"Gerçekten" haber verir 04 Aralık 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Haberler

 

Avrupa Güvenlik Asamblesi PKK’yı kınadı

Avrupa Güvenlik ve Savunma Asamblesi, terör örgüt PKK’yı kınayarak, Avrupa Birliği (AB) Konseyi ve Batı Avrupa Birliği (BAB) Konseyinden, örgütün üye ülkelerdeki faaliyetlerine karşı daha dikkatli olmalarını istedi.

İngiliz parlamenter Robert Walter tarafından hazırlanan ‘’Türkiye-Irak Sınırında Terörist Faaliyetler’’ konulu rapor, dün Asamble genel kurulunda oy birliğiyle kabul edildi. AB’nin terörle mücadele politika ve kurallarını sıkı bir biçimde uygulaması istenen raporda, AB ve BAB üyesi ülkelerin topraklarında bu terör örgütünün kara para, uyuşturucu, patlayıcı madde, silah kaçakçılığı ve insan ticaretiyle bağlantılı faaliyetleri ve televizyon yayınıyla terör propagandasına karşı gerekli hassasiyeti göstermeleri istendi. Irak’ta merkezi hükümet ve kuzeydeki yönetiminin terör örgütü PKK ile mücadelesine destek verilen raporda, Türkiye’ye de PKK terörüyle mücadele ederken ‘’orantısız askeri güç kullanmaktan sakınması’’ tavsiye edildi. PKK terörünün sert bir biçimde kınandığı raporda, PKK’nın bütün bölgenin istikrarını tehdit ettiği vurgulandı.

04.12.2008


 

ANAYASA REFORMUNA SAHİP ÇIKILSIN

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Hollandalı Hıristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten, Türk hükümetinin “üç yıldır yavaşlattığı reformları ilerletme konusunda açık bir sinyal vermesinin AB kadar Türkiye'nin de çıkarına olduğunu” belirterek, “Türkiye'den taahhüt değil, uygulama bekliyoruz'' dedi. Rujiten hükümetin daha önce duyurduğu anayasa reformunu sahiplenmesini istedi.

ORDUYA SİVİL DENETİM, YARGI REFORMU

Rujiten'in hazırladığı taslak raporda, ''ordu üzerinde tam sistematik sivil gözetim sağlanması konusunda ilerleme kaydedilemeyişinden'' ve ''Meclisin ordu ve savunma politikasını denetlemesinin güçlendirilememesinden'' kaygı duyulduğu ifade edilirken, yargı mensuplarının siyasî tartışmalara müdahil olmamasını güvenceye alacak bir yargı reformuna âcil ihtiyaç olduğu belirtiliyor.

AB: Taahhüt değil, uygulama bekliyoruz

Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Hollandalı Hristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten, tarafından kaleme alınan taslak Türkiye raporu, AP Dış İlişkiler Komitesi’nde tartışıldı. Raportör Oomen-Ruijten raporunu hazırlarken AB’nin güvenilirliğini korumaya çalıştığını anlatarak, ‘’Eleştirel ve objektif bir rapor olduğunu düşünüyorum’’ dedi. Türkiye’de AKP hükümetinin ikinci kez seçim kazanırken halktan ‘’açık bir yetki aldığını ve Türkiye’yi modernleştirme sözü verdiğini’’ hatırlatan Oomen-Ruijten, hükümetin siyasi reformlar yapmadan bu taahhüdünü yerine getiremeyeceğine dikkat çekti.

Hükümetin’’ 3 yıldır yavaşlattığı reformları ilerletme konusunda açık bir sinyal vermesinin AB kadar Türkiye’nin de çıkarına olduğuna’’ değinen Oomen-Ruijten, ‘’Türkiye’den taahhüt değil, uygulama bekliyoruz’’ diye konuştu.

ANAYASA REFORMU SAHİPLENİLSİN

Oomen-Ruijten, AB sürecinde en zor kısmın siyasi reformlar olduğunu belirterek,hükümetin daha önce duyurduğu anayasa reformunu sahiplenmesini istedi.

Türkiye’den son dönemdeki parti kapatma davalarını göz önüne alarak siyasi partiler kanunu değiştirmesini beklediklerini söyleyen ve ‘’internet sitelerinin sık sık yasaklanmasının AB’ye aday bir ülkeye yakışmadığını’’ ileri süren Oomen-Ruijten, Kürt meselesinde de siyasi insiyatif alınmasını vurguladı.

Oomen-Ruijten, ‘’terör örgütü PKK’nın eylemlerini onaylamamız mümkün değil ama sadece silah kullanılarak bu sorun çözülmez’’ şeklinde konuştu. Raportör Ria Oomen-Ruijten, Türkiye’nin Suriye-İsrail dolaylı görüşmelerinde, Kafkasların istikrarında ve diğer bölgesel konularda yapıcı dış politikasını övdü.

ORTAK HEDEF ÜYELİK

Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk ise raporda Ergenekon’un üzerine gidilmesi ve tüm uzantılarının ortaya çıkarılması vurgusuna katıldığını fakat yargılanmadan kimseyi suçlamamak gerektiğini söyledi. Raporda Türkiye ile müzakerelerin ‘’ucu açık karakterine’’ yer verildiğini, ancak aynı AB kararındaki ‘’müzakerelerin ortak hedefinin üyelik olduğu’’ ifadesine değinilmediğini hatırlatan Lagendijk, ‘’Eğer buna illâ değineceksiniz ifadenin hepsini koyun, yarısını atmayın’’ önerisinde bulundu.

AP Üyesi Vural Öger, raporu genelde dengeli bulsa da ‘’dilini onaylamadığını’’ belirterek, ‘’üzüntü duymak ve endişelenmek’’ kelimelerinin defalarca kullanılmasının Türk halkını rencide edeceği uyarısında bulundu. Öger, Türkiye’nin İspanya ile birlikte üstlendiği Medeniyetler İttifakı girişimine ve Türkiye’nin stratejik önemine raporda yer verilmesini istedi.

Türkiye raporu görüşmesinde birçok üye, Türkiye ile müzakerelerin bazı ülkelerce keyfi şekilde yavaşlatılmasından yakınırken, eski AP Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Alman Hristiyan Demokrat Elmar Brok, Türkiye ile müzakerelerin başlatılmasına ‘’hayır’’ oyu vermesine rağmen ‘’bugün kesilmesini istemediğini’’ itiraf etti. Brok, stratejik açıdan Türkiye’nin bugün AB için Soğuk savaş döneminden daha önemli olduğunu söyledi.

Eleştirileri cevaplandıran raportör Oomen-Ruijten, ‘’Türkiye’ye karşı sağlam, sert ve dürüst’’ davrandığında ısrar ederek, raporuna çok fazla değişiklik önergesi verilmemesini istedi. TÜRKİYE’NİN ÜYELİĞİ AB KADAR TÜRK HALKI İÇİN DE ÖNEMLİ “Türkİye’nİn bizim için çok önemli bir ortak olduğu konusunda geniş bir fikir birliği var’’ diyen Oomen-Ruijten, modern ve müreffeh Türkiye’nin AB kadar Türk halkının da çıkarına olduğuna işaret etti. AP Sosyalist Grup Başkan Yardımcısı Hannes Swoboda, Türkiye raporunu dengeli bulsa da bazı eleştirileri olduğunu belirterek şunları söyledi: ‘’Eğer müzakerelerin sonunda ne olacağı konusunda açık bir cevap veremiyorsak Türkiye’den bir talepte bulunmak zor. Bazı AB üyeleri (Türkiye’nin üyeliğine) karşı çıktıklarını söylüyorlar. Bazı fasılalar hazır olmasına rağmen bazı ülkelerin engellemesi sebebiyle müzakerelere açılamıyor.’’ Swoboda, ülkelerin keyfi olarak birçok faslın müzakerelere açılmasını engellediğini belirterek, bunun Türkiye’deki reform sürecini de olumsuz etkilediği uyarısında bulundu.

04.12.2008


 

Barolar, AKP binasına saldırıyı kınadı

Türkİye Barolar Birliği Başkanlığı, AKP İstanbul İl Başkanlığı Binasına yönelik saldırıyı kınadı.

Türkiye Barolar Birliğinin, yazılı açıklamasında, yerel seçim süreçlerinin başladığı bu günlerde, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları olan siyasi partilere yönelik saldırıların şiddet ve nefretle kınandığı belirtildi. Seçimlerin huzurlu ve her türlü şiddetten arınmış, özgür bir ortamda yapılması gerektiği vurgulanan açıklamada, terörün, bütün sorunların temel çözümü olan eksiksiz demokrasi hedefine ulaşmayı engellemek için şiddet başta olmak üzere her türlü yola başvurduğu ifade edildi. Açıklamada, bütün siyasi partilerin, parlamentoyu gerçek işlevine kavuşturacak gayreti göstermesi ve eksiksiz demokrasiyi gerçekleştirecek siyasi reformları yapacak iradeyi ortaya koyarak, ekonomik ve bölgesel farklılıkları giderecek politikalar üretmesi gerektiği kaydedildi.

04.12.2008


 

Gül bayramda Diyarbakır’a gidebilir

CumhurbaşkanI Abdullah Gül, Kurban Bayramı’nda Diyarbakır’a gitmeyi düşündüğünü söyledi. Ankara Üniversitesi’nin bir programına katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül program sonrası gazetecilerin ‘’Bayramda Diyarbakır’a gitmeyi düşünüyor musunuz’’ sorusuna ‘’Evet düşünüyorum’’ cevabını verdi.

04.12.2008


 

Lozan masası I. Meclis binasında

Lozan Barış Antlaşması’nın imzalandığı masa, I. TBMM binasında teşhire sunuldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğinden yapılan açıklamaya göre, tarihi masa, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın talimatıyla, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Müzesi uzmanlarınca Devlet Resim Heykel Müzesi Müdürlüğü’nden 27 Kasımda alındı. I. TBMM Kurtuluş Savaşı Müzesi Kulis Salonu’na getirilen masa burada teşhire açıldı.

04.12.2008


 

AKP “Büyükşehir adayları” için sandık başında

AKP’nİn Ankara ve diğer Büyükşehir Belediye Başkan Adayları’nın belirlenmesi için temayül yoklaması başladı.

Ankaralı delegeler, Büyükşehir Belediye Başkan Adayı için Altınpark Anfa’daki il teşkilatında oy kullanmaya başladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin Kızılcahamam Kampı’nda, ‘’Büyükşehir Belediye başkanlarını cuma günü açıklayacağım... Öncesinde teşkilatlarda temayül yoklaması yapılacak’’ açıklamasında bulunmuştu. Bu açıklama doğrultusunda dün AKP’nin birçok bölgesinde Başkan Adayı’nın belirlenmesi için delegeler sandık başına gitti.

04.12.2008


 

2. Tüp geçit ihalesini Türk-Güney Kore ortaklığı kazandı

UlaştIrma Bakanı Binali Yıldırım, Marmaray’ın güneyine paralel ikinci bir tüp geçit yapımı için açılan ihaleyi Türk-Güney Kore ortaklığındaki şirketin kazandığını açıkladı.

Yıldırım, projenin Yap-İşlet-Devret modeliyle yaklaşık 4.5 yılda 1 milyar 70 milyon dolar bedelle inşaa edileceğini söyledi. Azerbaycan’a hereketinden önce Atatürk Havalimanı’na açıklama yapan Bakan Binali Yıldırım, 30 Haziran’dan bu yana İstanbul’a ikinci tüp geçit ihalesine ilişkin teklifleri değerlendirdiklerini, ihayeli Türk-Güney Kore ortaklığındaki şirketin kazandığını söyledi.

04.12.2008


 

Kabahatlere ceza miktarı artıyor

Toplum düzenini, genel ahlakı, sağlığı, çevreyi ve ekonomik düzeni korumak amacıyla çıkarılan Kabahatler Kanunu kapsamına giren idari para cezaları, Maliye Bakanlığının yüzde 12 oranındaki yeniden değerleme oranı çerçevesinde yılbaşından itibaren arttırılacak.

İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan genelgeye göre, sarhoş olarak başkalarının huzurunu bozan, gürültü çıkaran, mal ve hizmet satmak için başkalarını rahatsız eden, kaldırımları işgal eden, dilencilik yapan, sigara içilmesi yasak olan yerlerde tütün mamullerini tüketen ve kimlik bildirmeyenlere 69 YTL idari para cezası verilecek. Yetkili makamlardan ruhsat almaksızın kanuna göre yasak olmayan silahları park, meydan, cadde veya sokaklarda görünür bir şekilde taşıyan kişilere de yine 69 YTL ceza kesilecek. Genelgede çevre kirliliğine sebep olanlara uygulanan cezalar da yeniden belirlendi. Hayvan kesimine tahsis edilen yerler dışında kesim yapanlara, hayvan atıklarını sokağa bırakanlara, kullanılmaz hale gelen ev eşyalarını bunların toplanmasına ilişkin belirlenen gün dışında sokağa yada kamuya ait yerlere bırakanlara da 69 YTL ceza kesilecek. Başkalarının huzur ve sükununu bozacak şekilde gürültüye sebep olan işletmelere bin 420 ile 7 bin 105, kaldırımlara izni olmaksızın inşaat malzemesi yığan kişiler de 140 ile 708 YTL arasında idari para cezası verilecek. Meydanlara, parklara, cadde veya sokak kenarlarındaki kamuya ait duvar veya alanlara, rızası olmaksızın özel kişilere ait alanlara bez, kağıt ve benzeri afiş ve ilan asan tüzel kişiler ile toplatma yükümlülüğüne aykırı hareket edilen kişilere de 140 ile 4 bin 261 YTL arasında para cezası kesilecek.

04.12.2008


 

İş engelini aşamıyorlar

CHP Kocaeli Milletvekili Cevdet Selvi, 2005 yılının özürlüler yılı ilan edilmesine rağmen, kamu kurum ve kuruluşlarının özürlü istihdamı konusunda yasa gereği yükümlülüklerini yerine getirmediğini Meclis gündemine taşıdı.

Selvi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cevaplaması istemiyle TBMM Başkanlığına verdiği soru önergesinde, Devlet Personel Dairesi Başkanlığı verilerine göre, kamuda özürlü istihdam edilmesi gerekirken boş bırakılan kadro sayısının 28 bin civarında olduğunu belirtti. Başbakan’ın, TOBB’a üye iş yerlerinin 1’er işçi almaları halinde genel işsizlik sorununun çözümünde önemli katkı sağlayacağını söylediğini hatırlatan Selvi, ‘’Doğrudan yetki ve sorumluluğunuz altındaki kamu kurum ve kuruluşların, özürlü istihdamı konusunda, talimatınıza rağmen yasa gereği olan yükümlülüklerini 4 yıldır yerine getirmemesinin sebebi nedir’’ diye sordu. Selvi, ‘’Kamu kurum ve kuruluşlarının zorunlu özürlü personel kontenjanlarını doldurmaları konusunda yeni bir önlem almayı düşünüp düşünmediklerini de’’ öğrenmek istedi. CHP Eskişehir Milletvekili Murat Sönmez de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in cevaplandırması istemiyle TBMM’ne verdiği soru önergesinde, kamuda toplam ne kadar özürlü istihdam edilmesi gerektiğini sordu. Türk-Sağlık-Sen’in araştırmasına göre, devletin toplam olarak 54 bin özürlüyü istihdam etmesi gerekirken, 9 bin özürlüyü istihdam ettiğinin belirtildiğini ifade eden Sönmez, ‘’Kamu iş yerlerinde kanunun emredici hükmüne rağmen gereken sayıda özürlü istihdam edilmemesinin nedeni nedir’’sorusunun cevaplanmasını istedi.

Başbakan mesaj yayınladı

Öte yandan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, özürlülerin başkalarına muhtaç olmadan toplumsal hayata katılmaları ve daha iyi hayat şartlarına kavuşabilmeleri için yapılan çalışmaların toplumsal ilgi ve duyarlılık ile hız kazanacağını bildirdi. Erdoğan, Dünya Özürlüler Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Özürlü vatandaşların hak ettikleri hayat şartlarına kavuşturulmasının, hem sosyal devlet anlayışının hem de vicdani sorumluluğun gereği olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, toplumun bütün kesimlerini kucaklayan insan odaklı politikalarla, özürlü vatandaşların da önündeki hukuki, sosyal ve fiziki engelleri bir bir kaldırdıklarını kaydetti.

Hükümet olarak, bu alanda reform sayılabilecek Özürlüler Kanunu’nu çıkararak en önemli adımı attıklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: ‘’Bu kanunla özürlü bireylerimizin ekonomik ve sosyal hayata katılımlarının önünü açtığımız gibi özürlülerimizin ekonomik şartlarını iyileştirmeye dönük çeşitli düzenlemeler de yaptık. ’’

Sıkıntı yerel yönetimlerde

TBMM Başkanı Köksal Toptan ise, Türkiye’nin, özürlülerin sorunlarının çözümüne yönelik dünyanın en modern yasal düzenlemelerine sahip olduğunu, bu alandaki temel sorunun yerel yönetimlerin uygulamaları olduğunu belirterek, özürlülerden, yerel seçimler öncesi bütün aday ve partiler üzerinde baskı kurmalarını istedi. Toptan, 3 Aralık Dünya Özürlüler günü dolayısıyla, Devlet Bakanı Nimet Çubukçu ile Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Başkanı Zülfikar Akar, Engelliler Konfederasyonu Başkanı Turhan İçli ve beraberlerindeki heyeti, TBMM tören Salonunda kabul etti. TBMM Başkanı Toptan, yaptığı konuşmada, batı uygarlıklarının, 1. ve 2. Dünya savaşları sonrası, özellikle ortopedik özürlülerle ilgili duyarlılığının, aradan geçen sürede bütün engelli grupları kapsayacak şekilde genişlediğini, ancak Türkiye’nin uzun yıllar bunun farkında olamadığını belirtti.

04.12.2008


 

2009’da 9 günlük tatiller yok

Yeni yılda dinî ve millî bayramlar, genellikle ya hafta sonuna denk geliyor, ya da hafta sonuyla birleşiyor. Özellikle 2008 yılında başlangıç ya da bitim tarihlerinin hafta sonu tatilleriyle birleşmesi sayesinde dinî bayramlarda 9’ar günlük tatil yapan çalışanlar ve öğrenciler, gelecek yıl o fırsatı elde edemeyecek.

Çalışanlar 2009’da az tatil yapacak

YENİ YILDA dinî ve millî bayramlar, genellikle ya hafta sonuna denk geliyor, ya da hafta sonuyla birleşiyor. Özellikle 2008 yılında başlangıç ya da bitim tarihleri hafta sonu tatilleriyle birleşmesi sayesinde dinî bayramlarda 9’ar günlük tatil yapan çalışanlar ve öğrenciler, bu yıl o fırsatı elde edemeyecek. Dini bayramların 2009 yılı takviminde hafta sonunda başlaması ya da bitmesi sebebiyle Bakanlar Kurulunun sürpriz bir karar almaması halinde, iki bayramda da uzun tatil yapma imkânı olmayacak. İlk tatili 1 Ocak Perşembe gününe denk gelen 2009 yılında, yine perşembe gününe denk gelen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda ve salı günü kutlanacak 19 Mayıs Bayramı’nda birer gün tatil yapılacak.

04.12.2008


 

YAŞ’ta ihraç sebepleri uyuşturucu ve ‘irtica’

YÜKSEK Askeri Şura toplantısında, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) temel yapısını ve disiplinini bozacak şekilde; ‘’uyuşturucu alışkanlığı ve ahlak dışı ilişkileri’’ bulunan 19, ‘’irticai tutum ve davranışları’’ tespit edilen 5 olmak üzere toplam 24 personelin TSK’dan ayrılmasına ‘’oy çokluğuyla’’ önceki gün karar verildi.

Yüksek Askeri Şura toplantısına ilişkin Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan açıklamada, bölgesel durum değerlendirmesinin yapıldığı ve TSK’nın Harbe Hazırlık Durumunun incelendiği ifade edildi. Toplantıda, bu kapsamda ortaya çıkan ihtiyaçlar ile bu ihtiyaçları karşılamak için alınması gereken tedbirler tespit edildi. İç güvenlik durum değerlendirmesi çerçevesinde, tehdit ve riskler ile alınabilecek tedbirlerin görüşüldüğü toplantıda, TSK’nın temel yapısını ve disiplinini bozacak şekilde; ‘’uyuşturucu alışkanlığı ve ahlak dışı ilişkileri’’ bulunan 19, ‘’irticai tutum ve davranışları’’ tespit edilen 5 olmak üzere toplam 24 personelin TSK’dan ayrılmasına ‘’oy çokluğuyla’’ karar verildi.

04.12.2008


 

Sanal faturayla kâğıtta tasarruf

ÖNDE gelen internet servis sağlayıcılarından TTNET, e-fatura uygulamasına geçiyor. Bu sayede yılda 780 ton kağıt tasarrufu sağlanacak.

13 bin ağaç da kesilmekten kurtulacak. Şirket, 1 Ocak 2009’dan itibaren faturaları sanal ortamdan göndermeye başlayacak. Uygulama sayesinde, TTNET abonelerinin son dönem faturaları ile önceki beş aya ait faturaları, www.ttnet.com.tr adresinde kendilerine özel hazırlanmış e-fatura posta kutularına gönderilecek. Aboneler dilerse, faturalarının kişisel e-posta adreslerine yönlendirilmesini ya da SMS ile bilgilendirilmeyi tercih edebilecek.

04.12.2008


 

Listeler askıdan iniyor

29 Mart 2009’da yapılacak Mahallî İdareler Genel Seçimleri için muhtarlıklarda 26 Kasım’da askıya çıkarılan seçmen listeleri, yarın saat 17.00’de askıdan indirilecek.

29 MART 2009'DA yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri için muhtarlıklarda 26 Kasımda askıya çıkarılan seçmen listeleri, yarın saat 17.00’de askıdan indirilecek. Seçmen kütüklerinin güncelleştirmesi; YSK Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğünce Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün adres kayıt sisteminden alınan, Türkiye’de ikamet eden ve seçmen niteliğini taşıyan kişilere ait kayıtların, gerekli işlemler yapılıp seçmen kütüğüne dönüştürüldükten sonra ilçe seçim kurulları tarafından muhtarlık bölgesi askı listeleri haline getirilerek, askıya çıkarılması suretiyle yapılacak. Muhtarlık bölgesi askı listeleri, muhtarlık bölgeleri esas alınarak ait oldukları mahalle veya köylerde halkın kolaylıkla görüp okuyabileceği yerlere 26 Kasımda asılmıştı. Listeler, yarın saat 17.00’de askıdan indirilecek.

04.12.2008


 

Uyuşturucu yaşı 10’a indi

Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Psikiyatri Kliniği Şefi Doç. Dr. Nesrin Dilbaz, uyuşturucu madde kullanım yaşının her geçen gün düştüğünü belirterek, ‘’Geçmiş yıllarda madde kullanımına başlama yaşı 12 iken, merkezimize yapılan başvurularda alt sınırın 10’a düştüğü görüldü’’ dedi.

ANKARA Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi ve Eğitim Merkezi (AMATEM) ve 2. Psikiyatri Kliniği Şefi Doç. Dr. Nesrin Dilbaz, uyuşturucu madde kullanım yaşının her geçen gün düştüğünü belirterek, ‘’Geçmiş yıllarda madde kullanımına başlama yaşı 12 iken, merkezimize yapılan başvurularda alt sınırın 10’a düştüğü belirlendi’’ dedi. Dilbaz, yaptığı açıklamada, bağımlılığın bir aile hastalığı olduğunu, tedavinin ömür boyu sürdüğünü ve hastalığın tedavisinde gönüllülüğün esas alındığını, hastayla birlikte eş, kardeş, anne ve babanın da bu süreçten etkilendiğini belirtti. Tedavinin başarılı olabilmesi için hastanın istekli olmasının, hekime ve tedaviye inanmasının, ailesinden her türlü desteği almasının çok önemli olduğunu vurgulayan Dilbaz, bağımlılığın kronik bir hastalık olduğunu, zaman zaman iyileşme görülürken zaman zaman da ataklar gelişebileceğini kaydetti. Dilbaz, son yıllarda yapılan çalışmalarda madde bağımlığı sebebiyle tedavi gören hasta sayısının artış gösterdiğine dikkati çekerek, özellikle madde bağımlılığına gençlik döneminde başlandığını ifade etti. AMATEM 2004-Haziran 2008 verilerine göre madde bağımlılığı (bali, ecstacy, eroin, esrar gibi) sebebiyle tedavi gören hasta sayısının her geçen yıl arttığının tespit edildiğini belirten Dilbaz, bu sürede merkezde toplam 3018 hastaya yataklı tedavi hizmeti verildiğini, bunların yüzde 55’inin Ankara, yüzde 45’inin ise Ankara dışından başvuruda bulunduğunu bildirdi. Yatan hastaların yüzde 90’ının sosyal güvencesi olduğunu ifade eden Dilbaz, şunları kaydetti: ‘’1486 (yüzde 43,4) alkol, 713 (yüzde 30,8) eroin, 275 (yüzde 5,7) uçucu, 343 (yüzde 19,9) diğer maddeler yatış nedenidir. Madde kullanmaya başlama yaşı 10-63 arasında değişmektedir. Geçmiş yıllarda madde kullanımına başlama yaşı 12 iken, merkezimize yapılan başvurularda alt sınırın 10’a düştüğü belirlenmiştir.”

04.12.2008


 

Demirel: Krizi vatandaş yaşıyor

Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, ‘’Eğer bir ülkede vatandaş krizi hissediyorsa, ülkeyi yönetenler hissetmiyorsa vatandaş ülkeyi yönetenler hakkında bir karar verir’’ dedi.

Demirel, Özürlüler Kültür ve Dayanışma Derneği ve Türkiye Kamu-Sen Özürlüler Komisyonu Başkanı Ayhan Çelik ve beraberindekileri kabul etti. Yasa doğrultusunda kamuda yaklaşık 50 bin özürlü vatandaşın çalıştırılması gerektiğini belirten Ayhan Çelik, bu rakamın 9 binlerde kaldığını ileri sürdü. Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Demirel, ‘’Başbakan Erdoğan, ‘kriz teğet geçti’ dedi. Nasıl değerlendiriyorsunuz?’’ şeklindeki soruya ‘’Siyasi sözlerdir onlar’’ diye cevap verdi. Dünyada başlayan ekonomik krizin Türkiye’yi etkilememesinin mümkün olmadığını ifade eden Demirel, şöyle konuştu: ‘’İşin gerçeğine bakarsanız, hayatı vatandaş yaşıyor. Eğer bir ülkede vatandaş krizi hissediyorsa, ülkeyi yönetenler hissetmiyorsa vatandaş ülkeyi yönetenler hakkında bir karar verir. Her gün fabrikalar kapanıp insanlar işten çıkarılıyorsa, her gün piyasalar allak bullaksa, alışveriş kesatsa, siftah etmeden dükkanlar açılıp kapanıyorsa, her gün döviz fiyatları değişiyorsa ‘bize bir şey olmaz’ demenin bir anlamı yoktur. Demirel, ‘’Ergenekon’’ davasındaki gelişmelerini sorulması üzerine de mahkemenin en kısa sürede bir sonuca varması gerektiğini söyledi.

04.12.2008


 

Mekke’de Türkler için dostluk gecesi

Mekke’de Türkler için bir cadde kapatılarak yere serilen halılar üzerinde gerçekleştirilen etkinlikte dostluk gösterisinde bulunuldu.

Şişe bölgesi sakinleri tarafından Ashap Caddesi’ndeki İbni Humeyd Cami önünde ‘’Hacıları Karşılama Töreni ve İkram’’ adıyla bir etkinlik düzenlendi. Cadde trafiğe kapatılarak yere serilen halılar üzerinde gerçekleştirilen etkinliğe çok sayıda hacı adayı ile Diyanet İşleri Başkanlığı yetkilileri katıldı. Gecede konuşan İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı Türk hacı adayları için gösterilen dostluktan gurur duyduklarını söyledi. Kabe İmamı Salih El Talip de hac için Mekke’ye gelenlerin misafirleri olduğunu ifade ederek, iyi ağırlayabilmek için ellerinden geleni yapmaya çalıştıklarını bildirdi. Daha sonra misafirlere birer kutu hurma ikram edilen etkinlik, verilen yemekle son buldu.

04.12.2008


 

Sofranızdan turpu eksik etmeyin

Vücuda başka yararlarının yanı sıra özellikle ‘’karaciğerin dostu’’ olarak bilinen turpun, bol vitamini nedeniyle kış aylarında sofralardan eksik edilmemesi gerektiği belirtildi.

Türkiye’nin turp üretiminin yüzde 70’inin karşılandığı Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde hasat başladı. Yıllık 25 ton üretim gerçekleşen ve ilçe ekonomisine 15 milyon YTL katkı sağlayan turp, bu yıl da üreticilerin yüzünü güldürmeye devam ediyor.

04.12.2008


 

Mesnevî ile psikoterapi yapılıyor

Mevlânâ’nIn 735. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Etkinlikleri kapsamında Mesnevî Öğretisiyle Ruhsal Terapi yapılıyor.

Büyükşehir Belediyesi Mevlânâ Kültür Merkezi Sultan Veled Salonu’nda düzenlenen etkinliklerde Mesnevi öğretisiyle ruhsal terapi yapan Dr. Faik Özdengül, Mevlânâ’nın ünlü eseri Mesnevî’nin baştan başa insanları olgunlaştıran, problemlere karşı dayanıklı hale getiren ve arkasında çok ciddî medeniyet olan bir kitap olduğunu kaydetti. Psikoloji ile uğraşan doktorların Mesnevi’yi çok iyi bilmesi gerektiğini ifade eden Özdengül, dünyada 800 çeşit terapi tekniği olduğunun ancak bunlar incelendiğinde davranışçı, bilişsel, dinamik ve varoluşçu terapiler olmak üzere 4 ana gruba indirgenebildiğini belirtti. Özdengül, Mesnevî’nin ise bütün bunları kapsayan bütüncü bir yaklaşım sergilediğini ve Mesnevî’de bu ekollerin her birisinin örneklerini görmenin mümkün olduğunu söyledi.

Etkinlikler süresince toplam 11 program yapacaklarını, Mesnevi’deki 180 civarındaki hikâye arasından seçecekleri farklı hikâyelerle terapi yapacaklarını dile getiren Özdengül, burada bütüncü bir psikoterapi yöntemi kullandıklarını belirtti.

Özdengül, Mesnevî’nin bir psikoterapi kitabı gibi okunabileceğini de vurgulayarak, şöyle devam etti: ‘’Mesnevi okuduktan sonra her şeye çok pozitif bakıyorsunuz. Sizin iyiliğinizi gözeten ve her şeyi düzenleyen bir yaratıcı var. Her şeyi O düzenliyor. Yani bir sıkıntıda olsanız bile bu sizin için iyi bir durum olabilir. Baba, bazen çocuğuna onun iyiliği için kızar. Yani Mesnevî her şeyi öyle bir şekilde anlatıyor ki olumsuz düşünecek bir şey kalmıyor. Olumsuz bir şey kalmayınca da sorunlar kendiliğinden ortadan kalkıyor. Biz bu terapide bunları anlatıyoruz.”

Özdengül, terapiye katılanlardan olumlu tepkiler aldıklarını ifade ederek, ‘’programın sonunda niyaz (yalvarma) bölümü koyduk. Mesnevî’de, Mevlânâ’nın olmazsa olmazı niyazdır, duadır ve yakarıştır. Katılımcılarla birlikte niyaz ediyoruz. Çok iyi geldiğini ve rahatladıklarını söyleyenler oluyor. Antidepresan ilaç almadan uyuyamadıklarını söyleyenler şimdi Mesnevî’den birkaç hikaye okuduktan sonra rahatlıkla uyuyabildiklerini söylüyorlar’’ dedi.

04.12.2008


 

Dost bulacağım derken dostsuz kalmayın

Özellİkle 40 yaş üstü kişilerin dost edinme ihtiyacını 20-30 yıl önceki arkadaşlarıyla sanal dünyada giderme girişiminin mevcut dostları kaybetme tehlikesi doğuracağı bildirildi.

Son 20 yılda gerçekleşen bilgisayar ve internet devrimi, sosyal anlamda da önemli değişimlere yol açtı. Eskiden yüz yüze kurulan ilişkiler, internette sohbet imkanı sağlayan programlar ve Türkiye’de 1 milyonu aşkın kullanıcısı bulunan Facebook gibi sosyal ağ sitelerinin popüler hale gelmesiyle internet üzerinden kurulmaya başlandı. Mersin Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Başkanı Doç. Dr. Yaşan Erjem, insanın yapısında diğer insanlarla sosyal ilişki kurma ihtiyacı bulunduğunu söyledi. İnternetle birlikte kişilerin dünyanın dört bir yanındaki insanlarla kolayca iletişim kurabilmesinin mümkün hale geldiğini, bu durumun çekiciliğinin insanları cezbettiğini ifade eden Doç. Dr. Erjem, ‘’Ancak internette kurulan sosyal ilişkiler, yüz yüze kurulan sosyal ilişkilerle eş değer değil’’ dedi.

04.12.2008


 

Fosiller evrimi çürütüyor

Paleontoloji Derneği İkinci Başkanı Onur Yılmaz, ‘’Evrim teorisinde balığın kurbağaya dönüştüğü iddia ediliyor.

Balığın da kurbanın da fosili var ama aradaki o geçiş türlerinin fosilleri yok’’ dedi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi’nde Paleontoloji Derneği’nce fosil sergisi açıldı. Paleontoloji Derneği İkinci Başkanı biyolog Onur Yılmaz, ‘’fosil ve fosillerin evrim teorisini çürüttüğü’’ konusunda sunum yaptı. Fosilin tanımını yapan Yılmaz, fosillerin yaşının nasıl belirlendiğiyle ilgili bilgi vererek, bugüne kadar var olan fosillerin önemli bir kısmının ortaya çıkarıldığını öne sürdü. Fosillere bakıldığında her canlının tek bir tür olarak ortaya çıktığını ve milyonlarca yıl değişime uğramadığını belirten Yılmaz, Darwin’in teorisine göre geçiş türleri olması gerektiğini ancak fosillerde buna rastlanmadığını söyledi.

Evrim teorisinde balığın kurbağaya dönüştüğünün iddia edildiğini ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti: ‘’Evrim teorisinde fosillerin en önemli bilimsel deliller olması gerekir. Teorinin iddia ettiği fosil kalıntıları 150 yıldır her canlı türüne ait olan jeolojik tarih sayfasında aniden belirmekte ve başka bir türe dönüşmeden yaşamına devam etmektedir. Ara geçiş fosili, fosil kalıntılarının da bu arada geçiş canlılarına ait olması gerekir ama aradaki iddia edilen geçiş türleri bulunamamaktadır. Balığın kurbağaya dönüştüğü iddia ediliyor. Balığın da kurbağanın da fosili var ama aradaki o geçiş türlerinin fosilleri yok.’’ Başka bir öğretim üyesi ise evrenin bir toz bulutundan oluştuğunu belirterek, her şey değişirken canlıların değişmemesinin nasıl açıklanabileceğini sordu

EVRİM İDDİALARI SADECE

BİR TEORİDEN

İBARET

Öğrencilere hitap eden Rektör Danışmanı Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazmi Polat ise evrimle ilgili düşüncelerin dün olduğu gibi bugün ve yarın tartışılmaya devam edeceğini söyledi. Teorinin bilimsel gerçekliğinin ispat edilemediğini belirten Prof. Dr. Polat, şöyle devam etti: ‘’Evrim teorisi bilimsel gerçek değildir, her şey teoriden ibarettir. Teori olarak bırakırsanız sıkıntı yok ama teoriyi bilimsel destekmiş, gerçekmiş gibi anlatırsanız sıkıntı olur. Bugün fosil bulgulardan hareketle evrimle ilgili açıklama yapan bilim adamı kalmadı. Ama dün fosillerle ilgili evrim için çok ciddî deliller vardı. Fosillerden yola çıkarak evrimi izah etmeye çalışırsanız tartışmaları her zaman yaşarsınız. Fosillerle evrim açıklanırken yapılan sahtekârlıklar hep öne çıkmaktadır.’’

PALEONTOLOJİ BİLİMİ BÖYLE SÖYLÜYOR

Sunumu, Rektör Prof. Dr. Hüseyin Akan, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmet Şenel, öğretim üyeleri ve öğrenciler de dinledi. Sunumun ardından, Rektör Prof. Dr. Akan ile beraberindekiler sergiyi gezdi. Sunum ve sergiyle ilgili görüşlerinin sorulması üzerine, Prof. Dr. Akan, iyi bir tartışma için zemin oluşturulduğunu belirterek, ‘’Bilim dediğiniz de tartışmadır, bugün doğru dediğinizin yarın yalanlanabilmesidir, bilim odur, tartışılabilir şeylerdir bilimsel veriler. Burada da güzel bir tartışma oldu, iyi oldu’’ diye konuştu. Paleontoloji Derneği İkinci Başkanı Onur Yılmaz ise yeni kurulan bir dernek olduklarını, eğitim kurumlarında ve çeşitli yerlerde sergi açtıklarını söyledi. Paleontolojiyi tanıtmak ve fosil verilerini artırmak için çalıştıklarını ifade eden Yılmaz, fosillerin evrim teorisini çürüttüğünü belirtti.

04.12.2008


 

Phoenix ile iletişim tamamen kesildi

Amerİkan Havacılık ve Uzay Kurumu (NASA), bir aylık bekleyişten sonra Mars’taki uzay aracı Phoenix (Zümrüdü Anka) ile iletişimi tamamen kesti.

NASA’dan yapılan açıklamada, artık sinyal göndermeyen Phoenix ile radyo bağlantısı kurma girişimlerine son verildiği ve Mars gezegeninin yörüngesindeki uzay araçlarının da radyo bağlantısı için röle olarak bundan böyle kullanılmayacağı belirtildi. Phoenix ile son radyo bağlantısının 2 Kasımda Mars yörüngesindeki Odyssey uzay aracı üzerinden kurulduğunu belirten NASA, Phoenix uzay aracının 3 aylık bilimsel araştırma görevini tamamladıktan sonra beklenenden 2 ay daha fazla çalıştığını kaydetti. Phoenix, Kızıl Gezegen’in kuzey kutup bölgesine 25 Mayısta inmişti

04.12.2008


 

Bilim kurgu gerçek oluyor

“Star Wars’’ ve ‘’Uzay Yolu’’ gibi bilimkurgu filmlerindeki lazer silahları, yakında gerçeğe dönüşecek.

Amerikan ordusu, Boeing 747 uçağına yerleştirilen lazer silah sistemi ‘’Airborne Laser’’in (ABL) ilk ateşleme denemelerini başarıyla gerçekleştirdi. Boeing Füze Savunma Sistemi tarafından geliştirilen ve uçağın burnuna yerleştirilen lazer silahı yerden hedefine doğru başarılı bir şekilde ateşlendi. Lazer silah sisteminin havada balistik füzeyi vurmayı amaçlayan testlerinin gelecek yıl içinde yapılması öngörülüyor. Yapılan son yer denemelerinde, lazer ışını demeti uçaktan hedefine saatte bir milyar km hızla hedefini vurdu. 1,6 milyar dolar tutarındaki projede Amerikan Northrop Grumman Space Technology şirketince geliştirilen yüksek enerjili ‘’kimyasal oksijen-iyodin lazeri’’ Boeing 747 jumbo jetin burnuna yerleştirilen yaklaşık 6 ton ağırlığındaki taretten ateşlendi. Şimdiye kadar göz ameliyatlarında ya da kara tahtada istenilen bir şeyi göstermek için kullanılan lazer, bundan böyle güçlü bir silah haline dönüştürülerek, balistik füze tehdidini ortadan kaldırmayı amaçlanıyor.

04.12.2008


 

Atık enerjiyle üretilen lezzet

Kahramanmaraş’ta yerleşik Aksu Tarım İşletmesinin kurduğu modern sera tesisi, kağıt fabrikasının atık buharıyla ısıtılıyor, serada yüksek kalitede domates üretiliyor.

Tesisin üretim sorumlusu Özgür Çelik, yaptığı açıklamada, sera tesisini atık enerjiyi değerlendirmek, ildeki girişimcilere örnek olmak için kurduklarını söyledi. Çelik, “Ürettiğimiz domateslerin görünüşü de tadı da gayet iyi. Üretimimiz sınırlı olduğu için domateslerimizi şimdilik iç piyasaya veriyoruz” dedi.

04.12.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
Ufo ısıtıcılar, infrared ısıtıcı, kumtel ısıtıcılar.
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır