|
|
|
FİLİSTİN'İ YAHUDİLERE VERMEDİM |
“İttihatçılar, Arazi-i Mukaddese ve Filistin’de Yahudiler için bir vatan-ı kavmî kabul ve tasdik etmediğim için ısrar ve tehdit ettiler. Kat'iyen kabul etmedim. Bilâhare 150 milyon altun İngiliz lirası vereceklerini vaad ettiler. ‘Değil 150 milyon İngiliz lirası, dünya dolusu altun verseniz bu tekliflerinizi kat'iyen kabul etmem!’ diyerek reddettim.”
BUNDAN SONRA OLAN OLDU
“Sonra hal’imde ittifak ettiler ve beni Selânik’e göndereceklerini bildirdiler. Bu son tekliflerini kabul ve Allah Teâlâya hamd ettim ki; Devlet-i Osmaniyye ve âlem-i İslâma ebedî bir leke olacak olan tekliflerini, yani Arazi-i Mukaddese ve Filistin’de Yahudi devleti kurulmasını kabul etmedim. İşte bundan sonra olan oldu.”
Sultan Abdülhamid’in mektubu
Uzun yıllardır Ortadoğu’da bulunmamız beni buralarda olan olayların arka planını öğrenme merakına itti. Bu çerçevede son bir kaç yıldır Filistin ve Siyonizm hakkında birçok kitap okudum. Okudukça merakım arttığından kütüphaneme bu konuda yeni yeni kitaplar ekledim. Ve bu okumalarımdan elde ettiğim malûmatları zaman zaman siz okuyucularımla paylaştım. Bu yazımda da yine bir malûmat aktaracağım. Daha doğrusu bir belgeden bahsedeceğim. O da, Sultan Abdülhamid’in Suriye’deki Şazeli Şeyhi Mahmud Ebuşşamat’a hükümdarlıktan azlediliş sebeplerini açıkladığı mektubudur.1
Siyonizm ve Filistin konusunda okumuş olduğum İngilizce kitaplarda bu belgeye yer verilmemiş. Türkçe olarak ise elime geçen birçok kitapta bu belgenin izine rastlayamadım. İnternet üzerinden yapmış olduğum yoğun tarama sonucunda www.anadoluhaber.blogspot.com’da mektubu buldum. Sitenin haber verdiğine göre, mektubun mikrofilmini satın alan Millî Gazetenin eski Yazı İşleri Müdürü Muzaffer Deligöz, 1973 yılının son aylarında mektubu Millî Gazete’de yayınlamış.
Arapça kaynakların bildirdiğine göre ise, bu mektup ilk olarak al-Arabi dergisinde yayınlanmış. Kuveyt’te yayınlanan aylık al-Arabi dergisinin 1972 yılı Aralık ayı sayısında Said Afgani’nin yazmış olduğu “Sultan Abdülhamid’in azlediliş sebebi” adlı makale bu mektubu işlemiş. Makalede bildirildiğine göre, Abdülhamid’in saray nazırı Ragıp Rıza Bey, Şeyh Mahmut Ebuşşamat’a bağlıymış. Şeyh Efendi İstanbul’a her geldiğinde Rıza Bey’e misafir olurmuş. Kurmuş olduğu istihbarat ağıyla etrafında olup bitenleri hemen öğrenen Sultan, Ragıp Bey’e, Şeyh Efendiyle görüşmek istediğini bildirmiş. Şeyh Efendinin yumuşak hâlinden ve tatlı konuşmasından etkilenen Sultan, Şeyhten el alarak Şazeli tarikatına girmiş. 27 Nisan 1909 yılında azledildiğinde şeyhine yazmış olduğu bir mektupta bu önemli ve tehlikeli olayın ana sebebini açıklamış.
Şeyh ailesinin uzun yıllar sır gibi sakladığı bu mektuptan haberdar olan aile dostları, bu önemli belgenin gün yüzüne çıkması konusunda aileyi iknâ etmişler. Ve bunun üzerine mektup, Suriye Evkaf Müdürlüğü yapmış olan ve şeyh ailesine yakınlığıyla bilinen Ahmed el-Kasımî tarafından Arapçaya tercüme edilmiş...
Önemli saydığım bu belgeyi uzun zaman önce okuduğum halde doğruluğu hakkında daha fazla araştırma yapmak istediğimden yayınlamak istemedim. Bu yıl tatil iznimizi kullanmak üzere Türkiye’ye geldiğimde bu mektubun sıhhatini öğrenme konusunda önemli bir fırsat geçti elime. Sultan Abdülhamid hakkında yapılan çalışmalara sponsorluk yapan aile dostumuz iş adamı Mehmet Tosun Bey, Sultan Abdülhamid’in torunu olan Harun Osmanoğlu ve muhterem eşi Firuzet Hanımefendi şerefine Malta Köşkü’nde vermiş olduğu bir yemeğe bizi de dâvet etti.2
Harun Efendi’ye “Efendim, dedeniz Abdülhamid’in Şazeli Şeyhine yazmış olduğu bir mektup olduğunu öğrendim. Bu mektup olayı doğru mu?” diye sordum. Harun Efendi de “Dedemin Şazeli Şeyhine yazmış olduğu mektup doğru. Mektup şeyhin torunlarının elinde bulunuyor. Hatta al-Arabi dergisi mektubun Arapça tercümesini yayınladığında, derginin o sayısının Suriye’ye girmesi yasaklanmıştı (!)” dedi.
Sözü daha fazla uzatmadan mektuba geçmek istiyorum. Kuveyt Üniversitesinde Yazma Eser Uzmanı olarak görev yapan eşim Ahmet Durmaz, mektubu okumamda çok yardımcı oldu. Onun yardımlarıyla, al-Arabi dergisinde yayınlanan mektubun Osmanlıca orijinalini, Arapça tercümesiyle ve “anadoluhaber.blogspot.com” sitesinde yayınlanan Türkçe hâliyle kıyaslayıp, eski yazı okumasından meydana gelen bazı küçük hataları düzelttik. İşte Ulu Hakan Sultan Abdülhamid’in gönlünün sultanı Şeyh Mahmut Ebuşşamat’a yazdığı mektup:
“Ya Hu”
Bismillahirrahmanirrahim vebihi nestain
Elhamdülillahi rabbilalemin ve efdalü salati ve ettemmü teslim ala Seyyidina Muhammedin resulü rabbulalemin ve ala alihi ve sahbihi ecmain vetabiine ila yemüddin.
İşbu arîzamı tarikat-i Şazeliye Şeyhi vücutlara ruh ve hayat veren ve cümlenin efendisi bulunan Eşşeyh Mahmud Ebüşşamât Hazretlerine ref ediyorum: Mübarek ellerini öperek ve duâlarını rica ederek selâm ve hürmetlerimi takdimden sonra arz ederim ki, sene-i haliye şehr-i mayısın 2. günü tarihli mektubunuz vasıl oldu. Sıhhat ve selâmette daim olduğunuzdan dolayı Allah’a hamd ve şükürler ettim... Efendim, evrâd-ı Şazeliye kıraatine ve vazife-i Şazeliyyeye, Allah’ın tevfikiyle gece ve gündüz devam ediyorum. Ve bu vazifeleri edâya muvaffak olduğumdan dolayı Allah Teâlâ Hazretlerine hamd ederim ve dâvet-i kalbiyenize daima muhtaç olduğumu arz ederim.
Bu mukaddimeden sonra, şu mühim meseleyi zat-ı reşadetpenahilerine ve zat-ı semahatpenahilerin emsali ukulü selim sahiplerine tarihî bir emanet olarak arz ederim ki, ben Hilâfet-i İslâmiyeyi hiçbir sebeple terk etmedim. Ancak ve ancak ‘Jön Türk’ ismiyle maruf ve meşhur olan İttihat Cemiyeti’nin rüesasının tazyik ve tehdidiyle Hilâfet-i İslâmiyeyi terke mecbur edildim. Bu ittihatçılar, Arazi-i Mukaddese ve Filistin’de Yahudiler için bir vatan-ı kavmî kabul ve tasdik etmediğim için ısrarlarında devam ettiler. Bu ısrarlarına ve tehditlerine rağmen ben de katiyen bu teklifi kabul etmedim. Bilâhare yüzelli milyon altun İngiliz lirası vereceklerini vaad ettiler. Bu teklifi dahi katiyen reddettim ve kendilerine şu sözle mukabelede bulundum: “Değil yüzelli milyon İngiliz lirası, dünya dolusu altun verseniz bu tekliflerinizi katiyen kabul etmem! Ben otuz seneden fazla bir müddetle Millet-i İslâmiye’ye ve Ümmet-i Muhammediye’ye hizmet ettim. Bütün Müslümanların ve salatin ve Hulefa-i İslâmiyeden aba ve ecdadımın sahifelerini karartmam ve binaenaleyh bu tekliflerinizi mutlaka kabul etmem” diye kat’'î cevap verdikten sonra hal’imde ittifak ettiler. Ve beni Selanik’e göndereceklerini bildirdiler. Bu son tekliflerini kabul ettim ve Allah Teâla’ya hamdettim ki ve ederim ki; Devlet-i Osmaniyye ve Alem-i İslâm’a ebedî bir leke olacak olan tekliflerini, yani Arazi-i Mukaddese ve Filistin’de Yahudi devleti kurulmasını kabul etmedim. İşte bundan sonra olan oldu. Ve bundan dolayı da Mevlâ-yı Müteal Hazretlerine hamd ederim.
Bu mühim meselede şu maruzatım kâfidir. Ve şu sözlerimle mektubuma hitam veriyorum. Mübarek ellerinizden öperek hürmetlerimi kabul buyurmanızı sizden rica ve istirham ederim. İhvan ve asdıkamın cümlesine selâmlar ederim.
Ey benim muazzam üstadım! Bu bâbta sözümü uzattım. Muhat-ı ilmi semahatpenahileri (bilginiz) ve bütün cemaatinizin mâlûmu olmak için uzatmaya mecbur oldum.
Veselâmualeyküm ve
rahmetullahi ve berakatühü.
Hadim-i el-Müslimin
Abdulhamid
22 Eylül 1329”
DİPNOTLAR
(1) Mutasavvıf Mahmud bin Muhyiddin bin Mustafa Ebuşşamat ed-Dımışki el-Hanbeli (1850-1922). Şeyh Mahmud, Şazeli tarikatının Yaşrutiyye kolunun şeyhi olup, Akkalı Ali bin Yaşrutiyye’nin ilk halifesidir. Zaviyesi Şam’ın Kanavaat mıntıkasındadır. Şam’da doğup ve yine Şam’da vefat etmiştir. Şeyh Mahmud mutasavvıf olmanın yanında hem edip, hem de şairdir ve bir çok eser kaleme almıştır. İbn el-Farıd’ın et-Taiyyetü’l Kübra Şerhi (dört ciltlik), el-Muaşşarat, el-Muvalat, Uruc es-Salik ve Dünüvvihi ve Sünûhat ismindeki divanı eserlerinden birkaçıdır.
(2) Harun Efendi, Sultan Abdülhamid’in oğullarından Selim Efendi’nin oğlu Abdülkerim Efendi’nin oğlu oluyor. Lübnanlı bir anneden 1935’de Lübnan’da dünyaya gelmiş. Uzun yıllar Suriye Savunma Bakanlığı’nda çalışmış. Turgut Özal’ın hususî yardımlarıyla 1977 yılında Türk vatandaşlığını almış. Şu an Türkiye’de ikamet ediyor. Harun Efendi’nin babası Abdülkerim Efendi oldukça hareketli bir insanmış. Türkistan, Hindistan, İngiltere ve Amerika’ya seyahatlerde bulunmuş. Türkistan’a yapmış olduğu ziyaretler, Türk kabileleri arasında kendisine karşı büyük bir muhabbet doğmasını netice vermiş. Hatta Abdülkerim Efendi’yi ‘Türkistan Sultanı’ olarak ilân etmek istemişler. Ancak Abdülkerim Efendi’nin 35 yaş gibi çok genç bir yaşta ölmesi, Türkistan Türklerinin bu niyetlerinin önüne geçmiş. Abdülkerim Efendi, 1935 yılında New York’a yapmış olduğu bir ziyaretinde otel odasında ölü bulunmuş. İntihar etmiş olduğu söylense de, hanedan ailesinde cinayet olduğu kanısı daha ağır basıyormuş. Umarız tarihçilerimiz bu konu üzerine eğilir ve bir sır olarak kalan olayın aydınlanmasına katkıda bulunurlar.” (21.Yüzyılda Sultan Abdulhamid’e Bakış” Mehmet Tosun İstanbul 2003)
|
SUNA DURMAZ
02.11.2008
|
|
|
DOĞALGAZA ŞOK ZAM |
BOTAŞ, 1 Kasim tarihinden geçerli olmak üzere, konutlarda kullanılan doğalgaz fiyatına yüzde 22.50, sanayide kullanılan doğal gaza da yüzde 22 oranında zam yaptı. Zamma, “döviz kurunda özellikle son bir ay içinde meydana gelen hızlı artışlar” ve “geride bıraktığımız 6-9 aylık dönemde petrol fiyatlarının uzun süre rekor seviyelerde seyretmesi” gerekçe gösterildi.
BOTAŞ, dünden geçerli olmak üzere, konutlarda kullanılan doğal gaz fiyatına yüzde 22.50, sanayide kullanılan doğal gaza da yüzde 22 oranında zam yaptı.
BOTAŞ Genel Müdürlüğünden 02.00 de yapılan yazılı açıklamada, Yüksek Planlama Kurulunca enerji KİT’lerinde 1 Temmuz’dan itibaren maliyet bazlı fiyatlandırma mekanizmasına geçilmesinin kararlaştırıldığı hatırlatıldı. Açıklamada, bu çerçevede yapılan hesaplamalar sonucunda, doğal gaz satış fiyatlarının dünden geçerli olmak üzere konutlara yüzde 22.50, sanayiye yüzde 22 oranında yansıyacak biçimde artırıldığı belirtilerek, şunlar kaydedildi:
‘’Söz konusu fiyat artışında, döviz kurunda özellikle son bir ay içinde meydana gelen hızlı artışların yanı sıra, petrol ve petrol ürünleri fiyat ortalamalarına endeksli olan doğal gaz alım fiyatlarının, petrol fiyatlarındaki artışlardan 6-9 ay geriden etkilenmesi ve geride bıraktığımız 6-9 aylık dönemde petrol fiyatlarının uzun süre rekor seviyelerde seyretmesi etken olmuştur.’’
|
02.11.2008
|
|
|
Zamma ilk tepki esnaftan |
Türkİye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, doğal gaza ve elektriğe yapılan zamların küresel krizin Türkiye’yi etkileyeceği söylentilerini artıracağını bildirdi.
Palandöken, yaptığı yazılı açıklamada, 1 Ocaktan bu yana konutlarda kullanılan doğal gaza yüzde 58,65, sanayide kullanılan doğal gaza ise yüzde 53,69 oranında zam yapıldığını ifade etti. Palandöken, ‘’Lokomotif durumdaki doğal gaz ve elektriğe yapılan zamlar bütün fiyatları etkiler’’ dedi. Zamların, mevsim itibariyle tüketimin yoğun olacağı bu aylar vatandaşı da olumsuz etkileyeceğine işaret eden Palandöken, şunları kaydetti: ‘’En önemlisi bu zamlar küresel krizin ülkemizi etkileyeceği söylentilerini güçlendirmektedir. Biran önce halkın alım gücünün yükseltilmesi ve ana girdisi doğal gaz ve elektrik olan iş yerlerine de sağlanması şarttır.’’
|
02.11.2008
|
|
|
Baykal: Bu zam değil, zulüm |
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, doğalgaza yapılan yüzde 22’lik zammı “Bu zam değil zulümdür” şeklinde değerlendirdi.
CHP lideri Baykal, il başkanları toplantısına katılmak üzere parti genel merkezine gelişinde doğalgaza dün itirbari ile gelen zammı değerlendirdi. Konutlarda kullanılan doğal gaz fiyatına yüzde 22.50, sanayide kullanılan doğal gaza da yüzde 22 oranında zam yapılmasını protesto ettiğini açıklayan Baykal, şunları kaydetti: “Dünyada petrol fiyatları düşerken doğalgaz bu denli zam gelmezi çok dikkat çekicidir. Doğalgaz fiyatları petrol fiyatlarına endekslidir. Bu zammın zamanlamasına da dikkat çekmek istiyorum. Tam kışa girerken bu oranda zam izah edilebilir değildir. Bunu makul görmek, mazru görmek mümkün değilidr. Bu bir zam değil zulümdür. Böylece ekonomik kriz karşısında bu hükümetin hangi önlemleri alcağı da ortaya çıkmıştır. Ekomoik krizin farurasını vatandaş ödeyecektir. Çok yanlış olmuştur ağır olmuştur, garibi gurebayı kendi kaderiyle kışın ortasında baş başa bırakmışlardır. Bu hükümetin sosyal anlayışını ortaya koymuştur. Bu zammı protesto ediyorum.”
|
02.11.2008
|
|
|
Bir ayda 2.5 trilyon dolar eridi |
ABD’de neredeyse bütün borsaları temsil eden “Dow Jones Wilshire 5000 Bileşik Endeksi”ne göre, hisselerin değeri bir ayda 2,5 trilyon dolar eridi. Endeks Ekim ayında yüzde 17,7 değer kaybetti ve bu yüzde 23 değer kaybettiği Ekim 1974’ten bu yana en kötü ay oldu.
Bir ayda 2,5 trilyon dolar buhar oldu
Küresel finansal krizin etkisinin en fazla hissedildiği ekim ayı borsalar için kötü bir ay oldu. ABD’de neredeyse bütün borsaları temsil eden ‘’Dow Jones Wilshire 5000 Bileşik Endeksi’’ne göre, hisselerin değeri bir ayda 2,5 trilyon dolar eridi. Endeks ekim ayında yüzde 17,7 değer kaybetti ve bu yüzde 23 değer kaybettiği Ekim 1974’ten bu yana en kötü ay oldu. Ekim ayında son 20 yıldan fazla bir süredir görülmeyen biçimde piyasalara hakim olan korku sebebiyle orta sınıf yatırımcılardan dolar milyarderi hedge fonlara (yüksek riskli fonlar) kadar herkes satışa geçti. Ekim ayı küresel kredi krizinin, zaten sıkıntıdaki Wall Street kurumlarını zorlamaya, bankaların borç verme ve tüketicilerin kredi alma pozisyonlarına, emeklilik fonları ve borsalara zarar vermeye başladığı bir ay oldu. Krizin etkisi dalga dalga dünya ekonomisinin geri kalan kısmına yayılmaya ve Londra’dan Singapur’a bütün borsaları etkilemeye başladı. Bu ayın ilk sekiz gününde New York Borsası’nda Dow Jones Endeksi 2,400 puan kaybederken, endeksin aylık kaybı yüzde 14 oldu. Ekim ayında gelişmiş 23 ülke borsasının durumunu gösteren MSCI Dünya Endeksi yüzde 19 ve gelişmekte olan ekonomilerin borsa kayıpları ise yüzde 29 oldu.
|
02.11.2008
|
|
|
Türkiye de etkileniyor |
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, küresel ekonomik krizin Türkiye’ye ticaret ve finansman kanalından etki etmeye başladığını söyledi. Ekren, krizin ulusal değil, küresel bir işbirliği ile çözülebileceğini ifade etti.
Kriz etkilemeye başladı
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, küresel ekonomik krizin Türkiye’ye ticaret ve finansman kanalından etki etmeye başladığını söyledi. Başbakan Yardımcısı Ekren, 2009 yılı programı hakkında bilgi vermek amacıyla yeni başbakanlık binasında düzenlediği toplantında, ‘’Önce finansman maliyetleri, sonra finansman miktarında bir değişiklik zaten kaçınılmaz. Türkiye küresel bir aktör ve oyuncu. Türkiye’nin böyle bir iş olmasaydı bile kendine has konjonktüründen dolayı birtakım şeyleri yapması gerekiyordu” diye konuştu. Ekren, 2009 yılı programında, ‘’küresel finansal kriz yokmuş’’ gibi davranıldığının belirtilmesi üzerine, ‘’Kriz yokmuş gibi davranmadık. Böyle davranmadığımızı söyledik’’ dedi. Devlet Bakanı Ekren, küresel kriz ortamında ana politikalarının,’’Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek temel dokümanlarda, temel göstergelerde fazla bir hasar oluşturmadan amaca ulaşmak’’ olduğunu bildirdi. Ekren, krizin ulusal değil, küresel bir işbirliği ile çözülebileceği noktasına gelindiğini de söyledi.
|
02.11.2008
|
|
|
Babacan: Hiç kimse krizin büyüklüğünden emin değil |
DIŞİŞLERİ Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, “Hiç kimse yaşanan küresel krizin ne kadar büyük olduğundan emin değil” dedi.
Dünya Ekonomik Forumu Avrupa ve Orta Asya Toplantılarının kapanış konuşmasını yapan Dışişleri Bakanı Babacan, küresel düzeyde bugün benzeri olmayan çalkantı içinde olunduğuna dikkat çekerek, hiç kimsenin “bu sorunun ne kadar büyük olduğundan ve dahası geliyor mu? Yoksa bitti mi?” emin olmadığını dile getirdi. Her ülkenin küresel finansal krizden değişik oranlarda etkileneceğini ifade eden Babacan, toplantılarda ülkelerin bu zor durumdan nasıl daha az hasarla çıkarız arayışı içinde oldukları izlenimi edindiğini anlattı. Geleceğe güvenmenin önemini vurgulayan Babacan, bankacılık sektöründe temel kavramın güven olduğunu ve bunun olmaması halinde en güçlü bankaların bile sorgulanabileceğini bildirdi.
|
02.11.2008
|
|
|
Hazine, 2008 borcunun yüzde 72,5’ini ödedi |
Hazİne, 2008 yılında programladığı toplam borç servisinin Eylül sonu itibarıyla yüzde 72,5’ini gerçekleştirdi.
Hazine tarafından yayınlanan Ekim ayı Kamu Borç Yönetimi Raporuna göre Hazine, 2008 toplamı için 149,7 milyar YTL’lik toplam borç servisi planlarken, Eylül sonu itibarıyla yaptığı toplam borç servis tutarı 108,6 milyar YTL’ye ulaştı. Söz konusu dönemde toplam borç servisinin 95,8 milyar YTL’si iç borç, 12,8 milyar YTL’si de dıy borçtan oluştu. 2008 yılının 8 ayında, iç borçlanmanın ağırlıklı ortalama vadesi 29,8 ay olurken, YTL cinsi iskontolu iç borçlanmanın ağırlıklı ortalama maliyeti de yüzde 18,7 düzeyinde gerçekleşti.
|
02.11.2008
|
|
|
Kriz ihracatı da geriletti |
Küresel malî krizin ihracat pazarlarını daraltması, Türkiye ihracatını da etkiledi. İhracat 32 ay sonra geriledi. Ekim ayı ihracatı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1,87 gerileyerek, 9 milyar 530 milyon dolar olarak gerçekleşti.
Kriz ihracatı da vurdu
Türkİye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Türkiye’nin 2008 yılı Ekim ayı ihracatı, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 1,87 düşüşle 9 milyar 530 milyon dolar oldu.
Başkanı Mehmet Büyükekşi, ekim ayı ihracat rakamlarını düzenlediği bir basın toplantısıyla açıkladı. Ocak-Ekim döneminde, Türkiye’nin ihracatı yüzde 31,01 artışla 111 milyar 857 milyon dolara ulaştı. Ekim ayı itibariyle son bir yıllık ihracat ise yüzde 28,94 artışla 132 milyar 444 milyon dolar ulaştı. Ekim ayı ihracatı, 32 ay sonra ilk kez rakamsal olarak gerileme kaydemiş oldu.
|
02.11.2008
|
|
|
Vergide “Öneri Geliştirme Sistemi” |
GELİR İdaresi Başkanlığı, çalışanların vergi kayıp ve kaçağı ile mücadele, etkin bir vergi sisteminin kurulması ve vergi gelirlerinin arttırılmasına dönük görüş ve önerilerinin değerlendirileceği ‘’Öneri Geliştirme Sistemi’’ kuruyor.
Edinilen bilgiye göre, merkez ve taşra teşkilatı çalışanlarının üretim, yönetim ve karar alma süreçlerine katkıda bulunmasını sağlamak amacıyla bir süre önce düzenlenen ‘’Bir Fikrim Var’’ Yarışmasında gelen cazip teklifler, İdareyi bu alanda daha kalıcı bir sistem kurmaya yöneltti. Bu çerçevede, merkezde Strateji Daire Başkanlığı bünyesinde bir ‘’Öneri Geliştirme Sistemi’’ oluşturulacak. Merkez ve taşra çalışanları, elektronik ortamda bu merkeze bağlanarak, vergi ve idari konularla ilgili her türlü teklifini iletebilecek. Vergi sistemini iyileştirici, kaliteyi arttırıcı, işlemleri basitleştirici, vergi kayıp ve kaçağını azaltıcı, kamu kaynaklarında tasarrufu sağlayıcı ve diğer konulardaki bu öneri ve fikirler, sistemde toplanacak. Ön değerlendirmenin ardından da yine elektronik ortamda ilgili birimlere aktarılacak. İlgili birimlere aktarılacak önerilerden uygulanabilir olanların iş planları yapılacak, ses getiren teklif sahipleri de ödüllendirilecek.
|
02.11.2008
|
|
|
2009’da 242,3 milyar TL’lik yatırım yapılacak |
Kamu ve özel kesimin, gelecek yıl 242,3 milyar TL tutarında sabit sermaye yatırımı yapması bekleniyor.
Kamunun yapacağı tahmin edilen 40 milyar 796 milyon TL yatırıma karşılık, özel kesimin 201 milyar 365 milyon TL’lik bir sabit sermaye yatırımına imza atacağı öngörülüyor. 2009 Yılı Programına göre, bu yıl sonu itibariyle özel kesim ve kamu kesiminin yatırım işçiliği de dahil toplam 214 milyar 758 milyon TL sabit sermaye yatırımı yapması planlanıyor. Gelecek yıl ise bu rakamın 242 milyar 365 milyon TL’yi bulması bekleniyor. 2009’da kamu kesiminin sabit sermaye yatırımlarını tarım, ulaştırma ve madencilik sektörlerinde yoğunlaştırırken, özel kesimin imalat, enerji ve ulaştırmaya yöneleceği tahmin ediliyor. Programa göre, kamu, gelecek yıl en fazla sabit sermaye yatırımını 12 milyar 597 milyon TL ile ulaştırma sektörüne yapacak. Tarıma 4 milyar 749 milyon TL, madencilik sektörüne 962 milyon TL ve imalat sektörüne 479 milyon TL yatırılacak. Eğitime 2008 yılında kamunun 4 milyar 826 milyon TL yatırması beklenirken, bu rakam 2009 sonu itibariyle 4 milyar 508 milyon TL’ye düşecek. Özel kesim ise gelecek yıl enerjiye 6 milyar 960 milyon TL, ulaştırmaya 36 milyar 299 milyon TL, imalat sektörüne 90 milyar 216 milyon TL, konut sektörüne 24 milyar 567 milyon TL ve sağlık sektörüne 9 milyar 624 milyon TL yatırım yapacak.
|
02.11.2008
|
|
|
ÇOCUKLARIN HAKLARI MASAYA YATIRILIYOR |
UNICEF ve SHÇEK’in ortak çalışmaları sonucu kurulan Çocuk Hakları komiteleri, yaptıkları çalışmaları Erzurum’da düzenlenecek 5. Bölge Toplantısı’nda açılacak stantlarda sergileyecek.
Konuyla ilgili bilgi veren Erzurum Sosyal Hizmetler İl Müdürü Sultan Murat Aydın, tüm Türkiye’deki çocuk hakları komitelerinin UNICEF ve SHÇEK’in ortak çalışmaları sonucu kurulduğunu hatırlatarak, Ankara’daki çocuk formu sırasında alınan karar sonrası illerde kurulan Çocuk hakları komitelerinin çalışmalara başladığını bildirdi. Bu çerçevede 3-5 Kasım tarihleri arasında Erzurum Dedeman Otel’de Çocuk Hakları 5. Bölge Toplantısı yapılacağını hatırlatan Aydın, toplantıya Erzurum, Artvin, Rize, Trabzon, Gümüşhane, Bayburt, Tunceli, Bingöl, Batman, Siirt, Bitlis, Muş, Van, Ağrı, Iğdır, Kars ve Ardahan’dan bir yetişkin il temsilcisi ile iki çocuk temsilcinin katılacağını bildirdi.Erzurum bölge toplantısında, illerin Çocuk Hakları komitelerinin çocuk hakları tanıtımı ile ilgili yaptığı çalışmalar, her ilin kendi standında sergilenecek. UNICEF ve SHÇEK Genel Müdürlüğü’nden yetkililerin de katılacağı toplantının bölgedeki çocuk hakları sözleşmesinin tanıtımı adına önemli bir adım olduğu vurgulandı.
|
02.11.2008
|
|
|
İSTANBUL KİTAP FUARI KAPILARINI OKUYUCUYA AÇTI |
İsTANBUl Kitap Fuarı dün kapılarını kitapseverlere açtı.
İstanbul’da kitap mevsimi
TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş. ve Türkiye Yayıncılar Birliği tarafından TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi-Büyükçekmece’de, 1-9 Kasım 2008 tarihleri arasında düzenlenecek olan 27. İstanbul Kitap Fuarı düzenlenen açılış töreniyle başladı. Bu sene “1968: 40 Yıl Önce, 40 Yıl Sonra” temasıyla düzenlenen İstanbul Kitap Fuarı’na yaklaşık 550 yayınevi ve sivil toplum kuruluşu katılacak; panel, söyleşi, konser, şiir-dinletileri ve çocuk etkinlikleri gibi 282 kültür faaliyetinde ve imza günlerinde 750 yazar okurlarıyla buluşacak.
27. İstanbul Kitap Fuarı’nın Onur Yazarı Füruzan, fuar süresince çeşitli faaliyetlerde okurlarıyla bir araya gelecek. Ödül töreni ise 3 Kasım 2008 Pazartesi akşamı TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi/Interexpo Salonu’nda düzenlenecek.
Fuarın ayrıca yabancı ülkelerden bir çok ünlü katılımcısı olacak. Bu isimlerin başında ise Tarıq Ali geliyor. Latin Amerika’dan fuara gelecek bir diğer önemli isim ise, bu sene ilk kez fuara katılan Venezüella’lı yazar Luis Britto Garcia. Garcia, Venezüella edebiyatı üzerine çalışmalarda bulunuyor ve fuarda bu konuda bir panele konuşmacı olarak katılacak. Öğrenci, öğretmen ve emeklilere ücretsiz olan fuar giriş bedeli 5 YTL olarak belirlendi. Fuarlar, 1-8 Kasım 2008 tarihleri arasında 11.00-20.00 saatleri, kapanış günü 9 Kasım 2008 tarihinde ise 11.00-19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek.
YENİ ASYA NEŞRİYAT DA FUARDA
Yeni Asya Neşriyat, 1 Kasım-9 Kasım arasında düzenlenen 27. TÜYAP Fuarında kitap severleri bekliyor. 2. Salondaki standında okurlarıyla buluşacak olan Yeni Asya Neşriyat’ta Risale-i Nur Külliyatı’nın yanısıra, çocuk kitapları ve çeşitli eserler de uygun fiyatlarla satışa sunulacak.
|
02.11.2008
|
|
|
Yahya Kemal anılıyor |
Türk Edebiyatının usta kalemi Yahya Kemal, vefatının 50. Yıl dönümünde İstanbul’da anılıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültürel ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen, Kültür A.Ş. tarafından gerçekleştirilen program, 3 Kasım 2008 Pazartesi akşamı saat: 19.00’da Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda açılacak olan sergiyle başlayacak. Ünlü şair ve yazarın kişisel eşyaları ve fotoğraflarından oluşan sergi Aralık ayı sonuna kadar ziyaret edilebilecek.
|
02.11.2008
|
|
|
BM, erozyon için İstanbul’da buluşacak |
Bİrleşmİş Milletler Türkiye için en büyük problem gördüğü erozyon tehdidini görüşmek için Türkiye’de toplanıyor.
3-14 Kasım tarihleri arasında İstanbul Cevahir Kongre Merkezi’nde yapılacak toplantılarda Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi’nin 7. Gözden Geçirme, Bilim ve Teknoloji Komitesi toplantıları yapılacak. Açılış, 3 Kasım Pazartesi saat 10:00’da Çevre ve Orman Bakanımız Veysel Eroğlu’nun katılımıyla gerçekleşecek. Toplantılara, sözleşmeye taraf olan 193 ülke ve bu ülkelere ait sivil toplum örgütleri ile uluslar arası kuruluşların temsilcilerinin katılımı bekleniyor.
|
02.11.2008
|
|
|
Umuda yolculuk denizde bitti |
AydIn’In Kuşadası ilçesinde, yasa dışı yollardan Türkiye’ye girdikleri ve Ege Denizi’nden yurt dışına lastik botla kaçmaya çalıştıkları belirlenen 37 kişi yakalandı.
Alınan bilgiye göre, Kuşadası Sahil Güvenlik Komutanlığı görevlileri, Kuşadası Körfezi’nde devriye görevi yaparken, lastik botta, aralarında kadınlar ve çocukların da bulunduğu kaçaklar olduğunu belirledi. Yakalanan kaçakların Afganistan, Irak, Moritanya, Somali ve Eritre uyruklu olduğu bildirildi. Kuşadası’nda emniyet müdürlüğüne teslim edilen kaçakların, ifadelerinin alınmasının ardından sınır dışı edilmek üzere Aydın Yabancılar Şube Müdürlüğüne teslim edileceği belirtildi.
|
02.11.2008
|
|
|
Valilikten mektup |
Hakkarİ Valiliği, son günlerde yaşanan olayların ardından öğrenci ve velilere hitaben mektup hazırladı.
Vali Ayhan Nasuhbeyoğlu, gazetecilere yaptığı açıklamada, mektupların İl Milli Eğitim Müdürlüğü aracılığıyla şehir merkezindeki tüm okullara teslim edileceğini söyledi. Nasuhbeyoğlu, okul müdürleri ile okul aile birliği başkanları tarafından öğrenci ve velilere dağıtılacak mektupların içeriğinde, ailelerin çocuklarına sahip çıkması ve öğrencilerin her türlü kötü alışkanlıklardan uzak durması yönünde uyarıcı ifadelerin yer aldığını kaydetti.
|
02.11.2008
|
|
|
|