"Gerçekten" haber verir 21 Eylül 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

FACİADAN DÖNÜLDÜ

İzmir’in Dikili ilçesi açıklarında delinmiş ve batmak üzere bir lastik botta bulunan 3’ü çocuk, 5’i kadın, yabancı uyruklu 36 kaçak, sahil güvenlik ekibi tarafından kurtarıldı. Karaya çıkarılarak güvenlik güçlerine teslim edilen 31 Filistin, 4 Burma ve 1 Afganistan uyruklunun Yunanistan’a kaçmak istedikleri belirlendi. Yabancı uyruklu kaçakların, işlemleri tamamlandıktan sonra sınırdışı edilecekleri öğrenildi.

Kaçaklar ölümden döndü

İzmİr’İn Dikili ilçesi açıklarında delinmiş ve batmak üzere bir lastik botta bulunan 3’ü çocuk, 5’i kadın yabancı uyruklu 36 kaçak, sahil güvenlik ekibi tarafından kurtarıldı. Alınan bilgiye göre, Dikili ilçesinin Bademli Köyü’nün yaklaşık 4 mil açığında devriye gezen Sahil Güvenlik Bölge Komutanlığı ekibi, batmak üzere olan ve içinde çok sayıda kişinin bulunduğu lastik bot gördü. Delinmiş olduğu görülen bottaki 3’ü çocuk, 5’i kadın yabancı uyruklu 36 kişi kurtarıldı. Karaya çıkarılarak güvenlik güçlerine teslim edilen 31 Filistin, 4 Burma ve 1 Afganistan uyruklunun Yunanistan’a kaçmak istedikleri belirlendi. Tercüman aracılığıyla yapılan görüşmede kaçakların, yasa dışı yollardan Türkiye’ye girdiklerini, lastik botla Yunanistan’a gitmeye çalıştıklarını ve Midilli Adası açıklarında kendilerini yakalayan Yunan sahil güvenlik ekibi görevlilerinin botlarındaki motoru söktüğünü ve lastik botu delerek Türk karasularına bıraktığını ileri sürdükleri bildirildi. Yabancı uyruklu kaçakların, işlemleri tamamlandıktan sonra sınır dışı edilecekleri öğrenildi.

21.09.2008


 

TALİM VE TERBİYE KURULU AÇIKLAMA YAPTI

Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, İlköğretim 8. sınıf ''İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük'' ders kitabında Türkiye Cumhuriyeti Devletinin “demokratik''lik vasfına uygun olmayan bazı bilgilere yer verildiği gerekçesiyle bazı bölümlerinin uygulamadan kaldırıldığını bildirdi. Talim ve Türbiye Kurulu Başkanlığından yapılan yazılı açıklamada, son günlerde basında söz konusu ders kitabındaki “bazı hususlar”la ilgili çeşitli eleştiri ve değerlendirmelerin yer aldığı ifade edilerek şöyle denildi:

“DARBE ” BÖLÜMÜ KALDIRILDI, YENİ METİN

HAZIRLANIYOR

“Söz konusu dersin kitabında, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 'demokratik'lik vasfı ile demokrasimizin gelişme sürecine uygun olmayan bazı hususlara yer verildiği; dersin öğretim programının amacını aşan tartışmalı bilgilerin yer aldığı anlaşılmıştır. Dağıtılan kitaptaki bu bölümler uygulamadan kaldırılmış olup, Başkanlığımızca, söz konusu tartışmalı ve uygun olmayan bölümlerin yerine, programın amacına ve demokrasinin gereklerine uygun olarak hazırlanan yeni metinler bu öğretim yılında okutulmak üzere okullara ulaştırılacaktır.

Darbe ayıbı temizleniyor

MİLLÎ Eğitim Bakanlığı (MEB) Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı (TTK), İlköğretim 8. sınıf ‘’İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük’’ ders kitabında Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ‘’demokratik’’lik vasfına uygun olmayan bazı bilgilere yer verildiği gerekçesiyle bazı bölümleri uygulamadan kaldırdı.

MEB TTK Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, açıklamanın son günlerde basında TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ders kitabındaki ‘’bazı hususlarla ilgili çeşitli eleştirilerin ve değerlendirmelerin yer almasından dolayı yapıldığı’’ bildirildi. Geleceğin teminatı olan gençlerin Anayasa ve ilgili yasalara uygun olarak demokrasi, insan halkları, sevgi ve hoşgörü temelinde iyi bir vatandaşlık eğitimi almalarını sağlamanın eğitimin temel amacı olduğunun ifade edildiği açıklamada, İlköğretim 8. sınıfta okutulan TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinin amaçlarından birinin de bu olduğu belirtildi. Açıklamada şunlar kaydedildi:

‘’Bu derste çocuklarımıza, devletimizin kuruluş süreci, Atatürk’ün ilke ve inkılapları ile Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğu gerçeğinin öğretilmesi hedeflenmiştir. Ancak söz konusu dersin kitabında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ‘demokratik’lik vasfı ile demokrasimizin gelişme sürecine uygun olmayan bazı hususlara yer verildiği; bu dersin öğretim programının amacını aşan tartışmalı bilgilerin yer aldığı anlaşılmıştır. Dağıtılan kitaptaki bu bölümler uygulamadan kaldırılmış olup Başkanlığımızca, söz konusu tartışmalı ve uygun olmayan bölümlerin yerine, programın amacına ve demokrasinin gereklerine uygun olarak hazırlanan yeni metinler bu öğretim yılında okutulmak üzere okullara ulaştırılacaktır.’’

Bazı basın-yayın organlarında, kitabın ‘’yakın Türkiye tarihinin’’ anlatıldığı bölümlerde ‘’askeri müdahalelere ilişkin’’ ayrıntılı bilgiler eleştirilmişti.

Bu arada, Milli Eğitim Bakanlığından, ''terör örgütü elebaşının adının ders kitabında yer aldığı'' iddiasının doğru olmadığı belirtilerek, ''''kitapta resim ve isim kullanılmadığı'' bildirildi.

Millî Güvenlik

kitabı da

düzeltilecek mi?

Inkİlap Tarihi kitabında değişikliğe gidileceği şeklinde Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yapılan açıklamanın ardından, “İrtica” ile ilgili bölümü sebebiyle tepki çeken Millî Güvenlik Bilgisi ders kitabındaki hatanın da düzeltilip düzeltilmeyeceği merak ediliyor. Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu Başkanlığının lise öğrencilerine okutmak için hazırladığı ve askeri bir yetkilinin de katkı yaptığı Milli Güvenlik Bilgisi ders kitabında, irticai faaliyetlere dikkat çekiliyor. Kitapta, irticaî faaliyetlerle ilgili bölümde, “Bugün de irticaî unsurların, din perdesi altında her alanda Atatürk’e ve onun inkılaplarına saldırı devam etmektedir. Bizlere düşen görev, Atatürk ilkelerine sımsıkı bağlanarak, cumhuriyetimizin temel kazanımı olan laikliği her türlü tehdide karşı korumaktır” deniliyor. Kitapta, bölücü faaliyetler adı altında da PKK’ya ilişkin bilgiler ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün maç ziyaretiyle farklı bir boyut kazanan Ermenistan’la ilişkiler de var.

21.09.2008


 

ABD RAPORU: Başörtüsü yasağı sürüyor

ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan yıllık Uluslararası Dinî Özgürlükler raporunda Türkiye’de devletin, İslâmî ve diğer dinî gruplara bazı kısıtlamalar uyguladığı hatırlatılarak, “Yetkililer, devlet dairelerinde ve kamu okullarında İslamî başörtüsünün takılmasına ilişkin geniş yasağı uygulamaya devam etti” değerlendirmesinde bulunuluyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan yıllık Uluslararası Dinî Özgürlükler raporunda Türkiye’de devletin, İslamî ve diğer dinî gruplara bazı kısıtlamalar uyguladığı hatırlatılarak, “Yetkililer, devlet dairelerinde ve kamu okullarında İslamî başörtüsünün takılmasına ilişkin geniş yasağı uygulamaya devam etti” değerlendirmesinde bulunuluyor.

Türkiye bölümünde, raporun kapsadığı dönemde (1 Temmuz 2007-30 Haziran 2008) yer alan konuya ilişkin siyasi gelişmeler arasında, AKP hakkında açılan kapatma davasına ve üniversitelerdeki başörtüsü yasağının kaldırılması konusunda TBMM’de kabul edilen Anayasa değişikliğinin, daha sonra Anayasa Mahkemesi’nde iptal edilmesine işaret edildi.

Dini Özgürlükler Raporu’nun Türkiye bölümünde şöyle denildi: ‘’Anayasa, dinin özgür olmasını öngörüyor ve diğer yasalar ve politikalar da, genellikle özgür ibadete katkı sağladı. Ancak laik devletin bütünlüğüne ve varlığına ilişkin Anayasa hükümleri, bu hakları sınırlıyor. Devlet, genellikle dini özgürlüklerin uygulanmasına saygı gösterdi, ancak ‘laik devleti’ koruma gerekçesiyle İslami ve diğer dini gruplara bazı kısıtlamalar uyguluyor ve devlet kuruluşlarında ve üniversitelerde İslami ifade biçimine önemli sınırlamalar tatbik ediyor. Bu raporun kapsadığı dönemde devletin, dini özgürlüklere gösterdiği saygının statüsünde değişiklik olmadı. Şubat 2008’de Parlamento, üniversitelerde başörtü takılmasını engelleyen yasağın kaldırılmasına yönelik Anayasa değişikliklerini kabul etti. Ancak 5 Haziran 2008’de Anayasa Mahkemesi, üniversitelerde başörtü takılmasına izin vermeyi amaçlayan bu değişikliklerin, devletin laik yapısını ihlal ettiğine ve dolayısıyla Anayasa’ya karşı olduğuna hükmetti. Yetkililer, devlet dairelerinde ve kamu okullarında İslami başörtüsünün takılmasına ilişkin geniş yasağı uygulamaya devam etti. Devlet ‘İslami aşırılıklara’ karşı çıkmaya devam etti. Dini azınlıklar, inançlarından dolayı kamu kurumlarında meslek edinmelerinin fiilen engellendiğini dile getirdi. Dini azınlık grupları, ibadet ve eğitim konularında da zorluklarla karşılaştı. Dini eğilim, inanç ve ve ibadete ilişkin toplumsal baskı ve ayrımcılık haberleri basında yer aldı. Raporun kapsadığı dönemde, Müslüman olmayanlara yönelik şiddet dolu saldırılar ve devam eden tehditler, bir baskı atmosferine yol açtı ve Müslüman olmayan bazı grupların özgürlüğünü azalttı. Birçok Hristiyan, Bahai ve Müslüman, toplumsal kuşku ve güvensizlikle karşılaştı ve daha radikal İslami unsurlar, Yahudi karşıtı duyguları dile getirmeye devam etti.’’

Raporun bir sonraki bölümünde ‘’ordu, yargı ve bürokrasinin diğer branşlarındaki laik grupların, İslami köktendincilik olarak gördükleri duruma karşı kampanya düzenlediği’’ ifadesi kullanılarak, ‘’Milli Güvenlik Kurulu ve Genelkurmay, kategorik olarak dini köktendinciliği kamu güvenliğine tehdit olarak değerlendiriyor’’ denildi.

Mart 2008’de Yargıtay Başsavcısı’nin, AKP hakkında ‘’laikliğe karşı faaliyetlerin merkezi haline geldiği’’ gerekçesiyle kapatma talebinde bulunduğu hatırlatılarak, konuya ilişkin Anayasa maddesi anlatıldı. Rapor, 1 Temmuz 2007-30 Haziran 2008 tarihleri arasındaki dönemi kapsadığından, Anayasa Mahkemesi’nin AKP’yi kapatmama yönündeki kararına raporda yer verilmedi. Türkiye’nin 70 milyonu aşan nüfusunun yüzde 99’unun Müslüman olduğu kaydedildi. Lozan Antlaşması’na göre Rum Ortodoks Hristiyanların, Ermeni Ortodoks Hristiyanların ve Yahudilerin, resmi azınlık olarak tanımlandığına işaret edildi. Bazı Alevilerin, kendilerine karşı ayırımcılık yapıldığını savunduklarına raporda yer verildi.

Raporda ‘’ekümenik’’ olarak tanımlanan İstanbul’daki Rum Patrikhanesi’nin, Heybeliada’daki ruhban okulunun açılması yönündeki çabalarını sürdürdüğü belirtildi.

21.09.2008


 

Hedefimiz AB

nDevlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Türkiye’nin AB’deki hedefinin tam üyelik olduğunu söyledi. Çiçek, ‘’Türkiye olarak gündemimizden düşmeyen ve tam hedefine ulaşıncaya kadar da büyük bir kararlılıkla takip etmemiz gereken hedeflerimizin başında AB konusu gelmektedir’’ dedi.

DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Türkiye’nin AB’deki hedefinin tam üyelik olduğunu söyledi.

Avrupalı Türk Demokratlar Birliği Berlin’in iftar yemeğine katılan Çiçek yaptığı konuşmada, ‘’Türkiye olarak gündemimizden düşmeyen ve tam hedefine ulaşıncaya kadar da büyük bir kararlılıkla takip etmemiz gereken hedeflerimizin başında AB konusu gelmektedir’’ dedi.

AB meselesini bir çağdaşlaşma, bir modernleşme projesi ve hedefi olarak gördüklerini ifade eden Çiçek, Türkiye’nin tam üye olmasını istemeyen, imtiyazlı ortaklık teklifini dillendirenlerin bulunduğunu ancak bunun kesinlikle kabul edilebilecek husus olmadığını vurgulayarak Türkiye’nin geldiği noktada hedefinin AB’ye tam üyelik olduğunu söyledi.

Türkiye’nin tam üye olması ile hem Türkiye’nin, hem de AB’nin bundan büyük ölçüde fayda göreceğini belirten Çiçek, şöyle konuştu:

‘’Zamanında bazı fırsatlar kaçırılmasaydı zamanında kararlar verebilseydik, sorunlara ideolojik değil de ileriyi görerek, Türkiye’nin hak ve çıkarları açısından biraz da kendimize güvenerek olaylara bakabilmiş olsaydık, zannediyorum bugün Türkiye daha farlı noktada olurdu. Sizler de bulunduğunuz noktadan daha ileride olabilirdiniz. Geriye dönüp dövünmenin bir anlamı yok. Ama Türkiye önemli bir fırsatı zamanında kaçırmıştır. Ama kaçan fırsatı yeniden yakalayabilmek elimizdedir. Bunun için gayret göstermemiz lazım.’’

Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğinde yurt dışındaki Türk vatandaşlarına da görevler düştüğünü belirten Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘’Almanya başta olmak olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde Türkiye’nin üye olmasını arzu etmeyenler var. Bizler ne yaparsak yapalım bu işten rahatsızdırlar. Buna karşılık üyeliğini arzu edenler de var. Bir de arada bir kesim var. Esas olan da bu aradaki kesim. Bu konuda da bu ülkede yaşayan vatandaşlarımıza, Türk kökenli insanlarımıza, sizlere,burada en başta sizlere görev düşmektedir. Halkın temsilcileri sizlersiniz, iyi intiba bırakmanız, beraber olma adına güzel örnekler vermeniz AB sürecine katılma sürecini azaltır.’’

Türkiye’deki reformların AB üyeliği için değil, Türkiye insanı için yapıldığını vurgulayan Çiçek, yasal ve kurumsal düzenlemeler gerektiğini, yeni çağın problemlerini eski düşünceler ile eski zihniyetler çözme imkanı olmadığını belirterek zihniyet değişimine de ihtiyaç olduğunu kaydetti.

21.09.2008


 

Netleşmeli

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Deniz Feneri ile tartışmaların bazı anayasal kurumları içine alması sizi rahatsız ediyor mu?” sorusunu cevaplandırırken, “Bütün bunların netleşmesi gerekir. Türkiye’de mahkemeler vardır, savcılar vardır. Şüphelerin giderilmesi gerekir. Kimse suçlu ilân edilemez “ dedi.

Gül: Şüpheler giderilmeli

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, Almanya’daki Deniz Feneri e.V davasının Türkiye’deki bağlantılarına ilişkin iddialar konusunda, Türkiye’de savcılar, hakimler ve bağımsız mahkemeler bulunduğunu vurgulayarak, ‘’Tüm şüpheleri giderici gerekli yasal araştırmalar, soruşturmalar yapılacaktır’’ dedi.

Gül, ABD’ye hareketinden önce Esenboğa Havalimanı’nda yaptığı basın toplantısında Almanya’daki Deniz Feneri e.V davasında mahkemenin Türkiye uzantılarıyla ilgili değerlendirmelerine ilişkin görüşünü ve konunun Ramazan ayında yardımlaşmaları nasıl etkileyeceğini sorması üzerine şunları söyledi: ‘’Türkiye’de savcılar, hakimler, bağımsız mahkemeler var. Bildiğim kadarıyla savcılar zaten bu konuyla ilgili bazı işlemler yapıyorlar. Ramazan ayı yardımlaşma ayıdır. Bu tip polemiklerin halkımızın yardımlaşmasını önlememesi lazım.’’ Gül, ‘’Deniz Feneri ile ilgili tartışmaların bazı Anayasal kurumları da içine alacak şekilde boyutlanması sizin açınızdan bir rahatsızlık oluşturdu mu’’ sorusunu cevaplarken de ‘’Bütün bunların netleşmesi gerekir’’ dedi. Türkiye’de savcıların ve bağımsız mahkemelerin olduğunu tekrarlayan Gül, ‘’Bunlarla ilgili tüm şüpheleri giderici gerekli yasal araştırmalar, soruşturmalar yapılacaktır. Kimse birden suçlu ilan edilemez ama bazı şüphelerin netleştirilmesi için Türkiye’de organlar vardır. O açıdan her şeyin incelenmesini ve neticesinin kamuoyuna net bir şekilde açıklanmasını doğru buluyorum’’ diye konuştu.

21.09.2008


 

ŞENER ERUYGUR HÂLÂ YOĞUN BAKIMDA

KOCAELİ Üniversitesi (KOÜ) Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde tedavi gören Ergenekon tutuklusu emekli Orgeneral Şener Eruygur’un hayati tehlikesinin devam ettiği bildirildi.

3 gün önce cezaevi merdivenlerinden düşerek yaralanan Eruygur’un tedavisi, KOÜ Araştırma Hastanesi’nde devam ediyor. Hastane yetkililerinden alınan bilgiye göre, Eruygur’un durumunda değişiklik olmadığı belirtildi. Halen yoğun bakımda tedavi gören Eruygur’un önceki gün çekilen tomografi sonuçları hakkında ise bilgi verilmiyor. Eruygur’un yoğun bakımda tedavisi devam ederken, ailesi ise başka bir serviste bekliyor

21.09.2008


 

BBP bürosuna taşlı saldırı

BÜYÜK Birlik Partisi’nin (BBP) Ankara Batıkent’teki bürosuna yapılan taşlı saldırıda, büronun camları kırıldı.

Partinin, Batıkent metro son durağı yakınındaki, bir binanın birinci katında bulunan bürosu, önceki gün saat 23.30 civarında, kimliği belirlemeyen kişi ya da kişilerce taşlandı. Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda polis ekibi gönderilirken, büronun camlarının kırıldığı belirlendi. Terörle Mücadele ekipleri de olay yerinde incelemelerde bulundu

21.09.2008


 

Çelik: Yardımseverlik duygusu krizi engelledi

MİLLî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Türk insanının yardımseverlik duygusunun, 2001 ekonomik krizinde Türkiye’nin Arjantin’den de kötü duruma gelmesini önlediğini söyledi.

Avrupa Türk Demokratlar Birliğinin iftar yemeğine katılmak üzere Viyana’da bulunan Çelik katıldığı iftar yemeğinin ardından gece geç saatte Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı olarak faaliyet gösteren Avusturya Türk İslam Birliği (ATİB) merkezini ziyaret ederek Türk vatandaşlarına hitabeden bir konuşma yaptı. Çelik yaptığı konuşmada şunları kaydetti:

‘’Anayasamızda, ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti laik, sosyal bir hukuk devletidir’ hükmü vardır. Eğer bizim insanımızın hayırseverlik, yardımseverlik duygusu olmasaydı biz 2001 yılındaki ekonomik krizde Arjantin’den beter olurduk. Bizim ilim irfan ve yardımlaşmadan yana olmamız çok önemlidir. Mevki, rütbe, makam sahibi olan insan önemli insandır. Önemli insan günün birinde unutulur gider ancak, değerli adam hazine, define gibidir. kubbede bir hoş seda bırakan adamdır. Yardımlaşma ve paylaşma duygusu olan insanlar değerli insanlardır’’

Avrupa ülkelerinde büyük bir Türk nüfusu bulunduğuna, sadece Almanya’da 2,7 milyon Türk’ün yaşadığına işaret eden Çelik, Avrupa ülkelerinde etkili ve başarılı olabilmek için ortak paydalarda buluşmanın önemini vurguladı. Çelik ‘’ortak paydalarda buluşarak nüfusu nüfuza dönüştürmemiz gerek’’ dedi.

Bazı çevrelerin ‘Türkiye’de misyonerler kol geziyor’ iddiasında bulunduklarını hatırlatan Çelik, ‘’bu iddia külliyen yalan. Siz çocuklarınıza aşı yaparsanız onların salgın hastalığa kapılmasından korkmazsınız. Siz çocuklarınıza ciddî bir dini eğitim verirseniz sizin misyonerlerden korkmanıza gerek kalmaz’’ diye konuştu.

21.09.2008


 

Batan gemideki arama çalışmaları sona erdi

BandIrma açıklarında 6 gün önce batan “Hayat N” adlı Ro-Ro gemisinde kaybolan 4 kişiyi arama çalışmaları sona erdirildi.

Bandırma Liman Başkanı Kubilay Yazan, yaptığı açıklamada, 6 gündür yapılan tüm çalışmalara rağmen kazada kaybolan kamyon sürücüleri Necati Kalın, Şevki Gönüllü, Murat Karaca ve Yahya Özoğlu’na ulaşılamadığını bildirdi. Arama çalışmalarında verilen 48 saatlik ek sürenin önceki gün sona erdiğini belirten Yazan, “Artık arama çalışmaları sona erdi. Bundan sonra gemiye yönelik çalışmalar yapılacak” dedi. Bursa ve Balıkesir Sivil Savunma Müdürlüğü’ne ait 15 kişilik ekip Bandırma’dan ayrıldı.

21.09.2008


 

Hatay’da askeri araç devrildi: 5 yaralı

Hatay’da askeri aracın devrilmesi sonucu 4’ü asker 5 kişi yaralandı.

Alınan bilgiye göre, 121. Serinyol Er Eğitim Alay Komutanlığı personelini taşıyan ve görevden dönen askeri aracın sürücüsü, Bahçelievler Kavşağı’nda yolun karşısına geçmeye çalışan Emine Bal’a (29) çarpmamak için manevra yapınca direksiyon hakimiyetini kaybetti. Kazada, Emine Bal ile araçta bulunan ve askeri personel oldukları bildirilen Erman Vahapoğlu, Ahmet Tabak ve İbrahim Karabacak hafif yaralı olarak Antakya Devlet Hastanesinde tedavi altına alındı. Ağır yaralanan Hüseyin Genç ise İskenderun Deniz Asker Hastanesine kaldırıldı. Yetkililer, kazayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğünü bildirdi.

21.09.2008


 

İhale yolsuzluğunda 21 tutuklama

DİyarbakIr’da, askeri ihalelerde haksız kazanç elde ettikleri gerekçesiyle gözaltına alınan, aralarında subay ve astsubayların da bulunduğu 21 kişi tutuklandı.

Edinilen bilgiye göre, Askeri Savcılık tarafından sürdürülen soruşturma kapsamında, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şubesi ekiplerince, ihalede usulsüzlük yaptıkları gerekçesiyle 5 gün önce gözaltına alınan, aralarında subay ve astsubayların da bulunduğu 21 kişi, sevk edildikleri askeri mahkeme tarafından tutuklandı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca bir süre önce başlatılan soruşturma, zanlıların askeri personel olması sebebiyle Askeri Savcılığa devredilmiş, Askeri Savcılıkça sürdürülen soruşturma kapsamında, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şubesi ekipleri, ihalede usulsüzlük yaptıkları gerekçesiyle 21 kişiyi gözaltına almıştı.

21.09.2008


 

Kayseri Belediye Başkanı Özhaseki, zehirlendi

Kayserİ Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, ‘’şiddetli besin zehirlenmesi’’ teşhisiyle tedavi altına alındı.

Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Dr. İsmail Tamer, yaptığı açıklamada, karın ağrısı ve ishal şikayeti bulunan Mehmet Özhaseki’ye, evinde yaptıkları muayene ve tahliller sonucu ‘’şiddetli besin zehirlenmesi’’ teşhisi koyduklarını söyledi. Serum tedavisi uygulanan Özhaseki’nin 4 gün evinde dinleneceğini ifade eden Tamer, rahatsızlık sebebiyle ABD seyahatine de izin vermediklerini kaydetti. Mehmet Özhaseki, BM’nin Genel Kurul ve üst düzey toplantıları dolayısıyla gideceği New York’ta ‘’Yüzyılın Gelişme Hedefleri ve Yoksulluğun Azaltılması İçin Kayseri Belediyesinin Çalışmaları’’ konulu bir bildiri sunacaktı

21.09.2008


 

Van’da 3 güvenlik görevlisi yaralandı

Güvenlİk güçlerinin, Van’ın Çatak ilçesi dağlık arazi kesiminde dün saat 04.30’da yaptığı operasyonda, teröristlerce tuzaklanmış patlayıcı maddenin patlaması sonucu 3 güvenlik görevlisinin yaralandığı bildirildi.

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan terörle mücadeleye ilişkin duyuruya göre, İran güvenlik kuvvetleri tarafından yakalanan bir terörist önceki gün Van’ın Başkale ilçesinde Türk güvenlik kuvvetlerine teslim edildi. Teröristler önceki gün, Hakkari’nin Şemdinli ilçesi Beyyurdu bölgesinde yoldan geçen bir aracı durdurarak araç sürücüsünü kaçırdı. Diğer taraftan, Hakkari’nin Yüksekova ilçesi dağlık arazi kesiminde askeri araçların geçişi esnasında, teröristlerce tuzaklanmış patlayıcı maddenin infilâkı sonucu olayda herhangi bir zayiat meydana gelmedi. Batman’ın Sason ilçesi dağlık arazi kesiminde de teröristlerce döşenen bir adet patlayıcı madde tespit edilerek imha edildi.

21.09.2008


 

Toptan: Mektubuma cevap bekliyorum

TBMM Başkanı Köksal Toptan, Mecliste grubu bulunan siyasi partilere uzlaşma komisyonu kurulması için yazdığı mektuba ilişkin, “Şu ana kadar MHP ve AK Parti uzlaşma komisyonu için 8 ismi başkanlığımıza bildirmiş bulunmaktadır.

Kalan 2 siyasi partimizden de olumlu cevap alacağımızı umuyorum” dedi. Köksal Toptan, Zonguldak’ın Kozlu Belde Belediye Başkanı Hüdai Dökmeci’yi makamında ziyaretinin ardından yaptığı açıklamada, yeni dönemde yeni bir girişim başlattığını, TBMM’de grubu bulunan siyasi partilerin genel başkanlarına mektup yazmak suretiyle dört ana başlıkta uzlaşma komisyonu kurulmasına katkı yapmalarının doğru olacağını ifade ettiğini belirtti. Toptan, şunları kaydetti: “TBMM, kurulduğu günden bu zamana kadar geçen en kritik zamanlarda uzlaşma suretiyle ülkenin birçok sorununu aşma becerisini gösteren Türkiye’nin en büyük kurumudur. En son geçen dönemde bildiğiniz gibi benim başkanı bulunduğum Adalet Komisyonu başta olmak üzere AB Uyum Yasalarında TBMM, uzlaşma örneğinin çok güzel fotoğraflarını vermiştir. Türkiye, AB ile müzakere sürecini başlattıysa Kopenhag Kriterleri’ne uygun dediğimiz bu mevzuat değişikliklerinin çok önemli bir rolü olmuştur. Biz bu çalışmaları iktidar, muhalefet hep beraber gerçekleştirdik. Anayasa, AB Uyum Kanunları, TBMM’nin İç Tüzüğü ve Siyasi Partiler, Seçim, Siyasi Etik ile Siyasetin Finansmanı Kanunu olmak üzere dört ana başlık altında Uzlaşma Komisyonu kurulması için parti genel başkanlarına yazdığım mektuba 1 Ekime kadar cevap bekliyorum. Şu ana kadar MHP ve AK Parti Uzlaşma Komisyonu için 2’şerden 8 ismi başkanlığımıza bildirmiş bulunmaktadır. Kalan 2 siyasi partimizden de olumlu cevap alacağımızı umuyorum.”

21.09.2008


 

Şeker hastaları için eğitim

ŞEKER hastalığı konusunda toplumsal bilincin arttırılması amacıyla Sağlık Bakanlığının desteğiyle hekimler, sağlık personeli, hasta ve yakınlarına yönelik Türkiye Diyabet Kontrol Projesi yürütülecek.

Sağlık Bakanlığı, 15 üniversite, Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği, Türkiye Diyabet Vakfı, Türk Diabet Cemiyeti, Türk Diabet ve Obezite Vakfı, Diyabet, Obezite ve Beslenme Derneği ile Diyabet Hemşireliği Derneği tarafından desteklenen proje kapsamında eğitim verilecek 22 il belirlendi.

Belirlenen 22 ile yakın illerden de katılım sağlanarak bütün Türkiye’yi kapsaması planlanan Diyabet Kontrol Projesi ile ülkede giderek yaygınlaşan diyabetin izlenmesi, diyabetli hastaların yaşam kalitesinin yükseltilmesi, yetersiz kontrolün yol açabileceği organ hasarlarının engellenmesi, toplumsal duyarlılık ve farkındalığın arttırılması için ortak bir strateji oluşturulması hedefleniyor. Hedef kitlesi risk grubundakiler ve sağlık çalışanları olarak belirlenen proje çerçevesinde, 1. basamak sağlık hizmeti veren aile hekimleriyle pratisyen hekimler, diyabet hemşireleri ve eczacıların eğitimlerinin pekiştirilmesi için toplantılar düzenlenecek. Risk grubundakilere yönelik olarak da diyabetli hastalar eğitilecek, diyabeti olmayanların duyarlılığı arttırılacak, eğitim ve önleme programları yürütülecek. Proje, Sağlık Bakanlığı ve ilgili dernek yetkililerinin katılımıyla 22 Eylül Pazartesi günü düzenlenecek bir basın toplantısıyla tanıtılacak.

‘’İNSÜLİNE BAŞLAMAKTA

TEREDDÜT EDİLİYOR’’

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Metin Arslan, diyabet konusunda gerek hekimler ve sağlık personeli gerekse hastalarla yakınlarının farkındalığının arttırılmasının büyük önem taşıdığını söyledi. Hastalar için sadece verilen reçetenin uygulanmasının yetmediğini, hastalarla yakınlarının diyabetle nasıl yaşanacağını bir hekim kadar iyi bilmeleri gerektiğini belirten Arslan, ‘’Ülkemizdeki 6 milyon diyabetli hastanın yaşam kalitesini yükseltmek, diyabete bağlı organ hasarlarını azaltmak ve yüksek risk taşımasına rağmen henüz farkında olmayan toplumu diyabetle mücadelede bilinçlendirmek için hazırlanan proje, ülkede bugüne kadar yürütülecek en büyük farkındalık projesi olacak’’ diye konuştu.

Yakından takip edilen diyabetli hastalarda bile olumsuzluklar ortaya çıkabildiğini ifade eden Arslan, kan şekerinin iyi takip edilmesi gerektiğini bildirdi. Kan şekerinin uygun sürede ayarlanamaması halinde ikinci bir ilâca başlamanın yararlı olacağını anlatan Arslan, ‘’Diyabetli hastalarda kan şekerini en iyi insülin ayarlıyor ama hem hastalar hem de hekimler buna başlamakta tereddüt ediyor. Bunun sonucunda da hastalara yetersiz tedavi uygulanıyor’’ dedi. Ankara/aa

21.09.2008


 

Cezaevinde Ramazan coşkusu

“BU Ramazan’da Bayrampaşa Cezaevi’ndeyiz” sloganıyla yola çıkan Bayrampaşa Belediyesi, bir zamanlar ölüm oruçlarının tutulduğu Bayrampaşa Cezaevi’ni iftar evine dönüştürdü.

Bayrampaşa Belediyesinin Ramazan faaliyetlerini gerçekleştirildiği Bayrampaşa Cezaevi içerisine dev bir iftar çadırı bulunuyor. Cezaevi iftar çadırına ilâve olarak lunapark, alış veriş stantları, otağ çadırı, çay bahçeleri, eğlence ve dinlenme mekânları ile donatılmış durumda. Ramazan programları sebebiyle renkli bir görünüme kavuşan Bayrampaşa Cezaevi adeta ziyaretçi akınına uğruyor. Halkın öğlen saatlerinden itibaren gelmeye başladığı Bayrampaşa Cezaevinin iftar saatinin yaklaşmasıyla ziyaretçileri daha da artıyor. İftarını, belediyenin kurduğu çadırda açanlara, daha sonra evlerinde iftarını açıp gelenler de ekleniyor ve Bayrampaşa Cezaevinde günlük ziyaretçi sayısı on beş bini buluyor. Ramazan faaliyetlerini takip etmek için çocuklarını, hatta bebeklerini bile alıp gelen ailelerin hınca hınç doldurduğu Bayrampaşa Cezaevinde iftar sonrası yürümek bile güç hâle geliyor. Koğuşlarının bir bölümü de ziyarete açılan Bayrampaşa Cezaevinde teravih sonrasında gerçekleştirilen kültürsanat aktiviteleri de büyük ilgi görüyor. Hacivat-karagöz gösterisi, stand up, gölge oyunları gibi geleneksel Ramazan gösterilerinin ardından her gece farklı bir faaliyet yer alıyor. Belediyenin iftar çadırında her gün yaklaşık 3 bin kişiye iftar yemeği veriliyor. Bu arada Bayrampaşa Belediyesi’nin Balkan ülkelerine yönelik Ramazan faaliyetleri arasında yer alan Bereket Konvoyu Balkan ülkelerindeki turunu sürdüyor. Konvoy, bu güne kadar Kosova, Bosna Hersek, Sırbistan ve Makedonya gibi ülkeleri ziyaret etti. Bu ülkelerde yaşayan Müslümanlara iftar yemeği verdi.

21.09.2008


 

İstanbul’daki Antalyalılar iftarda buluştu

İSTANBUL'DAKİ Antalyalılar, Antalya Öğretim ve Eğitim Vakfı’nın (Antalya Vakfı) İstanbul Laleli Crown Plaza Old City Otel’de düzenledeği geleneksel iftar sofrası programında biraraya gelerek hasret giderdi.

Antalya Vakfı Başkanı İsmail Hakkı Tunç, yaptığı kısa konuşmada 1972 yılında kurulan vakfın kurucuları arasında, başta Antalya İl Özel İdaresi olmak üzere, 10 tüzel kişilik bulunduğunu belirterek, devrin Antalya Valisi Hüseyin Öğütçen’in de vakfın kuruluş senedinde imzası bulunduğunu hatırlattı. İsmail Hakkı Tunç, vakfın kurulduğu zamandan 1998 yılına kadar İstanbul’da mülkiyeti Antalya İl Özel İdaresi’ne ait yurtta Antalyalı üniversite öğrencilerine barınma ve burs imkânı sunduğunu ifade ederek, bu tarihte yurt binalarının satılması ile birlikte vakfın sıkıntıya girdiğini anlattı. Vakfı Başkanı Tunç, vakfın 1998 yılından buyana sadece hayırseverlerden topladığı bağışlarla maddî durumu iyi olmayan, başarılı Antalyalı üniversite öğrencilerine burs verdiğini belirterek, başta vakfın kurucuları arasında bulunan kamu tüzel kişileri olmak üzere Antalyalı hayırseverleri vakfa bağışta bulunmaya çağırdı

21.09.2008


 

Yağışlı hava geliyor

YURDUN batı kesimlerinin yeni bir yağışlı havanın etkisine gireceği bildirildi.

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, Kıyı Ege ve Batı Akdeniz’de başlayacak gök gürültülü sağanak yağışların bugün, Marmara, Ege, Akdeniz, İç Anadolu’nun Batısı ile Batı Karadeniz’de devam etmesi bekleniyor.

Meteorolojiye göre Kıyı Ege ve Batı Akdeniz’de ve Marmara’nın Doğusu, Batı Karadeniz, Güney ve Kıyı Ege ile Batı Akdeniz’de görülecek yağışlar kuvvetli olacak. Yağışlı havanın hafta ortasına kadar yurdun büyük bölümünde etkisini sürdürmesi, hava sıcaklığının yarın yurdun iç ve batı kesimlerinde 2-4 derece azalması bekleniyor. Açıklamada, bu gece; İzmir, Aydın, Muğla, Antalya, Isparta ve Burdur illeri başta olmak üzere Kıyı Ege ve Batı Akdeniz’de, yarın; İstanbul, Kocaeli, Bolu, Düzce, Kastamonu ve Zonguldak illeri başta olmak üzere Marmara’nın Doğusu, Batı Karadeniz, Güney ve Kıyı Ege ile Batı Akdeniz’de görülecek kuvvetli sağanak yağışların oluşturacağı olumsuz şartlara karşı vatandaşların ve ilgililerin tedbirli olmaları istendi.

21.09.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Site yöneticisi | Editör
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır