SANAYİ ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, küresel finans krizinin Türkiye’ye etkisine ilişkin olarak, ‘’Siyasetçi olarak değil, 27 yıl sanayicilik yapmış biri olarak söylüyorum, şu anda bizi endişelendiren bir şey yok’’ dedi.
Çağlayan, bakanlıkta TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kutadgubilig, MÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihat Vardan ve YASED Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Uysal ile bir araya geldi.
Bakan Çağlayan, toplantıdan önce gazetecilere yaptığı açıklamada iş dünyası ile yürütülen temasların iki günden beri sürdüğünü, yapılacak toplantıda da ‘’girişimci bilgi sistemi’’nin ön çalışmalarını görüşeceklerini söyledi.
Reel sektörün küresel finans krizinden minimum düzeyde etkilenmesi için çalıştıklarının ifade eden Çağlayan, ‘’ Bu kriz bizi etkilemez gibi bir düşüncemiz yok. 133 milyar dolar ihracat yapıyorsanız, bunun da yüzde 60’nı AB ülkelerine yapıyorsanız, AB ülkelerinde durgunluk varsa bu mutlaka ihracatımızı etkileyecek’’ diye konuştu. Dünyadaki krizin likidite krizi olduğunu, bu yüzden nakit kredisini çevrilmesinde eskisi kadar rahat olunamayacağını belirten Çağlayan, krediyi kullanma maliyetlerinin değişeceğini, bu çerçevede özel ve reel sektörün bir şekilde etkileneceğini belirtti.
Bakan Çağlayan, krize ilişkin tedbir alınmasında geç kalındığı iddialarını kabul etmeyerek ‘’Siyasetçi olarak değil, 27 yıl sanayicilik yapmış biri olarak söylüyorum, şu anda bizi endişelendiren bir şey yok ‘’ dedi.
GÖRÜŞMENİN ARDINDAN AĞIZ
DEĞİŞTİRDİ
Bakanı Zafer Çağlayan, iş dünyasının temsilcileri ile bakanlıkta 3 saate yakın süren görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, ise, ‘’gelişen ve dünyayı kasıp kavuran’’ krizi yok saymanın mümkün olmadığını belirterek, ‘’İhracatın yüzde 60’ını Avrupa’ya yapan ihracatçımızın Avrupa’daki daralmadan etkilenmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu noktada hedef pazarlar, yeni pazarlar ve ihracat destekleri son derece önem arz ediyor’’ dedi.
Dünyada yaşanan ekonomik krizin Türkiye üzerinde olası etkilerinin de toplantıda gündeme geldiğini ifade eden Çağlayan, iş dünyası temsilcilerinin krizle ilgili değerlendirmelerini, görüş, tesbit ve tekliflerini aldıklarını kaydetti.
‘’Reel sektörün içinden gelen biri olarak Türk reel sektörünün, ticaret hayatının sinyallerini dikkate almak zorundayım’’ diyen Çağlayan, sektör temsilcileriyle geçmişte başlayan diyalog ortamının bundan sonra da ‘’sür'atli ve sürekli bir şekilde’’ devam edeceğini belirtti. Bakan Çağlayan, şunları söyledi: ’’Dünyada şu anda yaşanan, bu denli nereye gideceği ne olacağı belli olmayan bu krizin Türkiye üzerindeki olası etkileri konusunda çalışmalar yapıyoruz. Ne dünya 15 yıl önceki konumda, ne de dünya 15 yıl sonra bugünkü konumda olacak. Krizin boyutlarının nereye gideceği, ne getireceği ülkeleri nasıl etkileyeceği daha net bir şekilde ortaya konmuş değil. Krizin Türk reel sektörünü herhangi bir şekilde etkilediği zaman bu etkilerin minimize edilmesi, en az hasarla atlatılması noktasında çalışmalarımızı kapsayan bir toplantıydı bu.’’
BANKALAR AÇISINDAN BİR SIKINTI
GÖZÜKMÜYOR
Türkiye finans sektörünün ‘’son derece sağlıklı bir yapıya’’ sahip olduğunu ifade eden Çağlayan, ‘’Finans kesimimizin, bankalarımızın, mali sektörümüzün sermaye yeterlilik rasyoları, Avrupa’daki, Amerika’daki bankaların iki katından daha fazla’’ dedi. Türkiye’de kamu iç-dış borcu, bütçe ve malî dengesi, Merkez Bankası rezervleri açısından da ‘’çok ciddî bir sıkıntı’’ gözükmediğini dile getiren Çağlayan, şöyle konuştu: ’’İhracatın yüzde 60’ını Avrupa’ya yapan ihracatçımızın Avrupa’daki daralmadan dolayı bu büyümenin küçülmesiyle beraber bundan etkilenmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu noktada hedef pazarlar, yeni pazarlar ve ihracat destekleri son derece önem arz ediyor. Gelişen ve dünyayı kasıp kavuran bu likidite krizini yok saymak mümkün değil. Bu noktada adeta koruyucu hekimlik gibi hastalığın Türkiye’yi çok etkilememesi ve etkilerin en aza indirilmesi için gerekli tedbirleri zaten Ekonomik Koordinasyon Kurulu olarak sürekli görüşüyoruz.
Önümüzdeki günlerde yapılacak değerlendirmelerle bir dizi çalışma tedbiri de ortaya konulacaktır. Şu anda kendi bünyemizde gerekli çalışmaları yapıyoruz. Bunları derleyip toparlayıp Ekonomik Koordinasyon Kurulu ve Bakanlar Kurulu gündemine getireceğiz. Bunların müzakeresi yapıldıktan sonra da kamuoyuna açıklanacak.’’
DÜNYA AVRUPA VE AMERİKA’DAN İBARET
DEĞİL
Hizmet sektörünün 2001 krizinde ciddî bir ders çıkarttığını, yapılan yapısal düzenlemelerin finans sektörünü iyi bir seviyeye getirdiğine işaret eden Çağlayan şunları söyledi: ’’Finans kesimimiz oldukça güçlü. Bankacılık sektörümüz gayet emniyetli ve sıhhatli, ancak reel sektörde ihracat yapılacak pazarlardaki durgunluğun yaratacağı üretim ve ihracat azalması söz konusu olacak. Bunun için de alternatif pazarlar söz konusu. Dünya Avrupa ve Amerika’dan ibaret değil, Afrika pazarları, Asya-Pasifik pazarlarına girilebilecek. Bu da belirli bir zaman alacak. Biz de bu geçiş döneminde reel sektörümüz, ihracatçılarımız ve KOBİ’lerimizin sağlıklı bir şekilde, sıkıntıya girmemeleri için nasıl ilgili düzenlemeleri yaparız, bunun çalışmaları içerisindeyiz. Herhangi bir sorun olduğundan değil. Biz proaktif davranıyoruz, bir araya gelerek şartları değerlendiriyoruz. Malî sektör ile reel sektörün ciddî bir diyalog içinde çalışması, birbirine köstek değil, destek olan bir yaklaşım içinde olması gerekir. Burada da bir endişe yok. Meselenin ve olayların farkındayız. Bununla ilgili çalışmaları sürdürüyoruz’’
|