|
|
|
Demokrasi AB sayesinde ilerliyor |
Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, hiç kimsenin Türkiye’nin kendi dinamikleriyle demokrasi oluşturduğunu söyleyemeyeceğine dikkati çekti. Selçuk, “Sovyet blokundan kopan ülkeler 1990’lı yılların sonuna doğru demokratikleşme açısından çoktan Türkiye’yi geçmişlerdir. Türkiye çok geride kaldı. Bu çok acı bir olay. Türkiye’de demokrasi Avrupa Birliği sayesinde ilerliyor” dedi.
YARGITAY Onursal Başkanı Sami Selçuk, Türkiye’de demokrasinin Avrupa Birliği sayesinde ilerlediğini söyledi. Sami Selçuk, Eskişehir Barosu tarafından Eskişehir Adliye Sarayı’nda düzenlenen ‘’Türkiye’de Demokrasi’’ konulu konferansta yaptığı konuşmada, dünyada artık hiçbir toplumun kapalı sistemi istemediğini belirterek, halkların açık bir rejim ve demokrasi istediklerini bildirdi. ABD’de 11 Eylül’de yapılan saldırıların ardından özgürlük ve güvenlik arasında kalan devletlerin bile demokratikleşmek zorunda kaldıklarını ifade eden Selçuk, şöyle konuştu: ‘’Çünkü halk, devletin daha ileri gitmesini istemiyor. Türkiye, yurttaşlığın ötesine doğru yürüyor. Vatandaş, birey yurttaş olmaya doğru yürüyor. Bazı sıkıntılar var. Türkiye’deki gelişme ağır çekim şeklindedir. Sovyet blokundan kopan ülkeler 1990’lı yılların sonuna doğru demokratikleşme açısından çoktan Türkiye’yi geçmişlerdir. Türkiye çok geride kaldı. Bu çok acı bir olay. Türkiye’de demokrasi Avrupa Birliği sayesinde ilerliyor. Hiç kimse Türkiye’nin kendi dinamikleriyle demokrasi yarattığını söyleyemez.’’
‘’ÜNİVERSİTE DEĞİL, SANKİ KIŞLA”
Selçuk, Ortaçağ’da 12. yüzyılın üniversiteler çağı olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
‘’Özgürlük ve özerklikler konusunda Türkiye’deki üniversiteler o dönemin gerisindedir. Türkiye’de üniversiteler ideokrat yetiştiriyor. Beyni özgür ve bağımsız insanlar yetişmiyor. Üniversite, evren kent demektir. Bizim üniversiteler ne evrene ne kente benziyor. Sanki kışla. Üniversite özgür olmalı ve halka özgürlüğün ne demek olduğunu göstermelidir.’’
“DEVLET VE TOPLUM BİRBİRİNDEN UZAK”
Türkiye’de halkın başka bir yerde yasaların başka bir yerde olduğunu anlatan Selçuk, “Neye el atsanız elinizde kalıyor. Türkiye bir an önce kendini toparlamalıdır. Devlet ve toplum birbirinden çok uzakta yaşıyor. Türkiye hala yerleşik düzene geçemediği için sorun yaşıyor. Kavramlar oturmadığı sürece Batı hukukuyla bütünlük sağlanamaz. 301. maddede olduğu gibi. A’dan Z’ye herşeyi gözden geçirmeliyiz. Türkiye tartışmayı başarmak zorundadır. Türkiye demokrasisinde bunalımlar vardır. Temsil bunalımı vardır. Türkiye’de milletvekili seçilmiyor, genel başkanın vekili seçiliyor. Adayı genel başkan gösteriyor. Sıkıysa sesini çıkar. Sesini çıkaran kovulur. Yasalar kahramanlar için yapılmaz. Sıradan, sade insanlar için yapılır.’’
ERKLER ÇATIŞMASI YAŞANIYOR
SELÇUK,Türkiye’de erkler çatışması da yaşadığını belirterek, aynı erkin içinde de çatışmalar olduğunu dile getirdi. Erklerin birbirlerine cevap yetiştirdiklerini belirten Selçuk, şöyle konuştu: ‘’Böyle birşey olabilir mi? Hangi ülkede var? İnsanlar yargının yerine geçerek yargının yerine karar veriyor. Köşe yazarı, siyasetçi karar veriyor. Savcılıklar paylaşılıyor. O bunun savcısı oluyor, bu onun savcısı oluyor. Hiçbir Batı ülkesinde bunu yapamazsınız. Yaparsanız koltuğunuzdan olursunuz. Gelişmiş ülkelerde yargıya en ufak müdahalede kıyamet kopar. Yargı bağımsızlığı bir değerdir ve herkesindir. Yargının bağımsız olmadığı bir yerde sabahleyin sütçü mü gelecek yoksa kolluk gücü mü bilemezsiniz. Haberiniz olsun.’’
|
28.12.2008
|
|
|
Kemalizmle yüzleşmeden açılım yapılamaz |
A.Ü. İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Nur Betül Çevik, CHP’nin temel probleminin bir türlü Kemalizm’le yüzleşememesi ve hâlâ temel bir takım ideolojik unsurları korumakta ısrar etmesi olduğunu söyledi. Çelik, Kemalizm’in seçkinci bakış açısı gibi temel sorunları çözemediği için sol bir demokratik açılım sağlamak noktasında yeterli zemini sağlamadığını aktardı.
ANKARA Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nur Betül Çevik, Kemalizm’in seçkinci bakış açısı gibi temel sorunları çözemediği için sol bir demokratik açılım sağlamak noktasında yeterli zemini sağlamadığını belirtti. Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETAV) tarafından CHP’nin çarşaf açılımı ve yerel seçim stratejisiyle ilgili düzenlenen “22 Temmuz’dan 29 Mart’a Siyaset: CHP” konulu panele Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nur Betül Çevik, Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Tanju Tosun ve KONDA Yönetim Kurulu Başkanı ve Radikal Gazetesi Yazarı Tarhan Erdem konuşmacı olarak katıldı.
CHP, KEMALİZM’İN TAŞIYICI MİSYONUNA
SAHİP
CHP’nin ideolojik kökenlerini tarihsel çizgi içinde ele alan Doç. Dr. Nur Betül Çelik, CHP’nin Türk siyasal hayatında Kemalizm’in taşıyıcısı misyonuna sahip olduğunu ve tarihsel olarak devraldığı seçkinci ve otoriter siyasal hafıza sebebiyle Türkiye’deki sorunların demokratik müzakere kanallarıyla çözülmesine katkıda bulunamadığını belirtti. CHP’nin temel probleminin bir türlü Kemalizm’le yüzleşememesi ve hala temel bir takım ideolojik unsurları korumakta ısrarlı olduğuna değinen Çelik, Kemalizm’in seçkinci bakış açısı gibi temel sorunları çözemediği için sol bir demokratik açılım sağlamak noktasında yeterli zemini sağlamadığını aktardı. CHP’nin son dönemlerdeki açılımlarının partinin genlerinde bir değişim anlamına gelip gelmeyeceği noktasında bir karara varmak için henüz erken olduğunu ifade eden Çelik, ideolojik bileşenlerine ve tarihsel hafızasına bakıldığında umutlanmak için yeterli veri bulunmadığını söyledi.
|
CEMİL YÜZER
28.12.2008
|
|
|
“ÇARŞAFLILARIN CHP’YE OY VERECEĞİNİ DÜŞÜNMEK SAFLIKTIR” |
TARHAN Erdem ise, 22 Temmuz’dan günümüze kadar CHP’de hiçbir şeyin değişmediğini söyledi.
CHP’nin asıl sorununun demokratik bir parti olamamak ve değişememek olduğunu belirten Tarhan, çarşaf açılımı diye adlandırılan son gelişmelerin planlı bir politikanın sonucu olmadığını, Sultangazi’de yaşanan hadisenin Deniz Baykal’ın inisiyatifi dışında mahalli yönetimin bir organizasyonu olduğunu dile getirdi. Çarşaf takmanın bireyin hayata bakışıyla birebir ilişkili olduğunu belirten Erdem, Türkiye’de siyasal partilerin seçmen tabanlarındaki geleneksel ideolojik eğilime bakıldığında, bu açılım sayesinde çarşaflıların bundan sonra CHP’ye oy vermeye başlayacağını düşünmenin saflık olacağını kaydetti. Erdem, “Bir yerlerde insanlar çarşafa altı ok rozeti taktılar diye, rozet takılan kadınların davranışı sebebiyle milyonlarca insanın fikrinin değişeceğini düşünmenin ne demokrasiyle izahı var, ne de demokrasiye saygıyla izahı var” dedi.
KONJONKTÜR, CHP’Yİ DEĞİŞİME ZORLUYOR
Doç. Dr. Tanju Tosun da, CHP’nin değişiminin zoraki bir değişim olduğunu belirterek, “Baykal, CHP’nin bugüne kadar yürüttüğü siyasal performans itibariyle ‘Deniz’in bittiği’nin farkında” dedi. Konjonktürün zorunlu olarak CHP’yi değişime zorladığını kaydeden Doç. Dr. Tosun, CHP’nin AKP’den iktisadi anlamda memnun olmayan bir kitleden yararlanmak istediğini söyledi. Doç. Dr. Tosun, CHP’nin insan hakları ve demokratikleşme noktasında daha fazla bir açılım yapmasının mümkün olmadığını ifade ederek, “CHP’nin açılımının ötesinde insan hakları ve demokratikleşme, Kürt sorununa çözüm, başörtüsü sorununu halletmeye ilişkin konularda CHP’nin genetik kodlarında ciddî bir açılım yapması mümkün değil” diye konuştu. Açılımın üniversitelerde başörtüsüne özgürlük noktasına varıp varmayacağından emin olmadığını belirten Doç. Dr. Tosun, Baykal’ın bu açılımı sürdürüp sürdürmeyeceğinin CHP’nin 29 Mart seçimlerinde alacağı oya bağlı olacağını belirtti.
|
28.12.2008
|
|
|
AB’de 111 hedeften sadece 3’ünü yerine getirebildik |
BİLGİ Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslı Tunç, Türkiye’nin AB’nin 2010’a kadar hayata geçirilmesi hedeflenen medya ve bilgi toplumu özelinde koyduğu 111 eylemin sadece 3’ünü gerçekleştirdiğini aktardı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Konrad Adenauer Vakfı işbirliğiyle ‘’Bilgi Toplumu ve Medya’’ konulu panel düzenlendi. Panelde konuşan Doç. Dr. Aslı Tunç, AB’nin 2008 İlerleme Raporunun belli bir bölümünün medya ve bilgi toplumu konusuna ayrıldığını ifade ederek, bu raporda ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü ve internete konulan sansürün yanı sıra, daha çok telekomünikasyon sektörünün altyapısı konusundaki büyük sorunların yer aldığını kaydetti.
Raporda da yer aldığı gibi, Haziran 2008 itibarıyla Türkiye’de sabit telefon abonesi sayısının 18 milyon, internet abonesi sayısının 5,4 milyon, mobil telefon abone sayısı oranının da yüzde 63.9 olduğunu ifade eden Tunç, şöyle devam etti:
“Türkiye, AB’nin 2010’a kadar hayata geçirilmesi hedeflenen medya ve bilgi toplumu özelinde koyduğu 111 eylemin sadece 3’ünü gerçekleştirdi. 2008 Raporuna göre medya ve bilgi toplumu konusunda AB’nin koyduğu 111 hedeften 3’ü tamamlandı, 45 tanesinin çalışmalarına devam ediliyor. 32 eylem henüz başlangıç aşamasında bulunuyor. 20 eylemin ise henüz çalışmasına başlanamamış.’’
Telekomünikasyon sektörüyle ilgili teknik sorunların yanı sıra Türkiye’nin internetle ilgili sorunları, basın ve ifade özgürlüğü sorunları bulunduğunu ve bunların da raporda yer aldığını belirten Tunç, raporda internet içeriğinin düzenlenmesine ilişkin sorunlara da dikkat çekildiğini söyledi.
|
28.12.2008
|
|
|
En çok çevre zorlayacak |
İSTANBUL Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Yardımcısı ve Çevre İhtisas Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay, farklı kesimler tarafından yürütülen birçok önemli çalışmaya ve alınan yola karşın, AB uyum düzeyi bugün itibariyle değerlendirildiğinde, Türkiye’nin katılım sürecinde en çok zorlanacağı konunun çevre olduğunun görüldüğünü söyledi.
Zeynep Bodur Okyay, İSO 2008 yılı Çevre Danışma Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, refahı arttırmak için sanayileşme çabalarını sürdürürken çevreyi korumanın ana hedef olması gerektiğinin altını çizdi. Okyay, çevre ekseninde ulusal çevre mevzuatını, AB müktesebatıyla uyumlaştırılması, çevreyle ilgili uluslar arası anlaşmaların imzalanması ve üretime ilişkin stratejilerde çevre dostu teknolojilerin kullanımının öngörülmesinin, önemli fırsatlar olduğunu dile getirdi. Okyay, ‘’Farklı kesimler tarafından yürütülen birçok önemli çalışmaya ve alınan yola rağmen, AB uyum düzeyi bugün itibariyle değerlendirildiğinde, Türkiye’nin katılım sürecinde en çok zorlanacağı konunun çevre olduğu görülmektedir’’ diye konuştu.
|
28.12.2008
|
|
|
Dışişleri Bakanlığı: Atatürkçülüğümüz sorgulanamaz |
DIŞİŞLERİ Bakanlığı, son dönemde bazı basın organlarında Bakanlık ve mensupları hakkında yer alan “asılsız ve rencide edici ithamların” bütün Dışişleri camiasında “derin üzüntü” yaşattığını belirtti.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, “son dönemde bazı basın organlarında Bakanlığı ve Bakanlık mensuplarını hedef alan haksız ve mesnetsiz haber ve yorumlara rastlandığı” kaydedilerek, “Ülkemizin en köklü kuruluşlarından birisi niteliğindeki Dışişleri Bakanlığını bu şekilde yıpratma çabaları hiç kimseye fayda getirmeyecektir” ifadeleri kullanıldı. Açıklamada şöyle denildi: “Dış politikamızın temel çizgisi ve Bakanlığımız mensuplarının Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlılığı sorgulanamaz. Dışişleri Bakanlığı mensupları, her koşulda, üstlendikleri sorumluluk ve görevleri kamu hizmetinin tüm gereklerinin bilincinde, titizlik, fedakârlık ve
vakarla yerine getirmeye devam edecektir.”
|
28.12.2008
|
|
|
Bu zamanda vergi zammı olur mu? |
Ankara Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler Odası Başkanı Ali Metin Polat, maktu vergi ve cezalarındaki yüzde 10’u aşan vergilerin vatandaşı ve reel sektörü olumsuz etkileyeceğini belirtti. Metin, vergi zammının “yangının üzerine benzin dökmek” anlamına geldiğini söyledi.
Krizde vergi zammı olur mu?
ANKARA Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler Odası (SMMMO) Başkanı Ali Metin Polat, 2009 yılında maktu vergi ve cezalarındaki yüzde 10’u aşan vergilerin vatandaşı ve reel sektörü olumsuz etkileyeceğini söyledi. Metin, yaptığı yazılı açıklamada, ‘’kriz ortamında maktu vergi ve cezalarının artırılması, yangının üzerine benzin dökmektir’’ görüşünü bildirerek, vergilerdeki artışın piyasalardaki güvensizliği daha da artıracağını ifade etti. Büyüme rakamlarındaki düşüş, işsizlikteki artış ve küresel ekonomik krizin olumsuz etkileri altında karşılanacak 2009 yılının ‘’çok zor’’ bir yıl olacağını ifade eden Metin, şunları kaydetti: ‘’Reel sektörümüzü doğrudan etkilemeye başlayan ekonomik krizi en az zararla atlatabilmek için alınacak önlemlerden en önemlileri, sıkıntıda olan sektörlere finans desteği sağlamak ve vergi oranlarını düşürerek piyasaları canlandırmaktır. Ağır vergi yükünü hafifletmek bir yana hükümet, maktu vergi ve cezaları artırmak yoluna gitmiş, böylelikle ekonomik krizin faturası vatandaşın omuzlarına yüklenmiştir. Yüksek vergiler talebi daraltacak, zaten durağan hale gelen yatırımların daha da kısılmasına neden olacaktır. Bu nedenle maktu vergi ve cezalarda ortalama yüzde 12 oranında artışı öngören düzenlemenin yürürlüğe konulmamasını talep ediyoruz.’’
|
28.12.2008
|
|
|
Zenginler, vergi de zekât da vermiyor |
DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Hükümete, vergilerdeki adaletsizliğin sürdüğünü belirterek, “7 yıldır vergi reformu yapılamadı.
Zenginler, vergi de zekât da vermiyor. Verse Türkiye böyle olmazdı’’ dedi.
DTP’li Kaplan, TBMM Genel Kurulunda, 2009 bütçesinin tümü üzerindeki son görüşmelerde, grubu adına yaptığı konuşmada, Hükümetin ekonomi politikasını eleştirdi. Türkiye’nin 2001 krizinin travmasını atlatamadan, 2008 krizini yaşadığını ve büyüme oranının düştüğünü iddia eden Kaplan, ‘’Vergilerdeki adaletsizlik sürüyor. 7 yıldır vergi reformu yapılamadı. Zenginler, vergi de zekât da vermiyor. Verse Türkiye böyle olmazdı’’ dedi. Hasip Kaplan, 2007’de 39 milyar dolar olan carî açığın, bu yıl 49 milyar dolara çıktığını ifade ederek, reel sektörün 141 milyar doları bulan borcunun tehlikeli boyutta olduğunu söyledi. Hasip Kaplan, bütçe harcamalarında da adaletsizlik yaşandığını iddia ederek, ‘’Bütçe rantiyeye gidiyor. IMF, ‘eğitim, sağlık gibi sosyal harcamalarda kısıntıya gidin’ dedi. Şimdi Hükümet bu doğrultuda, sosyal harcamalarda kısıntıya gidecek. Bütçe, eğitime, sağlığa gitmiyor, silaha gidiyor’’ diye konuştu. 2008’de bütçenin yüzde 64’ünün faize gittiğini savunan Kaplan, faize giden bütçesi, Dışişleri Bakanlığının bütçesinden fazla olan bir ülkenin dış politikada başarılı olamayacağını öne sürdü.
|
28.12.2008
|
|
|
Dış borç ödemede zorlanacağız |
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, 2001 yılında krizin Türkiye’nin krizi olduğunu ve dışarıda likidite bolluğu bulunduğunu söyledi ve ekledi: “Bolluk dönemi bitti. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde Türkiye’nin dış borcunu çevirme kabiliyeti kapasitesi önceki yıllardaki gibi yüksek olmayacak.”
Dış borçta zorlanacağız
PANELDE konuşan Merkez Bankası (MB) Başkanı Durmuş Yılmaz ise soru üzerine Türkiye’nin krizden tek başına çıkmasının mümkün olmadığına işaret ederek, krizden bütün dünya ile birlikte çıkılacağını söyledi. Yılmaz, ‘’dolayısıyla ne zaman çıkmaya başla-yacağımız sorusunun cevabı da ABD’de. Konut sektöründeki fiyat düşüşlerinin durması, fiyat artışlarının, tekrar konut fiyatlarının artmaya başlaması, orada hafif bir enflasyonun başlaması elbet krizin sona erdiğinin işareti olacak’’ diye konuştu. Yılmaz, Merkez Bankasının yaptığı bir çalışmaya göre, 1995’ten 2007 yılı sonuna kadar Türkiye’de şirketler kesiminin, malî kesimin ve kamunun borç çevirme oranlarına baktıklarını ve 2001 krizi dahil Türkiye’de borç çevirme oranlarının yüzde 100’ün altına düşmediğini gördüklerini söyledi. Yılmaz, 2001 yılında krizin Türkiye’nin krizi olduğunu ve dışarıda likidite bolluğu bulunduğunu söyledi ve ekledi: “Bolluk dönemi bitti. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde Türkiye’nin dış borcunu çevirme kabiliyeti kapasitesi önceki yıllardaki gibi yüksek olmayacak.”
|
28.12.2008
|
|
|
Kamu-Sen: Krizi aşmak için çalışanlar desteklenmeli |
Türkİye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, ‘’memur, işçi, emekli ve işsizlerin desteklenerek, ekonomik krizi aşmanın ve iç piyasayı canlandırmanın mümkün olduğunu’’ ifade etti.
Akyıldız, İçkale Otel’de düzenlenen ve il temsilcilerinden oluşan Yüksek İstişare Kurulu toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, hükümetin, çalışanları ‘’yıllardır hayali enflasyonla uyuttuğunu’’ savundu ve enflasyon hesaplama şeklini eleştirdi.Kamu-Sen’in 2006 yılından beri ekonomik krize dikkat çektiğini ifade eden Akyıldız, bazı yetkililerin inkar etmesine rağmen ülkede ciddi bir kriz yaşandığını söyledi. Akyıldız, ‘’krizin faturasının tamamının dar ve sabit gelirlilere ödettirilmek istendiğini’’ söyledi. Son bir yılda 300 bin insanın daha işsizler ordusuna katıldığını dile getiren Akyıldız, şunları kaydetti: ‘’Türkiye Kamu-Sen, krizden çıkmak için ortak hareket edilmesini, üreticiler kadar tüketicilerin de desteklenmesi gerektiğini, bu nedenle de memur, işçi, emekli gibi dar ve sabit gelirlilere kriz iyileştirmesi yapılması gerektiğini belirtmiştir. Bizler, nimette de külfette de eşit paylaşımdan yanayız. Tüm ülkeler, bugüne kadar uyguladığı ekonomik ve sosyal politikalarısorgular ve programlarını yeniden şekillendirirken; ülkemizde krizin faturasını ödeyecek olan memur, işçi, emekli gibi dar ve sabit gelirliler için hiçbir tedbir alınmaması, tüm imkânların sermaye sahipleri için kullanılması, krizin ülkemizdeki boyutlarını çok daha yıkıcı bir hale getirmektedir. Ekonomik krizin Türkiye’ye etkilerinin boyutunu iç talep belirleyecektir. İç talebin daralmaması için ise özellikle dar ve sabit gelirlilerin desteklenmesi şarttır. Memur, işçi, emekli ve işsiz vatandaşlarımız desteklenerek ekonomik krizi aşmak ve iç piyasayı canlandırmak mümkündür. Ancak bugüne kadar bu yönde hiçbir tedbir alınmamıştır.’’
|
28.12.2008
|
|
|
“Yasağı reddediyoruz” kampanyası da başlatılsın |
BAŞÖRTÜSÜ Platformu’na mensup bir grup, 172. eylemini gerçekleştirdi. Adapazarı Kültür Merkezi önünde toplanan platform üyeleri, başörtüsü yasağına karşı ‘Reddediyoruz’ kampanyası başlatılmasını istedi. Platform adına okunan basın açıklamasında ‘Ermenilerden özür diliyoruz” kampanyasına karşı Sakarya Üniversitesi’nde (SAÜ) birkaç öğretim üyesinin “Özür dilemeyi reddediyoruz” imza kampanyası başlattığı hatırlatılarak, “Sakaryalı bilim adamlarımızın ‘reddediyoruz’ isimli imza kampanyalarını sosyal bir duyarlılığı ve varlık belirtileri olarak görüyoruz. Ancak merakla soruyoruz; üniversitede gözlerinin önünde her gün uygulanan başörtüsü yasağını, başörtüsü mezalimini reddetmek için daha ne bekleniyor? Bu yasağın müsebbiplerinin Ermeni, üniversite senatosunun Ermenilerden mi oluşması gerekiyor?” denildi. Açıklamada, üniversitede başörtüsü yasağını kaldırmaya yönelik kanuni düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi’ne götürerek iptal ettiren CHP de sert bir şekilde eleştirildi. Eylemde ayrıca İsrail’in Filistinlilere, ABD’nin Iraklılara karşı yürüttüğü insanlık dışı uygulamalar kınandı.
BAŞÖRTÜSÜ Platformu’na mensup bir grup, 172. eylemini gerçekleştirdi. Adapazarı Kültür Merkezi önünde toplanan platform üyeleri, başörtüsü yasağına karşı ‘Reddediyoruz’ kampanyası başlatılmasını istedi. Platform adına okunan basın açıklamasında ‘Ermenilerden özür diliyoruz” kampanyasına karşı Sakarya Üniversitesi’nde (SAÜ) birkaç öğretim üyesinin “Özür dilemeyi reddediyoruz” imza kampanyası başlattığı hatırlatılarak, “Sakaryalı bilim adamlarımızın ‘reddediyoruz’ isimli imza kampanyalarını sosyal bir duyarlılığı ve varlık belirtileri olarak görüyoruz. Ancak merakla soruyoruz; üniversitede gözlerinin önünde her gün uygulanan başörtüsü yasağını, başörtüsü mezalimini reddetmek için daha ne bekleniyor? Bu yasağın müsebbiplerinin Ermeni, üniversite senatosunun Ermenilerden mi oluşması gerekiyor?” denildi. Açıklamada, üniversitede başörtüsü yasağını kaldırmaya yönelik kanuni düzenlemeyi Anayasa Mahkemesi’ne götürerek iptal ettiren CHP de sert bir şekilde eleştirildi. Eylemde ayrıca İsrail’in Filistinlilere, ABD’nin Iraklılara karşı yürüttüğü insanlık dışı uygulamalar kınandı.
|
28.12.2008
|
|
|
CHP samimî ise başörtüsü engelini kaldırsın |
SAADET Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, “Halkın, yakasına rozet takdığı başörtülülerin üniversiteye girişindeki engeli de kaldırmasını CHP’den beklemesi hakkıdır” dedi.
Saadet Partisi lideri Kurtulmuş, “Saadet Türkiye Buluşmaları” adı altında düzenlenen gezinin Karadeniz ayağında memleketi Ordu’ya geldi. Burada sivil toplum örgütleri ile bir araya gelen Kurtulmuş, dünyada yaşanan krizin sadece iktisadi bir kiriz olmadığını ifade ederek, krizin aynı zamanda son 3 asırdır maddeci ve dünyacı batının değerlerinin bittiğini gösteren bir medeniyet krizi olduğunu söyledi. Kendilerine CHP’nin çarşaf açılımında samimi olup olmadığının çok sorulduğunu aktaran Kurtulmuş, “Biz onu bilemeyiz kimsenin kalbine de bakmayız. Biz sonuca bakarız olumlu mu değil mi diye. Halkın yakasına rozet takdığı başörtülülerin üniversiteye girişindeki engeli kaldırmasını CHP’den beklemesi hakkıdır. Eğer CHP samimi ise bu konuda adım atarak devlet millet kucaklaşmasına katkı yapmalıdır. Diğer türlü tepkiler derin CHP reaksiyonudur” diye konuştu.
|
28.12.2008
|
|
|
Bilgin: Karşımıza bir de tefeci faizi çıktı |
BANKACILIK Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, içinde bulunduğumuz dönemde Merkez Bankası faizi ve piyasa faizi dışında üçüncü bir faizin ortaya çıktığını belirterek, “Bu her zaman olan bir faizdi ama biraz daha fazla gündeme geldi, tefeci faizi.
Maalesef bu dönemde en aktif çalışan piyasalardan biri de tefeci piyasası ve faizleri de çok yüksek” dedi. Türkiye Ekonomi Kurumu, Ankara Üniversitesi ATAUM Konferans Salonunda “Küresel Bunalım ve Türkiye Ekonomisi” konulu çalıştay düzenledi. BDDK Başkanı Bilgin toplantının açılışında yaptığı konuşmada, kriz sürecinde “tefeci faizinin” gündeme geldiğine dikkati çekti. Bilgin, konuya ilişkin şunları kaydetti: “Şu anda piyasada 3 tür faiz bulunuyor. Birincisi Merkez Bankası faizi, ikincisi piyasa faizi ki normal dönemlerde Merkez Bankası faizi ile bankaların uyguladığı faizin birbirine yakın olması lazım, ama arada bayağı bir fark görüyoruz şu anda, bu da piyasadaki tansiyonu gösteriyor. Yalnız bu dönemde üçüncü bir faiz daha çıktı karşımıza. Bu her zaman olan bir faizdi ama biraz daha fazla gündeme geldi, tefeci faizi. Eğer bankalara gidemeyen iş adamı varsa ya da paraya ihtiyacı olan kesimler varsa... maalesef bu dönemde en aktif çalışan piyasalardan biri de tefeci piyasası ve faizleri de çok yüksek.”
|
28.12.2008
|
|
|
Mahkemeden Genelkurmay’a Ergenekon sorusu |
‘’Ergenekon’’ dâvâsına bakan mahkeme heyeti, Genelkurmay Başkanlığından, Ergenekon örgütlenmesine dair gönderilen bilgi ve belgelerin gereği olarak ne yapıldığının ayrıntılı bildirilmesinin istenilmesine karar verdi.
İstanbul 13 Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada verilen aranın ardından Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün ara kararları açıkladı. Tutuklu sanıklardan Kemal Kerinçsiz’in talepleri doğrultusunda Genelkurmay Başkanlığına yazı yazılmasına karar veren mahkeme heyeti, MİT tarafından 10 Temmuz 2003 ve 26 Mayıs 2006 tarihlerinde gönderilen bilgi notları ile yine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının değişik tarihlerde gönderdiği Ergenekon örgütlenmesiyle ilgili muhtelif bilgi ve belgelerin (karargâh evleri gibi) gereği olarak ne yapıldığının ayrıntılı şekilde bildirilmesinin istenilmesine hükmetti. Mahkeme heyeti, başka suçtan hükümlü sanık Sedat Peker’in savunmasını, diğer tutuksuz sanıklarla tutuklu sanıkların savunmaları alındıktan sonra yapmasını karara bağladı. Tutuklu sanıkların bu hallerinin sürdürülmesine hükmeden mahkeme heyeti, duruşmayı yarın saat 09.30’a bıraktı.
|
28.12.2008
|
|
|
Millî Şair Mehmet Âkif mezarı başında anıldı |
İSTİKLÂL Marşı Şairi Mehmet Âkif Ersoy, vefatının 72’nci yılında Edirnekapı’daki mezarının başında anıldı.
Edebiyat Sanat ve Kültür Araştırmaları Derneğince düzenlenen törende konuşan Dernek Başkanı Mehmet Nuri Yıldırım, Mehmet Akif’in Türk milletini, milletin de onu çok sevmesinin mezarının başında oluşan kalabalıktan görülebileceğini söyledi. Yıldırım, Mehmet Âkif’in ‘’gelmiş geçmiş en çok okunan yazar olduğunu’’, bunun, milleti ortak değerlerle buluşturmasından kaynaklandığını belirtti. Âkif’in milletine yabancılaşmadığını, 72 yıl geçmiş olmasına rağmen hala bu millet tarafından anıldığını dile getiren Yıldırım, ‘’Âkif’in fikirlerini, görüşlerini sevmeyenler ve beğenmeyenler bile, onun çok değerli bir aydın ve yazar olduğunu kabul ediyorlar. Çünkü Akif, inanç ve samimiyet adamıdır, hiçbir zaman kimseyi yanıltmamış ve aldatmamıştır’’ dedi. Yıldırım ayrıca, Mehmet Âkif Ersoy’un hayatını anlatan bir filmin 2009 yılında Abdurrahman Şen tarafından çekileceğini bildirdi. Törende daha sonra Mehmet Âkif Ersoy için Kur’ân-ı Kerim okundu ve dualar edildi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İstiklâl Marşı’nın yazarı Mehmet Âkif Ersoy gibi değerleri yaşatmanın, hatıralarına sahip çıkmanın, eserlerini, fikirlerini, felsefesini, kişiliğini, edebî kimliğini bugünkü nesillere anlatmanın önemli bir sorumlulukları olduğunu bildirdi.
|
28.12.2008
|
|
|
ARTIK AYAKLARI ÜŞÜMEYECEK |
VAN Valisi Özdemir Çakacak, gazetelerde çıkan ‘’Okul yolunda üşüyen ayaklar’’ haberi üzerine söz konusu öğrencileri ziyaret ederek ayakkabı verdi.
Bundan böyle ayakları üşümeyecek
Vali Çakacak, Vali Adnan Darendililer İlköğretim Okulunda eğitim gören ve maddî imkânsızlık sebebiyle okula terlik, lastik ya da yırtık ayakkabı ile gitmek zorunda kalan öğrencileri ziyaret etti. Öğrencilere ayakkabı dağıtan Vali Çakacak “Valilik olarak, il Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfıyla muhtaç çocuklarımıza, öğrencilerimize yılda 2 defa eğitim yardımları yapmaktayız. Bu okulda okuyan muhtaç öğrencilerimize basında yer aldığı gibi şimdiye kadar herhangi bir yardım yapılmamışsa bu tamamen bizlerin sorumluluğundadır. Tamamen biz yöneticilerin, okul müdüründen tutun Valiye kadar, biz idarecilerin eksikliğidir. Çünkü gerçekten devletimiz ilimizin en ücra köşelerine dair gerekli ödenekleri fazlasıyla göndermektedir. Bu okuldaki eksiklik hepimizi üzmüştür. Öğrencilerimizin eksiğini en kısa sürede karşılayacağız’’ diye konuştu. Vali Çakacak, bu okulun gündeme getirmesiyle birlikte yarın Van genelindeki bütün okullarda fakir öğrencilerin tesbit edilerek eksikliklerinin giderileceğini belirterek, haberlerin ardından çok sayıda öğrencilere yardım edecek iş adamlarının da kendilerini aradığını kaydetti.
|
28.12.2008
|
|
|
Artık sokağa mecbur değiller |
BURSA'DA evsiz çocuklar, Valiliğin yaptığı yardımlar sayesinde artık sokakta yaşamak zorunda kalmıyor.
Bursa Vali Yardımcısı Halis Arslan, yaptığı açıklamada, toplumsal bir yara olan sokakta yaşayan veya sokakta çalıştırılan çocuklarla ilgili çeşitli çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Bursa genelinde sokakta yaşadığı tesbit edilen yaklaşık 10-15 çocuk bulunduğunu, bu çocukları sokağın tehlikelerinden uzak tutmaya, sorunlarıyla ilgilenmeye çalıştıklarını belirten Arslan, ‘’Bu çocukları, tehlikelerden korumak için belirlediğimiz otellerde barındırıyoruz. Konaklama ücretleri Valilik tarafından karşılanıyor. Yemeklerini de yine belirlediğimiz lokantalarda yiyorlar’’ diye konuştu.
Arslan, söz konusu çocukları, hayatlarının değişmesi için iş garantili kurslara gönderip, meslek sahibi yapmaya çalıştıklarını dile getirerek, ‘’Bazılarını işe soktuk. Ama dayanamayıp kaçıyorlar, çabuk vazgeçiyorlar. Sokakta kalmamaları için biz gereken yardımı yapıyoruz. Ancak zorla da tutamayız’’ dedi. Bursa’da sokakta yaşayan çocuklara Kurban Bayramı dolayısıyla 250-300 YTL’lik yardımlar yapıldığını, kıyafet, ayakkabı, mont alındığını ve cep harçlığı verildiğini anlatan Arslan, şunları söyledi:
‘’Ancak bunların yeterli olmadığını, çözüm olmadığını biliyoruz. Onların rehabilite edilmeleri gerekiyor. Bunun için de tesisleşme şart. Bu arada, anneleri ve babaları tarafından, sokağa itilen, kazanç beklenen çocuklar var. Çocuklarını ekonomik yönden istismar eden bazı aileler bulunuyor. Bunların da sayısı emniyet kayıtlarına göre 500 civarında. Bu çocuklara yönelik olarak ‘Sevgi Köyü’müz var. Yaz aylarında birçok etkinlik yaptık burada.’’
BURSA Vali Yardımcısı Halis Arslan, vatandaşlara da çağrıda bulunarak, bu çocuklardan alış veriş yapmamalarını, ayakkabı boyatmamalarını, araçlarının camlarını sildirmemelerini istedi. Bu şekilde para kazanmanın çocuklara cazip geldiğine dikkati çeken Arslan, böylece çocuğun okulu bıraktığını, sokağın çekiciliğine kapıldığını ve zamanla da madde kullanmaya başladığını söyledi. Vali Yardımcısı Arslan, sözlerini, ‘’Sokakta çalışan, çalıştırılan çocuk sorununun önüne geçemezsek, ileride bu çocuklar uçucu madde kullanmaya, sokakta yaşamaya başlayacaklardır. Biz, ‘Sevgi Köyü’nde kollarımızı açmış onları bekliyoruz’’ diye tamamladı.
|
28.12.2008
|
|
|
Şehit öğretmenlerin okulu yeniden açıldı |
BİTLİS'İN Yolalan Beldesi’ne bağlı Düzköy’de 1993 yılında PKK terör örgütü tarafından öğretmen Bayram Tekin eşi öğretmen Yasemin Tekin ve kızları Betül’ü şehit ettikten sonra ateşe vererek yaktıkları okul, 16 yıl sonra Bağcılar Belediyesi tarafından yeniden onarılarak eğitime açıldı.
İstanbul’da kurulan Düzköy Derneğinin dâveti üzerine köy okulunu ziyaret eden Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, okulun yapımını üstlenerek tekrar eğitime kazandırdı. Okulda yapılan törende konuşan Bitlis Millî Eğitim Müdürü M. Emin Korkmaz, okulu, şehit olan öğretmenlerimizin hatırasına yenilediklerini belirterek, duyarlılık gösteren Lokman Çağırıcı’ya teşekkür etti. Hatice Çağlayan adlı öğrenci de, “Okulumuzun tekrar eğitime açılmasından çok mutluyuz. Okulumuzu artık daha çok seviyoruz. Artık ne çatısı damlıyor ne de pencerelerinden soğuk hava geliyor. Tuvaletimizden oyun parkına, yeni sıralardan bilgisayara kadar her şeyimiz var. Biz de birer öğretmen olup, ülkemizin en ücra yerlerinde hizmet etmek istiyoruz.” Bitlis’i ziyaretleri esnasında, köy okulunu da ziyaret ederek yapımını üstlenen Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı da, “Okulun külleri hâlâ duruyordu. Gönlümüz okulun bu halde kalmasına razı olmadı. Ülkemizin bütün çocuklarının eşit şartlarda eğitim alması gerektiğine inanıyoruz. Bu inançla okulun tekrar eğitime açılmasından büyük mutluluk duyuyorum. Çocuklarımızın okullarına kavuşmasından yaşadıkları mutluluklarını görmemiz bile bizim için yeterli. Çünkü belediye olarak eğitime büyük destek veriyoruz. Bağcılar’daki bütün sınıfları bilgisayar ve projeksiyon cihazlarıyla donattık. Güvenliğini sağlamak amacıyla mobese kameraları kurduk. Bütün okullarımızın eksikliklerini, ihtiyaçlarını gücümüz ölçüsünde gidermeye çalışıyor ve yeni okullar kazandırıyoruz.” dedi.
|
28.12.2008
|
|
|
Üniversite öğrencilerinden Köy okullarına kitap desteği |
KAFKAS Üniversitesi (KAÜ) Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencilerinin başlattığı ‘’Evdeki Kitaplar Okula’’ kampanyası kapsamında toplanan kitapların köy okullarına dağıtılacağı bildirildi.
KAÜ Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nesrin Güllüdağ, yaptığı açıklamada, kampanya kapsamında şimdiye dek 6 bin adet kitap bağışı yapıldığını söyledi. Okul okul gezerek, okumanın yararlarını anlattıklarını ifade eden Güllüdağ, şunları kaydetti: ‘’20 kişilik öğrenci grubuyla düzenlenen kampanyaya okullardaki öğretmenlerden, diğer üniversite öğrencilerimizden, hatta esnaftan bile destek veren olmuş ve gönüllü katılımcı sıfatıyla çalışmalarımıza destek vererek katkı sağlamışlardır. İl genelinde yaklaşık 6 bin kitap toplandı. Bu kitaplar Kars Millî Eğitim Müdürlüğü’nün denetimde kitaplığı olmayan köy okullarına ulaştırılacak.’’
|
28.12.2008
|
|
|
Konya'ya ‘sema’ turları |
KONYA Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, her Cumartesi düzenlenen sema gösterilerini izlemek isteyenler için birçok şehirden tur operatörlerinin Konya’ya günübirlik geziler düzenlediğini söyledi.
Belediye Başkanı Akyürek, yaptığı açıklamada, Konya Büyükşehir Belediyesince her Cumartesi akşamı Mevlânâ Kültür Merkezi’nde ücretsiz düzenlenen sema programlarının ilgi gördüğünü, bunun üzerine bu programları sürekli hale getirdiklerini ifade etti. Tahir Akyürek, ‘’Sema programları aslına uygun olarak icra ediliyor. Konya, birçok şehirden ücretsiz sema programlarını izlemek isteyen ziyaretçilerin akınına uğruyor. Bu ziyaretler, şehrimizin sosyal, kültürel ve ekonomik hayatına büyük canlılık kazandırıyor. Ziyaretçiler, Konya esnafının da yüzünü güldürüyor’’ diye konuştu.
|
28.12.2008
|
|
|
“Kar/altı hayatlar: Sarıkamış” internette |
KARS Valiliği ve www.360tr.com Multimedya Grubu’nun hazırladığı proje ile 1914’te 90 bin askerin şehit olduğu Sarıkamış Harekâtı’nın yaşandığı cephe ve şehitlik, 3 boyutlu panoramik fotoğraf teknolojisi ile internet ortamına taşındığı bildirildi. Kars Valisi Mehmet Ufuk Erdem, ‘’Kar/altı hayatlar: Sarıkamış’’ projesiyle ilgili yaptığı yazılı açıklamada, Sarıkamış’ı vatan topraklarına katmak için başlayan harekâtta canlarını vatanı için feda eden şehitlerin aziz hatıralarını canlı tutmayı amaçladıklarını belirtti. Sarıkamış Harekâtı esnasındaki ağır coğrafî şartları görme şansı bulunmayanların, 3 boyutlu panoramik fotoğraflar sayesinde sanki oradaymış gibi gezme imkânı bulacağını ifade eden Erdem, ‘’Şehitlerimizin hangi zor şartlar altında canlarını bu ülke için feda ettiklerini hissedebilecekleri ‘Kar/altı hayatlar: Sarıkamış’ projesi, askerî bir harekâtın sonuçlarını yeni zamanlara taşıması, hissettirmesi anlamında, kendi alanında bir ilk olma özelliği taşıyor. ’’Çalışmaları tamamlanan 3 boyutlu panoramik fotoğrafların ‘’http://www.360tr.com/sarikamis’’ isimli internet adresinden izlenebileceğini bildiren Demir, önümüzdeki aylarda da ‘’360 Derece Kars Projesi’’ni hayata geçirecekleri bilgisini verdi.
KARS Valiliği ve www.360tr.com Multimedya Grubu’nun hazırladığı proje ile 1914’te 90 bin askerin şehit olduğu Sarıkamış Harekâtı’nın yaşandığı cephe ve şehitlik, 3 boyutlu panoramik fotoğraf teknolojisi ile internet ortamına taşındığı bildirildi. Kars Valisi Mehmet Ufuk Erdem, ‘’Kar/altı hayatlar: Sarıkamış’’ projesiyle ilgili yaptığı yazılı açıklamada, Sarıkamış’ı vatan topraklarına katmak için başlayan harekâtta canlarını vatanı için feda eden şehitlerin aziz hatıralarını canlı tutmayı amaçladıklarını belirtti. Sarıkamış Harekâtı esnasındaki ağır coğrafî şartları görme şansı bulunmayanların, 3 boyutlu panoramik fotoğraflar sayesinde sanki oradaymış gibi gezme imkânı bulacağını ifade eden Erdem, ‘’Şehitlerimizin hangi zor şartlar altında canlarını bu ülke için feda ettiklerini hissedebilecekleri ‘Kar/altı hayatlar: Sarıkamış’ projesi, askerî bir harekâtın sonuçlarını yeni zamanlara taşıması, hissettirmesi anlamında, kendi alanında bir ilk olma özelliği taşıyor. ’’Çalışmaları tamamlanan 3 boyutlu panoramik fotoğrafların ‘’http://www.360tr.com/sarikamis’’ isimli internet adresinden izlenebileceğini bildiren Demir, önümüzdeki aylarda da ‘’360 Derece Kars Projesi’’ni hayata geçirecekleri bilgisini verdi.
|
28.12.2008
|
|
|
|