Karikatüristimiz İbrahim Özdabak’a gazetemizde yayınlanan “Huguk-Huguk” karikatürü sebebiyle açılan dâvânın ilk celsesi dün Bakırköy Adliyesinde görüldü. Mahkeme, duruşmanın 5 Aralık tarihine ertelenmesine karar verildi
GÜNDEME ilişkin çarpıcı karikatürleriyle büyük beğeni toplayan karikatüristimiz İbrahim Özdabak hakkında, 19.03.2008 tarihinde gazetemizde yayınlanan “Huguk-Huguk” karikatürü gerekçesiyle açılan hakaret dâvâsının ilk duruşması dün Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapıldı. Mahkeme salonuna avukatları Kadir Akbaş ve Turgut İnal ile birlikte gelen karikatürist İbrahim Özdabak, 25 yıllık gazetecilik hayatında ilk kez kendisine karşı bir hakaret dâvâsı açıldığını ifade etti. İbrahim Özdabak, mahkemede yaptığı savunmasında ise şu ifadeleri kullandı: “Karikatür resim sanatının bir parçasıdır. Mizah dili kullanılarak, kişiler veya olaylar eleştirilir. Dâvâ konusu karikatürle özellikle yüksek yargıda görev yapmakta olan yargı mensuplarının siyasal içerikleri beyanları eleştirilmek ve hicvedilmek istenmiştir. Yargı mensupları da eleştirilebilir kanaatindeyim. Demokratik bir toplumda ve hukukun üstünlüğünü kabul eden bir devlette, hiçbir kurum ve kişi eleştiri dışında kalmamalıdır diye düşünüyorum. 25 yıla varan bir süreden beri karikatür sanatçısıyım ve binlerce karikatürüm basın organlarında yayınlandı. İlk defa bir eserim hakkında hakaret suçlamasıyla dava açıldı. Dava konusu karikatürle yapılan eleştri ve hicvetme hakaret ve iftira boyutlarında değildir. Çünkü bu karikatürü hiç kimseye hakarette bulunma kasdıyla çizmedim. Suç işleme kasdıyla hareket etmedim. Bu sebeplerle müsned suçtan beraatime karar verilmesini talep ediyorum.”
Özdabak’ın avukatlarından Av. Turgut İnal ise hem yazılı savunmasında, hem de mahkemedeki konuşmasında, “Çizerin bu karikatürü yayınlamasının sebebi, iddianamede belirtildiği gibi AKP’ye karşı açılan davaya karşı Türk ve dünya kamuoyunun gösterdiği tepkiyi dile getirmektir. İddianamede belirtildiği gibi karikatürün açıkça Cumhuriyet Başsavcısı’nı hedef aldığı ise doğru değildir. Zira karikatürde çizilen cübbeli baykuş karakterinin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya olduğuna dair ne açık ne de gizli bir işaret bulunmamaktadır. Karikatürdeki cübbe bile bir başsavcı cübbesi değil sıradan bir avukat cübbesidir. Hepsi bir yana dünyanın her yerinde bu türden eleştirel karikatürler çizilmekte ve hoşgörüyle karşılanmaktadır. Biz hukuk fakültesinde öğrenci iken çıkardığımız okul dergilerinde hocalarımızı, büyük hukukçuları çeşitli şekillerde eleştirmiş, onları bu şekilde tasvir eden karikatürler çizmişizdir. Ancak hiçbir hukuk profesörü bize bu konuda bir itirazda bulunmamış ve hoşgörüyle karşılamışlardır. Bizim ülkemizde demokrasi vardır, basın hürdür, özgürdür. Yazmak ve çizmek serbesttir. Bunu sağlayan yasalar ve anayasamız vardır. Bu yasalar engin hürriyetler getirmiştir. Bu sebeple beraat kararı verilmesini talep ediyoruz” dedi.
Av. Kadir Akbaş da dâvânın düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde ele alınması gerektiğini ve bu konuda Türk adaletine güvendiklerini dile getirdi. Mahkeme neticesinde, yazılı savunmanın sunulması için talep edilen süre sebebiyle duruşmanın 5 Aralık 2008 tarihi saat 11.45’e ertelenmesine karar verildi.
DÂVÂ NEDEN AÇILDI?
Karikatüristimiz İbrahim Özdabak aleyhine Türk Ceza Kanununun 125/1-2 delâletiyle 125/3 a maddelerinden açılan hakaret dâvâsının iddianamesinde şu ibareler yer almaktaydı: “İbrahim Özdabak imzalı kurumuş bir ağaç dalında pinekleyen bir baykuşa, cübbe giydirilmiş, üzerinde “Huguk! Huguk! Huguk! Huguk!” yazıları bulunan karikatür ve kelimelerin çizeri, eser sahibi olduğu, suç tarihinde güncel olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın AKP’nin kapatılması talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne açmış olduğu davaya tepki olarak, kamu görevlisi olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na karşı görevinden dolayı hakaret edildiği tespit edilmiştir.”
|