Haberler

HAC YOLCULUĞU, ROMEN MÜSLÜMANLARI BİRLEŞTİRDİ

Bu seneki hac organizasyonu her zamankinden farklı olarak Romanya’da ırkî, etnik ve kültürel farklılıkları bir tarafa bırakarak, hacı adaylarını tek bir çatı altında bu manevî yolculukta birleştirdi.

Romanya’da hac organizasyonu yapan Taiba Vakfı’nın yönetinicisi Adnan Oun, “Tatarlar, Türkler, Romenler ve Araplar bu seneki hac yolculuğunda bir arada olacaklar” dedi. Bu seneki yolculuk İslâmî Kültürel Birliği’nin organizasyonuyla gerçekleşiyor ve Romanya’da ilk kez bütün hac organizasyonlarını bir çatı altında topluyor. Taiba Vakfı ve İslâmî Kültürel Birliği, Avrupa ülkelerinde faaliyet gösteren iki ana Müslüman organizasyon olarak öne çıkıyor.

Bu seneki hac organizasyonunun çok olumlu etkileri olacağına inanan Vakıf yöneticisi Oun şöyle konuştu: “Bu seneki organizasyon kesinlikle bağları güçlendirecek ve bütün Müslüman gruplar arasındaki işbirliğini üst düzeye çıkaracaktır. Romanya’da 70 bin civarında Müslüman yaşıyor bu ise 22 milyonluk nüfusun yüzde 2’sini teşkil ediyor. Müslümanların çoğunluğu Tatar, Türk ve Arnavutlardan oluşuyor. Biz iki büyük Müslüman organizasyon olarak, güçlerimizi ve çabalarımızı birleştirerek, bu seneki haccın hem daha iyi bir şekilde yapılmasına hem de birlikteliğe olumlu katkıda bulunmasına çalışıyoruz.”

HAC, ROMANYALILAR İÇİN ÇOK ÖZEL

Aynı zamanda yıl içinde çeşitli yarışmalar düzenleyerek ödül olarak hac yolculuğu hediye ettiklerini belirten Oun, “Aynı zamanda hac ile ilgili çeşitli kurs ve seminerler düzenledik, hac yolculuğu boyunca da bu seminer ve rehberliğimiz devam edecek” dedi.

Romanya’da hac Osmanlı zamanından bu yana oldukça önem atfedilen bir dinî ibadet olarak öne çıkıyor. Romanya’nın güneydoğusundaki Hagieni isimli küçük bir köy ismiyle bu gerçeği öne çıkarıyor. Çünkü “Hagiyeni” kelimesi Arapça “hacılar” anlamına gelen kelimeden türemiş.

Romanya’da geleneksel olarak bir hacı, hac yolculuğuna çıkmadan önce, bütün yakın akrabalarını ve arkadaşlarını dolaşarak onlardan helâllik diliyor. Aynı zamanda hacıların dönüşünde de çok özel karşılama merasimleri düzenleniyor ve hacılar da kendisini karşılayan yakınlarına hacdan aldığı hediyeleri takdim ediyor. Romanyalı Müslümanlar, hacca giden insanlara oldukça üst düzeyde bir saygıyla yaklaşıyorlar.

Vakıf yöneticisi Oun, “Hac Romanyalı Müslümanlar için çok yüce bir anlam ifade ediyor” sözleriyle bu gerçeğe vurgu yapıyor.

Adnan Oun’a göre Romanya’dan hacca giden Müslümanlar, geri döndükleri zaman çok farklı bir vizyona ve hayat tarzına sahip oluyorlar. Oun, “Hacdan dönen Romanyalılar, daha önceki hayat tarzları ne olursa olsun, artık daha faziletli ve erdemli bir hayat sürmeye başlıyorlar ve hatta bu güzelliği diğer insanlara da kazandırmak için adeta bir misyoner gibi çaba sarf ediyorlar” diyor. (Kaynak: Islamonline)

UMUT YAVUZ / İSTANBUL

24.11.2008

İnsan hakları eğitimi artmalı

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, insan hakları eğitiminin artması gerektiğini söyledi. Üskül, şöyle konuştu: “Çocuklarımızın insan haklarına saygılı bir şekilde yetiştirilmeleri için ders kitaplarının ‘insan hakları’ kriterleri dikkate alınarak hazırlanması ve insan hakları eğitimine daha da ağırlık verilmesi çok önemli bir adım olacaktır.”

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, çocukların insan haklarına saygılı bir şekilde yetiştirilmeleri ve insan hakları bilincinin geliştirilmesi için, ders kitaplarının, ‘insan hakları’ kriterleri dikkate alınarak hazırlanması gerektiğini ifade etti.

Üskül, 24 Kasım Öğretmenler Günü sebebiyle yayınladığı mesajda, 1928’te yazı devriminin ardından başlatılan okuma-yazma seferberliği ile ulusun önünde çağdaş uygarlığa giden aydınlık bir yol açıldığını, bütün ulusların en büyük düşmanı olan cehalet ve bilgisizlik karşısında büyük bir zafer kazanıldığını kaydetti. Bu zaferin kazanılmasında en büyük payın, hiç kuşkusuz eğitim ordusunun kahraman neferleri olan öğretmenlere ait olduğunu ifade eden Üskül, mesajında şunları kaydetti: ‘’Öğretmenlerimizin sorunlarını çözmek, sıkıntıları ortadan kaldıracak önlemleri almak, ekonomik, sosyal ve kültürel gereksinimleri karşılamak, ihmal edilmeye tahammülü olmayan görev ve sorumluluğumuzdur. Öğretmenler günü vesilesiyle belirtmek isterim ki; insan hakları kavramının ne olduğu ve nasıl uygulanması gerektiği konusunda, geleceğimizin güvencesi yeni nesilleri yetiştirecek olan öğretmenlerimize de önemli görevler düşmektedir. Bu bağlamda, çocuklarımızın insan haklarına saygılı bir şekilde yetiştirilmeleri ve insan hakları bilincinin geliştirilmesi için ders kitaplarının ‘insan hakları’ kriterleri dikkate alınarak hazırlanması ve insan hakları eğitimine daha da ağırlık verilmesi çok önemli bir adım olacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle, Öğretmenler Gününü en iyi dileklerimle kutluyorum.’’ Ankara / aa

24.11.2008

İngiltere KDV’yi düşürecek

İngiltere Maliye Bakanı Alastair Darling’in KDV oranlarında indirime gidildiğini duyuracağı öne sürüldü. The Observer gazetesinin konuyla ilgili haberinde, Darling’in İngiltere’deki ekonomik durgunluğun aşılması ve halkın alışverişe özendirilmesi için bu riskli kararı aldığını yazdı. Halen yüzde 17,5 olan KDV’nin yüzde 15’e düşürülebileceği belirtiliyor.

“İngiltere’’ Maliye Bakanı Alastair Darling’in bugün bir açıklama yaparak KDV oranlarında indirime gidildiğini duyuracağı öne sürüldü.

İngiltere’de yayımlanan The Observer gazetesi’nin konuyla ilgili haberinde, Darling’in İngiltere’deki ekonomik durgunluğun aşılması ve halkın Noel öncesi alış verişe özendirilmesi için bu riskli kararı aldığını yazdı. Halen yüzde 17,5 olan KDV oranındaki indirimin bir ya da iki yıl boyunca geçerli olabileceğini yazan Observer,yeni oranın yüzde 15 olabileceğine dair spekülasyonlara da yer verdi. Haberde, atılacak adımın İngiltere hükümetine yıllık maliyetinin de 12,5 milyar sterlin civarında olabileceği belirtildi. Ülkede bütün mağazaların alış verişi özendirmek için erken indirimler başlattığına işaret edilen haberde, KDV oranlarının da aşağı çekilmesiyle piyasada bir canlanma beklenebileceğine işaret edildi. Londra / aa

24.11.2008

Başmüzakereci için üç isim

TBMM Dışişleri Komisyonu Sözcüsü ve AKP Çankırı Milletvekili Suat Kınıklıoğlu, başmüzakereci görevi için üç kişinin adının geçtiğini belirterek,”Başbakan kimi takdir ederse o olacaktır. Görev bize uygun görülürse büyük onur duyarız” dedi.

TBMM Dışişleri Komisyonu Sözcüsü ve AKP Çankırı Milletvekili Suat Kınıklıoğlu, başmüzakereci görevi için üç kişinin adının geçtiğini belirterek,”Başbakan kimi takdir ederse o olacaktır. Görev bize uygun görülürse büyük onur duyarız” dedi.

Kınıklıoğlu, düzenlediği basın toplantısında, ülkenin dış politikasını takip edecek milletvekillerine ihtiyaç duyulduğunu belirterek, bu görevi yürütmenin bu dönemde kendilerine verildiğini söyledi. Bu durumun seçim bölgesindeki seçmene gurur vermesini arzuladığını ifade eden Kınıklıoğlu, “Biz parti olarak bir ekibiz ve herkese düşen bir görev var. Başmüzakereci için üç kişinin adı geçiyor. Başbakan kimi takdir ederse o olacaktır. Görevin kime nasip olacağı şu anda belli değil. Görev bize uygun görülürse büyük onur duyarız” dedi. Çankırı / aa

24.11.2008

Psikolojiler de sarsıldı

Ankara Üniversitesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdülkadir Çevik, son dönemde özellikle karar verme makamında bulunan insanların psikiyatristleri çok ziyaret etmeye başladığını belirtti.

EKONOMİK kriz ortamında tüm kesimleri olumsuz etkileyen stres, toplumun büyük kısmının ruh sağlığını ‘’tükenmişlik sendromu’’ ile tehdit ediyor.

Uzun, yoğun ve stresli çalışma saatleri... Tüm toplumu ya da birçok insanın geleceğini ilgilendiren konularda alınması gereken kararlar... İşten atılma korkusu veya işçi çıkaracağım stresi... Yükselen döviz ve inen borsa...

Ankara Üniversitesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdülkadir Çevik, ekonomi ile psikoloji arasında yakın ilişki olduğunu, ekonomideki bozulmaların iş verenlerde ve çalışanlarda ruhsal ve bedensel problemlere yol açabileceğini belirtirken, son dönemde özellikle karar verme makamında bulunan insanların psikiyatristleri çok ziyaret etmeye başladığını belirtti. Yoğun ve stresli iş temposunda çalışan sorumluluk sahibi kişilerde genel bir yorgunluk hali görülebileceğine işaret eden Çevik, ‘’Çalışmaların karşılığını alamayan kişilerde, mutsuzluğa bağlı olarak tükenmişlik sendromu dediğimiz ruh ve beden sağlığını olumsuz yönde etkileyen sağlık problemleri görülür’’ dedi.

Çevik, tükenmişlik sendromu görülen kişilerde rastlanabilen diğer rahatsızlık belirtilerini ise ‘’fizyolojik olarak uykusuzluk veya aşırı uyuma isteği, cinsel fonksiyon bozuklukları, yeme bozuklukları, kalp, damar, tansiyon şikâyetleri, sebebi açıklanamayan bedensel ağrılar, ülser, romatizmal yakınlamalar, psikolojik olarak depresyon, kaygı, saplantı, güvensizlik, çabuk öfkelenme, alınganlık, kendini değersiz hissetme, aşırı temkinli olma durumları, ikili ilişkilerde bozulma ve intihar eğilimleri’’ olarak sıraladı.

“ÇÖZEMİYORSANIZ

PSİKİYATRİSTE BAŞVURUN’’

‘’Ekonomik kayıp ve kayıp tehdidi insanlarda ciddi psiko-fizyolojik tepkilere yol açar ve bunlar genelde ya reaksiyonu ve depresyon olarak nitelendirilebilir’’ diyen Çevik, psikolojik sıkıntıların fizyolojik sıkıntılara dönüşebileceğini, çözülemeyen sorunların facialara yol açmaması için mutlaka bir psikiyatriste gidilmesi gerektiğini söyledi. Çevik, söz konusu belirtileri yaşayanlara psikologların ciddi bir yardımda bulunamayacağını, bunun için tıp eğitimi ve psikiyatri eğitimi alan hekimlere başvurulması gerektiğini vurguladı. Ankara / aa

24.11.2008

İşsizler ordusu büyüyor

Türk-İş 8. Bölge Temsilcisi Mehmet Kanca, ‘’Kriz artık ülkenin bağrını deliyor’’ dedi. Sadece Bursa’da Eylül ayında 3 bin 376 kişinin işsiz aldığını belirten Kanca, işsiz sayısının Ekim ayında ise bir önceki aya göre yüzde 65 oranında artarak 5 bin 683’e ulaştığını, bunun ciddi bir sıçrama olduğunu söyledi.

OTOMOTİV ve tekstil ile hazır giyim sektörlerinin kalbi konumundaki Bursa’da, bu yıl 10 ayda, 38 bin 20 kişinin işten çıkarıldığı bildirildi.

Türk-İş 8. Bölge Temsilcisi Mehmet Kanca, yaptığı açıklamada, Türkiye’nin global krizden etkilenmemesinin mümkün olmadığını belirterek, ‘’Kriz artık ülkenin bağrını deliyor’’ dedi.

Geçmişte ve bugün krizlerin sorumlusu olmamalarına rağmen bedel ödeyenlerin hep çalışanlar olduğunu ifade eden Kanca, son ekonomik kriz yüzünden ocak-ekim döneminde Türkiye genelinde 200 bin kişinin işsizler ordusuna katıldığını söyledi. Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) yaptığı açıklamaya göre, dünyada 190 milyon civarında olan işsizliğin, 2009 yılında 30 milyon artarak 220 milyon dolaylarında seyredeceğini dile getiren Kanca, dünya ve Türkiye genelinde yaşanan olumsuzlukların, Bursa’ya da dikkat çekici şekilde yansıdığını vurguladı. Kanca, küresel krizin özellikle ihracata dayalı olarak büyüyen, aynı zamanda Bursa sanayisinin ‘’bel kemiği’’ni oluşturan otomotiv ve tekstil ile hazır giyim sektörlerini vurduğunu kaydederek, şu bilgileri verdi: ‘’Bu yıl 10 ayda 38 bin 20 arkadaşımızın işsiz kaldığını görmekteyiz. Aylar itibariyle değerlendirme yaptığımızda, krizin etkilerinin Bursa’da ne ölçüde etkili olduğu net olarak görülecektir. Bursa’da ekonomi 2 ana sanayi üzerinde yoğunlaşmışstır. Bunlardan birincisi otomotiv ana ve yan sanayi, bir diğeri tekstil. Tekstildeki olumsuzlukları bizler yıllarca evvel söyledik, ancak bizi duymak istemeyen kulaklar duymadı. Eğer yıllarca evvel Çin’den ithal edilen ucuz iplikler Türkiye sınırlarından içeri girmemiş olsaydı, belki bugün Bursa’da, Gaziantep’te veya Kayseri’de tekstille ilgili bu boyutlarda bir sıkıntı yaşanmazdı ya da asgaride kalırdı. Otomobille ilgili de vergi oranlarının düşürülmesi, üretimin desteklenmesi kaçınılmaz bir gerçekliktir’’ Şehirde, bu yılın eylül ayında 3 bin 376 kişinin işsiz aldığını belirten Kanca, işsiz sayısının Ekim ayında ise bir önceki aya göre yüzde 65 oranında artarak 5 bin 683’e ulaştığını, bunun ciddi bir sıçrama olduğunu söyledi. Kanca, Kasım ayında ise kesin olmamakla birlikte kendisine ulaşan bilgilerin hiç de iç açıcı olmadığını ifade ederek, ‘’Bunu söylerken ‘İnşallah olmaz’ diyorum. Şu anda benim almış olduğum bilgilere göre 3 bin 992 arkadaşımızın bu ay çıkışı var. Bu sadece 3-5 iş yerinde. Bana gelen bilgilerden emin olmama rağmen yanılmayı çok istiyorum. İnşallah yanılırım’’ diye konuştu.

Bursa / aa

24.11.2008

Reel sektör toplu paket bekliyor

Hükümetin, reel sektör için kısım kısım değil, toplu bir paket açıklaması gerektiğini belirten iş dünyası temsilcileri, dışarıdan ve içeriden bulunacak kaynaklarla hem reel sektörün hem de piyasanın rahatlatılması gerektiğini kaydetti.

Müstakil Sanayici İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından Bursa’da düzenlenen Tekstil ve Deri Forumu’na katılan MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Cihad Vardan, reel sektörün Türkiye’nin can damarı olduğunu, reel sektörün can damarının da finansman olduğunu dile getirerek, “Reel sektörün damarlarındaki kanın çekilmemesi gerekiyor” dedi. Hükümetten toplu bir paket beklediklerini vurgulayan Vardan, “Burada kısım kısım yapılanlar var. Ama genel anlamda hem piyasanın hem reel sektörün psikolojisini rahatlatacak bir ortamın oluşturulması gerekiyor” diye konuştu. İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Hikmet Tanrıverdi ise, istihdam ile ilgili olarak, devletin şartları kolaylaştırması gerektiğini vurguladı. Tanrıverdi, “Yıllardır söylediğimiz gibi kayıt içi ödenen rakamların azaltılması lâzım” dedi. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı İsmail Gülle de özellikle finans sektöründe duyulan rahatsızlığın giderilmesi gerektiğini anlattı. Daha sonra işletmelerin sıkıntılarını çözecek uygulamaların yapılmasını da tavsiye eden Gülle, “Özellikle enerji fiyatlarını dengelenmesi lâzım. İşçilik ve istihdam üzerindeki yüklerin düzenlenmesi lâzım” diye konuştu.

Bursa / Yeni Asya

24.11.2008

“Alışveriş İçin Gün Bugün”

İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) desteğiyle “Alışveriş İçin Gün Bugün” sloganıyla önceki gün başlatılan alış verişi teşvik kampanyasına ilginin arttığı açıklandı. İTO’dan yapılan yazılı açıklamada, mağazaların vitrinlerine kampanya afişlerini asmaya başladığı belirtildi. Kampanyalarda indirim oranlarının, ilgili derneklerin üyeleri arasında değişiklik gösterirken, yüzde 10 ile yüzde 70 arasında olduğu ve maliyetine satış yapan firmaların da yer aldığı kaydedildi. İTO Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, yaptığı değerlendirmede, kampanyaya katılan dernek sayısının 32’ye, katılım gösteren firmaların sayısının 16 bine ulaştığını, satış noktası sayısının ise 75 bini aştığını bildirdi. Ankara / aa

24.11.2008

Meclis, Ticaret Kanunu Tasarısını görüşecek

Meclis, bu hafta Türk Ticaret Kanunu Tasarısı için fazla mesai yapacak. TBMM Genel Kurulunda, yarından itibaren, 1535 maddeden oluşan Ticaret Kanunu Tasarısı ele alınacak. ‘’Temel kanun’’ olarak bölümler halinde ele alınacak olan tasarının 3 gün boyunca görüşülmesi bekleniyor. Önemli değişiklikler içeren tasarıya göre, anonim veya bir başka şirket kurmak, şirketin sermayesini arttırmak amacıyla veya vaadiyle halktan para toplanabilmesi için SPK’dan izin alınacak. İzin almadan para toplayanlara, 6 aya kadar hapis cezası verilecek. Bileşik faiz uygulamasına son verilecek. Yolcu taşımacılığında çağdaş kurallar benimsenecek. Şehirler arası yolculuklarda, yumurta, soğan, pide ve lahmacun yenilmeyecek; otobüslerde tavuk ve horoz gibi canlı hayvan taşınmayacak. Yolcular, gemi kazalarında tazminat alabilecek. Türk hukukuna ilk defa ‘’sorumluluk sigortası’’ kavramı girecek. Yanlış tedavi uygulayan doktor, yanlış savunma yapan avukat, kötü yönetim sergileyen şirket yetkilisi, ‘’sorumluluk sigortası’’ kapsamında tazminat ödeyecek. Her şirket, internet sitesi kurmak zorunda olacak. İnternet sitesini oluşturmayan şirket yöneticileri, 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılacak. Evin kapısına gelerek (kapıdan) veya yoldan çevirerek yapılan satışlar, ‘’saldırgan satış yöntemi’’ olarak değerlendirilecek. Şirketler hukukî şeklini değiştirebilecek. Tür değiştirmede ortakların şirket payları ve hakları korunacak. Tür değiştirme bahane edilerek, hiçbir ortak şirketten çıkarılamayacak ve hakları sınırlandırılamayacak. Kooperatifler, ticaret şirketi sayılacak. TBMM Genel Kurulu; yarın 15.00-23.00, 26 Kasım Çarşamba ve 27 Kasım Perşembe günleri ise 11.00-23.00 saatleri arasında çalışacak. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu da bu hafta 2009 yılı bütçesi üzerindeki görüşmelerini tamamlıyor. Ankara / aa

24.11.2008

Petrol istasyonuna yıldırım düştü: 3 ölü

Antakya’dA Güzelburç Beldesi Yeni Sanayi Sitesi’ndeki bir petrol istasyonuna yıldırım düştü. Yıldırım düşmesi sonucu çöken tesis binasında yangın çıkarken, enkaz altında kalan 3 kişi öldü, 5 kişi yaralandı. Edinilen bilgiye göre, önceki gün akşam saatlerinde yıldırım düşmesi sonucu sonucu İsmail Pürdel’e ait tesisteki biodizel madeni yağ tesis binası çöktü ve yangın çıktı. Çöken binanın enkazında yapılan aramalarda Berkay Pürdel, Gülhan Tohumcu ve Ahmet Kıyıcı’nın cesetleri bulundu. Olayda, İsmail ve Hamza Pürdel, Mersin Bolaca ve Abdülcelil ve Fevzi Köse yaralandı. Antakya Belediye Başkanı Mehmet Yeloğlu, yangının söndürüldüğünü ve soğutma çalışmalarının devam ettiğini bildirdi. Bu arada yıldırımın, içerisinde petrol ürünü olduğu belirtilen bir tankere düştüğü öğrenildi. Hatay / aa

24.11.2008

Keneden 55 kişi öldü

Türk Sağlık-Sen tarafından yapılan araştırmaya göre, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığından bu yıl 55 kişinin vefat ettiğini, en çok ölümün de Çorum’da meydana geldiği bildirildi. Türk Sağlık-Sen’den yapılan yazılı açıklamada, KKKA hastalığı sebebiyle bu yıl yaşanan ölümlere yer verildi. Buna göre, keneden bu yıl 55 kişi öldü. Kene sebebiyle 24 ilde ölüm vak'ası meydana geldi. 9 kişinin öldüğü Çorum, KKKA hastalığı sebebiyle en fazla vatandaşın vefat ettiği il oldu. Karabük’e bağlı Eflani ilçesinde 7, Tokat’ta 5, Kastamonu ve Sivas’ta 4’er, Gümüşhane’de 3, Bolu, Yozgat, Amasya, Ankara ve Samsun’da 2’şer, Rize, Konya, Bingöl, Çanakkale, Giresun, Isparta, Bursa, Çankırı, Gaziantep, Sakarya, Ordu, Burdur ve Malatya’da ise birer kişi KKKA sebebiyle hayatını kaybetti. Araştırmaya göre, KKKA hastalığından ölümler Mayıs-Eylül ayları arasında meydana geldi. Buna göre Mayısta 15, Haziranda 18, Temmuzda 16, Ağustosta 4, Eylülde ise 2 kişi vefat etti. Ankara / aa

24.11.2008

Ücretsiz iznin ardından çıkışlar veriliyor

TÜRK-İŞ'E bağlı Türkiye Çimento, Seramik, Toprak ve Cam Sanayi İşçileri Sendikası (Çimse-İş) Genel Başkanı Ramazan Şafak, örgütlü oldukları iş yerlerinden şu ana kadar 45’nin kapandığını, 9 bin 200 kişinin işini kaybettiğini, 3 bin kişinin de ücretsiz izinde olduğunu bildirdi.

Şafak, yaptığı açıklamada, iş kollarının çimento, seramik, toprak, cam ve porselen üretimi yapılan sektörleri kapsadığını söyledi. Özellikle seramik sektöründe 4 aydan beri ücretsiz izin uygulamaları ile karşı karşıya olduklarını anlatan Şafak, ücretsiz izin uygulamalarının ardından işçilerin çıkışlarının verilmeye başlandığını öne sürdü. Şafak, ‘’Şu ana kadar sendikamızın örgütlü olduğu 45 iş yeri kapandı. Bunun içinde tuğla, kiremit, seramik üretimi yapılan yerler var. 9 bin 200 üyemiz işini kaybetti, 3 bin civarında üyemiz de ücretsiz izinde. Bu şimdilik çimento fabrikalarına yansımadı ama çimento fabrikalarından 7’si ‘bakım’ adı altında şu anda kapalı durumda. Bunun 1 Aralık itibariyle daha da yükseleceği kanaatindeyiz. Çünkü işverenlerimizin müracaatları var. Bayrama işsiz olarak gireceklerin sayısında büyük bir artış olacaktır’’ dedi. Ankara / aa

24.11.2008

Vergi borçlusuna ödeme kolaylığında son hafta

VERGİ borçları ile para cezalarının yıllık yüzde 3 tecil faiziyle taksitlendirilmesi uygulamasından yararlanmak isteyen mükelleflerin başvuruları, 28 Kasım Cuma akşamı sona erecek. 30 Ekim’de yayımlanan Tahsilat Genel Tebliğiyle uygulamaya konan vergi borcu ve diğer amme alacaklarının 18 aya kadar taksitlendirme işleminde başvurular için son haftaya giriliyor. Düzenlemeyle getirilen ödeme kolaylığı “1 Eylül 2008 tarihi itibariyle vadesi geldiği halde ödenmemiş olan, vergi dairelerince takip ve tahsil edilen, 2008 yılı gelir ve kazançları için tahakkuk eden geçici vergi ve bu vergiyle birlikte ödenmesi gereken damga vergisi hariç tüm amme alacaklarını” kapsıyor. Ankara / aa

24.11.2008

Türkiye'nin çekebileceği kredi miktarı arttı

TÜRKİYE'NİN, yükselen kotası sebebiyle, IMF'den çekebileceği kredi miktarı arttı. Türkiye’nin, IMF’deki reform sürecinde, 2006 yılı ve sonrasında artırılan kotası, borç alabilme imkanlarını da genişletti. IMF’deki son reformla, Türkiye’nin 964 milyon SDR (Özel Çekme Hakkı) olan kotasının, 1,2 milyar SDR’ye çıkarıldığını belirten yetkililer, bu artışın, kredi imkanlarının artması anlamına da geldiğini vurguluyorlar. Türkiye’nin, 1,2 milyar SDR’lik kotasının, yaklaşık 2 milyar dolarlık bir karşılığa denk geldiğini vurgulayan yetkililere göre, halen IMF’de 2 milyar dolara karşılık gelen 1,2 milyar SDR’lik kotası bulunan Türkiye’nin, kotasının yüzde 1000’i oranındaki kredi talebi durumunda 20 milyar dolar, 2001 krizindeki gibi yüzde 1600 oranındaki kredi talebinin kabul edilmesi halinde ise 32 milyar dolar kredi kullanabilecek. Washington / aa

24.11.2008

Sanayici: İşçi çıkarmamak için direniyoruz

KIYISINDA bulunduğu körfezdeki yatırımlarla sanayi üssü haline gelen Hatay’ın İskenderun ilçesindeki Organize Sanayi Bölgesi (İOSB) Başkanı Bülent Bozdoğan, küresel kriz yüzünden zor günler geçiren bölge sanayicisinin, ‘’kemer sıktığını’’ bildirerek, ‘’Tam kapasite çalışan yok. Sanayici, tasarruf yaparak, işçi çıkarmamak için direniyor’’ dedi. Bozdoğan, yaptığı açıklamada, Organize Sanayi Bölgesindeki fabrikaların giderlerini en az seviyeye düşürebilmek için çaba harcadığını, sanayicilerin birbirleriyle ‘’daha fazla nasıl tasarruf yaparız’’ konusunda bilgi alış verişinde bulunduklarını bildirdi. Bölgede faaliyet gösteren firmalardan kurumsallaşanların krizlere karşı sağlam pozisyon almada daha başarılı olduğunu anlatan Bozdoğan, şunları söyledi: ‘’Şu anda tam kapasite çalışan yok. Sanayici, tasarruf yaparak işçi çıkarmamak için direniyor. Kriz ortamında kendilerini iyi kontrol eden, kar ve gelir oranlarını iyi planlayabilen bu tip firmalar kriz yönetiminde daha başarılı oluyor. Örneğin bazı fabrikalar, enerji fiyatlarının değişimine göre vardiya saatlerinde değişime gittiler. Sanayici, personel çıkartmayı son çare olarak görüyor, bu girişimi sürekli öteliyor. İşten çıkarılan var ama bölgemizde çok fazla değil, Türkiye ortalamasının altında.’’ Bozdoğan, ‘’Kararlılık göstermeyen bir piyasa, kararlılık göstermeyen bir borsa ve buna paralel değişim sergileyen döviz. İnsanlar, şu veya bu alana yatırım yapmaya karar verme noktasında ikilem yaşıyor. Ekonominin çarkı şimdilik az da olsa dönüyor ancak, gelecek konusunda kaygılar var’’ diye konuştu. İskenderun / aa

24.11.2008

Üretim düşünce elektrik tüketimi de azaldı

TÜRKİYE'DE ocak-eylül döneminde aylık yüzde 2,6 ile 14,4 arasında artış gösteren elektrik tüketimi, ekim ayında 2007’nin aynı ayına göre yüzde 2, 1-17 Kasım tarihleri arasında ise yüzde 5 düştü. Talep daralmasının devam edeceği belirtilirken, bu yıl için 204 milyar kilovatsaat (kWh) olan elektrik tüketimindeki program hedefi de 200 milyar kWh’ye çekildi. Elektrik tüketimi geçen ay 2007 yılının aynı ayına göre yüzde 2 azaldı ve 14 milyar 772 milyon 180 bin kWh düzeyinde kaldı. Bu ayın ilk 17 gününde de tüketimde yaklaşık yüzde 5 düşüş meydana geldi ve tüketim 8 milyar 483 milyon 389 bin düzeyinde gerçekleşti. Bakanlık yetkilileri, sanayide elektriğin çok tüketildiği demir-çelik, tekstil gibi sektörlerdeki üretim azalmasına bağlı olarak tüketimdeki azalmanın aralık ayında da beklendiğini belirttiler. Geçen yıl Türkiye’de toplam 189 milyar 523,3 milyon kWh elektrik tüketildiğini belirten yetkililer, bu yıl başında da elektrik tüketiminin 204 milyar kWh olarak programlandığını, fakat son aylarda meydana gelen talep daralması nedeniyle tahminin 200 milyar kWh’ya çekildiğini belirttiler. Ankara / aa

24.11.2008

Eppler: Türkiye'nin ihracat dışında sorunu yok

ABD’NİN Ankara Büyükelçiliği Ekonomi Müşaviri Dale Eppler,Türkiye’nin global krizin dolaylı etkileriyle karşı karşıya bulunduğunu ifade ederek, “Türkiye G-20 ülkeleri içinde krizden ciddi şekilde etkilenmemiş tek ülkedir. Türkiye’de tek bir sorun var o da ihracatın yavaşlaması. Bunun dışında görünen herhangi bir sorun yok” dedi. Eppler, yaptığı açıklamada, ABD’de tutsat (mortgage) sorunuyla başlayan krizin önce bankaları, ardından finans kuruluşlarını daha sonra da sigorta şirketlerini etkilediğini, krizin son olarak da reel sektöre sıçradığını belirtti. Eppler, “Tam bir belirsizlik, karmaşa ortamı içinde bulunuyoruz. Alınan önlemlere rağmen krizin hangi yönde ilerleyeceğini kestirmek oldukça zor” dedi. Türkiye’nin ise bu krizden fazlaca etkilenmediğini, krizin dolaylı etkileriyle karşı karşıya bulunduğunu ifade eden Eppler, “Türkiye G-20 ülkeleri içinde krizden ciddi şekilde etkilenmemiş tek ülkedir” dedi. “Türkiye’de tek bir sorun var o da ihracatın yavaşlaması” diyen Eppler, şunları kaydetti: “İhracat yaptığınız pazarlarda durağanlık olduğu için ihracat yavaşlıyor. Bence bunun dışında görünen herhangi bir sorun yok. Türkiye’deki bütün sorun bence spekülasyona dayanıyor. En önemli sorun şu şuana kadar insan faktörüdür, bunun nedeni de insanların korkmasıdır. Bunun sonucu da Türkiye’ye ekonomik bazı sorunlar olarak yansıyor.” Konya / aa

24.11.2008

Türkiye’den lodos geçti

TÜRKİYE genelinde etkili olan şiddetli lodos ve sonrasında yağan sağanak yağmur hayatı olumsuz etkiledi. Bir çok şehirde şiddetli lodos sebebiyle ağaçlar kökünden söküldü, çatılar uçtu, elektirik direkleri kırıldı.

Ankara’da etkili olan şiddetli lodos nedeniyle kökünden sökülen ağaç hareket halindeki bir aracın üzerine devrildi. Mamak’ta bir elektrik direği şiddetli rüzgârın etkisiyle kırılarak yolu kapattı. Polisin güvenlik tedbiri aldığı yolda, Tedaş görevlileri elektrikleri keserek can ve mal kaybına engel oldu. Ankara’nın birçok bölgesinde kırılan ağaçlar ve devrilen direkler sebebiyle hayatı olumsuz etkiledi.

Saatte 70 kilometre civarında hızla esen lodos sebebiyle İzmir’in bazı ilçelerinde ağaçlar devrildi. Yollara ve araçların üzerine devrilen ağaçlar maddî hasara sebeb oldu. Bazı noktalarda trafiği olumsuz etkileyen ağaçlar, belediye ekipleri tarafından kesilerek kaldırıldı. Şehirde gece geç saatlerde sağnak yağmur da etkili oldu. Yağış yaklaşık 15 - 20 dakika etkili olurken sel baskını tehlikesi yaşandı.

Bursa’da 2 gündür devam eden ve birçok elektrik telinin kopmasına,ağaçların ve direklerin devrilmesine, çatıların uçmasına ve insanların zehirlenmesine sebep olan lodosun ardından akşam saatlerinde başlayan sağanak yağmur hayatı felç etti. Aniden bastıran yağmur sonrasında şehrin ana caddeleri sular içerisinde kaldı. Logarların tıkanması sebebiyle caddeler adeta göle dönerken, işyerlerini su baskınından korumak isteyen bazı esnaflar, yolda biriken suyu tahliye edebilmek için çareyi kaldırımı kırmakta buldu.

LODOS, 510 YILLIK ÇINARI DEVİRDİ

Sakarya’nın Akyazı İlçesi Kuzuluk Şose Mahallesi’nde bulunan 510 yıllık tarihi çınar lodosa dayanamadı. Çınar ağacının elektrik tellerini koparması dolayısıyla mahallede yaklaşık 4 saat elektrik kesintisi yaşandı. Bazı evlerin çatısı da zarar gördü.

Manisa’da da yağmur sebebiyle Erler Caddesi, Dr. Sadık Ahmet Caddesi ile İbrahim Gökçen Bulvarı’nda bulunan yaklaşık 20 iş yerini su bastı.

Yollarda oluşan su birikintileri sebebiyle maddi hasarlı trafik kazaları meydana geldi. Çanakkale’de, kuvvetli lodosun etkisini kaybetmesinin ardından deniz ulaşımı normale döndü. Ankara/ İzmir/ Bursa/ Manisa/ Çanakkale / aa

İSTANBUL'DA lodos fırtınası, 17 evin çatısının uçmasına ve 22 ağacın devrilmesine sebep oldu. Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, olaylarda ölen ya da yaralanan olmadı. Çatı uçmalarına itfaiye, ağaç devrilmelerine ise Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri müdahale etti. Üsküdar’da 3 yük gemisi, şiddetli lodos fırtınası sebebiyle karaya oturdu. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ekipleri, olaya müdahale ederek kurtarma çalışması başlattı. İstanbul’da önceki akşam saatlerinde etkili olan sağanak yağış sebebiyle özellikle ara yollarda su birikintileri oluştu. İstanbul Şile’de metrekareye 37.7, Kartal’da 24.8, Sarıyer’de 23.8, Eminönü’nde 22.6, Florya’da 22.4, Göztepe’de 17.2 ve Samandıra’da 16.8 kilogram yağış düştü. Trafiğin güçlükle ilerlediği yollarda itfaiye ve belediye ekipleri biriken suları tahliye edebilmek için büyük çaba harcadı. Avrupa yakasından Anadolu yakasına geçişlerde trafikte uzun süren aksamalar meydana geldi. İstanbul’un elektriğinin büyük bölümünü besleyen İkitelli’deki TEDAŞ’a ait trafolarda şiddetli fırtına ve yağmur yüzünden yangın çıktı. Büyük bir patlamanın ardından çıkan yanmaya başlayan trafolar itfaiye ekiplerince söndürüldü. İkitelli, Sefaköy, Başakşehir ve Halkalı’ya 2 saat elektrik verilemedi. İstanbul / aa

Doğu’da

yağışlı hava etkili olacak

DOĞU Anadolu Bölgesi’nde yağışlı havanın etkili olacağı bildirildi. Meteoroloji Bölge Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, bölgede yağışlı hava etkili olacak. Yağışların yüksek kesimlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olması bekleniyor. Bölgede gecenin en düşük hava sıcaklıkları Erzurum, Kars ve Ardahan’da 2, Erzincan’da 8, Iğdır’da 3 derece ölçüldü.

Erzurum / aa

24.11.2008

Öğretmenlerin sık değişmesi başarısızlık sebebi

ATATÜRK Üniversitesi (AÜ) Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi’nce yapılan araştırmada eğitimdeki sorunlar tesbit edilmeye çalışıldı. Araştırmaya göre, kıdemleri 3 ila 30 yıl arasında değişen ve farklı yerlerde görev yapan ilk ve orta öğretim öğretmenleri, öğrencilerin yaşadığı en önemli sorunun öz güven eksikliği olduğunu belirttiler. Araştırmaya göre, öğrencilerdeki öz güven eksikliği, öğretmenlerin sık sık tayinle yer değiştirmesi ve velilerin çocuklarının eğitimine önem vermemesi eğitimde başarısızlığın başlıca sebepleri. Erzurum / aa

24.11.2008

Hayata hazırlayan eğitim sistemine geçilmeli

EĞİTİMCİLER Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, ‘’Sınavlar, amaç olmaktan çıkmalı ve hayata hazırlayan yeni bir eğitim sistemine geçilmeli’’ dedi. 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan Avcı, Türkiye’nin en büyük sorununun eğitim olduğunu belirterek, bu alandaki başarının hem sistemin hem de çalışma şartlarının değiştirilmesiyle yakalanabileceğini ifade etti. Sınav esaslı eğitim politikasından vazgeçilmesi gerektiğini ifade eden Gündoğdu, ‘’Sınavlar, amaç olmaktan çıkmalı ve hayata hazırlayan yeni bir eğitim sistemine geçilmeli. Eğitim çalışanlarının şartları iyileştirilmeli. Bu konularda en kısa zamanda düzenlemeler yapılmalı’’ diye konuştu. Türkiye’de öğretmenlerin eline ‘’yaşanacak kadar’’ ücret geçmediğini, geçimlerini ikinci, üçüncü işlerle sağlamaya çalıştıklarını kaydeden Gündoğdu, öğretmenlerin giderek yoksullaşmaya başladıklarını belirtti. Ankara / aa

24.11.2008