İKTİSADÎ Kalkınma Vakfı (İKV) Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Kabaalioğlu, sadece malların ve sermayenin serbest dolaşacağı ama kişilerin veya hizmetlerin serbestçe dolaşamayacağı bir bütünleşmenin eksik ve adil olmayan bir bütünleşme olacağını kaydetti.
Kabaalioğlu, ekonomik ve parasal birliğe ulaşmış derin bir ekonomik entegrasyonu içeren AB’de üretim faktörlerinin dolaşımında tamamen serbestlik olması gerektiğini vurguladı.
Kabaalioğlu, Avrupa Birliğinin genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn’in verdiği röportajda Türkiye’nin AB’ye üye olması durumunda işçilerin serbest dolaşımıyla ilgili “geçiş süreci” ve “kalıcı kısıtlamalar” öngörülebileceğine dair ifadelerinin, yurt içindeki çeşitli basın-yayın organlarında yer aldığını hatırlatarak, konuya ilişkin bir açıklama yaptı. Kabaalioğlu, aslında müzakerelerin açılmasına ilişkin kararda da bu konuda bir ifadeye yer verildiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
‘’Unutmamak gerekir ki kişilerin serbest dolaşımı AB’nin temelini oluşturan dört temel özgürlükten biridir. Ekonomik ve parasal birliğe ulaşmış derin bir ekonomik entegrasyonu içeren AB’de üretim faktörlerinin dolaşımında tamamen serbestlik olmalıdır. Aksi takdirde sadece malların ve sermayenin serbest dolaşacağı ama kişilerin veya hizmetlerin serbestçe dolaşamayacağı bir bütünleşme eksik ve adil olmayan bir bütünleşme olacaktır.
Daha önce tam üye olan ülkeler için olduğu gibi Türkiye için de AB’nin temel özgürlüklerinden biri olan serbest dolaşım hakkının yürürlüğe girişini erteleyen geçiş dönemleri öngörülebilir. Nitekim 1986’da üye olan Portekiz ve İspanya için olduğu gibi, 2004 ve 2007;de üye olan devletler için de uzun sayılabilecek geçiş dönemleri öngörülmüştür.
“KALICI KISITLAMALAR
TAM ÜYELİĞE AYKIRI”
TAM üyelik tarihinden itibaren sekiz yıla kadar uzanan geçiş dönemleri öngörülebilir. Belki gerekirse bu sürenin bir miktar daha uzatılması da düşünülebilir. Ancak bu alanda kalıcı kısıtlamalar olsa olsa tam üyeliğin dışında bir formüle uygun olabilir. Bu çerçevede Olli Rehn;in açıklamalarını değerlendirirken AB kamuoylarının hassasiyetini gözeten ve iş gücü piyasası ve serbest dolaşım konusundaki yerleşmiş korku ve endişeleri yatıştırmayı hedefleyen bir yaklaşım olduğu düşünülmektedir. Nitekim röportajın genelinde Olli Rehn’in Türkiye’nin Birliğe katılımına verdiği destek ve bu doğrultuda AB içinde bazı çevrelerin takındığı Türkiye karşıtı tutumların haksızlığını her fırsatta vurgulaması müzakerelerin kesintisiz ve tam üyelik yolunda devam etmesi anlamında cesaret vericidir.’’
“İŞADAMLARINA VİZE
KOLAYLIĞI SAĞLANMALI”
İKV Başkanı Haluk Kabaalioğlu, esasen Türk vatandaşlarının AB’de serbest dolaşımı konusunun, AB üyesi devletlerin vize uygulaması sebebiyle Türkiye-AB ilişkileri halen de ‘’fevkalâde olumsuz etkilemekte’’ olduğunu belirterek, Türkiye’nin AB ile gümrük birliğini gerçekleştirmiş ve katılma müzakerelerini sürdüren bir ülke olduğunu, ancak AB’ye mal satan ya da mal alan Türk iş adamlarının bu çerçevede iş bağlantıları kurmak ya da fuarlara katılmak için AB ülkelerine serbestçe gidemediğini, iş adamları, öğrenciler, akademisyenler gibi bazı özel kategoriler için vize kolaylaştırıcı uygulamalara geçilmesinin uygun olacağını vurguladı. İstanbul / aa
|