir soru önergesine de konu olmuş, BBC çalışanlarının büyük bölümünün de karardan rahatsız olduğu belirtilmişti. Londra / aa

29.01.2009


 

ABD kan parası ödüyor: 15 cana, 40 bin dolar

ABD, Afganistan’da bir baskında ölen 15 kişi için 40 bin dolar ‘’kan parası’’ ödedi. Ölen kişilerin yakınlarıyla İnzeri köyündeki mezarlıkta bir araya gelen ABD Sözcüsü Albay Greg Julian, bazı kişilerin kazayla ölmüş olabileceğini ifade ederek, “Bu nedenle bir zarar olduysa çok üzgünüm” dedi. Haberi sayfa 4’te

ABD, Afganistan’da bir baskında ölen 15 kişi için 40 bin dolar ‘’kan parası’’ ödedi. ABD Sözcüsü Albay Greg Julian liderliğindeki bir heyet, 19 Ocakta Molla Patang adlı bir militanı hedef alan gece baskınında 15 kişinin öldüğü Kabil’in 50 kilometre kuzeyindeki İnzeri köyüne giderek yeni kazılmış 15 mezarın yakınlarında köylülerle buluştu. Albay Julian, bazı kişilerin kazayla ölmüş olabileceğini ifade ederek, “Bu sebeple bir zarar olduysa çok üzgünüm” dedi. Amerikalı yetkililer, ölen 15 kişinin her biri için 2500, 2 yaralının her biri için 500, ve 1500 dolar da köyün zararına karşılık olmak üzere yoksul Afgan köylülerine toplam 40 bin dolar ödedi. Amkerikalı sözcü Julian’ın, Lahman vilayetinin önde gelenleriyle buluşmayı planladığı da belirtildi. Lahman’da da 7 Ocakta düzenlenen baskında 17 sivil ölmüştü. ABD, bu operasyonda 32 direnişçinin öldüğünü savunuyor. Lahman’da, cumartesi günü de bir başka Amerikan baskınında 16 sivil hayatını yitirmişti. ABD, Afganistan’daki operasyonlarda ölenlerin yakınlarına düzenli olarak ödemeler yapıyor ancak bunların çoğu kamuoyuna açıklanmıyor. Tagab / aa

29.01.2009


 

Türk tipi laiklik pek normal değil

AB Genişleme Komiseri Olli Rehn’in Türkiye’den sorumlu kabine üyesi Heather Grabbe, “Türkiye’de devletin laiklik uygulamaları pek normal değil, hiçbir AB üyesine benzemiyor” dedi. Grabbe, AB üyeliğini destekleyen dinamik toplum kesimlerinin sürecin sonucu konusunda olumsuzluğa kapılmasında “AB’nin yanlış yönetiminin” de payı olduğunu söyledi.

DÜŞÜNCE Kuruluşu Avrupa Politika Merkezi’nde konuşan Heather Grabbe, kamuoyu araştırmalarında, Avrupalılar’ın çoğunluğunun Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkarken yarıya yakınının Türkiye’nin üyeliğini mümkün gördüğünü söyledi. Grabbe, Türkiye’de ise halkın çoğunluğunun AB üyeliğine destek verdiğini, ancak AB’ye girmeye olasılık verenlerin oranının yüzde 25 olduğunu, bunu şaşkınlıkla karşıladıklarını anlattı.

Türkiye’de ‘’AB üyeliğine büyük destek veren muhafazakârlar ve Anadolulu girişimciler gibi dinamik toplum kesimlerinin’’ bu sürecin sonucu konusunda olumsuzluğa kapılmasında ‘’AB’nin yanlış yönetiminin’’ payını kabul eden Grabbe, ‘’Eğer AB tarafı sözünü tutmazsa sürecinin sonunda, Türkiye’de reddedilme duygusundan kaynaklanan hayâl kırıklığının ilişkileri, müzakerelerin başladığı döneme kıyasla çok daha kötüleştirebileceği’’ uyarısında bulundu.

Grabbe, ‘’Eğer AB’nin genişleme tarihine bakarsanız, yukarı yönlü toplumsal hareketliliğin mümkün olduğunu ve istendiğini görürsünüz. Eğer statükodan memnunsanız neden doğası gereği aşağılayıcı olan AB müzakere sürecine katlanasınız? Burada kişisel olarak ve gelecek kuşaklar için daha iyi gelecek düşüncesi rol oynuyor. Ekonomik ve toplumsal açıdan daha iyi bir hayat, daha fazla hak ve özgürlükler beklentisi tüm bu sürecin sürekliliğini sağlıyor. Zahmetli bir sürece başka türlü kamuoyu desteği sağlayamazsın. Bu açıdan yukarı yönlü toplumsal hareketlilik AB’ye katılıma kamuoyu desteği için devâsâ önem taşıyor’’ diye konuştu.

Türkiye’nin ‘’siyasal bölünmüşlük ve mahkemeler sebebiyle’’ çok zaman ve enerji harcadığını belirten Grabbe, sivil anayasa konusunda toplumda hala uzlaşma sağlanamadığını ve yapılan reformların uygulamada çok yavaş ilerlediğini dile getirdi. Grabbe, ‘’Türkiye’deki liberaller AB’den daha fazlasını istiyor. AB yalnızca, AB içinde uzlaşma sağlanan konulara müdahale edebilir. Türkiye’deki birçok soruna AB’nin verecek cevabı yok. Örneğin azınlıkların entegrasyonu ya da din ve devlet arasındaki uygun ilişki. Bu konularda Türkiye’nin ne yapması gerektiğini tanımlayamayız. Ülke içinde açık ve serbestçe tartışılmasından yanayız’’ diye görüş bildirdi.

TÜRK LAİKLİĞİ ‘NORMAL’ DEĞİL

‘’Türkiye’de devletin laiklik uygulamaları pek normal değil, hiçbir AB üyesine benzemiyor. Farklı uygulamaları olan Avrupa Konseyi üyesi Rusya var’’ diyen Grabbe, ‘’AKP’li belediyelerde alkol yasağı bizim işimiz değil. Ne söyleyebiliriz? Bu, çok ustalık isteyen bir iş. AB içinde İsveç ve Finlandiya gibi alkol konusunda çok sıkı kurallar uygulayan ülkeler var. Gerçekten çok zor’’ diye konuştu.

Türkiye’deki reformların ordu üzerindeki etkisi sebebiyle ABD’nin isteğiyle gerçekleştirildiği iddialarını gerçekçi bulmadığını belirten Grabbe, ‘’Türkiye, kurulduğundan bu yana NATO üyesi. Eğer ABD, NATO bağlarıyla Türk ordusunu etkileyecek durumda olsaydı, Irak’ın işgali sırasında (tezkerenin geçmesi için) yapardı. Son yıllarda ABD’nin Türk ordusu üzerinde çok etkili olduğunu düşünmüyorum. Bence reform gündemi daha çok toplumsal istekten kaynaklanıyor’’ diye konuştu. Brüksel / aa

29.01.2009


 

IMF’den yeni dayatmalar

Başbakan Erdoğan Davos'a giderken yaptığı açıklamada “IMF ile olan görüşmelerde her geçen gün yeni yeni bazı maddeler önümüze gelirse o maddeler bizde hassasiyet oluşturur. Çünkü bir yola çıkarken bu anlaşmanın içeriğinde neler varsa bunlar bellidir” diyerek IMF'ye tepki gösterdi.

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, ‘’IMF ile olan görüşmelerde her geçen gün yeni yeni bazı maddeler önümüze gelirse o maddeler bizde hassasiyet oluşturur. Çünkü bir yola çıkarken bu anlaşmanın içeriğinde neler varsa bunlar bellidir’’ dedi. Erdoğan, 39. Dünya Ekonomi Forumu’na katılmak üzere İsviçre’nin Davos kasabasına hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını cevapladı. Davos görüşmeleri kapsamında IMF Başkan Yardımcısı John Lipsky ile bir araya gelmesinin planlanıp planlanmadığı yönündeki soru üzerine Erdoğan, orada yaşanacak gelişmelere göre böyle bir görüşmenin olabileceğini söyledi. Erdoğan, ‘’IMF ile görüşmelerde bazı hassasiyetlerin hâlâ aşılamadığını’’ ifade ettiğini hatırlatarak, bunların ne olduğunu soran bir gazeteciye şu karşılığı verdi:

‘’IMF ile olan görüşmelerde her geçen gün yeni yeni bazı maddeler önümüze gelirse o maddeler bizde hassasiyet oluşturur. Çünkü bir yola çıkarken bu anlaşmanın içeriğinde neler varsa bunlar bellidir. Ve geçen Mayıs’tan bu yana sürekli olarak bazı değişiklikler önümüze gelirse ve bunları biz bir kısmını cevaplamışken hâlâ bunların değiştirilerek tekrar önümüze gelmesi bu noktada bizim tabii ki olaylara daha hassas bakmamızı gerektirir. Bizim her zaman söylediğimiz şudur, bir defa IMF bizim de ortağı olduğumuz bir kuruluştur, ikincisi de kriz dönemlerinde bu krizlerin aşılmasına yönelik destek vermesi gereken, projeler üretmesi gereken kuruluştur. Ama bundan çıkar da çok daha farklı yaklaşımlar ortaya koyarsa Türkiye’yi dünyadaki çok farklı ülkelerle aynı düzeyde ele almaya kalkarsa Türkiye’yi kendi şartları içerisinde değerlendirmezse o zaman bizim hassasiyetimiz artar. Olay budur.’’ Ankara / aa

29.01.2009


 

Cunta, zulme devam ediyor

Myanmar’daki askerî cunta yönetiminin, dağlık bölgede yaşayan Hıristiyan Chin halkına şiddetli baskı uyguladığı bildirildi. İnsan Hakları İzleme örgütünün dün yayınladığı rapora göre, askerî yönetim Chin halkını zorla çalıştırıyor, işkence ediyor ve dinî baskılar uyguluyor.

Myanmar’dakİ askeri cunta yönetiminin, dağlık bölgede yaşayan Hristiyan Chin halkına şiddetli baskı uyguladığı bildirildi. İnsan Hakları İzleme örgütünün yayımladığı rapora göre, askeri yönetim Chin halkını zorla çalıştırıyor, işkence ediyor, yargısız infazlar yapıyor ve dini baskılar uyguluyor. Raporda, baskılar yüzünden 100 bin kadar Chinlinin komşu Hindistan’a kaçtığı, ancak orada da çeşitli baskılara uğradıkları ve geriye dönmeleri için baskı yapıldığı belirtildi. Raporda, askeri cunta yönetiminin diğer etnik azınlıklara karşı baskılarının da devam ettiği bildirildi. Bangkok / aa

29.01.2009


 

Gazze’ye şimdi de psikolojik savaş

Ateşkesin uygulanmaya başladığı 17 Ocak’tan bu yana duran İsrail ordusunun telefonla uyarı mesajları, dün yeniden başladı. Gazzelilerin “psikolojik savaş” adını verdikleri telefon mesajlarında, “teröristleri evlerinde barındırmamaları, evlerinin yanında teröristler yaşıyorsa, kendi iyilikleri için evlerini terk etmeleri” isteniyor

İSRAİL buldozerleri, önceki gün 1 İsrail askerinin ölümüne, 1’i ağır 3’ünün de ağır yaralanmasına sebep olan patlamanın ardından, gece yarısına doğru patlamanın olduğu Kisufim geçişi yakınlarında sınırdan içeriye girdiler. İsrail askerleri, Kisufim’deki patlamanın ardından bölgeyi top ateşine tutmuş, 1 Filistinli ölmüş, ayrıca buldozerler yine sınır içinde patlayıcı arama-tarama çalışması yapmışlardı. Ayrıca Han Yunus’ta da motosiklet, uçakların attığı füzeyle vurulmuş, 1 Filistinli daha hayatını kaybetmişti. Görgü şahitleri, İsrail buldozerlerinin sınırdan içeriye girerek, geçiş noktası çevresindeki alanda arazi düzleme çalışması yaptıklarını söylediler. Ancak kaç buldozer bulunduğu konusunda bilgi alınamadı. Askerlerin sınır içi operasyonu sırasında herhangi bir olayın meydana gelmediği öğrenildi. Öte yandan ateşkesin uygulanmaya başladığı 17 Ocak’tan bu yana duran İsrail ordusunun telefonla uyarı mesajları, dün ilk kez yeniden başladı. Gazzeliler’in ‘’psikolojik savaş’’ adını verdikleri telefon mesajlarında, bu kez derhal evlerini boşaltmaları istenmemekle beraber, ‘’teröristleri evlerinde barındırmamaları, kendi iyilikleri için evlerinin yanında teröristler yaşıyorsa, evlerini terketmeleri’’ isteniyor. Gazze Şeridi bütününde yeniden başlayan uyarı mesajlarının, başta Gazze şehri olmak üzere Refah bölgesinde yoğun olarak alındığı da öğrenildi. Gazze / aa

29.01.2009


 

EĞİK MİNAREYİ DÜZELTTİLER

Gazİantep’tekİ tarihi Ali Nacar Camii’nin 35 santimetre eğri olan minaresi düzeltildi.

Yaklaşık 6 yıl önce çevresindeki yerleşim birimlerindeki inşaat çalışmaları sebebiyle eğilmeye başladığı tespit edilen minareyi inceleyen uzmanlar, yaklaşık 5 metre kadar yükseklikten itibaren üst kısımlarının 35 santimetre kadar doğuya doğru eğildiğini belirledi. Gaziantep Vakıflar Bölge Müdürü İsa Güven, geçen yıl restorasyonuna başlanan tarihi Ali Nacar Camii’nde ilk iş olarak minarenin düzeltilmesi işlemlerine başlandığını, temeli çok sağlam olan minarenin maharetli ustalar tarafından hem restore edildiğini hem de 35 santimetrelik eğimin düzeltilerek yıkılma tehlikesinin ortadan kaldırıldığını söyledi. Güven, 25 metre yüksekliğindeki minarenin taşlarının yukarıdan başlanarak teker teker sökülerek numaralandırıldığını, daha sonra tarihi dokusuna zarar verilmeden yerleştirilerek düzeltme işleminin tamamlandığını ifade etti. Restorasyon çalışmalarına geçen yıl başlanan, 400 bin TL bedelle ihale edilen Ali Nacar Camii’ndeki çalışmaların son aşamaya geldiği bildirildi. Gaziantep’in Osmanlı dönemine ait camileri arasında yer alan Ali Nacar Camii’nin 14. yüzyılda yapıldığı biliniyor. Gaziantep / aa

29.01.2009


 

TEK KABLO İLE DÜNYAYA BAĞLAN

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi Prof. Dr. İlhan Yerlikaya, yaptığı açıklamada, bilimin gelişmesinin teknolojik alanlarda her geçen gün yeni bir buluş ve gelişmenin zeminini hazırladığını belirtti.

Gelişen teknoloji sayesinde mevcut elektrik hatları üzerinden internet platformu yayıncılığı (IPTV), internet, telefon ve benzeri sistemlerin veri aktarılmasına olanak sağladığını ifade eden Yerlikaya, şunları kaydetti:

‘’Powerline Communication (PLC) denilen bu sistem sayesinde yüksek hızlı veri transferi yapılabilecek. Böylece elektrik kabloları üzerinden gelen sinyallerle evimizde televizyon izleyip, radyo dinleyebileceğiz. Telefon görüşmesi yapıp internet kullanabileceğiz. Tüm bunlar için de ayrı ayrı kabloların döşenmesine gerek kalmayacak. Kablo kirliliği ortadan kalkmış olacak.’’

Yerlikaya, PLC sisteminin halen Rusya, Kore, Tayvan gibi bazı ülkelerde test çalışmalarının yapıldığını, bu sistem sayesinde network inşa maliyetlerinin düşeceğini, veri aktarımının daha hızlı ve kaliteli olacağını bildirdi.

Türkiye’de de elektrik sistemlerinin büyük kısmının yer altına alınarak modern hâle getirildiğini anımsatan Yerlikaya, ‘’Dolayısıyla da bu sistemin Türkiye’de de hayata geçirilmesi kolay ve mümkün. Sistemin Türkiye’de de hayata geçirilmesi hâlinde ilave hata gerek olmadan tek hat üzerinden kaliteli ve hızlı veri aktarımı sağlanabilecek. Hat döşeme maliyetleri düşecek’’ diye konuştu. Yerlikaya, kablolu TV’nin Türkiye’de çok gelişememesinin sebeplerinden birinin de hat döşeme maliyetlerinin yüksekliği olduğunu, dolayısıyla PLC sisteminin hayata geçirilmesi halinde altyapı maliyetlerinin de en alt seviyeye düşürülebileceğini bildirdi. Prof. Dr. Yerlikaya, PLC sistemiyle telefon, internet, televizyon, teleworking (uzaktan çalışma sistemleri), teleshopping gibi sistemlerinin çalıştırılabileceğini sözlerine ekledi. Ankara / aa

29.01.2009


 

Çifçtilerden oturma eylemi

Konya’nIn Derebucak ilçesinde bulunan Gembos Ovası’nda su taşkınları sonucu ekili arazileri su altında kalan çiftçiler, Derebucak-İbradı-Antalya karayolunda oturma eylemi yaptı.

Son yağışların ardından tamamen dolan Derebucak Yılmaz Muslu Barajı’ndan Gembos Derivasyon Kanalları aracılığıyla Beyşehir Gölü’ne su salınırken, aynı zamanda ekili arazilerin bulunduğu Gembos Ovası’na da su bırakıldığını ve suyun taşkınlara sebep olduğunu ileri süren çiftçiler, araç konvoyları eşliğinde kornalar çalarak geldikleri Derebucak-İbradı-Antalya karayolu üzerinde oturma eylemi yapıp, zararlarının karşılanmasını talep ettiler. Beyşehir Ziraat Odası Başkanı Dursun Ersözlü, gazetecilere yaptığı açıklamada, bölgedeki çiftçinin zararının karşılanmasını istedi.

Ekili arazilerin su altında kaldığını ve çiftçinin zor durumda olduğunu dile getiren Ersözlü, bölgeye yapılan yatırımlardan memnun olduklarını ancak, geçmiş yıllarda yaşanan sıkıntıların tekrar yaşanmaya başlamasından dolayı üzgün olduklarını ifade ederek, şunları kaydetti:

‘’Şu anki tablodan memnun değiliz. Çiftçimiz taşkın sularından, ektiği ekinini göremiyor. İlgililerden çiftçimizin zararının karşılanmasını bekliyoruz. Gerekli önlemlerin alınarak bir daha böyle bir sıkıntının yaşanmamasını ve oda olarak çiftçimizin yanında olduğumuzun bilinmesini istiyoruz.’’

Gembos Ovası’nda ekili arazisi olduğunu belirten çiftçi Mustafa Gülcan, ‘’Yetkililer bölgedeki suların önünü kesip Beyşehir Gölü’ne akıtacaklarını ve Gembos’a bir litre su akıtmayacaklarını söylemişlerdi. Ancak, verdikleri sözü yerine getiremediler’’ dedi. Konya / aa

29.01.2009


 

Doğu biraz daha soğuyacak

Meteorolojİ Bölge Müdürlüğü yetkililerinden alınan bilgiye göre, sabah saatlerinde sisli ve puslu havanın hakim olduğu bölgede, gece ölçülen en düşük hava sıcaklıkları sıfırın altında olmak üzere Erzurum’da 16, Kars’ta 8, Ardahan’da 5, Iğdır’da 4, Ağrı’da da 3 derece oldu. Erzincan’da ise hava sıcaklığı sıfır derece olarak ölçüldü. Günün en yüksek hava sıcaklıklarının ise Erzurum’da eksi 5, Ardahan’da eksi 3, Kars’ta eksi 2, Ağrı’da eksi 1, Iğdır’da 5, Erzincan’da da 6 derece olması bekleniyor. Kars ve Ardahan’da öğle saatlerinde kısa süreli yağış beklendiği bölgenin bugün Balkanlar’dan gelen yeni bir yağışlı havanın etkisine gireceği ve önümüzdeki hafta başına kadar aralıklarla kar yağışının beklendiği bildirildi. Bölgede hava sıcaklıklarında ise 2 ila 4 derece arasında bir düşünün yaşanacağı kaydedildi. Bu arada, Kars’ın Sarıkamış ilçesinde soğuklar nedeniyle çatıların yanı sıra çam ağaçlarında da küçük sarkıtların oluşması dikkati çekti. Muş-Varto kara yolunda Varto Çayı üzerindeki tarihi Abdurraman Paşa Köprüsü’nde oluşan yaklaşık 5 metre uzunluğundaki buz kütlesi ise ilginç bir görüntü oluşturdu.

29.01.2009


 

Konya’da gözaltılar 47’ye yükseldi

Konya’da suç örgütüne yönelik operasyonda gözaltına alınanların sayısı 47’ye yükseldi. Edinilen bilgiye göre, Konya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince organize suç örgütüne yönelik düzenlenen operasyon kapsamında gözaltına alınanların sayısı 47’ye ulaştı. Çek ve senet tahsilatı yapma gibi çeşitli suçlara karıştıkları iddia edilen zanlılar, polis minibüsleriyle getirildikleri Konya Numune Hastanesinde sağlık kontrolünden geçirildikten sonra yeniden sorgularının sürdüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne götürüldü. Konya / cihan

29.01.2009


 

Ölen dağcılar için anma töreni

Gümüşhane Dağcılık Kulübü (GÜDAK), Torul ilçesindeki Zigana Dağı’nda çığ altında kalarak yaşamını yitiren 10 dağcı için olay yerinde anma töreni düzenleyecek. GÜDAK Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Akbulut, yaptığı yazılı açıklamada, 25 Ocak Pazar günü meydana gelen üzücü olayda yaşamını yitiren 10 dağcı için 1 Şubat Pazar günü anma töreni düzenleyeceklerini belirtti. Söz konusu olayın tüm Türkiye’de büyük üzüntü yarattığını ifade eden Akbulut, şunları kaydetti: ‘’Zigana’da yaşamını yitiren dağcı arkadaşlarımız için saygı duruşunda bulunarak çığa kapıldıkları yere karanfil bırakacağız.’’ Gümüşhane / aa

29.01.2009


 

Uçaklara sis engeli

DİyarbakIr’da etkisini gösteren yoğun sis sebebiyle görüş uzaklığının 80 metreye kadar düşmesinden dolayı, İstanbul ve Ankara’dan şehre yapılacak uçak seferleri gerçekleştirilemedi. Görüş uzaklığının düşmesi nedeniyle Türk Hava Yolları’nın (THY) İstanbul-Diyarbakır ve Ankara-Diyarbakır seferlerini yapan uçaklar Şanlıurfa GAP Havaalanı ve Mardin Havaalanı’na indi. Onurair Havayolları’nın İstanbul-Diyarbakır seferini yapan uçağı ise Adana’ya Havaalanı’na yönlendirilirken, SunExpres’in İstanbul-Diyarbakır uçağı, İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı’nda bekletildi. AKPi’nin 29 Mart yerel seçimlerinde Diyarbakır Büyükşehir, ilçe ve beldelerde gösterilecek belediye başkan adaylarının tanıtım toplantısına katılacak olan Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker ve AKP Genel Başkan Yardımcıları Abdulkadir Aksu, Necati Çetinkaya ve Hüseyin Tanrıverdi de sis engeline takıldı. Bakan Eker’i Ankara’dan getiren uçak Mardin Havaalanı’na inerken, AKP Genel Başkan Yardımcıları Aksu, Çetinkaya ve Tanrıkulu’nu taşıyan uçak ise Şanlıurfa GAP Havaalanı’na indi. Diyarbakır / cihan

29.01.2009


 

Listeleri kontrol ettiniz mi?

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanlığının genelgesine göre, seçmen niteliğine sahip olduğu halde, muhtarlık bölgesi askı listesinde ismi bulunmayan, başka bir muhtarlık bölgesi askı listesinde yazılı olup da sürekli olarak oturmak amacı ile listenin askıya çıkarıldığı muhtarlık bölgesine gelen, öğrenci olup, seçmen niteliğini taşıyan ve öğrenim gördükleri yerleşim birimlerinde oylarını kullanmak isteyen, muhtarlık bölgesi askı listesinde kendisine ait kimlik ve adres bilgilerinde yanlışlık veya eksiklik bulunan, olay bilgisi değişen (vatandaşlık durumu gibi) Türk vatandaşları, adres kayıt sistemine dahil olunabilmesi ve yukarıda belirtilen işlemlerin yapılabilmesi için ilgili nüfus müdürlüğüne başvurabilecek.

Askerlikten terhis olup da silah altında bulunmaları nedeniyle askı listesinde kaydı bulunmayan ve yine aynı sebeple kayıtları dondurulmuş bulunan, kamu hizmetlerinden süreli olarak yasaklı bulunmaları nedeniyle askı listesinde ismi bulunmayanlar ile aynı nedenle kayıtları dondurulmuş bulunan ve yasaklılık süresi sona eren Türk vatandaşları da listelere yazılmak için ilçe seçim kurulu başkanlıklarına başvuruda bulunabilecek.

Tutuklu seçmen listesinde kendisine ait kimlik bilgilerinde yanlışlık veya eksiklik bulunan, taksirli suçlardan hükümlü veya tutuklu olduğu halde düzenlenen tutuklu seçmen listesine yazılmamış bulunan Türk vatandaşları ise ceza ve tutukevi idaresi aracılığı ile yazılı olarak ilçe seçim kurulu başkanlığına başvurabilecek.

29.01.2009


 

LİSTEDE İSMİ BULUNMAYANLAR VE YERLEŞİM YERİ DEĞİŞENLER

AskIya çıkartılan muhtarlık bölgesi askı listesinde kayıtlı olan seçmenlerden kayıtlarında yanlışlık veya eksiklik bulunan veya askı süresi içerisinde yerleşim yerini aynı ilçe içinde başka bir muhtarlık bölgesine veya bir ilçeden diğer bir ilçeye nakleden kişiler, bizzat veya ilgili nüfus müdürlüğünden alacakları resmi nitelikteki belge ile askı yeri görevlisine veya ilçe seçim kurulu başkanlığına müracaat edecek. Öğrenci olup, seçmen niteliğini taşıyan ve öğrenim gördükleri yerleşim birimlerinde oylarını kullanmak isteyen öğrenciler (askeri öğrenciler hariç) öğrenim gördükleri okuldan, o okulun öğrencisi olduklarına ve yurt müdürlüklerinden yurtta kaldıklarına ilişkin alacakları resmi belgeler ile kaldıkları yurtların bağlı bulunduğu ilgili nüfus müdürlüklerine bizzat başvurarak nüfus müdürlüğünden alacakları adres değişikliğine ilişkin gerekçeli belgeyi ve eklerini ilçe seçim kurulu başkanlığına teslim edecek.

29.01.2009


 

Yenimahalle’de mühimmat ele geçirildi

YENİMAHALLE'NİN Batıkent semtinde iki ayrı araziye bırakılmış çok sayıda bomba ile otomatik silahlara ait mermi ele geçirildi. Batıkent Anıt İş Merkezi karşısındaki arazide, 7 adet el bombası, 3 adet tüfek bombası, 10 adet Lancaster bombası, 15 kutu M-16 mermisi bulundu. Vatandaşlarını bildirmesi üzerine Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri olay yerine gelerek, mühimmata el koydu. Bir başka ihbar üzerine Batıkent Ergazi Mahallesi 1. Cadde’deki arazide de 461 adet Kalaşnikof mermisi bulundu. Mermiler, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerine karakol polislerince teslim edildi. Emniyet yetkilileri, söz konusu mühimmatın incelenmek üzere polis kriminal laboratuvarına gönderileceğini bildirdi. Ankara / aa

29.01.2009


 

Rusya, Barack Obama’ya zeytin dalı uzattı

ABD’NİN füze kalkanı projesine misilleme amacıyla Polonya sınırındaki Kaliningrad bölgesine füze yerleştirmeyi planlayan Rusya’nın, bu hazırlığını askıya aldığı bildirildi. Rus İnterfaks ajansının, yayımladığı haberde, ‘’Kalingrad’a İskender füzelerinin yerleştirilmesi planının askıya alındığı, bunun sebebinin de yeni ABD yönetiminin şu ana kadar Doğu Avrupa’ya füze kalkanı yerleştirilmesi konusunda bir adım atmaması olduğu’’ kaydedildi. Rusya Savunma Bakanlığı, konuyla ilgili soruları cevapsız bıraktı. Rusya Federasyonu topraklarından ayrı olan Kaliningrad bölgesi daha batıda, Polonya sınırında, Baltık kıyısında bulunuyor. Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev, geçen yıl yaptığı açıklamada, ABD’nin Polonya’ya füze kalkanına bağlı tesisler kurması halinde kendilerinin de Kaliningrad’a İskender füzeleri yerleştirilebileceklerini söylemişti. ABD Başkanı Barack Obama pazartesi günü Medvedev ile bir telefon görüşmesi yapmış ve liderler, iki ülke ilişkilerini geliştirme konusundaki niyetlerini dile getirmişlerdi. Moskova / aa

29.01.2009


 

İsrail’in saldırıları radikallere yaradı

İNGİLTERE İçişleri Bakanının terör ve güvenlikten sorumlu yardımcısı Lord West, İsrail’in Gazze saldırılarının, hükümetin Müslümanların radikalleşmesini önlemeye yönelik çabalarına darbe vurduğunu söyledi. Terörist gruplar hakkında söylediği ağır sözlerle de tanınan Lord West, İsrail’in saldırgan tutumunun Müslüman halk arasındaki, İsrail ile batı arasında bir “bağlantı” bulunduğuna dair ön yargıyı yeniden güçlendirdiğini de belirtti. Lord West, İçişleri Bakanlığının ülkedeki Müslüman toplum içindeki muhbirlerinin de Ortadoğu’daki çatışmaların İngiltere’de taraftar ve militan kazanmaya çalışan El Kaide’nin amacına hizmet ettiğine dair somut bilgi verdiklerini kaydetti. Terör eylemlerine karşı binaların nasıl güçlendirilebileceğine dair teknik bir seminerde konuşan Lord West, şunları söyledi: “Gazze’de yaşananlar bizim rakidalizme karşı geliştirmeye çalıştığımız stratejiye hiç olumlu bir etki yapmadı. Müslüman toplumun içindeki, bizim diyalogda bulunduğumuz kişiler de durumun kaygı verici olduğunu söylüyor. Onlar da etkinin kötü bir tepkiye yol açtığına işaret ediyor. Yaşananların El Kaide’nin vermeye çalıştığı mesaja uyduğunu söylüyor. Bu durumda bizim bütün cami cemaatlerine konumumuzu, durumumuzu çok iyi anlatmamız lâzım.” Gazze’den gelen görüntülerin, fotoğrafların insanın beyninde hemen bir nefret oluşturduğunu, ardından İsrail, ABD ve İngiltere arasında bir bağlantı kurulmasına yol açtığını ifade eden West, bunun da oluşturulmaya çalışılan stratejiyi olumsuz etkilediğini anlattı. Londra / aa

29.01.2009


 

Gazze geçişleri derhal açılmalı

BM Genel Sekreteri Ban Kimun’un insani işler sorumlusu John Holmes, İsrail’in Gazze’ye geçişleri hemen açması gerektiğini belirtti. Holmes ve Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Kurumunun (UNRWA) üst düzey yetkilisi Karen Abuzeyd, Güvenlik Konseyine Gazze’deki insani durumla ilgili bilgi verdiler. Gazze’den yeni dönen Holmes, İsrail’in, Gazze’ye insani yardım ve inşaat malzemelerinin ulaştırılması için geçişleri tamamen açması gerektiğini kaydetti. Holmes, Gazze’de İsrail saldırılarında 1300 kişinin öldüğünü, 5300’den fazla insanın yaralandığını ve bu rakamların yaklaşık üçte birini çocukların oluşturduğunu söyledi. Gazze’de 21 bin evin yıkıldığını ya da ciddi hasar gördüğünü de belirten Holmes, 50 bin Filistinlinin BM binalarına sığındığını bildirdi. Gazze’deki 1.5 milyon nüfusun 1.3 milyonunun acil gıda yardımına gereksinim duyduğunu anlatan Holmes, BM’nin 2 Şubat’ta Gazze için uluslararası yardım talebinde bulunacağını bildirdi. New York /aa

29.01.2009


 

Gazze’ye psikolojik baskı

İSRAİL buldozerleri, önceki gün 1 İsrail askerinin ölümüne, 1’i ağır 3’ünün de ağır yaralanmasına sebep olan patlamanın ardından, gece yarısına doğru patlamanın olduğu Kisufim geçişi yakınlarında sınırdan içeriye girdiler. İsrail askerleri, Kisufim’deki patlamanın ardından bölgeyi top ateşine tutmuş, 1 Filistinli ölmüş, ayrıca buldozerler yine sınır içinde patlayıcı arama-tarama çalışması yapmışlardı. Ayrıca Han Yunus’ta da motosiklet, uçakların attığı füzeyle vurulmuş, 1 Filistinli daha hayatını kaybetmişti. Görgü şahitleri, İsrail buldozerlerinin sınırdan içeriye girerek, geçiş noktası çevresindeki alanda arazi düzleme çalışması yaptıklarını söylediler. Ancak kaç buldozer bulunduğu konusunda bilgi alınamadı. Askerlerin sınır içi operasyonu sırasında herhangi bir olayın meydana gelmediği öğrenildi. Öte yandan ateşkesin uygulanmaya başladığı 17 Ocak’tan bu yana duran İsrail ordusunun telefonla uyarı mesajları, dün ilk kez yeniden başladı. Gazzeliler’in ‘’psikolojik savaş’’ adını verdikleri telefon mesajlarında, bu kez derhal evlerini boşaltmaları istenmemekle beraber, ‘’teröristleri evlerinde barındırmamaları, kendi iyilikleri için evlerinin yanında teröristler yaşıyorsa, evlerini terketmeleri’’ isteniyor. Gazze Şeridi bütününde yeniden başlayan uyarı mesajlarının, başta Gazze şehri olmak üzere Refah bölgesinde yoğun olarak alındığı da öğrenildi. Gazze / aa

29.01.2009


 

Cami minareleri Ermenistan’dan görülebilecek

IğdIr’da minareleri Ermenistan’dan görülebilecek yükseklikte yapılacak Doğu Anadolu’nun en büyük camisinin kaba inşaatı tamamlandı. Iğdır Müftülüğü tarafından halkın yardımıyla 2 yıl önce 2 bin metrekarelik alan üzerinde yapılan Merkez Cami’nin inşaatı devam ediyor. Merkez Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği Başkanı Mehmet Yancar, yaptığı açıklamada, caminin inşaatından büyük ilerleme kaydettiklerini bildirdi. Mehmet Yancar, kaba inşaatı tamamlanan caminin kubbeye kadar olan kısmının 40 metre yüksekliğinde yapıldığını anlatarak, ‘’Minarelerin yapımına henüz başlanmadı. Minarelerin yüksekliği de 61 metre olacak. Yani yerden toplam yüksekliği 101 metre olacak olan minareler, bu şekilde Ermenistan’dan görülebilecek. Bu cami ayrıca Doğu Anadolu’nun en büyük camisi olacak’’ diye konuştu. Yancar, caminin alt kısmının otopark, gasilhane, kurban kesim yeri olarak düzenleneceğini, bir üst katının ise Müftülük hizmet binası, kütüphane ve Kur’ân kursu olarak kullanılacağını kaydetti. Caminin yapımı için şimdiye kadar 2.5 milyon TL harcama yapıldığını belirten Yancar, aynı anda 6 bin kişinin namaz kılacağı caminin gelecek yıl ibadete açmayı planladıklarını kaydetti. Iğdır / aa

29.01.2009


 

Plastik, hayatı zehirliyor

ABD’de yapılan bir araştırma, birçok plastik üründe kullanılan tartışmalı bir kimyasalın, vücutta sanılandan daha uzun süre kalabileceğini gösterdi. Rochester Üniversitesi’nde görevli doktor Richard Stahlhut ve çalışma arkadaşları yaptıkları araştırma çerçevesinde, 1469 yetişkinin idrarlarındaki BPA (bisfenol A) kimyasalının seviyelerini inceledi. Araştırma kapsamında gün boyunca perhiz yapan kişilerin idrarında dahi bu kimyasaldan önemli ölçüde bulunduğu, biberon dahil olmak üzere çok sayıda plastik üründe kullanılan bu kimyasalın, musluk suyu veya ev tozu gibi yiyecek harici kaynaklardan alınabileceği gözlendi. Richard Stahlhut, BPA’nın vücutta, yavaşça serbest kalacağı yağ dokusuna işleyebileceğini, vücuttan hızla atılmamasının sorun oluşturacağını kaydetti. Birçok gıda ve içecek kutusunda, bazı tıbbi malzemelerde de kullanılan BPA, vücutta östrojen hormonunu taklit ediyor. ABD’de Ulusal Sağlık Enstitüleri’nde görevli bilim adamları, BPA’nın prostat ve beyin gelişimi üzerinde zararlı etkilere yol açabileceği, cenin, bebek ve çocuklarda hareket değişikliğine sebep olabileceği uyarısında bulunmuştu. İngiltere geçen yıl yapılan bir araştırma da bu kimyasalın vücutta yüksek seviyelerde bulunmasının, kalp hastalıkları, diyabet ve karaciğerde enzim bozukluklarıyla bağlantısı olduğunu ortaya koymuştu. Washington / aa

29.01.2009


 

İstanbul’da ‘güneşli’ günler

2. Güneş Enerjisi Teknolojileri Fuarı, 26 Şubat–1 Mart 2009 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilecek. İhlas Fuar Hizmetleri A.Ş’den yapılan açıklamaya göre, sektöre kapılarını ikinci kez açacak fuar, dünyadaki son teknolojilerin ve Türkiye’de üretilen yeni ürünlerin bir arada sunulduğu ticari bir platform olmayı hedefliyor. Müzisyen Taner Öngür, “Serap Yağız Suların Uğultusu” adlı grubuyla, 26 Şubat Perşembe günü fuarın açılışında konser verecek. Konserin, ‘’tamamen’’ güneş enerjisi ile beslenen bir ses sistemi ile yapılacağı bildirildi. İstanbul / aa

29.01.2009


 

Filmlerin ‘google’u açılıyor

İngİltere, sinamaseverlerin ‘’Google’’ı olacak arama motorunu açıyor. İngiltere Film Konseyi, Japonlar’ın 1960’lardaki korku filmi ‘’Onibaba’’ ve eski tür İngiliz komedisi ‘’The Lavender Hill Mob’’ gibi klasiklerin de bulunmasının mümkün olduğu arama motorunun, İngiliz sinema izleyicisinin kullanımına sunulacağını açıkladı. Konsey, (www.FindAnyFilm.com) adlı sitenin ücretsiz olduğunu, toplam süresi yaklaşık 7 yılı bulan 30 binden fazla filmin izleyicilerin tercihine sunulacağını belirterek, filmlerin 20 türde ve 60 dilde olacağını kaydetti. ‘’Sitenin filmler için bir Google olacağını’’ belirten konsey, ilk kez İngiltere’deki mevcut filmlerin listelenerek internete verileceğini ve kullanımının ücretsiz olacağını bildirdi. Sitenin kuruluş amacının yasadışı film indirmeleriyle mücadele olduğu da vurgulandı. Londra / aa

29.01.2009


 

Beslenme bilincimiz artıyor

Türkİye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) internet sitesinde yer alan ‘’Sıkça sorulan sorular’’ bölümüne bir ayda 30 bin kullanıcının gıda maddeleriyle ilgili sorularını yönelttiği bildirildi. Konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, TGDF resmi internet sitesinde yer alan ‘’Sıkça sorulan sorular’’ bölümüne bir ayda 30 bin kullanıcının gıda maddeleriyle ilgili soru sorduğu ve bunların federasyonun akademik kurulu tarafından cevaplandırıldığı kaydedildi. Beslenme konusunda, internet sitesi üzerinden TGDF’ye bu kadar soru yöneltilmesini tüketici bilinçlenmesinin bir göstergesi olarak değerlendiren TGDF Başkanı Şemsi Kopuz, aynı zamanda bu soruların federasyon gibi doğru bir kanala gelmesinin de sektör ve tüketici üzerinde TGDF’nin olumlu etkisinin bir delili olduğunu ifade etti. İstanbul / aa

29.01.2009


 

Yurt dışında ava servet harcanıyor

Türkİye’de avcılık için ortalama 2 bin TL’nin gözden çıkarılması gerektiği, yurt dışını tercih eden gelir seviyesi yüksek bazı tutkunların, Altaylar’da yaban koyunu avı için 40-50 bin, Afrika’da fil avına ise 50-60 bin dolar ödeme yaptığı belirtildi. Merkez Av Komisyonu Doğu Akdeniz Temsilcisi Rasim Ener, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin av turizminin, coğrafi yapısı, bitki örtüsü ve yaban hayatı zenginliğinin tanıtımlarla daha geniş kesimlere duyurulması sayesinde sürekli geliştiğini söyledi. Ener, av sezonunda ABD ve bazı Avrupa ülkelerinden çok sayıda avcının Türkiye’ye geldiğini, bu arada özellikle gelir seviyesi yüksek bir kesimin de yurt dışını tercih ettiğini anlatarak, şöyle devam etti: ‘’Ekonomik durumu iyi olan bu avcı arkadaşlarımız genellikle fil, yaban koyunu ve çengel boynuzlu dağ keçisi gibi büyük avlara gidiyorlar. Bunlara da Güney Afrika ve Asya’da Moğolistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Romanya gibi ülkelerin dağlık kesimlerinde rastlanıyor. Sezonda, ortalama 100’ün üzerinde Türk avcısı yurt dışında avlanmayı tercih ediyor. Örneğin Altaylar’da 5 bin rakımı bulan yerlerde rastlanılan Argali türü yaban koyunu avı için 40-50 bin doları gözden çıkaran var. Bazı avcı arkadaşlarımız da Afrika’da fil avına 50-60 bin dolar ödüyor. Ekonomik durumu çok iyi olan avcı ‘büyük 5’ denilen hayvan grubunu avlamayı hayâl ediyor. Bu grubu fil, aslan, gergedan, leopar ve buffalo oluşturuyor.’’ Antalya / aa

29.01.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır