|
|
|
CHP’li başkana suç duyurusu |
CHP'li Çankaya Belediye Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Eryılmaz hakkında, yolsuzluk iddiaları sebebiyle partisi savcılığa suç duyurusunda bulunmaya karar verdi. Eryılmaz, ihraç talebiyle Parti Disiplin Kuruluna da sevk edilecek.
CHP’den Eryılmaz hakkında suç duyurusu
CHP Genel Saymanı ve Basın Sözcüsü Mustafa Özyürek, Çankaya Belediyesine ilişkin iddialarla ilgili raporun tamamlandığını, Merkez Yönetim Kurulunca, Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına, ayrıca ilgililer hakkında disiplin işlemlerinin başlatılmasına karar verildiğini bildirdi. Özyürek, konuya ilişkin yazılı açıklamasında, iddiaları araştırmakla görevli komisyonun raporunu tamamladığını belirtti. Özyürek, şunları kaydetti: ‘’Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz’a ait olduğu iddia edilen bir kasetteki beyan ve isnatlar üzerine, konu, CHP Merkez Yönetim Kurulunda görüşülmüş ve bu konuyu araştırmak üzere üç kişilik komisyon kurulmuştu. Komisyon, yaptığı çalışmalar sonucunda, Belediye Başkanı ve Belediye Meclis üyelerinin de ifadelerini alarak raporunu hazırlamıştır. Bu raporda aydınlatılması gereken önemli iddialar ve usulsüzlükler olduğu saptandığından, Merkez Yönetim Kurulumuzca, Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına ve ayrıca ilgililer hakkında disiplin işlemlerinin başlatılmasına karar verilmiştir.’’
|
24.12.2008
|
|
|
MECLİS YENİDEN GÜNDEME ALMALI |
Uluslararası Teknolojik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV) Başkanı İsrafil Kuralay, sivil, demokratik, özgürlükçü bir anayasanın Türkiye'nin en öncelikli meselesi olduğunu vurgulayarak, "Yerel seçimlerin ardından Mecliste yeni anayasa çalışmaları tekrar gündeme gelmeli ve 2009 yılı yeni anayasa yılı olmalıdır" dedi.
STK’LAR KONUNUN TAKİPÇİSİ OLMALI
Anayasanın üç-beş maddesini değiştirmekle yetinilemeyeceğini söyleyen Prof. Dr. Ergun Özbudun da, şimdiye kadar yapılan 15 değişiklikle yaklaşık üçte biri değişmesine rağmen anayasadaki otoriter ruh ve vesayetçi anlayışın tasfiye edilemediğini belirterek, STK'ların konuyu sürekli gündemde tutması gerektiğini söyledi.
2009 yeni anayasa yılı olsun
İULUSLARARASI Teknolojik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV) Başkanı İsrafil Kuralay, sivil, demokratik ve özgürlükçü bir anayasanın Türkiye’nin en öncelikli meselesi olduğunu vurgulayarak, “Yerel seçimlerinin ardından TBMM’de yeni anayasa çalışmaları tekrar gündeme gelmeli ve 2009 yılı yeni anayasa yılı olmalıdır” dedi.
Vakıf Merkezi’nde, UTESAV Başkanı Kuralay yönetiminde düzenlenen Haliç Buluşmaları toplantılarının yedincisinde “Sivil Anayasa” konusu ele alındı.
Toplantıya, Prof. Dr. Ergun Özbudun, Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) Başkanı Necati Ceylan, Hukukçular Derneği Başkanı Kamil Uğur Yaralı ve çok sayıda dâvetli katıldı. Toplantıda UTESAV’ın hazırladığı “Sivil Anayasa Çalışmalarının Sürdürülmesi için Görüş ve Öneriler” raporununda sunumu yapıldı. Raporda, yeni anayasa sürecinin tekrar hızlandırılması gerektiğine dikkat çekildi. Toplantının açılış konuşmasını yapan UTESAV Başkanı İsrafil Kuralay, olağanüstü dönemlerde yazılan anayasaların, normalleşme süreci ile toplumsal ihtiyaçları karşılayamaması sebebiyle yetersiz kaldığını söyledi. Bu yüzden sivil, demokratik ve özgürlükçü bir anayasanın Türkiye’nin en öncelikli meselesi olduğunu vurgulayan Kuralay, “Yerel seçimlerinin ardından TBMM’de yeni anayasa çalışmaları tekrar gündeme gelmeli ve 2009 yılı yeni anayasa yılı olmalıdır” dedi.
ÖZBUDUN: YENİ ANAYASA LAİKÇİ ELİTLERİ
KORKUTTU
Toplantıda konuşan Prof. Dr. Ergun Özbudun da yeni anayasa çalışmalarının askıya alınmasını değerlendirdi. Prof. Dr. Özbudun Anayasa projesinin ortaya atılmasıyla, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesi ve Anayasanın 10. ve 40. maddelerindeki değişikliklerin yapılmasıyla birlikte laikçi elitlerde bir panik havası oluştuğunu, böyle bir hava içerisinde kapatma dâvâsı açıldığını söyledi. Dolayısıyla AKP’nin bir bakıma “var olma mücadelesi” içerisine girdiğini ifade eden Özbudun, “Neticede kapatılmadı ama öyle bir karar veril di ki, kapatılmaya eş değer diyebileceğimiz bir karar alındı. Bu süreçte, AK Parti’yi saran kuşatma zihniyeti ülkeye zaman kaybettirirken, bu kuşatmanın içinde olmanın verdiği tereddüt, AK Parti’yi bu projeyi kendi projesi olarak kamuoyuna sunmaktan alıkoydu” dedi.
Prof. Dr. Özbudun, mevcut anayasanın üç beş maddesini değiştirerek bununla yetinilemeyeceğini ifade ederek şunları söyledi:
“1982 anayasasından şu ana kadar 15 değişiklik yapılmıştır. 16’sı malûm olduğu üzere Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Bunun neticesinde yaklaşık 1/3 oranında maddesi değişmiştir. Elbette değişikliklerin genel yönü Türkiye’nin belli ölçüde demokratikleşmesi ve liberalleşmesi istikametinde olmuştur. Bunu da teslim etmek gerekir. Fakat bu değişiklikler 1982 anayasasındaki otoriter ruhu, vesayetçi anlayışı tasviye etmekte yetersiz kalmıştır. Dolayısıyla bugün bazı kesimlerin bu anayasayı değiştirilmesine ihtiyaç yok zaten üçte biri değiştirildi, AB standartlarına geldi şeklinde yapılan beyanları oldukça hayretler içinde karşılıyorum. Çünkü aynı şahıslar geçmişte tümüyle yeni bir anayasa ihtiyacını vurgulayan pek çok konuşma yapmışlardır. Özellikle siyasî haklar ve siyasî parti kurma ve faaliyette bulunma üzerindeki yasaklar herhangi bir batı demokrasisinde rastlanmayacak ölçüdedir. 1982 anayasasının yürürlükte olduğu 26 senelik süreç içinde 18 partinin kapatılmış olması herhalde normal bir olay değildir. AK Parti hakkındaki dâvâ gündeme geldiğinde bazı basın mensuplarının batı demokrasilerinde de parti kapatmalarının olduğunu savunmuştur. AB ülkelerinin anayasalarının bir bölümünde partilerin kapatılması ile ilgili hükümler vardır. Fakat ikinci dünya savaşından bu yana Avrupa kıt'asında kapatılan parti sayısı üçten ibarettir. İşte bütün bu nedenlerden dolayı yeni bir anayasaya ihtiyaç kesindir. Bu eğer gerçekten bir ihtiyaçsa bunun gündemde tutacak sivil toplum faaliyetlerinin rolü büyüktür. Bir bireyin etkisi toplumda etkisi çok azdır. Fakat güçlü STK’lar bu ihtiyaca sahip çıktıkları zaman gündemde muhafaza ettikleri takdirde öyle zannediyorum ki iktidar partisi de bunu gerektiği şekliyle değerlendirecektir.”
|
24.12.2008
|
|
|
Diyarbakır’da bomba yüklü araç ele geçirildi |
DİYARBAKIR’DA bomba yüklü bir araç ele geçirildi. Araçta, 57 kilogram patlayıcı, 50 roket mermisi, 70 el bombası gövdesi ile 9 bin 758 mermi bulunduğu bildirildi.
Edinilen bilgiye göre, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü ekiplerince Pazar günü akşam Diyarbakır-Silvan kara yolunda yapılan yol uygulaması sırasında polisi fark ederek ters yöne giriş yapan minibüs takibe alındı. Bölgede yürütülen çalışmalar sonucunda, minibüs stabilize yoldan kayarak çamura saplanmış ve terk edilmiş halde bulundu. Araçta 57 kilo 303 gram patlayıcı, 1 roketatar, 50 roket mermisi, 44 roket fişeği, 70 el bombası gövdesi, 70 el bombası fünye grubu, 55 elektrikli kapsül, 9 bin 758 mermi ile çok miktarda gıda maddesi ele geçirildi. Yapılan araştırmada, sahte plâkalı minibüsün çalıntı olduğu belirlendi. Bu arada, bomba yüklü aracın, terör örgütü PKK’nın dağ kadrosuna ulaştırılmak üzere yola çıktığı belirtildi. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.
|
24.12.2008
|
|
|
Erdoğan ve Olmert barış sürecini değerlendirdi |
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan İsrail Başbakanı Ehud Olmert ile Başbakanlık Resmî Konutu’nda 5 saat süren görüşme yaptı.
Görüşmeye ilişkin Başbakanlık Basın Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamada, ‘’Sayın Başbakanımız, dün (önceki gün) akşam İsrail Başbakanı Sayın Ehud Olmert ile verimli ve kapsamlı bir görüşme gerçekleştirmiştir. Ankara’da Başbakanlık Konutu’nda bir çalışma yemeği çerçevesinde biraraya gelen iki lider, ikili ilişkilerin yanı sıra, Gazze’deki durum, ateşkes ve Filistin-İsrail barış sürecini ele almıştır. Ayrıca Suriye-İsrail barış süreci de kapsamlı olarak değerlendirilmiş, Türkiye’nin yardımıyla sürecin nasıl ilerletileceği konusunda görüşler teati edilmiştir. Sayın Olmert, Sayın Başbakanımıza Ortadoğu barış sürecine katkılarından dolayı teşekkür etmiştir. Sayın Başbakanımız da barış görüşmelerindeki yapıcı yaklaşımı ve gösterdiği siyasî irade için Sayın Olmert’e teşekkürlerini ifade etmiştir’’ denildi. İsrail Başbakanı Olmert, çalışma ziyaretini tamamlayarak dün ülkesine döndü.
|
24.12.2008
|
|
|
15 Ağustos “Türk-Ermeni Dostluk Günü” olsun teklifi |
SAADET Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, 15 Ağustos tarihinin Türk-Ermeni Dostluk Günü olmasını teklif etti.
Kurtulmuş, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında “Ermeni meselesinin” bilim adamları tarafından bilimsel yöntemlerle ve belgelerle aydınlatılması gerektiğini ifade ederek, “Bu sorun, siyasî çabaya alet edilemez” dedi. Bu konuda husûmetleri körükleyecek üslûp kullanılmaması gerektiğini belirten Kurtulmuş, “Canan Arıtman’ın Cumhurbaşkanı hakkında söylediği sözler, nezaket üslûbunun dışındadır. Cumhurbaşkanlığı makamı zedelenmemelidir” dedi. “2 kardeş topluluk arasındaki düşmanlık duygularının yok edilmesini sağlamak gerek” diye devam eden Kurtulmuş, “ASALA terörüne ve iki topluluk arasına düşmanlık tohumları ekmek isteyenlere karşı Artin Penik, Taksim’de kendini yakmıştı. Penik’in öldüğü gün olan 15 Ağustos tarihinin Türk-Ermeni Dostluk Günü olmasını ve bir anıtının dikilmesini öneriyoruz” diye konuştu.
|
24.12.2008
|
|
|
Çocuklar üzerinde klinik araştırma yapılamayacak |
ÇOCUKLAR, gebeler, lohusa ve emziren kadınlarla kısıtlılar üzerinde klinik araştırma yapılamayacak.
Sağlık Bakanlığınca hazırlanan Klinik Araştırmalar Hakkında Yönetmelik, 1 Ocak 2009’da yürürlüğe girmek üzere Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. Yönetmelik, insanlar üzerinde yapılacak ilaç klinik araştırmalar, ilâç dışı klinik araştırmalar, tıbbî cihazlarla yapılan araştırmalar, yeni bir cerrahi yöntem kullanılarak yapılacak klinik araştırmalara ilişkin her türlü klinik araştırma, araştırma yerleri ve bu araştırmaları gerçekleştirecek gerçek veya tüzel kişiler ile biyoyararlanım ve biyoeşdeğerlik çalışmaları ile tedavi amaçlı denemeleri kapsıyor. Yönetmeliğe göre, Çocuklar, gebeler, lohusa ve emziren kadınlar ile kısıtlılar üzerinde klinik araştırma yapılamayacak. Gönüllü haklarına ve etik kurallara saygı gösterilecek.
|
24.12.2008
|
|
|
Suudi büyükelçiler Türkiye’de toplandı |
SUUDİ Arabistan’ın 11 Asya ülkesinden büyükelçi ve maslâhatgüzar başkanlığındaki heyetler, Dışişleri Müsteşarı Prens Halid başkanlığında Ankara’da bir araya geldi.
Ankara Büyükelçisi Muhammed el Hüseyni’nin ev sahipliğinde önceki gün başlayan toplantı dün sona erdi. Bölgenin lider ülkesi olması sebebiyle Türkiye’de yapılmasına karar verilen istişare toplantısında uluslar arası ve bölgesel sorunlar ele alındı. Bu kapsamda İran’ın nükleer programıyla ilgili gelişmeler, Pakistan ile Afganistan arasındaki sınır anlaşmazlıkları, en son Hindistan’da meydana gelen terör hadiseleri, silâh ve uyuşturucu kaçakçılığı gibi konular masaya yatırıldı.
|
24.12.2008
|
|
|
Erdoğan, vekillerle adayları görüşüyor |
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimlere ilişkin çalışmalar çerçevesinde bazı illerin milletvekilleriyle görüşmelerini dün de sürdürdü.
Milletvekillerinin görüşlerini almaya önceki gün Genel Merkez’de başlayan Erdoğan, 16 ilin milletvekillerinin görüşlerini almıştı. Erdoğan, belediye başkan adaylarıyla ilgili olarak dün de 30 ilin milletvekili ile istişarede bulundu. Başbakan Erdoğan, dün Elazığ, Düzce, Kütahya, Giresun, Hatay, Isparta, Karabük, Erzincan, Malatya, Karaman, Manisa, Mardin, Muş, Nevşehir, Osmaniye, Rize, Siirt, Sivas, Şanlıurfa, Tekirdağ, Tokat, Uşak, Van, Yalova, Yozgat, Kars, Kırıkkale, Kilis, Kırşehir ve Zonguldak milletvekilleriyle adayları değerlendirdi.
|
24.12.2008
|
|
|
Camileri yakan kişi hırsızmış |
İSTANBUL Valisi Muammer Güler, cami yangınlarını hırsızlık amacıyla gerçekleştirdiği belirlenen bir kişinin yakalandığını söyledi.
Bu kişinin ruhsal problemlerinin olduğuna dair rapor bulunduğu bilgisini veren Güler, olayın arkasında örgüt olmadığını dile getirdi.
İstanbul Valisi Muammer Güler, Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ile birlikte basının karşısına geçerek cami yangınlarına ilişkin açıklama yaptı. Kamuoyunda meydana gelebilecek yanlış anlamaları gidermek istediklerini belirten Güler, cami yakmaları ile ilgili konunun aydınlatılmış olduğunu söyledi. Daha önce 13 cami hırsızlığı sebebiyle suç kaydı bulunan kişinin yanan bazı camilerde parmak izine rastlandığını anlatan Güler, bu kişinin delilleri yok etmek için yangın çıkardığını dile getirdi. Güler, “Yangınlar, suç delillerinin karartılmasına ilişkin bir girişim olarak değerlendirilebilir. Bunlar imam odalarında meydana gelen yangınlardı. Arkadaşlarımız çok geniş çaplı araştırma yapmışlardır. Bu şahsın parmak izlerinin tuttuğu gibi çok kesin deliller vardır. Hırsızlık için girdiğinde delilleri yok etmeye yönelik olarak yangınları çıkarmıştır. Yardım toplama paraları, kumbaraların çalınmasın ilişkin bir hırsızlık olayıdır. Bu şahısla ilgili çalışma yürütülüyor. Yardım ve yataklık anlamında bir örgüt bağlantısı tespit edilmedi. Kişisel bir eylem ihtimali ağır basıyor. Şahıs 1 gün daha sorgulanacak.” diye konuştu.
Cami yangınlarıyla Alevi-Sünni çatışması çıkarılmak istendiğine dair açıklamalar yapıldığını hatırlatan Güler, “Böyle bir ihtimal olmadığını gördük. Bu hassasiyetleri kaşımak kimseye fayda sağlamaz. Bu eylemin böylesine bir amaç taşıyan bir eylem olmadığı görülüyor. Bu şahsın yakalanmasının ardından cami yakma olayı meydana gelmedi.” dedi.
İl Müftülüğü ile koordineli olarak camilerdeki fiziki emniyet tedbirlerinin artırılması için koordineli yapıldığını anlatan Güler, bazı camilere kamera konulduğunu, bir kısmına alarm sistemi takıldığını bir kısmında da güvenlik görevlisi olduğunu söyledi.
|
24.12.2008
|
|
|
Fransızlardan sürpriz destek |
FRANSA'DA düzenlenen bir kamuoyu araştırması, tüm kriterlerin yerine getirilmesi durumunda, Fransa’da Türkiye’nin AB üyeliğine sıcak bakanların oranının yüzde 61’e çıktığını ortaya çıktı.
Türkiye’nin Paris Büyükelçiliği tarafından ‘’Opinionway’’ isimli kamuoyu kuruluşuna haziran ayında yaptırılan anket ilginç sonuçlar ortaya koydu. Araştırma, 1004 kişilik 18 yaşından büyük Fransız toplumunu temsil eden kota yöntemiyle cinsiyet, yaş, mesleki durum ve ikamet bölgesi kriterleri uyarınca oluşturulmuş örnek grup üzerinde gerçekleştirildi. ‘’Türkiye’nin AB üyeliğine girmesine olumlu bakıyor musunuz?’’ sorusuna ankete katılanların yüzde 35’i ‘’evet’’, yüzde 62’si ‘’hayır’’ cevabını verdi.
Türkiye’nin AB üyeliğine ‘’hayır’’ diyen yüzde 62’lik gruba, ‘’Eğer Türkiye siyasal, ekonomik ve hukuksal tüm kriterleri karşılarsa olumlu bakar mıydınız?’’ sorusu yönetilince, bu grubun yüzde 42’si ‘’evet’’, yüzde 57’si ‘’hayır’’oyu kullandı.
Kamuoyu şirketinin, Türkiye’nin AB üyeliğine girmesine olumlu bakanlar ve AB’nin belirlenen kriterleri yerine getirilmesi durumunda üyeliğe olumlu bakanların toplamı yüzde 61’i bulurken, olumsuz bakanların oranı yüzde 39’da kaldı. ‘’Türkiye’yi hangi özelliğiyle tanıyorsunuz?’’ sorusuna cevap verenler ilk sırada, ‘’zengin tarihi geçmişi’’ ilk sırada gösterirken, ‘’Türkiye’nin genç ülke’’ olması ikinci, ‘’kültürel anlamda dinamik ülke’’ olması üçüncü, ‘’geleceğe dönük bir ülke’’ olması dördüncü, ‘’ekonomik anlamda dinamik bir ülke’’ olması ise beşinci sırada geldi. Yine aynı araştırma, Fransızlar’ı en fazla endişelendiren konular arasında satın alma gücündeki düşüş ilk sırada gelirken, küresel ısınma ikinci sırada, emekli aylıkların geleceği üçüncü, işsizlik de dördüncü sırada yer aldı.
|
24.12.2008
|
|
|
2B Türkiye’nin başını ağrıtacak |
ANTALYA'NIN Kaş ilçesinde satın aldığı arazinin orman ihtilaflı olduğunu öğrenen ve arazisine 2B uygulanan kişi, Türkiye’de sonuç alamayınca AİHM’e başvurdu.
Avrupa hukuku uzmanı Avukat Barış Kaşka, benzeri sorunla karşı karşıya bulunan yüzlerce kişi olduğunu kaydederek, düzenleme yapılmaması halinde Türkiye’nin ağır tazminatlarla karşı karşıya kalabileceğini söyledi.
Alınan bilgiye göre, Cengiz Teymur, Antalya’nın Kaş ilçesine bağlı Gökçeören köyünde 1995 yılında denize sıfır araziyi satın aldı. 1944 yılına ait orman tahdidi aplikasyonunu ortaya koyan Orman Kadastro ekipleri, Teymur’un arazisinin 2B statüsünde olduğunu belgeledi. Tapuda, arazinin orman ihtilaflı olduğuna dair bir işlem olmadığını öne süren Bülent Teymur, mahkemeye başvurdu, ancak sonuç alamadı. Teymur, bunun üzerine AİHM’e başvurdu. Bülent Teymur’un avukatı Avrupa hukuku uzmanı Barış Kaşka, yaptığı açıklamada, müvekkilinin satın aldığı arazinin ihtilaflı olduğunu bilmediğini ve uygulamadan mağdur olduğunu ileri sürdü. Kaşka, şunları söyledi:
‘’Müvekkilim yüklüce bir bedeli araziyi satın aldığı kişiye ödemiş, tapuda da işlemini gerçekleştirmiştir. Tapuda bu işlemi gerçekleştirirken, bu arazinin orman ihtilaflı olduğu yönünde tapu kayıtlarında hiçbir ibare yoktur. AİHM içtihatlarına göre mülkiyet kaybı sonucunu doğuran bir müdahale halinde devletin, istisnai koşullar haricinde, malın değeriyle orantılı bir tazminat ödemesi gerekmektedir. Tapu belgesine güvenerek araziyi satın alan vatandaşın bu arazinin orman ihtilaflı olduğunu bilmesi mümkün değildir. Hali hazırdaki 2B uygulamaları ve mevcut tapu kayıtlarının ormanlık arazi nitelendirmesi yapılarak iptal edilmesi AİHM içtihatlarına aykırıdır.’’
AİHM’de benzeri pek çok dava bulunduğunu kaydeden Kaşka, Çanakkaleli Halil İbrahim Köktepe’nin AİHM’e açtığı davanın kabul kabul edildiğini ve Türkiye’ye uzlaşma için 6 ay süre verildiğini kaydederek, ‘’Türkiye’nin bu konuyu kendi iç hukukunda çözmesi gerekir. Çözüm ertelenirse büyük tazminatlarla karşı karşıya kalır. Bu da Türkiye ekonomisi kadar Türkiye’nin prestijine de zarar verir’’ dedi.
|
24.12.2008
|
|
|
Maliye, AKP’den Hazine yardımını geri alıyor |
ANAYASA Mahkemesinin AKP’nin hazine yardımının yarısının geri alınması yönündeki kararı uyarınca, Maliye Bakanlığı, 22 milyon 842,5 bin YTL’yi 1 ay içinde partiden tahsil edecek.
Anayasa Mahkemesinin AKP ile ilgili gerekçeli kararın 24 Ekim 2008 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanmasının ardından 22,8 milyon YTL’lik hazine yardımının geri alınması süreci de başlatıldı. Bu çerçevede, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, AKP’ye 2008 yılı Merkezi Yönetim Bütçesiyle verilen Hazine yardımının yarısının geri alınması yönündeki kararın uygulanmasına ilişkin Maliye Bakanlığına bir yazı gönderdi. Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü de, “45 milyon 685 bin YTL’lik Hazine yardımının yarısı olan 22 milyon 842,5 bin YTL’nin tahsili” için Ankara Defterdarlığına iletilmek üzere talimat yazısı hazırladı. İmzaların tamamlanmasının ardından Defterdarlığa gönderilecek talimat uyarınca Ankara Defterdarlığı, AKP’den, 22 milyon 842,5 bin YTL’nin yasal süre içinde yatırılmasını isteyecek. Söz konusu 1 aylık süre, Defterdarlık yazısının AKP’ye tebliğ edilmesiyle başlayacak.
|
24.12.2008
|
|
|
CHP seçmen kütüklerine Danıştay’da dâvâ açıyor |
CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay imzalanan bir protokolle Yüksek Seçim Kurulunun (YSK), seçmen kütüklerinin yazılması sorumluluğunu İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne bıraktığını belirterek, “YSK’nın bu yönde bir kararı olmadığı için protokolün iptali istemiyle idari yargıya başvurulabilir” dedi.
Okay, CHP olarak gerekli değerlendirme ve incelemeyi tamamladıktan sonra Danıştay’da dava açabileceklerini bildirdi. Okay, TBMM’de yaptığı açıklamada, 5 Eylül 2008 tarihinde YSK ile İçişleri Bakanlığının imzaladığı protokol uyarınca, seçmen kütüklerinin hazırlanması sorumluluğunun Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne bırakıldığını söyledi. Protokolün düzenleyici bir işlem olduğunu kaydeden Okay, “Bu protokolün imzalanması, YSK’nın ilke kararı değildir. Kararı da değildir. Karar olmadığı için protokolün iptali istemiyle idari yargıya başvurulabilir” diye konuştu. Danıştay’ın bazı kararlarında, bu konuda yetkili olduğunun görüldüğünü anlatan Okay, Danıştay nezdinde protokolün iptalinin ileri sürülebileceğini savundu. Okay, CHP olarak gerekli değerlendirme ve incelemeyi tamamladıktan sonra Danıştay’da dava açabileceklerini bildirdi.
|
24.12.2008
|
|
|
Çocukları sigortalı yaptıran şirketler hakkında suç duyurusu |
SOSYAL Güvenlik Kurumu (SGK) Antalya İl Müdürü Selim Erol, yeni emeklilik yaşından etkilenmemek için aileleri tarafından sigorta yaptırılan 3 bin 545 çocuğun sigortasının iptal edildiğini, 18 şirket hakkında da savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını bildirdi.
Erol, yaptığı açıklamada, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından, Antalya’da, iş yerleriyle şirketlerin SGK’ya verdikleri belgelerde yapılan inceleme ve araştırmalarda 2 bin 490 işverenin, toplam 9 bin 477 çocuğu sigortalı gösterdiğinin tespit edildiğini belirterek, bunların arasında sadece 6 çocuğun çalışmasının kabul edildiğini kaydetti. İnceleme ve denetimlerde, sigortalı gösterilen çocukların çalışıp çalışmadığını belirlediklerini anlatan Erol, çocukları usulsüz sigorta yaptıran 18 şirket hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını, inceleme ve denetimlerin sürdüğüne dikkati çekti.
|
24.12.2008
|
|
|
Boydak: Ülkenin geleceğini eğitimle kurtarabiliriz |
KAYSERİ Sanayi Odası (KAYSO) Başkanı Mustafa Boydak, dünyanın ve Türkiye’nin içinde bulunduğu durumdan ancak eğitimle çıkabileceğini söyledi.
TÜBİTAK 16. Ulusal Bilim Olimpiyatları 2. Aşama Sınavları’nda başarılı olan Kılıçaslan Eğitim Kurumları öğrencilerini kabul ederek ödüllendiren KAYSO Başkanı Boydak, ülke geleceği için başarılı gençlerin desteklenmesi gerektiğine dikkat çekti. Türkiye’de eğitimin yükünü özel eğitim kurumlarının çekmesine rağmen yeteri kadar desteklenmediğine dikkat çeken Boydak, özel eğitim kurumlarının her yönüyle desteklenmesi gereken kurumlar olduğunu söyledi. Eğitim alanındaki başarının aynı zamanda ülkelerin gelişmişliğiyle de alakalı olduğunu anlatan Boydak, “Türkiye’yi hem eğitimde hem de diğer alanlarda kalkındırmak zorundayız” diye konuştu. Mustafa Boydak, dünyanın ve Türkiye’nin içinde bulunduğu durumdan ancak eğitimle çıkabileceğini söyledi.
|
24.12.2008
|
|
|
BARAJLAR HÂLÂ BOŞ |
DSİ 21. Bölge Müdürlüğünün faaliyet alanında bulunan Aydın, Denizli ve Muğla’daki barajlarda doluluk oranının yüzde 15’te kaldığı bildirildi.
Barajlar yeni yıla boş girecek
DSİ 21. Bölge Müdürü Halil İbrahim İndap, 2 Aralık itibarıyla Geyik Barajı’nda geçen yıl yüzde 56 olan doluluk oranının bu yıl yüzde 40’a, Mumcular Barajı’nda yüzde 33’den 14’e, Topçam Barajı’nda yüzde 28’den 13’e, Işıklı Gölü Barajı’nda yüzde 36’dan 31’e, Gökpınar Barajı’nda yüzde 42’den 39’a, Kemer Barajı’nda yüzde 39’dan 15’e, Adıgüzel Barajı’nda yüzde 14’ten yüzde 10’a, Karpuzlu Yaylakavak Barajı’nda yüzde 72’den yüzde 16’ya düştüğünü söyledi. Geçen yıl aynı dönemde barajlarda toplam 488 milyon 300 bin metreküp su varken bu yıl 296 milyon 500 bin metreküp su olduğunu belirten İndap, bu yılki doluluk oranının yüzde 15’te kaldığını belirtti. İndap, göletlerdeki toplam doluluk oranının geçen yılın aynı döneminde yüzde 25 olduğunu hatırlattı.
Bu yıl geçen yıldan daha iyi yağış alındığını ancak uzun süren kuraklık sebebiyle toprağın doymadığını ifade eden İndap, ‘’Bu nedenle yağmur topraktan barajlara akmadığı için barajların doluluk oranı düşük’’ dedi. Barajların yeni yıla neredeyse boş gireceğini ifade eden İndap, halen devam eden yağışların gelecek yıl artarak sürmesi temennisinde bulunarak, yaz aylarında planlı su dağıtımının yapılabileceğini kaydetti.
|
24.12.2008
|
|
|
TÜRKİYE’NİN ORMANLARI ARTIYOR |
Ekonomİk ve İşbirliği Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından hazırlanan, “OECD Çevresel Performans İncelemeleri:
Türkiye’’ başlıklı raporda, “Türkiye’de orman ve diğer ormanlık alanların yüz-ölçümünün, ülke topraklarının yüzde 27,2’sine ulaştığı’’ kaydedildi. Raporun, “Doğa ve Biyolojik Çeşitlilik’’ başlıklı bölümünde, biyolojik çeşitlilikle ilgili mevzuat ve ilgili kurumsal işbirliğinde koordinasyon geliştirildiği ifade edildi. Biyolojik çeşitliliği barındıran koruma altındaki alanların toplam yüzölçümünün inceleme döneminde artarak ülke yüzölçümünün yüzde 5,3’üne ulaştığı belirtilen raporda, Türkiye’nin bu alanların korunmasını yönetim planları yoluyla daha da güçlendirdiği vurgulandı.
AĞAÇLARA YILBAŞI KORUMASI
Adana Orman Bölge Müdürlüğü, yılbaşı öncesi kaçak ağaç kesilmesini önlemek amacıyla denetimlerini arttırdı. Adana Orman Bölge Müdürü Seyfettin Yılmaz, ‘’yılbaşı ağacı’’ olarak kullanılmak istenen, özellikle göknar ve sedir fidanlarına yönelik kaçak kesimlere karşı gerekli tedbirlerin alındığını söyledi. Usulsuz ve kaçak ağaç kesimi suçu işleyenlere 10 aydan 5 yıla kadar hapis cezası ile suçun niteliğine göre ağır para cezaları öngörüldüğünü hatırlatan Yılmaz, şöyle konuştu: ‘’Motorize Sincap ekiplerimizin sayısını 62’ye çıkardık. Bu ekipler, 24 saat süre ile riskli bölgelerde geziyor. Bunun yanı sıra işletme müdürlüklerimiz de her türlü ihbara anında müdahale ediyor.’’
|
24.12.2008
|
|
|
Bursalı öğrencilerden köy okullarına yardım |
Bursa Osmangazi Hasan Ali Yücel Lisesi 12. sınıf öğrencileri ‘eğitim ve kırtasiye malzemesi toplama kampanyasıyla’ topladıkları kırtasiye malzemelerini köy okullarına gönderdi.
Osmangazi ilçesi Hasan Ali Yücel Lisesi 12. sınıf öğrencilerinin ‘Sosyal Etkinlik’ dersi kapsamında yürüttüğü projenin ilk sonuçları çok anlamlı oldu. Okulun bütün öğrencilerinin katılımının sağlanmasıyla gerçekleştirilen ‘eğitim ve kırtasiye malzemesi toplama kampanyasında’ toplanan malzemeler, Osmangazi ilçesi Büyükdeliler Köyü ve Orhaneli ilçesi Demirci Köyü İlköğretim Okulu öğrencilerine dağıtıldı.
|
24.12.2008
|
|
|
Mardin’in 2009 hedefi 1.2 milyon turist |
Mardİn Valisi Mehmet Kılıçlar, son yıllarda turizm alanında önemli gelişmeler yaşandığını belirterek, ilin dünya turizm merkezi olması yolunda önemli adımlar atıldığını söyledi.
Kılıçlar, yaptığı açıklamada, “Son yıllarda dünyanın ilgisini çekmeye başlayan Mardin, tarihî ve kültür yapısı ile UNESCO’nun dünya mirası şehri listesine girmeye adaydır. Merkez ve ilçelerde Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Müdürlüğü’nce tescil edilmiş 665 adet bina mevcut. Son yıllarda bölgede yaşanan huzur ve güvenin ardından özel müteşebbislerin bölgede yaptığı turizm yatırımları sayesinde ziyaretçi akınına uğrayan Mardin’i 2002 yılında 50 bin yerli yabancı turist ziyaret ederken, 2008 yılında bu sayı 900 binlere kadar ulaştı. 2009 yılında ise hedeflenen turist sayısı ise 1 milyon 200 bindir” diye konuştu.
|
24.12.2008
|
|
|
MEB’den “DPY burslarını dağıtın” emri |
MİllÎ Eğitim Bakanlığı, 2008 Yılı Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk sınavını kazanıp burs almayı hak eden öğrencilerin bursluluk kayıtlarının yapıldığını belirterek, bir öğrenciye 3 aylık brüt 200 YTL 65 Ykr ödeneceğini bildirdi.
Bakanlıktan valiliklere giden genelgede, “öğrencilerin mağdur olmamaları ve yurtiçi burs ücretlerinin geciktirilmeden ödenmesi” emrini verdi.
|
24.12.2008
|
|
|
İstanbul’un havası temiz |
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), hava kalitesi ölçümlerinde olumsuz veri elde edilmediğini bildirdi.
İBB’den yapılan açıklamada, son günlerde bazı basın ve yayın organlarında İstanbul’da hava kalitesiyle ilgili haberler yer aldığı hatırlatıldı. Hava kalitesi ölçümlerinin Çevre Koruma Daire Başkanlığınca şehrin 10 değişik noktasına kurulan istasyonlarla anlık izlendiği belirtilen açıklamada, bu ölçümlerin ‘’www.ibb. gov.tr’’ adresli internet sitesinde yayınlandığı kaydedildi. Bütün ölçümlerde İstanbul’da hava kalitesiyle ilgili olumsuz bir veri elde edilmediği vurgulanan açıklamada, gün içerisinde şehir aktivitesine bağlı meydana gelen kısa süreli değer değişimlerinin tamamının ‘’çok iyi-iyi’’ kalitesi sınırları içerisinde seyrettiği belirtildi.
|
24.12.2008
|
|
|
Saçların uzaması büyümeye engel değil |
Ergenlİk genini bulan Türk bilim insanı, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Topaloğlu, Çocuklarda ‘’büyümeyi engelleyeceği’’ gerekçesiyle saçların kesilmesinin hiçbir bilimsel dayanağının bulunmadığını söyledi. Prof. Dr. Topaloğlu, düzenli beslenme, iyi bir sosyal ortam, sağlıklı bir ruh hali ve sevginin çocuğun gelişimindeki en önemli etkenler olduğunu, bunun dışında halk arasında çocuk gelişimiyle ilgili anlatılan çoğu hikâyenin doğru olmadığını belirtti. Kız ya da erkek olsun çocukların bebeklik döneminden itibaren saçlarının sürekli kısa kesilmesinin vücut gelişimine hiçbir katkısının olmadığını ifade eden Topaloğlu, ‘’Saçın uzatılmasının vücudun gücünü azaltıp büyümeyi engelleyeceği yönündeki söylentilerin hiçbir bilimsel dayanağı bulunmuyor’’ dedi.
Ergenlİk genini bulan Türk bilim insanı, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Topaloğlu, Çocuklarda ‘’büyümeyi engelleyeceği’’ gerekçesiyle saçların kesilmesinin hiçbir bilimsel dayanağının bulunmadığını söyledi.
Prof. Dr. Topaloğlu, düzenli beslenme, iyi bir sosyal ortam, sağlıklı bir ruh hali ve sevginin çocuğun gelişimindeki en önemli etkenler olduğunu, bunun dışında halk arasında çocuk gelişimiyle ilgili anlatılan çoğu hikâyenin doğru olmadığını belirtti.
Kız ya da erkek olsun çocukların bebeklik döneminden itibaren saçlarının sürekli kısa kesilmesinin vücut gelişimine hiçbir katkısının olmadığını ifade eden Topaloğlu, ‘’Saçın uzatılmasının vücudun gücünü azaltıp büyümeyi engelleyeceği yönündeki söylentilerin hiçbir bilimsel dayanağı bulunmuyor’’ dedi.
|
24.12.2008
|
|
|
Reklâmdan görüp mağazaya koşuyorlar |
Süleyman Demirel Üniversitesi’nde (SDÜ) yapılan araştırmada, üniversite öğrencilerinin yüzde 58’sinin alış veriş tercihlerinde reklâmlardan etkilendikleri belirlendi.
SDÜ FSüleyman Demirel Üniversitesi’nde (SDÜ) yapılan araştırmada, üniversite öğrencilerinin yüzde 58’sinin alış veriş tercihlerinde reklâmlardan etkilendikleri belirlendi.en Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nden Doç Dr. Kamil Kaya’nın danışmanlığında gerçekleştirilen araştırmada, öğrencilerin tüketim alışkanlıklarını belirlemek amacıyla farklı bölüm ve sınıflardan 400 öğrenciyle görüşüldü. Araştırma sonucunda, öğrencilerden yüzde 58’inin alış veriş tercihinde reklâmlardan etkilendikleri belirlenirken, bunlardan yüzde 35’inin bilişim teknoloji ürünlerini, yüzde 25’inin gıda maddelerini, yüzde 19’unun giyim eşyalarını, yüzde 12’sinin de kozmetik ürünleri reklâmlardan etkilenerek satın aldıkları ortaya çıktı. Öğrencilerin markalı ürünlere ilgilerinin de incelendiği araştırmada, öğrencilerden yüzde 51’i markanın kendilerinde farklılık meydana getirdiğini bildirdi. ‘’Marka sizin için ne ifade ediyor’’ sorusuna ise öğrencilerin yüzde 37’si ‘’kaliteli ürün’’, yüzde 18’i ‘’pahalılığı ifade eder’’, yüzde 16’sı ‘’hiçbir şey’’, yüzde 13’ü ‘’marka tarzımı yansıtır’’ cevabını verdi. Öğrencilerden yüzde 26’sı giyim, yüzde 23’ü gıda, yüzde 17’si ayakkabı, yüzde 15’i teknoloji ürünlerinde markayı tercih ettiğini ifade etti. Araştırmada öğrencilerin alış veriş için gittikleri mekânlar da tesbit edildi. Alış veriş için gençlerin yüzde 28’inin büyük alış veriş merkezlerini, yüzde 27’sinin mağazaları, yüzde 14’ünün marketleri, yüzde 11’inin küçük alış veriş merkezlerini, yüzde 9’unun semt pazarlarını, yüzde 7’sinin ise ucuzluk dükkânlarını tercih ettiği belirlendi. Güzellik merkezlerine gitme alışkanlıkları da sorgulanan araştırmada, öğrencilerden yüzde 52’si ‘’ayda bir kez’’, yüzde 12’si ‘’haftada bir’’, yüzde 17’si ‘’gerektiği zaman’’ karşılığını verdi.
İNTERNETTEN ALIŞ VERİŞ
AraştIrmada, öğrencilerin sanal ortamda alış verişe ise sıcak bakmadıkları kaydedildi. Görüşülen öğrencilerden yüzde 81’i internetten alış veriş yapmadığını belirtirken, sadece yüzde 19’u sanal ortamda alış veriş yaptığını vurguladı. İnternetten alış veriş yaptığını belirten öğrencilerin büyük bölümü ise internet aracılığıyla bilişim teknoloji ürünlerini ve kitapları satın aldıklarını ifade etti.
|
24.12.2008
|
|
|
‘Basiretim bağlandı, kararsızım’ |
Prof. Dr. Yankı Yazgan, insanın basiretinin bazı durumlarda bağlandığını ve insanın karar vermekte zorlandığını belirterek, sonunda ya alışkanlıklara göre ya da herkesin yaptığı şekilde hareket edildiğini söyledi.
Uludağ Üniversitesi’nin davetlisi olarak Rektörlük A Salonu’nda ‘Basiret Nasıl Bağlanır ve Çözülür?’ konulu bir konferans veren psikiyatrist Prof. Dr. Yankı Yazgan, insanların hayatlarında karşılaştıkları ve kritik olduğunu sandıkları birçok konunun aslında hiç de önemli olmadığını söyledi.
|
24.12.2008
|
|
|
81 ilde 81 orman yeşerecek |
Türkİye İş Bankası, çevre konusunda Türkiye’deki en büyük projelerden birini başlatıyor.
Bu yıldan itibaren başlayacak “81 İlde 81 Orman” projesi ile İş Bankası, yaklaşık 1.500 hektarlık alana iki milyonu aşkın fidan dikimi için kullanacak. Bugüne kadar ülkemizde gerçekleştirilmiş en yaygın ve en büyük ağaçlandırma çalışmalarından birisi olan “81 İlde 81 Orman” projesi, Türkiye İş Bankası Kocaeli Ormanı alanında gerçekleştirilen törenle başlatıldı. TEMA Vakfı Onursal Başkanı Hayrettin Karaca ise törende yaptığı konuşmada, orman varlığının korunması ve yeni ormanlık alanlarının oluşturulabilmesi mücadelesinde İş Bankası ile TEMA arasındaki işbirliğinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
|
24.12.2008
|
|
|
Aktif kanserin pasif içicileri |
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) İç Hastalıkları ve Medikal Onkoloji, Kanser Epidemiyolojisi Bilim Uzmanı Prof. Dr. İsmail Çelik, ‘’Çevresel tütün dumanına maruz kalmanın, sigara içmeyenlerde akciğer kanserini yüzde 30-40 arttırdığını’’ belirtti.
Çelik, dünyada her yıl 5 milyon kişinin tütünle ilgili hastalıklardan dolayı öldüğünü söyledi. Sigara kullanmayanların da özellikle evlerde ve iş yerlerinde tütün dumanına maruz kaldıklarına dikkati çeken Çelik, dünyadaki 1.5 milyar çocuğun yarısının pasif içiciliğe maruz kaldığını, Türkiye’de de bu oranın yüzde 80’lerde olduğunun tahmin edildiğini ifade etti. Çelik, ‘’Sigara, evlerin balkonlarında, mutfaklarında, halka açık mekânlarda ve özel taşıtlarda da içildiği sürece pasif içiciler risk altındadır’’ dedi. Çelik, 19 Mayıs 2008’de yürürlüğe giren ‘’Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun’’la kapalı mekânlarda sigara içilmesinin yasaklanmasını desteklediklerini, kanunun kapsamının 2009 Temmuz ayından itibaren genişletilerek lokanta, kahvehane, kafeterya ve barlarda yasaklanmasıyla da sigara ile mücadelede önemli bir yol alınacağını bildirdi. Her şeye rağmen sigara kullanımının azaltılması için yasakların yetersiz kalacağı görüşünü savunan Çelik, öncelikle kişinin sigarayı bırakmaya karar vermesi gerektiğini söyledi. Çelik, sigarayı kendi iradesi ile bırakma oranının yaklaşık yüzde 1-2 olduğunu vurgulayarak, sigara bırakma sürecinde uzman doktorlardan yardım alınması gerektiğini söyledi.
|
24.12.2008
|
|
|
|