|
|
|
SELÇUKLU BÜYÜK BİR MEDENİYETTİ |
Anadolu’da, mimarisi ve özgünlüğüyle Türkiye ve dünyada, “ilk”, “tek” veya “en büyük” olma özeliğine sahip Selçuklu dönemine ait bir çok eser bulunuyor.
Türkiye’nin ’UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girebilen ilk mimari yapısı Selçuklulara ait Sivas Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, Ahlat’taki Selçuklu Mezarlığı “Tüm İslam aleminin en büyük tarihi mezarlığı” ve Ortaçağ’ın 38 metre kemer açıklığıyla en büyük taş köprüsü Selçuklulara ait Malabadi Köprüsü...
Selçuklu Belediyesi Kültür Yayınları’ndan çıkan, Prof. Dr. Haşim Karpuz, Feyzi Şimşek, Ahmet Kuş ve İbrahim Dıvarcı tarafından hazırlanan ’Anadolu Selçuklu Eserleri-Fotoğraf Albümü’nde, Anadolu’yu cami, han, kervansaray, imaret, köprü, çeşme ve medreselerle donatan Selçukluların, 49 ildeki mirasının fotoğrafları yer alıyor.
Konya’nın merkez Selçuklu Belediyesince hazırlanan Anadolu Selçuklu Eserleri Fotoğraf Albümü’nün hazırlık aşamasında 49 il, yaklaşık 150 ilçe ve beldede 56 binden fazla fotoğraf çekildi, 84 bin kilometre yol katedildi. Fotoğraf sanatçıları Ahmet Kuş, İbrahim Dıvarcı ve Feyzi Şimşek’in birlikte hazırladıkları Anadolu Selçuklu Eserleri Fotoğraf albümü çalışmasının bilim danışmanlığını ise sanat tarihi uzmanı Prof. Dr. Haşim Karpuz gerçekleştirmiş. Türkçe ve İngilizce olarak iki dilde ve iki cilt olarak hazırlanan albümün İngilizce çevirilerini ise gazetemizin editörlerinden Umut Yavuz gerçekleştirdi.
Anadolu’yu karış karış dolaşıp, Selçuklu yapılarını resimleyen ekibin bu çalışması, Selçukluların mimari eserlerini kapsayan Türkiye’deki ilk albüm olma özelliğini taşıyor. Ayrıca, kitapta, zengin mimari tasarım ve süslemeleriyle dikkat çeken tarihi Selçuklu yapılardan bazılarının günümüze kadar korunduğu, hatta hâlâ faaliyette olduğu, bazılarının ise el atılmayı ve tekrar gün yüzüne çıkarılmayı beklediği görülüyor.
EN FAZLA ESER
Kitaptan derlenen bilgilere göre, özgünlük ve sadeliğin dikkati çektiği, taş ve ahşap işçiliğinin en güzel örneklerinin sunulduğu Selçuklu sanatını yansıtan yapılara, en fazla Anadolu Selçuklu Devleti’ne başkentlik yapan Konya’da rastlanıyor. Konya’dan sonra, 52’şer yapıyla Selçukluların en fazla eser bıraktığı yerler Kayseri, Antalya ve Tokat.
BİRÇOK TARİHİ YAPI
Anadolu’da, Selçuklular döneminden kalan ve mimarisi, özgünlüğü veya kullanılan malzemesiyle “ilk”, “tek” veya “en büyük” olma özeliğine sahip birçok tarihi yapı dikkati çekiyor. Türkiye’nin UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girebilen ilk mimari yapısı, Selçuklulara ait Sivas Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası... Evliya Çelebi bu yapının güzelliğini, “Üstad... Mermer, bu camiye öyle emek sarf edip, kapı ve duvarları öyle nakş bukalemun eylemiş ki methinde diller kısır, kalem kırıktır” sözleriyle anlatır. Bilinen en büyük Selçuklu mezarlığı Bitlis’te... Ahlat/Selçuklu Mezarlığında, 12. ile 16. yüzyıllar arasında tarihlenmiş mezar taşları üzerinde, “dünyada eşine rastlanmayan şekillerin bulunduğu, buranın Türkiye’nin hatta bütün İslam âleminin en büyük tarihi mezarlığı olduğu” belirtiliyor. Ayrıca, her biri anıt özelliği taşıyan mezarların “Türk sanatı ve kültür tarihinin 800 yıllık belgeleri” olduğu kaydediliyor. Ortaçağ’ın 38,60 metre kemer açıklığıyla bilinen en büyük taş köprüsü de Selçuklulara ait... Batman çayı üzerinde 1147 yılında yapılan Malabadi Köprüsünün eni 7, uzunluğu 220 ve yüksekliği 20 metre. Bunun yanında Ortaçağ’ın yine en büyük köprülerinden biri Selçuklularca inşa edilen Hasankeyf Köprüsü. Köprü, güney ayağında burçları simgeleyen 12 büyük kabartma ve diğer büyük ayaktaki insan başı kabartmalarıyla dikkate değer görülüyor.
HAN, MEDRESE VE İLK TERSANE
Ayrıca, Sivas’taki Şifaiye Medresesi, Selçuklu’nun ilk ve en büyük tıp eğitim kurumlarından biri iken aynı ildeki Gök Medrese, günümüze en sağlam ulaşan örnekleri arasında yer alıyor.
Alanya Tersanesi ise Selçuklular döneminden kalma Akdeniz’deki ilk Türk tersanesi. Aynı zamanda günümüze ulaşan tek Selçuklu tersanesi olan bu yapı, Sinop tersanesini de yaptıran I. Alaeddin Keykubat’a “iki denizin sultanı” unvanını kazandırmış. Bunun yanında, en büyük Selçuklu sarayına Konya’nın Beyşehir ilçesi ev sahipliği yaparken Çin Seddi’nden sonra dünyanın en uzun, en geniş ve sağlam surlarından kabul edilen Diyarbakır Kalesi’nde Selçuklu mimarisinin izlerini görmek mümkün.
NADİDE İŞÇİLİK
Anadolu’ya görkemli bir çok cami bırakan Selçukluların mimari üslubunun en güzel örneğini Malatya’daki Battal Gazi Camii yansıtırken Anadolu’nun ilk Türk camisi Kars Ani harabelerindeki Manucehr Camiinin tavanında, Selçuklu dönemi yıldız motifleri bulunuyor.
Sivas’taki Çifte Minareli Camii, görkemli giriş kapısı ve iki zarif minaresiyle dikkatleri çekerken, Selçuklu taş işçiliğinin zirve örneklerinden sayılan Niğde’deki Alaeddin Camii’nin taç kapısındaki kadın başı figürü dikkati çekiyor. Bunun yanında, Anadolu’daki en büyük ahşap direkli cami olan Konya’daki Beyşehir Eşrefoğlu Camii de Selçukluların mirası...
Minare tasarımında da Erzurum’daki Tepsi Minare, Karhanlı ve Büyük Selçuklu dönemindeki minare geleneğinin Anadolu’daki en eski temsilcisi iken eski Mardin fotoğraflarının vazgeçilmez unsurlarından cami minarelerinin büyük çoğunluğu Selçuklular döneminden kalma. Özellikle Şehidiye Camii geleneksel taş işçiliğinin en güzel örneklerinden birini yansıtıyor. Ayrıca, Araplar tarafından yapılan Anadolu’nun en eski camisi Diyarbakır’daki Ulu Camii, Büyük Selçuklu hükümdarı Melikşah’ın buyruğuyla tamir görerek, Selçuklu mimari özelliklerini yansıtan şeklini almış.
BÜYÜK TASARIMLAR
Selçuklular dönemlerinde yapılan türbe ve medreseler, tasarımlarıyla Anadolu şehirlerini süslüyor. Medreselerden ortasındaki avlunun kubbeyle kapatılmış olanlarına Konya’daki Karatay ve Tokat’taki Yağıbasan, avlusu açık olanlara da Konya’daki Sırçalı ile Akşehir’deki Taş medreseleri en güzel örnekler olarak gösteriliyor. Erzurum’daki Çifte Minareli Medrese’nin kuzey cephesindeki taç kapısı, “başlı başına bir sanat şaheseri” olarak görülüyor.
Selçuklu Belediye Başkanı Adem Esen, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, daha önce belediye olarak Konya’daki Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemi eserlerinin hepsini albüm haline getirip yayınladıklarını ve böyle bir tecrübeden yola çıkarak bu çalışmayı gerçekleştirdiklerini söyledi.
4 BİN ESERDEN 676’SI AYAKTA KALMIŞ
Albümdeki fotoğraflar çekilirken yaklaşık 84 bin kilometre yol katedildiğini, 56 binden fazla fotoğraf çekildiğini, 49 il, 150’ye yakın ilçe ve beldenin ziyaret edildiğini kaydeden Esen, ‘’Anadolu Selçuklu dönemine ait yaklaşık 4 bin eserden maalesef 676 eser ayakta kalabilmiş. Diğerleri ne yazık ki yıkılmış gitmiş. Albümde 676 eserin 1350 fotoğrafı yer alıyor. Pek çok sanat ve kültür çevresinden hatta başka alanlardan bu çalışmayla ilgili güzel tepkiler aldık. Bu çalışmanın Selçuklu Belediyesinin ismine lâyık olduğuna inanıyorum’’ dedi.
Projeyi gerçekleştiren üç fotoğrafçıdan biri olan İbrahim Dıvarcı ise, “Selçuklu büyük bir medeniyetti. Bu büyük medeniyetin Anadolumuzda bıraktığı mirası gözler önüne sermek, en azından ayakta kalabilenlerini muhafaza ve yad etmek adına çok önemli bir çalışma gerçekleştirdiğimize inanıyorum. Aylarca, binlerce kilometre yol gitmek ve dağları, tepeleri aşmak, nehirleri geçmek suretiyle bu devâsâ çalışmayı gerçekleştirdik. Ecdadımıza olan vefa borcumuzun bu vesileyle çok küçük bir kısmını ödemiş olmayı amaçladık. Bunu başardığımız için de çok mutluyuz” dedi.
|
16.10.2008
|
|
|
El yıkamak 1 milyon hayat kurtarıyor |
Peygamber Efendimiz’in (asm) önemli sünnetlerinden biri olan el yıkama alışkanlığının hayat kurtardığı belirtiliyor.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), 15 Ekimi “Dünya El Yıkama Günü” ilan ederek, sadece el yıkamakla dünyada her yıl bir milyon çocuğun hayatının kurtarılabileceğini bildirdi. Unicef sözcüsü Veronique Taveau, dünyada her gün 5 yaşından küçük 5 bin çocuğun hala ishale bağlı hastalıklardan öldüğünü belirterek, “Eğer çocuklar yemeklerden önce ve tuvalete gittikten sonra sabunla el yıkama alışkanlığı edinebilirlerse bu ölümlerin yarısı meydana gelmez” dedi. Dünya El Yıkama Günü ile katılımcıları bizzat çocukların olduğu, hijyen için dünya çapında bir mücadelenin başlatıldığını kaydeden Taveau, “Çocuklar da evlerine geldikten sonra basit bir el yıkama ile hayatları kurtarabilirler” diye konuştu. Unicef’in bu girişimi çerçevesinde, özellikle Asya ve Afrika’da 60’dan fazla kalkınmakta olan ülkede, çocuklar hijyen konusunda bilgilendirilecek.
|
16.10.2008
|
|
|
270 kiloluk adamı itfaiye kurtardı |
New York’ta 270 kiloluk adam, itfaiyenin yardımıyla evinden “kurtarıldı”.
New York’un Atlas Okyanusu’na uzanan büyük uzun adası Long Island-Calverton’da 10 itfaiye eri, yalnız yaşayan ve düşen 57 yaşındaki David Schock’a prefabrik evinin duvarını yıkarak ulaştı. İtfaiye erleri, yere düşen ve 48 saat mücadele ettikten sonra telefona ulaşmayı başaran 270 kiloluk adamı önce bir koltuğa oturttu. Schock daha sonra hastaneye kaldırıldı.
|
16.10.2008
|
|
|
Odyssey 2 yıl daha Mars’ta |
Amerİkan Havacılık ve Uzay Dairesi’nin (NASA), Mars’ta en uzun zamandır hizmet veren yörüngedeki uzay araçlarından Mars Odyssey’nin görev süresi 3. kez 2 yıllığına uzatıldı.
Kızıl Gezegen’e Mart 2001’de ulaşan Mars Odyssey, gezegenin mineral haritasını çıkarmak amacıyla kameralarına daha çok hassasiyet kazandırmak için yörüngesini değiştirdi. Mars yörüngesindeki uzay aracı, irtifasını alçaltarak, Eylül 2010’a kadar sürecek yeni görevinde kameralarına daha fazla esneklik sağlamış oldu. Mars Odyssey, böylece “Thermal Emission Imaging System” adı verilen kameralarıyla, Kızıl Gezegen’de incelediği yerlere, akşam saatlerinden ziyade öğle saatlerinde bakma ve daha iyi görüntüleme imkânına kavuştu.
|
16.10.2008
|
|
|
220 kiloluk kabak yetiştirdi |
Çanakkale’nİn Bayramiç ilçesinde çiftçi Gürsel Eskici, 220 kilogram ağırlığında kabak yetiştirdi.
Gürsel Eskici, yaptığı açıklamada, ilçe merkezinde Menderes Çayı’nın yakınlarındaki tarlasına, Almanya’dan getirdiği kabak tohumunu ektiğini belirtti. Tarlasındaki kabağın 220 kilogram ağırlığına ulaştığında 4 kişinin yardımıyla kopardığını ve traktörle evine getirdiğini ifade eden Ekici, ‘’Ailemin yardımıyla Almanya’dan getirdiğim tohumları tarlama ektim ve çok iyi sonuç aldım. Yetiştirdiğim kabağın tohumlarının bir kısmını satmayı düşünüyorum. Kalanları da gelecek yıl tekrar bahçeme ekeceğim’’ dedi.
|
16.10.2008
|
|
|
Türk inciri Japonya’da |
Türkİye'nİn tarımsal ürünlerde ihracatını giderek artırdığı Japonya, kuru incirde de büyük pazarlar arasına girdi.
TARİŞ İncir Birliği Japonya'yı hedef pazar ilan etti. Uzaklığı nedeniyle geçmişte geleneksel tarım ürünleri ihracatının yeteri kadar yapılamadığı Japonya'nın tüketim potansiyeli, Türkiye'de özellikle zeytinyağı, fındık ve kuru meyve ihracatçılarının dikkatini çekiyor. Bu ülkede 2003 yılında kutlanan Türk Yılı etkinlikleriyle başlayan bağlantılar her geçen yıl katlanarak artıyor. Türkiye'nin en pahalı tarımsal ürün ihracat kalemleri arasında yer alan kuru incirde de Japonya, hızla artan ihracatıyla en büyük pazarlar arasına girdi. Geçen yıl bin 338 ton ihracatın yapıldığı Japonya'ya bu yıl rekoltenin daha iyi olması nedeniyle ihracatın önemli oranda artması bekleniyor.
|
16.10.2008
|
|
|
AKAN VE AKACAK KANIN SORUMLULUĞU... |
17 askerimizin şehit düştüğü Aktütün saldırısı sonrasında gündeme gelen eleştirilerin “sınırları aşarak” “saldırı”ya dönüştüğünü öne süren Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ, “Bölücü terör örgütünün yaptığı eylemleri başarılı gibi gösterenler akan ve akacak olan her damla kanın sorumluluğuna ortak olurlar” dedi. Başbuğ, “Herkesi dikkatli olmaya ve doğru yerde bulunmaya davet ediyorum” diye konuştu.
GENELKURMAY BAŞKANI TEHDİT EDEMEZ
Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Yasemin Çongar ise, Başbuğ'un açıklamasında kamuoyunun merak ettiği soruların cevabının bulunmadığına dikkat çekerek, “Demokratik bir ülkede Genelkurmay Başkanı tehditkâr üslûp kullanamaz, kamuoyuna ‘Doğru yerde bulun’ şeklinde emir veremez, hükümete karşı sorumludur ve çıkıp hesap vermek durumundadır” dedi.
İlker Başbuğ tehdit etti
GENELKURMAY Başkanı İlker Başbuğ yaptığı basın açıklamasıyla Aktütün baskını ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Başbuğ, ‘’Bu konulara ilişkin bilgileri (Aktütün olayı) sızdıranlar ve bu gizli bilgileri kullananlar hakkında da adli işlemler başlatılmıştır’’ dedi. Başbuğ, ‘’Şimdi bu noktaya, şu söyleyeceğim hususa dikkatinizi çekmek istiyorum; Bütün bunlara rağmen, bölücü terör örgütünün yaptığı eylemleri, altını çiziyorum başarılı gibi gösterenler, tekrar ifade ediyorum başarılı gibi gösterenler akan ve akacak olan her damla kanın sorumluluğuna ortak olurlar. Bunu herkesin iyi anlamasını istiyorum’’ diye konuştu. Orgeneral Başbuğ, Balıkesir Astsubay Meslek Yüksekokulu’nda gerçekleştirilen sancak tevdi töreninin ardından yaptığı basın açıklamasında, Aktütün Karakolu’nun emniyetini sağlayan Bayraktepe’de meydana gelen olaya değindi. Orgeneral Başbuğ, şunları kaydetti: ‘’İlk önce şunu herkesin iyi anlamasını istiyorum. Bu olay, Bayraktepe’de meydana gelen olay, bölücü terör örgütü açısından adeta bir intihar saldırısıdır. Bunu açın okuyun, öğrenin. Bayraktepe’de, çarpışan askerlerimiz açısından ise daha önce de ifade edildiği gibi bu bir kahramanlık destanıdır. Değerli basın mensupları olayın hemen akabinde, her zaman olduğu gibi olayının bütün boyutlarının incelemesi görevi Kara Kuvvetleri Komutanı tarafından, İkinci Ordu Komutanı’na verilmiştir. İncelemenin sonuçlanmasına müteakip, kendine güvenen bütün kurumlar gibi ki Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin kendine olan güveni tamdır. Dolayısıyla kendine güveni tam olan kurumlar gibi bu incelemenin sonuçlanmasını müteakip elbette, elbette kamuoyuyla paylaşılması gereken hususlar kamuoyuna bilgi olarak verilecektir. Ayrıca bu konulara ilişkin bilgileri sızdıranlar ve bu gizli bilgileri kullananlar hakkında da adli işlemler başlatılmıştır. Şimdi bu noktaya, şu söyleyeceğim hususa dikkatinizi çekmek istiyorum; Bütün bunlara rağmen, bölücü terör örgütünün yaptığı eylemleri, altını çiziyorum başarılı gibi gösterenler, tekrar ifade ediyorum başarılı gibi gösterenler akan ve akacak olan her damla kanın sorumluluğuna ortak olurlar. Bunu herkesin iyi anlamasını istiyorum.’’
Genelkurmay Başkanı Başbuğ, Türk Silâhlı Kuvvetleri bugün her zamankinden daha güçlü, daha kararlı ve daha azimli olduğunu vurgulayarak, ‘’Son günlerde yoğunlaşan sistemli saldırılar, emin olunuz ki, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gücünü, kararlılığını, azmini arttırmaktan başka hiçbir işe yarayamaz’’ dedi. Türk Silâhlı Kuvvetlerinin bugün her zamankinden daha güçlü, daha kararlı ve daha azimli olduğunu vurgulayan Orgeneral Başbuğ, şunları söyledi: ‘’Son günlerde yoğunlaşan sistemli saldırılar, emin olunuz ki, Türk Silâhlı Kuvvetlerinin gücünü, kararlılığını, azmini arttırmaktan başka hiçbir işe yarayamaz. Bir ordunun bu tip saldırılar karşısında, ki bu saldırılar doğru bilgiye dayanmayan, sınırlarını aşan eleştirilerdir. Bu tip saldırılar karşısında her ordunun vereceği cevap ve tepki bellidir ve bu husus bütün ordular için de geçerlidir. Bu açıdan, son sözüm şudur, dolayısıyla herkesi dikkatli olmaya ve doğru yerde bulunmaya davet ediyorum. Benim size bugün söyleyeceğim bunlardır, hepinize teşekkür ediyorum.’’
Orgeneral Başbuğ, basın açıklamasından önce Balıkesir Astsubay Meslek Yüksekokulu Öğrenci Alayı 2. Taburu ile öğle yemeği yedi.
|
16.10.2008
|
|
|
Çongar: Genelkurmay Başkanı halka emir veremez |
TARAF Gazetesi yazarı Yasemin Çongar Genel Kurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un yaptığı açıklamaya cevap verdi.
Çongar cevabında şu ifadeleri kullandı: “Genelkurmay Başkanı’nın sert ve ağır bir üslupla konuştuğu görüşüne katılıyorum. Genelkurmay Başkanından beklenmeyecek bir üslupla konuştu, Genelkurmay adına üzücü. Ama daha üzücü olan kamuoyunun beklediği ve merak ettiği konuların cevabının olmamasıydı. Aktütün’de tüm kamuoyunu üzüntüye boğan bir saldırı oldu. Orada şehitler verdik ve bu saldırı amacına ulaştıysa neden ulaştı; ulaşmadıysa neden bu kadar şehit verildi? Genelkurmay Başkanı’nın görevi bu sorulara cevap vermek olmalıdır. Bir inceleme başlatıldığı söyleniyor ama daha önceki benzer olaylarla ilgili başlatılan incelemelerden biliyoruz ki bu incelemelerin sonuçları kamuoyuna açıklanmıyor. Türk Genelkurmay’ının en üst düzeyde Aktütün baskınından haberdar olduğu, hatta insansız hava araçlarının görüntüleriyle ortaya çıkan biçimde izlendiği doğru mu; bunlar doğruysa gereği neden yapılmadı? Bunların cevabı verilmeden bir Genelkurmay Başkanının çıkıp “bunlar akan ve akacak olan her damla kanın sorumluluğuna ortak olurlar” gibi tehditkar üslup kullanması ve “doğru yerde bulun” gibi emir vermesi doğru değil.” Çongar, Başbuğ’un üslubunu da eleştirerek, “Demokratik bir ülkede Genelkurmay Başkanı çıkıp Kamuoyuna emir vermez, Hükümete karşı sorumludur ve çıkıp hesap vermek durumundadır. Gazetemize ulaşan belge ve bilgileri doğruluğundan emin olduğumuz ve kamuoyun bilgilendirilme hakkına uygun bulduğumuz sürece kullanıyoruz ve kullanmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
|
16.10.2008
|
|
|
NE EKSİĞİ VARSA GİDERDİK |
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, “Terörle mücadele etmekle görevli güvenlik kuvvetlerimizin her nerede ne eksiği varsa, hükümetimiz açık çek şeklinde onları giderme konusunda gerekeni yapma kararlılığını öteden beri gösteriyor” dedi.
Hükümetten askere ‘açık çek’
DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, ‘’Terörle mücadele etmekle görevli güvenlik kuvvetlerimizin her nerede ne eksiği varsa, Hükümetimiz açık çek şeklinde onları giderme konusunda gerekeni yapma kararlılığını öteden beri gösteriyor’’ dedi. Yazıcı, Şanlıurfa ve Adıyaman’da bazı etkinliklere katılmak üzere beraberinde TBMM Başkanvekili Eyyüp Cenap Gülpınar’la Şanlıurfa’ya geldi. GAP Uluslarası Havaalanı’nda Şanlıurfa Valisi Yusuf Yavaşcan, Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba ve diğer ilgililer tarafından karşılanan Yazıcı, daha sonra Karaköprü beldesinde onuruna verilen akşam yemeğine katıldı. Yazıcı, burada gazetecilerin sorularını cevaplandırırken Türkiye’nin yıllardır terörle mücadele ettiğini belirterek, ‘’Terör olaylarını maalesef yaşıyoruz. Bunu milletçe hiçbir çıkar gözetmeden, hiç bir beklenti içinde olmadan Türkiye’yi terörden arındırmalıyız. Hepimiz bu noktaya odaklanmalıyız. Dolayısıyla bu konuda konuşan özellikle sorumluluk mevkisindeki insanların daha hesaplı daha duyarlı daha katkı sağlayıcı içerikte konuşmaları gerektiğini düşünüyorum. Şayet konuşmalar, bu sorunun giderilmesine katkı sağlamayacaksa susmaları daha hayırlı olur diye düşünüyorum’’ şeklinde konuştu.
Terörle mücadele konusunda Hükümet’in üzerine düşeni yaptığını ifade eden Yazıcı, şunları kaydetti: ‘’Öteden beri Hükümetimiz bu noktada duyarlı. Terörle mücadele etmekle görevli güvenlik kuvvetlerimizin her nerede ne eksiği varsa Hükümetimiz açık çek şeklinde onları giderme konusunda gerekeni yapma kararlılığını öteden beri gösteriyor. Bu yıl da aynı duyarlılık içerisindedir. İnşallah hep beraber Türkiye’yi bu beladan kurtarırız, ama herkesin sorumluluk içinde hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum.’’ Yazıcı, daha sonra beraberinde Şanlıurfa Valisi Yusuf Yavaşcan’la Akçakale ilçesine gitti.
|
16.10.2008
|
|
|
2009 bütçesinde büyümeye fren |
KÜRESEL Küresel finansal krizin gölgesi altında hazırlanan 2009 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Tasarısı, 17 Ekim Cuma akşamı TBMM Başkanlığına sunuluyor.
2009 bütçesinde büyüme hızı, küresel kriz sebebiyle önce yüzde 4,5’e, sonra da yüzde 4’e çekildi. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Maliye Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı ve Hazine Müsteşarlığı bürokratları, 2009 Bütçesine son şeklini veriyor. Anayasa gereğince 17 Ekim akşamına kadar TBMM’ye verilmesi gereken 2009 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesinde, temel büyüklüklerin belirlenmesi sırasında Orta Vadeli Programın yanı sıra, küresel krizle birlikte ortaya çıkan gelişmeler de dikkate alındı. Bütçe harcamalarında IMF’in daha önce gündeme getirdiği gelir performansına bağlı harcama modeline bağlı kalınacak. Bu çerçevede, yıl içinde hedeflenen vergi gelirlerine ulaşılması oranında ödenekler serbest bırakılacak. Bürokratlar, bütçe dengeleri açısından önümüzdeki yıl bir vergi indiriminin de beklenmemesi gerektiğine dikkati çekiyor. Ekonomi kurmayları, özelleştirme gelirlerinin de küresel krizden etkilenebileceğine işaret ediyor. 2009 yılı Bütçe çalışmalarında, ekonomi yönetimini en fazla büyüme hızı uğraştırdı. 4 ay önce yayımlanan Orta Vadeli Programda 2009 yılının büyüme hedefi yüzde 5 olarak yer almıştı. Ancak bu yılın ikinci 3 aylık döneminde büyüme hızının yüzde 1,9’a gerilemesi, 6 aylık büyüme rakamının yüzde 4,2 olarak gerçekleşmesi, diğer yandan da giderek yayılan küresel finansal kriz, 2009 yılı büyüme hedefinin de revize edilmesi sonucunu doğurdu. Bütçe çalışmalarında 2009 yılı büyüme oranı için öncelikle yüzde 4 ve yüzde 4,5 alternatifleri ele alındı. Bu çerçevede alternatifli bütçe verileri hazırlandı. Ancak küresel krizin tüm dünyada büyüme oranlarını aşağı çekeceğinin belli olmasının ardından, 2009 Merkezi Yönetim Bütçesinde yüzde 4’lük büyüme oranı esas alındı. Gayri Safi Yurt İçi Hasılanın da yeni yılda 1 trilyon 112 milyar TL olacağı hesaplandı.
|
16.10.2008
|
|
|
MGK Salı günü toplanacak |
MİLLİ Güvenlik Kurulu (MGK), 21 Ekim Salı günü toplanacak.
MGK’nin iki ayda bir yapılan olağan toplantısı, Çankaya Köşkü’nde gerçekleştirilecek. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün başkanlık edeceği toplantıda, başta terörle mücadele olmak üzere iç ve dış gelişmeler değerlendirilecek. Toplantıya, Orgeneral İlker Başbuğ Genelkurmay Başkanı, Orgeneral Işık Koşaner de Kara Kuvvetleri Komutanı olarak ilk kez katılacak. Toplantıda, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Atila Işık da ilk kez yer alacak.
|
16.10.2008
|
|
|
İntihar bombacısı adliyeye sevk edildi |
İSTANBUL'DA çantasında patlayıcı maddeyle yakalanan terör örgütü üyesi kadın ile diğer 4 kişi, Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi.
Şişli’de 11 Ekim Cumartesi günü 8 kilo 800 gram patlayıcı, 15 adet fünye ve bir el butonuyla yakalanan ve üzerinde başka bir kişi adına düzenlenen sahte kimlik çıkan hamile görünümlü kadın ile soruşturma kapsamında gözaltına alınan diğer 4 kişinin emniyetteki işlemleri tamamlandı. Bir polis minibüsüne bindirilen bu kişiler, daha sonra Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne ulaştırıldı. Adliye binasına alınmak için minibüsten indirilen bu kişilerden patlayıcıyla yakalanan kadın, terör örgütü elebaşı lehine Kürtçe slogan atmak istedi.
|
16.10.2008
|
|
|
Karayalçın solun Ankara adayı |
CUMHURİYET Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal, SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın’ın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adaylığı ile ilgili, ‘’Süreç başlamıştır’’ dedi.
Baykal ve Karayalçın, CHP genel merkezinde yaptıkları görüşmenin ardından gazetecilere açıklamalarda bulundular. Baykal, Karayalçın’ın, başkan adayı olup olmayacağına ilişkin bir soru üzerine, ‘’Böyle bir açıklamanın beni hiç şaşırtmayacağını söyleyebilirim’’ dedi. Baykal, adaylık açıklamasının ne zaman ve nerede yapılacağına ilişkin soruya, ‘’Birden, ne zaman bu gerçekleşti diye, sonra siz düşünüp bakacaksınız. Süreç başlamıştır’’ cevabını verdi. Bir başka soru üzerine Baykal, ‘’Sayın Karayalçın çok yaşamsal, önemli bir karar alıyor, bu kararı kendi arkadaşlarıyla çevresiyle paylaşmalıdır, değerlendirmelidir. Birlikte bir oluşumu gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Yoksa bizim kendi aramızda herhangi bir sorun bir sıkıntı yoktur’’ dedi. Karayalçın’ın başkanlığa aday olmasına kesin gözle bakılıyor. Ancak SHP’den mi CHP’den mi aday olacağı konusu henüz netleşmiş değil. Ankara’da AKP’nin karşısına sol partilerin tek bir adayla çıkmasının yollarının araştırıldığı ifade ediliyor.
|
16.10.2008
|
|
|
Şirketler eleman çıkarmaya soğuk bakıyor |
TÜRKİYE'DEKİşirketlerin, dünya piyasalarında etkisini sürdüren ekonomik krize karşı aldıkları önlemler arasında ‘’eleman çıkarma’’ ilk tercih olarak bulunmuyor.
Prometheus Danışmanlık şirketince İstanbul, Tekirdağ, Bursa, Ankara, İzmir, Manisa ve Denizli illerinde 120 şirkette ‘’ekonomik krizin insan kaynaklarına etkisi’’ konulu bir araştırma yapıldı. Prometheus Danışmanlık Genel Müdürü Yücel Atış, yaptığı açıklamada, şirketlerin ekonomideki dalgalanmanın oluşturacağı finansal maliyetlere önlem olarak eleman çıkarmak yoluna gitmeyi ilk tercih olarak kullanmayacaklarını belirttiklerini söyledi. Araştırmaya göre, ‘’ekim ayı içinde eleman çıkarma gündeminizde mi?’’ sorusuna, araştırmaya katılan şirketlerin yüzde 65’i hayır derken, yüzde 20’si izlemede oldukları ve yüzde 15’i de eleman çıkarmak için ön çalışma yaptıklarını bildirdi. Şirketlerin yüzde 70’i yeni eleman alımı yapmadıklarını, yüzde 10’u eleman alımı yaptığını ve yüzde 20’si zorunlu pozisyonlarda eleman aldıklarını belirtti. ‘’Ayrılanların yerine eleman alımı yapıyor musunuz?’’ sorusuna karşılık, araştırmaya katılanların yüzde 60’ı hayır ve yüzde 10’u evet cevabını verirken, yüzde 30’u grup içi ve şirket içi kaydırmalarla çözüm ürettiklerini bildirdi.
|
16.10.2008
|
|
|
Bu üslûp doğru değil |
“Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yıpratmayı amaçlayan yayınlara tepkinin medya dünyasını tedirgin etmeyi amaçladığı izlenimini veren bir üslûpla dile getirilmesi doğru değildir.”
|
16.10.2008
|
|
|
202 bin işsiz daha |
TÜRKİYE'DE Temmuz 2008 dönemi itibarıyla işsizlik oranı yüzde 9,4 olarak hesaplandı. Geçen yılın aynı döneminde işsizlik oranı yüzde 8,8 düzeyinde bulunuyordu.
Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) üçer aylık dönemler itibarıyla her ay açıkladığı Hanehalkı İşgücü Anketinin, ‘’haziran-temmuz-ağustos’’ dönemini kapsayan, ‘’temmuz’’ sonuçlarına göre, bu dönemde iş gücüne katılım oranı ise yüzde 49,9 olarak hesaplandı. İşsizlik oranı şehirlerde yüzde 11,9, kırsal kesimde yüzde 5,6 olarak belirlendi. Bu durumda Türkiye’deki işsiz sayısı Temmuz 2008 döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 202 bin kişi artarak, 2 milyon 353 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,6 puanlık artış ile yüzde 9,4 seviyesinde gerçekleşti. Bu dönemde istihdam edilenlerin sayısı ise geçen yıla kıyasla 373 bin kişi artışla 22 milyon 622 bin kişiye yükseldi. İşgücü Anketine göre, temmuz döneminde Türkiye’de kurumsal olmayan sivil nüfus, bir önceki yılın aynı dönemine göre 767 bin kişilik artışla 69 milyon 692 bin kişiye, kurumsal olmayan çalışma çağındaki nüfus da 752 bin kişi artarak 50 milyon 15 bin kişiye ulaştı.
|
16.10.2008
|
|
|
Kredi borçları artıyor |
Kredi kartı borcunu ödemeyenler ile gecikmeli ödeyenleri gösteren negatif nitelikli ferdî kredi ve kredi kartları sisteminde yer alan kişi sayısı, Ağustos ayında bir önceki aya göre yaklaşık yüzde 14 oranında arttı.
KREDİ kartı borcunu ödemeyenler ile gecikmeli ödeyenleri gösteren negatif nitelikli ferdi kredi ve kredi kartları sisteminde yer alan kişi sayısı, Ağustos ayında bir önceki aya göre yaklaşık yüzde 14 oranında arttı. Merkez Bankası verilerine göre, Temmuz ayında toplam 77 bin 481 adet olan ferdi kredi ve kredi kartları borçlarını ödememiş kişilerin toplamı, Ağustosta 88 bin 322’ye çıktı. Aynı dönemde ferdi kredi borcunu ödememiş kişi sayısı yüzde 42,2 artarak 19 bin 149’dan 27 bin 231’ye, kredi kartı borcunu ödememiş kişi sayısı da yüzde 4,7 yükselerek 58 bin 332’den 61 bin 91’e yükseldi. Verilere göre, 2008 yılının sekiz ayında ferdi kredi ve kredi kartları borçlarını ödememiş kişilerin sayısı 999 bin 149 olarak belirlenirken, bunun 793 bin 235’i kredi kartı borcunu ödememiş kişilerden, 205 bin 914’ü de ferdi kredi borcunu ödememiş kişilerden oluştu. Bir kişinin tüm yıllar içinde bir kez sayılması durumuna göre, 2003 yılından bu yana ferdi kredi ve kredi kartları borçlarını ödememiş kişilerin sayısı 943 bin 171 olurken, bunun 201 bin 598’i ferdi kredi borcunu, 741 bin 573’ü de kredi kartları borcunu ödemeyenlerden meydana geliyor.
|
16.10.2008
|
|
|
Başarısız uçak kaçırma girişimi |
THY Genel Müdürü Temel Kotil, Antalya-St. Petersburg seferini yapan uçakta üzerinde bomba olduğunu ifade eden bir kişinin etkisiz hale getirildiğini ve uçağın yoluna devam ettiğini söyledi.
Uçak kaçırma bilmecesi
DÜN THY’nin Antalya-St.Petersburg uçağının kaçırılma girişiminde bulunulduğu ve eylemcinin etkisiz hale getirildiği belirtildi. Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü (DHMİ) Orhan Birdal, Türk Hava Yollarının (THY) Antalya-St.Petersburg uçağını kaçırmak isteyen bir kişinin, yolcular tarafından sakinleştirildiğini ve uçağın normal seyrine devam ettiğini bildirdi. Birdal, yaptığı açıklamada, dün 10.45’de Antalya’dan St.Petersburg’a hareket eden uçağın, Beyaz Rusya’nın Minsk kenti üzerindeyken erkek yolculardan birinin ayağa kalkarak, ‘’Elimde bomba var, beni istediğim yere götürün’’ diye bağırdığını söyledi. Söz konusu kişinin yolcular ile mürettebat tarafından ikna edildiğini ve sakinleştirildiğini anlatan Birdal, ‘’Yolcu sakinleştirilmiş. Pilot Rus yetkililer ile irtibata geçip bilgi vermiş. Uçak normal rotasında seyrediyor’’ dedi. Birdal, yaklaşık 160 yolcunun bulunduğu Airbus 320 tipi uçağın 14.20’de St.Petersburg’a iniş yapmasının beklendiğini dile getirdi. Öte yandan olayın yaşandığı ilk dakikalarda bir açıklamada bulunan Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü (DHMİ) Antalya Bölge Müdürü Osman Serdar, Antalya-St Petersburg seferini yapan THY’ye ait bir uçağın kaçırıldığına kendilerine bir bilgi gelmediğini söylemişti.
|
16.10.2008
|
|
|
Türkiye olmadan AB entegrasyonu olmaz |
Steinmeier, Frankfurt şehrinde Türkiye’nin onur konuğu ülke olduğu 60. Uluslararası Kitap Fuarı’nın açılışında yaptığı konuşmada, demokratik bir toplumda sorunların dile getirilerek tartışılabilmesi gerektiğini ve AB için düşünce özgürlüğünün çok önemli olduğunu belirtti.
Steinmeier, Türkiye’nin bu konuda bazı eksiklikleri olabileceğini, ancak AB’nin, Türkiye’yi bu yolda desteklemesi gerektiğini ifade etti.
Türkiye’yle sürdürülen AB üyelik müzakerelerinde yaşanan krizlerin çözülmesinin de her zaman anlaşabileceklerinin bir işareti olduğunu kaydeden Steinmeier, ‘’Türkiye olmadan AB’nin entegrasyonu sağlanamaz’’ dedi.
Türkiye’nin, Batı ve Doğu ülkeleri sentezini oluşturmaya çalıştığı için yolunun hiç de kolay olmadığının bilincinde olduğunu belirten Steinmeier, yine de buna değeceğini ve bu yolda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile birlikte başlattığı ‘’Ernst Reuter Girişimi’’nden büyük memnuniyet duyduğunu sözlerine ekledi.
İstanbul’da kurulması planlanan Türk-Alman Üniversitesi’nin durumuyla ilgili olarak da Gül ile konuştuğunu ve gelecek yıl üniversitenin temelini atmayı hedeflediklerini ifade eden Steinmeier, bunun yanı sıra İstanbul’da bir de Türk-Alman Akademisi kurmayı düşündüklerini söyledi. Türkiye’nin, Orta Doğu’da krizlerin çözümü konusunda da önemli rol oynadığını ve Kafkaslar’daki savaşın sona erdirilebilmesine de katkı sağladığını kaydeden Steinmeier, bunlar için de Türkiye’ye teşekkür etmeleri gerektiğini sözlerine ekledi. Almanya’da yaşayan yabancıların uyum sorunlarıyla ilgili olarak da görüşlerini açıklayan Steinmeier, uyumun sağlanabilmesi için Alman toplumunun da çok çeşitli kültürler ile yaşamaya hazır olması gerektiğini belirtti. Frank-Walter Steinmeier, Türkiye’nin kültürler ve kıtalar arasında bir köprü olmasını dilediğini, fuarın da buna katkı sağlamasını arzuladığını, insanların yollardaki köprülerden çok manevi köprülere ihtiyaç duyduklarını ifade etti. Steinmeier, fuarda Türk kültür zenginliğinin gözler önüne serildiğini yazarlarla da konuşarak bu kültür hakkında çok şeyin öğrenilebileceğini kaydetti.
Dışişleri Bakanı Steinmeier konuşmasında global malî krize de değinerek, ‘’İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük krizi yaşıyoruz’’ dedi.
Cumhurbaşkanı Gül’ün kendisine, Türkiye’nin de krizden etkilendiğini söylediğini belirten Steinmeier, bundan Alman toplumunun da büyük ölçüde etkilendiğini ifade ederek, bu krizin iki ülke arasındaki dostluğu etkilememesini temenni etti. Alman hükümetinin yeni kararlaştırdığı mali yardım paketine rağmen sistemin temelden sarsıldığını kaydeden Steinmeier, bunun aynı zamanda bir düzen krizi olduğunu ve barışçı bir düzenin nasıl oluşturulabileceği konusunda düşünülmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
|
16.10.2008
|
|
|
Çöküşün eşiğinden dönüldü |
ANTALYA Sanayici ve İş Adamları Derneği (ANSİAD) Başkan Yardımcısı Hamdi Güneş, son iki gün içinde dünya finans sisteminin, global bir çöküşün eşiğinden döndüğünü söyledi.
TÜSİAD tarafından düzenlenen Dünya Bankası Grubu Türkiye seminerlerinin son bölümü ANSİAD tarafından gerçekleştirildi. Seminerin açılışında konuşan ANSİAD Başkanı Güneş, ekonomik krizden çıkış için Avrupa ülkelerinin toplanarak önemli kararlar aldığını anımsattı. ABD Hükümetinin de Avrupa ülkeleri gibi aynı yönde davranacağını açıkladığını ifade eden Güneş, şöyle konuştu: ‘’Eğer bu kararlar gerekli şekilde uygulamaya geçirilirse dünya finans sisteminde toparlanma başlayacaktır. Çünkü, böylece mevduat güvencesinden sonra, banka borçlarına da güvence getirildi. Avrupa’da ve ABD’de bankalar arası piyasanın yani interbank piyasasının işlenmesine imkân tanındı. Bu şekilde dünyada ödeme sisteminin çökmesi engellendi. Kredi akışının önü tekrar açılmış oldu. Tabii ki mali sistemde bundan sonra da çalkantılar olabilir fakat artık bir felaket senaryosu engellenmiştir. Son iki gün içinde dünya finans sistemi global bir çöküşün eşiğinden döndü.’’
|
16.10.2008
|
|
|
Ateş bacayı sarmadan tedbir alınsın |
ANKARA Yeminli Mali Müşavirler (YMM) Odası Başkanı Sami Kazıcı, bütün dünyayı sarsan krizin, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeleri etkilememesinin mümkün olmadığını belirterek, ‘’Ateş bacayı sarmadan önlemlerimizi almak mecburiyetindeyiz’’ dedi.
Kazıcı, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’nin ekonomik krizlerle mücadeleyi bildiğini ancak krizi önleme konusunda çok deneyimli olmadığını kaydetti ve önlemlerin önemini vurguladı. Yaşanmakta olan krizin ‘’sıradan bir finansal kriz’’ olmadığını, ‘’reel sektöre sıçraması, işsizliğin artması, hatta üretimin durması gibi çok önemli sonuçların’’ beklendiğini anlatan Kazıcı, acil alınması gereken önlemler konusunda şu görüşleri dile getirdi: ‘’Ülkemiz kaynaklarının yurt dışına kaymasını önlemek için acilen mevduatlara olan garanti limitleri artırılmalı veya tamamına güvence getirilmeli. Türkiye’nin çok yüksek cari açığı bulunmaktadır. Bugüne kadar açık, doğrudan yatırımlar veya portföy yatırımları ile finanse edildi. Petrol fiyatları düşse, cari açıkta göreceli olarak daralma yaşansa bile cari açığın bundan böyle finanse edilebilir olması oldukça zor görülmektedir. Bu sebeple yeni çıkış yolları aranmalıdır. Kısa vadeli en etkin çözümün, Türklerin 100 milyar doların üstünde olduğu söylenen yurt dışı kaynaklarına bir defaya mahsus geçici süreli bir af getirilmesi olduğunu düşünüyoruz. ’’
|
16.10.2008
|
|
|
‘Tüketici haklarının temelini Ahilik attı’ |
Denizli’de faaliyet gösteren Ahi Sinan Esnaf Tüccar ve Sanayiciler Yardımlaşma Derneği (AHİYAD) Başkanı Ali Ordu, yaptığı açıklamada Ahiliğin yalnızca Türk milletinin değil, dünya toplumlarının örnek alması gereken bir insanlık ve ahlâk sistemi olduğunu söyledi.
AHİYAD Başkanı Ordu, Ahiliğin tarihi ve sosyoekonomik mecburiyetlerin ortaya çıkardığı bir Türk esnaf birliği kurumu olduğunu ifade ederek, Türk’e özgü millî bir kuruluş olarak ortaya çıktığını, tüketicilerin korunması dahil Türklerin Anadolu’da kök salması ve tutunmasında önemli rol oynadığını söyledi. Günümüzün yükselen değerlerinin önemli bir kısmının özünde Ahiliğin temel ilkelerinin yattığını vurgulayan Ordu, “Sivil toplum örgütleri, kooperatifçilik, tüketici haklarının korunması gibi çeşitli meslek kurumlarını Batı’ya aktaran birikim, Ahilik kültürüdür. Ahilik, ferde yönelik öğüt ve yaptırımları bulunmakla birlikte esas itibariyle içtimaidir. Çekememezlik ve dedikodudan kaçınmak, cömert, şefkatli ve merhametli olmak, herkese iyilik yapmak, iyilikleri istemek gibi onlarca prensip, toplum hayatını düzene sokucu mahiyette düsturlardır.” dedi.
Ahiliğin temel ilkelerinin her zaman yaşatılması gerektiğini belirten Ali Ordu, “Ahilik kurum olarak tarihe mal olmuş, diğer birçok kurum ve zihniyet gibi işlevini tamamlamış ve devrini kapatmıştır. Ne var ki toplumlar ve devirler üstü prensipleri ölmez niteliktedir.” şeklinde konuştu.
|
16.10.2008
|
|
|
Şişli bombacısı adliyede |
İSTANBUL'DA çantasında patlayıcı maddeyle yakalanan terör örgütü üyesi kadın ile diğer 4 kişi, Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi.
Şişli’de 11 Ekim Cumartesi günü 8 kilo 800 gram patlayıcı, 15 adet fünye ve bir el butonuyla yakalanan ve üzerinde başka bir kişi adına düzenlenen sahte kimlik çıkan hamile görünümlü kadın ile soruşturma kapsamında gözaltına alınan diğer 4 kişinin emniyetteki işlemleri tamamlandı. Bir polis minibüsüne bindirilen bu kişiler, daha sonra Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne ulaştırıldı. Adliye binasına alınmak için minibüsten indirilen bu kişilerden patlayıcıyla yakalanan kadın, terör örgütü elebaşı lehine Kürtçe slogan atmak istedi. Polislerce ağzı kapatılarak slogan atmasına izin verilmeyen kadın ve diğer 4 kişi, adliye binasına alındı.
|
16.10.2008
|
|
|
Tren yangınına büyümeden müdahale |
BATMAN'DA Batman’da alev alan yük trenindeki yangın esnafın yardımıyla büyümeden söndürüldü.
Edinilen bilgiye göre, Diyarbakır'dan Kurtalan istikametine seyir halindeki 54862 sayılı yük treni Batman’ın Akyürek Mahallesi’ndeki hemzemin geçitten geçişi sırasında bir vagonunun alt kısmında yangın çıktı. Trendeki görevliler ile mahalledeki esnaf yangın söndürme tüpleriyle zamanında müdahalede bulunarak, yangını büyümden söndürdü. Aşırı yük nedeniyle trenin dingil kısmının alev aldığı bildirilirken, 1 saat süren oranım çalışmalarının ardından tren Kurtalan’a hareket etti. . .
|
16.10.2008
|
|
|
Okulların elektriğini kesmeyin |
EĞİTİM Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, yüzlerce okulun elektriğinin borcu ödenmediği için kesildiğini savunarak, ‘’Okulların elektriklerinin kesilmesi eğitim-öğretimin işleyişinde ciddî sorunlara yol açacaktır’’ dedi.
Kılıç, yaptığı yazılı açıklamada, elektrik kesintisinin Adana, Konya ve Kırıkkale’de bazı okullarda yaşandığını öne sürdü. Kış aylarının yaklaştığı dönemde yapılan kesintinin yeni mağduriyetler ortaya çıkaracağını ve bunun eğitim-öğretimin işleyişinde ciddî sorunlara yol açacağını belirten Kılıç, şunları kaydetti: ‘’Bütçeden eğitime ayırdığı payın yüksek olmasıyla övünen hükümet, aslında okulların ihtiyaçları için yeterli bir kaynak ayırmamakta, bu harcamaları da velilerinin sırtına yıkmak istemektedir. Elektrik faturalarını ödeme sorumluluğu tek tek okulların değil, Millî Eğitim Bakanlığı’nın sorumluluğundadır. Çünkü devlet, bu giderler için vatandaşlardan yüklü miktarda vergi almaktadır. Ancak ‘ödediğiniz vergiler size okul, yol, su, elektrik olarak geri dönecek’ diyenler, bu vergileri borç faizlerine aktarırken, devlet okullarının elektriklerinin kesilmesine izin vermektedir. 21. yüzyılda tüm Türkiye’ye yaşatılan bu ayıptan bir an önce geri dönülmeli, tüm okulların elektrik borçları silinerek yaşanan mağduriyet giderilmelidir.’’
|
16.10.2008
|
|
|
Duble yol, kazaları azaltıyor |
KARAYOLLARI 3. Bölge Müdürü Haşmet Oğuzalp, Türkiye’de kara yolu ulaşımının kavşak noktasında yer alan Konya’da duble yol çalışmalarının hızlı bir şekilde sürdüğünü belirtti.
Duble yol yapım çalışmalarında önemli mesafe alındığını dile getiren Oğuzalp, KonyaAnkara, KonyaIlgın, KonyaKarapınar arası yolların tamamen duble yol haline getirildiğini, KonyaAksaray kara yolunun 113 kilometrelik kısmının duble yol haline getirilmesi için ise çalışmaların sürdüğünü söyledi. KonyaAksaray arası yol yapım çalışmasında 90 kilometrelik bölümün altyapı çalışmalarının tamamlandığını anlatan Oğuzalp, kısa süre içinde bu yolun da bütünüyle duble yol haline getirileceğini kaydetti.
Oğuzalp, şu ana kadar Konya’da toplam yapılan duble yol miktarının 136 kilometreye ulaştığını sözlerine ekledi.
Konya Bölge Trafik Şube Müdürlüğü istatistiklerine göre, duble yol haline getirilen yollarda trafik kazaları önemli miktarda azaldı. 2007 yılında Konya’da, Bölge Trafiğin sorumluluk sahasında yer alan yollarda meydana gelen trafik kazalarının toplam yüzde 21’inin gerçekleştiği KonyaAnkara kara yolu, 2007 yılının eylül ayında duble yol olarak trafiğe açıldı. 2007 yılının 9 ayında KonyaAnkara yolunda toplam 205 trafik kazası meydana gelirken, duble yolun faaliyette bulunduğu 2008 yılı 9 ayında bu sayı 180’e düştü. Bu yolun duble yol haline getirilmesinden sonra kazaların yüzde 12 oranında azaldığını dile getiren Bölge Trafik yetkilileri, ‘’Duble yol olan kısımlarda trafik kazalarında bariz azalmalar gözleniyor. Duble yol miktarı arttıkça kazaların daha da azalacağını tahmin ediyoruz’’ diye konuştu.
|
16.10.2008
|
|
|
|